id
int64
0
3.57M
text
stringlengths
0
1.2M
1,431
küçükresim| Klaudyos Batlamyus (, Klaudios Ptolemaios), İskenderiyeli Yunan matematikçi, coğrafyacı, astronom ve müzik teorisyeniydi ve üçü daha sonra Bizans, İslam ve Batı Avrupa bilimi için önemli olan yaklaşık bir düzine bilimsel tez yazmıştır. MS 100–170 yılları arasında yaşadığı tahmin edilmektedir. Geç İskenderiye Dönemi'nde yaşamış (MS 2. yüzyılın ilk yarısı) ünlü bilim adamlarındandır. Hayatı hakkında hemen hemen hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Müslüman astronomlar 78 yaşına kadar yaşadığını söylemektedir. Yunan asıllı bir Mısırlı veya Mısır asıllı bir Yunan olduğu iddia edilmektedir. ==Kitapları== Batlamyus, iki önemli yapıtın yazarıdır: Büyük Bileşim ve Coğrafya. Bu yapıtlar Avrupa'daki Orta Çağ'ın bitişinde önemli yere sahiptir. Kitapların Latinceye çevrilişi ancak 12. yüzyılda yapılmıştır. * Büyük Bileşim (Arapça: Kitab el Macisti, Latince: Almagest, Yunanca: Mathematike Syntatksis), Yunan ve Babil uygarlıklarının gökbilim bilgilerinin bir derlemesidir. Derlemenin çoğu kendisinden üç yüzyıl önce yaşamış olan Hiparkus'a dayanır. Yapıtta Dünya merkezli bir Güneş Sistemi modeli önerilir. Bu model, Kopernik'in güneş merkezli modeline dek Batı ve İslam dünyalarında geçerli model olarak kabul edilmiştir. Kitapta ayrıca düzlem ve küresel trigonometri hakkında bir inceleme bulunmaktadır.Meydan Larousesse, Büyük Lugat ve Ansiklopedi, Ptolemaios maddesi. * Batlamyus'un diğer önemli yapıtı Coğrafya da bir derlemedir. Çağının Roma İmparatorluğu'nda bilinen coğrafya bilgileri bu kitapta toplanmıştır. Batlamyus astronomi, matematik, coğrafya ve optik alanlarına katkılar yapmıştır; ancak en çok astronomi çalışmalarıyla tanınır. Zamanına kadar ulaşan astronomi bilgisinin sentezini yapmış ve bunları Mathematike Syntaxis (Matematik Sentezi) adlı yapıtında toplamıştır. Bu eser daha sonra Megale Syntaxis (Büyük Derleme) olarak anılmış ve Arapçaya çevrilirken başına harf-i tarif takısı olan el- getirildiği için, ismi el-Mecistî biçimine dönüşmüştür; daha sonra Arapçadan Latinceye çevrilirken Almagest olarak adlandırıldığından, bugün Batı dünyasında bu eser Almagest adıyla tanınmaktadır. Almagest, on üç kitaptan oluşur; * Birinci Kitap, kanıtlarıyla birlikte yermerkezli dizge'nin ana çizgilerini verir; * İkinci Kitap, Menelaus'un teoremiyle, küresel trigonometri bilgilerini ve bir kirişler tablosunu içerir; burada örnek problemler de çözülmüştür; * Üçüncü Kitap, Güneş'in hareketini ve yıllık süreyi anlatır; * Dördüncü Kitap, Ay'ın hareketini ve aylık süreyi konu edinir; * Beşinci Kitap, aynı konularla ilgilidir. Ay'ın ve Güneş'in mesafelerini tartıştığı gibi, bir usturlabın yapılışı ve kullanılışı hakkında da ayrıntılı bilgiler sunar; * Altıncı Kitap, gezegenlerin kavuşumları ve karşılaşımlarını, Güneş ve Ay tutulmalarını inceler; * Yedinci ve Sekizinci Kitap, durağan yıldızlarla ilgilidir; meşhur devinme tartışmasını, Batlamyus'un durağan yıldızlar kataloğunu ve gök küresi aleti yapabilmek için gerekli yöntem bilgisini içerir; * Geriye kalan beş kitap ise devingen yıldızların, yani gezegenlerin hareketlerine ayrılmıştır ve yapıtın en özgün kısmıdır. Batlamyus bu eserde, ana çizgileriyle göksel olguları anlamlandırmak üzere kurmuş olduğu geometrik kuramı tanıtmaktadır; Aristoteles fiziğini temel alan bu kuramda, evren küreseldir ve Yer bu evrenin merkezinde hareketsiz olarak durmaktadır. Şayet günlük veya yıllık görünümler Yer'in hareketleri sonucunda meydana gelseydi, her şey uzaya saçılır ve Yer parçalanırdı. Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter, Satürn ve sabit yıldızlar Yer'in çevresinde, muntazam hızlarla, dairesel hareketler yaparlar. Sabit yıldızlar küresi evrenin sonudur. Ancak, Yer'in merkezde olduğu ve gök cisimlerinin de onun çevresinde düzenli olarak dolandıkları kabul edildiğinde, bazı gözlemleri, örneğin Ay ve Güneş'in Yer'e yaklaşıp uzaklaşmalarını, bazen hızlı ve en kapsamlı bilgiler vermiştir; çünkü küresel astronominin sınırları içinde kalan klasik astronomiye ait hesaplamalar, küresel geometriye dayanmaktadır. Batlamyus'tan yaklaşık üç asır önce yaşamış olan Hipparkhos (MÖ 150) açıların kirişlerle ölçülebileceğini bildirmiş ve bir kirişler cetveli hazırlamıştı; ancak konuya ilişkin yapıtı kaybolduğundan, bu cetveli nasıl düzenlediği bilinmemektedir. Bazı yayların kirişlerinin bulunması çok kolaydı ve bu kirişlere ana kirişler adı verilmişti; ama bunların dışındaki yayların kirişlerinin bulunması uzun işlemleri gerektiriyordu. Bu nedenle Batlamyus kirişler cetvelini hazırlarken bir dairenin içine çizilmiş dörtgenlere ilişkin Batlamyus Teoremi'ni (AB. CD + AD. BC = AC. BD) kullanmak suretiyle, açılar toplamı ve farkının kirişlerini (kiriş (A-B), kiriş (A+B), kiriş A/2, kiriş 2A gibi) bulma yoluna gitmişti. == Coğrafya araştırmaları == Batlamyus, coğrafya araştırmalarına da öncülük etmiş ve Coğrafya adlı yapıtıyla matematiksel coğrafya alanını kurmuştur. Bu kitap Kristof Kolomb'a kadar bütün coğrafyacılar tarafından başvuru kitabı olarak kullanılmıştır. Almagest'ten sonra yazılan Coğrafya, sekiz kitaba bölünmüştür ve matematiksel coğrafya ile haritaların çizilebilmesi için gerekli bilgilere tahsis edilmiştir; Almagest gibi Coğrafya da derleme bir eserdir; Batlamyus bu kitabı hazırlarken Eratosthenes, Hipparkhos, Strabon ve özellikle de Surlu Marinos'tan büyük ölçüde yararlanmıştır. küçükresim|300px| Coğrafya'nın Birinci Kitabı, Dünya'nın -ya da doğrusunu söylemek gerekirse Yunanlar tarafından bilinen Dünya'nın- büyüklüğü ve kartografik izdüşüm yöntemleri hakkında ayrıntılı bilgiler verir. İkinci Kitap'la Yedinci Kitap arasında, tanınmış memleketlerdeki önemli yerlerin, yani önemli kentlerin, dağların ve nehirlerin enlem ve boylamları verilerek Dünya'nın düzenli bir tasviri yapılır. Enlem ve boylamlardan, yani bir başlangıç dairesine olan uzaklıklardan söz eden ilk bilgin olan Batlamyus'un enlem ve boylam tablolarıyla betimlemeye çalıştığı Dünya, kabaca 20° güneyden, 65° kuzeye; batıdaki Kanarya Adaları'ndan, bunların yaklaşık olarak 180° doğusundaki bölgelere kadar uzanmaktadır. Bunun dışında kalan bölgeler ise Yunanlar ve dolayısıyla Batlamyus tarafından tanınmamaktadır. Batlamyus'un tahminlerinin başarısının şaşırtıcı bir başka nedeni daha vardı. Haritalı Coğrafya'nın hayatta kalan en eski el yazmaları, 12. yüzyılın sonlarında Bizans'tan gelmektedir. Batlamyus'un kendi haritalarını çizdiğine dair somut bir kanıt yoktur. Bunun yerine, coğrafi verileri daha sonraki harita yapımcılarının uyarlamasına izin veren bir dizi sayı ve diyagram kullanarak dijital biçimde iletti. Belki de bu nedenle Batlamyus'u ilk dijital coğrafyacı olarak kabul etmeliyiz."There is no concrete evidence that Ptolemy ever drew his own maps. Instead, he transmitted geographical data in digital form, using a series of numbers and diagrams that allowed later map-makers to adapt it." https://www.historyextra.com/period/ancient-history/ptolemys-maps-the-father- of-modern-geography/ Söz konusu tablolar, haritaların çizilmesini olanaklı kılmaktadır ve belki? de bu haritalar eserin eski nüshalarında mevcuttur. Astronomi bilgilerini kapsayan Sekizinci Kitap'ta bunlara atıflar yapılmıştır. Ancak Batlamyus'un coğrafya anlayışı yeterince geniş değildir. İklim, doğal ürünler ve fiziki coğrafyaya giren konularla hiç ilgilenmemiştir. Başlangıç meridyenini sağlam bir şekilde belirleyemediği için, vermiş olduğu koordinatlar hatalıdır. Ayrıca, Yer'in büyüklüğü hakkındaki tahmini de doğru değildir. Ancak Kristof Kolomb bu yanlış tahminden cesaret alarak Batı'ya doğru gitmiş ve Kuzey Amerika'ya ulaşmıştır. == Optik araştırmaları == Aynı zamanda döneminin önde gelen optik araştırmacılarından olan Batlamyus, daha önceki optikçilerin çoğu gibi, görmenin gözden çıkan görsel ışınlar yoluyla oluştuğu görüşünü benimsemiştir. Ancak, görsel yayılımın fiziksel yorumunu da vermiş ve bu yayılımın, kesikli ve aralıklı koni biçiminde değil de, kesiksiz ve sürekliliği olan piramit biçiminde olduğunu belirtmiştir. Şayet böyle olmasaydı, yani ışınlar gözden sürekli olarak çıkmasaydı, nesneler bütün olarak görülemezlerdi. Buna rağmen, Batlamyus'un görsel piramit fikri, optikçiler arasında rağbet görmemiş ve görme söz konusu olduğunda daha çok koni biçimi göz önüne alınmıştır. Daha sonra da İslam dünyasında bilginlerin görsel koni fikrine dayandıkları ve görme geometrisini bunun üzerine kurdukları görülmektedir. Batlamyus, katoptrik (yansıma) konusuyla da ilgilenmiş ve ayrıntılı deneyler sonucunda üç prensip ileri sürmüştür: # Aynada görünen nesne, gözün konumuna bağlı olarak aynadan nesneye yansıyan görsel ışın yönünde görünür. # Aynadaki görüntü, nesneden ayna yüzeyine çizilen dikme yönünde ortaya çıkar. # Geliş ve yansıma açıları eşittir. Bu üç prensipten ilk ikisini kuramsal, üçüncüsünü ise deneysel olarak kanıtlayan Batlamyus, ayna yüzeyine gelen ışının eşit açıyla yansıdığını gösterebilmek için, derecelenmiş ve tabanına ayna yerleştirilmiş olan bakır bir levha kullanmıştır. Bir ışın hüzmesini levhaya teğet biçimde ayna yüzeyine gönderip, gelme ve yansıma açılarının büyüklüklerini belirlemiş ve bunların eşit olduğunu görmüştür. Batlamyus bu deneyini küresel ve parabolik bütün aynalar için tekrarlayarak, sonucun doğruluğunu kanıtlamıştır. Batlamyus, dioptrik (kırılma) konusuyla da ilgilenmiş ve ışığın bir ortamdan diğerine geçerken yoğunluk farkından dolayı yön değiştirmesinin nedenini araştırmıştır. Bu araştırmanın sonucunda, az yoğun ortamdan çok yoğun ortama geçen ışının, normale yaklaşarak ve çok yoğun ortamdan az yoğun ortama geçen ışının ise normalden uzaklaşarak kırıldığını ve kırılma miktarının yoğunluk farkına bağlı olduğunu ileri sürmüştür. Konuyu ele alırken benimsediği bazı prensiplerde bunu açıkça görmek olanaklıdır: # Görsel ışın az yoğundan çok yoğuna veya çok yoğundan az yoğuna geçtiğinde kırılır. # Görsel ışın doğrusal olarak yayılır ve farklı yoğunluktaki iki ortamı birbirinden ayıran sınırda yön değiştirir. # Gelme ve kırılma açıları eşit değildir, fakat aralarında niceliksel bir ilişki vardır. # Görüntü, gözden çıkan ışının devamında ortaya çıkar. Batlamyus ortam farklılıklarından dolayı ışığın uğradığı değişimleri, aynı zamanda kırılma kanununu da içerecek şekilde deneysel olarak göstermeye çalışmış ve çeşitli ortamlardaki (havadan cama, havadan suya ve sudan cama) kırılma derecelerini gösteren cetveller hazırlamıştır. Ancak verdiği değerler küçük açılar dışında tutarlı olmadığı için kırılma kanununu elde edememiştir. == Astrolojik çalışmaları == Batlamyus, daha önce Babil ve Yunan astronomları ve astrologları tarafından derlenmiş bilgi birikiminden yararlanarak astrolojiyi de sistematize etmiştir. Dört bölümden oluştuğu için Tetrabiblos (Dört Kitap) olarak adlandırdığı yapıtında, gezegenlerin nitelik ve etkileri, burçların özellikleri, uğurlu ve uğursuz günlerin belirlenmesi gibi astroloji kapsamındaki konular hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştir. Orta Çağ ve Yeni Çağ astrolojisi bu kitabın sunmuş olduğu birikime dayanacaktır. Astroloji bir bilim değildir, ama astronomi ile birlikte doğmuş ve yaklaşık olarak 18. yüzyıl'a kadar bu bilimin gelişimini, kısmen olumlu kısmen de olumsuz yönde etkilemiştir; bu nedenle astronomi tarihi araştırmalarında astrolojiye ilişkin gelişmelerden de bahsetmek gerekir. == Ayrıca bakınız == * MakorabaAbshire, C.; Gusev, D.; Stafeyev, S.K.; Wang, M. (2020). "Enhanced Mathematical Method for Visualizing Ptolemy's Arabia". International Web Journal on Sciences and Technologies Affined to History of Cartography and Maps. Vol. 15, No. 1: 1–25. == Kaynakça == Kategori:100 doğumlular Kategori:170 yılında ölenler Kategori:2. yüzyılda Antik Yunanlar Kategori:2. yüzyıl filozofları Kategori:Antik Yunan matematikçiler Kategori:Antik Yunan coğrafyacılar Kategori:Antik Yunan astronomlar Kategori:Müzik teorisi Kategori:Antik astrologlar Kategori:Jeodezi
1,470
Leopold Kronecker (; 7 Aralık 1823 - 29 Aralık 1891) sayı teorisi, cebir ve mantık üzerine çalışan bir Alman matematikçiydi. Georg Cantor'un küme teorisi üzerine çalışmalarını eleştirdi ve tarafından " (Tam sayıları Tanrı yarattı, diğer her şey insanın işidir)" söylemiyle alıntılandı.The English translation is from Gray. In a footnote, Gray attributes the German quote to "Weber 1891/92, 19, quoting from a lecture of Kronecker's of 1886". Weber, Heinrich L. 1891–1892. Kronecker . Jahresbericht der Deutschen Mathematiker-Vereinigung 2:5-23. (The quote is on p. 19.) Kronecker, Ernst Kummer'in öğrencisi ve ömür boyu arkadaşıydı. 1841 yılında Berlin Üniversitesine girerek Dirichlet ve Steiner gibi matematikçilerden öğrenim almıştır. Doktorasını 1845 yılında yine Berlin Üniversitesi'nde sayılar teorisinde kompleks birimler üzerinde yapmıştır. Geliştirdiği finitizm anlayışı Kroneker'i, matematiğin temelleri arasında yer alan sezgicilik akımının öncülerinden biri yapmıştır. == Hayatı == Leopold Kronecker 7 Aralık 1823'te Liegnitz, Prusya'da (şimdi Legnica, Polonya) varlıklı bir Yahudi ailede doğdu. Ebeveynleri Isidor ve Johanna (evlilik öncesi soyadı Prausnitzep) çocuklarının eğitimiyle ilgilendi ve onlara evde özel ders sağladı -Leopold'un küçük erkek kardeşi Hugo Kronecker da bilimsel bir yol izleyerek daha sonra önemli bir fizyolog olacaktı. Kronecker daha sonra bilim, tarih ve felsefe gibi çok çeşitli konularla ilgilenirken aynı zamanda jimnastik ve yüzmeyle ilgilendiği Liegnitz Spor Salonu'na gitti. Spor salonunda, çocuğun matematiğe olan ilgisini fark eden ve teşvik eden Ernst Kummer tarafından eğitildi. 1841'de Kronecker, ilgisinin hemen matematiğe odaklanmak yerine astronomi ve felsefe dahil olmak üzere birçok konuya yayıldığı Berlin Üniversitesi'nde öğrenci oldu. 1843 yazını Bonn Üniversitesi'nde astronomi okuyarak ve 1843-44'ü Breslau Üniversitesi'nde eski öğretmeni Kummer'in ardından geçirdi. Kronecker Berlin'e döndüğünde Peter Gustav Lejeune Dirichlet ile matematik okudu ve 1845'te Dirichlet'in gözetiminde yazdığı cebirsel sayı teorisindeki tezini savundu. Derecesini aldıktan sonra, Kronecker, akademik kariyer yolunda araştırmaya olan ilgisini takip etmedi. Annesinin eski bir bankacı olan amcası tarafından inşa edilen büyük bir tarım arazisini yönetmek için memleketine geri döndü. 1848'de kuzeni Fanny Prausnitzer ile evlendi ve çiftin altı çocuğu oldu. Kronecker birkaç yıl iş dünyasına odaklandı ve bir hobi olarak matematiği okumaya devam etmesine ve Kummer ile yazışmasına rağmen hiçbir matematiksel sonuç yayınlamadı. 1853'te denklemlerin cebirsel çözülebilirliği üzerine, Évariste Galois'nın denklem teorisi üzerine çalışmasını genişleten bir anı yazdı. sol|küçükresim| İş faaliyetlerinden dolayı Kronecker finansal olarak rahattı ve bu nedenle 1855'te özel bir bilim adamı olarak matematik yapmak için Berlin'e dönebilirdi. Eşi Rebecka'nın zengin Mendelssohn ailesinden gelen Dirichlet, Kronecker'i Berlin elitiyle tanıştırmıştı. Üniversiteye yeni katılan Karl Weierstrass ile Dirichlet'in matematik kürsüsünü yeni devralan eski öğretmeni Kummer'in yakın arkadaşı oldu. Sonraki yıllarda Kronecker, önceki yıllardaki bağımsız araştırmalarından kaynaklanan çok sayıda makale yayınladı. Yayınlanan bu araştırma sonucunda 1861'de Berlin Akademisi üyeliğine seçildi. Resmi bir üniversite pozisyonu olmamasına rağmen, Kronecker Akademi'nin bir üyesi olarak Berlin Üniversitesi'nde ders alma hakkına sahipti ve 1862'den başlayarak bunu yapmaya karar verdi. 1866'da Riemann öldüğünde, Kronecker'e Göttingen Üniversitesi'nde matematik kürsüsü teklif edildi (daha önce Carl Friedrich Gauss ve Dirichlet tarafından tutuldu), ancak Akademi'deki pozisyonunu korumayı tercih ederek reddetti. Ancak 1883'te, Kummer üniversiteden emekli olduğunda, Kronecker onun yerine davet edildi ve sıradan bir profesör oldu. Kronecker, diğerleri arasında Kurt Hensel, Adolf Kneser, Mathias Lerch ve Franz Mertens'in süpervizörüydü. Matematiğe ilişkin felsefi görüşü, onu yıllar boyunca birkaç matematikçiyle çatışmaya soktu, özellikle 1888'de neredeyse üniversiteden ayrılmaya karar veren Weierstrass ile ilişkisini zorladı. Kronecker, 29 Aralık 1891'de karısının ölümünden birkaç ay sonra Berlin'de öldü. Hayatının son yılında Hristiyan oldu. Gustav Kirchhoff yakınlarındaki Berlin-Schöneberg'deki Alter St. Matthäus Kirchhof mezarlığına gömüldü. == Bilimsel aktiviteleri == === Matematik araştırmaları === Kronecker'in araştırmasının önemli bir kısmı sayı teorisi ve cebire odaklandı. Denklemler teorisi ve Galois teorisi üzerine 1853 tarihli bir makalede, Kronecker-Weber teoremini formüle etti, ancak kesin bir kanıt sunmadı (teorem çok daha sonra David Hilbert tarafından tamamen kanıtlandı). Ayrıca, sonlu üretilmiş değişmeli gruplar için yapı teoremini tanıttı. Kronecker eliptik fonksiyonlar üzerinde çalıştı ve daha sonra Hilbert tarafından on ikinci problemi olarak değiştirilmiş bir biçimde öne sürülen bir genelleme olan "liebster Jugendtraum"u ("gençliğin en değerli hayali") varsaydı. 1850 tarihli bir makalede, Beşinci Derecenin Genel Denkleminin Çözümü Üzerine (On the Solution of the General Equation of the Fifth Degree), Kronecker grup teorisini uygulayarak beşinci dereceden denklemi çözdü (çözümü radikaller açısından olmasa da: Abel-Ruffini teoremi tarafından imkansız olduğu kanıtlandı). Cebirsel sayı teorisinde Kronecker, Dedekind'in felsefi nedenlerle kabul edilebilir bulmadığı idealler teorisine alternatif olarak bölenler teorisini tanıttı. Dedekind'in yaklaşımının genel olarak benimsenmesi, Kronecker'in teorisinin uzun süre göz ardı edilmesine yol açsa da, onun bölenleri yararlı bulundu ve 20. yüzyılda birkaç matematikçi tarafından yeniden canlandırıldı. Kronecker ayrıca gerçel sayılarda irrasyonel sayıların biçimini yeniden yapılandırarak süreklilik kavramına katkıda bulundu. Analizde Kronecker, meslektaşı Karl Weierstrass tarafından bir sürekli, hiçbir yerde türevlenemeyen fonksiyon formülasyonunu reddetti. Kronecker için ayrıca Kronecker limit formülü, Kronecker eşleşmesi, Kronecker deltası, Kronecker tarağı, Kronecker sembolü, Kronecker çarpımı, polinomları çarpanlara ayırmada Kronecker yöntemi, Kronecker ikamesi, sayı teorisinde Kronecker teoremi, Kronecker lemması ve Eisenstein-Kronecker sayıları da adlandırılmıştır . === Matematik felsefesi === Kronecker'in sonluluğu onu matematiğin temellerinde sezgiselliğin öncüsü yaptı. == Onurlandırılması == Kronecker birkaç akademinin üyesi olarak seçildi: * Prusya Bilimler Akademisi (1861) * Fransız Bilimler Akademisi (1868) * Kraliyet Cemiyeti (1884). 25624 Kronecker asteroidi onun adını almıştır. == Yayınları == * * == Kaynakça == == Konuyla ilgili yayınlar == * * * * * * * == Dış bağlantılar == * * Kategori:1823 doğumlular Kategori:1891 yılında ölenler Kategori:Alman matematikçiler Kategori:Almanya Yahudileri Kategori:Berlin Humboldt Üniversitesi öğretim üyeleri Kategori:Berlin Humboldt Üniversitesinde öğrenim görenler Kategori:Hristiyan olanlar Kategori:Royal Society'nin yabancı üyeleri Kategori:Sayı teorisyenleri Kategori:St Petersburg Bilimler Akademisi'nin muhabir üyeleri Kategori:Yahudi asıllı Almanlar
1,354
alt=A detail of the earliest know oil paintings in the world (circa. 650 AD) located in Bamiyan, Afghanistan.|küçükresim|Afganistan, Bamiyan'da oluşturulan dünyanın en eski yağlı boya tablosundan (~ MS 650) bir detay Resim, herhangi bir yüzey üzerine çizgi ve renklerle yapılan, günümüzde kavramsal bir boyutta ele alınması açısından hemen her tür malzemenin kullanılabildiği bir anlatım tekniğidir. Resim yapma sanatıyla meşgul kişiler, ressam olarak adlandırılırlar. Keten tohumu yağı, haşhaş tohumu yağı, ceviz yağı ve aspir yağı yaygın kullanılan kurutucu yağlardır. Yağ seçimi, sararma miktarı veya kuruma süresi gibi yağlı boya tabloya bir dizi özellik kazandırır. Yağa bağlı olarak bazı farklılıklar da boyanın parlaklığında görülür. Bir sanatçı istenen belirli pigmentlere ve efektlere bağlı olarak aynı tabloda birkaç farklı yağ kullanabilir. Boyanın kendisi de ortama bağlı olarak belirli bir tutarlılık geliştirir. Yağ, gövdesi ve parlaklığı için değerli bir vernik oluşturmak için çam reçinesi veya buhur gibi bir reçine ile kaynatılabilir. Bilinen en eski yağlı boya tablolar Budist Afganistan 'daki sanatçılar tarafından yapılmıştır ve MS 7. yüzyıla kadar uzanır. Pigmentleri yağda bağlama tekniği Avrupa'da en azından 12. yüzyılda biliniyordu. Avrupalılar tarafından yağlı boyanın benimsenmesi, Kuzey Avrupa'da Erken Hollanda resmi ile başladı ve Rönesans 'ın başlamasıyla yağlı boya teknikleri neredeyse Avrupa'nın çoğunluğunda tempera boya kullanımının yerini geçti. Son yıllarda su bazlı yağlı boya kullanılmaya başlandı. Suda çözünen boyalar ya mühendislik ürünüdür ya da boya inceltici yerine su ile inceltilmelerine imkan veren bir emülgatör eklenir ve yeterince seyreltildiğinde geleneksel yağlarda 1-3 hafta olan boya kuruma süresi 1-3 güne iner. == Tarihçe == Tarihte keşfedilen ilk resimler; kesin bir bilgi içermemekle birlikte, ortalama 30 bin yıllık oldukları varsayılan, 1994 yılında, Fransa'nın Vallon-Pont-d'Arc bölgesinde yer alan ve adını, mağarayı keşfeden Jean-Marie Chauvet'den alan, Chauvet Mağarası'nda keşfedilmişlerdir. Tarih öncesi resimler, kimileri açıkta yer alan, pek çoğu ise mağaralarda olmak üzere, kaya duvarlarına çizilmiş hayvan, av sahneleri ve boyalı ellerle oluşturulmuş izlerden meydana gelirler. Bu resimler, tarihi önemleri dışında, insanoğlunun soyut düşünme yeteneğinin o dönemlerde de gelişmiş olduğunu kanıtlamaları bakımından ayrıca değer taşırlar. İlk resimlerin yapılış amaçları arasında, dönem insanının, kendilerini kuşatan doğa karşısında oluşturdukları mistik eğilimler doğrultusunda, kabileye kötülük getirdiğine inanılan olguları uzak tutmak, örneğin, ava dair bereketin arttırılması, topluluğun gelişimi ve güvenliği bakımından genç avcı adaylarına dönük eğitim, doğaya duyulan hayranlık ve keşfetme ihtiyacının yer aldığı kabul edilir. Resim yapmakta kullanılan teknikler; malzemelerin gelişimini de etkilemiş, örneğin, bitki kökü gibi doğal yollarla elde edilen boyaların yerini, endüstriyel, sağlığa daha az zararlı, kalıcı ve kullanımı daha kolay boyalar almıştır. Hristiyanlık'ta Batı resmi, milattan sonra dini konuları sembolik bir şekilde resmetmeye odaklanmıştır. Ancak figürler hareketsiz, kompozisyonlar ise kuralcıdır. İslam dininde ve medeniyetinde iki boyutlu ve üç boyutlu (ve benzeri araçlar); Allah'ın, yarattıklarını taklit etmeyi insanoğluna yasakladığı için İslami resimler 18. yüzyılın ortalarına kadar daha çok soyut desenler ve yazının şekillendirilmesi hat sanatı, ebru ve minyatür ile sınırlı kalmıştır. Rönesans'tan sonra dini konuların dışına çıkılmaya başlanmış, ressamlar eserlerine vermek istedikleri anlamlara göre nüanslar katmaya başlamışlardır. Rönesans ile canlanan ve doğayı inceleyerek, detaylı şekilde, olduğu gibi resmetme arzusu perspektif tekniğinin geliştirilmesine yol açmıştır. Leonardo da Vinci'nin anatomi analizleri eşsiz kabul edilir. Osmanlı'da resim sanatının yerleşmesi: 1860-1869 döneminde, Paris’te Gérôme’un öğrencisi olan Osman Hamdi Bey, ülkesine döndükten sonra gerçekleştirdiği yapıtlar ve Sanayii Nefise Mektebi'ni kurmasıyla birlikte, resim sanatı Doğu toplumlarında yaygınlaşmaya başlamıştır. Günümüzde, dünya resim tarihinin önemli bir parçası olarak kabul edilen pek çok Türk ressam bulunmaktadır. Modern resim sanatı: 1880'lerde, kimine göre Tonalizm, kimine göre Sembolizm akımlarıyla başlayan modern resim konusunu, genel olarak avam tabakasında, başka bir deyişle, sıradan insanda, onun gündelik yaşamında, psikolojisinde bulur. Dönemin resminde, kompozisyon, ışık, renk, kontur, perspektif konularında konmuş kuralları yıkma, sanatsal ifadeyi özgürleştirme arzusu öne çıkar. 1945'lerde ortaya çıkan Soyut Ekspresyonizm akımı ile resim sanatı, tamamen insanın iç dünyasına inerek somut dünyadan, kurallardan ve kalıplardan uzaklaşır; mutlak gerçeği arar, böyle bir şey olmadığına karar verir ve Fluxus akımından sonra kendini kavramsal sanata bırakır. Artık resim, sadece bir soru haline gelmiştir ve daha büyük bir bütünün ufak bir parçasını oluşturmaktadır (bkz. Enstalasyon). Resim sanatının etkisi: Resim, bilinen en eski ve köklü sanat dallarından biridir. Bu sebeple diğer bazı sanatların odak noktasında bulunmaktadır. Diğer sanatlar fikir üslup vb. açılardan genellikle resim sanatına benzerlik gösterirler. Bunun sebebi, resim sanatının erken dönemlerde gelişmeye başlaması ve ileri seviyeye ulaşmasıdır. Resim sanatının günümüzdeki yeri: Bugün, resmin (ve sanatın) öldüğü iddialarına rağmen günümüz yaşam şekline uygun, birçok çeşitli geleneğin egemenliği sürmektedir. Resim ve fotoğraf: Resim bir isimdir, ancak sanatçılar resim kelimesini kavramsal olarak kullandığı için fotoğrafla resim aynı değil diye benimsenir, işin doğrusu farklı aletler kullanılmasının dışında ortaya çıkan aynı gerçektir. Fırça ve kalemle yapılan resimse, bir makinenin işlemiş olduğu görüntü de resimdir, ancak sanatsal bakımdan değerlendirip resim kelimesi sanat anlayışı üslubuyla kavramsallaştırılırsa bu durum ortaya çıkar ve fotoğraf resim değildir denir. ==Teknikler== sol|küçükresim|Boya uygulamak veya çıkarmak için kullanılan ince bıçak. Çeşitli pigmentlerin karışımını yapmak için de kullanılabilir. Geleneksel yağlı boya resim tekniği genellikle sanatçının karakalem veya inceltilmiş boya ile konuyu tuvale çizmesiyle başlar. Yağlı boya, boyayı daha ince, daha çabuk veya daha yavaş kuruması için genellikle keten tohumu yağı, ressam Beyaz ispirto’su veya diğer çözücülerle karıştırılır. Çözücüler boyadaki yağı incelttikleri için boya fırçalarını temizlemek için de kullanılır. Yağlı boya uygulamasının temel bir kuralı 'fat over lean' (Türkçe:'yağsız') dır yani her ek boya tabakası daha çok kurumaya imkan vermek için alttaki tabakadan daha çok yağ içermelidir. Her ilave kat daha az yağ içeriyorsa son kat boya çatlar ve soyulur. Bu kural kalıcılığı sağlamaz; güçlü ve sabit boya eden olan yağın kalitesi ve türüdür. Yağla kullanılabilen soğuk mum, reçine ve vernik gibi başka malzemeler de vardır. Bu ek malzemeler ressama boyanın yarı saydamlığını, boyanın parlaklığını, yoğunluğunu ve boyanın fırça darbesini tutma veya gizleme yeteneğini ayarlamasına yardımcı olur. Boyanın bu yönleri yağlı boyanın ifade kapasitesi ile yakından ilgilidir. Geleneksel olarak boya, boyama yüzeyine genellikle resim fırçası kullanılarak aktarılırdı ancak palet bıçakları ve paçavra kullanmak gibi başka yöntemler de vardır. Yağlı boya diğer birçok ressam malzemesinden daha uzun süre ıslak kalır ve ressamın figürün rengini, dokusunu veya biçimini değiştirmesini sağlar. Zaman zaman ressam tüm boya katmanını kaldırıp yeniden resme başlayabilir. Bu, boya ıslakken bir süre için bir bez ve biraz terebentin ile yapılır ancak bir süre sonra sertleşen boya tabakası kazınmalıdır. Yağlı boya buharlaşma değil oksidasyon ile kurur ve genellikle iki hafta içinde dokunulduğunda kuru hale gelir (bazı renkler günler içinde kurur). Genelde vernik uygulanacak kadar kuruması altı aydan bir yıla kadar zaman alır. ==Malzemeler== Keten tohumu yağı yaygın bir lif ürünü olan keten tohumundan gelir. Yağlı boya resme "yüzey" olan Keten de keten bitkisinden gelir. Aspir yağı veya ceviz veya haşhaş yağı bazen kurutmada keten tohumu yağından daha az "sarı" oldukları için beyaz gibi daha açık renklerin oluşturulmasında kullanılır ancak daha fazla kuruma gibi hafif dezavantajları vardır yavaş yavaş ve en güçlü boya filmini sağlamayabilir. Keten tohumu yağı sararma eğilimindedir ve renk tonunu değiştirebilir. Kimya’ daki gelişmelerle suyla kullanılabilen ve temizlenebilen modern suyla karışabilen yağlı boyalar üretildi. Yağın molekül yapısındaki küçük değişiklikler bu suyla karışabilir özelliğini oluşturur. ==Yağlı boya tablo yüzeyleri== küçükresim|Oluklu tuval|alt=A square canvas rests on top of another with its back showing a thick frame of wood. En eski yağlı boya tabloların neredeyse tamamı ahşap üzerine yapılmış pano resimleriydi. Bu tür bir yüzeyin çarpılma eğilimi olmasına rağmen, birkaç ahşap parçasından yapılan pano karmaşık ve oldukça pahalı bir işlemle terbiye edilir ve hazırlanırdı. Panolar, ahşap üzerine büyük resimler yapan Rubens de dahil olmak üzere 17. yüzyılda kullanılmaya devam edildi. İtalyan sanatçıları 16. yüzyılın başlarında kısmen panolar kadar ağır olan daha büyük resimler yapma isteğiyle yelken bezi kullanmaya başladılar. Yelken bezi Venedik'te yapıldı ve bu nedenle kolayca bulunur ve tahtadan daha ucuzdur. Çok ince ayrıntılı küçük resimleri sert yüzeye yapması daha kolaydı ve baskı resim 'den yeniden kullanılan ahşap pano veya bakır plaka 19. yüzyılda bile küçük kabin resim yapımında kullanıldı. Portre minyatürü normalde fildişi veya sert kağıt kart dahil çok sağlam yüzeyler kullanılır. Geleneksel sanatçıların tuvalleri keten'den yapılır ancak daha ucuz pamuk kumaşı kullanılır. Ressam önce "gergi, ingilizce:stretcher" veya "süzgeç, ingilizce:strainer" denilen ahşap bir çerçeve hazırlar. İki isim arasındaki fark "gergilerin" biraz ayarlanabilir olması "süzgeçlerin" sert olması ve ayarlanabilir köşe çentiklerinin olmamasıdır. Sonra Kanvas ahşap çerçeve boyunca çekilir ve arka kenara sabitlenir veya zımbalanır. Daha sonra sanatçı tuvali boyanın asidik özelliklerinden ayırmak için tuvale astar sürer. Geleneksel olarak tuval astarlamada hayvan tutkalı, (modern ressamlar tavşan derisi tutkalı kullanır) tabakasıyla kaplanır, bazen tuval tebeşir eklenmiş kurşun beyaz boyayla astarlandı. Panolar gesso, tutkal ve tebeşir karışımı ile hazırlanır. Modern akrilik "gesso" akrilik bağlayıcı ile titanyum dioksit'den yapılır. Sıklıkla tuval üzerine kullanılırken gerçek gesso tuvale uygun değildir. Sanatçı, kuruduktan sonra her birini düzleştirerek birkaç kat gesso sürebilir. Akrilik gesso'nun zımparalanması çok zordur. Bir üretici "zımparalanabilir" bir akrilik gesso yapar ancak bu kanvas için değil yalnızca panolar için tasarlanmıştır. Gesso'yu belirli bir renk yapmak mümkündür ancak çoğu mağazadan satın alınan gesso beyazdır. Gesso tabakası kalınlığına bağlı olarak yağlı boyayı gözenekli yüzeye çekme eğilimindedir. Aşırı veya düzensiz gesso katmanları bazen boyadan farklı bir değişiklik olarak bitmiş resimlerin yüzeyinde görülebilir. 19\. yüzyılda Fransa'da yağlı boya tablo için standart ölçüler belirlendi. Standartlar sadece Fransızlar değil çoğu sanatçı tarafından olduğu gibi kullanıldı ve hala da kullanılır ve ana tedarikçiler tarafından desteklenir. Boyut 0 (toile de 0) dan boyut 120 (toile de 120) ye kadar figürler (şekil), manzaralar (peyzaj) ve denizler (marin) ile köşegeni aşağı yukarı koruyan ayrı "gösterimlere" bölünmüştür. Dolayısıyla 0 figürü bir peyzaj 1 ve bir deniz 2 ile bir yüksekliğe karşılık gelir. Linolyum, ahşap pano, kağıt, kayrak, preslenmiş ahşap, Masonit ve karton kullanılmış, 16. yüzyıldan beri en popüler yüzey tuval olmuştur ancak birçok sanatçı 17. yüzyıl ve sonrasında pano kullanmıştır. Pano daha pahalı, daha ağır, taşınması daha zor ve kötü koşullarda eğrilmeye veya parçalanmaya eğilimlidir. Ancak ince ayrıntılar için ahşap pano sağlamdır. ==Proses== Yağlı boya tablo, pigment renklerin bir yağ ortamı ile karıştırılmasıyla yapılır. 19. yüzyıldan beri farklı ana renkler boyama başlamadan önce önceden hazırlanmış yağlı boya tüpü’nden satın alınır daha fazla renk tonları genellikle boyama devam ederken küçük boya miktarlarının birbirine karıştırılmasıyla elde edilir. Boyaları tutmak ve karıştırmak için geleneksel olarak elde tutulan plastikten veya ince ahşap tahtadan yapılmış ressam paleti kullanılır. Pigmentler sarı için sülfit veya mavi için kobalt tuzları gibi renkli herhangi bir sayıda doğal veya sentetik maddeler olabilir. Geleneksel pigmentler minerallerden veya bitkilerden yapılırdı ancak bunların çoğunun uzun sürede kararsız olduğu kanıtlandı. Modern pigmentlerde genellikle sentetik kimyasallar kullanır. Pigment genellikle keten tohumu yağı ile karıştırılır ancak diğer yağlar da kullanılabilir. Çeşitli yağlar farklı şekilde kurur ve bu da çeşitli etkiler yaratır. Sanatçı tarafından fırça konunun kabataslak taslağına boyayı sürmede kullanılır. Fırçalar farklı etkiler yaratmak için çeşitli liflerden yapılır. Örneğin domuz kılından (İngilizce:hog bristle) yapılan fırçalar daha kalın vuruşlar ve koyu renkli dokular (İngilizce:impasto textures) için kullanılabilir. Kokarca kılı ve firavun faresi kıl fırçaları ince ve pürüzsüzdürler ve bu nedenle portre ve detay çalışmalarında kullanılır. Daha da pahalı olanı kırmızı samur (gelincik kıl) fırçasıdır. En kaliteli fırçalara "Kolinsky samur fırça" denir; bu fırça lifleri Sibirya gelinciğinin kuyruğundan alınır. Bu kılın çok ince bir noktası vardır, pürüzsüz tutuşlu ve iyi hafızalıdır (yani tuvalden kaldırıldığında ilk noktasına geri döner) bu ressamlar tarafından fırça "çırpınması" olarak bilinir. Sincap kılı gibi kopmayan yumuşak lifler genellikle yağlı boya ressamları tarafından kullanılmaz. Geçtiğimiz birkaç on yılda birçok sentetik fırça pazarlandı. Bunlar çok dayanıklı, oldukça iyi ve ucuzdur. Fırçalar birden fazla ölçüdedir ve farklı amaçlar için kullanılır. Fırçanın tipi de bir fark yaratır. Örneğin "yuvarlak" detay çalışması için kullanılan fırça sivri uçlu bir fırçadır. "Düz" fırçalar geniş renk alanlarını boyamak için kullanılır. "Parlak" "fırçalamak" için kullanılan fırça daha kısa fırça kıllı düz fırçadır. "Fındık" yuvarlatılmış köşeleri olan düz fırçadır. "Egbert" çok uzun ve nadir görülen bir fındık fırçadır. Sanatçı düz metal bıçak olan palet bıçağı ile de boyayı sürebilir. Gerektiğinde boyayı tuvalden çıkarmak için palet bıçağı da kullanılabilir. Boyayı sürmek veya çıkarmak için paçavra, süngerler ve pamuklu çubuklar gibi çeşitli alışılmadık araçlar kullanılabilir. Hatta bazı sanatçılar parmakları ile resim yapar. küçükresim|sol|Boya tüpleri Eski ustalar boyayı genellikle "sır, ingilizce:glazes" olarak bilinen katmanlar halinde uygularlardı bu da basitçe "dolaylı boyama" denilen bir yöntemdir. Bu yöntem ilk olarak yumurta tempera boyama tekniğinin uyarlanmasıyla mükemmelleştirildi ve Kuzey Avrupa'daki İlk dönem Flaman ressamları tarafından genellikle keten tohumu yağı içinde öğütülmüş pigmentlerle sürüldü. Bu yaklaşıma modern zamanlarda "karma teknik" veya "karma yöntem" denildi. İlk kat (alt boya) sürülür ve genellikle yumurta tempera veya terebentin ile inceltilmiş boya ile boyanır. Bu katman tuvali "tonlamaya" ve gesso'nun beyazını kaplamaya yardımcı olur. Birçok sanatçı kompozisyonu çizmek için bu katmanı kullanır. Fresk tekniğinde kullanılan "karikatürize etme" yöntemine göre avantajlı olan bu ilk katman daha fazla ilerlemeden önce ayarlanabilir. Bu kat kuruduktan sonra sanatçı en karanlıktan en açık renge doğru çalışarak renk örneklerinden oluşan bir "mozaik" resim yaparak ilerler. Renklerin sınırları "mozaik" tamamlandığında birbirine karıştırılır ve detaylar uygulanmadan önce kurumaya bırakılır. Empresyonist dönemi (19. yüzyılın sonları) gibi daha sonraki dönemlerdeki sanatçılar genellikle katmanlama ve sırlama yaklaşımı olan Rönesans dönemini takip etmeden bu ıslak üzerine ıslak yöntemini kullanarak tuval üzerine ıslak boyayı harmanladılar. Bu yönteme "Alla prima" da denir. Bu yöntem stüdyo içinde değil dışarıda boyamanın gelişmesi nedeniyle oluşturuldu çünkü dışarıdayken sanatçının yeni bir kat eklemeden önce her bir boya katını kurutacak zamanı yoktu. Pek çok çağdaş sanatçı koyu renk (ıslak üzerine ıslak) eklemek ve sırlama yoluyla katmanların derinliğini elde etmek için her iki tekniğin bileşimini kullanır. Resim bittiğinde ve bir yıl kadar kuruduğunda sanatçı genellikle eserini terebentinde çözülmüş dammar sakızının kristallerinden yapılan vernik tabakasıyla kapatır. Bu tür vernikler resmin temizliği ve korunması için yağlı boya verniği bozmadan çıkarılabilir. Bazı çağdaş sanatçılar verniksiz yüzeyi tercih eder ve resimlerini cilalamazlar. == Resim yapmakta kullanılan malzemeler == * Akrilik * Fresk * Guaj * Mürekkep * Yağlıboya * Pastel boya * Sprey boya (Grafiti) * Suluboya * Bilgisayar yazılımı == Resim sanatı akımları == * Soyut sanat * Soyut Dışavurumculuk * Outsider Art * Art deco * Dijital Resim * Barok * Vücut Boyama * CoBrA * Eaismo * Renk alanı resmi * Konstrüktivizm * çağdaş sanat * Kübizm * Dışavurumculuk * Fovizm * Figuration Libre * Halk Sanatı * Fütürizm * Grafiti * Hard-edge * İzlenimcilik * Lyrical Abstraction * Maniyerizm * Minimalizm * Modernizm * Naïve art * Neo-classicism * Op art * Oryantalizm * Orphism * Outsider * Painterly * Foto Gerçekçilik * Pinstriping * Pluralizm * Persian Miniature * Osmanlı Minyatür Resmi * Noktacılık * Pop art * Postmodernizm * Post-painterly Abstraction * Precisionism * İlksel sanat * Gerçekçilik * Rokoko * Romantizm * Romantik Gerçekçilik * Sosyal Gerçekçilik * Stuckism * Gerçeküstücülük * Tachism * Tonalizm == Resim yapma kavramı içinde kullanılan ortak deyimler == Resim yapma kavramı içinde geçen ve diğer kavramlarla ortak kullanılan deyimler şunlardır: * Allegori * Bodegón * Vücut Boyama * Botanical * Figüratif resim * İllüstrasyon * Endüstriyel * Peyzaj resmi * Portre * Still life * Veduta Resim yapma kavramında kullanılan diğer ortak deyimlerden bazıları: Altarpiece, Broken Color, Karikatür, Chiaroscuro, Kompozisyon, Drybrush, Easel Picture, Foreshortening, Genre, Halo, Highlights, Resim Tarihi, Imprimatura, Peyzaj, Madonna, Maulstick, Portre Minyatürü, Mural Painting, Palet, Panel Painting, Perspektif, Pietá, Plein Air, Portre, Sfumato, Stippling, Teknik, Trompe l'oeil, Underpainting, Varnish, Wet-on-wet ve Dört Boyutlu Resim. == Resim oluşturmakta kullanılan teknikler == * Biçimsel: Kompozisyon, Doluluk-Boşluk oranı, Renk, Ritim, Denge. * Grafik yöntemler: İzleyicinin gözünü resim yüzeyinde dolaştırmak, Kompozisyon ve elemanlarda denge sağlamak, Pozitif- Negatif; tüm boşluğu gözönünde bulundurma. * Grafik araçlar: Formların Geometrisi (küp-üçgen-kare-dikey çizgi-yatay çizgi vb.), Bakış açısı (Lineer Perspektif, Espas, iki boyutluluk), Düz çizgiler/Eğriler, Proporsiyon/diziliş ve plan. ==Ünlü eserlere örnekler== Image:Van Eyck - Arnolfini Portrait.jpg|Arnolfini'nin Evlenmesi, Jan van Eyck, 1434 (on panel) Image:La donna velata v2.jpg|Peçeli kadın, Raphael, 1516 Image:Tizian_085.jpg|Avrupa'nın Kaçırılması, Titian, 1562 Image:Peter Paul Rubens - De kruisoprichting.JPG|Haç’ın Yükselişi, Peter Paul Rubens, 1610–11 Image:Rembrandt - The Anatomy Lesson of Dr Nicolaes Tulp.jpg| Dr. Nicolaes Tulp'un Anatomi Dersi, Rembrandt, 1632 Image:Innocent-x-velazquez.jpg| Masum X’in portresi, Velázquez, c 1650 Image:Johannes Vermeer - Het melkmeisje - Google Art Project.jpg|Sütçü Kız, Johannes Vermeer, 1658–1660 Dosya:Largillierre belle Strasbourgeoise mba mb.jpg|Güzel Strazburg Kadını, Nicolas de Largillière, 1703 Image:The_Toilet_of_Venus,_by_François_Boucher.jpg| Venüs'ün Tuvaleti, François Boucher, 1751 Dosya:The Blue Boy.jpg| Mavi oğlan, Thomas Gainsborough, 1770 Image:Battle of Somosierra by Piotr Michałowski.PNG|Somosierra Savaşı, Piotr Michałowski, 1837 Image:Claude Monet - Woman with a Parasol - Madame Monet and Her Son - Google Art Project.jpg|Madam Monet ve oğlu, Claude Monet, 1875 Image:Pierre-Auguste Renoir, Le Moulin de la Galette.jpg| 'Moulin de la Galette'de balo, Pierre- Auguste Renoir 1876'' Image:Portrait of Dr. Gachet.jpg|Dr. Gachet’in portresi, Vincent van Gogh, 1890 Image:Paul Cézanne, 1892-95, Les joueurs de carte (The Card Players), 60 x 73 cm, oil on canvas, Courtauld Institute of Art, London.jpg|Kart oyuncuları, Paul Cézanne, 1892 Image:Old guitarist chicago.jpg|Yaşlı Gitarist, Pablo Picasso, 1903 Dosya:Henri Le Sidaner Le Grand Canal, Venise (1906).jpg|Büyük kanal, Venedik, Henri Le Sidaner, 1906 Dosya:Mademoiselle D'Avignon.jpg|Avignonlu Kızlar, Pablo Picasso, 1907 Dosya:The Kiss - Gustav Klimt - Google Cultural Institute.jpg|Öpücük (Der Kuß), Gustav Klimt, 1907/8 Dosya:Vassily Kandinsky, 1913 - Composition 7.jpg|Beste VII, Wassily Kandinsky, 1913 image:Chagall Bella.jpg| Beyaz Yakalı Bella, Marc Chagall, 1917 Dosya:Villem Ormisson, Tartu vaade (1937).jpg|Motive from Tartu, Villem Ormisson, 1937 Dosya:Nighthawks by Edward Hopper 1942.jpg|Gece Kuşları, Edward Hopper, 1942 ==Kaynakça== Kategori:Tablolar
1,479
küçükresim|250px|sağ Ayasofya ya da resmî adıyla Ayasofya Camii (eskiden Ayasofya Kilisesi, ), Trabzon'un Fatih Mahallesi'nde bulunan bir cami, eski kilise ve müze. 1250 senesinde Ortodoks kilisesi olarak inşa edilen Bizans yapısı, 28 Haziran 2013 Cuma günü vakit namazının kılınmasıyla, 49 yıl sonra yeniden Müslümanların ibadetine açılmıştır. == Tarih == İstanbul'un Latinler tarafından işgal edilmesinden sonra kaçan ve Trabzon'da 1204 yılında Trabzon İmparatorluğu'nu kuran Komninos Hanedanı'ndan İmparator I. Manuil (1238-1263) tarafından 1250-1260 yılları arasında yaptırılan ve bir manastır kilisesi olan Ayasofya adı "Kutsal Bilgelik" anlamına gelir. Fatih Sultan Mehmed'in 1461 yılında Trabzon'u fethinden sonra da kilise olarak kullanılan yapı 1584 yılında sultanın emriyle Kürd Ali Bey adlı bir ayân tarafından bir minber ve müezzin mahfili eklenerek camiye dönüştürülmüştür. 1610’da kente gelen Julian Bordier camiye dönüştürülen yapının onarılmadığı için boş tutulduğunu ve ibadet için kullanıldığını bildirmiştir. Uzun süre ibadete kapalı olan yapı 1865’de Müslüman cemaatin topladığı 95.000 kuruş ile Rum ustalar tarafından onarıldıktan sonra yeniden camiye dönüştürülse de I. Dünya Savaşı sırasında Trabzon’u işgal eden Rus ordusu tarafından depo ve askeri hastane olarak kullanılmıştır. Savaş sonrasında 1960 yılında dek cami olarak kullanılan yapının freskleri 1957-62 yılları arasında Edinburgh Üniversitesi’nden Russell Trust tarafından temizlendikten sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek 1964 yılında müze hâline getirilmiştir.. Her yıl on binlerce turist tarafından ziyaret edilen yapı Vakıflar Trabzon Bölge Müdürlüğü tarafından camiye dönüştürülmekte, imam atanması beklenmektedir . Müzenin camiye dönüştürülmesi kimi muhafazakâr siyasetçi ve medya kurumlarınca desteklenir, hatta İstanbul Ayasofya'nın da ibadete açılması beklenirken, çeşitli aydın ve aktivistlerce freskler ve yapının zarar göreceği gerekçesiyle müze statüsünü yitirmesine karşı çıkılmışTrabzon Ayasofyası’nda ‘Siyasal Cami’ Emeli ve "Trabzon Ayasofya Müzesi müze olarak kalmalı" adlı bir de imza kampanyası başlatılmıştır . 3 Haziran 2013 tarihinde Kültür Bakanlığı tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğüne teslim edildi. Ardından mahkeme kararları ve vakıf kaydı dolayısıyla Ayasofya, 28 Haziran 2013 Cuma günü 49 yıl sonra yeniden müslümanların ibadetine açıldı. == Mimari == Geç Bizans Kiliselerinin en güzel örneklerinden biri olan yapı, kapalı kollu haç planlı olup, yüksek kasnaklı bir kubbeye sahiptir. Kuzey, batı ve güneyinde revaklı üç kirişi bulunmaktadır. Yapı ana kubbenin üzerine değişik tonozlarla örtülmüş ve çatıya farklı yükseltiler verilerek kiremitle örtülmüştür. Üstün bir işçiliğin görüldüğü taş plastiklerde Hristiyan sanatının yanı sıra Selçuklu Dönemi İslam sanatının da etkileri görülmektedir. Kuzey ve batıdaki revak cephelerinde görülen geometrik geçmeli bezemeleri içeren madalyonlarla, batı cephesinde görülen mukarnaslı nişler Selçuklu taş işlemelerindeki özellikleri taşımaktadır. == Sanat == Binanın en görkemli cephesi güneyidir. Burada Adem'le Havva'nın yaratılışı kabartma olarak bir friz hâlinde anlatılmıştır. Güney cephesindeki kemerin kilittaşı üzerinde Trabzon'da 257 yıl hüküm süren Komninos Hanedanı'nın sembolü olan tekbaşlı kartal motifi bulunmaktadır. Kubbede ana tasvir İsa, onun tanrısal yönünü aksettiren Hristos Pantokrator (Herşeye kâdir İsa) tarzıdır. Bunun altında bir kitabe kuşağı, daha altta ise melekler frizi bulunur. Pencere aralarında on iki havari tasvir edilmiştir. Pandantiflerde değişik kompozisyonlar yer almaktadır. İsa'nın doğumu, vaftizi, çarmıha gerilişi, kıyamet günü gibi sahneler betimlenmiştir. == Galeri == Dosya:Trabzon Ayasofya kubbe 05.jpg|Kilisenin giriş yeri Dosya:Trabzon Ayasofya kule 04.jpg|Eski çan kulesi Dosya:Trabzon Ayasofya kubbe 06.jpg|Hristiyan Freskler Dosya:Trabzon Ayasofya kubbe 03.jpg|Sütun == Ayrıca bakınız == * Camiye çevrilen kiliseler * Fethiye Camii (Kars) * Yeni Cuma Camii == Kaynakça == Kategori:Türkiye'deki camiye çevrilen kiliseler Kategori:Türkiye'deki eski kiliseler Kategori:Trabzon'daki camiler Kategori:Bizans sanatı Kategori:1964'te kurulan müzeler Kategori:Türkiye'deki eski müzeler Kategori:1964'te Türkiye'de kurulan oluşumlar Kategori:Trabzon'daki kiliseler Kategori:1260'larda tamamlanan dinî yapılar Kategori:Ortahisar'daki yapılar
1,420
Egon Leo Adolf Ludwig Schiele (12 Haziran 1890 – 31 Ekim 1918), Avusturyalı dışavurumcu ressam. Grafit, kurşun kalem ve suluboyayı kâğıt üzerine kullandığı çalışmalarında, genelde portreler üzerine çalışır. Figürler kırılgan, çoğu zaman hastalıklı, çoğu zaman fakir ve hüzünlüdürler. Buna rağmen çizgilerinde yüzen güçlü bir enerji, yer yer erotizme dönüşerek, yer yer yaşama sevgisi olarak karşımıza çıkar. Figürlerini gerek teknik sebeplerle, gerek sembolik olarak fondan, beyaz, suluboya bir çizgiyle ayırır. Gustav Klimt'ten yoğun olarak etkilenmiştir. 31 Ekim 1918 tarihinde Viyana'da İspanyol gribinden hayatını kaybetmiştir. == Hayatı == 12 Haziran 1890'da Viyana, Avusturya'da doğdu. Annesi zengin bir banker ailenin kızı, babası ise bir demiryolu istasyonunun yöneticisiydi. Çizime olan ilgisi demiryolu istasyonunda lokomotifleri çizmesiyle başladı. Yaşadıkları küçük kasabada (Tulin) ilkokul bulunmadığı için, ilkokulu dayısının ve teyzelerinin yanında; önce Krems, sonra Klosterneuburg kentlerinde okudu. Yazları ziyaret ettiği ailesi arasında kız kardeşi Gertrude Schiele ile, çıplak resmetmesinden dolayı bazı biyografilerde ensest ilişki olarak yorumlanan, büyük bir yakınlık bulunmaktaydı. Egon 14 yaşındayken babası akli dengesini kaybetti ve ertesi yıl öldü. Ekonomik bir kriz yaşayan annesi, oğlunu Viyana'da yaşayan ağabeyinin yanına, bankerlik öğrenmesi için gönderdi. Yeni velisi olan amcası sanat kariyerini desteklemiyordu. küçükresim|250px|sol|Egon Schiele, karısı ve doğmamış çocuğu ile sağ|200px|küçükresim|Oturan Çıplak Kadın, 1914 Yıllardır annesinin desteği ile resim yapmaya alışmış ve bunu seven Egon, dayısının tüm itirazlarına rağmen Gustav Klimt'in devam etmiş olduğu Vienna Güzel Sanatlar ve Zanaat Okuluna başvurdu. Buradan reddedilerek, daha geleneksel bir sanat eğitimi veren Güzel Sanatlar Akademisine refere edildi. Akademinin giriş sınavlarını başarıyla kazandı ve 1906 yılında, 16 yaşında, akademi öğrencisi oldu. Hemen ertesi yıl hayranı olduğu Klimt'i ziyaret ederek yaptığı eserleri gösterdi. Klimt, genç sanatçıdaki yeteneği görerek onu desteklemeye başladı. Desenlerini satın aldı, sponsorlarla tanıştırdı, evindeki toplantılara davet etti ve Sezession grubuna bağlı sanat atölyesi olan Wiener Werkstätte ile tanıştırdı. Schiele, kıyafet ve ayakkabı tasarımından kartpostala kadar çok çeşitte ürün çıkardıktan sonra 1908 yılında; Klosterneuberg'de ilk grup sergisini açtı. 1909 yılında 3. sınıfı bitirdikten sonra Akademi'yi bıraktı ve kendi stüdyosunu açtı. Bazı biyografilere göre bu dönemde pornografi kolleksiyoncuları için ürünler yaratarak geçimini sağladı. Atölyesine sık sık gelen küçük çocukların erotik olan ve olmayan resimlerini yaptı. Aile baskısı nedeniyle atölyesine sığınan bir genç kızı kaçırdığı iddiasıyla mahkemeye çıkarıldı.1912 yılında tutuklandı ve 24 gün hapis yattı. Çizdiği resimler mahkeme tarafından "saldırgan" bulundu. Resimleri mahkemede yakılarak yok edildikten sonra serbest bırakıldı. 1915 yılında Viyana'nın Galerie Arnot galerisinde açtığı ilk kişisel sergisi için hazırladığı posterde kendini Aziz Sebastian olarak resmetmiş olması ve resmediş şekli, narsizm, teşhircilik ve kınanma duygularıyla savaştığının, bu savaşı kaybetmeye başladığının işareti olarak gösterilir. 1915 yılında stüdyosunun karşısındaki evde oturan Edith ve Adele isimli iki kardeşle tanıştı. İkisi ile de yaşanan bir flört döneminden sonra, Edith ile, ailelerinin itirazına rağmen, evlendi. Evlendikten 4 gün sonra askere çağrıldı. Askerde iken esir düşen düşman askerlerini resmetti. küçükresim|sağ|200px|Eduard Kosmack'ın portresi, Egon Schiele Savaş alanından ve savaşın yarattığı yokluklardan uzak geçen bir askerlik dönemi yaşayan sanatçı, savaşa rağmen, Avusturya'nın önemli ressamlarından biri olarak ün yapmaya devam etti. Avusturya'nın, savaştaki tarafsızlıklarını koruyan İskandinav ülkeleri önündeki imajını geliştirmek için devlet tarafından düzenlenen resim sergisinde eserlerini sergilemesi istendi. 1918 yılında gerçekleşen Sezession'un 49. sergisinde baş ressam olması önerildi. Duyuru posterinde kendisini son akşam yemeğini yiyen İsa olarak resmettiği sergi, savaşa rağmen büyük başarı kazandı. Schiele'nin desenlerinin fiyatı kat kat arttı ve sayısız portre komisyonu aldı. Edith ile birlikte daha lüks bir atölyeye taşındılar, ancak mutluluk kısa sürdü. 1918 sonbaharında İspanyol grip salgını Viyana'ya ulaştı. Altı aylık hamile olan karısı Edith, 28 Ekim 1918'de hastalığa yenik düştü. Egon Schiele de karısından sadece üç gün sonra öldü. Ölümleri arasındaki üç gün boyunca Egon karısı Edith'in birkaç çizimini yaptı. Birçok eleştirmene göre kendi özgün stilini tam olarak geliştiremeden, henüz 28 yaşındayken öldü. ==Resimler galerisi== ===Otoportreler=== Dosya:Egon Schiele 075.jpg|Otoportre, 1910 Dosya:Egon Schiele - Grimassierendes Aktselbstbildnis - 1910.jpeg|Otoportre grimacing, 1910 Dosya:Egon Schiele 080.jpg|Siyah kilden çanak ile otoportre, 1911 Dosya:Egon Schiele 078.jpg|Başı eğik otoportre, 1912 Dosya:Egon Schiele - Ich werde für die Kunst und meine Geliebten gerne ausharren - 25-4-1912.jpeg|Sevgilimin saadeti ve sanat için eziyete dayanacağım'. Otoportre hapishanede, 1912 Dosya:EGON SCHIELE 1890 - 1918 LIEBESPAAR (SELBSTDARSTELLUNG MIT WALLY) (LOVERS - SELF-PORTRAIT WITH WALLY).jpg|Sevgililer - Wally ile Otoportre, yak. 1914 – 1915 Dosya:Egon Schiele 074.jpg|Otoportre, 1914 Dosya:Egon Schiele - Self-Portrait with Striped Armlets - Google Art Project.jpg|Otoportre, 1915 === Figuratif eserler=== Dosya:Egon Schiele - Schwarzhaariger Mädchenakt - 1910.jpeg|Kara Saçlı Kız 1910 Dosya:Egon Schiele - Liegender weiblicher Akttorso - 1910.jpeg|Reclining nude, 1910 Dosya:Egon Schiele - Akt mit roten Strumpfbändern.jpg|Kırmızı Dizbağlı Çıpalk Nü, 1911 Dosya:Schiele - Mädchen mit übereinandergreschlagenen Beinen - 1911.jpg|Uzanmış Yarıçıplak Kadın 1911 Dosya:Schiele - Frau mit schwarzen Strümpfen Valerie Neuzil - 1913.jpg|Valerie Neuzil siyah coraplı, 1913 Dosya:Schiele - Freundschaft - 1913.jpg|Dostluk, 1913 Dosya:Egon Schiele 085.jpg|Nu Oturan Kadin, 1914. Dosya:Egon Schiele 023.jpg|Frederike Beer, 1914 Dosya:Schiele - Blondes Mädchen mit grünen Strümpfen -1914.jpg|Yeşil Çoraplı Sarışın Kız, 1914 Dosya:Egon Schiele - Green Stockings.jpg|Yeşil Çorap, 1914 Dosya:Egon Schiele - Two Women.jpg|İki Kadın Dosya:Mother with two children II Egon Schiele 1915.jpg|İki çocuğu ile anne - 1915 Dosya:Egon Schiele - Children.jpg|Çocuklar Dosya:Egon Schiele 016.jpg|Kucaklaşan Çift, 1917 Dosya:Egon Schiele 043.jpg|Kadın 1917. Dosya:Egon Schiele - Kneeling Girl, Resting on Both Elbows - Google Art Project.jpg|İki koluna dayanan diz çökmüş kız 1917 Dosya:Egon Schiele - Sitzende Frau mit hochgezogenem Knie - 1917.jpeg|Dizi bükük oturan kadın, 1917 Dosya:Egon Schiele - Weiblicher Akt mit gelbem Handtuch - 1917.jpeg|Otoran kız, 1917 Dosya:Egon Schiele - Auf dem Bauch liegender weiblicher Akt - 1917.jpeg|Nü 1917 Dosya:Egon Schiele 014.jpg|Aile, 1918 === Manzaralar=== Dosya:Egon Schiele 015.jpg|Die kleine Stadt (Küçük Şehir) II, 1912–1913 Dosya:Schiele-tote-stadt.jpg|Ölü Şehir III, 1911 Dosya:Egon Schiele 094.jpg|Vier Bäume (Dört Ağaç), 1917 Dosya:Egon Schiele 088.jpg|Stein an der Donau (Tuna Üzerinde Kaya) II, 1913 Dosya:Egon Schiele 013.jpg|Die Brücke (Köprü), 1913 Dosya:Egon Schiele 004.jpg|Alte Mühle (Eski Değirmen), 1916 Dosya:House with Shingles Egon Schiele 1915.jpeg|Arduvaz Çatılı Ev, 1915 ==Kaynakça== * Kallir, Jane (1990) Egon Schiele: The Complete Works New York, Harry N. Abrams, ISBN 0-8109-3802-2. Tüm eskiz, çizgi ve resim eserlerinin açıklamalı katalogu * Gaillemin, Jean-Louis (Fransizca'dan çeviri: Liz Nash) (2006) Egon Schiele: The Egoist (Egon Schiele: Narcisse échorché) ISBN 978-0-500-30121-0 ve ISBN 0-500-30121-2. == Dış bağlantılar == * "Live Flesh" thenation.com * neuegalerie.org * http://perso.orange.fr/chabrieres/paintings/schiele_hermits.jpg * gemaelde- archiv * Sanatçının işleri Kategori:1890 doğumlular Kategori:Aşağı Avusturya doğumlular Kategori:1918 yılında ölenler Kategori:19. yüzyıl Avusturyalı ressamları Kategori:Modern ressamlar Kategori:Avusturyalı dışavurumcu ressamlar Kategori:Edward devri Kategori:Viyana'da ölenler Kategori:Viyana Güzel Sanatlar Akademisinde öğrenim görenler Kategori:Art Nouveau ressamları Kategori:I. Dünya Savaşı'nda Avusturya-Macaristan askerleri Kategori:Çek asıllı Avusturyalılar Kategori:İspanyol gribinden ölenler Kategori:Avusturya'da enfeksiyon hastalıklarından ölenler
1,446
Muazzez İlmiye Çığ (20 Haziran 1914, Bursa), Türk sümerolog. == Biyografi == küçükresim|sağ|200px|Muazzez İlmiye Çığ küçükresim|200px|İlmiye Çığ Mersin'de kitap imzalarken Ailesi köken olarak Kırımlı göçmenlerden olup babası Kırım'dan Amasya, Merzifon'a, annesi ise Kırım'dan Bursa'ya göçmüştür. Ailesi İzmir'de yaşamaktayken, 15 Mayıs 1919 tarihinde meydana gelen İzmir'in işgali ardından daha güvenli bir yer olan Çorum'a yerleşti.Hürriyet Daily News, Muazzez Çığ stands among the world’s best Sumerologists === Eğitim ve kariyer === İlkokula Çorum'da başladı. Daha sonra ailece Bursa'ya taşındılar. Bursa'da özel bir okul olan Bizim Mektep'te Fransızca ve keman dersleri aldı. 1926'da sınavla Bursa Kız Muallim Mektebine (Bursa Kız Öğretmen Okulu) girdi. 1931 yılında mezun oldu ve babasının da öğretmenlik yapmakta olduğu Eskişehir'e tayin oldu. Eskişehir'de öğretmenlik mesleğini 4.5 yıl yaptı. Bu sırada kardeşi Turan İtil (1924-2014) beyin cerrahı olmak için Amerika'ya gitti. 15 Şubat 1936 tarihinde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Hititoloji bölümüne kaydoldu. Nazi Almanyası'ndan Türkiye'ye iltica etmiş olan ve Ankara Üniversitesinde dersler veren Prof. Dr. Hans Gustav Guterbock'dan Hitit Dili ve Kültürü derslerini, Prof. Dr. Benno Landsberger'den Sümer ve Akad Dilleri ve Mezopotamya Kültürü derslerini aldı. 1940 yılında Ankara Üniversitesinden mezun olduktan sonra İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi Çiviyazılı Belgeler Arşivine uzman olarak atandı. Aynı yıl Kemal Çığ ile evlenmişti. Müzede çalıştığı 31 yıl boyunca meslektaşı Hatice Kızılyay ve Dr. F. R. Kraus ile birlikte müzenin deposunda bulunan Sümer, Akad ve Hitit dillerinde yazılmış on binlerce tableti temizleyip, sınıflandırıp numaralandırdı, 74 bin tabletten oluşan çivi yazılı belgeler arşivini oluşturdu, 3 bin tabletin kopyasını yapıp katalog halinde yayımladı. 1957'de Münih'teki Oryantalistler Kongresi'ne katıldı. 1960'ta Heidelberg Üniversitesinde 6 aylık bir çalışma yaptı. 1965'te Roma'da sergilenen Hitit sergisini bu şehirden alarak Londra'ya götürdü. 1972'de emekliye ayrıldı. küçükresim|200px| Sümer çivi yazısı Emeklilikten sonra bir süre yurtdışında yaşayan Muazzez İlmiye Çığ, 1988'de Philadelphia'daki Asuroloji kongresine katıldı. Prof. Kramer'in History Begins at Sumer adlı kitabını Türkçeye çevirdi ve kitap 1990'da “Tarih Sümerle Başlar” adıyla Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlandı. Kitabın çok ilgi görmesi üzerine 1993'te çocuklara yönelik Zaman Tüneliyle Sümerlere Yolculuk da dahil Sümer ve Hitit kültürlerini tanıtan 13 kitap yazdı. Muazzez İlmiye Çığ'ın özel arşivi Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı'ndadır. == Ödüller == * Adana Tepebağ Rotary Kulübü, Meslek Hizmet Ödülü * İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından Fahri Doktora unvanı, 4 Mayıs 2000 * Osmaniye'nin Çardak köyü'ndeki Anadolu Halk Bilimleri ve Kültür Derneği tarafından "Özgür İnsan Ödülü", 2005 * Vatandaşlık Tepkilerim isimli kitabı, Galatasaray Rotary Kulübü tarafından İngilizceye çevrilerek Avrupa ve Amerika'daki üniversite kütüphanelerine dağıtılmıştır. * Uluslararası Lions Kulüpleri Derneği tarafından "Melvin Jones Dostluk Ödülü", 2014 == Dava == Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği ve Vatandaşlık Tepkilerim isimli kitaplarında kadınlarda başörtüsünün köklerinin Akadlara dayandığını yazmıştı. Bu kitapları 2007 yılında kamuoyunda yankı uyandırdı. 2007 yılında "Vatandaşlık Tepkilerim" adlı kitabında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçuyla yargılandı ve ilk celsede beraat etti. == Kitapları == * "Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sümer'deki Kökeni", 1995, Kaynak Yayınları * "Sümerli Ludingirra - "Zaman Tüneliyle Yolculuk", 1996, Kaynak Yayınları * "İbrahim Peygamber - Sümer Yazılarına ve Arkeolojik Buluntulara Göre", 1997, Kaynak Yayınları * "İnanna'nın Aşkı - Sümer'de İnanç ve Kutsal Evlenme", 1998, Kaynak Yayınları * "Zaman Tüneliyle Sümer'e Yolculuk", 1998, Kaynak Yayınları (Genişletilmiş ikinci basım; ilk basım 1993, Kültür Bakanlığı Yayınları) * "Hititler ve Hattuşa - İştar'ın Kaleminden", 2000, Kaynak Yayınları * "Gilgameş - Tarihte İlk Kral Kahraman", 2000, Kaynak Yayınları * "Ortadoğu Uygarlık Mirası", 2002, Kaynak Yayınları * "Ortadoğu Uygarlık Mirası 2", 2003, Kaynak Yayınları * "Sümer Hayvan Masalları", 2003, Kaynak Yayınları * "Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği", 2004, Kaynak Yayınları * "Vatandaşlık Tepkilerim", 2004, Kaynak Yayınları * "Atatürk Düşünüyor", 2005, Kaynak Yayınları * "Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği", 2005, Kaynak Yayınları * "Çivi Çiviyi Söker - Muazzez İlmiye Çığ Kitabı", Serhat Öztürk, 2002, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları * "Sümerlilerde Tufan - Tufan'da Türkler", 2008, "Kaynak Yayınları" == Kaynakça == Kategori:1914 doğumlular Kategori:Bursa doğumlu bilim insanları Kategori:Bursa doğumlu yazarlar Kategori:Kırım Tatarı asıllı Türkler Kategori:Sümerologlar Kategori:Türk arkeologlar Kategori:Türk sekülaristler Kategori:20. yüzyıl Türk tarihçileri Kategori:21. yüzyıl Türk tarihçileri Kategori:100 yaş üstü Türkler Kategori:Kurgusal olmayan eserler veren Türk yazarlar Kategori:Yaşayan insanlar Kategori:Türk eski Müslümanlar Kategori:Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde öğrenim görenler Kategori:100 yaş üstü kadınlar Kategori:İngilizceden Türkçeye çeviri yapanlar Kategori:Türk ateistler
1,489
küçükresim|Leopold Kronecker Matematik felsefesinde finitizm (İngilizce finite = sonlu) matematiksel oluşturmacılığın aşırı bir şekli olup matematiksel bir nesnenin yalnızca sonlu sayıda adımla ve doğal sayılar kullanılarak oluşturulabilmesi durumunda, var olabileceğini savunmaktadır. (Buna karşın çoğu oluşturmacı sayılabilir sonsuz sayıda adımların kullanılmasına izin verir.) Finitizmin en ünlü savunucusu Leopold Kronecker ve bu konudaki deyişidir: "Tanrı doğal sayıları yarattı, gerisi insanların eseri." Çoğu modern oluşturmacı daha yumuşak bir görüş savunmakla birlikte köklerini Kronecker'in çalışmalarına dayandırabilmektedirler. Finitizmden daha katı bir yaklaşım Alexander Esenin-Volpin'in ultra sezgicilik (ya da yaygın olarak bilinen adıyla ultra finitizm) akımıdır. Kategori:Sonsuzluk Finitizm
1,165
thumb=Goldbach_partitions_of_the_even_integers_from_4_to_28_300px.png|300px|İki asalın toplamı olarak 4 ile 28 arasındaki çift tam sayılar: Tam sayılar bile yatay çizgilere karşılık gelir. Her asal için bir kırmızı ve bir mavi olmak üzere iki eğik çizgi vardır. İki asalın toplamı, bir daire ile işaretlenmiş bir kırmızı ve bir mavi çizginin kesişmeleridir. Böylece, belirli bir yatay çizgi üzerindeki daireler karşılık gelen çift tam sayının tüm bölümlerini iki asalın toplamına verir. Goldbach hipotezi, sayılar teorisindeki ve tüm matematikteki en eski ve en çok bilinen çözülmemiş problemlerden biridir. Hipotezde: :2'den büyük her çift tam sayı, iki asalın toplamı olarak ifade edilebilir. Bu hipotezin 4 × 1018den küçük tüm sayılar için geçerli olduğu gösterilse de, önemli çabalara rağmen kanıtlanamamıştır. == Goldbach sayısı == Sayılar kuramında Goldbach sayısı, "2'den büyük her çift sayı, iki asal sayının toplamı şeklinde yazılabilir" iddiasıdır. Çözülememiş en eski matematik problemlerinden biridir. Bilgisayarda yapılan deneyler tarafından çok büyük sayılara kadar doğrulandığı halde henüz genel kabul görmüş bir ispatı yoktur. === Tarihi === 7 Haziran 1742 tarihinde, Alman matematikçi Christian Goldbach, Leonhard Euler'e yazdığı bir mektupta,Correspondance mathématique et physique de quelques célèbres géomètres du XVIIIème siècle (Band 1), St.-Pétersbourg 1843, pp. 125–129 . sayılar kuramının çözüme varılamamış konularından birine işaret etmiştir. Goldbach, "İki asal sayının toplamı şeklinde yazılabilen her tam sayı, aynı zamanda şartlar uygunsa ikiden daha çok asal sayı tarafından da yazılabilir." demiştir. Daha sonra bu varsayımını yeterli bulmamış, düzeltmeye gitmiştir. "2'den büyük her tam sayı 3 asal sayının toplamından bulunabilir." Burada Goldbach, ‘1’ sayısını da asal sayılara dahil ederek böyle bir çıkarımda bulunmuştur. Euler'in cevabı, 30 Haziran 1742'de gelmiştir. Demektedir ki; “2'den büyük her çift tam sayı, iki asal sayının toplamından bulunabilir.” == İşlemler ve doğruluğuna yönelik iddiaları kuvvetlendiren çözümler == Temel olarak dikkatle bakacak olursak bu proje matematiğin en temelindeki bilgileri başlangıç noktası olarak görmüştür. TOPLAMA işlemini… Goldbach'ın bu hipotezinden yola çıkılarak yapılan ikinci saptamaya uygulanabilirliği açısından daha çok sahip çıkılmıştır. Çünkü akıldan hesaplanma kolaylığı sınırını ilerlettikçe, üç sayının toplamıyla uğraşmak, iki sayının toplamıyla uğraşmaktan daha zor ve çetrefilli bir hal alacaktır. Yapılan açıklamanın pek de karmaşık olmayan sayılarla verilmiş bir örneğini aşağıda görebiliriz: ::6 = 3 + 3 ::8 = 3 + 5 ::10 = 3 + 7 ::12 = 5 + 7 ::14 = 3 + 11 ::16 = 3 + 13 ::18 = 5 + 13 ::20 = 3 + 17 ::22 = 3 + 19 ::24 = 5 + 19 ::26 = 3 + 23 ::28 = 5 + 23 . . . Dünyadaki tüm Goldbach sayılarının hesaplamaları el yordamıyla gerçekleştirilemez. Hipotezin daha deneysel araştırmalarına göz atılması gerekmektedir. == Hipotezin yıllar içerisindeki gelişimi == Euler, Goldbach'ın bu hipotezine ikna olmuştur ancak bu varsayımı ispatlayamamıştır. 1923 yılında, Hardy ve Littlewood isimli matematikçiler, bu varsayımı büyük tek sayıları kullanarak kısmen ispatlamışlardır. Bu kısmi ispata göz atacak olursak; “Bir N0 alınır ve tüm tek n sayıları bu N0’dan büyüktürler. Bunun yanında bu n’ler 3 asal sayının toplamına eşittir.” Rus matematikçi Vinogradov, 1937 ila 1954 yılları arasında yaptığı çalışmalarla, tekrar ilk varsayımı – kısmen ispatlanan kısmı yine tüm sayılar âlemini içine alamadan kanıtlamıştır -ki bu da bir diğer kısmi ispattır. Burada büyük tek rakamları ve analitik metotları kullanarak sonuca ulaşmıştır. n0’ın hesaplanması sonucu 3^3^15 değerini bulduğumuzda çıkan sonuç 6.846.169 basamaklı bir sayı olmuştur. Bu da Ribenboim'in 1988 ila 1995 yılları arasında yaptığı çalışmalarla doğrulanmıştır. 1966 yılında Chen Jingrun adlı Çinli matematikçi de kanıtlamıştır ki; her yüksek mertebeli çift sayı, aynı zamanda iki asal sayıdan fazla olmayacak sayıların toplamı şeklinde ifade edilebilir. Goldbach'ın hipotezi sadece tek bir kişi tarafından kabaca ifadelerle kanıtlanabilmiştir. Bu ispata dair; 130 CPU saati kullanılarak, IBM 3083 Sinisalo'da 4*10^11. sayıya kadar gelinebilmiştir. Bunu kullanmasına rağmen Sinisalo, Q Basic programı deneme birimlerini işleterek aynı stratejiyi ele almıştır. Bu izlek tek numaraların alınmasını içerir. Küçük asal sayıları bulmak için (3’ten n/2’ye kadar olan sayıları) tek sayılar olarak almıştır. Eğer p asal sayıysa, bunların farkı n-p’dir ve bu da asallık için test edilmiştir. Eğer bu fark asal ise işlem tamamlanır ve bir çift bulunur. İlk bulunan çift de minimum Goldbach kısmi değeridir. Eğer Goldbach'ın hipotezi doğruysa, herhangi çift bir n için; q=n-p asal sayı denklemini doğrulayan herhangi bir n çift sayısı ve p asal sayısı vardır. Goldbach bölünmesi n=p+q olarak da gösterilebilir. P ve q asal sayılardır. Goldbach ayrışımında en küçük asal sayı ayrılmış fonksiyon g(n) ile gösterilebilir. Grafikteki notlardan emin olmak için, burada çok fazla sayıda dikey bir abartı vardır. Grafikteki her koyu bant asal sayıları göstermektedir: 3,5,7,11, … . Bu noktada biraz kafa karıştırıcıdır. Öyleyse tabloda n'in sürekli artan minimum değer serilerine bakılır. Tablo n'in 1.000.000.000'dan küçük olan değerlerini göstermektedir. Son kolon ise g(n)/n oranını göstermektedir. Bu oran kısmen ilgi çekicidir çünkü bize g(n)’in maksimum değerlerini göstermektedir ve görülüyor ki g(n) her koşulda kendinden önce gelen sayıdan azdır. g(n) minimum Goldbach kısımlarının üzerinden sınır koyar. === Minimum Goldbach kısımlarının değerlerinin n < 1.000.000.000 için gösterimi === n g(n) n - g(n) g(n) / n 6 3 3 0.500000000 12 5 7 0.416666667 30 7 23 0.233333333 98 19 79 0.193877551 220 23 197 0.104545455 308 31 277 0.100649351 556 47 509 0.084532374 992 73 919 0.073588710 2642 103 2539 0.038985617 5372 139 5233 0.025874907 7426 173 7253 0.023296526 43532 211 43321 0.004847009 54244 233 54011 0.004295406 63274 293 62981 0.004630654 113672 313 113359 0.002753536 128168 331 127837 0.002582548 194428 359 194069 0.001846442 194470 383 194087 0.001969455 413572 389 413183 0.000940586 503222 523 502699 0.001039303 1077422 601 1076821 0.000557813 3526958 727 3526231 0.000206127 3807404 751 3806653 0.000197247 10759922 829 10759093 0.000077045 24106882 929 24105953 0.000038537 27789878 997 27788881 0.000035876 37998938 1039 37997899 0.000027343 60119912 1093 60118819 0.000018180 113632822 1163 113631659 0.000010235 187852862 1321 187851541 0.000007032 335070838 1427 335069411 0.000004259 419911924 1583 419910341 0.000003770 721013438 1789 721011649 0.000002481 Minimum Goldbach bölümlerine grafik olarak baktığımızda görürüz ki; n, 1.000.000.000’dan küçüktür ve burada ilginç bir ilişki gözlemlenir. Uygunluk ve çeviriye yardım için y doğrultusu g(n) iken, x doğrultusu da log 10(n) şeklinde gösterilir. Olasılığın 1 olmasına ulaşamazsak burada bir tek top sayı, aralık içinde asal sayı çifti oluşturmuyor demektir. Bu da bir ispat değildir ancak hipotezin doğru yolda olduğunu düşündürür. == Kaynakça == Kategori:Analitik sayı teorisi Kategori:Asal sayılar ile ilgili konjektürler Kategori:Hilbert problemleri
1,494
Matematik felsefesinin oluşturmacılık akımına göre matematiksel bir nesnenin varlığını kanıtlayabilmek için, nesnenin bulunması (ya da "oluşturulması") gerekir. Oluşturmacılara göre bir nesnenin var olmadığını varsayıp bu varsayımdan bir çelişki türetildiğinde -nesnenin kendisini bulmadıkça ("oluşturmadıkça")- nesnenin varlığı da kanıtlanmış olmaz. Oluşturmacılık çoklukla matematiksel sezgicilik ile karıştırılır; fakat gerçekte sezgicilik oluşturmacılığın bir türüdür. Sezgiciliğe göre matematiğin temelleri kaynağını bireysel matematikçinin sezgisinden almaktadır dolayısıyla matematik özünde öznel bir etkinliktir. Oluşturmacılık bu görüşe katılmayıp matematiğe nesnel yaklaşımla tamamıyla uyuşmaktadır. == Oluşturmacılığa katkıda bulunan matematikçiler == * Leopold Kronecker * L.E.J. Brouwer * Errett Bishop == Oluşturmacı matematiğin dalları == * Oluşturmacı mantık * Oluşturmacı tip teorisi * Oluşturmacı analiz * Hesaplanabilirlik mantığı == İlgili konular == * Sezgici Matematik * Finitizm * Oyun anlam bilgisi == Dış bağlantılar == * Hesaplanabilirlik Mantığı Ana Sayfası Kategori:Matematik felsefesi Kategori:Epistemoloji
1,496
Deneme şu anlamlara gelebilir: == Edebiyat == * Deneme (edebiyat), edebiyat alanında herhangi bir konuda yeni ve kişisel görüşlerle bezenmiş bir anlatım içinde sunulan düz yazı türü. * Denemeler, Montaigne'in özgün adı Essais olan, Türkçeye ilk kez 1947'de Sabahattin Eyüboğlu tarafından çevrilen deneme türündeki 1580 tarihli eseri. == Diğer anlamlar == * Son biçimini bulmamış, taslak durumunda olan eser.
1,182
Hakkâri, Türkiye'nin güneydoğusunda yer alan il ve en kalabalık altmış ikinci şehri. TÜİK verilerine göre 2021 sonu itibarıyla 278.218 kişilik nüfusa sahiptir. Tamamı Doğu Anadolu Bölgesi'nin doğusunda yer alır. Yüzölçümü bakımından Türkiye'nin kırk sekizinci büyük ilidir. Güneyinde Irak, batısında Şırnak, kuzeyinde Van, doğusunda ise İran vardır. Hakkâri ili nüfusu: 278.218'tür. (2021 sonu). İlin yüzölçümü 7.095 km2dir. İlde km2ye 40 kişi düşmektedir. 5 ilçe, 8 belediye, bu belediyelerde 56 mahalle, ayrıca 125 köy bulunmaktadır. == Tarihçe == Sırasıyla Hurri ve Urartu krallıklarının parçası olan Hakkâri, Pers İmparatorluğu'nun egemenliğinden sonra Arap egemenliğine geçmiştir. Daha sonra Selçuklu Hanedanının kontrolüne giren kent, 1536 yılında Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Coğrafi konumu sayesinde pek çok millete ev sahipliği yapan Hakkâri, 1662 tarihinde Katolik mezhebini benimsemeyen Asuriler Diyarbakır metropoliti XIII. Mar Şimun Denha önderliğinde yeniden örgütlenerek Hakkâri'nin Kodşanis/Koçanis (hâlen Konak) köyünü patriklik merkezi olarak benimsemişlerdir. Nasturi patrikleri 1918 yılına kadar bu köyde ikamet etmişlerdir. 19. yüzyıl ortalarına dek Hakkâri nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan Nasturiler, 1843 ve 1846'da Cizre Emiri Bedirhan Bey ile Hakkâri Emiri Nurullah Bey'in düzenlediği iki saldırıda önemli ölçüde zayiat vermişlerdir. 1915-18 döneminde aşiretlerle çatışan Hakkâri Nasturileri önce İran'da Urmiye yöresine ve daha sonra İngiliz yönetimine giren Irak'a iltica etmişler, 1924'te topluca geri dönmeye teşebbüs etmişlerse de 12-28 Eylül 1924 tarihleri arasında yürütülen Şemdinli Harekâtı ile tenkil edilerek geri püskürtülmüşlerdir. == Coğrafya == Doğusunda İran ve güneyinde Irak ile komşu olan Hakkâri'nin batısında Şırnak, kuzeyinde ise Van ili vardır. En yüksek noktası 4.150 metreye ulaşan Cilo Dağı, Hakkâri sınırları içerisindedir. ===Yeryüzü Şekilleri=== Hakkâri il sınırları çok çetin ve zorlu coğrafi koşullara sahiptir. Yüz ölçümünün çok büyük bir kısmı dağlık alandır. Bölgede Yüksekova ilçe merkezi dışında düzlük alan bulunmamaktadır. Dağların yükseltisi birçok yerde 3.000 metreyi geçebilmektedir. Ülkenin en yüksek ikinci noktası olan Cilo Dağı, Hakkâri il sınırları içerisindedir. Şehrin Irak ile sınır oluşturan Çukurca ve Şemdinli yöreleri kuzey kesime göre daha az yükseltiye sahiptir. === İklim === Yüksek rakım ve zorlu coğrafi koşullar, Hakkâri iklimini elverişsiz bir konuma getirmiş bulunmaktadır. Yazları sıcak ve kurak, kışları çok soğuk ve yağışlıdır. Doğu Anadolu Bölgesi'nin en çok yağış alan yerlerinden biridir. En çok yağış ilkbaharda düşmekle beraber kışın kar örtüsü uzun süre yerde kalabilmektedir. İlkbaharda düşen yağışlar aylık olarak 100 mm'yi geçmektedir. Yıllık yağış yaklaşık 800 mm'dir. Yıllık sıcaklık ortalaması 10 °C'dir. Kış ve yaz ayları arasındaki sıcaklık farkı bir hayli fazladır. == Ekonomi == Geçim kaynaklarının başında sınır ticareti ve hayvancılık gelir. Son yıllarda gerek özel sektör ve devletin istihdam teşvikleriyle Hakkâri ve ilçelerinde istihdamda canlanma sağlansa da yeterli düzeyde değildir. Sınır ticareti Irak ve İran'a açılan sınır kapıları ile yapılmaktadır. == Yönetim == Türkiye'de cumhuriyetin ilanından sonra Hakkâri ili mecliste 1927 yılına kadar 1, 1927-1934 arası 2, 1939-1983 yılları arası 1, 1983-1999 yılları arasında 2 milletvekili ile temsil edildi. 1999 yılında yapılan kanun değişikliğiyle Hakkâri ilini temsil edecek milletvekili sayısı üçe çıkartıldı. küçükresim Hakkâri ili, 1933 yılında ilçeye dönüştürüldü ve Van iline bağlandı. 1936'da yeniden il olmasına karşın, 1939 seçimlerine kadar Van iline bağlı olarak temsil edildi. İllerde protokolde ilk sırada yer alan Vali, merkezî yönetimi temsil eder ve Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Büyükşehir dışındaki illerde yerel yönetim, şehirler düzeyindedir. Belediye başkanı, belediye sınırları içinde kalan seçmenin oy çokluğu ile seçilir. Ayni seçmen ilçe belediye meclisi için de oy kullanarak ilçelerin belediye meclislerini oluşturur. İldeki bütün seçmenler ayrıca il genel meclisi için de oy kullanarak il genel meclisinin oluşumunu sağlarlar. İl genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için yapılan seçimlerde, onda birlik baraj uygulamalı nispi temsil sistemi, belediye başkanlığı seçiminde ise çoğunluk sistemi uygulanır. İl genel meclisi ve belediye meclisi üye sayıları ilçe nüfusuna göre, kontenjandan kalan sayıların partilere dağılımı ise D'Hondt Sistemine göre belirlenir (Kanun:2972-Madde:23) İl genel meclisi, il özel idaresinin karar organıdır, başkanını üyeleri arasından gizli oyla seçer. Ayrıca, il genel meclisi kendi içinden gizli oyla bir yıl görev yapacak 5 kişilik il encümenini seçer. Merkezî yönetim, vali ve il müdürlerinden oluşur. İl özel idaresi (il genel meclisi ve il encümeni) seçilmişlerden oluşur, ancak vali başkanlığında görev yapar. Yerel yönetim ise belediye başkanları ve belediye meclislerinden oluşur. Hakkâri Valisi, 1971-Doğanşehir doğumlu İdris AKBIYIK’tır. 5 Kasım 2018 tarihinde Şişli Kaymakamı iken atanmıştır. 2019 Türkiye yerel seçimleri sonunda Hakkâri Belediye Başkanlığını kazanan Cihan Karaman (HDP), 18 Ekim 2019 tarihinde görevden alınmış, yerine Hakkâri Valisi İdris AKBIYIK kayyum olarak atanmıştır. Ayrıca Yüksekova'nın HDP'li belediye başkanı da seçildikten sonra İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınmış, yerine ilçe kaymakamı kayyum atanmıştır. 2019 Türkiye yerel seçimleri sonuçlarına göre Hakkâri İl Genel Meclisi üye sayısı, 7 AK PARTİ, 9 HDP ve 1 Bağımsız olmak üzere 17’dir. 2018 genel seçimleri sonucu, Hakkâri'yi temsilen TBMM'de AKP'den 1 milletvekili (Husret Dinç) ve HDP'den 2 milletvekili (Leyla Güven, Sait Dede) seçilmiştir. == Nüfus == Güncel Nüfus Değerleri (TÜİK 6 Şubat 2023 verileri ) Hakkâri ili nüfusu: 275.333'dür. Bu nüfusun % 64,09'u şehirlerde yaşamaktadır (2022 sonu). İlin yüzölçümü 7.095 km2'dir. İlde km2'ye 39 kişi düşmektedir. (Bu sayı Derecik'te 54'tür.) İlde yıllık nüfus % 1,04 oranında _azalmıştır_. Nüfus artış oranı en yüksek ve en düşük ilçeler: Derecik (% 1,38)- Çukurca (% -8,80) 06 Şubat 2023 TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 5 İlçe, 8 belediye, bu belediyelerde 56 mahalle ve ayrıca 125 köy vardır. 2022 yılı sonunda Hakkâri ili ve ilçelerinin yerleşim yeri ve nüfusla ilgili sayısal bilgileri''' İlçe Nüfus 2021 Nüfus 2022 Nüfus Artışı % Belediye Sayısı Mahalle Sayısı Köy Sayısı Köy Nüfusu Şehir nüfusu Şehirde oturan % Alanı km2''' km2'ye düşen kişi Çukurca 15.652 14.333 1 3 8 6.848 7.485 52,22 725 20 Derecik 23.140 23.461 1,38 1 9 4 12.197 11.264 48,01 437 54 Merkez 77.606 77.329 -0,36 2 22 36 14.516 62.813 81,23 2179 35 Şemdinli 42.626 42.471 -0,36 1 5 18 26.392 16.079 37,86 1207 35 Yüksekova 119.194 117.739 -1,23 3 17 59 38.912 78.827 66,95 2547 46 Hakkari 278.218 275.333 8 56 125 98.865 176.468 64,09 7.095 39 === İlin yıllara göre nüfusları === == Konum == Konum Bilgileri İlçe Kuruluş Yılıİçişleri Bakanlığı- İller İdaresi Genel Müdürlüğü Alanı (km2) Rakım (m) Merkeze (km)Karayolları Genel Müdürlüğü Ulaşan Yollar Hakkâri Merkez Cumh.önce 2.179 1.756 Çukurca 1953 725 1.312 79 Derecik 2018 437 835 195 Şemdinli=> Şemdinli 1936 1.207 1.391 130 Yüksekova=> Yüksekova Cumh.önce 2.547 1.876 77 Hakkâri 1935 7.095 == Spor == 2018-2019 Sezonu sonunda, Hakkâri’nin futbol liglerindeki tek takımı Yüksekova Belediyespor, BAL grubunda 9. olmuştur. Kadınlar futbol 1. ligindeki Hakkârigücü, lig 6. sı olmuştur. Ayrıca Voleybol erkekler 2. liginde 2, bayanlar 2. liginde 1 takımı bulunmaktadır. Hakkâri merkeze 5 km uzaklıkta bulunan ve şehir içi servislerle Hakkâri merkezden ulaşım kolaylıkla sağlanır. Özellikle yılın altı ayı açık kalabilme özelliği olan Mergabütan kayak merkezi son derece güvenilir ve kendini kanıtlamıştır. Yaklaşık olarak 3.000 metre rakımında olmasından dolayı oldukça dik ve uzun bir piste sahiptir. Kayak spor dalında macera ve aksiyon için Mergabütan kayak merkezi buna fazlasıyla elverişlidir. Ziraat Türkiye Kupası'nda Yüksekova Belediyespor, 2. turda Batman Petrolspor'a elenmiştir. Önemli spor tesisleri: Yüksekova İlçe Stadyumu (5.000), Hakkâri Kapalı Yüzme Havuzu (100) ve Mergabütan Kayak Merkezi. ==Altyapı== ===Ulaşım=== Hakkâri iline kara yolu ve hava yolu ile ulaşmak mümkündür. Sert coğrafi koşullar şehre olan ulaşımı büyük ölçüde zorlaştırmaktadır. Bu yollarda çığ ve heyelan riski yüksektir. D 400 ve D 975 devlet yolları şehre bağlantı kuran yollardır. D 400 kara yolu Şırnak üzerinden gelerek Yüksekova üzerinden Esendere Sınır Kapısı'na ulaşır. Bir diğer yol olan D 975 kara yolu Hakkâri ve Yüksekova yol ayrımında D 400 kara yolu ile birleşmektedir. Yüksekova ve Şemdinli arası ulaşım ise rakımı 2.000 metreyi aşan Haruna Geçidi'nden geçen yol ile sağlanmaktadır. Çukurca ilçesine ulaşım ise D 400 kara yolundan ayrılan bir yol ile sağlanır. 2015 yılında açılan Hakkâri Yüksekova Selahaddin Eyyubi Havalimanı, Hakkâri ile ülkenin büyük şehirleri arasında hava ulaşımını sağlamaktadır. Günde yapılan iki uçak seferi ile Ankara ve İstanbul'a düzenli uçuşlar yapılmaktadır. == Resimler == Dosya:Zap Nehri.jpg|Zap Nehri'nin yaz aylarında görünümü Dosya:Hakkari districts.png Dosya:Colorfully designed folk carpets.jpg|Yöresel dokuma ürünleri Dosya:Merzan, 30000 Hakkâri Merkez-Hakkâri, Turkey - panoramio.jpg|Merzan Mahallesi Dosya:Semdinli Hakkari.jpg Dosya:Hakkari Sokağı.jpg Dosya:Baz Village Hakkari.jpg|Tarihî Hakkâri Dosya:Al-Hakkari St (10805062396).jpg|Al Hakkari (Kudüs) Dosya:Hakkari...Şehir.. - panoramio.jpg Dosya:020813-0022AA.jpg Dosya:Meydan Medresesi.jpg|Meydan Medresesi Dosya:Mountain Hyacinth - panoramio.jpg|Görkemli Sümbül Dağı (M.İ) Dosya:Hakkariden görünüş - panoramio.jpg Dosya:Depin.JPG|Depin Dosya:Bazvillage.jpg Dosya:Çemê Zê.jpg|Zap Suyu Dosya:Çölemerik Mir Kalesi.jpg Dosya:Inverted tulips in the village of kırıkdag - panoramio.jpg|Ters Lale Dosya:Pleurotus eryngii - Doğal Ortamında Çaşır Mantarı.jpg|Gıwark (doğal mantar) Dosya:BERCELAN FESTIVALS 01.06.2009 - panoramio.jpg|Bercelan Festivali Dosya:Berçelan Festıvals 01.06.2009 - panoramio.jpg Dosya:Berçelan Deresi.... - panoramio.jpg Dosya:Hakkaride Sümbül.Ters Lale.. - panoramio.jpg Dosya:Sümbülde kış... - panoramio.jpg Dosya:Marünüs waterfall village - panoramio.jpg|Marünus Dosya:Wêneistan Colemerg.jpg Dosya:20190414 Pyranha Kayaks.jpg|Zap Suyu rafting Dosya:Navegar en kayak el rio Loa, un desafió entre amigos.jpg == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * Hakkâri Valiliği
1,495
Roman, genellikle düzyazı biçiminde yazılan, kurgusal, görece uzun, insanın (ya da insan özellikleri atfedilen varlıkların) deneyimlerini bir olay örgüsü içinde aktaran ve genellikle kitap halinde basılan bir edebî tür. Uluslararası ve akademik platformlarda beşinci sanat olarak kabul gören edebiyatın bir alt türüdür. == Genel özellikleri == Uzunluğu ile doğru orantılı olarak, olay örgüsü içinde birçok öyküyü barındırma potansiyeli taşır. Tarihsel süreçte manzum roman ya da manzum hikâye gibi şiirsel türleri mevcut olsa da, modern çağın romanı genellikle düzyazı şeklindedir. Romandaki olay örgüsü ağırlıklı olarak kronolojik sırayla ve mantıksal bir biçimde anlatılır; ancak yazarın tercihine bağlı olarak geçmiş ve gelecekte gezinme şeklinde kurgulanan ya da absürt bir içeriğe sahip eserlere de sıkça rastlanır. Bir romanın duygusal ağırlıkta olup olmadığı eserin türüne ve zamanına göre değişebilir. Örneğin romantizm döneminde yazılan eserler duygulara ağırlık verirken, naturalizm dönemindekiler doğayı ve insanı olduğu gibi anlatmayı amaçlamıştır. Ancak insan, doğası gereği duygusal bir varlık olduğundan, yazarın metne döktüğü her şey kaçınılmaz olarak yazarın geçmişinden ve duygu dünyasından izler taşır. Tarihî roman, politik roman, toplumsal gerçekçi roman gibi bazı roman türleri, toplumsal ve politik gelişmeler ile yakın ilişki içinde olabilir ve sıradan insanın yaşantısına odaklanabilir. Ancak; bilimkurgu, fantazya, gotik kurgu gibi bazı türler ise günümüz gerçekliğinin dışına çıkarlar. Bazı roman türleri ise kahramanlık unsurlarını sıkça kullanır. Olay örgüsünün geçtiği zamana bağlı olarak bazen saraylar ve savaş alanları, bazen sokaklar, evler ve meyhaneler gibi sıradan mekanlar, bazen de uzay, yeraltı, kurgusal dünya ya da kurgusal evren gibi günümüz gerçekliğinin dışındaki mekanlar kullanılır. Türüne ya da zamanına bağlı olarak bazı romanlar ağdalı, bazı romanlar ise sade bir dil kullanır. Modern roman, felsefe ve sanattan boş inançları uzaklaştırmak ve bunların yerine akıl ve gerçeği getirmek isteyen bir kültür olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Ancak zaman içinde bu misyonundan özgürleşir. Bir yazar yaşadığı toplumdan ayrı düşünülemeyeceği için, roman da tarihe ve toplumların gelişimine sıkı sıkıya bağlıdır. İnsanı, toplumsal ve tarihsel bir varlık olarak konu alan ilk sanat türüdür. 11. yüzyılın başlarından günümüze ulaşan ve kurgusal bir biçimde ilerleyen Murasaki Shikibu'nun Japonca eseri Genji'nin Hikâyesi, kendisinden önce de uzun kurgusal metinler bulunmakla birlikte, zaman zaman tarihin ilk romanı olarak değerlendirilir. Basılı kitapların Çin'de yayılması, Ming Hanedanlığı (1368-1644) tarafından klasik Çin romanlarının doğmasına sebep oldu. Avrupa'daki en erken örnek ise Endülüslü İbn Tüfeyl tarafından yazılan Hayy bin Yakzan eseri kabul edilir. Daha sonraki gelişmeler matbaanın yaygınlaşması ile gerçekleşti. İlk bölümü 1605 yılında yayınlanan Don Quijote'nin yazarı Miguel de Cervantes Saavedra, modern çağın ilk Avrupalı romancısı olarak sık sık anılır. Teknolojik gelişmeler, romanın basılı olmayan alanlarda da yayınlanmasına zemin hazırlamıştır. Buna sesli kitaplar, e-kitaplar, web romanları örnek gösterilebilir. Geleneksel olmayan başka bir kurgu biçimi de grafik romanlardır. Kurgu eserlerinin bu çizgi roman versiyonları, kökenleri 19. yüzyıla uzansa da ancak yakın zamanda yaygınlaşabildiler. == Roman ve öykünün farkları == Roman, hikâyeye ya da diğer adıyla öyküye kıyasla biçimsel olarak daha uzun olmakla birlikte, kurgusal bazı farklılıkları mevcuttur. Örneğin roman, kelime sayısının çokluğu sebebiyle olay örgüsü ve karakter çeşitliliği bakımından sınırları zorlayabilir. Roman birçok öyküyü, olay örgüsü içinde kullanabilir. Bu çerçeveden bakıldığında romanın çok boyutlu, öykünün ise görece az boyutlu olduğu söylenebilir. "Çehov'un Öykücülüğü Üzerine" adlı yazısında Erdal Öz şu cümleleri sarf etmiştir: “Romanda, anlatılan ailenin içine gireriz. Onlarla birlikte yaşarız, onlardan biri oluruz. Ama öyküde, o ailenin yaşadığı evin önünden geçerken, pencereden onları masa başında topluca görüp geçeriz.” Uluslararası platformda uzun öyküleri adlandırmak için novella ismi kullanılır. Roman ve novella'yı birbirinden ayıran kelime sayısı hakkında kesin bir kural yoktur. Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Amerika Bilimkurgu ve Fantezi Yazarları Derneği, Nebula Ödülleri için başvurulan eserleri sınıflandırırken 40.000 kelime ve üzerini roman, 17.500-39.999 kelime arasındaki eserleri ise novella olarak belirlemiştir. == Roman türleri == Romanlar: konu, üslup, yazıldığı dönem bakımından çeşitli türlere ayrılabilir. Üslup bakımından "romantik roman", "gerçekçi roman", "doğalcı roman", "estetik roman", "izlenimci roman", "dışavurumcu roman", "yeni roman" türleri sayılabilir. === Üslup bakımından === ==== Romantik ==== Kişilerin duygularını, arzularını,hislerini, düşüncelerini yalnızca kendilerine ait, içten gelen doğal ve gerçek olgular gibi görür.Yani aşk, duygu, hayal gibi düşünceler yer alır. Aynı zamanda acı, keder ve hüzün de bu roman türünün konularındandır. Örneğin Sir Walter Scott’un tarihsel romanları, Jean-Jacques Rousseau’nun eserleri, Goethe’nin Genç Werther’in Acıları, Victor Hugo'nun Notre Dame'ın Kamburu gibi. ==== Realist ==== Romantik romandan ayrı olarak kuru ve kuşkucu bir anlatım ve düşünce yapısı taşır. Balzac ve Stendhal’in romanları bu üsluptadır. ==== Estetik ==== Belli bir biçim ve anlatım kaygıları ile yazılmış romanlardır. Gustave Flaubert estetik romanın en önemli yazarıdır. ==== İzlenimci ==== Diğer üsluplardan ayrı olarak eşyanın ve dış olayların kendi nesnel gerçeklikleriyle insanların bunları algılama biçimleri arasındaki farkları ortaya çıkarmaya yönelir. Yani dış gerçeklerden çok, duyu ve duygulara, iç yaşantının betimlenmesine öncelik verir. ==== Dışavurumcu ==== 20\. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Dışavurumculuk toplumsal kimliklerin reddedilmesi ve insan yaşamını belirleyen toplum karşıtı ya da uygarlık karşıtı güçlerin öne çıkarılmasıyla belirlenir. Dostoyevski, Franz Kafka, Samuel Beckett ve Bertold Brecht’in romanları bu türün örneklerindendir. ==== Yeni ==== Aslında dışavurumculuğun izlerini taşır. Özellikle 1930 yılından sonra ilk örnekleri görülmeye başlandı. Kendisinden önceki akımlardan hiçbirine benzemeyen, yazma deneyini, hatta romanın olanaksızlığını romanın asıl konusu hâline getiren romanlardır. Yeni roman, yazma eyleminin kendisini sorgulamaya yönelir. Alain Robbe-Grillet, Michel Butor, Claude Simon, Philippe Soller, Julio Cortazar gibi yazarlar bunları denemişlerdir. === Tarihî === Konusu bakımından roman "tarihsel roman pikaresk roman duygusal roman, gotik roman, ruhbilimsel roman, töre romanı, oluşum romanı" türlerine ayrılır. Tarihsel romanlar, tarihin değişik dönemindeki olayları işler. Kahramanlar gerçek veya düşsel olabilir. Ancak anlatılanlar tarih gerçeklerine çoğu kez uygundur. Bu roman türü aslında, Romantizmin bir ürünüdür. Dünya edebiyatında bu türün ilk örneğini İngiliz yazar Walter Scott vermiştir. Türk edebiyatında ise tarihi romanın ilk denemesi Ahmet Mithat’ın Yeniçeriler adlı romanı sayılabilir. Batılı anlamda ilk tarihsel Türkçe roman, Namık Kemal’in Cezmi’sidir. ==== Duygusal roman ==== İnsanın duygusal yaşamını yüksek ve özenli bir üslupla betimleyen romanlardır. Bazen bu türde yazarın kendi duygularıyla, okurun duygularını sömürmesi ön plana çıkar. Laurence Sterne’in Fransa ve İtalya’da Hissi Seyahat adlı eseri, Rousseau’nun romanları, Madame de La Fayette’in Prenses de Cleves adlı romanı da bu türe örnek gösterilebilir. ==== Psikolojik roman ==== Kişilerin ruhsal durumlarını ayrıntılarıyla çözümlemeye çalışan romanlardır. Daha serinkanlı ve denetimli oluşuyla duygusal romandan ayrılır. Abbe Prevost’un Manon Lescaut adlı eseriyle Fransız edebiyatında açılan psikolojik roman çığırı diğer ülke romancılarını da etkilemiştir. Paul Bourget’in romanları da bu türe örnektir.Türkiye'deki ilk ruhbilimsel roman Mehmet Rauf'un Eylül adlı kitabıdır. Türkiye'den Peyami Safa'nın 9. Hariciye Koğuşu buna örnektir. === Polisiye roman === Cinayet, gizem, katil, suç, ceset gibi konuları işleyen bir roman türüdür. Agatha Christie bu anlamda ün yapmıştır. 86 romanıyla 'Polisiye Romanlarını Kraliçesi' seçilmiştir. Bu romanlarda öne çıkan konular 'Kim kimi öldürdü?', 'Nasıl öldü?', 'Neden öldü?" gibidir. === Fantastik roman === Hayal gücüne dayanan romanlardır. 19. yüzyılda ilimlerin gelişmesiyle yaygınlık kazanmıştır. Bu türde örnek verilebilecek en önemli eserler J.R.R Tolkien'in Yüzüklerin Efendisi veyahut Lewis Carroll'ın Alice Harikalar Diyarında romanları başı çeker. === Çizgi Roman === Çizgi roman veya resimli roman, çizgi ile hikâye anlatmak için birbirini takip eden panellerin (çerçevelenmiş resim) kullanıldığı bir sanat türüdür. == Ayrıca bakınız == * Türk edebiyatında roman == Kaynakça == *
1,498
Monografi ya da monograf Türkçeye Fransızca monographie sözcüğünden geçmiş olup, bilimsel alanlarda özel bir konu, sorun ya da kişi üzerine yazılmış, kendi başına bir bütün oluşturan kitaplara verilen isimdir. Ünlü bir kimsenin hayatını, kişiliğini, eserlerini, başarılarını ayrıntılarıyla ele alan veya bilimsel bir alanda özel bir konu ya da sorun üzerine yazılan inceleme yazısına monografi (tek yazı) denir. Herhangi bir kimsenin yaşamının başkaları tarafından benimsenmesinde bir sakınca görülmeyen özel taraflarını, bir sanat anlayışını, bir eserin veya şeyin yalnızca bir yönünü anlatan yazılara "monografi" denir. Monografide herhangi bir yer, bir eser, bir yazar, tarihî bir olay, bilimsel bir alana ait sorun özel bir görüşle veya bakış açısıyla değerlendirilebileceği gibi, bir konu üzerinde derinlemesine bir inceleme de yapılabilir. Monografilerde kişi veya eser her yönüyle incelenir; araştırılır. Ancak bu şekilde ele alınan konunun o ana kadar gizli kalmış yönleri, tarafları belirlenir ve ortaya konur. Ayrıca sanatçı inceleniyorsa o sanatçıyı diğer sanatçılardan ayıran özel bilgilere ulaşılmış olur. == Kaynakça == Kategori:Edebiyat terimleri
1,507
Petrus Ferdinandus Johannes (Pierre) van Hooijdonk (d. 29 Kasım 1969), Fas asıllı Hollandalı futbolcudur. 2007 yılında Hollanda'nın Feyenoord takımında aktif futbola veda etmiştir. Profesyonel futbol yaşamına Roosendaal'da başladı. NAC Breda'da oynadıktan sonra Celtic'e transfer oldu. İskoç liginde 69 maçta 44 gol attı. Sezon sonunda Vitesse'ye transfer oldu. 2003 yılında Hollanda'nın Feyenoord takımından ayrılarak Fenerbahçe'ye gelen oyuncu, ilk şampiyonluğunu 2003-2004 futbol sezonu sonunda bu takımda yaşadı. Pierre Paulus Wielaartus van Hooijdonk aynı sezon 24 gol atarken, 10 gol pasına da imzasını koydu ve 5 topu çizgiden çıkardı. Fenerbahçe'nin en sevilen oyuncusu olmuştur. Fenerbahçe'den ayrılarak NAC Breda takımına transfer olmuş ve burada da teknik heyet ile yaşadığı problemler nedeniyle devre arasında takımdan ayrılıp eski takımı Feyenoord'a dönmüştür. 2007'de futbolu bıraktı. Futboldan kopamamış ve 2009 yılında doğduğu yerin amatör takımı olan Steenbergen 4 takımında forma giymeye başlamıştır.Muhteşem bir dönüş yaptığı söylentiler arasındadır.Antrenörü Jean-Paul De Groot kendisinin takıma çok büyük katkıları olduğunu ve seyircilerin Hooijdonk için geldiğini belirtmiş bu yüzden de onu asla yedek bırakamayacağını söylemiştir. Ayrıca bu futbolcu Hollanda millî futbol takımında oynadığı 46 maçta 14 gol attı. 2008 yılında van Hooijdonk, dolandırıcıların kurbanı oldu ve kendisinin var olmayan bir Çin tekstil şirketine yatırım yaptığı için 2.000.000 £ kaybettiğini bildirdi. Hollanda polisi, daha sonra aldatmacanın 'milyonlarca avro' değerinde olduğunu açıkladı. == Başarıları == * 2003-2004 Türkiye - Süper Lig Şampiyonluğu * 2003-2004 Türkiye - Süper Lig Gol Krallığı ikincisi * 2004-2005 Türkiye - Süper Lig Şampiyonluğu * 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası, Hollanda * 2002 Avrupa UEFA Şampiyonu, Feyenoord * 2000 Avrupa Kupası Hollanda Yarı Final * 1998 FIFA Dünya Kupası Dördüncüsü - Hollanda == Kaynakça == Kategori:1969 doğumlular Kategori:Hollandalı futbolcular Kategori:Hollanda millî futbol takımı futbolcuları Kategori:RBC Roosendaal futbolcuları Kategori:NAC Breda futbolcuları Kategori:Celtic FC futbolcuları Kategori:Nottingham Forest FC futbolcuları Kategori:SBV Vitesse futbolcuları Kategori:SL Benfica futbolcuları Kategori:Feyenoord futbolcuları Kategori:Fenerbahçe SK yabancı futbolcuları Kategori:İngiltere'deki gurbetçi futbolcular Kategori:Türkiye'deki gurbetçi futbolcular Kategori:1998 FIFA Dünya Kupası futbolcuları Kategori:2000 Avrupa Futbol Şampiyonası futbolcuları Kategori:2004 Avrupa Futbol Şampiyonası futbolcuları Kategori:Fas asıllı Hollandalılar Kategori:Yaşayan insanlar Kategori:Forvet futbolcular Kategori:Hollandalı gurbetçi futbolcular Kategori:İskoçya'daki gurbetçi futbolcular Kategori:Portekiz'deki gurbetçi futbolcular Kategori:İskoçya'daki Hollandalı gurbetçiler Kategori:İngiltere'deki Hollandalı gurbetçiler Kategori:Portekiz'deki Hollandalı gurbetçiler Kategori:Türkiye'deki Hollandalı gurbetçiler Kategori:Eerste Divisie futbolcuları Kategori:English Football League futbolcuları Kategori:Eredivisie futbolcuları Kategori:Premier League futbolcuları Kategori:Primeira Liga futbolcuları Kategori:Scottish Football League futbolcuları Kategori:Süper Lig futbolcuları
1,493
Ahmet Enis Batur (d. 28 Haziran 1952, Eskişehir), Türk şair, yazar ve yayımcıdır. Aralık 2017'den beri Kırmızı Kedi Yayınevi'nin, Aralık 2020'den beri de Simurg Art Yayınevi tarafından çıkarılan Kirpi şiir dergisinin genel yayın yönetmenliğini yapmaktadır. == Hayatı == 28 Haziran 1952'de dünyaya geldi. Dedesi Şirket-i Hayriye'nin kurucusu Hüseyin Hâki Bey'dir. Babası eski Türk Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur'dur. Çocukluğu Eskişehir ve Napoli; ilk gençlik yılları İstanbul ve Ankara'da geçti. İlkokulu Dumlupınar İlkokulu'nda, ortaokul ve liseyi Saint Joseph ve Ankara Lisesi'nde okudu. İlk yazısı 1970'te, ilk kitapları 1973'te yayınlandı. Öğrenciliği sırasında Ulus gazetesinin sinema sayfasını yönetti. Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde başladığı yükseköğrenimini 1976 yılında Paris'te tamamladı. Ülkeye döndükten sonra Yazı, Oluşum, Meb ve Tan dergilerini çıkardı. 1982'de Çağdaş Kent dergisini çıkardı, ilk sayıyla birlikte dergi, sıkıyönetim tarafından yasaklandı.1983'te Avrupa Ülkeler Ansiklopedisi'ni, 1984'te İslam Ülkeleri'ni yayına hazırladı. 1987-88 arası Şehir dergisini çıkaran ekibin başında yer aldı. Askerliğini Çankırı'da yaptı. 1983'te İstanbul'a yerleşti. Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Dairesi Başkanlığını (1979-1980), Milliyet'in kültür servisi ve yan yayınlar yöneticiliğini (1983-1984), Milliyet Büyük Ansiklopedi'nin (1986) ve Dönemli Yayıncılık'ın genel yayın yönetmenliğini (1987-1988) yaptı; 1988-2004 arası Yapı Kredi Yayınları'nı yönetti. Birçok klasiğin ve önemli yabancı eserin Türkçeye çevrilmesinde başrol oynadı. Yapı Kredi Yayınları'nı sektörde öncü hale getirdi. Gergedan, Sanat Dünyamız, Kitap-lık, Cogito, Arredemento Dekorasyon, Fol gibi dergilerin hazırlanışında sorumluluklar üstlendi; Remzi Kitabevi'nin (1990-1993), TRT'deki "Okudukça" programının (1994-1999) yayın danışmanlığını yaptı; Açık Radyo'nun kuruluşuna katkıda bulundu ve "Şifa, Şifre, Deşifre" programını gerçekleştirdi; Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)'nun "Göreme'den İstanbul'a kültür mirasımız" kampanyasını (1984) yönetti, Cumhuriyet, Milliyet, Dünya, Aydınlık gazetelerinde, Yeni Gündem, P-Eki, Express, 2000'e Doğru dergilerinde haftalık, Cumhuriyet Bilim-Teknik dergisinde aylık yazılar yazdı. Yurt dışındaki çeşitli dergilerde ürünleri yayımlandı: Poesia, Il Ebbro Quaterno, Letters Internationales, Quarterly West, Tabaccaria, Podium, Kelk, Connaissance des Arts, Talismen, Didale. Şiirleriyle Cemal Süreya, Altın Portakal, Sibilla Aleramo, Necatigil ödüllerini, denemeleriyle TDK ödülünü kazandı. Kitaplarından Opera üzerine Ahmet Oktay'ın kitabı İsrafil'in Sûru ve bir sempozyumun bildirilerini bir araya getiren "Opera Odağında Enis Batur Şiiri", yapıtları üzerine yazılmış yazılardan bir seçmeyi derleyen "Otuz Kuş Bakışı", Hatice Aynur'un hazırladığı "Enis Batur Bibliyografyası 1970-1995", Esra Ermert'in yazdığı "Gen Haritası:Enis Batur Şiiri'nde Kullanım Sıklığı ve Köken Temelinde Sözcük Taraması" ve Cem Akaş'ın "Belkienisbatur" adlı eserleri ve 2018 yılında yayınlanan, Cavit Mukaddes'in "Sessizliğin Sesi: Enis Batur ve Poetikası" (Sub Press, 2018) kitabı, hakkındaki başlıca kaynaklardır. Batur, 1998-1999 akademik yılından 2002-2003 eğitim ve öğretim yılına dek Galatasaray Üniversitesi'nde ders verdi. 2008 yılında Epsilon Beta edebiyat topluluğunu kurdu, topluluğun ilk ürünü olan "Centuria %45-Epsilon Beta" başlıklı kitap 2009 yılında yayınlandı. == Eserleri == ===Şiir=== ====Lirik Şiirler==== * Tuğralar: Lirik Şiirler 1973-1984 (Tan,1985; Remzi Kitabevi, 1993; Kırmızı, 2006) * Perişey (Remzi, 1992; Altıkırkbeş,1998; Kırmızı 2006) Cemal Süreya ödülü * Ağlayan Kadınlar Lahdi (Harf, 1993; Kült Neşriyat, 2016) * Darb ve Mesel - Arka Şiirler (Altıkırkbeş, 1995) * Kanat Hareketleri: Lirik Şiirler 1993-1999 (Altıkırkbeş, 2000; Kırmızı, 2007) Zirvedekiler ödülü * Neyin Nesisin Sen (Kırmızı, 2007) Behçet Necatigil ödülü * Saga (Norgunk, 2010) * A Capella (Kırmızı Kedi, 2015) * Tuğralar – Perişey (Kırmızı Kedi, 2015) * Kanat Hareketleri – Neyin Nesisin Sen (Kırmızı Kedi, 2015) *Karanlık Oda Şarkıları (Simurg Art, 2020) *Gece Korkunç Sünger, blues (Simurg Art, 2022) *Keşiş Dağı (Orlando Poetry, 2023) ====Dramatik Şiirler==== * Doğu - Batı Divanı (YKY, 1997, 2. Baskı 2002; Kırmızı 2008) * Ağırlaştırıcı Sebepler Dîvanı (Altıkırkbeş, 2003) * Doğu - Batı Divanı 2 (Kırmızı, 2007) * Doğu - Batı Divanı 3 (Kırmızı, 2010) * Yanık Divan (Kırmızı Kedi, 2016) ====Yazı Şiirler==== * Nil (Yapıt 1975; 4. Baskı Altıkırkbeş, 1998) * İblise Göre İncil (Yeni Ankara, 1979; 4. Baskı Altıkırkbeş, 2001) * Kandil (Ada, 1981; 4. Baskı Altıkırkbeş, 2001) * Sarnıç (Nisan, 1985; 4. Baskı Altıkırkbeş, 1996) * Koma Provaları (Altıkırkbeş, 1990) * Sütte Ne Çok Kan (Altıkırkbeş, 1998) * Abdal Düşü: Düzyazı Şiirler 1998-2002 (Altıkırkbeş, 2003) * Koma Provaları, Sütte Ne Çok Kan, Abdal Düşü (Kırmızı, 2007) * Nil, İblise Göre İncil, Kandil, Sarnıç (Kırmızı, 2007) ====Deneysel Metinler==== * Ondört+X+4 deneysel metin [Tipografik yorum: Savaş Çekiç] (C Yayınları, 1994) ====Şiir Alıştırmaları==== * Eros ve Hgades (Shakespeare and Co, 1973) * Bir Ortaçağ Yalnızlığı (ABC, 1973) * Ara-Kitab (1976) * Yazılar ve Tuğralar Şiirler 1973-1987 (BFS, 1987) * Gri Divan (Remzi, 1990) * Taşrada Ölüm Dirim Hazırlıkları (Oğlak, 1995) * Opera 1 - 4004 (Altıkırkbeş, 1996) Altın Portakal ödülü * Papirüs, Mürekkep, Tüy—Seçme Şiirler (YKY, 2002) * Uç Şiirler (Kırmızı, 2011) ===Düzyazı=== ====Yazınsal / Eleştirel Denemeler==== * Şiir ve İdeoloji (Derinlik, 1979; İkinci basım: Mitos, 1993) Türk Dil Kurumu ödülü * Babil Yazıları (Afa, 1986) * Estetik Ütopya (BFS,1987) * Yazının Ucu Yazınsal Denemeler 1976-1993 (YKY, 1993) * E/Babil Yazıları (YKY, 1995) * Seyrûsefer Defteri (YKY, 1997) * Aciz Çağ, Faltaşları (YKY, 1998) * Cüz (Sel, 2000) * Smokinli Berduş: Şiir Yazıları 1974-2000 (YKY, 2001; Granada, 2013) * İmgeleri Kim Dinler? (YKY, 2004) * Okuma Lambası (Alkım, 2004) * Sinema Yazıları - Hurufi Gözüyle Büyü Kutusu (ES, 2007) * Pervasız Pertavsız (Kırmızı, 2009) * Ölesiye Sanat - Yeni Faltaşları (Alakarga, 2013) * Son Modernler [Edebiyat üzerine denemeler] (Sel, Şubat 2014) * Yazının Sınır Boyuna Yolculuklar [Edebiyat üzerine denemeler] (Sel, Eylül 2014) * Karanlıktan Işık Yontanlar [Sanat üzerine denemeler, 1976-2008] (Sel, 2015) * Öteki Pusula [Sanat ve edebiyat üzerine denemeler] (Sel, 2016) * Rabia Hatun, Tuhaf Bir Kıyamet (YKY, 2000) * İlhan Berk: Mağara Ressamı, Sapkın Nakkaş, Namahrem Kalem (YKY, 2000) * Patates (Sel, 2003) * Centuria %45 (Epsilon Beta) (Çekirdek Sanat, 2009) * Kulak (Sel, 2009) * Tilki (Notos, 2011) * Dalgınlık Kursları (Kırmızı Kedi, 2014) * Gülmekten Ölmek - Çekmeceler Kitabı I (Sel, 2016) * Nigredro – Durayazmak (Kırmızı Kedi, 2016) * Heptameron (Kırmızı Kedi, 2017) * Memnu Mıntıka (Kırmızı Kedi, 2018) *Endişe Yengeçleri (Levent Şentürk ile) (Kırmızı Kedi, 2018) *Lisan-ı Münasip (Kült Neşriyat, 2018) *Karganame (Sel, 2018) *Sekizinci Günahın Sonrası (Sel, 2018) *Yapıştırmalar (Sub, 2018) *Yumurtalarını Kollamak (Kırmızı Kedi, 2019) *Düş Kırpıntıları (Sel, 2019) *Simsiyah Soulages ile Konuşmak (Kırmızı Kedi, 2020) *Kısa Kısas Kıssası (Alakarga, 2020) *Denemek Sapmak - Çekmeceler Kitabı II (Sel, 2021) *Serseri Mayın (Simurg Art, 2022) *Önkudöde - Acayip Bir Şiir (Epona, 2022) ====Özel Ansiklopedi==== * Kediler Krallara akabilir (Remzi, 1990; 3.Baskı Sel, 2002) * Gönderen: Enis Batur (Remzi, 1991; 2. Baskı Sel, 2000) * Kırkpare (Remzi, 1993; 2. Baskı Sel, 2001) * Su, Tüyün Üzerinde Bekler (Sel, 1999; Fevkalâde genişletilmiş 2. Baskı Sel, 2003) * Kurşunkalem Portreler (Sel, 1999; 2. Baskı Sel, 2000) * Yazboz (Sel, 2001) * Gövde'm (Sel, Ocak 2007) * Haneberduş (Sel, Kasım 2010) * Zoo’m Harflerden Hayvanat Bahçesi (Kırmızı Kedi, 2017) * Sami Hazinses ile Söyleşi (Sub Press, 2023) ====Günebakan Yazılar / Söyleşiler==== * Günebakan I: Alternatif: Aydın (Hil Yayın, 1985; Ark, 1995; Kırmızı, 2013 (Genişletilmiş Basım) * Küçük Kıpırtı Tarihi (Boyut,1992) * Günebakan II: Saatsız Maarif Takvimi (Ark, 1995; Kırmızı, 2014) * Günebakan III: Türkiye'nin Üçlemi (Papirüs, 1998; Kırmızı, 2015 (Genişletilmiş Basım) ====Başkalaşımlar==== * Ayna (Ada,1977) * Tahta Troya (Yazko,1981) * Viyana için Vals (BFS,1987) * Eşittir Sonsuz (BFS,1988) * İki/z (BFS,1988) * Sıçrayan Fasulye (Sanat Dünyamız Eki, 1991) * Yüzyüze (Sanat Dünyamız Eki, 1991) * Almanak (Sanat Dünyamız Eki, 1991) * Ses, Harf, İmge (Sanat Dünyamız Eki, 1991, 2. Baskı Factory, 2022) * Bi-Linç (Sanat Dünyamız Eki, 1991) * Başkalaşımlar I-X (YKY: 1992; İkinci basım: 2000; Üçüncü basım: 2004 / Kırmızı Kedi, Dördüncü basım: Mart 2016) * Sıçrayan Fasulye/Yüzyüze/Almanak/İskeletler Dansı/Ses,Harf,İmge/Bi-Linç/Paris (YKY,1992) * Hatay’da Bir Rolls Royce (Altıkırkbeş, 1992) * Gesualdo (YKY,1993) * Perec Kullanım Kılavuzu (Mitos,1993) * Akabe (Mitos,1994) * Modernlerin Gecesi (Altıkırkbeş, 1995) * Ya/Zar (C Yay,1996) * Franhoferolmak (Sel,1997) * Başkalaşımlar XI-XX (YKY: 2000 / Kırmızı Kedi, İkinci Basım: 2016) * Bir Varmış Bir Okmuş: Sözümona Düzmece bir Wilhelm Tell Hikâyesi (Sel Yayıncılık, 2002) * Kütüphane: (Sel, 2005) * Plati—Bir Ada Denemesi (Sel, Şubat 2006) * Başkalaşımlar XXI-XXX (Kırmızı: 2009) * Mekik (Norgunk, 2009) * Mumya Köpek (Norgunk, 2011) * Geronimo'nun Ölümü (Sel, Haziran 2012) *İnziva Burçları (Sel, Aralık 2019) *Herakleitos Okumaları (Kült Neşriyat, 2021) *Sanat Bakacından Savaş (Kızılay, 2023) ====İçbükeyler==== * Otuz Kuş Birden Olmak (B/F/S, 1987; Norgunk, 2007) * Söz'lük (Düzlem, Mart 1992) * Yolcu (İyi Şeyler Yayıncılık, 1996; Kırmızı, 2011) * Seyrüsefer Defteri (YKY, 1997) * Issız Dönme Dolap (YKY, 1998) * Kum Saatından Harfler: Sokulgan Okur İçin İçbükeyler (YKY, 2001) * Bekçi (Oğlak Yayınları, 2003; Kırmızı Kedi 2017) * Mazruf (Okuyanus, 2004) * Öteki Prova (Norgunk, 2007) * Suya Seng, içbükeyler 2002-2007 (Sel, Haziran 2008) * Noksan (Sel, Haziran 2010) * Şehir Meydanında Fıçı Yuvarlamak, içbükeyler 2008-2010 (Kırmızı, Kasım 2012) * Merak Cemiyeti Tutanakları, içbükeyler 2010-2011 (Alakarga, Ocak 2013) * Işık (Noktürn, 2013) * Hepsi (Sel, Eylül 2013) * Fetret Notları (Kırmızı Kedi, 2017) *Alacakaranlıkta Elyordamı (Kırmızı Kedi, 2021) *Foto-Grafiti 114 Gözdikme (Kırmızı Kedi, 2022) *Elgin Taşlar (Sel, 2023) ===="Yapılmış Kitaplar"==== * Bu Kalem Bukalemun (Hil: 1988 / İkinci basım: YKY, 1997; Genişletilmiş 5. Baskı Sel, 2017) * Bu Kalem Melûn (YKY: 1997; Genişletilmiş 4. Baskı Sel 2017) * Bu Kalem Un (ufak) (Okuyanus: 2004; Sel 2017) * Cep Meşkleri (Can: 2005) * 60 mm Dizüstü Meşkler ve İçcep Meşkleri (Sel: 2011) * Bu Kalem Unkudî (Palto: 2014) *Sayfa (Kült Neşriyat, 2021) *Karakuşi Hükümler (Simurg Art, 2022) *Şato - Marquis de Sade (Simurg Art, 2023) *Monokondiller (Simurg Art, 2023) ===="Roman Denemeleri ve Anlatılar"==== * Acı Bilgi: Fugue Sanatı Üzerine Bir Roman Denemesi (YKY, 2000; Kırmızı Kedi, 2015) * Elma: Örgü Teknikleri Üzerine Bir Roman Denemesi (Sel Yayıncılık, 2001) * Başka Yollar (YKY, 2002; Kırmızı Kedi, Mayıs 2013) * Kravat (Sel Yayıncılık: 2003) * Mürekkep Zaman (YKY, 2004; Kırmızı Kedi, Temmuz 2014; Kırmızı Kedi 2017) * Sır, Bir Oynaşı (Sel: 2009) * Rakım Sıfır, imgelem alıştırmaları 2008-2012 (Kırmızı Kedi, Ekim 2012) * Kitap Evi (Sel: 2014) * Basit Bir Es (Kırmızı Kedi, 2015) *Göl Yazı (Sel, 2017) ==== Gezi, Yol Günlüğü, Seyahatname ==== * Kesif (Mitos, 1996) * İki Deniz Arası Siyah Topraklar (YKY, 1997; Remzi, 2014) * Amerika Büyük Bir Şaka Sevgili Frank, Ama Ona Ne Kadar Gülebiliriz? (YKY, 1999; Remzi, 2014) * Şehr'enis (Literatür, Nisan 2002) * İki Deniz Arası Siyah Topraklar ve Kesif ve ¿ (YKY, 2002) * Paris, ecekent (YKY, 2003; Remzi, 2012) * Bulutlardan Yontma Kayalar, bir bretagne gezisi (Alkım, Eylül 2005) * Pasaport Damgaları (Kırmızı, 2008; Kırmızı Kedi 2019) * Ada Defterleri (Kırmızı, Ağustos 2008; Kırmızı Kedi 2017) * Siyah Sert Berlin (Remzi, 2013) * Ziyaretler Kitabı (Kırmızı Kedi, 2014) ==== Diğer ==== * Gergedanname (Argos,1988) * Oktay Rifat Kitabı (YKY,1991) * Zühtü Müridoğlu Kitabı (YKY, 1992) * 20. Yüzyıl Fransız Resim Sergisi (YKB 50.Yıl Özel): (YKY,1994) * Aloşname (Ali Teoman Germaner ile) (YKY, 1999) * Fatma Tülin / Bir (İki) Sergi Öncesinden Tablolar (Sel, 1999) * Defter (Selçuk Demirel ile) (YKY, 2001) * Son Kare (Kaan Çaydamlı) (Altıkırkbeş, 2002) * Arazi-Marazi (Armağan Ekici vd. ile) (Sel, 2002) * Negatif İmge (Cem İleri vd. ile) (Sel, 2002) * İstanbul Des Djinns (2003; Türkçesi (Cinlerin İstanbulu): Remzi, 2016) * Mazruf (Okuyan Us, Eylül 2003) * Vüsat O. Bener – Bir Tuhaf Yalvaç (Orhan Koçak vd. ile) (Norgunk, 2004) * İstanbul’un Son Şairi Ara Güler (Sunuş EB) (YKB Özel, 2005) * Ottomanes (2006) * Eyfel—Modern Zamanların Simgesi (Alkım, Ocak 2006) * Ziyaret (Çekirdek Sanat, 2007) * Ara Güler – İstanbul’da Alınteri (Metin Enis Batur) (Kırmızı, 2008) * Mitos Diyarında Çağdaş Bir Kültür Odağı (Mas, 2008) * Hayalet (Norgunk, 2011) * Bir Balık Bir Başka Balığa Onu Sevdiğini Söyler Mi? (Selçuk Demirel ile) (Gelengi, 2011) (2. Baskı: Çınar, 2018) * Metinde Fransızca (Sunuş Enis Batur) (Norgunk, 2012) * Lamba – Bir Mum Daha (Norgunk, 2013) * Davalı (Norgunk, Mayıs 2014) * Oktay Rifat’a Doğru (Sel, 2014) * Simültane Cinnet (Yiğit Bener ile) (Sel, 2015) * Odalar (Kült Neşriyat, 2015) * Labirentini Ören Şair : Enis Batur (Bursa Nilüfer Belediyesi, 2015) * Raffi Portakal (Doğan Kitap, 2015) * Gerçeküstücülük Özel Sayı : Gergedan 1987 (Kült Neşriyat, 2016) *Kelle (Simurg Art, 2020) *444 (Oğuz Demiralp vb. ile) (Sel, 2020) *Müstakil Eylem (Editör: Tarhan Gürhan) (Karakarga, 2020) ===Antoloji=== * Kara Mizah Antolojisi (Hil Yayın, 1987; Sel, 2005) * Modern Dünya Edebiyatı Antolojisi (Dönemli Yayıncılık, 1988) * Ahmet Hamdi Tanpınar / Seçmeler (YKY, 1992) * Gütenberg Gökadasına Gezi (YKY, 1992) * Modernizmin Serüveni: Bir "Temel Metinler" Seçkisi 1840-1990 (YKY, 1997; Sel, 2015) * Avrupa Güneşinin Doğduğu Yere Yolculuk (Turkcell, 2001) * Beş Kıtada Türk Seyyahları (Turkcell, 2002) * Sahici Trenler İçin Oyuncak Kitap (YKY: 2003) * Rönesansın Serüveni (YKY, 2005; Sel, 2016) ===Şehrengiz=== * İstanbul İçin Şehrengiz (YKY, 1994) * Üç İzmir (YKY, 1994) * Ankara Ankara (YKY, 1994) === Müstear İsimle === * Dış Kanama (Fakir İdris) (1982), (2.Baskı Kült Neşriyat, 2017; 3.Baskı Sel, 2022) * Kuvve’den Fiil’e (Reşit İmrahor) (Mitos,1989) * Unutulmuş Şiirler Antolojisi (Reşit İmrahor) (YKY, 1993) === Hakkında Yayınlanan Kitaplar === * belkienisbatur (Cem Akaş, Altıkırkbeş, 1993) * İsrafil'in Suru (Ahmet Oktay, YKY, 1997) * Enis Batur İçin Otuz Kuş Bakışı (Muhtelif, Altıkırkbeş, 1997) * Enis Batur Bibliyografyası (Hatice Aynur, Altıkırkbeş, 1997) * Gen Haritası (Esra Ermert, Altıkırkbeş, 2002) * Elma Romanı Nasıl Bir Roman (Mustafa Durak, Sel, 2004) * Enis Batur’a Mektuplar (İlhan Berk, Nokturn, 2004) * Sessizliğin Sesi: Enis Batur ve Poetikası (Cavit Mukaddes, Sub Press, 2018) == Yabancı dillerde == Yabancı dillerdeki kitapları: === Fransızca === * La Sarcophage des Pleureuses, (Çev. N. Cingöz) Montpellier: Fata Morgana, 2000 * Amer Savoir (Çev. Ferda Fidan), Paris, Actes Sud, 2002 * Dense (Çev. Timour Muhidine), Meet - Maison Ecrivains, 2002 * Route Serpentine (Çev. Catherina Erikan), Paris, Actes Sud, 2004 * La Pomme (Çev. Ferda Fidan), Paris, Actes Sud, 2005 * D'autres Chemins (Çev. Ferda Fidan), Paris, Actes Sud, 2008 * Encyclopédie Privée (Çev. Ferda Fidan), Paris, Actes Sud, 2011 * Le Facteur d'Uskudar (Çev. Jean Descat), Paris, Bleu Autour, 2012 * La Mort de Geronimo (Çev. Catherina Erikan), Paris, Galaade, 2014 === İtalyanca === * Scritti e sigilli: 1973-1990, (Çev. I. Saatçıoğlu) Roma: Fondazione Piazzola, 1992 * Imago Mundi, (Çev. I. Saatçıoğlu) Milano: Garzanti, 1994 === Farsça === * Neğmey-i Butimar, (Çev. Cavit Mukaddes) Tahran: Peyzeh, 1996 * Sefer be ayne-i digeri, (Çev. Hamid Farazande), Isfahan: Nakş-ı Horşid, 2000. === Hollandaca === * Passpoort, (Çev. D. Koopman) Rotterdam: Rotterdam Poetry, 1998 === İngilizce === * Ash Divan (İngilizceye çev. S. Paker, C.Endres, S.S.Endres, M.Kenne), ABD, Talisman House, 2006 === İspanyolca === * Las Bibliotecas de Dédalo (Önsöz Alberto Manguel), Errate Naturae, 2009 == Ödülleri == *1980 TDK Ödülü (Şiir ve İdeoloji; Derinlik Yay. 1979) *1993 Cemal Süreya Şiir Ödülü (Perişey kitabıyla; Remzi, 1992) *1997 Altın Portakal Şiir Ödülü (Opera 1-4004 kitabıyla; Altıkırkbeş Yay,1996) *1998 Sibilla Aleramo Ödülü *2000 Zirvedekiler Ödülü (Kanat Hareketleri kitabıyla; Altıkırkbeş Yay, 2000) *2002 Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce ve İfade Özgürlüğü ÖdülüDüşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü . Türkiye Yayıncılar Birliği. En son 16 Ocak 2020 tarihinde erişildi. *2008 Behçet Necatigil Şiir Ödülü (Neyin Nesisin Sen kitabıyla; Kırmızı, 2007) *2018 Yunus Nadi Roman Ödülü (Göl Yazı kitabıyla; Sel, 2017) == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * Sözünü Sakınmadan * A.Hamdi Tanpınar Hk - 27.01.2018 Kategori:1952 doğumlular Kategori:Eskişehir doğumlular Kategori:Saint Joseph Fransız Lisesinde öğrenim görenler Kategori:Paris Üniversitesinde öğrenim görenler Kategori:Cemal Süreya Şiir Ödülü sahipleri Kategori:Necatigil Şiir Ödülü sahipleri Kategori:Resim aranan yazarlar Kategori:Yaşayan insanlar Kategori:20. yüzyıl Türk şairleri Kategori:21. yüzyıl Türk şairleri
1,508
Elektronik ticaret ya da kısaca e-ticaret, 1995 yılından sonra İnternet kullanımının artmasıyla ortaya çıkan, ticaretin elektronik ortamda yapılması kavramıdır. Mal ve hizmetlerin üretim, tanıtım, satış, sigorta, dağıtım ve ödeme işlemlerinin bilgisayar ağları üzerinden yapılmasıdır. Elektronik ticaret, ticari işlemlerden biri veya tamamının elektronik ortamda gerçekleştirilmesi yoluyla reklam ve pazar araştırması, sipariş ve ödeme, teslimat olmak üzere üç aşamadan oluşmaktadır. Elektronik ticaret, tüm dünyada ticaretin serbestleştirilmesi eğilimi ile birlikte, 2000'li yıllardan sonra yaşanan ve bilgi iletişimini kolaylaştıran teknolojik gelişmelerin bir parçası olarak ortaya çıkmıştır. Geleneksel pazarlama yöntemlerine, İnternet olanaklarını da ekleyen kuruluşlar, sadece belirli bir kitleye satış yapabilmenin ötesine geçip, üretkenliği ve yaratıcılığı arttıran küresel e-ticaret bağlantıları kurma şansını elde edebilmeye başlamıştır. Eskiden birçok şirket televizyon, gazete, radyo gibi araçları kullanarak potansiyel müşterilerine ulaşmaya uğraşırken, bugün bunlara İnternet üzerinden reklamcılık da eklenmiştir. Elektronik ticaretin araçları, birbirleriyle ticaret yapanların ticari işlemlerini kolaylaştıran telefon, faks, bilgisayar, elektronik ödeme ve para transfer sistemleri, elektronik veri değişimi sistemleri (Electronic Data Interchange-EDI), İnternet gibi her türlü teknolojik ürünlerdir. EDI, ticaret yapan iki kuruluş arasında, insan faktörü olmaksızın bilgisayar ağları aracılığı ile belge ve bilgi değişimini sağlayan bir sistem olarak elektronik ticaretin önemli bir aracıdır. Elektronik ticaret açısından en etkin araç olarak kabul edilen yeni İnternet teknolojileri ise ses, görüntü ve yazılı metni aynı anda, daha hızlı ve güvenli bir şekilde ilettiğinden, İnternet üzerinden yapılan bu işlemlerin maliyeti diğer araçlara oranla hayli düşüktür. Geçmişte bir ölçüye kadar kapalı bilgisayar ağları üzerinden gerçekleştirilen elektronik ticaret uygulamaları, güvenli olmakla birlikte maliyeti yüksek sistemlerdir. Günümüzde, açık bilgisayar ağı olan internet, elektronik ticaret için çok daha uygun bir altyapıdır. İnternet aracılığıyla, artık kapalı yapıdan açık yapıya geçerek küreselleşen ağların getireceği avantajlardan yararlanılmaktadır. Bu da özellikle KOBİ'lerin (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin) dünya ticaretinde daha fazla yer almalarına olanak sağlamaktadır. Elektronik ticaret, özellikle KOBİ'ler için çok uygun bir ticaret şeklidir. Elektronik ticaret, ürün seçeneklerinin artmasını, ürünlerin kalitesinin yükselmesini ve daha hızlı bir şekilde ödenerek teslim alınmasını sağlamaktadır. Potansiyel tüketicilerin dünyanın her yanında pazara arz edilen ürünler hakkında bilgi sahibi olmalarına ve yeni üreticilerin dünya pazarlarına girmelerine imkân vermektedir. Daha düşük fiyatlı ve kaliteli ürünlerin pazara girmesi üreticiler arasında rekabetin artmasına ve tüm ticari işlemlerin maliyetinin düşmesine neden olmaktadır. Elektronik ticaret, üretici ve tüketicileri, özellikle KOBİ'leri geleneksel ticaret engelleri olan pazara uzaklık, bilgi eksikliği ve talebe uygun üretim yapılamayışı gibi dezavantajlardan kurtarabildiği ölçüde yararlı olacaktır. Ancak, elektronik ticaret ülkelerin tüm ticari sorunlarını (örneğin ulusal tedarik zincirindeki halkaları) çözemez. Elektronik ticaret konusunda yeterli bilgi ve deneyime sahip olmayan ülkeler ilk aşamada interneti sadece reklam veya pazar araştırması amacıyla kullanabilirler. E-ticareti bu kadar gözde kılan unsurlar arasında; e-ticaretin, şirket ile hedef kitlesi arasındaki doğrudan ilişki sağlaması, pazarlamacılara istedikleri bilgileri sunması, hızlı ve düşük maliyetli olması ve tüm bunların elektronik ortamda yapılıyor olması sayılabilir. Diğer olumlu unsurlar arasında ise dağıtımda kolaylık ve ucuzluk, tüketici ile daha rahat etkileşim, anında geri dönüş, dikkat çekicilik, küresel pazarla tanışma, 24 saat hizmet ve anında satış yer alır. Normal koşullarda ortalama 10 yıl alan markalaşma süreci, elektronik ticaret sayesinde 2 yıla inmiş durumdadır. Bugün "Dünyanın en büyük 500" şirketi listesinde bundan birkaç yıl önce kurulmuş olan onlarca e-şirket yer alıyor. Etkisi küresel olan İnternet ekonomisi, hem ticaret hem de siyaseti etkiler. Tüm dünya çapında, iş dünyasının önderleri, kendi şirketlerinin ayakta kalma ve rekabet edebilme yetilerinde internetin oynadığı rolü kabul etmektedir. Şirketlerin, bu yeni ekonomide rekabet edebilmek için internetin gücünden yararlanma gereksinimi ortaya çıkmıştır. 2017 yılında, iki milyar insan mobil bir e-ticaret işlemi gerçekleştirdi. == E-ticaret hacmi ve Türkiye'deki durum == Dünyada 2001 yılında yapılan e-ticaretin hacmi 65 milyar dolar iken, 2007 yıl sonu beklentisi bu rakamın 233 milyar dolara ulaşması yönünde. Türkiye'deki altyapı yetersizlikleri, bilgisayar ve internet kullanımındaki düşük düzey, internete olan güvensizlik ve yüksek fiyatlardan dolayı e-ticaret beklenildiği kadar gelişmiş değil. 2007 yılı BKM verilerine bakıldığında Türkiye'de e-ticaret cirosu 5.537,17 YTL'dir. Bu rakam 2008 yılı Ağustos ayı ile birlikte 6.208,5; 2009 yılı Ağustos ayı itibarıyla 10.541,6 seviyesine ulaşmıştır. BKM tarafından açıklanan verilere göre, 2009 yılında Türkiye’deki e-ticaret hacmi 10 milyar TL seviyesini geçti. Başka herhangi bir kurum resmi olarak sektör verilerini açıklamadığı için bu rakam baz alınarak Türkiye’deki Online perakende sektörü hakkında bir değerlendirme yapılması yanlış olacaktır çünkü BKM'nin açıkladığı veriler sanal POS cihazları üzerinden geçen toplam ticareti ölçüyor. Türkiye genelinde satış veya bayilik ağı bulunan birçok firma, merkeze geçilen siparişleri sanal POS'lar üzerinden işleme alıyor. Örneğin mağazada kontör satışı yapan bir mobil operatör bayisinin talebi veya bir seyahat acentesından alınan uçak biletleri veya tatil paketleri sanal POS üzerinden sisteme giriliyor. Bu nedenle online ticarete ait olmasa da ciddi bir ticaret hacmi, BKM rakamları içerisinde yer alıyor. Kısaca Türkiye'de resmi olarak açıklanan tek e-ticaret verisi kabul edilen BKM sanal POS işlem ve hacimleri aslında büyük oranda elektronik olmayan ticareti içeriyor. Bankalararası Kart Merkezi'nin (BKM) resmi verilerine göre 2012 yılı Temmuz ayında Türkiye e-ticaret sektöründe yaratılan hacim 3 milyar 186 milyon TL'ye ulaştı. Söz konusu dönemde gerçekleşen işlem adediyse 14 milyon 393 bin olarak kayıtlardaki yerini aldı. 2016 yılında Türk e-ticaret sektörünün aylık hacmi 5 milyon TL'nin üzerindedir.http://bkm.com.tr/secilen-aya-ait- istatistikler/?filter_year=2015&filter;_month=12&List;=Listele Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de e-ticaret sektörünün gelişimini destekleyen başlıca unsurlar genç ve dinamik nüfus ile artan internet, mobil cihaz ve kredi kartı kullanımıdır. İnternetten alışverişin demografik yapısı incelendiğinde, çoğunlukta genç nüfus ve kadın kullanıcı sayısının kayda değer ölçüde arttığı görülmektedir. Türkiye’de internet kullanıcı sayısı ve buna bağlı olarak e-ticarete olan ilgi giderek artmaktadır. BKM verilerine göre Türkiye’de e-ticaret hacmi 2015 yılında %35 büyüyerek 54 milyar TL seviyesine ulaşmıştır ve tahminlere göre 2016 yılını 72 milyar TL seviyesinde kapatması beklenmektedir. Ayrıca e-ticaretin büyümesinde bir gösterge olarak kabul edilen internetten yapılan kartlı ödemelerde, Avrupa ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke Türkiye olmuştur. [13]. Çok kanallı uygulamalar ile de online perakendenin, toplam perakende pazarı içerisinde %2’lik bir dilimi elde edeceği hesaplanıyor. Ayrıca Positive firmasının “Digital Approach” raporunda Türkiye’deki süpermarketlerin 4’te 3’ünün henüz e-ticarete geçmediği tespiti yapılmıştır. == B2C,B2B ve B2E == # B2B: Business to Business kelimesinden türemiş olan bu yöntemde Türkçe karşılığı firmadan firmaya anlamına denk gelmektedir. Diğer bir deyişle 2 firma arasında gerçekleşen alışveriş türüdür. B2C: Business to Customer kelimesinin kısaltılmış halidir. Türkçe karşılığı firmadan perakende müşterisine ya da firmadan tüketiciye şeklinde çevrilebilir. En popüler e-ticaret yöntemi olmasından dolayı örnek olarak neredeyse tüm e-ticaret şirketleri verilebilir. B2E: Business to Employee kelimesinin kısaltılmış halidir. Türkçede bilinen tabiri ile, firmadan firma çalışanlarına özel sunulan indirimli yahut kampanyalı ürünlerin satıldığı şirket içi bir e-ticaret modelidir. Türkiye'de çok fazla kullanılmasa da bir takım örnekleri mevcuttur. C2C: Customer to Customer kelimesinin kısaltılmış hali olan C2C ticaret modeli tüketicilerin tüketicilere satış yapabildiği e-ticaret modelidir. GittiGidiyor gibi e-ticaret siteleri bu modele örnekler gösterilebilir. == Perakende sektöründe E-Ticaret == Perakende sektörü değişen tüketici taleplerine zamanında ve doğru bir şekilde cevap verebilmek için hızlı olmak ve farklı satış kanallarını koordineli bir şekilde yürütmek zorundadır. Bu nedenle bilgi teknolojileri ve gerekli alt yapı yatırımları hayati önem taşımaktadır. Elektronik ortamda yapılan alışverişlerin artması ilk bakışta fiziksel mağaza satışlarına bir tehdit olarak görülse de fiziksel mağazaların tamamen ortadan kalkması gibi bir sonuç doğurmayacaktır. Aksine yaşatılacak benzersiz müşteri deneyimi ile markaya olan sadakati güçlendirecek ve fiziksel mağazalardan yapılan alışverişlere de olumlu katkı yapacaktır. İnternetten yapılan ticaret işlemleri arasında özellikle perakende e-ticaret, dünyada sahip olduğu potansiyel ile önemli bir büyüme hızı yakalamıştır [Şekil-2]. E-ticaret'in hızlı gelişmesinin yanı sıra dezavantajları mevcuttur. Dezavantajların başında iade oranları ve müşterinin ürünü fiziksel inceleme yapmadan satın alması gelir. == Müşteri temelli elektronik ortamda alışveriş modelleri == * Kredi kartı ile alışveriş modeli; bu iş için mal ve hizmet verenlerin ticari kuruluş olma şartları aranmaktadır. * EFT ticari boyutta işletme olmayan daha çok bireysel alış veriş karşılıklı değiş tokuş maksadıyla işlemlerde kullanılmaktadır. * Kapıda ödeme ile taşıma firmasına ürün teslimat adresinde ödeme yapılabilir. EFT uygulamasında hukuki açıdan elektronik ticaret olarak tam dikkate alınmaz çünkü tek taraflı para gönderimi sonrası karşı taraf bana olan borcunu yolladı diyerekten kendini savunabilir. Bu durumun alternatifi olarak EFT'yi aracı bir hesaba aktarılması yani havuzda onay bekletme modeli bazı sitelerde kullanılır. Aracı tarafsız bir ticari kuruluş tarafından bu yöntem sıkça kullanılmaktadır. == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı e-Ticaret Genel Koordinatörlüğü *Elektronik Ticaretin İşletme Avantajları *E Ticaret İncelemesi *E Girişimci Devlet Programı *Dönüşürken büyüyen Türkiye perakende sektörü raporu Kategori:Bilişim teknolojileri yönetimi Kategori:Pazarlama Kategori:Web uygulamaları
1,474
Grup Yorum, Türkiye çıkışlı protest, özgün müzik ve Anadolu rock gibi müziğin çeşitli dallarında eserler üreten politik, devrimci müzik grubudur. 1985'ten günümüze siyasi görüşlerini müzikleriyle topluma duyurmaya çalışmıştır. Bu yönüyle gruba günümüze (2013) kadar 400'ün üzerinde dava açılmıştır. 15 üyesi tutuklanıp hapis yatmış ve çıkardığı 21 albüm ile 2 milyondan fazla albüm satışı yapmıştır. 1987'den başlayarak günümüze kadar 21 albüm çıkaran, Türkiye'de ve Avrupa'da her yıl konser veren grup, bunun dışında yüzlerce kitle eylemine, sokak gösterisine, greve, fabrika ve üniversite eylemine katılmıştır. Uzun yıllar konserleri yasaklanıp, üyeleri gözaltına alınıp, tutuklanmış ve birçok kentte kasetlerinin satılması engellenmiştir. Albümleri, şarkıları suç unsuru taşıdığı iddiasıyla resmî olarak toplatılmıştır. Grup Yorum albümlerindeki kimi şarkıların yasa dışı DHKP-C örgütü militanlarına adanmış olmasından dolayı grup üyelerinin bu örgüt ile organik bağı bulunduğu iddia edilmektedir. Fakat bu iddia grup tarafından "Organik bir bağımız yok" denilerek yalanlanmıştır. == Geçmiş == Türkiye'de 1980 yılında gerçekleşen askerî darbeye ve sonrasındaki politikalara tepki amacıyla Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Yıldız Üniversitesi Şehir Planlama öğrencisi dört arkadaşın (Metin Kahraman, Orhan Emek, Ali Dağlar ve Raşit Çitim) bir araya gelmesiyle 1985 yılında kurulan grup, müzik grubu olmanın dışında, muhalif duyarlılığın, haklar ve özgürlükler mücadelesinin de önemli bir ismi olmuştur. Anadolu'nun ve üzerinde yaşayan halkların sesini, devrimci- sosyalist bir müzik anlayışıyla duyurmayı amaçlamıştır. Kuruluş aşamasında ilk olarak Aziz Nesin'in öykülerinden uyarlanan bir oyunun müziklerini yaparak başlamış ardından "Bana Bir Türkü Söyleyin Yarınlara Uzansın" adlı konseri vermişlerdir. == Müzikal tarz == Yorum, Türkçe dışında, Anadolu'da konuşulan Kürtçe, Zazaca, Lazca, Arapça, Çerkezce dillerinde de şarkılar seslendirmektedir. Müziğinde mey, bağlama, kaval gibi yerel çalgıların yanı sıra, başta gitar olmak üzere keman, trompet, viyolonsel ve obua gibi yerel olmayan pek çok çalgıları da kullanmaktadır. Solo ve koro vokallerin baskın olduğu müziğinde, ritim kompozisyonlarına ve ezgilere yaslanıyor. Folk-Rock olarak değerlendirilebilecek bu müzik; ülkenin yerel folk şarkılarından Akdeniz ezgilerine, Latin Amerikalı marşlarından rock müziğe kadar birçok tınıyı bir arada dinleyicisine sunuyor. Grup ise kendi tarzını çağdaş halk müziği olarak tanımlıyor. Grubun şarkı sözlerini, anti-emperyalist mücadele, hapishane katliamları, doğal afetlerin yarattığı yıkımlar, emperyalist savaşlar, ölümler, aşk, erdem ve özgür bir dünyaya duyulan özlem gibi konular şekillendiriyor. Grup Yorum 25. yılını 12 Haziran 2010 tarihinde BJK İnönü Stadyumu'nda verdiği bir konserle kutladı. Konserde Suavi, Ali Primera, Yasemin Göksu, Tuncel Kurtiz, Nejat Yavaşoğulları ve daha birçok sanatçı Yorum'a eşlik etti. == Politik duruş == Grup Yorum'un, sol yelpaze içerisinde belli bir görüşü temsil etmesine rağmen Türkiye'de farklı görüşlere sahip birçok insanın Grup Yorum'u dinliyor olmasını üyeleri "şarkılarındaki güncellik"e bağlıyor. Sivas (Gün Tutuşur) şarkısı Sivas Katliamı'nda yaşamını yitirenlere ithaf edilmiştir. === DHKP-C ile ilişkisi === Çeşitli çevrelerce Grup Yorum ile yasa dışı DHKP-C örgütü arasında organik bağ bulunduğu iddia edilmektedir.http://www.afasam.org/tr/pdf/Makale%20-%2012.pdf Buna sebep olarak da, Grup Yorum albümlerindeki çok sayıda şarkının ölmüş DHKP-C militanları ile ilgili olması gösterilmektedir. Ancak bu iddia grup tarafından yalanlanmıştır. Geliyoruz albümündeki Sibel Yalçın Destanı isimli şarkı, 1995 yılında polisle girdiği çatışmada öldürülmüş Sibel Yalçın isimli DHKP-C militanına adanmıştır. Yıldızlar Kuşandık isimli albümde bulunan aynı adlı şarkının sözleri, 2005 yılında Adalet Bakanlığı binasına intihar saldırısı düzenlemek isterken öldürülen Eyüp Beyaz isimli DHKP-C militanı tarafından yazılmıştır. Boran Fırtınası albümündeki şarkı isimlerinde belirtilen isimler ise 1996 ölüm oruçları sırasında ölen DHKP-C militanlarıdır. Bazı Grup Yorum üyeleri, 2012 yılında Sultangazi'deki bir polis karakoluna intihar saldırısı düzenleyen İbrahim Çuhadar'ın cenazesinin alınmasında hazır bulunmuşlardır. Bu esnada gözaltına alınan Grup Yorum üyeleri işkence gördüklerini iddia etmişlerdir. Grup üyeleri çeşitli zamanlarda DHKP-C üyesi oldukları iddiasıyla gözaltına alınmışlardır. Grup üyelerinden Ali Aracı, Selma Altın, İnan Altın, İbrahim Gökçek ve Emel Yeşilırmak, DHKP-C üyesi oldukları iddiası ile 14 Şubat 2018'de, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan "en çok aranan teröristler listesi"nin gri kategorisine eklenmişlerdir. === Davalar === Grup Yorum'un şarkı sözlerini bulunduran ve dinleyen Berivan Doğan hakkında 'terör örgütü propagandası' yaptığı gerekçesiyle 2006 yılında 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. === Ölüm orucu === Grup Yorum üyeleri, 17 Mayıs 2019 tarihinde konser yasaklarının kaldırılması, grup üyelerinin serbest bırakılması, hakkındaki davaların düşürülmesi gibi bir dizi taleple açlık grevine girdi. 20 Ocak 2020'de Grup Yorum üyeleri İbrahim Gökçek ve Helin Bölek, açlık grevlerini ölüm orucuna dönüştürme kararı aldı. 3 Nisan 2020 tarihinde 288 gündür ölüm orucunda olan Helin Bölek ve 7 Mayıs 2020 tarihinde de 325 gündür ölüm orucunda olan İbrahim Gökçek yaşamını yitirdi. == Grup hakkındaki eserler == Hakkında birçok araştırma yazıları ve kitaplar yayımlanan Grup Yorum, basın tarafından "Hapishane Şarkıcıları", dinleyiciler tarafından "Kar Makinesi" sıfatlarıyla anılıyor. Grup hakkında iki kitap bulunmaktadır: * Bir Kar Makinesi I-II * Sıyrılıp Gelen Grup Yorum == Konserleri == Grup Yorum, 30 yıllık sanat geçmişinde çok sayıda konserler vermiştir. Bu konserlerden en kitlesel olanı 15 Nisan 2012 yılında Bakırköy Halk Pazarı alanında gerçekleştirdikleri "4. Bağımsız Türkiye" konseridir. Grup Yorum Korosu ve 20 kişilik orkestranın yanı sıra Beşik Halk Dansları Topluluğu danslarıyla, Nihat Behram şiirleriyle, Zülfü Livaneli, Aylin Aslım, Aynur Doğan ve Hüseyin Turan şarkılarıyla eşlik etti.http://www.posta.com.tr/grup-yoruma-bakirkoyde-dev-koro-haberi-117425 Konserin sonunda TAYAD'lı ailelerden Anadolu müzik gruplarına kadar değişik yerlerden gelenlerden ve yediden yetmişe her yaştan kurulan 150 kişilik halk korosu da sahneye gelerek Yorum' a eşlik etti. 3. Bağımsız Türkiye Konseri ise yine Bakırköy Halk Pazarı alanında 14 Nisan 2013'te gerçekleşti. Grup Yorum 30. Yıl Ege Konseri ise 2015'te Adana, Ankara, Tunceli, İzmir Ve İstanbul'da gerçekleşti. == Diskografi == * 1986: Sıyrılıp Gelen * 1988: Haziranda Ölmek Zor / Berivan * 1989: Türkülerle * 1989: Cemo / Gün Gelir * 1990: Gel ki Şafaklar Tutuşsun * 1991: Yürek Çağrısı * 1991: Dünden Yarına Türküler Susmaz Halaylar Sürer * 1992: Cesaret * 1993: Hiç Durmadan * 1995: İleri * 1996: Geliyoruz * 1997: Marşlarımız * 1998: Boran Fırtınası * 1999: Kucaklaşma * 2000: 15. Yıl Seçmeler * 2001: Eylül * 2001: Feda * 2003: Biz Varız * 2003: Yürüyüş * 2006: Yıldızlar Kuşandık * 2008: Başeğmeden * 2013: Halkın Elleri * 2015: Dünden Yarına Ustalarımız/Ruhi Su * 2017: İlle Kavga == Grup üyeleri == 35 yıllık müzik kariyeri boyunca grup çok farklı sanatçılarla çalışmıştır. Grup "isimlerini değil müziklerini" bir marka olarak yaratmıştır.32\. Gün Belgeselinden === Güncel üyeler === * Solo Vokal:Selma Altın, Sultan Gökçek, Umut Gültekin, Betül Varan, Sena Erkoç, Dilan Poyraz * Bağlama: İhsan Cibelik, Emel Yeşilırmak * Klasik/Akustik Gitar: Muharrem Cengiz, Ekimcan Yıldırım, Fırat Kıl * Tuşlu Çalgılar: İnan Altın * Nefesli Çalgılar: Ali Aracı, Selma Altın, İhsan Cibelik, Bahar Kurt, Dilan Poyraz, Betül Varan, Sena Erkoç * Bas Gitar: Seher Adıgüzel * Vurmalı Çalgılar: İnan Altın, Bergün Varan, Barış Yüksel === Geçmiş üyeler === * Vokal: Helin Bölek, Ayşegül Yordam(*), Efkan Şeşen, Hilmi Yarayıcı, İlkay Akkaya, Fikriye Kılınç, Özcan Şenver, Gülbahar Uluer, Selma Çiçek, Nuray Erdem, Mesut Eröksüz, Beril Güzel, Aylin Şeşen, Taner Tanrıverdi, Özgür Tekin, Öznur Turan, Ezgi Dilan Balcı, Eren Olcay, * Bağlama: Tuncay Akdoğan(*), Metin Kahraman(*), İrşad Aydın, Suat Kaya, Ufuk Lüker, Taner Tanrıverdi, Seçkin Taygun Aydoğan,Cihan Keşkek, Özgür Zafer Gültekin, Özgürcan Elbiz,Ayfer Rüzgar, İbrahim Gökçek * Klasik/Akustik Gitar: Kemal Sahir Gürel(*), Elif Sumru Göker, Hakan Alak, Serdar Güven, Serdar Keskin, Ufuk Lüker, Vefa Saygın Öğütle, Erkan Sevil, Caner Bozkurt,İbrahim Gökçek * Tuşlu Çalgılar: Kemal Sahir Gürel, Ufuk Lüker, Taci Uslu, Ali Papur * Nefesli Çalgılar: Kemal Sahir Gürel * Bas Gitar: Ejder Akdeniz, Hakan Alak, Ufuk Lüker, İbrahim Gökçek * Vurmalı Çalgılar: Kemal Sahir Gürel, Ejder Akdeniz (*) Kurucu üyeleri belirtmektedir. == Kaynakça == == Konuyla ilgili yayınlar == * * == Dış bağlantılar == * * * * * Kategori:Halk müziği Yorum Yorum Kategori:Kalan Müzik sanatçıları Kategori:1985'te kurulan müzik grupları Kategori:Barış Müzik sanatçıları Kategori:Taç Plak sanatçıları
1,405
İspanya (İspanyolca: , ) ya da resmî adıyla İspanya Krallığı (İspanyolca: Reino de España), Avrupa'nın güneybatısında, İber Yarımadası'nda yer alan ülkedir. Güneyde ve doğuda Akdeniz'e, kuzeyde ise Atlantik Okyanusu'na kıyısı vardır. Batıda Portekiz, kuzeyde Fransa, Andorra ve güneyde Birleşik Krallık (Cebelitarık) ile komşudur. İspanya toprakları ayrıca Akdeniz'de Balear Adaları, Atlantik Okyanusu'nda Kanarya Adaları'nı ve Kuzey Afrika'da Ceuta ve Melilla adlı iki özerk şehri de kapsar. 505.992 kmlik alanıyla İspanya, Fransa'dan sonra Batı Avrupa'daki ikinci büyük ülkedir. 650 metrelik ortalama yüksekliği ile de İsviçre'den sonra Avrupa'daki ikinci yüksek ülkedir. İspanya parlamenter demokrasi şeklinde örgütlenmiş bir anayasal monarşi rejimi ile yönetilir. 1 Ocak 1986'dan beri Avrupa Birliği'nin, 30 Mayıs 1982'den beri NATO'nun bir üyesidir. == Tarihçe == MÖ 1100 yıllarında Fenikeliler, İspanya topraklarında ilk yerleşim merkezlerini kurmaya başladılar. Onları Keltler ve Yunanlar takip etti. İspanya daha sonra Kartacalıların egemenliğine girdi. MÖ 202 yılında Romalılar Kartacalıları İber Yarımadası'ndan attılar. Roma İmparatorluğu bu tarihten itibaren İspanya'da birliği sağladı ve zamanla Hristiyanlığı burada kabul ettirdi. Milattan Sonra 5. yüzyılda İspanya, Germen kabilelerinin saldırılarına hedef oldu. Sırayla Alanlar, Suevler ve Vandalların ardından Vizigotlar İspanya'ya hâkim oldu. Vizigotların hâkimiyeti uzun sürdü ve Hristiyanlığı kabul eden Vizigotlar, İspanya'da Hristiyanlığın yayılmasını sağladı. === Endülüs dönemi === 711'de Afrika'dan gelen Müslümanlar, 8. asırdan 10. asra kadar kuzeydeki birkaç bölge dışında İspanya'ya hâkim oldular ve burada Endülüs medeniyetini kurdular. On birinci yüzyılda bu ülkenin iç karışıklıklarından faydalanan Hristiyanlar kuzeyden başlayarak yarımadayı tekrar ele geçirmeye başladı. 1276 yılında Müslümanların elinde yalnızca güneydeki Granada kalmıştı. Aragon kralı II. Fernando ile Kastilya kraliçesi I. İsabel'in evlenmesi ve ordularını birleştirmesi ile Hristiyanlar daha da güçlenmiş ve Yahudilerle Müslümanları Endülüs'ten çıkarmışlardır. Kemal Reis komutasında bir donanma ile kurtulan Yahudilerle Müslümanlar gemilerle doğuya getirilmişlerdir. Geride Avrupalıların da yararlandığı birçok bilim ve fen kitabı bıraktılar. === Aydınlanma Çağı dönemi === 1492'de Müslümanların son kalesi Granada Krallığı yıkıldı. Aynı yıl Kristof Kolomb İspanyol hükümdarının maddi desteğiyle Amerika'yı keşfettiği ünlü gezisine çıktı. Bu yolculuk, İspanya'nın dünyanın en büyük sömürge imparatorluklarından birini kurmasına yol açtı. İspanyol askerler, onları hediyelerle karşılayan yerlilere köleleştirme, işkence, soykırım yaşattılar. Kristof Kolomb'un yakın bir arkadaşının çocuğu olan ve yerlilere yapılan zulümlere tanık olan Bartolomé de las Casas, 1542 tarihli Kızılderililer Nasıl Yok Edildi? isimli kitabında şunları yazmaktadır: "Amerika yerlilerinin Hristiyanlara karşı giriştikleri savaşta haklı olduklarına yüzde yüz eminim. Öte yandan Hristiyanlar onlarla tek bir haklı savaş yapmadı. Tam tersine savaşları dünyadaki hiçbir zorbanın olamadığı kadar şeytansı ve haksızdı." 1588 yılında İspanyol Armada'nın İngiliz donanmasına yenilmesini takip eden taht ve din kavgaları sonunda İspanya zayıflayarak çökmeye başladı. 1640'ta Portekiz'i, 1714'te ise Avrupa'daki bazı topraklarını ve Cebelitarık'ı kaybetti. On dokuzuncu yüzyılın başlarında İspanyolların Amerika'daki bütün sömürgeleri bağımsızlıklarını kazandı. === I. Dünya Savaşı ve Cumhuriyet Dönemi === I. Dünya Savaşı'nda İspanya bütün davetlere rağmen tarafsız olarak kaldı, fakat savaştan büyük ölçüde etkilendi. Fransa, İspanya'nın bazı topraklarına saldırıp işgal etti. General Primoderivera, çıkan ayaklanmaları bastırarak ülkede diktatörlük kurdu. 1930 yılında iktidardan düştü. Bir yıl sonra yapılan seçimleri cumhuriyetçilerin kazanması sonucu Kral VIII. Alfonso ülkeyi terk etti. 1936'da yapılan seçimlerde solcuların başarılı olması üzerine General Franco seçilmiş hükûmete darbe yapmak istedi ve ülkede iç savaş baş gösterdi. === Franco Dönemi === 1939'da iç savaşın sona ermesiyle Franco devlet Başkanı oldu. II. Dünya Savaşı'na da katılmayan İspanya'da ordunun desteğiyle Franco savaştan sonra da yerini korudu. 1975 yılında Franco'nun ölmesiyle yerine I. Juan Carlos geçti. 1976'da Başbakan Navarro'nun istifası ile Carlos kral oldu ve Alfonso Sourez'i başbakanlığa atadı. === Demokrasiye Geçiş Dönemi === 15 Haziran 1977'de, 41 yıl sonra İspanya'da ilk defa genel seçimler yapıldı. Sourez'in başkanı olduğu Demokratik Merkez Birliği çoğunluğu elde etti. 1981'de sağcı Albay Tejero Cortes'in meclisi basarak yaptığı darbe girişimi sonuçsuz kaldı. 1982 seçimlerinde ise Sosyalist Parti seçimi büyük çoğunluğu elde ederek kazandı ve 46 yıl sonra İspanya'da yeniden bir sol iktidarın doğmasını sağladı. == Politika == === Anayasa === İspanya anayasası 1978'de kabul edilen anayasadır. İspanya'nın anayasası 1812'de kabul edilen anayasaya dayanır. 1975'te Francisco Franco'nun ölümünden sonra 1977'de yapılan seçimlerle Constituent Cortes adında anayasal bir kurum olarak görev yapan meclis, anayasayı değiştirmek üzere toplandı ve 1978 anayasasını çıkarttı. Sonucunda da İspanya 17 özerk devlet ve 2 özerk şehre ayrıldı. === Dış ilişkiler === 1975'te Francisco Franco'nun ölümünden sonra, Franco rejiminin dış ilişkileri engellediği İspanya, dış ilişkilerini geliştirmeye karar verdi. 1982'de NATO, 1986'da ise Avrupa Birliği üyesi oldu. 2001'de Kuzey Kore ile ilişkilerin normalleştirilmesi ile de İspanya tüm dünya ile ilişkilerini düzeltmiş oldu. ==== Sorunlar ==== * Birleşik Krallık: İspanya ile Birleşik Krallık arasında 6 km² alan kaplayan Cebelitarık sorunu bulunmaktadır. İber Yarımadası'nın en güneyinde bulunan Cebelitarık 1704'te İngilizler tarafından İspanya Veraset Savaşları sırasında fethedilmişti. Sorun yasal olarak Utrecht Barışı ile çözüme kavuşmuştu. Bu barışa göre Birleşik Krallık, Cebelitarık'ı sonsuza kadar alıyordu. Sorun şu anda Birleşmiş Milletler ile çözümlenmeye çalışılmaktadır. * Fas: Fas, İspanya'dan Afrika kıyılarında bulunan Ceuta ve Melilla şehirlerini istemektedir. * Portekiz: Portekiz ise İspanya'nın Olivenza bölgesindeki egemenliğini tanımamaktadır. == İspanya yönetim birimleri == İspanya 17 özerk bölgeye (comunidades autónomas) ve 2 özerk şehre (ciudades autónomas) ayrılmıştır. Ayrıca İspanya'da elli il bulunmaktadır. Yedi özerk bölgenin her biri (Asturias, Balear Adaları, Cantabria, La Rioja, Madrid, Murcia ve Navarre) aynı zamanda bir ildir. Tarihî sebeplerden ötürü, bazı iller ayrıca comarcas denilen ilçelere ayrılmıştır. İspanya'daki en küçük yönetim birimi belediyelerdir (municipio). == Coğrafya == küçükresim|İspanya'nın topografik haritası İspanya (Batıdaki) Portekiz ve Birleşik Krallık'a ait olan (Güneydeki) Cebelitarık ile birlikte İber Yarımadası'nda, 36° ve 43,5° kuzey enlemleri ve (Balear Adaları, Kanarya Adaları, Septe ve Melilla'yı saymazsak) 9° batı ve 3° doğu boylamları arasında bulunur. İspanya İber Yarımadası'nın yedide altısını kaplar. Kuzeydoğusunda Pireneler boyunca Fransa ve Andorra ile İspanya arasındaki sınır uzanır. Bununla birlikte Akdeniz'de bulunan Balear Adaları, Atlantik Okyanusu'ndaki Kanarya Adaları ve Kuzey Afrika kıyılarında bulunan Septe ve Melilla eyaletleri de İspanya sınırları dâhilindedir. Fransa sınırlarındaki Llívia şehri de İspanya'ya aittir. Bununla birlikte Fas kıyılarında bulunan Chafarinas Adaları, Peñón de Vélez de la Gomera, Alhucemas, Alborán ve Columbretes Adaları ile Perejil Adası da İspanya'ya aittir. Toplam sınır uzunluğu 1917,8 km'dir. Andorra ile 63,7 km, Fransa ile 623 km, Cebelitarık ile 1,2 km, Portekiz ile 1214 km, Fas ile (Ceuta şehri) 15,9 km uzunluğunda sınırı vardır. 4964 km uzunluğunda kıyı şeridi vardır. Septe ve Melilla şehirleri Kuzey Afrika'da bulunur ve Fas gibi Akdeniz kıyısındadırlar. İspanya'nın yüzölçümü 505.988 km karedir. İspanya, dağlık bir ülke olup ortalama yüksekliği 600 m olan dağlarıyla yükseklik açısından Avrupa'da İsviçre'den sonra ikinci sırada yer alır. Plato ve yüksek ovaları çevreleyen dağların batı kesimleri hariç yarımadanın beşte ikisinden fazlasını sıradağlar kuşatır. Yarımadanın belli başlı nehirleri doğudan batıya doğru bir yol izleyerek Atlantik Okyanusu'na akar. Ebro Nehri, Akdeniz'e dökülür. Denizciliğe elverişli tek nehir olan Guadalquivir ise Sevilla şehrinden geçer. İspanya'nın en kuzeydeki noktası Esteca de Vares, en batıda Toriñana Burnu'dur, bunların ikisi de Galisya Bölgesi'ndedir. En güneydeki noktası Tarifa'daki Punta Marroquí, en doğudaki noktası ise Creus Burnu'dur. Kuzeyden güneye doğru uzanan en geniş alan 856 km, doğudan batıya uzanan en geniş alan ise 1.020 km'dir. İspanya'nın en büyük ve tek gölü 368 hektarlık bir alana yayılan ve 55 metre derinliğinde olan Lago de Sanabria'dır. === Yüzey şekilleri === İspanya'daki en yüksek dağ Kanarya Adaları'na ait olan Tenerife Adası'ndaki Pico del Teide (3718 m)'dir. Anakaradaki en yüksek dağ ise Granada Eyaleti'ndeki Sierra Nevada'da bulunan Mulhacén (3482 m) dağıdır. İspanya'nın kuzey kıyısı sadece Gijón ve Avilés ve Ribadeo ve La Coruña'nın arasında önemli çıkıntılar gösterirken, diğer yerlerde neredeyse düz bir hat şeklinde ilerler. Ülkenin diğer kıyılarına nazaran bu kıyı şeritleri dik ve aşılması zor kıyılar olarak tanımlanabilirler. Bunun nedeni burada bulunan dağların hemen hemen her yerde denizin içine kadar girmesidir. Bu kıyı şeridine ancak nehirlerin ağzından ve denizin kıyının iç taraflarına kadar girdiği, özellikle Galisya bölgesinde sıkça bulunan kollardan (Ríalardan) mümkündür. İspanya'nın batısı da tamamen bu kıyı özelliklerini gösterir, ama buradaki dağlar sadece burunlarda denizin içine kadar girdiklerinden ve Ría'ların arka kısımlarında genellikle düzlük alanlar bulunduğundan kuzey kadar aşılması güç bir kıyı şeridi değildir. Güney ve doğu kıyılarının karakteristik özelliği ise düz haliçler ve bu haliçlerin aralarında bulunan ve tepelik alanlarla sona eren çıkıntılardır. Bu şeritler kuzey ve batı kıyılarına oranla çok daha kolay aşılabilen kıyılardır. Güney kıyısındaki en önemli körfezler batıdan doğuya doğru Cádiz, Málaga, Almería ve Cartagena Körfezleri; doğu kıyısındakiler ise Bahía Alicante ve Valensiya Körfezi'dir. İspanya'nın en uzun nehirleri Douro, Tejo ve Ebro'dur. === İklimi === küçükresim|sağ|İber yarımadasının en güneydoğu ucu kurak iklimlidir. * Atlantik İklim: Atlantik Okyanusu kıyısındaki bölgelerde görülür: Galisya, Asturya, Kantabria, Bask Ülkesi, Navarra. Özellikle kış aylarında yağış görülür, kış ve yaz oldukça ılıman geçer. * Okyanus-Kıtasal İklim: İber Yarımadası'nın ortasında görülür: Kastilya Leon, Madrid, La Rioja, Kastilya-La Mancha, Ekstremadura ve Endülüs. Kışlar oldukça soğuk geçer ve özellikle kuzeyde kar yağışları görülür, yazlar ise sıcaktır. * Kıtasal Akdeniz İklimi: Aragona, Katalonya, Valensiya (iç kısımlarında), Murcia, Kastilya-La Mancha ve Endülüs'te görülür. Yağışlar ilkbahar ve sonbahar aylarında görülürken, yazlar sıcak, kışlar ise soğuk geçer. * Akdeniz iklimi: Katalonya'da, Balear Adaları'nda, Valensiya'da, Murcia'da ve Endülüs'te görülür. Çoğunlukla ilkbahar ve sonbahar aylarında yağış görülür. Yağışlar kuzeyden güneye doğru gidildikçe azalan bir seyirdedir (Barselona 640 mm, Tortosa 524 mm, Valencia 454 mm, Alicante 336 mm, Almería 196 mm). Kış aylarındaki hava sıcaklıkları çok düşük olmamakla birlikte yazın sıcak bir hava hâkimdir. * Subtropikal İklim: Kanarya Adaları'nda görülür. Neredeyse bütün yıl boyunca ılıman bir iklim hâkimdir (18 ile 24 °C arası). Kış mevsimi yok denecek kadar hafif geçer. Santa Cruz de Tenerife'deki ortalama hava sıcaklıkları ocak ayında 17,9 °C, ağustos ayında ise 25,1 °C'dir. Kanarya Adaları'nın yağış oranı bölgeden bölgeye büyük farklılıklar göstermektedir. * Dağ İklimi: Pireneler'in yüksek kesimlerinde ve Kastilya dağlarının yüksek yerlerinde görülen bir iklimdir. Kışlar uzun geçer, yazlar ise kısa ve ılımandır. özellikle kış ayları bölgede yoğun don olayları görülür bu sebeple yaz aylarının gelmesi uzar yazlar kısa ve ılıman geçer temmuz ayının ortalarına doğru bölgede şiddetli yağmurlar başlar ve su baskınları meydana gelir. == Ordu (askeriye) == İspanya ordusunu (İspanyolca: Fuerzas Armadas Españolas) kral yönetir. Ordu dörde ayrılır. * Kara Kuvvetleri (Ejército de Tierra) * Deniz Kuvvetleri (Armada) * Hava Kuvvetleri (Ejército del Aire) * Askeri Polis Kuvvetleri (Guardia Civil) == Ekonomi == Dünya Bankası verilerine göre İspanya dünyanın en büyük sekizinci ekonomisine sahiptir. CIA verilerine göre İspanya'nın Gayri safi millî hasılası 1.362 trilyon dolardır. Kişi başına düşen GSMH ise yaklaşık 33.700 dolardır. İspanya ekonomisi 2007 yılında tüm G7 ülkelerini geride bırakarak %3.8 büyümüştür. İspanya 1999 yılında kendi para birimi pesetayı bırakarak diğer Avrupa Birliği üyeleriyle birlikte Euro para birimine geçmiştir. İspanya'da 22,19 milyon çalışan bulunurken bunların %3,5'i tarımda %29,8'i sanayide, kalan %66,6'lık kesimi de hizmet sektöründe çalışmaktadır. Ancak bununla birlikte %22,3'lük işsizlik oranıyla Avrupa ortalamasının üstündedir. === Otomotiv endüstrisi === Otomotiv endüstrisi, ülkedeki en büyük işverenlerden biridir. 2015 yılında İspanya, Almanya'dan sonra dünyanın en büyük 8. otomobil üreticisi ve Avrupa'nın en büyük 2. otomobil üreticisi ülkesiydi. 2016 itibarıyla, otomotiv endüstrisi İspanya'nın gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 8,7'sini üretiyordu ve imalat sanayinin yaklaşık yüzde dokuzunu istihdam ediyordu. 2008'de otomobil endüstrisi en çok ihraç edilen 2. endüstri iken 2015'te toplam üretimin yaklaşık %80'i ihracat içindi. Alman şirketleri 2015'te İspanya'ya 4,8 milyar Euro akıtarak ülkeyi doğrudan Alman yabancı yatırımı için yalnızca ABD'nin ardından ikinci en büyük hedef haline getirdi. Bu yatırımın aslan payı olan 4 milyar Euro, ülkenin otomobil endüstrisine gitti. === Enerji === 2010 yılında İspanya, Alvarado, Badajoz yakınlarındaki La Florida adlı devasa bir elektrik santrali tesisiyle Amerika Birleşik Devletleri'ni geride bırakarak güneş enerjisi dünya lideri oldu. İspanya aynı zamanda Avrupa'nın ana rüzgar enerjisi üreticisidir. 2010 yılında rüzgar türbinleri, İspanya'da üretilen tüm elektrik enerjisinin %16,4'ünü oluşturan 42.976 GWh üretti. 9 Kasım 2010'da rüzgar enerjisi, anakara elektrik talebinin %53'ünü kapsayan ve 14 nükleer reaktörünkine eşdeğer miktarda enerji üreten ani bir tarihi zirveye ulaştı. İspanya'da kullanılan diğer yenilenebilir enerjiler hidroelektrik, biyokütle ve denizciliktir (inşa halindeki 2 enerji santrali). İspanya'da kullanılan yenilenemeyen enerji kaynakları nükleer (8 faal reaktör), gaz, kömür ve petroldür. Fosil yakıtlar birlikte, 2009'da İspanya'nın elektriğinin %58'ini üreterek OECD ortalaması olan %61'in biraz altında kaldı. === Bilim ve Teknoloji === Consejo Superior de Investigaciones Científicas (CSIC), ülkede bilimsel araştırmalara adanmış önde gelen kamu kurumudur. 2018 SCImago Kurumları Sıralamasında dünya çapında 5. en iyi devlet bilim kurumu (ve genel olarak 32.) olarak yer aldı. İspanya, Küresel İnovasyon Endeksi'nde 2019'da 29. iken 2021'de 30. sırada yer aldı. Yüksek öğretim kurumları (bölgesel, NUTS2 düzeyinde yönetilen) ülkedeki temel araştırmaların yaklaşık %60'ını gerçekleştirmektedir. Aynı şekilde, özel sektörün Ar-Ge harcamalarına katkısı diğer AB ve OECD ülkelerine göre çok daha düşüktür. == Kültür == == Turizm == Birleşmiş Milletler Turizm Örgütü'nün verilerine göre 2019 yılındaki verilerine göre Dünya'da 89 milyon turistli Fransa'dan sonra 83 milyon turistle İspanya en çok ziyaret edilen 2. ülke konumundadır. == Eğitim == İspanya'da devlet okullarında eğitim ücretsiz ve 6 ila 16 yaş arasındaki çocuklar için zorunludur. Ülkede özel ve yarı özel okullar da bulunmaktadır. Çocuklar, altıncı sınıfa kadar ilkokula, daha sonra ortaöğretim birinci sınıfa başlarlar. Okul Düzeyi Yaş Okul öncesi eğitim 0-6 İlköğretim 6-11 Ortaöğretim 12-15 Bakalorya 16-18 Yükseköğretim 18+ == Nüfus == sağ|250px|küçükresim|Nüfus yoğunluğu haritası 1 Ocak 2020 yılı itibarıyla İspanya Ulusal İstatistik Enstitüsü'ne göre, İspanya'nın nüfusu 47.329.981 kişidir. Ülkedeki erkek nüfusu 23.197.625 kişi, kadın nüfusu ise 24.132.356 kişidir. Bunun yanı sıra ülkede yabancı kökenli olarak 5.235.375 kişi yaşamaktadır. Nüfus yılda %0,096 oranında artmaktadır. Kilometrekare başına 89,6 kişi düşmektedir. En yoğun il ise Madrid'dir. Ülke genelinde tahminî ömür 79,92 yılken, erkeklerde bu rakam 76,6 yıl kadınlarda ise 83,45 yıldır. Ülke nüfusu yüksek sanayileşme ve göçlerden dolayı 20. yüzyılda iki katına çıktı. Bunun ardından, 1980'lerden sonra doğum oranı azaldı ve elli ilden on birinde ciddi nüfus düşüşleri meydana geldi. Bundan sonra Latin Amerika, Doğu Avrupa, Afrika gibi yerlerden göç edenlerin sayısı arttı. İspanya'da eşcinsel çiftler evlenme hakkına sahiptirler. === Diller === sağ|250px|küçükresim|İspanya'da nüfus artışı küçükresim İspanya'da konuşulan diller ağırlıklı olarak şunlardır: Dil Yüzde dilimi Resmî olduğu yerler İspanyolca %82 Tüm ülke Katalanca %10 Katalonya Balear Adaları Valensiya Galiçyaca %6 Galiçya Baskça %1,6 Bask Navarra'nın bazı bölgeleri Aranese ? Val d'Aran İspanyolca İspanya'nın tek resmi dili olarak kabul edilir, diğer diller ise sadece özerk bölgelerde günlük hayatta kullanılan ana dildir. Bununla birlikte Valensiya Bölgesi'nde Katalancanın bir bask lehçesi olan Valensiyaca konuşulurken, Balear Adaları'nda da Katalancanın bir başka lehçesi olan Mayorka Lehçesi konuşulur. Bunların dışında küçük gruplar tarafından konuşulan azınlık dilleri de bulunur. Bunlardn birkaç tanesi Asturyasca, Aragonca ve Aranese'dir. Bununla birlikte Melilla'da yaşayan Masiriler Tamazight dili konuşurken, Olivenza'da (Ekstremadura) hâlâ Portekizce konuşan gruplar bulunmaktadır. Tatil sezonu başladığında Almanya'dan, Polonya'dan ve birçok Güney Amerika ülkesinden özellikle tatil yörelerine çalışmaya gelen birçok kişi bulunur. Costa Blanca ya da Costa del Sol gibi bazı turistik bölgelere yerleşmiş olan birçok Alman ve İngiliz de mevcuttur. Yabancı dil olarak İngilizce ve Fransızca konuşulur. Genç İspanyollar yabancı dil olarak daha çok İngilizceyi öğrenirken, yaşı büyük olan İspanyollar daha ziyade Fransızca bilmektedirler. === Dinler ve dünya görüşleri === 2022 Centro de Investigaciones Sociológicas(http://cis.es/ ) verilerine göre İspanya halkının %56'sı Katolik (%38 inanan ama düzenli ibadet etmeyen %18'sı düzenli ibadet eden) %38 Dinsiz (%14 Ateist, %12 Agnostik %12 Tanımsız) %3 Diğer dinlere bağlıdır %3 ankete cevap vermemiştir. Katolik Kilisesi Papalıkla yapılan bir anlaşmadan dolayı İspanya hükûmeti tarafından desteklenen bir kilisedir. İspanya'da Katolik Kilisesi inananlardan toplanan yardımlar sonucu ayakta kaldığından, resmi olarak yardım toplamasına da gerek yoktur. Hıristiyanların en çok ziyaret ettiği kutsal yerlerden biri olan Santiago de Compostela da İspanya'da bulunmaktadır. == Kaynakça == == Dış bağlantılar == *Hükûmetin resmî web sitesi. *İspanya'dan fotoğraflar *İspanya'daki Ünlü Müzeler Kategori:Avrupa ülkeleri Kategori:Liberal demokrasiler Kategori:İber Yarımadası Kategori:NATO ülkeleri Kategori:Avrupa Konseyi ülkeleri Kategori:Avrupa Birliği ülkeleri Kategori:Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler Kategori:İspanyolca konuşan ülkeler Kategori:Güney Avrupa Kategori:Batı Avrupa Kategori:Akdeniz İçin Birlik ülkeleri Kategori:Güney Avrupa ülkeleri
1,520
Tersine matematik, belirli bir teoremi ispatlamak için gerekli olan en az sayıdaki aksiyomların belirlenmesiyle ilgili matematik dalıdır. Çoğunlukla taban (kurucu) aksiyomları zayıf olan matematiksel kuramlarda ortaya atılan birçok teoremin teoremi kanıtlamak için gerekli olan (ve taban aksiyomlara eklenen) ek aksiyoma denk olduğu ortaya çıkmaktadır. Tersine matematik teoremleri, modern matematiğin mantıksal yapısının dayandığı ikinci dereceden aritmetiğin (Z2) alt dallarına göre sınıflandırarak hangi teoremin hangi Z2 alt dalında tanıtlanabileceğini inceler. Konusu nedeniyle tersine matematik matematiğin temelleri ve matematiğin felsefesi dallarıyla yakından ilgilidir. Bu dalın başlıca kurucuları arasında Harvey Friedman ve Stephen G. Simpson sayılır. == Dış bağlantılar == * Tersine matematiğe ilişkin ayrıntılı bilgi (İngilizce) Kategori:Matematiksel mantık Kategori:Hesaplanabilirlik teorisi
1,502
== Olaylar == * 1854 - Kırım Savaşı: Fransa, Rusya'ya savaş açtı. * 1918 - Olur'un düşman işgalinden kurtuluşu. * 1930 - Türkiye Hükûmeti, yabancı ülkelerden Türkiye'deki şehirleri için Türkçe adlarını kullanmalarını resmen talep etti. Bu tarihten sonra Posta İdaresi, Angora veya Constatinople olarak adreslenmiş mektupları, Ankara ve İstanbul'a ulaştırmadı. (bkz. Ankara (isim)) * 1933 - Hitler, Yahudileri ve Yahudilere ait mağazaları boykot için emir verdi. * 1939 - Madrid, General Francisco Franco'nun güçleri tarafından ele geçirildi. İspanya İç Savaşı sona erdi. * 1944 - Adapazarı ve civarında 2831 kişinin öldüğü bir deprem oldu. Mısır Kralı Faruk, deprem felaketzedelerine 1000 Mısır Lirası yardımda bulundu. * 1947 - Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu kuruldu. * 1950 - Türkiye, İsrail'i resmen tanıdı. * 1961 - Türkiye'de Anayasa'nın halkoyuna sunulması hakkındaki kanun kabul edildi. * 1962 - Türkiye'de Ekim 1960'ta Askeri Yönetimce görevlerinden uzaklaştırılan 147 öğretim üyesinin görevlerine dönmelerine olanak sağlayan kanun, TBMM'de kabul edildi. * 1963 - 22 Mart'ta sağlık nedenleriyle tahliye edilen eski Cumhurbaşkanı Celâl Bayar'ın serbest bırakılması tepkilere yol açınca, cezasının ertelenmesine ilişkin karar kaldırıldı. * 1965 - Amerika Birleşik Devletleri'nin Alabama Eyaletinde, Martin Luther King'in önderliğinde 25 bin kişi sivil haklar için yürüdü. * 1966 - Cemal Gürsel'in Cumhurbaşkanlığı süresi bitti, yerine Cevdet Sunay Cumhurbaşkanı seçildi. * 1970 - Gediz depremi: Ege Bölgesi'nde şiddetli bir deprem oldu. Kütahya'nın Gediz ilçesinde evlerin yüzde 80'i yıkıldı ve 1086 kişi öldü. * 1973 - Cevdet Sunay'ın Cumhurbaşkanlığı süresi bitti. * 1980 - Türkiye'de 12 Eylül 1980 Darbesi'ne Giden Süreç (1979- 12 Eylül 1980): Mardin'in Derik ilçesinde çıkan çatışmada bir yüzbaşı, bir astsubay ve bir er öldü. İstanbul'da bir MİT görevlisi öldürüldü. * 1981 - Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren, Manisa'da halka seslendi: "Atatürk daha o devirde kadınlarımızın bütün haklarını vermiş ve onları ikinci sınıf insan durumundan çıkartmıştır. Bugün yine kadınları ikinci sınıf insan durumuna geçirmeye çalışanlar var. Bunlarla amansız şekilde mücadele edeceğiz." * 1980 - Kayseri'nin Develi ilçesine bağlı Ayvazhacı köyünde, sel nedeniyle meydana gelen toprak kayması sonucunda 60 kişi öldü. * 2004 - Yerel seçimler yapıldı. Adalet ve Kalkınma Partisi yüzde 41,67 oy oranıyla birinci parti oldu. Cumhuriyet Halk Partisi yüzde 18,23, Milliyetçi Hareket Partisi ise yüzde 10,45 oranında oy aldı. * 2006 - Mart 2006 Diyarbakır olayları: Diyarbakır'da gerçekleştirilen HPG mensuplarının cenaze törenine, Polis'in müdahalesi sonucu başlayan ve 4 gün süren olaylar sonucunda 14 kişi yaşamını yitirdi. * 2015 - İdlib Muharebesi sona erdi. Fetih Ordusu, 2012 yılından beri Suriye Ordusu denetimindeki İdlib şehir merkezini ele geçirdi. == Doğumlar == * 1515 - Avilalı Teresa, İspanyol Katolik rahibe ve mistik (ö. 1582) * 1592 - Jan Amos Comenius, Çek yazar (ö. 1670) * 1818 - Wade Hampton III, Amerikan İç Savaşı askeri subayı ve Güney Karolina'dan bir politikacı (ö. 1902) * 1819 - Joseph Bazalgette, İngiliz başmühendis (ö. 1891) * 1840 - Mehmed Emin Paşa, Alman Yahudisi Osmanlı Devleti hizmetine girmiş olan fizikçi, doğabilimci ve Afrika kâşifi (ö. 1892) * 1851 - Bernardino Machado, 1915-16 ve 1925-26 dönemlerinde Portekiz cumhurbaşkanı (ö. 1944) * 1862 - Aristide Briand, Fransız politikacı ve Nobel Barış Ödülü sahibi (ö. 1932) * 1868 - Maksim Gorki, Rus sosyalist yazar (ö. 1936) * 1884 - Angelos Sikelianos, Yunan lirik şair ve oyun yazarıdır (ö. 1951) * 1887 - Dimcho Debelyanov, Bulgar şair (ö. 1916) * 1892 - Corneille Heymans, Belçikalı fizyolog. 1938 yılı Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü sahibi (ö. 1968) * 1894 - Ernst Lindemann, Alman albay (ö. 1941) * 1897 - Sepp Herberger, Alman futbolcu ve antrenör (ö. 1977) * 1899 - Harold B. Lee, İsa Mesih'in Son Zaman Azizler Kilisesi'nin 11. başkanı (ö. 1973) * 1902 - Flora Robson, İngiliz aktris (ö. 1984) * 1907 - Lucia dos Santos, Portekizli karmelit rahibe (ö. 2005) * 1910 - Jimmie Dodd, Amerikalı oyuncu, şarkıcı ve söz yazarıdır (ö. 1964) * 1910 - Ingrid, Kral IX. Frederik'in eşi olarak Danimarka kraliçesiydi (ö. 2000) * 1914 - Bohumil Hrabal, Çek yazar (ö. 1997) * 1914 - Everett Ruess, bir Amerikalı sanatçı, şair ve yazardı (ö. 1934) * 1921 - Dirk Bogarde, İngiliz oyuncu (ö. 1999) * 1928 - Zbigniew Brzezinski, Amerikalı politikacı (ö. 2017) * 1928 - Alexander Grothendieck, Fransız matematikçi (ö. 2014) * 1930 - Mustafa Eremektar, Türk karikatürist (ö. 2000) * 1930 - Jerome Friedman, Amerikan fizikçidir * 1934 - Sixto Valencia Burgos, Meksikalı karikatürist (ö. 2015) * 1935 - Józef Szmidt, Polonyalı üç adım ve uzun atlamacı * 1936 - Amancio Ortega Gaona, İspanyol iş insanı * 1936 - Belkıs Özener, Türk şarkıcı * 1936 - Mario Vargas Llosa, Perulu yazar ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi * 1936 - Veronika Fitz, Alman oyuncu (ö. 2020) * 1938 - Genco Erkal, Türk tiyatrocu * 1940 - Luis Cubilla, Uruguaylı futbolcu ve teknik direktör (ö. 2013) * 1941 - Alf Clausen, Amerikalı orkestra şefi * 1942 - Daniel Dennett, Amerikalı felsefeci * 1942 - Mike Newell, İngiliz yönetmen ve yapımcı * 1942 - Jerry Sloan, Amerikalı profesyonel eski basketbolcu ve basketbol baş antrenörü (ö. 2020) * 1943 - Conchata Ferrell, Amerikalı aktris (ö. 2020) * 1944 - Rick Barry, Amerikalı basketbolcu * 1944 - Ken Howard, Amerikalı eski basketbolcu ve oyuncu (ö. 2016) * 1945 - Rodrigo Duterte, Filipinli avukat ve Filipinler'in 16. Devlet başkanı * 1948 - Dianne Wiest, Amerikalı oyuncu * 1953 - Melchior Ndadaye, Burundili entelektüel ve siyasetçi (ö. 1993) * 1955 - Reba McEntire, Amerikalı country müzik şarkıcısı ve oyuncu * 1958 - Elisabeth Andreassen, İsveçli-Norveçli şarkıcı * 1958 - Curt Hennig, Amerikalı profesyonel güreşçi (ö. 2003) * 1959 - Laura Chinchilla, Kosta Rikalı politikacı * 1960 - José Maria Neves, Yeşil Burunlu siyasetçi * 1960 - Éric- Emmanuel Schmitt, Fransız asıllı Belçikalı yazar * 1962 - Ayşe Tunaboylu, Türk tiyatro, dizi ve sinema oyuncusu * 1968 - Yekta Kopan, Türk yazar, seslendirme sanatçısı ve televizyon sunucusu * 1969 - Nazan Kesal, Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu * 1969 - Raşit Çelikezer, Türk yönetmen, oyuncu, senarist, yapımcı ve yazar * 1969 - Brett Ratner, Amerikalı film yapımcısı, yönetmen ve iş insanı * 1970 - Laura Badea-Cârlescu, Rumen eskrimci * 1970 - Vince Vaughn, Amerikalı oyuncu * 1972 - Nick Frost, İngiliz oyuncu, komedyen ve senarist * 1973 - Eddie Fatu, Samoa asıllı Amerikalı profesyonel güreşçi (ö. 2009) * 1975 - Alper Yılmaz, Türk basketbolcu * 1975 - Katie Gosselin, Amerikalı televizyon yıldızı * 1975 - Iván Helguera, İspanyol futbolcu * 1977 - Annie Wersching, Amerikalı oyuncu (ö. 2023) * 1977 - Devin Stiker, Amerikalı porno yıldızı * 1981 - Julia Stiles, Amerikalı oyuncu * 1984 - Christopher Samba, Fransa doğumlu Kongolu futbolcu * 1985 - Steve Mandanda, Kongo asıllı Fransız futbolcu * 1985 - Stan Wawrinka, İsviçreli profesyonel tenis oyuncusu * 1986 - Barbora Strýcová, Çek tenis oyuncusu * 1986 - Lady Gaga, Amerikalı söz yazarı, şarkıcı ve müzisyen * 1987 - Yohan Benalouane, Fransız asıllı Tunuslu millî futbolcu * 1989 - Uğur Uğur, Türk futbolcu * 1990 - Ekaterina Bobrova, Rus buz patenci * 1991 - Amy Bruckner, Amerikalı oyuncu * 1992 - Sergi Gómez, İspanyol futbolcu * 1996 - Benjamin Pavard, Fransız futbolcu * 1997 - Yaw Yeboah, Ganalı futbolcu * 2000 - Aleyna Tilki, Türk şarkıcı * 2004 - Anna Şerbakova, Rus buz patenci == Ölümler == * 193 - Pertinax, Roma İmparatoru (d. 126) * 1239 - Go-Toba, Japonya'nın geleneksel veraset düzenine göre 82. imparatoru (d. 1180) * 1285 - IV. Martinus, 22 Şubat 1281 tarihinden ölümüne kadar Roma Katolik Kilisesi'nde papalık yapmıştır (d. 1210) * 1584 - IV. İvan, son Moskova Knezi ve ilk Rusya çarı (d. 1530) * 1757 - Robert-François Damiens, Fransız suikastçı (Fransa Kralı XV. Louis'ye başarısız suikast girişiminde bulunan) (d. 1715) * 1794 - Marquis de Condorcet, Fransız matematikçi ve filozof (d. 1743) * 1850 - Bernt Michael Holmboe, Norveçli matematikçi (d. 1795) * 1881 - Modest Mussorgsky, Rus besteci (d. 1839) * 1920 - Şahin Bey, Türk Kuvayı Milliyeci (d. 1877) * 1936 - Archibal Garrod, İngiliz hekim (d. 1857) * 1938 - Mehmed Džemaludin Čaušević, Bosnalı din adamı (d. 1870) * 1941 - Virginia Woolf, İngiliz yazar (d. 1882) * 1942 - Miguel Hernández, İspanyol şair ve drama yazarı (d. 1910) * 1943 - Sergey Rahmaninov, Tatar-Türk asıllı Rus besteci (d. 1873) * 1953 - Jim Thorpe, Amerikalı sporcu (d. 1888) * 1967 - Ethem İzzet Benice, Türk gazeteci ve yazar (d. 1903) * 1969 - Dwight D. Eisenhower, Amerikalı asker ve politikacı (d. 1890) * 1969 - Ömer Faruk Efendi, son Osmanlı İmparatorluğu Halifesi Abdülmecid Efendi'nin oğlu ve bir dönem Fenerbahçe Başkanı (d. 1898) * 1985 - Marc Chagall, Rus asıllı Fransız ressam (d. 1887) * 1994 - Eugène Ionesco, Rumen asıllı Fransız oyun yazarı (d. 1909) * 2004 - Peter Ustinov, İngiliz oyuncu, yönetmen, yazar ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Akademi Ödülü sahibi (d. 1921) * 2005 - Fritz Moen, Norveçli mahkum (d. 1941) * 2006 - Caspar Weinberger, ABD'nin 15. Savunma Bakanı (d. 1917) * 2009 - Janet Jagan, Guyanalı yazar ve siyasetçi (d. 1920) * 2010 - June Havoc, Kanada doğumlu Amerikalı oyuncu, dansçı, tiyatro yönetmeni ve yazar (d. 1912) * 2011 - Cüneyt Çalışkur, Türk sanatçı ve oyun yazarı (d. 1954) * 2012 - Aleksandr Harutyunyan, Sovyet ve Ermeni besteci ve piyanist (d. 1920) * 2013 - Richard Griffiths, İngiliz sinema, televizyon ve sahne oyuncusu (d. 1947) * 2016 - Daan Myngheer, Belçikalı bisikletçi (d. 1993) * 2016 - James Noble, Amerikalı oyuncu (d. 1922) * 2017 - Alicia, Avusturya doğumlu İspanyol soylu ve prenses (d. 1917) * 2017 - Ahmed Kathrada, Güney Afrikalı politikacı (d. 1929) * 2017 - Christine Kaufmann, Alman-Avusturyalı oyuncu, yazar ve iş insanı (d. 1945) * 2017 - Janine Sutto, Kanada-Québecli oyuncu ve komedyen (d. 1921) * 2018 - Oleg Anofriev, Sovyet-Rus oyuncu, şarkıcı, söz yazarı, film yönetmeni ve şair (d. 1930) * 2018 - Peter Munk, Kanadalı iş insanı, yatırımcı ve hayırsever (d. 1927) * 2019 - Domenico Giannace, İtalyan siyasetçi ve sendikacı (d. 1924) * 2019 - Damir Salimov, Özbek film yönetmeni (d. 1937) * 2020 - Fevzi Aksoy, Türk spor yazarı, tıp profesörü, nörolog ve akademisyen (d. 1930) * 2020 - Kerstin Behrendtz, İsveçli radyo sunucusu ve genel yayın yönetmeni (d. 1950) * 2020 - John Callahan, Amerikalı aktör (d. 1953) * 2020 - Matthew Faber, Amerikalı aktör (d. 1973) * 2020 - Chato Galante, İspanyol siyasi hükümlü, politik aktivist ve siyasetçi (d. 1948) * 2020 - Rodolfo González Rissotto, Uruguaylı profesör, tarihçi ve politikacı (d. 1949) * 2020 - William B. Helmreich, Amerikalı sosyoloji profesörü ve yazar (d. 1945) * 2020 - Jan Howard, Amerikalı country şarkıcısı, söz yazarı ve müzisyen (d. 1929) * 2020 - Pearson Jordan, Barbadoslu sporcu (d. 1950) * 2020 - Azam Khan, Pakistanlı squash oyuncusu (d. 1924) * 2020 - Barbara Rütting, Alman aktris, siyasetçi ve yazar (d. 1927) * 2020 - David Schramm, Amerikalı aktör (d. 1946) * 2020 - Michel Tibon-Cornillot, Fransız filozof ve antropolog (d. 1936) * 2020 - Salvador Vives, İspanyol oyuncu ve seslendirme sanatçısı (d. 1943) * 2020 - William Wolf, Amerikalı film ve tiyatro eleştirmeni, yazar (d. 1925) * 2021 - Halyna Hai, Ukraynalı şair ve yazar (d. 1956) * 2021 - Didier Ratsiraka, Madagaskarlı siyasetçi (d. 1936) * 2022 - Naci Erdem, Türk eski milli futbolcudur (d. 1931) * 2022 - Serhiy Kot, Ukraynalı bir tarihçiydi (d. 1958) * 2023 - Maria Rosa Antognazza, İtalyan- İngiliz filozof (d. 1964) * 2023 - Blas Durán, Dominikli şarkıcı ve müzisyen (d. 1941) * 2023 - Mardye McDole, Amerikan futbolu oyuncusu (d. 1959) * 2023 - Derek Meyers, Kanadalı siyasetçi (d. 1977) * 2023 - Paul O'Grady, İngiliz komedyen, oyuncu, gösteri sanatçısı, sunucu, yapımcı ve yazar (d. 1955) * 2023 - Ryuichi Sakamoto, Japon besteci, plak yapımcısı ve aktördü (d. 1952) == Tatiller ve özel günler == * Erzurum'un Olur ilçesinden Rus ve Ermeni birliklerinin geri çekilişi (1918) *0328 28
1,525
Turgut Özal (13 Ekim 1927, Malatya - 17 Nisan 1993, Ankara), Türk mühendis, bürokrat, siyasetçi, devlet adamı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. cumhurbaşkanı. Anavatan Partisi genel başkanı olarak 1983-1989 yılları arasında başbakanlık görevinde de bulunan Özal, 1989 seçimini kazanarak cumhuriyet döneminde doğan ilk cumhurbaşkanı olmuştur. Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk'ün ardından, görevi başında ölen ikinci cumhurbaşkanıdır. 43\. Türkiye Hükûmeti döneminde başbakanlık müsteşarlığı ile DPT müsteşar vekilliği görevlerinde bulunmuştur. 12 Eylül Darbesi'nden sonra Bülend Ulusu tarafından kurulan hükûmette ekonomiden sorumlu başbakan yardımcılığı görevini üstlenmiştir. 1982 yılında bu görevinden istifa etmiştir ve dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in onayı ve bilgisi dâhilinde 1983 yılında Anavatan Partisini kurmuştur.5 Eylül 2010 tarihli Takvim haberi, 22 Ekim 2021 tarihinde erişilmiştir Partisi 1983 Türkiye genel seçimlerinde %45,14 oy almıştır ve 45. Türkiye Hükûmeti'ni kurarak başbakan olmuştur. 1985 yılında yapılan kongrede tekrar ANAP genel başkanı seçilmiştir. Partisinin oy oranı 1987 Türkiye genel seçimlerinde %8,83 düşerek %36,31'e gerilemiştir. 46. Türkiye Hükûmeti'ni kurarak tekrar başbakan olmuştur. Özal, 1989 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçiminde cumhurbaşkanı seçilmiştir. Başbakanlıktan ayrılmasına rağmen, siyasi olayların gelişmesinde belirleyici rolünü sürdürmüştür. Saddam Hüseyin'in Türkiye için büyük bir tehlike teşkil ettiğini ve Saddam'ın bölgeyi hakimiyeti altında tutmasına izin verilemeyeceğini savunmuştur. Özal, 17 Nisan 1993 tarihinde 5 ülkeyi kapsayan 12 günlük Türkistan gezisinden sonra cumhurbaşkanlığı döneminde ölmüştür. == İlk yılları == Babası Malatya'nın Çırmıktılı yani şimdiki adıyla Yeşilyurt ilçesinin Ünlüoğulları ailesindenEmin Çölaşan, "Turgut Nereden Koşuyor?-Turgut'un Serüveni (İki Kitap Bir arada)" s. 32 Bilgi Yayınevi, Ankara, 2008 banka memuru Mehmet Sıddık Özal, annesi ise Tunceli Çemişgezekli, ilkokul öğretmeni, Kürt kökenli Hafize Hanım'dır (d. 1906 - ö. 1988). Çocukluğunun bir döneminde pilot olmak isteyen Özal, Silifke'ye taşındıktan sonra, eşeğin üzerinden düşerek kolundan sakatlandı ve kollarından biri diğerine göre daha kısa kaldı. Bu durum pilot olma isteğinden zorunlu olarak vazgeçmesine neden oldu. 4 yaşındayken ailesi Bilecik'in Söğüt ilçesine taşındı ve ilköğrenim hayatına burada başladı. Babasının görevi nedeniyle sık sık il değiştirdi. Ortaokulu Mardin'de bitirdi. Mardin'de lise olmaması nedeniyle, Konya Lisesi'nde eğitimine devam etti. Bu dönem içerisinde kardeşi Korkut Özal da eşlik etti. Son olarak Kayseri Lisesi'nde lise eğitimini bitirdi. İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Fakültesi'nde Elektrik Mühendisliği bölümünü burslu olarak okudu ve 1950 yılında mezun oldu. Mühendislik yapmaya başladı ve kısa bir süre sonra ailesinin isteğiyle evlendiği Ayhan İnal ile 1952 yılında kısa süreli bir birliktelik yaşadı. Bu evlilikten sonra çalıştığı kurum Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğünde sekreter olarak görev yapan Semra Yeğinmen ile evlendi. Evlendikten sonra Amerika'da Teksas Teknoloji Üniversitesi'ne ihtisas yapmaya giderek burada ekonomi branşında eğitim aldı. Yine bu evlilikten sonra Ahmet (d. 1955), Zeynep (d. 1956) ve Efe (d. 1967) adında üç çocuk sahibi oldu. == Bürokratlık dönemi == Geri döndüğünde EİEİ Genel Müdür Yardımcısı (ya da Genel Direktör Teknik Müşaviri; kayıtlar arasında ikilem mevcut) oldu ve Türkiye'de elektrifikasyon üzerine projelerde çalıştı. 1958 yılında Planlama Komisyonu'nda sekretarya görevini yaptıktan sonra 1959 yılında Ankara Ordonat Okulunda yedek subay oldu. Dönemin Devlet Su İşleri Genel Müdürü (ve 33 sene sonra 9. Cumhurbaşkanı seçilecek olan) Süleyman Demirel de, 27 Mayıs Darbesi'nden hemen sonra askere alındı. Askerliği sonrasında Devlet Planlama Teşkilatının kuruluşunda çalıştı. 1965 seçimlerinden sonra Süleyman Demirel'in danışmanı olarak görev yaptı. 1967 yılında DPT Müsteşarı oldu. 1971 yılından 1973 yılında kadar Dünya Bankası Sanayi Dairesinde danışman olarak çalıştı. Yurda döndükten sonra başta Sabancı Holding olmak üzere birçok sektördeki, birçok şirket için yönetici olarak çalıştı. Sabancı Holding'deki görevinin Genel Koordinatörlük olduğu belirtilmektedir. == Siyasi yaşamı == 1977 genel seçimlerinde Millî Selamet Partisinden İzmir milletvekili adayı oldu; ancak seçilemedi. 43. Hükûmet döneminde Başbakanlık Müsteşarlığı ile DPT Müsteşar Vekilliği görevlerine getirildi. 24 Ocak Kararları'nı hazırladı. 24 Ocak kararları 1980'li ve 1990'lı yıllara egemen olacak bir politikacıyı tanıtıyordu. Bu politikacı Turgut Özal'dır. 12 Eylül 1980 askerî darbesinden sonra, bu politikaları devam ettirmek amacıyla Bülend Ulusu Hükûmeti'nde ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevine getirildi. Bu göreve getirildikten 22 ay sonra, 14 Temmuz 1982 yılında istifa etti. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hem DPT Müsteşarlığı hem de Başbakanlık Müsteşarlığı yapmış tek Başbakanı ve Cumhurbaşkanıdır. == Başbakanlığı (1983-1989) == 20 Mayıs 1983 tarihinde Anavatan Partisini kurdu. 1983 Türkiye genel seçimlerinde tarihindeki seçimlerde 400 kişiden oluşan parlamentoda 211 milletvekili çıkararak tek başına iktidar ve 45. Hükûmet'in Başbakanı oldu. 1984 yerel seçimlerinden de başarıyla çıktı. 13 Nisan 1985 tarihinde yapılan ilk kongrede tekrar genel başkanlığa seçildi. 1987 yılında yapılan genel seçimlerde de 292 milletvekili çıkartarak tekrar çoğunluğu sağladı ve 46. Hükûmet'in Başbakanı oldu. İktidarda bulunduğu 1983-1991 döneminde Türkiye ekonomisi ortalama yıllık yüzde 5,2 oranında büyüdü. Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'nu değiştirerek Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığını kurdu. === Suikast girişimi === 18 Haziran 1988 Cumartesi günü Ankara Atatürk Spor Salonu'nda Anavatan Partisinin 2. Olağan Kongresi'nin düzenlendiği sırada Kartal Demirağ isimli saldırgan tarafından düzenlenen suikasttan yaralı olarak kurtuldu. Foto muhabirleri ve televizyon kameraları için hazırlanmış olan platformun önünden ve Özal'a 12 metre öteden saat 12.15'te iki el ateş eden Demirağ, Turgut Özal'ı sağ elinden yaraladı. Saldırı sonrası etrafa rastgele ateş açan korumalar ise 18 kişinin yaralanmasına sebep oldu. Yaralananlar arasında Bakan İmren Aykut da vardır. Önce ölüm cezasına çarptırılan, ardından cezası 20 yıla indirilen Kartal Demirağ'ı Cumhurbaşkanlığı döneminde affetti. === Ekonomi === Ekonomide serbest piyasa düzenini esas alan yapısal değişim programı Turgut Özal hükûmeti döneminde uygulamaya kondu. 1983-1987 yılları arasındaki Başbakanlığı dönemini de içine alan, Türkiye'de kişi başına düşen millî gelir 1980 yılında 1.539 dolar iken 1987 yılında 1.636 dolara yükseldi. Türkiye'yi ithal ikamesi modelinden ihracat önderliğinde büyüme modeline dönüştürmeyi başarmış ve Türk ekonomisi rekabete açılmıştır. Döneminde pek çok Anadolu il ve ilçesinde organize sanayi bölgesi kurulmuş, Anadolu üretim yapıp doğrudan ihracata yönelmiştir. === İnsan hakları === Türkiye'de yaşayan Kürt toplumunun hakları için çözüm sürecinin ilk aşaması katedildi. Celal Talabani ve Kuzey Irak lideri Mesud Barzani'ye uluslararası alanda rahat seyahat edebilmesi amacıyla kırmızı Türk pasaportu verdi. Ancak Talabani bu pasaportu 2003 yılında Türkiye'ye iade etti. == Cumhurbaşkanlığı (1989-1993) == === Seçimi === 1989'daki Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday oldu. Sosyaldemokrat Halkçı Parti ve Doğru Yol Partisi meclise girmeyerek seçimi boykot etti. İlk turda Turgut Özal 247, ANAP Burdur Milletvekili Fethi Çelikbaş 18 oy aldı. 17 oy boş çıkarken 3 oy geçersiz sayıldı. İkinci turunda 284 milletvekilinin katıldığı oylamada adaylardan Başbakan Turgut Özal 256 oy alırken, Çelikbaş 17 oy aldı. 2 oy geçersiz sayılırken 9 oy boş çıktı. 31 Ekim 1989 tarihinde yine muhalefetin katılmadığı 3. tur oylamasında Turgut Özal 263 oy alarak Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. Cumhurbaşkanı oldu. 9 Kasım 1989 tarihinde resmi olarak görevine başladı. Bu seçimden akılda kalan ise alışamadık diyenlere, alışırsınız, alışırsınız demesidir. === Körfez Savaşı ve Özal === Cumhurbaşkanlığı döneminin en önemli olayı I. Körfez Savaşı'dır. Bu olayda çok aktif rol aldı. Petrol kaynaklarının kontrolünü elinde tutan Saddam Hüseyin'in Türkiye için büyük bir tehlike teşkil ettiğini ve Saddam'ın bölgeyi hakimiyeti altında tutmasına izin verilemeyeceğini savundu. Saddam'ın uzaklaştırılması için mümkün olan her şeyin yapılması konusunda fikren ve siyasi açıdan son derece istekliydi. Bu nedenle ABD'ye bu konuda açık destek verdi. Harekâta Türk Ordusu'nun da katılıp, Misak-ı Milli sınırları içinde olan Musul ve Kerkük'e girilmesini isteyince, zamanın Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay görev süresi sona ermeden 3 Aralık 1990 tarihinde kendi isteği ile Genelkurmay Başkanlığı görevinden emekliye ayrıldı; görevden ayrılmasına sebep olarak da I. Körfez Savaşı'nda hükûmetin tutumuna tepki olduğu öne sürüldü. Dönemin Irak Başbakanı Taha Yasin Ramazan Türkiye ziyareti sırasında dönemin Cumhurbaşkanı Özal'ı makamında ziyareti sırasında Saddam Hüseyin hükûmetine karşı Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık uçaklarına İncirlik Hava Üssü'nü açarsanız "sizi düşman biliriz" sözlerine karşı Turgut Özal "O Saddam'a selam söyle. Eğer Türkiye topraklarına bir top mermisi düşerse, seni de Saddam'ı da Bağdat'ın ortasında asarım." demiştir.Turgut Özal'dan Saddam'a tehdit "Oğlu Ahmet Özal'ın dilinden" === Sivil cumhurbaşkanı === küçükresim|Turgut Özal'ın Kaymakam Eyüp Sabri Kartal'ın kaymakam olarak görevine başlama törenine iştiraki "sivil cumhurbaşkanından sivil yönetime destek" olarak değerlendirilmiştir (16 Ağustos 1991). Özal, her zaman sivil yönetimi savunmuş olup genellikle de resmi kıyafetler yerine sivil kıyafetler giymekten hoşlanmıştır. Kamu kurum ve kuruluşlarını resmi kıyafetiyle ziyaret eden diğer cumhurbaşkanlarından farklı olarak çoğu defa kravatsız, keten pantolon, keten ayakkabı ve tişörtle resmi programlara katıldı. Üst rütbeli askerlerin devir teslim törenine katılmazken, küçük bir ilçede kaymakamın göreve başlama törenine katıldı. Askeri birlikleri şortla denetlemesi medya tarafından şiddetle eleştirildi. Özal diğer cumhurbaşkanları gibi konuklarını köşkte ağırlamak yerine, Marmaris Okluk koyundaki resmi yazlıkta ağırladı. Ölümünde sivil cumhurbaşkanı, demokrat cumhurbaşkanı, dindar cumhurbaşkanı pankartlarıyla da bu tutumu desteklendi. == Ölümü == Turgut Özal, 17 Nisan 1993 tarihinde 5 ülkeyi kapsayan 12 günlük Türkistan gezisinden sonra öldü. Cenazesine Türkiye'nin dört bir yanından yüzbinlerce kişi akın etti. Tören televizyonlardan canlı yayınlanırken, Türkiye'nin yanı sıra Mısır ve Pakistan'da üç günlük ulusal yas ilan edildi. Dönemin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı, Turgut Özal ile de yakın dost olan George H. W. Bush beklentilerin aksine cenaze törenine katılmadı. "Öldükten sonra beni İstanbul’a defnedin, kıyamete kadar Fatih Sultan Mehmed'in manevi ruhaniyeti altında bulunmak istiyorum." şeklindeki vasiyetine uyularak kendisi tarafından yaptırılan eski Başbakan Adnan Menderes Anıt Mezarı'nın bulunduğu Topkapı Mezarlığı'nda, Vatan Caddesi üzerinde kendi adına hazırlanan anıt mezara defnedildi. Bir suikasta kurban gitmiş olabileceği de yıllardır tartışılmaktadır. Turgut Özal'ın limonatasına katılan arsenikle zehirlendiği iddiasını ortaya atan eşi Semra Özal, delil olarak da saç örneğini ABD'de tahlil ettirdiğini belirtmektedir. 2 Ekim 2012 tarihinde mezarı 19 yıl aradan sonra açılmış; Adli Tıp Kurumu, Özal'ın ölümünün bir suikast olup olmadığının belirlenmesi için yapılan otopsi sonucunda zehir bulunduğunu ancak zehirden mi yoksa başka sebepten mi öldüğünü tespit edemediklerini açıklamıştır. == Özel hayatı == Korkut Özal ve Yusuf Bozkurt Özal'ın ağabeyi olan Turgut Özal elektrik mühendisi olarak çalıştığı 1952 yılında Ayhan İnal ile evlenmiş ancak aynı yıl ikili boşanmıştır. Elektrik İşleri Etüd İdaresi'nde çalışırken daire çalışanlarından Semra Özal ile tanışmış, 31 Mayıs 1954 tarihinde evlenmiştir. Bu evliliğinden Zeynep, Efe ve Ahmet Özal doğmuştur. == Popüler kültürde Turgut Özal == * 2007: Zincirbozan filminde İsmail İncekara tarafından canlandırıldı * 2009: Kurtlar Vadisi Gladio filminde Sezai Aydın tarafından canlandırıldı * 2013: Seksenler dizisinde Deniz Oral tarafından canlandırıldı * 2015: Ertuğrul 1890 filminde Deniz Oral tarafından canlandırıldı * 2019: Cep Herkülü filminde Barış Kıralioğlu tarafından canlandırıldı == Ayrıca bakınız == * Özalizm == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı-Turgut Özal * Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği * Turgut Özal Üniversitesi Kategori:Özal ailesi Kategori:1927 doğumlular Kategori:Malatya doğumlu siyasetçiler Kategori:1993 yılında ölenler Kategori:Ankara'da kalp krizinden ölenler Kategori:Topkapı Mezarlığı'na defnedilenler Kategori:Anavatan Partisi genel başkanları Kategori:Devlet Planlama Teşkilatı müsteşarları Kategori:İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Fakültesinde öğrenim görenler Kategori:Kayseri Lisesinde öğrenim görenler Kategori:Kürt asıllı Türk siyasetçiler Kategori:Süleyman Demirel Kategori:TBMM 17. dönem İstanbul milletvekilleri Kategori:TBMM 18. dönem İstanbul milletvekilleri Kategori:Türk antikomünistler Kategori:Türk elektrik mühendisleri Kategori:Türk liberaller Kategori:Türk muhafazakârlar Kategori:Türk Sünniler Kategori:Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcıları Kategori:Türkiye'de merkez sağ
1,330
küçükresim HTTP (İngilizce: Hyper-Text Transfer Protocol, Türkçe: Hiper-Metin Transfer Protokolü) bir kaynaktan dağıtılan ve ortak kullanıma açık olan hiperortam bilgi sistemleri için uygulama seviyesinde bir iletişim protokolüdür. HTTP, World Wide Web için veri iletişiminin temelidir; burada köprü metni belgeleri, örneğin bir fare tıklamasıyla veya bir web tarayıcısında ekrana dokunarak kullanıcının kolayca erişebileceği diğer kaynaklara köprüler içerir. HTTP, 1989'da CERN'de Tim Berners-Lee tarafından geliştirilmeye başlandı. Yorumlara yönelik erken HTTP taleplerinin (RFC'ler) geliştirilmesi, İnternet Mühendisliği Görev Gücü (IETF) ve World Wide Web Consortium (W3C) tarafından koordine edilmiş bir çalışmadır. Daha sonra IETF'e taşınmıştır. HTTP/1.1 ilk olarak 1997'de RFC 2068'de belgelendi. Bu şartname 1999'da RFC 2616'nın gelmesiyle iptal edildi ve aynı şekilde 2014'te, RFC 7230 ile değiştirildi. HTTP/2, HTTP'nin "kablolu" semantiğinin daha verimli bir ifadesidir. 2015'te yayınlanmıştır; artık hemen hemen tüm web tarayıcıları ve TLS 1.2 veya daha yenisinin gerekli olduğu bir Uygulama Katmanı Protokol Anlaşması (ALPN) uzantısı kullanan Taşıma Katmanı Güvenliği (TLS) üzerinden büyük web sunucuları tarafından desteklenmektedir. HTTP/3, HTTP/2'nin halihazırda web'de kullanımda olan ve temeldeki aktarım protokolü için TCP yerine UDP kullanan ardılıdır. HTTP/3, Eylül 2019'da Cloudflare ve Google Chrome tarafından desteklenmeye başladı (Chrome ve Firefox'un kararlı sürümlerinde etkinleştirilebilir). == Teknik genel bakış == HTTP, istemci- sunucu bilgi işlem modelinde bir istek-yanıt protokolü olarak işlev görür. Örneğin, bir web tarayıcısı istemci olabilir, veya bir web sitesini barındıran bir barındırma hizmetinde çalışan bir uygulama sunucu olabilir. İstemci, sunucuya bir HTTP istek mesajı gönderir. HTML dosyaları ve diğer içerik gibi kaynakları sağlayan, veya istemci adına diğer işlevleri gerçekleştiren sunucu, istemciye bir yanıt mesajı verir. Yanıt, istekle ilgili tamamlanma durumu bilgilerini içerir, ayrıca mesaj gövdesinde istenen içeriği gösterebilir. HTTP, ara ağ ögelerinin istemciler ve sunucular arasındaki iletişimi iyileştirmesine veya etkinleştirmesine izin vermek için tasarlanmıştır. Yüksek trafikli web siteleri, genellikle yanıt süresini iyileştirmek için yukarı akış sunucuları adına içerik sağlayan web önbellek sunucularından yararlanır. Web tarayıcıları, önceden erişilen web kaynaklarını önbelleğe alır ve ağ trafiğini azaltmak için mümkün olduğunca bunları yeniden kullanır. Özel ağ sınırlarındaki HTTP vekil sunucuları, mesajları harici sunucularla aktararak, genel olarak yönlendirilebilir bir adrese sahip olmayan istemciler için iletişimi kolaylaştırabilir. HTTP, İnternet iletişim kuralları dizisi paketi çerçevesinde tasarlanmış bir uygulama katmanı protokolüdür. İletim Kontrol Protokolü (TCP) yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak HTTP, Kullanıcı Datagram Protokolü (UDP) gibi güvenilmez protokolleri, örneğin HTTPU ve Basit Hizmet Keşif Protokolü (SSDP) gibi kullanacak şekilde uyarlanabilir. HTTP kaynakları, Tekdüzen Kaynak Tanımlayıcıları (URL'ler) şemaları http ve https kullanılarak, Tekdüzen Kaynak Konum Belirleyicileri (URL'ler) tarafından tanımlanır. RFC 3986'da tanımlandığı gibi, URL'ler HTML belgelerinde köprüler olarak kodlanır, böylece birbirine bağlı köprü belgeleri oluşturulur. HTTP/1.1, orijinal HTTP'nin (HTTP/1.0) bir revizyonudur. HTTP/1.0'da her istek için sunucuya ayrı bir bağlantı yapılması gerekir. HTTP/1.1'de ise tek bir bağlantı ile birden fazla istek yapılabilir. Bu nedenle HTTP/1.1 iletişimleri daha az gecikme yaşar. HTTP/2.0 protokol perfonmansını iyileştirmek için ortaya çıktı. Çünkü HTTP/1.1 sıralı bir protokol olup her seferinde tek bir istek gönderilebilir. HTTP/2.0'de ise zaman uyumsuz olarak istek göndermeye ve yanıt almaya izin verir. HTTP/3.0'nin HTTP/2.0'dan farkı kullanılan taşıma katmanı protokolüdür. HTTP/2.0 TLS içeren veya içermeyen TCP bağlantıları varken HTTP/3.0'da QUIC(Hızlı UDP İnternet Bağlantıları) üzerine tasarlanmıştır. HTTP/3.0'ın avantajları daha iyi iletim hızı , daha kısa yükleme süreleri ve daha kararlı bir bağlantı sağlar. == Tarihçe == Hiper metin terimi ilk kez, Ted Nelson tarafından 1965'te Xanadu Projesi'nde ortaya atıldı. Bu da Vannevar Bush'un 1930'lardaki mikrofilm temelli bilgi erişim ve yönetim sistemi "memex"in vizyonundan esinlenerek 1945 tarihli "Düşündüğümüz Gibi" adlı makalesinde anlatıldı. Tim Berners-Lee ve CERN'deki ekibi, orijinal HTTP'yi, HTML'i ve bir web sunucusu ve metin tabanlı bir web tarayıcı için ilgili teknolojiyi icat etmekle tanınır. Ayrıca Berners-Lee, ilk olarak 1989 yılında "WorldWideWeb" projesini önerdi - günümüzde World Wide Web olarak bilinmektedir. Protokolün ilk sürümünde, bir sunucudan bir sayfa talep edecek GET adında tek bir yöntem bulunuyordu. HTTP'nin belgelenen ilk sürümü 1991'de yayınlanan HTTP V0.9'du. Dave Raggett, 1995 yılında HTTP Çalışma Grubunu (HTTP WG) yönetti ve protokolü, ek yöntemler ve başlık alanları ekleyerek daha verimli hale gelen bir güvenlik protokolüne bağlı genişletilmiş işlemler, genişletilmiş görüşme, daha zengin meta bilgilerle genişletmek istedi. RFC 1945 ise, 1996'da resmi olarak HTTP V1.0'ı tanıttı. HTTP WG, Aralık 1995'te yeni standartlar yayınlamayı planladı ve daha sonra gelişmekte olan RFC 2068'e (HTTP-NG olarak adlandırılır) dayanan ön standart HTTP/1.1 desteği, 1996'nın başlarında büyük tarayıcı geliştiricileri tarafından hızla benimsendi. Yeni tarayıcıların son kullanıcılar tarafından benimsenmesi hızlı oldu. Mart 1996'da, bir web barındırma şirketi, internette kullanılan tarayıcıların %40'ından fazlasının HTTP 1.1 uyumlu olduğunu bildirdi. Aynı web barındırma şirketi, Haziran 1996 itibarıyla, sunucularına erişen tüm tarayıcıların %65'inin HTTP/1.1 uyumlu olduğunu bildirdi. RFC 2068'de tanımlanan HTTP/1.1 standardı resmi olarak Ocak 1997'de yayınlandı. Daha sonra yapılan iyileştirmeler ve güncellemeler, Haziran 1999'da RFC 2616 kapsamında yayınlandı. 2007'de, HTTP/1.1 spesifikasyonunu revize etmek ve açıklığa kavuşturmak için kısmen HTTP Çalışma Grubu oluşturuldu. Haziran 2014'te WG, RFC 2616'yı geçersiz kılan güncellenmiş altı bölümlü bir spesifikasyon yayınladı: * RFC 7230, HTTP/1.1: Mesaj Sözdizimi ve Yönlendirme * RFC 7231, HTTP/1.1: Anlambilim ve İçerik * RFC 7232, HTTP/1.1: Koşullu İstekler * RFC 7233, HTTP/1.1: Aralık İstekleri * RFC 7234, HTTP/1.1: Önbellek * RFC 7235, HTTP/1.1: Kimlik Doğrulama HTTP/2 ise, Mayıs 2015'te RFC 7540 olarak yayınlandı. Yıl Versiyon 1991 HTTP/0.9 1996 HTTP/1.0 1997 HTTP/1.1 2015 HTTP/2 2022 HTTP/3 == HTTP oturumu == Bir HTTP oturumu, bir ağ istek-yanıt işlemleri dizisidir. HTTP istemcisi, bir sunucudaki belirli bir bağlantı noktasına (tipik olarak 80 numaralı bağlantı noktası, bazen 8080 numaralı bağlantı noktası) bir İletim Kontrol Protokolü (TCP) bağlantısı kurarak bir istek başlatır. (TCP ve UDP port numaraları listesine bakınız). Bu port üzerinde dinleyen bir HTTP sunucusu, bir istemcinin istek mesajını bekler. İsteği aldıktan sonra sunucu, "HTTP / 1.1 200 OK" gibi bir durum satırı ve kendisine ait bir mesaj gönderir. Bu mesajın gövdesi tipik olarak talep edilen kaynaktır, ancak bir hata mesajı veya başka bilgiler de döndürülebilir. === Kalıcı bağlantılar === HTTP/0.9 ve 1.0'da, bağlantı tek bir istek/yanıt çiftinden sonra kapatılır. HTTP/1.1'de, bir bağlantının birden fazla istek için yeniden kullanılabileceği bir canlı tutma mekanizması tanıtıldı. Bu tür kalıcı bağlantılar, istemcinin ilk istek gönderildikten sonra TCP 3 Yollu El Sıkışma bağlantısını yeniden iletmesi gerekmediğinden istek gecikmesini hissedilir şekilde azaltır. Diğer bir olumlu yan etki, genel olarak, TCP'nin yavaş başlatma mekanizması nedeniyle bağlantının zamanla daha hızlı hale gelmesidir. Protokolün 1.1 sürümü ayrıca HTTP/1.0 için bant genişliği optimizasyonu iyileştirmeleri yaptı. Örneğin, HTTP/1.1, kalıcı bağlantılardaki içeriğin ara belleğe alınmak yerine akışa alınmasına izin vermek için parçalı aktarım kodlaması getirmiştir. HTTP ardışık düzeni, gecikme süresini daha da azaltarak istemcilerin her yanıtı beklemeden önce birden çok istek göndermesine olanak tanır. Protokole bir başka ek, bir sunucunun bir istemci tarafından açıkça talep edilen bir kaynağın sadece bir kısmını ilettiği bayt hizmetiydi. === Oturum durumu === HTTP, durum bilgisiz bir protokoldür. Durum bilgisi olmayan bir protokol, HTTP sunucusunun birden çok istek süresi boyunca her bir kullanıcı hakkındaki bilgileri veya durumu saklamasını gerektirmez. Ancak, bazı web uygulamaları, örneğin HTTP tanımlama bilgilerini veya web formları içindeki gizli değişkenleri kullanarak durumlar veya sunucu tarafı oturumları uygular. == HTTP kimlik doğrulaması == HTTP, temel erişim kimlik doğrulaması ve özet erişim kimlik doğrulaması gibi, sunucunun istenen içeriği sunmadan önce bir sınamayı tanımlayıp yayınladığı bir sınama-yanıt mekanizması aracılığıyla çalışan çoklu kimlik doğrulama şemaları sağlar. HTTP, bir sunucu tarafından bir istemci isteğini sorgulamak için ve bir istemci tarafından kimlik doğrulama bilgilerini sağlamak için kullanılabilen, genişletilebilir bir dizi sınama-yanıt kimlik doğrulama şemaları aracılığıyla erişim kontrolü ve kimlik doğrulaması için genel bir çerçeve sağlar. === Kimlik doğrulama === HTTP Kimlik Doğrulaması belirtimi ayrıca belirli bir kök URL'de ortak olan kaynakları daha fazla bölmek için rastgele, uygulamaya özgü bir yapı sağlar. Bölge değeri dizesi, varsa, meydan okumanın koruma alanı bileşenini oluşturmak için kurallı kök URL ile birleştirilir. Bu, sunucunun tek bir kök URL altında ayrı kimlik doğrulama kapsamları tanımlamasına izin verir. == Mesaj biçimi == İstemci sunucuya istek gönderir ve sunucu yanıtlar gönderir. === Mesaj isteği === İstek mesajı aşağıdakilerden oluşur: * Bir istek satırı (örneğin, sunucudan /images/logo.png adlı bir kaynak isteyen GET /images/logo.png HTTP/1.1) * Başlık alanları (örneğin, Accept-Language: en) * Boş satır * İsteğe bağlı mesaj bölümü İstek satırı ve diğer başlık alanlarının her biri ile bitmelidir. (Bir satır başı karakteri ve ardından bir satır besleme karakteri). Boş satır yalnızca içermeli ve başka bir boşluk olmamalıdır. HTTP/1.1 protokolünde, ana bilgisayar dışındaki tüm başlık alanları isteğe bağlıdır. Yalnızca yol adını içeren bir istek satırı, RFC 1945'teki HTTP/1.0 belirtiminden önce, HTTP istemcileriyle uyumluluğu korumak için sunucular tarafından kabul edilir. ==== İstek yöntemleri ==== HTTP, tanımlanan kaynakta gerçekleştirilmesi istenen eylemi belirtmek için yöntemleri tanımlar (bazen fiil olarak adlandırılır, ancak spesifikasyonun hiçbir yerinde fiilden bahsedilmez ve OPTIONS veya HEAD bir fiil değildir). Önceden var olan veriler veya dinamik olarak oluşturulan veriler olsun, bu kaynağın neyi temsil ettiği, sunucunun uygulanmasına bağlıdır. Çoğu zaman kaynak, bir dosyaya veya sunucuda bulunan bir yürütülebilir dosyanın çıktısına karşılık gelir. HTTP/1.0 spesifikasyonu GET, HEAD ve POST yöntemlerini tanımladı ve HTTP/1.1 spesifikasyonu beş yeni yöntem ekledi: OPTIONS, PUT, DELETE, TRACE ve CONNECT. Bu belgelerde belirtilerek, anlambilimleri iyi bilinir ve bunlara güvenilebilir. Herhangi bir istemci herhangi bir yöntemi kullanabilir ve sunucu herhangi bir yöntem kombinasyonunu destekleyecek şekilde yapılandırılabilir. Bir yöntem bir ara madde tarafından bilinmiyorsa, güvenli olmayan ve etkisiz olmayan bir yöntem olarak ele alınacaktır. Tanımlanabilecek yöntem sayısında herhangi bir sınırlama yoktur ve bu, mevcut altyapıyı bozmadan gelecekteki yöntemlerin belirlenmesine olanak tanır. Örneğin, WebDAV yedi yeni yöntem tanımladı ve RFC 5789 PATCH yöntemini belirledi. Yöntem adları büyük/küçük harfe duyarlıdır. Bu, büyük/küçük harfe duyarlı olmayan HTTP başlık alanı adlarının tersidir. GET GET yöntemi, belirtilen kaynağın bir temsilini ister. GET kullanan istekler yalnızca verileri almalı ve başka bir etkisi olmamalıdır. (Bu, diğer bazı HTTP yöntemleri için de geçerlidir.) W3C, bu ayrımla ilgili kılavuz ilkeler yayınladı ve "Web uygulaması tasarımı yukarıdaki ilkelerle ve aynı zamanda ilgili sınırlamalarla bilgilendirilmelidir." şeklinde açıklama yaptı. HEAD HEAD yöntemi, GET isteğiyle aynı olan ancak yanıt gövdesi olmayan bir yanıt ister. Bu, tüm içeriği taşımak zorunda kalmadan yanıt başlıklarında yazılan meta bilgileri almak için kullanışlıdır. POST POST yöntemi, sunucunun, talepte yer alan varlığı URL tarafından tanımlanan web kaynağının yeni bir alt ögesi olarak kabul etmesini ister. POST edilen veriler, örneğin, mevcut kaynaklar için bir açıklama olabilir; bir bülten panosu, haber grubu, posta listesi veya yorum dizisi için bir mesaj; bir web formunun bir veri işleme sürecine gönderilmesinin sonucu olan bir veri bloğu; veya veritabanına eklenecek bir ögedir. PUT PUT yöntemi, kapalı varlığın sağlanan URL altında depolanmasını ister. URL zaten var olan bir kaynağa başvuruyorsa, değiştirilir; URL mevcut bir kaynağa işaret etmiyorsa, sunucu bu URL ile kaynağı oluşturabilir. DELETE DELETE yöntemi, belirtilen kaynağı siler. TRACE TRACE yöntemi, alınan isteği yansıtır, böylece bir istemci, ara sunucular tarafından (varsa) hangi değişikliklerin veya eklemelerin yapıldığını görebilir. OPTIONS OPTIONS yöntemi, sunucunun belirtilen URL için desteklediği HTTP yöntemlerini döndürür. Bu, belirli bir kaynak yerine '*' isteyerek bir web sunucusunun işlevselliğini kontrol etmek için kullanılabilir. CONNECT CONNECT yöntemi, istek bağlantısını şeffaf bir TCP/IP tüneline dönüştürür, genellikle şifrelenmemiş bir HTTP proxy'si aracılığıyla SSL şifreli iletişimi (HTTPS) kolaylaştırır. PATCH PATCH yöntemi, bir kaynağa kısmi değişiklikler uygular. Tüm genel amaçlı HTTP sunucularının en azından GET ve HEAD yöntemlerini uygulaması gerekir ve diğer tüm yöntemler şartnameye göre isteğe bağlı kabul edilir. ==== Güvenli yöntemler ==== Yöntemlerden bazıları (örneğin, GET, HEAD, OPTIONS ve TRACE), geleneksel olarak güvenli olarak tanımlanır, yani bunlar yalnızca bilgi alma amaçlıdır ve sunucunun durumunu değiştirmemelidir. Başka bir deyişle, günlük tutma, web önbelleğe alma, banner sunulması veya bir web sayacı artırma gibi nispeten zararsız etkilerin ötesinde yan etkileri olmamalıdır. Uygulamanın durumuna bakılmaksızın keyfi GET taleplerinde bulunmak bu nedenle güvenli kabul edilmelidir. Ancak, bu standart tarafından zorunlu kılınmamıştır ve garanti edilemeyeceği açıkça kabul edilmiştir. Buna karşılık, POST, PUT, DELETE ve PATCH gibi yöntemler, sunucu üzerinde yan etkilere veya Elektronik ticaret veya e-posta iletimi gibi harici yan etkilere neden olabilecek eylemler için tasarlanmıştır. Bu nedenle, bu tür yöntemler genellikle uyumlu Arama robotları veya web tarayıcıları tarafından kullanılmaz; uymayanlar bağlam veya sonuçlara bakılmaksızın istekte bulunma eğilimindedir. GET isteklerinin öngörülen güvenliğine rağmen, uygulamada bunların sunucu tarafından işlenmesi teknik olarak hiçbir şekilde sınırlı değildir. Bu nedenle, dikkatsiz veya kasıtlı programlama, sunucuda önemsiz olmayan değişikliklere neden olabilir. Bu tavsiye edilmez, çünkü web önbelleğine alma, arama motoru ve diğer otomatik aracılar için sorunlara neden olabilir ve bu da sunucuda istenmeyen değişiklikler yapabilir. Örneğin, bir web sitesi http://example.com/article/1234/delete gibi bir URL aracılığıyla bir kaynağın silinmesine izin verebilir; bu, GET kullanılarak bile keyfi olarak getirilirse, yalnızca makaleyi siler. Pratikte bunun bir örneği, bir kullanıcının görüntülediği sayfadaki rastgele URL'leri önceden getirerek kayıtların toplu olarak otomatik olarak değiştirilmesine veya silinmesine neden olan kısa ömürlü Google Web Accelerator'ın beta sürümünde meydana geldi. Beta, yaygın eleştirilerin ardından ilk sürümünden sadece haftalar sonra askıya alındı. ==== Etkisiz yöntemler ve web uygulamaları ==== PUT ve DELETE yöntemleri etkisiz olarak tanımlanır, yani birden çok özdeş isteğin tek bir istekle aynı etkiye sahip olması gerekir. GET, HEAD, OPTIONS ve TRACE yöntemleri, güvenli olarak tanımlanır ve HTTP durumsuz bir protokol olduğundan etkisiz olmalıdır. Bunun tersine, POST yöntemi etkisiz değildir ve bu nedenle, aynı POST isteğinin birden çok kez gönderilmesi durumu daha fazla etkileyebilir veya başka yan etkilere (e-ticaret gibi) neden olabilir. Bazı durumlarda bu arzu edilebilir, ancak diğer durumlarda bu, bir kullanıcının eyleminin başka bir istek göndermesiyle sonuçlanacağını fark etmemesi veya ilk talebinin yapıldığına dair yeterli geri bildirim almaması gibi bir kazadan kaynaklanıyor olabilir. Web tarayıcıları, bir sayfanın yeniden yüklenmesinin POST isteğini yeniden gönderebileceği bazı durumlarda kullanıcıları uyarmak için uyarı iletişim kutuları gösterebilirken, POST isteğinin birden fazla kez gönderilmemesi gereken durumları ele almak genellikle web uygulamasına bağlıdır. Bir yöntemin etkisiz olup olmadığının protokol veya web sunucusu tarafından zorlanmadığını unutulmamalıdır. Örneğin, bir veritabanı girişinin veya etkisiz olmayan başka bir eylemin bir GET veya başka bir talep tarafından tetiklendiği bir web uygulaması yazmak tamamen mümkündür. Ancak, bir kullanıcı aracısı aynı isteği tekrar etmenin güvenli olmadığına karar verirse, bu tavsiyenin göz ardı edilmesi istenmeyen sonuçlara yol açabilir. ==== Güvenlik ==== TRACE yöntemi, siteler arası izleme olarak bilinen bir saldırı sınıfının parçası olarak kullanılabilir; bu nedenle, genel güvenlik tavsiyesi, sunucu yapılandırmasında devre dışı bırakılmasıdır. Microsoft IIS, benzer şekilde davranan ve aynı şekilde devre dışı bırakılması önerilen tescilli bir "TRACK" yöntemini destekler. Yöntem RFC İstek gövdesi Yanıt gövdesi Güvenli Etkisiz Bellekte tutulabilir PATCH RFC 5789 POST RFC 7231 PUT CONNECT DELETE GET HEAD OPTIONS TRACE === Yanıt mesajı === Yanıt mesajı aşağıdakilerden oluşur: * Durum kodunu ve neden mesajını içeren bir durum satırı (örneğin, istemcinin isteğinin başarılı olduğunu belirten HTTP/1.1 200 OK) * Yanıt başlığı alanları (örneğin, İçerik Türü: metin/html) * Boş satır * İsteğe bağlı mesaj bölümü Durum satırı ve diğer başlık alanlarının tümü ile bitmelidir. Boş satır yalnızca içermeli ve başka bir boşluk olmamalıdır. için bu katı gereksinim, yalnızca veya gibi diğer sistem satır kesmelerinin tutarlı kullanımı için ileti gövdeleri içinde biraz gevşetilir. == Durum kodları == İstemci, bir web sayfası görüntülemek için bir tarayıcı ile bu siteyi oluşturmak için sunucudan web site dosyalarını istemektedir. Sunucu bu istek sonucunda bir HTTP durum kodu kullanarak yanıt oluşturmaktadır. Bu kodları HTTP durum kodu veya yanıt kodu olarak adlandırmaktayız. Her bir durum kodu farklı anlamlara gelmektedir ve bu kodlar sayfanın düzgün çalışıp çalışmadığı hakkında bilgi vermektedir. 60'dan fazla HTTP durum kodu bulunmakta. Bu durum kodlarının bazıları kullanılmamakta bazıları ile de sıkça karşılaşmamaktayız bu kodların bazıları ise gelecekte kullanılmak için hazırlanmış kodlardır. SEO çalışmalarında veya site tarama analizlerinde karşılaşılan en yangın durum kodları 5 başlık altında incelenmektedir. * 1xx Bilgilendirme * 2xx Başarılı * 3xx Yönlendirme * 4xx İstemci Hatası * 5xx Sunucu Hatası === 1xx Durum kodları === 1xx HTTP durum kodları bilgilendirme kodları olarak tanımlanmakta. İstemcinin isteği sunucu ulaşıldığı ve işlemin başladığına dair bilgilendirme kodlarını ifade eden durum kodlarıdır. Sunucu tarafından cevap oluştuktan sonra kaldırılırlar. Bu kodlarının bazıları ile daha sık karşılaşılmaktadır. 100: İstemci tarafından gönderilen isteğin başlığı sunucu tarafından alındığı ve gövdesinin de alınmaya hazır olduğunu ifade etmektedir. 101: İstemcinin Sunucudan protokol değiştirmesini talep ettiği ve sunucun talebi kabul ettiğini ifade etmektedir. === 2xx Durum Kodları === İstemcinin isteklerine sunucunun başarılı verdiğini ifade eden durum kodlarıdır. SEO denetimleri için bu sayfaların sorunsuz çalıştığını ifade etmektedir. Genellikle sayfaların 2xx kodları döndürmesini bekleriz. 2xx içerisinde farklı anlamlara gelen sıkça karşılaşılan 2xx durum kodları bulunmakta. 200: OK yanıt kodu olarak tanımlanmakta ideal durum kodudur. Sayfaların sorunsuz bir şekilde çalıştığını ifade eder. 201: Oluşturuldu durum olarak tanımlanmakta. Sunucu yapılan isteği kabul eder ve işleme süreci başlar bunun sonucunda istek yerine getirilebilir ya da getirilemez. 204: İçerik yok yanıt kodu olarak ifade edilmekte. Sunucu isteği başarılı bir şekilde işleme koydu ve istemciye geri gönderilecek veri bulunmadığı ifade etmektedir. 205: İçeriği sıfırla yanıt olarak tanımlanmakta. Sunucu işleme başarılı bir şekilde işleme koydu fakat istek gönderenden belge görünümü sıfırlanmasını istemekte ve herhangi bir içerik döndürmemektedir. 206: Kısmi içerik yanıt kodu olarak ifade edilmekte. Sunucu istemci tarafından gönderilen bir aralık bağlılığı nedeniyle kaynağın yalnızca bir kısmını göndermekte. Aralık başlığı HTTP istemcileri tarafından kesintiye uğramış ve indirmelerin devam ettirilmesini sağlamak veya bir indirmeyi birden çok eş zamanlı akışa bölmek için kullanılır. 207: Çoklu durum yanıt kodu olarak ifade edilmekte. Takip eden mesaj gövdesi bir XML masajıdır ve kaç tane alt istekle bulunduğuna bağlı olarak bir dizi ayrı yanıt kodu oluşturabilmekte. Bu durum kodu birden çok durum kodunun doğru olabildiği durumlarda kullanılmakta. === 3xx Durum Kodları === Geçici veya kalıcı yönlendirme kodlarıdır. Bu kodlar sayfaların SOE değerini korumak için önemlidir. 3xx durum kodları kendi içerisinde farklı anlamlara gelen farklı durum kodlarından oluşmaktadır. 301: Kalıcı yönlendirme durum kodu olarak ifade edilmekte .Bir web sayfasının kalıcı olarak bir başka web sayfasına yönlendirildiği ve sayfayı ziyaret eden kullanıcının da otomatik olarak yönlenmesini sağlayan durum kodudur. 302:Geçici yönlendirme durum kodu olarak ifade edilmekte. Bir web sayfasının geçici olarak bir başka web sayfasına yönlendirildiğini ifade eden durum kodudur. 301 yönlendirme kodundan farkı ilgili sayfanın test aşamasında olması, bakıma alınması ya da bir e-ticaret sitesi için ilgili ürünün stoklarının geçici olarak tükenmesi gibi ilgili sayfanın tekrar aktif edileceği durumlarda kullanılmasıdır. Fakat kullanıcılar 301 yönlendirmesi ile 302 yönlendirmesi arasındaki farkı anlamayacaktır. İlgili sayfaya giriş yapan kullanıcılar direkt olarak diğer sayfaya yönlendirilmektedir. 307: Geçici Yeniden Yönlendirme kodu olarak ifade edilmektedir. 302 gibi bir bir kaynağa geçici olarak yönlendirmeyi ifade eder. 308: Bir kaynağın kalıcı olarak farklı bir kaynağa taşındığını ifade eden durum kodudur. 301 durum kodundan farklı olarak HTTP yönetiminin değişmesine izin vermez. === 4xx Durum kodları === İstemci hata kodları olarak ifade edilmektedir. SEO denetimleri yapılırken en çok dikkat edilen durum kodlarıdır. Bu durum kodlarından bazıları ile daha sık karşılaşılır. 400: hatalı istek durum kodu olarak ifade edilir. Sunucunun istemciden kaynaklanan hatadan dolayı isteği yerine getirememesidir. 403:Yasaklanmış içerik. Sunucu Yapılan isteği anlar fakat reddettiği durumlarda bu durum kodunu döndürmekte. 404: Sayfa bulunamadı olarak ifade edilir. En çok karşılaşılan HTTP durum kodudur. İstenilen kaynağın bulunamadığı fakat gelecekte bulanabileceği anlamına gelir bu yüzden bu hatayı düzeltmek için genellikle 3xx yönlendirme kodları kullanılmakta ya da özel 404 sayfaları oluşturulmakta. === 5xx Durum Kodları === Sunucu hataları ifade eden durum kodlarıdır. Sunucular istekleri işleyemediklerinde bu durum kodlarını döndürmekte. Kullanıcılar tarafında sayfa görüntülenemez. 500:Sunucu hatası olarak ifade edilir. Beklenmeyen bir durumla karşılaşıldığında Sunucular bu kodları döndürmekte. 502:Sunucunun başka bir sunucuya istek gönderdikten sonra geçersiz yanıt aldığı anlamına gelen durum kodudur. 504:Bir isteği işlerken bir sunucunun diğer sunucudan yanıt beklerken isteğin zaman aşımına uğraması durumunda görülen durum kodudur. 505:HTTP protokol sürümünün desteklenemediği anlamında gelen durum kodudur. 511:Kullanılmak istenen ağın isteği sunucuya iletmeden önce kimlik doğrulaması yapması gerektiği durumlarda görülen durum kodudur. == Şifrelenmiş bağlantı == Şifreli bir HTTP bağlantısı kurmanın en popüler yolu HTTPS'dir. Şifreli bir HTTP bağlantısı kurmak için iki başka yöntem de mevcuttur: Güvenli Köprü Metni Aktarım Protokolü ve TLS'ye yükseltme belirtmek için HTTP/1.1 Yükseltme başlığını kullanma. Ancak bu ikisi için tarayıcı desteği neredeyse yoktur. == Örnek oturum == Aşağıda, bir HTTP istemcisi ile www.example.com, bağlantı noktası 80 üzerinde çalışan bir HTTP sunucusu arasındaki örnek bir konuşma bulunmaktadır. === İstemci isteği === GET / HTTP/1.1 Host: www.example.com Bir istemci isteğini (bu durumda istek satırı ve yalnızca bir başlık alanından oluşur) boş bir satır izler, böylece istek, her biri satır başı şeklinde olan çift satır sonu ile biter. "Ana Bilgisayar" alanı, tek bir IP adresini paylaşan çeşitli DNS adları arasında ayrım yaparak isme dayalı sanal barındırmaya izin verir. HTTP / 1.0'da isteğe bağlı olsa da, HTTP / 1.1'de zorunludur. ("/", Varsa /index.html anlamına gelir.) === Sunucu yanıtı === HTTP/1.1 200 OK Date: Mon, 23 May 2005 22:38:34 GMT Content-Type: text/html; charset=UTF-8 Content-Length: 155 Last-Modified: Wed, 08 Jan 2003 23:11:55 GMT Server: Apache/1.3.3.7 (Unix) (Red-Hat/Linux) ETag: "3f80f-1b6-3e1cb03b" Accept-Ranges: bytes Connection: close Hello World, this is a very simple HTML document. ETag (varlık etiketi) başlık alanı, istenen kaynağın önbelleğe alınmış bir sürümünün sunucudaki kaynağın geçerli sürümüyle aynı olup olmadığını belirlemek için kullanılır. Content-Type, HTTP mesajı tarafından taşınan verinin İnternet ortam tipini belirtirken Content-Length, uzunluğunu bayt cinsinden belirtir. HTTP/1.1 web sunucusu, Accept-Ranges: bayt alanını ayarlayarak belgenin belirli bayt aralıklarına yönelik isteklere yanıt verme yeteneğini yayınlar. Bu, istemcinin, bayt hizmeti olarak adlandırılan, sunucu tarafından gönderilen bir kaynağın yalnızca belirli kısımlarına sahip olması gerekiyorsa yararlıdır. Connection: close gönderildiğinde, web sunucusunun bu yanıtın aktarılmasından hemen sonra TCP bağlantısını kapatacağı anlamına gelir. Başlık satırlarının çoğu isteğe bağlıdır. İçerik Uzunluğu eksik olduğunda, uzunluk başka yollarla belirlenir. Parçalı aktarım kodlaması, içeriğin sonunu işaretlemek için yığın boyutu 0 kullanır. İçerik Uzunluğu olmadan kimlik kodlaması, soket kapanana kadar içeriği okur. Gzip gibi bir sıkıştırma programı, iletilen verileri sıkıştırmak için kullanılabilir. == Benzer protokoller == * Gopher protokolü, 1990'ların başlarında HTTP tarafından değiştirilen bir içerik teslim protokolüdür. * SPDY protokolü, Google'da geliştirilen ve HTTP/2'nin yerini alan HTTP'ye bir alternatiftir. * Gemini protokolü, gizlilikle ilgili özellikleri zorunlu kılan, Gopher'dan ilham alan bir protokoldür. == Ayrıca bakınız == * HTTPS == Kaynakça == * World-Wide Web Consortium ana sayfası * RFC2616 HTTP/1.1 iletişim kuralının tanımlandığı RFC (FTP erişimi) Kategori:Hacker terimleri Kategori:İnternet protokolleri
1,536
Kümeler teorisi ile şunlar kastedilmiş olabilir: * Kümeler kuramı; Alman matematikçi Georg Cantor'un 1874-1895 yılları arasında geliştirdiği, 20. yüzyıl matematiğinin temelini oluşturan teori. * Zermelo-Freankel küme kuramı (ZFC); basit kümeler kuramındaki Russel paradoksu gibi zaafiyetlere yanıt olarak geliştirilen, aksiyoma (belit) dayalı bir kuram.
1,501
Doğal sayılar, \mathbb{N} = \\{ 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, ... \\} şeklinde sıralanan tam sayılardır. Sayma sayılarına 0'ı ekleyerek elde edilir. Negatif değer almazlar. Bazı kaynaklarda "0" doğal sayı olarak alınmaz. Matematikte hâlâ sıfırın bir doğal sayı olarak alınıp alınmayacağı tartışma konusu olup cebirsel inşalar yapılmak isteniyorsa "0" sayısının doğal sayı olarak alınması avantaj sağlayabilir. Matematiğin diğer dallarında da problem hangi durumda daha kolay ifade edilebilecekse doğal sayılar kümesi de o şekilde alınır. == Sayı değeri == Bir doğal sayının rakamlarının belirttiği değere rakamların sayı değeri denir. Doğal sayının rakamlarının toplamına rakamların sayı değerleri toplamı denir. === Basamak değeri === 9 basamaklı bir doğal sayının basamaklarının * Birler basamağının basamak değeri :1 * Onlar basamağının basamak değeri :10 * Yüzler basamağının basamak değeri :100 * Binler basamağının basamak değeri :1.000 * On binler basamağının basamak değeri :10.000 * Yüz binler basamağının basamak değeri :100.000 * Milyonlar basamağının basamak değeri :1.000.000 * On milyonlar basamağının basamak değeri :10.000.000 * Yüz milyonlar basamağının basamak değeri :100.000.000 Onlu sayma düzeninde bir basamağın değeri sağındaki basamağın 10 katıdır. Bir rakamın basamak değeri o rakam ile rakamın yazıldığı basamağın çarpımıyla bulunur.. 12345 sayısındaki 2 nin basamak değeri 2 (sayı değeri) ve 1000 (basamak değeri) çarpılarak 2 × 1000 = 2000 şeklinde bulunur. === Peano Belitleri tanımı === Peano belitleri tarihsel olarak doğal sayıların en genel (ve sezgisel) tanımıdır. Modern tanımlar bu tanımı sağlar. * Sıfır bir doğal sayıdır. * Her doğal sayının, yine bir doğal sayı olan bir ardılı vardır. * Ardılı sıfır olan hiçbir doğal sayı yoktur. * Ardılları eşit olan doğal sayılar da birbirine eşittir. * Doğal sayılardan oluşan bir küme, sıfırı ve her doğal sayının ardılını içeriyorsa o küme doğal sayılar kümesine eşittir. Sıfırı doğal sayı olarak kabul etmeyen grup, buradaki belitlerin "Bir, bir doğal sayıdır." olarak kabul eder. === ZFC tanımı === Zermelo-Freankel küme kuramı doğal sayılar, von Neumann sıral sayılarıyla inşa edilebilir. Buna göre her sayı temelde bir kümedir. Eğer sıfır boşküme olarak tanımlanırsa ve her n sayının ardılı, n^+, n\cup{n} olarak verilirse, doğal sayılar inşa edilmiş olur. :0=\emptyset :n^+ = n \cup \\{ n \\} Bu tanım doğal sayıların yinelgen bir yapıda olduğunu da belirtmiş olur. Bu yinelgen tanımla sayılar, :0={} :1={0} :2={0,1} :3={0,1,2} :... :n+1={0,1,...,n} Bu tanımda iki doğal sayının eşitliği sayıların öğe sayısına dayanır. Russell'ın farklı bir tanımı daha genel görünebilir: 0 DOĞAL SAYIDIR :0={\emptyset} (sıfır, hiç öğesi olmayan tüm kümelerin kümesi) :n^+ = \\{ x \cup \\{ y \\} \, | \, x \in n \, \text{ve} \, y ot\in x \\} (n'nin ardılı, öğe sayısı n olan tüm kümelerin kümesi) Ne var ki bu tanım belitsel küme kuramlarında geçerli değildir, çünkü bir sayı, küme olamayacak kadar büyük topluluklar olmak zorunda kalıyor. Ancak tipler kuramı gibi kuramlarda geçerlidir. == Büyüklük ve küçüklük ilişkileri == Doğal sayıların sıralanmasına en büyük basamaktan başlanır. Aynı basamakta büyük rakam bulunan sayı diğerinden büyüktür. İki sayının yüz milyonlar basamaklarında eşit rakamlar bulunuyor. Bu nedenle karşılaştırma bir sonraki basamak olan on milyonlar basamaklarında yapılır. Bu basamaklarda 9 > 8 olduğundan 894.125.067 > 887.954.700 yazılır. “ 894.125.067 büyüktür 887.954.700 şeklinde okunur.” \mathbb{N} = \\{ 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, ... \\} Doğal Sayılar Kümesinde; iki doğal sayının toplamı yine bir doğal sayı olur. = Doğal sayılarda işlemler = Doğal sayılar toplama ve çarpma işlemine göre kapalıdırlar. İki doğal sayının çarpımı veya toplamı yine bir doğal sayıdır. Örneğin: 3.5=15, 7.9=63 İki doğal sayının farkı veya bölümü bir doğal sayı olmayabilir bu nedenle doğal sayılar çıkarma ve bölme işlemine göre kapalı değildir. Örn: 9-12 = -3, 2/4 = 1/2 gibi. == Toplama işlemi == Toplama işlemi ileri doğru sayma işlemidir. Toplama işlemine katılan sayılara terim, işlemin sonucuna toplam denir. Toplama işlemi sayıların aynı basamakları arasında yapılır. Bu nedenle toplama işleminde sayılar aynı basamaklar alt alta gelecek şekilde yapılır. Doğal sayılarda toplama aşağıdaki cebirsel kurallara uyar: * Toplamsal birim öğe: ::a + 0 = a * Toplamanın değişme özelliği: ::a + b = b + a * Toplamanın birleşme özelliği: ::(a + b) + c = a + (b + c) * Toplamanın çarpma üzerine dağılma özelliği (sağdan dağılma): ::(a + b)c = ac + bc Bir a sayısını bir b sayısıyla toplamak, a sayısının b kere ardılını almak olarak tanımlanır. Daha matematiksel bir tanım verilmek istenirse Ard(n) gösterimi n sayısının ardılını ifâde etmek üzere, toplama aşağıdaki belitlerle tanımlanır: # a+0=a # a+Ard(b)=Ard(a+b) Bu belitlerden yola çıkarak ardıllık işlemini toplama cinsinden göstermek mümkündür: 2\. belitte b=0 seçilirse :a+Ard(0)=ard(a+0) sıfırın ardılı birdir, o halde, :Ard(a)=a+1 olduğu kolaylıkla görülür. == Çarpma işlemi == Çarpma işlemi art arda toplama işlemidir. Çarpma işlemine katılan sayılara çarpan, işlemin sonucuna çarpım denir. Doğal sayılarda çarpma aşağıdaki cebirsel kurallara uyar: * Çarpımsal birim öge: ::a1 = a * Çarpmanın değişme özelliği: ::ab = ba * Çarpmanın birleşme özelliği ::(ab)c = a(bc) * Çarpmanın toplama üzerine dağılma özelliği (soldan dağılma): ::c(a + b) = ca + cb Bir a sayısını bir b sayısıyla çarpmak, a sayısının b kere toplamını almak olarak tanımlanır. Daha matematiksel bir tanım verilmek istenirse Ard(n) gösterimi n sayısının ardılını ifade etmek üzere, çarpma aşağıdaki belitlerle tanımlanır: # a1 = a # a \, Ard(b) = ab + a == Kaynakça == ==Ayrıca bakınız== Kategori:Oranlı sayılar
1,521
Matematik felsefesinde, sezgicilik ya da (eski sezgiciliğinin karşıtı olarak) yeni sezgicilik akımı, matematiğe insanların oluşturucu etkinliği olarak bakan bir yaklaşımdır. Sezgici matematikte her türlü matematiksel nesne bir aklın ürünüdür dolayısıyla nesnenin var olma olanağı da nesnenin oluşturulabilme olanağına denktir. Bu görüş, bir nesnenin varlığının, nesnenin var olmamasının bir çelişki teşkil etmesine dayanarak ıspatlanabileceğini savunan klasik yaklaşıma karşıttır ve sezgicilere göre bu klasik yaklaşım geçersizdir. Nesnenin var olmamasının bir çelişki yaratması nesnenin var olduğuna ilişkin oluşturmacı bir kanıtın var olabileceği anlamına gelmez. Bu yaklaşımıyla sezgicilik oluşturmacı matematiğin bir türüdür. Sezgici matematik, matematiksel önermelerin geçerliliğini, önerme için bir ispatın var olmasına bağlar. Sezgici matematikçiye göre matematiksel nesneler salt ussal yapılar ise geçerli olabilmeleri için ıspatlanabilir olmalarından başka herhangi bir ölçüt olamaz. Bunun sonucu olarak sezgici matematikçi bir matematiksel önermeyi klasik bir matematikçinin aldığı anlamda kabul etmez. Örneğin bir sezgici matematikçiye A ya da B demek ya A ya da B önermesinin ıspatlanabileceğini savunmaktır. Özel olarak Üçüncü olanağın dışlanması kanunu, A ya da değil A, geçersizdir çünkü her zaman için A ya da değil A önermesini ıspatlamanın mümkün olduğunu varsaymak mümkün değildir. (Ayrıca bkz. Sezgici Mantık.) Sezgicilik soyut sonsuzluk kavramını da reddeder. Örneğin tüm doğal sayıların kümesi ya da rasyonel sayıların herhangi bir dizisi gibi sonsuz nesneleri meşru olarak kabul etmez. Bu yaklaşım kümeler kuramı ve kalkülüsün büyük bir bölümünün yeniden oluşturulmasını gerekli kılar ve klasik kuramlardan çok farklı olan kuramlara yol açar. == Sezgici matematiğe katkıda bulunan matematikçiler == * L. E. J. Brouwer * Arend Heyting * Stephen Kleene == Sezgici matematiğin dalları == * Sezgici mantık * Sezgici aritmetik * Sezgici tip teorisi * Sezgici küme teorisi * Sezgici kalkülüs == İlgili konular == * Sezgicilik * Ultra sezgicilik * Anti gerçekçilik * Oyun anlam bilgisi * Hesaplanabilirlik mantığı Sezgici Matematik
1,533
Matematiğin temelleri olarak bilinen matematik dalı matematiğin tümü için geçerli olan en temel kavramları ve mantıksal yapıları inceler. Sayı, küme, fonksiyon, matematiksel tanıt, matematiksel tanım, matematiksel aksiyom, algoritma gibi kavramlar Matematiksel mantık, Aksiyomatik Küme Teorisi, Tanıtlama Teorisi, Model Teorisi, Hesaplama teorisi, Kategori Teorisi gibi yine matematiğim temelleri olarak anılan alanlarda incelenir. Bununla birlikte matematiğin temellerinin araştırılması matematik felsefesinin ana konularından biridir. Bu daldaki can alıcı soru matematiksel önermelerin hangi nihai esaslara göre "doğru" ya da "gerçek" kabul edilebileceğidir. Geçerli baskın matematiksel paradigma aksiyomatik küme kuramı ve formel mantık üzerine kurulmuştur. Günümüzde neredeyse bütün matematik teoremleri küme kuramının teoremleri şeklinde ifade edilebilmektedir. Bu bakış açısına göre matematiksel bir önermenin doğruluğu (gerçekliği) önermenin formel mantık yoluyla küme kuramının aksiyomlarından türetilebildiği iddiasından başka bir şey değildir. Bununla birlikte bu formel yaklaşım bazı konuları aydınlatmakta yeterisz kalır: Neden kullandığımız aksiyomlar yerine başka aksiyomlar kullanmayalım? Neden kullandığımız mantık kuralları yerine başka mantık kuralları kullanmayalım? Neden "doğru" matematiksel önermeler (örneğin aritmetik yasaları) fiziksel dünyada doğruymuş gibi görünür? Bu sorunsal Eugene Wigner tarafından (1960) ":en:The unreasonable effectiveness of mathematics in the physical sciences" (Matematiğin doğa bilimlerindeki anlaşılmaz etkililiği) adlı çalışmasında ayrıntılı olarak işlenmiştir. Yukarıda belirtilen formel gerçeklik nosyonunun hiçbir manası da olmayabilir. Başka bir deyişle tüm önermelerin, hatta paradoksların, küme kuramı aksiyomlarından türetilmesi olanaklı olabilir. Bunun ötesinde Gödel'in ikinci teoreminin sonucu olarak bunun böyle olmadığından hiçbir zaman emin olamayız. Matematiksel gerçekçilikte (Platonizm olarak da bilinir), insanlardan bağımsız olan bir matematiksel nesneler dünyasının var olduğu öne sürülür. Matematiksel nesnelere ilişkin doğrular insanlar tarafından keşfedilir. Bu görüşe göre doğanın yasaları ve matematiğin yasaları benzer bir statüdedir ve matematik yasaların doğadaki etkililiğinin mantıksız olduğu savı geçerliliğini yitirir. Aksiyomlarımız değil, matematiksel nesnelerin elle tutulabilir gerçek dünyası matematiğin temellerini oluşturur. Bu noktada doğal olarak beliren soru, (Bu matematiksel dünyaya nasıl erişlebilir?) sorusudur. Matematik felsefesinde bazı modern kuramlar, özgün anlamıyla, temellerin var olduğunu reddeder. Bazıları matematiksel uygulama üzerinde yoğunlaşır ve matematikçilerin bir sosyal grup olarak somut çalışmalarını betimlemeyi ve çözümlemeyi amaçlar. Yine başkaları, matematiğin 'gerçek dünyaya' uygulandığında güvenilirliği konusunda insanın bilişseliğine yoğunlaşarak matematiği bilişsel bilim olarak oluşturmaya çalışır. Bu kuramlarda temeller yalnızca insan düşüncesinde bulunur ve 'nesnel' dış yapıda yoktur. Bu konu hala çözüme kavuşturulamamıştır. == İlgili konular == * Matematik Felsefesi * Tersine Matematik == Kaynakça == * ":en:The Unreasonable Effectiveness of Mathematics in the Natural Sciences", Eugene Wigner, 1960 * ":en:What is mathematical truth?" (Matematiksel gerçek nedir?) , Hilary Putnam, 1975 * ":en:Mathematics as an objective science" (Nesnel bilim olarak matematik) , Nicholas D. Goodman, 1979 * ":en:Some proposals for reviving the philosophy of mathematics" (Matematik felsefesini yeniden canlandırmak için bazı öneriler), Reuben Hersh, 1979 * ":en:Challenging foundations", Thomas Tymoczko, 1986, preface to first section of "New Directions in the Philosophy of Mathematics", 1986 ve (değişikliklerle) 1998; ayrıca Putnam, Goodman, Hersh çalışmalarını da içerir.33 == Dış bağlantılar == * Prof. Benno Kuryel'in konuyla ilgili makalesi * Stephen G. Simpson'in konuyla ilgili sitesi (İngilizce) * FOM -- Foundations of Mathematics mailing list (Matematiğin temelleri e-posta listesi - İngilizce) * Chaitin'in "Matematiğin Temelleri Üzerine Uyuşmazlık Yüzyılı" adlı yazısı Kategori:Matematiksel mantık Kategori:Matematik tarihi Kategori:Matematik felsefesi
1,523
Jean-Jacques Annaud (d. 1 Ekim 1943, Essonne, Île-de-France), Fransız sinemacı ve film yapımcısı. == Biyografisi == Paris Vaugirard School okulunda edebiyat eğitimi aldı. Sinemaya başlamadan önce reklam yönetmenliği yapan ve yüzden fazla reklam filmini yöneten Jean-Jacques Annaud, 1976 yılında Noirs et Blancs en Couleur (Black and White in Colour - 1976) filmini çekerek sinemaya geçmiş oldu. Kamerun'da askeri görevini yaparken yaşadığı olaylardan yola çıkarak yazdığı ve yönettiği bu filmi, Fransa seyircisi tarafından fazla ilgi görmedi ancak o yıl En İyi Yabancı Film dalında Oscar ödülüne aday gösterildi ve ödülü kazandı. Bir sonraki filmi Coup de Tête (Hothead - 1979) ile ülkesinde sesini duyuran Annaud, 1981 yılında sinema tarihinin en ilginç yapıtlarından birine imza atarak daha geniş kitlelere ulaşma imkânı buldu. La Guerre du Feu (Ateşi arayış - 1981) adlı filminde ateşi bulan ilk insanların, ateşin sönmesi üzerine yeni bir ateş kaynağı bulmak için aralarından birkaç kişiyi uzaklara yollaması anlatılıyor. Bu ağır görevi üstlenen insanları başka kabileler ve doğa ile yaşadıkları mücadele içinde perdeye aktaran Annaud, bu filmi ile Fransız Cesar Ödülleride, En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödüllerini aldı. 1986 yılında Sean Connery ile çalıştığı ve Umberto Eco'nun aynı adlı romanından uyarlanan Der Name der Rose (Gülün adı - 1986) filmini çekti. Uyarlama yapımlar arasında önemli bir yere sahip olan bu filmi, 1989 yılında çektiği L'Ours (Ayı - 1989) takip etti. La Guerre du Feu ile elde ettiği Sınıflandırılamayan Filmlerin Yönetmeni unvanını bu filmi ile perçinleyen Annaud, iki ayı arasındaki sevgi bağını ve insanlara karşı bu bağı korumalarını anlatan filminde belgesel doğallığındaki tarzının zirvesine çıktı. 1920'li yıllarda Fransız Hindiçini'nde geçen, Fransız bir kadın ile Çinli bir erkeğin arasındaki sıra dışı ilişkiyi perdeye taşıyan L'Amant (The Lover - 1992) filmini, 1995 yılında çektiği Guillaumet, les ailes du courage (Wings of Courage) izledi. And dağlarına düşen posta uçağının pilotu medeniyete geri dönüşü sırasında yaşadıklarını anlatan bu filmin ardından Seven Years in Tibet (Tibet'te Yedi Yıl - 1997) çekildi. Filmi sebebiyle Çin'de büyük tepki toplayan Annaud'u Çin'e girmesi yasaklandı ancak bu filmi hem sadık izleyicilerinin beğenisini topladı hem de yeni kitlelere ulaşabilmesini sağladı. 2001 yılında Avrupa'da yapılan en büyük bütçeli bağımsız film olan Enemy At The Gates (Kapıdaki Düşman - 2001) çekildi. Stalingrad kuşatması sırasında yaşanan gerçek bir olaydan esinlenilerek yazılan hikâye, çok büyük boyutlarda hazırlanan setlerde çekildi ve bilgisayarlı çekim, kurgu ve efekt tekniklerinin kullanımı nedeniyle Annaud'un sinemasında bir yenilik olarak görüldü. 2004 yılında tekrar hayvanlarla çalışan Annaud, bu kez küçükken birbirlerinden ayrılan iki kaplan yavrusunun yıllar sonra birbirleriyle dövüştürülmek için bir araya getirilişini anlatmaktadır. == Filmografi == * Noirs et blancs en couleur (1976) * Coup de tête (1979) * Guerre du feu, La (Ateşi arayış) (1981) * Gülün Adı (1986) * Ours, L' (Ayı) (1988) * Amant, L' (1992) * Wings of Courage (1995) * Tibet'te Yedi Yıl (film, 1997) - Seven Years in Tibet (1997) * Enemy at the Gates (Kapıdaki Düşman) (2001) * Two Brothers (2004) * Kara Altın (2011) == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * IMDb Sayfası Kategori:1943 doğumlular Kategori:Fransız film yönetmenleri Kategori:Académie des Beaux-Arts üyeleri Kategori:Fransız senaristler Kategori:Personae non gratae Kategori:Yaşayan insanlar Kategori:En İyi Yönetmen César Ödülü sahipleri Kategori:Kanadalı film yönetmenleri Kategori:Fransız film yapımcıları
1,538
Başkent, bir devletin yönetim merkezi olan şehir. Bir ülkedeki hükûmet merkezidir. Bazı monarşilerde, başkent hükümdarın sürekli ikamet ettiği şehri temsil eder. Demokrasilerde genellikle meclis ve diğer hükûmet organları başkentte bulunur. Diplomatik ilişki içerisinde bulunulan ülkelerin büyükelçilikleri de genellikle başkentte yer alır. Bir ülke, politik nedenlerden dolayı birden fazla başkent tayin edebilir. Örnek olarak, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin idari başkenti Pretoria, yasama başkenti Cape Town, yargı başkenti Bloemfontein'dir. == Tarihçe == Başkentlerin ortaya çıkabilmesi için kentlerin ortaya çıkması yeterli değildi. Fırat ve Dicle nehirleri arasındaki Mezopotamya'da ilk kentler MÖ 6000 yıllarına kadar geri gitse deAÖF Ders Kitabı, Kent Sosyolojisi , Editör: Doç Dr. Fatime Güneş, Anadolu Üniversitesi, 2013 başkentin ortaya çıkması ancak bir devlet örgütlenmesi gerekiyordu. MÖ 2350 dolaylarında Agade kralı Büyük Sargon'un Sümer kent devletlerini zor kullanarak ele geçirip bölgesel bir devlet kurması ile ilk başkent ortaya çıktı. Sargon ve sonraki Akad kralları fethettikleri yerlerden elde ettikleri büyük ganimetleri başkentte topladılar, burayı tapınaklar ve benzeri kamusal binalarla süslediler.Tayfun Çınar, Dünya'da ve Türkiye'de Başkentlik Sorunu, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları , Ankara, Nisan 2004, sayfa 25 Mezopotamya'da daha önce var olan kent devletleri ile karşılaştırıldığında başkent hem kralın oturduğu yer hem de zenginliklerin yığıldığı yer olarak diğer kentlerden ayrışır. MÖ 1750 dolaylarında Babil kralı Hammurabi Sümer ve Akad kentlerini tek bir yönetim altında birleştirerek bölgesel devletten imparatorluğa geçişi sağladı. Bu sefer tüm kaynaklar başkent Babil'de toplandı. Antik dönem imparatorluklarında başkent değiştirmeler de sık olarak görülüyordu. Örneğin Antik dönem Mısır'da bir düzineden fazla başkent değiştirme oldu. İlke olarak her firavun kendi başkentini seçip anıt mezarını oraya yakın bir yere yaptırıyordu. Dolayısıyla ardından gelen firavun yeni bir yeri başkent olarak seçebilirdi. Aşağı ve Yukarı Mısır'ı birleştiren Menes MÖ 3100'de Memfis'i başkent yapmıştı. Ancak MÖ 2000'lerde Teb kenti gerçek anlamda bir başkent niteliğini kazandı. Başkent değiştirme Mezopotamya'da da sık görülen bir olaydı. Sümer'ler döneminden beri kralların kendi adlarına bir kent kurmaları çok onurlu bir iş sayılmaktaydı. Örneğin Asur kralı I.Tukulti Ninurta başkent Asur'dan 3 kilometre uzakta kendi adını taşıyan yeni bir başkent yaptırmaya girişti. Kralı temel amacı bu kentin Susa kralı Untaş Napirişa'nın eski başkent Susa'dan 60 km. ileride kendi adına kurduğu başkentten daha görkemli olması idi. Görüldüğü gibi bu kentlerin kurulmalarının nedeni ekonomik veya stratejik değildi. Nitekim kralın ölümünden bir süre sonra ihtişamlı görünümü olan kent terkedildi.Tayfun Çınar, Dünya'da ve Türkiye'de Başkentlik Sorunu, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları , Ankara, Nisan 2004, sayfa 35 Tarihsel olarak Mezopotamya, Mısır ve Anadolu'da kurulmuş olan büyük kentler ve başkentler hükümdarın oturduğu karargahlar görünümündeydi. Burada yaşayan yönetici seçkinler ve çevreleri için zanaatkarlar, köleler ve kentin savunmasını yapan askerler bu merkezlere toplanmıştı. Elde edilen zenginlikler de bu kentteki saraylara, anıt mezarlara ya da büyük kamu binalarına yatırılmaktaydı. Gerçekleştirilen bayındırlık işlerinden dolayı başkent çok görkemli görülse de, bu kentin dışında başka büyük kentin bulunmaması, toplumsal yaşamın kentsel bir dizgeye dayanmadığını gösteriyordu.Tayfun Çınar, Dünya'da ve Türkiye'de Başkentlik Sorunu, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları , Ankara, Nisan 2004, sayfa 38 === Avrupa tarihinde başkentler === Avrupa tarihinde ilk devletler Yunan kent devletleri idi ve dolayısıyla başkent henüz oluşmamıştı. Yunan kent devletlerinin ardından İskender'in kurduğu imparatorluğun bir başkenti oldu. İskender Mısır'ı ele geçirdikten sonra MÖ 332'de başkent Memfis'in doğusundaki küçük bir balıkçı köyüne bir kent kurdurttu ve burayı başkent ilan etti. Doğu toplumlarındakine benzer şekilde başkent kurmanın burada da devam ettiğini görüyoruz. İskender'in adını taşıyacak pek çok kentten biri olan İskenderiye antik dünyanın en büyük iki kütüphanesinden birine sahip idi.Tayfun Çınar, Dünya'da ve Türkiye'de Başkentlik Sorunu, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları , Ankara, Nisan 2004, sayfa 45 Roma devleti ise önce bölgesel bir devlet, sonra imparatorluk haline geldi ve döneminin benzeri olmayan bir merkezine dönüştü. MÖ 390'da Roma'nın Galya'lılar tarafından yağmalanmasından sonra kısa bir süre kentten ayrı kalan Romalılar, tehlike geçip Galyalılar gittikten sonra yeniden başkenti imara giriştiler. Bu dönemde başkentin Roma'dan Veii'ye taşınması önerisi kabul edilmedi. Bu öneriye karşı çıkanlar kutsal yerlerinin çoğunun kentin içinde olduğunu gerekçe gösteriyorlardı. Batı Roma imparatorluğunun çöktüğü 5. yüzyıldan 10. yüzyıla kadar olan sürede Avrupa tarihinde kentler de neredeyse tarihten silindi. İtalya ve Güney Fransa'da bazı kentler ayakta kalsalar da kente dayalı ekonomik düzen çöktü. Bir zamanlar bir milyon insanı barındıran Roma'nın nüfusu Karolenjler döneminde 20 bin kişiye kadar düştü, Viyana gibi bazı kentler tamamen tarih kayıtlarından silindi.Tayfun Çınar, Dünya'da ve Türkiye'de Başkentlik Sorunu, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları , Ankara, Nisan 2004, sayfa 51 Charlemagne'nın ne bir başkenti ne de bir oturma yeri vardı. 11. yüzyıldan itibaren kentler oluşmaya başlasa da ulus devletlerin ortaya çıkışına kadar yarı özerk derebeylikler ya da erk alanları şeklindeki kent devletleri varlıklarını sürdürdü. Kent devletleri farklı özellikler gösterse de ortak özelliği iktidarın bir kişide değil senato, konsey, meclis vb. bir kolektif siyasal kurumda toplanmış olması idi. Güçlü bir kişinin iktidarı tek başına ele geçirdiği de görülürdü ama kısa süreli olurdu. Bu kent devletçikleri fetihe dayalı askeri bir siyaset izler, bazen diğer kentleri kendi iktidarları altına alırlardır. Bu şekilde Kuzey ve Orta İtalya'da, İsviçre'de, Flanders'de ve Kuzey Almanya'daki Hansa kentlerinden bahsedilebilir. Bu kent örgütlenmelerin hiçbirinde gerçek anlamda bir başkentten söz edilemez. 15\. ve 16. yüzyıllarda Batı ve Kuzey Avrupa'da feodalizmin çöküşüyle birlikte kent devletleri güçlerini kaybetti, merkantilizm düşüncesi ve monarşiler güçlerini artırmaya başladı.1648'de yapılan Westfalya barışı ulus devletlerin ortaya çıkmasına doğru önemli bir adım oldu. Ancek merkezi monarşiler ile kent devletleri arasındaki ekonomik ve siyasi erk savaşı birdenbire son bulmadı, 19. yüzyıla kadar devam etti. Hansa kentlerinin birçoğu Polonya ve Danimarka krallarının egemenliği altına girdi, Flanders'deki kentler Burgund dükünün dolayısıyla Habsburg'ların kontrolüne girdi. Krallar kimi kent devletlerine ayrıcalıklar vermek zorunda kaldılar.Tayfun Çınar, Dünya'da ve Türkiye'de Başkentlik Sorunu, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları , Ankara, Nisan 2004, sayfa 57 Lizbon, Sevilla, Frankfurt, Hamburg gibi kentler merkantilist krallık yönetimleri altında zenginleştiler. 17. yüzyılın sonlarında nüfusu hızla artan en önemli başkent Londra oldu. Ticari kapitalizmden endüstri kapitalizmine geçiş Manchester, Liverpool gibi endüstri kentlerinin nüfus ve üretim güçleriyle Londra seviyesine ulaşmasını sağladı. Zenginliğin toplandığı haraççı ekonomilerdekinden farklı şekilde sermaye ve emek piyasalarının sistemli bir biçimde ilişki içinde olduğu günümüz başkentlerin ortaya çıkmasının ilk örneği Londra olmuştur. === Ulus devletlerde başkent === Endüstri devrimi tek tek kentlere ya da kentsel birliğe dayalı kent devletleri düzenini çökertti. Avrupa'daki son kent devletleri de ya ulus devlet haline geldiler ya da ulus devletlerin egemenliğine girdiler. Ulus devletlerin yönetim merkezi olarak başkentlerin planlanması, mimarisi, klasik mimari ve planlamanın ötesinde simgesel bir işlev ve değer taşımaya başladı. Buralar ulusal kimliğin simgelendiği ve diğer kentlere örnek gösterildiği mekanlar haline geldi. Kısaca çağdaş başkentin ortaya çıkması büyük ölçüde ulusal devletlerin gelişmesine denk düşer.Tayfun Çınar, Dünya'da ve Türkiye'de Başkentlik Sorunu, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları , Ankara, Nisan 2004, sayfa 68 Bu simgesel içeriklerinin yanı sıra mal üretimi ve hizmet sunumunun da merkezidir. Amos Rapoport başkentlerin özelliklerini şöyle sıralar * güçlü bir merkezcilik * ulusal kimlik, statü ve iktidarın simgeleşmesi * diğer kentler üzerinde liderlik ve denetim * siyasal ve ekonomik karar alma süreçlerinde öncelikli olma Siyasal toplum ve mekan ilişkisi başkentlerde daha çok önem kazanır. Başkentler iktidarın kendisini meşrulaştırdığı ve sağlamlaştırdığı kentler olmuştur. Avrupa'nın önde gelen başkentlerinde 1850-1880 yılları bu anlamda kökten dönüşümlerin olduğu yıllar oldu. Bu dönemde başkentler yeni değerlere ve ekonomik ilişkilere uygun olarak yeniden imar edildiler. == Başkent türleri == Lawrence J. Vale çağdaş başkentleri yaşadıkları evrime göre üç tipe ayırarak incelemiştir. Evrimlerini kendi içsel dinamikleriyle gerçekleştiren başkentler: Bu başkentler uzun bir geçmişe sahiptir ve başkentlik niteliklerini kesintisiz sürdürmüşlerdir. Londra, Paris, Viyana gibi başkentler bu gruba girer. Roma İmparatorluğu döneminde Viyana ve Londra küçük bir garnizon, Paris de mütevazı bir kentti. Bato Roma'nın yıkılmasından sonra hepsi kent niteliğini yitirdi. Roma ve Paris sadece piskoposluk kenti olarak varlıklarını sürdürdüler. 10. ve 11. yüzyılda kentler yeniden canlanmaya başladı. Viyana 1200 yıllarında Roma'nun dört katı büyüklüğünde bir kent oldu. 13. yüzyıldan sonra ise Habsburg'ların merkezi oldu. Evrimlerini kendi içsel dinamikleriyle gerçekleştirmiş ancak başkentlik niteliği kesintili olan başkentler: Bunlar tarihin bir döneminde başkent olmuş ancak bu niteliğini bir dönem kaybedip sonra yeniden kazanmıştır. Roma, Moskova, Atina gibi başkentler bu gruba girer. Daha önce başkentlik niteliğine sahip olmayan ancak siyasal bir kararla yeni yönetim merkezi yapılan başkentler: Bu tip başkentlere daha çok kıta Avrupa'sı dışındaki bölgelerde rastlanır. Wolman başkentleri sahip oldukları işlevler ve niteliklere göre sınıflandırmıştır.Ayşegül Kılınç, Seçili Başkentlerin Kent Planlama Öyküsü: Ankara, Brasilla, Canberra, İslamabad, Washington DC, Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi, Aralık 2013 Çok işlevli başkentler: Ekonomik, politik, sosyal ve kültürel alanda her yönüyle işlevsel olan Londra, Paris, Tokyo, Moskova, Berlin örnek verilebilir. Uluslararası başkentler: Diğer işlevlerinin yanı sıra uluslararası alandaki etkin rolleriyle önce çıkan Londra, Tokyo gibi başkentler Politik başkentler: Diğer fonksiyonları daha zayıf olup politik yönleriyle öne çıkan başkentler: Örneğin Ankara, Canberra, Washington D.C. Federal sistemdeki başkentler: Washinton D.C., Brasilia, Canberra, Berlin Üniter devletlerdeki başkentler: Ankara, Atina == Kaynakça ==
1,491
Yahya Kemal Beyatlı, doğum adıyla Ahmed Agâh, (2 Aralık 1884, Üsküp - 1 Kasım 1958, İstanbul), Türk şair, mütefekkir, yazar, siyasetçi ve diplomattır. Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en büyük temsilcilerinden biridir. Şiirleri Divan edebiyatı ile modern şiir arasında köprülük görevi üstlenmiştir. Türk edebiyat tarihi içinde Dört Aruzcu'dan biri olarak kabul edilir (Diğerleri Tevfik Fikret, Mehmet Âkif Ersoy ve Ahmet Haşim'dir.). Sağlığında Türk edebiyatının başaktörleri arasında kabul edilmiş ancak hiç kitap yayımlamamış bir şairdir. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde milletvekilliği ve bürokratlık gibi siyasi ve idari görevler üstlenmiştir. == Hayatı == === İlk yılları === 2 Aralık 1884 tarihinde Üsküp'te dünyaya geldi.Yahya Kemal, Çocukluğum, Gençliğim, Siyâsî ve Edebî Hâtıralarım, İstanbul Fetih Cemiyeti, 7. Baskı, İstanbul 2015. Annesi, ünlü divan şairi Leskofçalı Galip’in yeğeni Nakiye Hanım; babası eski icra memuru dönemin belediye başkanı İbrahim Naci Bey'dir. İlköğrenimine, 1889 yılında Üsküp'te Sultan Murat Külliyesi'nin bir parçası olan Yeni Mektep'te başladı. Daha sonra yine Üsküp'te bulunan Mektebi Edeb'e devam etti. 1892'de Üsküp İdadîsi'ne girdi. 1897 yılında ailesiyle Selanik'e taşındı. Çok sevdiği ve etkilendiği annesinin veremden ölümü onu çok etkiledi. Babasının tekrar evlenmesi üzerine ailesinin yanından ayrılıp Üsküp’e döndüyse de, kısa süre sonra Selanik'e geri geldi. Esrar takma adı ile şiirler yazdı. Ortaöğrenimine devam etmek üzere 1902 yılında İstanbul’a gönderildi. Servet-i Fünûncu İrtika ve Malumat adlı dergilerde, Agâh Kemal mahlasıyla şiirler yazmaya başladı. Okuduğu Fransızca romanların ve Jön Türkler 'e duyduğu ilginin etkisiyle 1903 yılındaAhmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal, Sayfa 72 ISBN 975-7462-79-9 II. Abdülhamit baskısı altındaki İstanbul’dan kaçarak Paris’e gitti. === Paris yılları === Paris yıllarında Ahmet Rıza, Sami Paşazade Sezai, Mustafa Fazıl Paşa, Prens Sabahattin, Abdullah Cevdet, Abdülhak Şinasi Hisar gibi Jön Türkler'le tanıştı. Hiç dil bilmeden gittiği kentte hızlı bir şekilde Fransızca öğrendi. 1904 yılında Sorbonne Üniversitesi'nde siyaset bilimi bölümüne kaydoldu. Okulda ders veren tarihçi Albert Sorel’den etkilendi. Okul hayatı boyunca derslerinin yanı sıra tiyatro ile ilgilendi. Kütüphanelerde tarih hakkında araştırmalar yaptı. Fransız şairlerin kitaplarını inceledi. Tarih alanındaki incelemeleri sonucu 1071 yılındaki Malazgirt Meydan Muharebesi'nin Türk tarihinin başlangıcı sayılması gerektiği görüşüne vardı. Araştırmaları ve sosyal etkinlikleri derslere zaman ayırmasını ve sınavlarda başarılı olmasını engelleyince bölüm değiştirerek edebiyat fakültesine geçti, ancak bu bölümden de mezun olamadı. Paris’te geçirdiği dokuz yılda tarih bakışı, şairliği, kişiliği gelişti. === İstanbul'a dönüşü === 1913 yılında İstanbul'a döndü. Darüşşafaka İdadisi'nde tarih ve edebiyat öğretmenliği yaptı. Bir süre Medresetü'l-Vaizin'de uygarlık tarihi dersi verdi. Bu yıllarda Üsküp ve Rumeli’nin Osmanlı devletinin elinden çıkması onu derinden üzdü. Ziya Gökalp, Tevfik Fikret, Yakup Kadri gibi şahsiyetlerle tanıştı. 1916’da Ziya Gökalp’in tavsiyesi ile Darülfünûn'a medeniyet tarihi müderrisi olarak girdi. Sonraki yıllarda garp edebiyatı tarihi, Türk edebiyatı tarihi derslerini de okuttu. Hayatının sonuna kadar çok yakın dostu olarak kalan Ahmet Hamdi Tanpınar, onun Darülfünûn'da öğrencisi oldu. Bir yandan da edebî faaliyetlerini sürdüren Yahya Kemal, Türk dili, Türk tarihi konularında gazete ve dergilerde yazılar yazdı. Peyam gazetesinde Süleyman Nadi mahlasıyla, Çamlar Altında Muhasebe başlığı altında yazılar kaleme aldı. 1910’dan beri yazmakta olduğu şiirlerini ilk defa 1918 yılında Yeni Mecmua adlı dergide yayınladı. Türk edebiyatının baş aktörleri arasında yer aldı. === Dergâh dergisi === Mondros Mütarekesi’nin ardından gençleri etrafında toplayarak Dergâh adlı bir dergi kurdu. Dergi kadrosunda Ahmet Hamdi Tanpınar, Nurullah Ataç, Ahmet Kutsi Tecer, Abdülhak Şinasi Hisar gibi isimler yer aldı. Yahya Kemal’in yakından ilgilendiği bu dergide yayınlanan tek şiiri Ses Manzumesi'dir. Ancak dergi için pek çok düzyazı kaleme alan yazar, bu yazılarla Anadolu’da devam eden Milli Mücadele’ye destek verdi ve İstanbul’da Kuvâ-yî Millîye ruhunu canlı tutmaya çalıştı. Benzer yazıları İleri ve Tevhid-i Efkar gazetelerinde de sürekli yayınlandı. === Mustafa Kemal ile tanışma === Yahya Kemal, Türk Kurtuluş Savaşı’nın Türkler'in zaferi ile sonuçlanmasının ardından İzmir’den Bursa’ya gelen Mustafa Kemal’i tebrik için Darülfünun tarafından gönderilen heyette yer aldı. Bursa’dan Ankara’ya giderken Mustafa Kemal’e eşlik etti ve ondan Ankara’ya gelmesi için davet aldı. 19 Eylül 1922’de Darülfünûn Edebiyat Medresesi'nin müderrisler toplantısında Mustafa Kemal’e fahrî doktorluk unvanı verilmesini teklif eden Yahya Kemal’in bu teklifi, oybirliği ile kabul edildi. === Ankara yılları === 1922’de Ankara’ya giden Yahya Kemal, Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde başyazarlık yaptı. O yıl, Lozan görüşmelerinde Türk heyetine danışman atandı. 1923'te Lozan’dan döndükten sonra II. Dönem TBMM’ye Urfa milletvekili olarak seçildi. Milletvekilliği 1926’ya kadar devam etti. === Diplomatik görevleri === 1926’da İbrahim Tali Öngören’in yerine Varşova’ya elçi olarak atandı. 1930’da Lizbon büyükelçisi olarak Portekiz’e gitti. İspanya orta elçiliği görevi de kendisine verildi. Madrid’de görev yapan ikinci edebiyatçı sefir oldu. (İlki Samipaşazade Sezai’dir) İspanya Kralı XIII. Alfonso ile yakın dostluk kurdu. 1932’de Madrid elçiliğindeki görevine son verildi. === Yeniden TBMM’ye girişi === İlk defa 1923-1926 arasında Urfa milletvekili olarak görev yapan Yahya Kemal, 1933 yılında Madrid’deki diplomatik görevinden döndükten sonra milletvekili seçimlerine girdi. 1934 yılında Yozgat milletvekili oldu. O yıl çıkan soyadı kanunundan sonra Beyatlı soyadını aldı. Ertesi seçim döneminde Tekirdağ milletvekili olarak meclise girdi. 1943’te İstanbul’dan milletvekili seçildi. Milletvekilliği döneminde Ankara Palas'ta yaşadı. === Pakistan elçiliği === Yahya Kemal, 1946 seçimlerinde meclise giremedi ve bağımsızlığını yeni ilan etmiş Pakistan'a 1947’de büyükelçi olarak atandı. Yaş haddinden emekli oluncaya kadar Karaçi'de elçilik görevini sürdürdü. 1949’da yurda döndü. === Emeklilik yılları === Emekli olduktan sonra İzmir, Bursa, Kayseri, Malatya, Adana, Mersin ve civarını ziyaret etti. Atina, Kahire, Beyrut, Şam, Trablusşam gezilerine çıktı. İstanbul’da Park Otel’e yerleşti; ömrünün son yıllarını bu otelde geçirdi. Taha Toros, burada Yahya Kemal’in 1930’lu yıllardan itibaren değişik aralıklarla, 19 yıl oturduğunu yazmıştır. 1949’da İnönü Armağanı'nı aldı. 1956 yılında Hürriyet gazetesi her hafta bir şiirine yer vererek tüm şiirlerini yayınlamaya başladı. == Ölümü ve sonrası == Yakalandığı bir çeşit bağırsak iltihabı nedeniyle tedavi için 1957’de Paris'e gitti. Bir yıl sonra 1 Kasım 1958 Cumartesi günü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde vefât etti. Cenazesi Aşiyan Mezarlığı'na defnedildi. Şiirlerini mükemmel hâle getirmediği gerekçesiyle sağlığında kitaplaştırmak istememiştir. 1 Kasım 1958 tarihinde vefatı üzerine, İstanbul Fetih Cemiyeti'nin 7 Kasım 1959 günkü toplantısında Nihad Sami Banarlı'nın teklifiyle Yahya Kemal Enstitüsü kurulmasına karar verilir ve eserleri yayınlanır. 1961 yılında Divanyolu, Çarşıkapı’da yer alan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Medresesi'nde Yahya Kemal Müzesi açıldı. 1968 yılında Hüseyin Gezer tarafından yapılan bir heykeli İstanbul'daki Maçka Parkına yerleştirildi. == Edebî anlayışı == Yahya Kemal, nesir alanında da eser vermiş olmakla birlikte şair olarak isim yapmış bir edebiyatçıdır. Şekil açısından Divan şiir geleneğini ve aruz veznini kullanmıştır. Üslup açısından iki ayrı anlayışta şiirleri vardır: bunlardan birisi devrine göre genellikle sade, doğal ve yaşayan bir Türkçe ile şiir yazmaktır (bu tür şiirleri özellikle ilk baskısı 1961 yılında yapılan Kendi Gök Kubbemiz başlıklı şiir kitabında toplanmıştır); diğeri ise tarihin eski devirlerine ait olayları devrinin diliyle ifade etme düşüncesidir (ilk baskısı 1962'de yapılan Eski Şiirin Rüzgârıyle başlıklı şiir kitabındaki manzumelerde bu anlayışı sergilemiştir). Fransa'da bulunduğu yıllarda karşılaştığı Mallarmé'nin şu cümlesinin Yahya Kemal'in aradığı şiir dilini bulmasında etkili olduğu düşünülür: "En iyi Fransızcayı Louvre Sarayı'nın kapıcısı konuşur." Yahya Kemal, bu cümle üzerinde uzun uzun düşündükten sonra, şiirlerinde kullanacağı dili yakalar; Louvre Sarayı'nın kapıcısının okumuş yazmış bir aydın olmadığı gibi okuyup yazması olmayan bir cahil de olmadığını; bu durumda en iyi Fransızca'yı orta tabakanın, yani "halk"ın konuşabileceğini anlayarak orta tabakanın konuşmasına dikkat eder. Şair, bu düşüncelerin etkisiyle henüz dil inkılabından yirmi beş- otuz yıl önce sade Türkçe şiirler yazmaya yönelmiştir. Türkiye Türkçesi ile söylediği şiirlerinin yanında Osmanlı Türkçesi ile şiirler yazan Yahya Kemal'in eski dil ve nazım şekilleriyle söylemesinin arkasında, Türk edebiyatını bir bütün olarak algılaması ve tarihin eski devirlerine ait olayları devrinin diliyle ifade etme düşüncesi vardır. Eskiyi reddetme yerine olduğu gibi kabullenme ve yeniden yorumlayarak günümüze taşıma çabası içinde olmuştur. Geçmiş devirlerde yaşanmış olayları ait oldukları devrin diliyle ifade etme düşüncesiyle yazdığı şiirlere örnek olarak Yavuz Sultan Selim'i ve döneminin olaylarını, tahta çıkışından ölümüne kadar kronolojik bir şekilde hikâye eden Selimnâme, bestelenmiş şiirleri arasında yer alan Çubuklu Gazeli, Ezân-ı Muhammedi, Vedâ Gazeli, İstanbul'u Fetheden Yeniçeriye Gazel verilebilir. Şiirin vezin, kafiye ve iç ahenge dayandığına inanan şairin hemen hemen tüm şiirleri aruz vezni ile yazılmıştır. Hece ölçüsüyle yazdığı tek şiiri "Ok"'tur. Onun bütün şiirlerini aruzla yazması ve mısraya olan saygısı, şiirine şekil mükemmelliği getirmiştir. Ona göre şiir sıradan cümlelerden değil nağmeden oluşur, bu yüzden sesle okunmaya muhtaçtır. Kelimelerin kulakla seçilmesi ve mısradaki yerlerinin bulunması gerekir. Ona göre bir mısranın şiir olması, ahenkle ve titizlikle yazılmasıyla mümkündür. Onun için "şiir musikiden ayrı bir musiki"dir. bu anlayışının bir sonucu olarak, şiirlerinin üzerinde yıllarca çalışmış ve henüz nağmeye dönüşmediğine inandığı mısralar için en uygun kelimeleri ve istifi buluncaya kadar şiirlerini tamamlanmış saymamıştır. Yahya Kemal'in şiir dilinin en belirgin yönlerinden biri "sentezciliği"dir. Paris'te kaldığı dokuz yıl boyunca okuduğu şairlerin (Mallarmé, Paul Verlaine, Paul Valery, Charles Baudelaire, Gerard de Nerval, Victor Hugo, Malherbe, Leconte de Lisle, Rimbaud, Jose Maria de Heredia, Jean Moreas, Theophile Gautier, De Banville, Lamartine, Henry de Regnier, Edgar Poe, Maeterlinck, Verhaeren) etkilerini özgün bir sentez yaparak yeni bir şiir yapısı kurmuştur. Kimi şiirleri klasik, kimileri romantik, bazısı sembolist, pek çoğu parnasyen olarak kabul edilir. Fransız şiirini taklit etmemiş, oradan öğrendiklerini kendi şiir anlayışı ile yoğurarak yeni yorumlara ulaşmıştır. Bu sentezciliği sonucu yorumlardan birisi de yapmacıksız olmasına özen gösterilmiş, doğal ve samimi anlamlar içeren kelimelerle şiir yazılması görüşü olan "Beyaz Lisan" anlayışıdır. Yahya Kemal'in şiirinde geniş bir Osmanlı coğrafyası yer bulmuştur. Onun şiirlerinde hatırlanan mekanlar, Çaldıran, Mohaç, Kosova, Niğbolu, Varna, Belgrad gibi yeni Türk devletinin sınırları dışında kalmış, bir zamanlar Osmanlı mülkü olan ya da Osmanlı'nın temas ettiği topraklardır. Türk tarihiyle ilgili olmamakla beraber Yahya Kemal'in görüp yaşadığı Endülüs, Madrid, Altor, Paris ve Nis de şiirlerinde yer almıştır. Türkiye sınırları içinde Bursa, Konya, İzmir, Van, Çanakkale, Maraş, Kayseri, Malazgirt, Amid (Diyarbakır), Tekirdağ adı şiirlerinde geçer ama diğer şehirler üzerinde değil, onların da temsilcisi olan İstanbul üzerinde yoğunlukla durulmuştur. Üsküdar gibi, Atik Valide gibi, Kocamustafapaşa gibi eski İstanbul'un semtlerini şiirleştirmiştir. İstanbul algısının merkezindeki mekan ise Süleymaniye Camisi olmuştur. == Eserleri == == Ayrıca bakınız == * “Akıncı” şiiri * “Mohaç Türküsü” şiiri * MEB 100 Türk Edebiyatçısı == Kaynakça == ;Özel ;Genel * == Dış bağlantılar == * Şiirleri Kategori:1884 doğumlular Kategori:Üsküp doğumlu yazarlar Kategori:1958 yılında ölenler Kategori:Fatih'te ölenler Kategori:İstanbul'da hastalıktan ölenler Kategori:Aşiyan Mezarlığı'na defnedilenler Kategori:Makedonya Türkleri Kategori:Kültür Haftası kişileri Kategori:Vefa Lisesinde öğrenim görenler Kategori:20. yüzyıl Türk şairleri Kategori:Cumhuriyet Halk Partisi mensubu siyasetçiler Kategori:TBMM 2. dönem Şanlıurfa milletvekilleri Kategori:TBMM 4. dönem Yozgat milletvekilleri Kategori:TBMM 5. dönem Tekirdağ milletvekilleri Kategori:TBMM 6. dönem Tekirdağ milletvekilleri Kategori:TBMM 7. dönem İstanbul milletvekilleri Kategori:Türkiye'nin Pakistan büyükelçileri Kategori:Türkiye'nin İspanya büyükelçileri Kategori:Türkiye'nin Polonya büyükelçileri
1,549
Soyut yapı, fiziksel nesnelerden bağımsız olarak tanımlanan kurallar, özellikler ve ilişkiler kümesidir. Soyut yapılar felsefe, bilişim bilimi ve matematikte incelenir. Hatta modern matematik çok genel anlamıyla soyut yapıları inceleyen bilim olarak tanımlanmıştır. Soyut bir yapı (belirli bir yaklaşıklık derecesinde) bir ya da birden çok fiziksel nesneyle temsil edilebilir ve buna soyut yapının uygulaması denir. Bununla birlikte soyut yapının kendisi herhangi özel bir uygulamaya bağlı olmayacak şekilde tanımlıdır. == Örnek olarak satranç kuralları == Satranç kuralları, kuralların tanımı herhangi bir satranç takımı, tahtası ya da notasyonundan bağımsız olduğu için, soyut bir yapıdır. Bu soyut yapı içerisinde örneğin şah, Rakip taşların tehdidi altında bulunmayan bitişik bir kareye ilerleyebilen bir taştır şeklinde tanımlanır. Şah burada "tepesinde kavuk bulanan uzun bir taş" olarak tanımlanmamıştır; çünkü Ş harfiyle, bir bilgisayar simgesiyle ya da Büyük İskender şeklinde bir heykelcikle temsil edilebilir. Satranç soyut bir yapı olduğundan bir satranç oyununu tamamıyla akılda oynamak olanaklıdır. Dama ve go gibi oyunlar da soyut yapılar arasında sayılır. Diğer yandan çoğu spor dalı soyut yapı değildir çünkü kuralları sahanın, topun ya da spor aletlerinin fiziksel özelliğine bağlıdır. Soyut bir yapı bir kavram ya da fikirden daha zengin bir yapıya sahiptir. Soyut bir yapı belirli bir uygulama adayının söz konusu soyut yapıya tam olarak uyup uymadığını belirlemek için kullanılabilen kesin kurallar içermelidir. Örneğin belirli bir hükûmet şeklinin demokrasi kavramına uyup uymadığı tartışılabilir ancak belirli bir hamleler dizisinin geçerli bir satranç oyununu temsil edip etmediği tartışmaya açık olamaz. == Başka örnekler == Bir sıralama algoritması soyut bir yapıdır fakat bir yemek tarifi soyut bir yapı değildir, çünkü malzemelerin özelliklerine ve niceliklerine bağlıdır. Basit bir melodi soyut bir yapıdır, fakat bir orkestrasyon soyut bir yapı değildir, çünkü tekil çalgıların özelliklerine bağlıdır. Öklid geometrisi soyut bir yapıdır, fakat kıtasal hareket kuramı soyut bir yapı değildir, çünkü dünyanın fiziksel özelliklerini esas alır. Bir formel dil soyut bir yapıdır, fakat bir doğal dil soyut bir yapı değildir, çünkü dilbilgisi kuralları ve sözdizimi tartışmaya ve yoruma açıktır. == Ayrıca bakınız == * Matematikte soyutlama * Felsefede soyutlama Kategori:Matematik terimleri Kategori:Soyut yapı
824
Recep Tayyip Erdoğan (d. 26 Şubat 1954; Beyoğlu, İstanbul), Türk siyasetçi,Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi'nin genel başkanı, 2003-2014 yılları arasında 11 yıl Türkiye başbakanlığı yapan Erdoğan, üç dönemdir Türkiye cumhurbaşkanlığı görevini sürdürmektedir. Cumhurbaşkanını halkın seçmesini onaylayan anayasa değişikliği referandumu sonrasında 2014 yılında gerçekleştirilen seçimle doğrudan halk oyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanı olmuştur. 2018 yılında gerçekleştirilen seçimle ikinci defa cumhurbaşkanı seçilmiştir. Son olarak 2023 yılında gerçekleştirilen seçimle üçüncü defa cumhurbaşkanı seçilmiştir. 1994 ve 1998 yılları arasında Refah Partisi'nden İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı görevini yürüttü. Kurucuları arasında yer aldığı Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 13 yıl boyunca genel başkanlığı görevini sürdürdü, 2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumu sonrası tekrar Adalet ve Kalkınma Partisi genel başkanı oldu. Genel başkanlığı sırasında 2002, 2007, 2011, 2018 ve 2023 genel seçimlerinde partisi, birinci parti olmuştur. 1976 yılında Millî Selamet Partisi Beyoğlu gençlik kolu başkanlığına ve aynı yıl İstanbul il gençlik kolları başkanlığına seçilen Erdoğan, Aksaray İktisadi ve Ticari İlimler Yüksek Okulu'ndan 1981 yılında mezun oldu. Millî Selamet Partisi'nin 1981'de kapatılması sonrasında, 1983'te kurulan Refah Partisi ile siyasi hayatına devam etti. 1986 milletvekili ara seçimlerinde milletvekili, 1989 yerel seçimlerinde ise Beyoğlu belediye başkanı adayı olarak seçimlere girse de her iki seçimde de seçilemedi. Milletvekili adayı olduğu 1991 genel seçimlerinde ise milletvekili olmasına rağmen tercihli oy sistemi sebebiyle Yüksek Seçim Kurulu milletvekilliğini iptal etti. 1994 yerel seçimlerinde elde ettiği %25,19'luk oy oranı ile İstanbul büyükşehir belediye başkanı seçildi. 6 Aralık 1997'de Siirt'te düzenlenen bir açık hava toplantısı sırasında topluluğa yaptığı konuşmada kullandığı ifadeler sebebiyle "halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" gerekçesiyle kendisine açılan dava sonucunda 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Belediye başkanlığı görevinden ayrılarak 26 Mart 1999'da girdiği cezaevinde dört ay on gün kaldıktan sonra 24 Temmuz 1999'da tahliye edildi. 14 Ağustos 2001'de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı ve partinin genel başkanlığına seçildi. Parti, girdiği ilk seçimler olan 2002 genel seçimlerinde %34,43'lük oy oranı ile Abdullah Gül'ün başbakanlığında 58. hükûmeti kurarken, siyasi yasağı süren Erdoğan seçimlere girememişti. Siyasi yasağının kaldırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan yasa değişikliği talebinin uygulamaya girmesiyle siyasî yasağı kalktı. 9 Mart 2003'te gerçekleştirilen ara seçimlerde Siirt milletvekili olarak meclise girdi. Başbakan Gül'ün istifasını sunmasıyla, 14 Mart 2003'te başbakanlık görevine geldi. Genel başkanlığını yürüttüğü Adalet ve Kalkınma Partisi, 2007 genel seçimlerinde oyların %46,58, 2011 genel seçimlerinde ise oyların %49,83'ünü alarak Erdoğan'ın başbakanlığında sırasıyla 60. ve 61. hükûmetleri kurdu. Sonraki süreçte yapılan genel seçimlerde partisi 2018'de %42,56, 2023'de ise %35,62 oy alarak en yüksek milletvekili sayısına ulaştı. Parti ayrıca, oyların %41,67'sini aldığı 2004 yerel seçimleri, oyların %38,39'unu aldığı 2009 yerel seçimleri, oyların %43,40'ını aldığı 2014 yerel seçimlerinde ve oyların %42,55'ini aldığı 2019 yerel seçimlerinde de en çok oy toplamayı başaran parti konumundaydı. 2007 anayasa değişikliği referandumu sonrasında anayasada yapılan değişiklikle birlikte cumhurbaşkanının ilk defa doğrudan halk oyuyla seçilmesinin önü açılırken, adaylığını koyduğu 2014'te yapılan seçimlerde aldığı %51,79'luk oy oranıyla cumhurbaşkanı seçildi ve başbakanlık ile partisindeki görevinden ayrılarak cumhurbaşkanlığı görevine 28 Ağustos 2014'te başladı. 2018 cumhurbaşkanlığı seçiminde oyların %52,59'unu aldı ve ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi. 2023 cumhurbaşkanlığı seçiminde de oyların %52,18'ini alarak üçüncü kez cumhurbaşkanı seçildi. 3 Haziran 2023 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan göreve başlama töreni sonrasında görevine başladı. == İlk yılları ve eğitimi == Recep Tayyip Erdoğan'ın babası Ahmet Erdoğan, Bakatalı Tayyip olarak da bilinen Tayyip Efendi'nin oğluydu.Yalçın, Soner; ss. 11 Recep Tayyip Erdoğan'ın 11 Ağustos 2004'teki Gürcistan ziyaretinden birkaç ay sonra çıkan haberlerde kendisinin bu ziyaret sırasında "Ben de Gürcüyüm, ailemiz Batum'dan Rize'ye göç etmiş bir Gürcü ailesidir." dese de de 2007'de NTV'de katıldığı bir programda Türk olduğunu söyledi. OdaTV, 2009'da yayınladığı habere göre dedesinin taşıdığı Bakatalı lakabının, Gürcistan'ın Şida Kartli bölgesine bağlı Bagata köyü olduğu öne sürülmektedir. Murat Ümit Hiçyılmaz, Güneysu Seyahatnamesi adlı kitabında, arşiv kayıtlarına göre Erdoğan'ın ailesinin 450-500 yıldır Yüksekköy köyünde yaşamakta olduğu ve kökenleri Orta Asya'ya dayanan ailenin Kafkasya üzerinden bölgeye geldiği ifade edilmektedir. Doğum tarihi net olarak bilinmeyen Ahmet Erdoğan'ın mezar taşında 1321 (Rumi takvime göre 1905-1906) yazarken, kimlik bilgilerinde 1905 yazmaktadır.Yalçın, Soner; ss. 19 Güneysu'dayken Havuli ile gerçekleşen ilk evliliğinden Mehmet (1926-1988) ve Hasan (1929-2006) isimli iki erkek çocuğu olan Ahmet Erdoğan, bir süre sonra İstanbul'a yerleşirken eşini ve çocuklarını Güneysu'da bıraktı. İstanbul'a geldikten bir süre sonra Şirket-i Hayriye'ye girdi ve kıyı kaptanı olarak çalışmaya başladı. Havuli ile olan evliliği devam ederken, Mehmet ile Havva'nın kızı Tenzile Mutlu'dan (1924-2011) Recep Tayyip, Mustafa (d. 1958) ve Vesile (d. 1965) adlı üç çocuğu oldu.Yalçın, Soner; 23Yalçın, Soner; 27 Havuli 1980'de vefat edince Ahmet Erdoğan ile Tenzile Mutlu arasında resmî nikâh yapıldı.Yalçın, Soner; 24 26 Şubat 1954'te İstanbul'un Beyoğlu ilçesi Kasımpaşa semtinde doğan Recep Tayyip Erdoğan, Tayyip adını dedesinden, Recep adını ise doğduğu günün Hicrî takvime göre Recep ayına denk gelmesinden dolayı aldığı belirtilmiştir. Kendisiyle yapılan bir röportajda çocukluk döneminde simit ve su sattığını ifade eden Erdoğan, kendisi hakkında hazırlanan Usta'nın Hikâyesi belgeselinde ise çocukluğunda yaz aylarında gittiği Rize'de çay ve fındık topladığını aktarmıştı. İlkokul eğitimini aldığı Kasımpaşa'daki Piyalepaşa İlkokulu'ndan 1965'te, lise eğitimini aldığı ve yatılı olarak okuduğu Fatih'teki İstanbul İmam Hatip Lisesi'nden ise 1973'te mezun oldu.Yalçın, Soner; ss. 33 2017 yılında okuduğu liseye adı verildi. İstanbul İmam Hatip Lisesi'nde okuduğu dönemde Camialtıspor'da amatör olarak futbol oynadı.Yalçın, Soner; ss. 43 İmam hatip mezunlarının üniversiteye girme konusunda uygulanan kısıtlamalar nedeniyle liseyi dışarıdan bitirme sınavlarına girerek fark derslerini verdi ve 1973 Ekim'inde Eyüp Lisesi'nden mezun olarak ikinci bir lise diploması aldı.Yalçın, Soner; ss. 56 Aynı yıl, İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ne bağlı Aksaray Yüksek Ticaret Okulu'na girdi.Yalçın, Soner; ss. 59 Temmuz 1974'te İETT'de geçici işçi statüsüyle işe alınırken, kurumun futbol takımında da futbolculuk yapmaya devam etti.Yalçın, Soner; ss. 46 18 Haziran 1981 tarihli istifa mektubuyla İETT'deki görevinden ayrıldı.Yalçın, Soner; ss. 49 Bu dönemden sonra bir süre amatör takımlardan Erokspor'da futbol oynadı. 1977-1978 eğitim-öğretim döneminde İstanbul İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisi bünyesindeki yüksekokullar İstanbul İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisi, Ticarî Bilimler Fakültesi adı altında birleştirilirken, Erdoğan Şubat 1981'de buradan mezun oldu.Yalçın, Soner; ss. 60 Bu kurum daha sonraları, 1982 Temmuz'unda kurulan Marmara Üniversitesi'ne bağlanarak Marmara Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi adını alırken, Erdoğan'ın diploması da bu kurumdandır. == Erken siyasi kariyeri == Lise yıllarında Millî Türk Talebe Birliği'ne girdi. 1975'te Millî Selamet Partisi (MSP) Beyoğlu gençlik kolu başkanlığına, 1976 yılında ise MSP İstanbul il gençlik kolları başkanlığına seçildi.Yalçın, Soner; ss. 67 MSP'nin 12 Eylül Darbesi sonrasında kapatılmasına kadar bu görevini sürdürdü.Yalçın, Soner; ss. 86 1982 Mart'ında zorunlu askerlik görevini yerine getirmek üzere silah altına alındı. Dört aylık acemiliğini İstanbul'un Tuzla ilçesindeki Tuzla Yedek Subay Piyade Okulu'nda yapmasının ardından, kıta hizmetini Kâğıthane'deki 3. Kolordu 6. Piyade Tümeni 77. Piyade Alayı Karargâh Servis Bölüğü'nde kantinlerin idaresinden sorumlu subay olarak gerçekleştirdi.Yalçın, Soner; ss. 91-92 19 Haziran 1983'te kurulan Refah Partisi ile siyasete geri döndü ve 1984 yılında Beyoğlu ilçe başkanı oldu.Yalçın, Soner; ss. 103 Ertesi yıl düzenlenen genel kongrede merkez karar ve yürütme kurulu üyesi seçilirken, aynı yıl partinin İstanbul il başkanlığına getirildi. 28 Eylül 1986'daki milletvekili ara seçimlerine Refah Partisi'nin İstanbul adayı olarak girse de seçilemedi.Yalçın, Soner; ss. 112 26 Mart 1989'daki yerel seçimlerde Beyoğlu belediye başkan adayı oldu. %22,83 oranında oy toplayan Erdoğan, %29,29 oranında oy alan Sosyaldemokrat Halkçı Parti adayı Hüseyin Aslan'ın gerisinde kalarak belediye başkanı seçilemedi. Sonuç birleştirme tutanaklarında usulsüzlük olduğunu öne sürerek seçim sonuçlarına itiraz eden Erdoğan, İlçe Seçim Kurulu Başkanı 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Nazmi Özcan'a hakaret ettiği gerekçesiyle Özcan tarafından mahkemeye verildi ve 18 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandı.Yalçın, Soner; ss. 114 Beyoğlu 1. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın duruşmalarına katılmayan Erdoğan hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı. Yaklaşık bir ay sonra, 27 Nisan günü tutuklandı ve bir hafta kadar Bayrampaşa Cezaevi'nde kaldıktan sonra 500 bin lira kefaletle serbest bırakıldı.Yalçın, Soner; ss. 115 Mahkeme ise kendisini "hakime hakaret" suçundan altı ay hapis ve 20 bin lira para cezasına çarptırsa da, Türk Ceza Kanunu'nun 72. maddesi gereğince hapis cezası tecil edilerek 920 bin liralık para cezasına çevrildi. 20 Ekim 1991'deki genel seçimlerine Refah Partisi'nin İstanbul 6. bölge 1. sıradan adayı olarak girdi.Yalçın, Soner; ss. 125 Seçimlere Milliyetçi Çalışma Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi ile ittifak yaparak giren Refah Partisi,Yalçın, Soner; ss. 124 İstanbul'dan %16,73 oranında oy aldı. 19. dönem milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne giren Erdoğan, ilk kez uygulanan seçmenlerin parti milletvekillerini sıralamaya bakmadan tercih edebildiği tercihli oy sisteminde seçmenlerin tercihini ikinci sıradaki aday Mustafa Baş'tan yana kullanması sebebiyle, sonuçların belli olmasından birkaç gün sonra Erdoğan'ın milletvekilliği Baş'a geçti.Yalçın, Soner; ss. 126 Sandıklardan Erdoğan'a yaklaşık 9 bin tercihli oy çıkarken, Baş'a yaklaşık 13 bin oy çıkmıştı. === İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (1994-98) === 27 Mart 1994'teki yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı için Refah Partisi; Erdoğan, Ali Coşkun, Nevzat Yalçıntaş, Temel Karamollaoğlu ve Veysel Eroğlu için kamuoyu araştırması yaptırmıştı. 15 Ocak 1994 günü parti başkanı Necmettin Erbakan tarafından Erdoğan'ın İstanbul büyükşehir belediye başkanı adayı olacağı açıklandı. Seçimlerde Erdoğan %25,19 oy oranı alarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı seçildi.27 Mart 1994 Büyükşehir Belediye Seçimi İstanbul İhlas Haber Ajansı Erişim tarihi: 1.7.2011. Belediye başkanlığı döneminde 4 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi. Kentin trafik ve ulaşım açmazına karşı 50'den fazla köprü, geçit ve çevre yolu inşa edildi. Başkanlık dönemine ilişkin olarak 18 dosyadan İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde dava açıldı. Bunlardan bazıları AKBİL Skandalı, "Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Adalet ve Kalkınma Partili Mehmet Mustafa Açıkalın, İdris Naim Şahin ve Mikail Arslan'ın milletvekili olmalarını dikkate alarak, Anayasa'nın 83. maddesi uyarınca dosyalarının ayrılmasına karar verdi.", Radikal, 2 Aralık 2003 İSFALT, İSTAÇ ve İDO ile ilgili yolsuzluk davalarıdır. Bu davalar, milletvekili olduğunda dokunulmazlığı nedeniyle dokunulmazlığı süresince donduruldu. == Hapis dönemi == 6 Aralık 1997'de Siirt'te düzenlenen bir açıkhava toplantısı sırasında topluluğa yaptığı konuşmada, Ziya Gökalp'ın 1912 yılında Balkan Savaşı'ndaki Türk askerler için yazdığı "Asker Duası" adlı şiirinin sonradan değiştirilmiş bir sürümünden bir dörtlük okudu. Okuduğu dörtlüğün bu şekliyle Gökalp'e ait olduğunu belirten Erdoğan, konuyla ilgili olarak "konuşmamın bütünü incelendiğinde millî birlik ve beraberlik mesajım verildiği görülür" demişti. Daha sonraları Erdoğan'ın okuduğu sürümün, Türk Standardları Enstitüsü'nün 1994'te çıkarttığı Türk ve Türklük kitabında bulunduğu ortaya çıktı ancak kim tarafından değiştirildiği anlaşılamadı. Ziya Gökalp'in "Asker Duası" şiirinden bir kıta Erdoğan'ın okuduğu dörtlük Elimde tüfenk, gönlümde iman, Dileğim iki: Din ile vatan... Ocağım ordu, büyüğüm Sultan, Sultan'a imdâd eyle Yârabbi! Ömrünü müzdâd eyle Yârabbi! Minareler süngü, kubbeler miğfer Camiler kışlamız, mü'minler asker Bu ilâhi ordu dinimi bekler Allahu Ekber, Allahu Ekber. Konuşmayla ilgili olarak bir inceleme başlatıldı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Erdoğan'ın konuşmasının yer aldığı görüntüleri inceledikten sonra, Refah Partisi'nin kapatılması istemiyle açılan davayı görüşen Anayasa Mahkemesi Başkanlığına iletti. Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı, Erdoğan hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 312/2 maddesine göre "halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek" suçlamasıyla hazırladığı iddianamesini 12 Şubat 1998'de tamamladı. Bir yıldan üç yıla kadar hapis istemiyle dava açılan Erdoğan'ın yargılanmasına 31 Mart 1998 günü başlandı. 21 Nisan 1998'de sonuçlanan dava, Erdoğan'ın iddianamede bahsedilen suçu işlemesiyle sonuçlandı ve Erdoğan'a bir yıl hapis ile 860 bin TL ağır para cezası verildi. Daha sonra kendisini duruşmadaki hâli ve tavrı göz önüne alınarak cezası 10 ay hapis ve 176 milyon 666 bin 666 TL para cezasına çevrildi. 3 Haziran'da açıklanan gerekçeli karara göre Erdoğan, "Siirt'te yaptığı konuşmayla dindar ve dindar olmayan diye bölünen kesimler arasındaki gerginliği canlı tutmayı amaçlamakta"ydı. "Bunları inanç birliği maksadıyla söyledim" şeklindeki ifadesinin inandırıcı bulunmadığı belirtilirken, "Benim referansım İslam'dır" diyerek topluluğu inanan ve inanmayan olarak ayırdığı belirtildi. "Cezanın ertelenmesine yer olmadığı" ibaresinin de yer aldığı kararın bir aykırı oya karşılık oy çokluğuyla alındığı ve Yargıtay'a başvurulabileceği kaydedildi. Mahkemenin aldığı karar 23 Eylül'de Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından, bire karşı dört oyla onaylandı. Kararın ardından kendisine siyasi yasak getirilen Erdoğan, herhangi bir partiyle birlikte veya bağımsız olarak herhangi bir seçime katılamayacaktı. 25 Eylül'de Yargıtay tarafından açıklanan gerekçeli kararda Erdoğan'ın söylemlerinin "savaş çağrısı" niteliği taşıdığı belirtilmekteydi. Ceza infaz yasası gereği hapis cezası 4 ay 10 güne inerken, çeşitli ertelemeler sonrasında İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı görevini bırakarak 26 Mart 1999 günü Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesindeki Pınarhisar Cezaevi'ne girdi. 24 Temmuz 1999'da ceza süresini tamamlayarak cezaevinden tahliye edildi. == Siyasi yasaklı olduğu dönem == Fazilet Partisi'nin, Anayasa Mahkemesi tarafından daimi kapatılmasının ardından, bağımsız kalan milletvekilleri, yeni parti kurma çalışmalarını "gelenekçiler" ve "yenilikçiler" olarak adlandırılan iki kanattan sürdürdü. "Millî Görüş" olarak adlandırılan kanat, Recai Kutan'ın genel başkanlığında 20 Temmuz 2001'de Saadet Partisi'ni kurarken, "değişimci" kanat da, Tayyip Erdoğan liderliğinde 14 Ağustos 2001'de, Adalet ve Kalkınma Partisi'ni kurdu ve Tayyip Erdoğan, parti genel başkanlığına seçildi. Erdoğan "Biz gömleğimizi değiştirdik" ifadesiyle muhafazakarlardan büyük tepki aldı. Kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi, 3 Kasım 2002 seçimlerinde kayıtlı 41.291.568 seçmenin oy kullanan 32.652.702 kişisi içinden 10.770.704 adet oy alarak %34,28 ile birinci parti oldu. Erdoğan, siyasi yasağı bulunduğu için seçimlere giremedi ve milletvekili seçilemedi. Seçim sonrasındaki 58. Hükûmet, Abdullah Gül başbakanlığında kuruldu. Bu hükûmet döneminde Erdoğan'ın siyasi yasağının kaldırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne yasa teklifi sunuldu. Bu yasa değişikliği TBMM tarafından oy çokluğuyla kabul edilse de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer yasayı "öznel, somut ve kişisel" olduğu gerekçesiyle veto etti. Daha sonra aynı yasa değiştirilmeden mecliste tekrar kabul edildi ve Cumhurbaşkanı Sezer yasa değişikliğini bu kez onayladı. Bu yasanın kabulüyle Erdoğan'ın milletvekili seçilmesi için yasal bir engel kalmadı. Seçimlerde Siirt milletvekili seçilen Fadıl Akgündüz'ün milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından Siirt'teki seçimlerin tekrar edilmesi kararlaştırıldı. Seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ilk sıradaki adayı Mervan Gül'ün adaylıktan çekilmesi ile Erdoğan partinin birinci adayı olarak Siirt seçimlerine girdi ve oyların %85'ini alarak kazandı. == Başbakanlığı (2003-2014) == küçükresim|Recep Tayyip Erdoğan (27 Ocak 2009) Erdoğan'ın milletvekili seçilmesinin ardından Başbakan Abdullah Gül, Erdoğan'ın başbakan olması için Cumhurbaşkanı Sezer'e istifasını sundu. Sezer bu kez hükûmeti kurma görevini Erdoğan'a verdi ve genel seçimlerden yaklaşık üç ay sonra Erdoğan başkanlığında 59. Hükûmet kuruldu. 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan 2007 Türkiye genel seçimlerinde %46,6 oy alarak 341 milletvekili çıkaran Adalet ve Kalkınma Partisi, Recep Tayyip Erdoğan'ı başbakanlık koltuğuna ikinci kez taşıdı.TÜRKİYE GENELİ PARTİLERİN KAZANDIKLARI MİLLETVEKİLİ SAYILARI T.C. Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı Resmî Web sitesi erişim tarihi: 28 Ekim 2007. 12 Haziran 2011 tarihinde 2011 Türkiye genel seçimlerinde oy yüzdesini %49,83'e çıkarmış ve Türkiye genelinde 21.399.082 oy alarak toplamda 327 milletvekili ile üçüncü kez hükûmet kurma yetkisini kazanmıştır.2011 Yılı Genel Seçim Sonuçları Hürriyet gazetesi 02 Temmuz 2011 tarihinde erişilmiştir. === Altyapı ve ulaşım === 2003 yılı sonunda ülke genelindeki bölünmüş devlet ve il yolların toplam uzunluğu 4.387 km, otoyolların uzunluğu ise 1.714 km iken; 2013 yılı itibarıyla sırasıyla 16.420 km ve 530 km'lik yol inşasıyla bu uzunluklar sırasıyla 20.807 km ve 2.244 km'ye ulaştı. Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması sonrasında başbakanlık görevinden ayrıldığı dönem de dâhil olmak üzere 2014 yılı itibarıyla 471 km'lik bölünmüş devlet ve il yolu inşası gerçekleştirildi.Karayolu sektörü; ss. 6 1993 yılında inşası başlamış olan Bolu Dağı Tüneli ve 2000 yılında inşasına başlamış olan Nefise Akçelik Tüneli 2007'de tamamlandı, 2011'de ise Avrasya Tüneli ve Konak Tüneli'nin temelleri atıldı. Konak Tüneli'nin inşası 24 Mayıs 2015'te tamamlandı. Türkiye'nin ilk denizaltı tüneli olan ve İstanbul Boğazı'nın altından geçen Marmaray'ın 2004'te başlayan inşası 2013'te tamamlandı. 2003-2014 yılları arasında devlet ve il yollarında 41,2 km uzunluğunda 84 tek tüp tünel, 86,9 km uzunluğunda 46 çift tüp tünel; otoyollarda 1 km uzunluğunda tek tüp tünel ve 21,1 km uzunluğunda 12 çift tüp tünel; tüm yollarda ise toplam 64,3 km uzunluğunda 151 tek tüp tünel ve 135,8 km uzunluğunda 75 çift tüp tünel hizmete girdi.Karayolu sektörü; ss. 89 2013'te, İstanbul Boğazı üzerindeki üçüncü köprü olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile İzmit Körfezi üzerindeki Osmangazi Köprüsü'nün inşalarına başlandı. 2003-2013 yılları arasında toplam uzunluğu 114,2 km'yi bulan 1.608 köprü inşa edilirken, 609 köprünün bakım ve onarımı tamamlandı.Millete hizmet yolunda 12 yıl; ss. 364 2014 yılı itibarıyla inşa edilen köprülerin toplam uzunluğu 120,6 km'ye, toplam sayısı 1.669'a, bakım ve onarımı yapılan köprü sayısı ise 732'ye ulaşmıştı.Karayolu sektörü; ss. 94 İlk hattı 2009'da Ankara-Eskişehir arasında devreye giren Yüksek Hızlı Tren daha sonraları çeşitli illere yayıldı. 2002'de 25 olan ülkedeki havalimanı sayısı, Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde inşası tamamlanan 27 havalimanıyla birlikte 52'ye yükseldi. Uluslararası seferlerin düzenlendiği Hatay Havalimanı, Şanlıurfa GAP Havalimanı ve Hasan Polatkan Havalimanı 2007'de, Zafer Havalimanı ise 2012'de açılırken; İstanbul'daki üçüncü havalimanının inşasına 2014'te başlandı. Mart 2014 itibarıyla, Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde 18'i hidroelektrik santrali olmak üzere 268 baraj inşa edildi.Millete hizmet yolunda 12 yıl; ss. 397 138 ayrı yerleşim biriminde kentsel dönüşüm yapılarak TOKİ önderliğinde toplu konutlar yapıldı. === Haberleşme === 2008'de hizmete giren e-Devlet uygulamasıyla halkın, çeşitli devlet hizmetlerine İnternet üzerinden ulaşabilmesi sağlandı. 2008'de Türksat 3A, 2014'te Türksat 4A haberleşme uyduları, 2012'de ise Türkiye'nin ilk yer gözlem uydusu Göktürk-2 uzaya gönderildi. === Eğitim === 2002 yılında eğitime ayrılan bütçe 11.3 milyar TL iken 2014 yılında yaklaşık 7 katına çıkarak 78.5 milyar TL'ye ulaştı. 2003 yılında UNICEF işbirliğiyle başlatılan "Haydi Kızlar Okula!" kampanyasıyla ülkedeki kızların okula gitmesi ve eğitim seviyesindeki cinsiyet dengesizliğinin giderilmesi amaçlandı. Kampanya sayesinde 2002'de %87 olan kız çocuğu okullaşma oranının geçen yıl %96 seviyesine yükseldi. 2003 yılında 70 olan üniversite sayısı, 2008 yılı sonunda doğru 130'un üstüne çıkarak ülkedeki 81 il de en az bir üniversiteye sahip oldu. 2012 yılında bu sayı 186'ya ulaştı. 2008'de, 2010'da başlatılan FATİH Projesi kapsamında çeşitli okullardaki bazı sınıflara akıllı tahta konuldu ve bazı öğrencilere tablet bilgisayar dağıtıldı. 2012-2013 eğitim-öğretim döneminde itibaren uygulanan 4+4+4 Eğitim Sistemi'yle birlikte 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim yerine 12 yıllık zorunlu kademeli eğitim sistemine geçildi. === Ekonomi === küçükresim|2000-2014 tarihleri arası işsizlik oranları AK Parti iktidara gelmeden önce Kara Çarşamba olarak da bilinen 2001 Türkiye ekonomik krizi yaşanmıştır. Türkiye'nin Şubat 2001 finansal krizi, beklenmedik ölçüde ekonomik daralmayla sonuçlanmasının ötesinde, ülkenin orta vadeli perspektifini değiştiren yeni koşulları da beraberinde getirmiştir.Merih Celasun; 2001 Krizi, Öncesi ve Sonrası; S1 Erdoğan'ın Başbakanlık görevine başladığı 2003 yılından 2009'a kadar Türkiye ekonomisi büyüme göstermiş ve Türkiye'nin GSMH'si Dünya toplamının %1,11'inden %1,37'sine yükselmiştir. Bu oranla Türkiye, AB ülkeleri arasında en iyi performansı yakaladı. Ayrıca Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu'na olan borcu bitirildi. Erdoğan'ın performansı Cumhuriyet'in diğer dönemleriyle kıyaslandığında da ‘kuruluş yılları’ özelliği taşıyan Atatürk dönemi hariç, en yüksek performanslardan biridir. Siyasi istikrar sağlandı, ekonomi güçlendi ve sosyal refah seviyesi ciddi oranlarda yükseldi. sol|küçükresim|140x140pik|2004-2014 yılları arasındaki enflasyon oranları küçükresim|150x150pik|GSYİH yüzdesi olarak altı büyük Avrupa ülkeleri ekonomilerinin 2002-2009 tarihleri arasında kamu borç durumu, (Türkiye açık mavi çizgide belirtilmiş). Türk ekonomisinde uluslararası krizi takiben 2008’in son çeyreğinde durgunluk başladı. Ekonomik durgunluk bir yıl sürdü, Türk ekonomisinde güçlü bir küçülmeye sebep oldu ve işsizlik oranını %10’dan %14’e kadar yükseltti. 2010 ve 2011’de GSYH sırasıyla %9 ve %8’den daha fazla büyüdü; Türkiye’yi, Çin'den sonra dünyada en fazla büyümeyi sağlayan ikinci ülke konumuna yükseltti. Bu büyüme, işsizlik oranının kriz öncesi seviyesine düşmesini sağladı. 2011'e gelindiğinde, cari işlemler açığı %10’luk oranla tarihinin en yüksek noktasına ulaşarak dünya rekorunu da kırdı. Türk lirası'nın değeri, aşırı sermaye girişinin etkisiyle yükseldi. AK Parti Hükûmeti, “ekonomiyi yeniden dengeleme” adlı bir uyum operasyonu yapmaya karar verdi. Bütçedeki eğitim payı 2002’de %10’dayken, 2011’de %15’e yükseldi; sağlık harcamalarının payı da %2,6’dan %5,8’e yükseldi. Bu zaman içerisinde GSYH reel olarak %50’den fazla yükseldiği için, eğitim ve sağlık harcamalarının reel artışın GSYH içindeki pay artışlarından daha fazla oldu. küçükresim|200x200pik|2000'li yıllarda cari işlemler dengesinin bozulma sürecinin giderek artması Ekonomik iyileşmelere karşın yüksek cari açık eleştiri aldı. Türkiye 2013 yılında 65 milyar dolarlık cari açık verdi. 2002 yılında %-2’lerde olan cari açık 2014’te %-7,9’a yükseldi. 2002’de 51,6 milyar dolarlık ithalat yapan Türkiye, 2013’te 245,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. İthalat 4,7 kat artmış oldu. 2002’de 129,6 milyar dolar olan dış borç stoku 2013 sonu itibarıyla 372.7 milyar dolara yükseldi. 2002'de 184,8 milyon dolar olan Toplam millî gelir, 2013’te bu rakam 800 milyar doları aştı. === Kürt sorunu === 2009'da Başbakan Erdoğan yönetimindeki hükûmet, çeyrek asırdır süren ve resmî rakamlara göre 40 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine yol açan Türkiye-PKK çatışmasını bitirmeye yardım edecek bir plan duyurdu. Avrupa Birliği tarafından da desteklenen Çözüm Süreci planıyla birlikte tüm medya yayınlarında ve siyasi kampanyalarda Kürtçe kullanımına izin verildi, ayrıca daha önceden Türkçe isimlerle değiştirilen Kürtçe şehir ve kasaba isimlerinin yeniden yapılandırılması kararı alındı. Konuyla ilgili olarak Erdoğan, "Türkiye'nin gelişmesine, büyümesine engel olan kronik sorunları çözmek için cesur bir adım attık." diye konuştu. Ayrıca çıkarılan yasayla birlikte silah bırakan PKK mensuplarının eve dönüşleri ile sosyal yaşama katılım ve uyumlarının temini için gerekli tedbirlerin alınması kararlaştırdı. 23 Kasım 2011'de Ankara'daki bir televizyon konuşması sırasında Erdoğan, 9 Ağustos 1939 tarihli bir belgede Dersim İsyanı sırasında bölgede 13 bin 806 kişinin öldürüldüğünün ifade edildiğini belirtti ve Dersim'de yaşananları bir katliam olarak nitelendirerek, "Eğer devlet adına özür dilenecekse, böyle bir literatür varsa ben özür dilerim, diliyorum" dedi.Başbakan Dersim'le Resmi Tarihi Yırttı , Radikal, Cengiz Çandar, haber tarihi 24.11.2011 === İnsan hakları === Erdoğan'ın başbakanlık dönemi sırasında 1991 Terörle Mücadele Kanununun geniş kapsamlı yetkileri azaltıldı ve demokratik standartları ilerleterek özelde etnik ve dini azınlık haklarını genişletmeyi amaçlayan demokratik açılım süreci başlatıldı. Ancak süreç uzun sürmedi; Avrupalı yetkililer süreç sonrasında özellikle ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve Kürt azınlık hakları gibi konularda daha otoriter yöntemlere dönüldüğünü ifade ettiler. Aktivistlerin LGBT haklarının kamusal alanda tanınması için yaptığı talepler hükûmet tarafından reddedildi ve ülkenin LGBT topluluğu kabine üyeleri tarafından yapılan hakaretlere maruz kaldı. Sınır Tanımayan Gazeteciler, Erdoğan'ın başbakanlığının son dönemlerinde basın özgürlüğü konusunda sürekli bir düşüş gözlemledi; Basın Özgürlüğü Endeksi'nde basın özgürlüğü konusunda Erdoğan'ın ilk dönemlerinde 100. sırada olan Türkiye, 2013'te 179 ülke arasında 154. sıraya düştü. Freedom House ise bir dönem iyileşme gözlemleyerek ülkenin 2006'da 48/100 olan Basın Özgürlüğü Puanı'nı 2012'de 55/100 olarak değiştirdi. 2011'de Erdoğan ve hükûmeti, 1930'larda devlet tarafından el konan Hristiyan ve Yahudi azınlık mülklerinin iadesi konusunda yasal düzenlemelere gitti. Sonrasında hükûmet, toplamda 2 milyar dolar değerindeki mülklerin azınlıklara aktarıldığını duyurdu. === AK Parti-Gülen Hareketi çatışması ve 17 Aralık soruşturması === küçükresim|sağ|Erdoğan, başbakanlık döneminde kürsüde konuşma yaparken (2012) 17 Aralık 2013 tarihinde Cumhuriyet Savcısı Celal Kara ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele ve Mali Şube Müdürlüğü ekipleri, aralarında iş adamları, bürokratlar, banka müdürleri, kamu görevlileri ve 61. Türkiye Hükûmeti kabine üyesi üç bakanın oğullarının olduğu 47 kişinin, "rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık" suçlarını işledikleri iddiasıyla gözaltına alındığı soruşturma başlattı. Olaydan ardından soruşturmayı yürüten savcılar, adli kolluk amirleri ve memurlarının ciddi bir kısmının görev yerleri Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığınca değiştirildi veya görevden alındı. 29 Ocak 2014'te soruşturma savcısı Celal Kara, 11 Şubat 2014 tarihli HSYK kararnamesi ile de soruşturma iznini veren İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Zekeriya Öz'ün aralarında bulunduğu 166 hakim ve savcının görev yeri değiştirilmiş, Erdoğan kamuoyunda "rüşvet skandalı" olarak adlandırılan bu soruşturmayı hükûmetine karşı yapılmış bir darbe girişimi olarak niteledi. Daha sonra Gülen Hareketi'ne bağlı dershanelerin kapatılması yönündeki girişimler ve 3 bakanın 17 Aralık soruşturması sonrası istifası ile AK Parti ve Gülen Hareketi arasında açık bir çatışma süreci başlamış, Erdoğan 17 Aralık soruşturması ve iddialarını "Türkiye içi ve dışındaki karanlık çevrelerin oyunları" olarak değerlendirmiştir. == Cumhurbaşkanlığı (2014-günümüz) == küçükresim|sağ|Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (5 Eylül 2014) 2007 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçiminde seçilen Türkiye Cumhuriyeti'nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresi 2014 yılında dolduğundan, 2007 Türkiye anayasa değişikliği referandumu gereği Türkiye'de ilk kez cumhurbaşkanı halk tarafından doğrudan seçilmiştir. İlk turu 10 Ağustos 2014 tarihinde olacak bu seçim için Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi çatı adayı olarak Ekmeleddin İhsanoğlu'nu, HDP ise Selahattin Demirtaş'ı adayları olarak belirlemiştir. 1 Temmuz 2014 tarihinde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve eski TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, AK Partili bütün milletvekillerinin imzası alınarak cumhurbaşkanı adaylarının Recep Tayyip Erdoğan olduğunu açıkladı. Erdoğan'ın açıklamadan sonra olan konuşmasında ilk defa kullanılan Erdoğan logosu, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama'nın 2008 ABD başkanlık seçimlerinde kullandığı logoya benzetilmiştir. Seçim kampanyasında kullanılan slogan Milletin Adamı Erdoğan şeklinde oldu. Seçimde Erdoğan %51,79 oy oranıyla birinci sırada, İhsanoğlu %38,44 oy oranıyla ikinci sırada ve Demirtaş %9,76 oy oranıyla üçüncü sırada yer aldı. Erdoğan, 28 Ağustos 2014'te yemin etti ve Türkiye'nin on ikinci cumhurbaşkanı olarak göreve başladı. Bıraktığı başbakanlık koltuğunu ise 29 Ağustos'ta yeni başbakan Ahmet Davutoğlu doldurdu. %51,79 oranında oy aldığı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı oyun beklenenden az olduğu eleştirilerine "Peygamber efendimizi bile desteklemeyenler oldu. Bizi de %52 destekledi." diye cevap verdi. === Başkanlık gündemi === === Cumhurbaşkanlığı Sarayı === Erdoğan, Ankara'daki Atatürk Orman Çiftliği'nin yaklaşık 50 dönümü kullanılarak inşa edilen ve başlarda AK Saray olarak adlandırılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın inşası yüzünden birçok eleştiri topladı. Bir sit alanı olarak korunan Atatürk Orman Çiftliği'nde inşaat yasağı bulunduğu için sarayın inşasının durdurulmasına dair çeşitli mahkeme kararları çıksa da inşaat tamamlandı. Muhalefet, bunu hukukun üstünlüğünün açıkça ihlal edilmesi olarak değerlendirdi. Proje; inşaat sürecinde yolsuzluk, yaban hayatına zarar verilmesi ve yeni yollar yapılması için çiftlikteki hayvanat bahçesinin tahribi gibi konularda sert eleştirilere ve iddialara maruz kaldı. Ayrıca inşasını yasa dışı olarak değerlendiren muhalifler tarafından 'Kaç-Ak Saray' olarak adlandırıldı. Saray başta ülkenin başbakanları için yeni bir merkez olarak tasarlandı. Ancak cumhurbaşkanlığı görevine başlaması üzerine Erdoğan, sarayın cumhurbaşkanı tarafından Çankaya Köşkü yerine yeni merkez olarak kullanılacağını duyurdu. Çankaya Köşkü ise yeni başbakanlık merkezi olarak değiştirildi. Çankaya, ülke kurulduğundan bu yana cumhurbaşkanları için sembolik bir merkez olduğu için bu olay, tarihi bir değişiklik olarak görüldü. Yaklaşık 1.000 odası olan ve maliyeti $350 milyon €270 milyon tutan saray, maden kazalarının ve işçi haklarının ülke gündemine hâkim olduğu bir süreçte ortaya çıkması ve kullanılmaya başlanması yüzünden büyük eleştirilere yol açtı. 29 Ekim 2014'te Erdoğan, ülkenin 91. kuruluş yıl dönümünü anmak için düzenlenen Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunu Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda yaparak sarayın açılışını da resmen gerçekleştirmiş olacaktı ancak bazı davetli katılımcıların etkinliği boykot edeceğini açıklaması ve Ermenek maden kazasının gerçekleşmesi yüzünden resepsiyon iptal edildi. === Davutoğlu ile ilişkileri === Kamuoyunda ilk olarak, Ocak 2015'te Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan ancak hayata geçirilemeyen 'şeffaflık paketi' ve 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasında adı geçen dört bakanın Yüce Divan'a gönderilmesi hususlarında Davutoğlu- Erdoğan arasında gerginlik çıktığı iddia edilmişti. Mayıs 2016'da Pelikan dosyası adlı blog, ikili arasındaki gerginliği Erdoğan yanlısı bir bakış açısıyla detaylı bir şekilde maddelendirdi. 4 Mayıs'ta Erdoğan ile Davutoğlu arasında yapılan görüşmeden kısa süre sonra AK Parti, olağanüstü kongre kararı alarak Davutoğlu'nun parti başkanlığına aday olmadığı bir kongre düzenledi ve Davutoğlu başbakanlıktan çekilerek yerine Binali Yıldırım getirildi. Davutoğlu'nun Erdoğan ile görüşmesinin hemen sonrasında görevden çekilmesi muhalifler tarafından Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na gönderme yapan "Saray Darbesi" tanımlamasıyla anıldı. === Darbe girişimi === 15 Temmuz 2016 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan bir grup asker tarafından askerî darbe girişimi gerçekleştirildi. Erdoğan, CNN Türk kanalında telefon ile gerçekleştirdiği görüntülü konuşmada darbecilere hiçbir şekilde imkân tanınmayacağını ifade ederek halkı darbeye tepki göstermek için sokağa çıkmaya davet etti. Çağrının ardından, Türkiye'nin birçok ilinde darbe karşıtı protesto gösterileri düzenlendi. 16 Temmuz sabahı, darbe girişimi bastırıldı ve askerler silahları ile birlikte teslim oldu."Türkiye’de Darbe Girişimi: Ne Oldu? Nasıl Oldu?" www.amerikaninsesi.com. Erişim tarihi: 30 Temmuz 2016."Darbe girişiminin 24 saati" www.bbc.com. Erişim tarihi: 30 Temmuz 2016. Darbe girişiminin bastırılması sonrası Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama'ya seslenerek Fethullah Gülen'in terör örgütü lideri sıfatıyla Türkiye'ye iade edilmesi çağrısında bulunarak yapının mensuplarının da kararlılıkla ve ivedilikle devlet kurumlarından temizleneceğini belirtti."Cumhurbaşkanı'ndan ABD'ye 'Fethullah Gülen' çağrısı" www.mynet.com. Erişim tarihi: 30 Temmuz 2016. === Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi === Darbe girişiminden sonraki süreçte yeni bir yönetim sistemi için Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi'nin beşte üç oy sayısı 330'u aşarak 339 oy toplayan anayasa değişikliği teklifi meclisten geçerek referandum kararı verildi. Referandum sonucu %51,41 ile 'EVET' çıkınca Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'ne geçilmiş oldu.Sonraki süreçte 2018'de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimine Cumhur İttifakı adayı olarak giren Erdoğan, %52,59'luk oy ile ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi ve yeni sistemin ilk cumhurbaşkanı olarak 66. Türkiye Hükûmeti'ni kurdu. 2023 cumhurbaşkanlığı seçiminde de Cumhur İttifakı adayı olarak %52,18 oy ile üçüncü kez cumhurbaşkanı seçildi ve 67. Türkiye Hükûmeti'ni kurdu. == Olaylar == === Suikast girişimleri === 13 Eylül 2005 tarihinde Kütahya'da bulunan Erdoğan'ın minibüsüne ekmek arasına sakladığı bıçağı ile binmeye çalışan şahıs polis tarafından yakalanıp etkisiz hâle getirilmiştir. Üzerinde yapılan aramada mermi dolu bir poşet ve içi mermi ile dolu silah ele geçirilmiştir.Suikastçi paniği Sabah. 28 Temmuz 2010 tarihinde erişilmiştir. Silah üzerinde yapılan incelemede kuru sıkıdan bozma bir silah olduğu tespit edilmiştir. Sanığı eski MHP milletvekili Ali Güngör'ün isteği üzerine kızı Hatice Burcu Güngör savunmuştur. 17 Kasım 2006'da sonuçlanan davada Mustafa Bağdat, 11 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Sonrasında Amerika'dan gönderilen bir e-posta ile bombalı araç kullanılarak yapılması planlanan bir saldırıdan daha bahsedilmiş ve bu suikast engellenmiştir. Bu saldırı o dönemin MİT çalışanları ve bazı Türk bilişim profesyonelleri tarafından detaylıca incelenmiştir. 7 Şubat 2011'de Erdoğan'ın hastaneye kaldırması sırasında Adalet Bakanlığından MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı arayarak çağırmışlardır. Fidan, Erdoğan'ın isteği üzerine adliyeye gitmemiştir. === Tazminat === 14 Ocak 2000 tarihinde Avustralya'nın Melbourne şehrinde yayın yapan SBS radyosuna verdiği mülakatta kendisini Abdullah Öcalan ile karşılaştıran bir kişiye "Sayın Öcalan şu an, düşüncelerinin değil, almış olduğu kellelerin hesabını veriyor. Bense düşüncelerimden dolayı 4 ay hapis yattım, aramızdaki fark çok büyük." şeklinde cevap verdi. Hayatını kaybedenlerden "kelle" diye söz etmesi ve Öcalan'a "sayın" demesi nedeniyle eleştirildi. Şehit Anaları Derneği tarafından sembolik bir manevi tazminat davası açıldı. Davacıların avukatlığını Kemal Kerinçsiz'in yaptığı davada, İstanbul Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Aralık 2007 tarihinde Erdoğan'ın 3 kuruş tazminat ödemesine karar verdi. Hâkim, kararında şehitlere kelle ve yasa dışı silahlı örgüt liderine sayın denmesinin dil sürçmesi olamayacağına hükmetti. Erdoğan kararı temyiz etti. Yargıtay temyiz başvurusunu hem usulden, hem esastan inceledi ve mahkemenin kararını onadı. === Karikatür davaları === Erdoğan tarafından Cumhuriyet gazetesi çizeri Musa Kart, Evrensel gazetesi, Penguen dergisinin sahibi Erdil Yaşaroğlu ile Pak Yayıncılık'a karikatürlerde şahsının çeşitli figürlerle tasvir edildiği ve bunun kişilik haklarına saldırı içerdiği vurgulanarak manevi tazminat davaları açılmıştır. Fransız hiciv ve mizah dergisi Charlie Hebdo, 27 Ekim 2020'de Erdoğan'ı tasvir eden bir karikatürü dergilerinin haftalık sayısının baş kapağı olarak sosyal medya üzerinden yayımladı. Karikatür, Erdoğan'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u, Çeçen asıllı Müslüman bir göçmenin Samuel Paty'yi öldürmesi üzerine yaptığı açıklamadan sonra kınaması ve Fransa'ya boykot çağrısında bulunmasından kısa bir süre sonra yayımlandı. Erdoğan'ın tasviri çeşitli Türk yetkililer tarafından eleştiriye tabi tutuldu ve karikatür hakkında yasal süreç başlatıldı. === Şahsına yönelik hakaret === 6 Şubat 2010 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi tarafınca, TBMM genel kurulunda Erdoğan'a yönelik "kişilik hakları ile parti tüzel kişiliğine saldırıda bulunulduğu" iddiasıyla MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aleyhinde 50 bin TL'lik manevi tazminat davası açılmış. Dava dilekçesinde Bahçeli'nin; "Türkiye'yi bölmeye çalışmak, etnik bölücülük konusunda sicil sahibi olmak, Türkiye'yi ayrıştırma ve bölme projelerini İmralı, Kandil ve Barzani'nin desteğiyle hayata geçirmek için çalışmak, İmralı canisi ile rol paylaşmak, işbirliği içinde olmak, kol kola girmek, aynı çizgide olmak; kimliksiz ve kişiliksiz siyasetin temsilcisi olmak, hayasızlık, ahlaksızlık, namussuzluk, edepsizlik; çürümüş bir zihniyete sahip olarak, etrafa mide bulandıran koku yaymak, ahlak bunalımına girmek, ahlaki ve vicdani bütün ölçülerini kaybetmek, seviye ve seviyesizlik ölçüleriyle tarif edilemeyecek bir çukura düşmek, utanç verici bir kişi olmak, teröristleri kucaklamak, alçaklık, yalancılık, riyakarlık, yalanlarla Türk milletine hakaret etmek" gibi ifadeleri ve sözleriyleErdoğan'dan Bahçeli'ye tazminat davası NTVMSNBC. 11 Haziran 2010 tarihinde erişilmiştir. Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi'ni itham ettiği kaydedildi. Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada, her davacı için 10 bin TL olmak üzere toplam 20 bin TL manevi tazminat cezasının ödenmesine karar verilmiştir.Erdoğan, Bahçeli'den 10 bin TL tazminat kazandı Zaman. 11 Haziran 2010 tarihinde erişilmiştir.Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Bahçeli'den tazminat kazandı CNN Türk. 11 Haziran 2010 tarihinde erişilmiştir. "Kişilik hakları ve parti tüzel kişiliğine saldırıda bulunduğu" iddiasıyla Ataol Behramoğlu aleyhine Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi tarafınca açılan 20 bin TL'lik manevi tazminat davası Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmüştür.Erdoğan'ın Behramoğlu'na açtığı dava başladı Haber 7. 11 Haziran 2010 tarihinde erişilmiştir. 28 Ağustos 2014'te cumhurbaşkanı olmasıyla, şahsına yönelik hakaretler TCK 299 kapsamında, alenen işlenmesi hâlinde, altıda biri; basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, üçte biri oranında artırılmak üzere, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası gerektiren bir suç hâline geldi. Bu kapsamda dava açılan ve tutuklananlar arasında 16 yaşındaki lise öğrencisi Mehmet Emin Altunses de yer aldı. Afyonkarahisar Barosu üyesi Avukat Umut Kılıç, 2015 yılında hâkim ve savcılık sınavı mülakatında söylediği "Faşist Erdoğan" sözleri nedeniyle Cumhurbaşkanı'na hakaretten bir yıl altı ay hapis cezasına çarptırıldı.Erdoğan’a hakarette bugün: 'Faşist Erdoğan' diyen avukata bir yıl altı ay hapis cezası . Diken.com.tr. En son 14 Temmuz 2015 tarihinde erişildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkan Yardımcısı Işıl Karakaş, Ekim 2015'te Avrupa Konseyi İfade Özgürlüğü Konferansı’nda yaptığı konuşmada Türkiye’de Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla 236 kişi hakkında soruşturma başlatıldığını, bunlardan 105’i hakkındaysa dava açıldığını ve sekizinin de tutuklandığını belirtti ve bu durumun Türkiye’de gerçek bir problemi gösterdiğini dile getirdi.AİHM yargcı Karakaş: ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ davaları gerçek bir sorun. Diken. 13 Ekim 2015. En son 14 Ekim 2015 tarihinde erişildi. === Mal varlığı === Erdoğan'ın, 7 Şubat 2006 tarihinde yayınlanan mal varlığında; banka hesaplarında 1.361.290 TL parası olduğu, haricinde, 120.000 dolar alacağı olduğu açıklanmıştır.İşte Başbakan'ın mal varlığı Hürriyet. 25 Temmuz 2010 tarihinde erişilmiştir. 12 Eylül 2007 tarihinde açıklanan mal beyanında ise, Arnavutköy ve Güneysu'daki arsalarının haricinde, banka hesaplarında 1 milyon 803 bin 854 TL ile 9 bin 890 euro, alacaklarının ise 312 bin 500 TL olduğu açıklanmıştır. Tayyip Erdoğan'ın, 1 Mart 2010 tarihinde Başbakanlık Basın Merkezi internet sitesinde yayınlanan yeni mal beyanına göre Erdoğan'ın banka hesaplarında 2 milyon 366 bin 109 TL’si, haricinde 500 bin TL tutarında alacağı bulunduğu bildirilmiştir. Erdoğan’ın bu mal varlığının nedeni olarak ise şirket hisselerinin satış geliri, emekli ikramiyesi, emekli maaşı ve milletvekili maaşlarının toplamı gösterilmiştir. 16 Haziran 2011 tarihli mal beyanında Güneysu'da 10 bin TL maliyetli arsa, banka hesaplarında toplam 3.390.384 TL, 25.000 £, 199.867 $ menkul değer ve 500 bin TL alacak yer almıştır.T.C. Başbakanlık İnternet Sitesi 8 Ocak 2014 tarihinde erişilmiştir. === Diploma tartışması === Recep Tayyip Erdoğan'ın üniversite mezunu olmadığı ve cumhurbaşkanlığının da bu nedenle geçerli olmadığı yönünde görüşler vardır. YARSAV kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Erdoğan'ın üniversite diplomasının sahte olduğu iddiasıyla "Resmî evrakta sahtecilik" nedeniyle suç duyurusunda bulunup cumhurbaşkanlığının iptali için başvuru yaptı. Marmara Üniversitesi konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği (ÜNİVDER) bir basın açıklaması yaparak, rektörlüğün kısa bir resmî yazı ve ekinde de cumhurbaşkanın geçici mezuniyet belgesini sunması beklenirken, hamâsî söylemler yanında üniversitenin tarihsel geçmişinden daha fazla söz etmesinin konunun kamuoyunca anlaşılmasını güçleştirdiği ve Erdoğan'ın Marmara Üniversitesi mezunu olarak gösterilemeyeceği görüşünü paylaştı. Recep Tayyip Erdoğan ise diploma iddialarına yönelik: “Kayıt olduğum, okuduğum ve mezun olduğum okul ortada, sınıf arkadaşlarım ortada. Ne yaparsanız yapın, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz eserle ortadayız”Erdoğan'dan diploma iddialarına yanıt , Vatan (gazete, 2002), Erişim tarihi: 8 Haziran 2016 ifadelerini kullanıp Marmara Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Arat'tan ilgili diplomanın künyesini yayınlamasını talep etti.Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan diploma iddialarına yanıt , NTV, Erişim tarihi: 8 Haziran 2016 == Dış siyaset == === Avrupa Birliği === Erdoğan, European Voice Organization tarafından "The European of the Year 2004 (Yılın Avrupalısı)" seçilmiş, bunun üzerine Erdoğan "Türkiye'nin Avrupa'ya katılımı bir medeniyetler çatışmasına yol açmaz uzlaştırıcı ve birleştirici olur." yorumunda bulundu. 3 Ekim 2005 tarihinde Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik müzakereleri, Erdoğan'ın görev süresi içinde başladı. 2016 Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği üyeliği referandumu öncesi Birleşik Krallık Başbakanı David Cameron "Bugünkü ilerleme hızıyla Türkiye'nin AB'ye üyeliği 3000 yılını bulur." açıklamasını yaptı. 19 Haziran 2016 tarihinde ise Türkiye AB üyesi olacak diye hayır oyu kullanmayın şeklinde bir görüş belirtti. Bu açıklamaların ardından Erdoğan "Bir araya geldiğimiz zaman sen böyle konuşmuyordun Cameron ... Öyle demiyordun bize. Hep bize söylediği şuydu, 'Her zaman yanınızdayız, bir an önce Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi için her türlü gayreti gösteriyoruz'. Ne oldu şimdi?" sözleriyle tepkisini belirtti. === Almanya === Haziran 2016'da Almanya Federal Meclisi'nde Hristiyan Birlik Partileri, Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller Partisi'nin Ermeni Soykırımı'nı tanıdığı tasarı önergesini oy çokluğuyla kabul edilmesi Türkiye ile Almanya ilişkilerini gerdi. Erdoğan, bu oylamanın Almanya ilişkilerini etkileyeceğini belirterek "Atmamız gereken adımları atacağız" açıklamasını yaptı. Açıklamanın ardından Türkiye tepki olarak parlamentonun kararının "şiddetle kınanacak bir karar" ve "kabul edilemez" olduğunu açıkladı ve "tarihi olaylara siyasetçiler değil, tarihçiler karar vermeli" tezini ortaya koydu. Ayrıca Almanya'daki büyükelçisini geri çağırdı. === Rusya === 2002 yılında Türkiye ve Rusya arasındaki ticaret yaklaşık 5 milyar dolar değerindeyken bu rakam 2011 yılı sonu itibarıyla 32 milyar dolara ulaşmıştır.Turkish-Russian Ties Improving, Premier Erdogan Says Turkish Weekly. Kasım 2005'te Vladimir Putin'in açılışına katıldığı iki ülke arasında ortaklaşa inşa edilecek olan Mavi Akım doğal gaz boru hattı projesi başlatılmıştır. Yine iki ülke arasında Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesi planlanmaktadır. Türkiye Başbakanı Erdoğan 3 Aralık 2012 tarihindeki Rusya Başbakanı Putin'in Türkiye ziyaretinde iki ülke ilişkilerinde hedefin 100 milyar dolar olduğunu belirtmiştir.Erdoğan ve Putin'den ortak açıklama! Samanyolu Haber Alıntı: 6 Aralık 2012 Sınır ihlali gerçekleştiren Rus Suhoy Su-24 uçağının Türk Hava Kuvvetleri tarafından düşürülmesi olayının ardından iki ülke arasında gerek siyasi gerek ekonomik olarak ciddi bir gerilim yaşandı. Erdoğan olayın ardından uçağın sınır ihlali yapılması sebebiyle böyle bir olayın yaşandığını belirtti ve "Bugün olsa yine aynısını yaparız" şeklinde bir açıklama yaptı. Olayın ardından Rusya, Türkiye'den ithal edilen tarım ürünlerinin neredeyse tümünü yasaklamıştı ve Rus vatandaşlarına Türkiye'de tatile gitmeme çağrısı yapmış ve turizm acentelerinin de Türkiye'ye tur satışlarını engelledi. Bunun sonucu olarak Antalya'daki Rus turistlerin sayısı %98,5 azaldı. Rusya parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi Dış İlişkiler Komitesi Başkan Yardımcısı Vladimir Cabarov, Binali Yıldırım’ın başbakan olması ve kurulan yeni hükûmet ile ilgili Türkiye'de hükûmetin değişmesiyle pratikte hiçbir şey değişmiyor. İlişkilerimiz değişmez. şeklinde bir açıklama yaptı.Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov gazetecilere yaptığı açıklamada Erdoğan'ın Putin'e yazdığı mektupta olayda ölen pilotun ailesine başsağlığı mesajı verdiğini ve "af dilediğini" söyledi. Yıldırım, Erdoğan'ın Putin'e gönderdiği mektupla ilgili "Rusya ile mesele tatlıya bağlanmıştır... Sadece üzüntülerimizi bildirdik." açıklamasını yaptı ve 6 ayda yaşananları yaşanmamış gibi kabul edip yola devam edeceklerini belirtti. Putin bu açıklamanın ardından hükûmetine, Türkiye ile karşılıklı ticari anlaşmaları iyileştirmek üzere görüşmelere başlamaları talimatı verdi ve Rus turistlerin Türkiye’ye gelmesini engelleyen seyahat kısıtlamalarını da kaldırma kararı aldı. === Ermenistan === Erdoğan, Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme süreciyle ilgili Karabağ Sorunu hakkında 'Karabağ'da Ermeni işgali sona ermeden biz de sınırı Ermeniler'e açmayız' demiştir. 2020 Dağlık Karabağ Savaşı'ndan 2 yıl sonra Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile yaptığı görüşmede Erdoğan, şartların sağlanması durumunda tam normalleşme hedeflerine ulaşılabileceğini söylemiştir. === İsrail === Erdoğan İsrail'in sahip olduğu nükleer tesisleri "bölgesel barış için ana tehdit" olarak tanımladı ve UAEK denetimi altına girmesi için çağrıda bulundu. Erdoğan "açık hava hapishanesi" olarak tanımladığı Gazze'nin bu durumu için İsrail'i suçlu bulduğunu açıklamıştır. 2009 Dünya Ekonomik Forumu toplantısında Gazze çatışması ile ilgili olarak Şimon Peres ve Erdoğan arasında geçen konuşma, Erdoğan'ın toplantıyı terk etmesiyle sonuçlandı. Peres, Erdoğan'ın açıklamaları sonrası İstanbul'a bir roket düşse aynı tutumun Türkiye tarafından yapılacağını söyleyerek Erdoğan'ın durumu anlamadığını söyledi. Erdoğan, Peres'e şu sözleri söyledi: "Sesin çok yüksek çıkıyor. Biliyorum ki sesinin benden çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir. Öldürmeye gelince, siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum." Peres'e yanıt vermesi esnasında konuşması moderatör tarafından kesilen Erdoğan, şu sözleri söyleyerek salondan ayrılmıştır. "Benim için de bundan böyle Davos bitmiştir. Daha Davos'a gelmem. Siz konuşturmuyorsunuz. 25 dakika konuştu, 12 dakika konuşturuyorsunuz. Olmaz." 31 Mart 2010 tarihinde Gazze'ye insani yardım taşıyan altı gemiye Akdeniz'de İsrail Savunma Kuvvetleri tarafından gemilerde bulunan aktivistlerden bir kısmının öldürülmesi, bir kısmının yaralanması ve gemilerin yolcularıyla birlikte rehin alınması ile sonuçlanan olayın ardından iki ülke arasında gerek siyasi gerek ekonomik olarak ciddi bir gerilim yaşandı. Olay hakkında Türk Dışişleri Bakanı 2010 yılında, olayın iki ülkenin arasındaki ilişkileri geri dönülmez bir şekilde zedeleyebileceğini belirtti. Erdoğan, 6 Ekim 2011 tarihinde Güney Afrika Cumhuriyeti'ne İsrail Başkâtiplerinden Ya'akov Finkelstein, Erdoğan'ın Güney Afrika Cumhuriyeti Başbakanı ile yaptığı basın açıklamasında "Tünellerden sadece gıda değil, silahlar, füzeler geçiyor. Bu füzelerle şehirlerimiz, çocuklarımız vuruluyor" diyen Başkatibin sözlerine "O tünellerden atom bombası geçmez. Nükleer silah geçmez, fosfor bombaları geçmez. İsrail, fosfor bombalarıyla Gazze'yi bombalamıştır. Bu bir kitle imha silahıdır. Ve kitle imha silahı kullanmak suçtur. O tünellerden geçse geçse ancak küçük çaplı silahlar geçebilir. Tüfek geçer. Ama oradan tank, top bunlar geçmez değil mi?" sözlerini sarf etmiş ve devamında "İsrail, bölge için en büyük tehlike çünkü atom bombası var" demiştir. 20 Aralık 2015 tarihinde AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik "İsrail ile kesin bir anlaşma yok. Bir taslak üzerinde çalışılıyor. Kuşkusuz İsrail Devleti ve halkı Türkiye’nin dostudur." açıklamasını yaptı. Haziran 2016 tarihinde İsrail-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi için müzakerelerde Türkiye ile İsrail uzlaşmaya vardı. İsrail'le uzlaşma kapsamında iki ayrı metin düzenlendi. 28 Haziran 2016 tarihinde mutabakata Dışişleri Bakanlığı müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve aynı saatte İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Dore Gold da Dışişleri Bakanlığı'nda basına kapalı olarak imza attı. Erdoğan İsrail'le yapılan anlaşmadan bahsederken Gazze filosu saldırısı ile ilgili İHH'ya "Uluslararası bazda bir adım atıyoruz. Siz kalkıp da Türkiye'den böyle bir insani yardımı götürmek için günün başbakanına mı sordunuz? Biz zaten oraya gerekli yardımı Gazze'ye bugüne kadar hep yaptık yapıyoruz. Filistin'e yaptık yapıyoruz." şeklinde bir eleştiri yaptı. 9 Mart 2022 tarihinde İsrail Cumhurbaşkanı Yitzhak Herzog Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daveti üzerine Türkiye'ye gelip Erdoğan'la görüştü. Böylelikle Türkiye, 14 yıl aradan sonra ilk kez bir İsrail Cumhurbaşkanı'nı ağırlamış oldu. === Ukrayna ve Rusya'nın Ukrayna'yı İşgali === Erdoğan 2016 yılında Ukraynalı mevkidaşı Petro Poroşenko'ya Türkiye'nin 2014 yılında Rusya'nın Kırım'ı ilhakını tanımayacağını söyledi ve bunu "Kırım'ın işgali" olarak nitelendirdi.Erdogan Tells Poroshenko Turkey Won't Recognize Crimea As Russian , Radio Free Europe/Radio Liberty (20 August 2016) Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı işgali sırasında Erdoğan arabulucu ve barış aracısı işlevi gördü. Türkiye, 10 Mart 2022'de Antalya Diplomasi Forumu marjında Ukrayna ve Rusya ile üçlü bir toplantıya ev sahipliği yaparak işgalden bu yana ilk üst düzey görüşmeleri gerçekleştirdi. İstanbul'da 29 Mart 2022 tarihinde yapılan barış görüşmelerinin ardından Rusya, Kiev ve Çernihiv çevresindeki bölgeleri terk etme kararı aldı. 22 Temmuz 2022'de Türkiye, Birleşmiş Milletler ile birlikte 2022 gıda krizinin ardından Rusya ve Ukrayna arasında Ukrayna limanlarından tahıl ihracatının önünün açılması konusunda bir anlaşmaya aracılık etti. 21 Eylül 2022 tarihinde, aralarında Mariupol'deki Azovstal çelik fabrikasının savunmasına liderlik eden savaşçıların da bulunduğu 215 Ukraynalı asker, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın arabuluculuğunun ardından Rusya ile yapılan esir takasında serbest bırakıldı. Anlaşmanın bir parçası olarak serbest bırakılan esirler savaş bitene kadar Türkiye'de kalacaklar. Türkiye, İstanbul Boğazı'nı Rus donanma takviyelerine kapatırken, Birleşmiş Milletler yaptırımlarını uygularken ve Ukrayna'ya Baykar Bayraktar TB2 insansız hava araçları ve BMC Kirpi araçları gibi askeri teçhizat sağlarken, Türk hava sahasını Rus sivillere kapatmak gibi bazı yaptırımlara katılmadı ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile diyaloğu sürdürdü. Erdoğan 2022'de Kırım konusundaki tutumunu yineleyerek uluslararası hukukun Rusya'nın Kırım'ı Ukrayna'ya iade etmesini gerektirdiğini söyledi. === Diğer Orta Doğu ülkeleri === Recep Tayyip Erdoğan başbakanlık dönemi boyunca Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi tarafından düzenlenen Bağdat'ta 36 mutabakat zaptı ve çalışma protokolü imzaladı. Protokol içeriği güvenlik, enerji, petrol, elektrik, su, sağlık, ticaret, çevre, ulaşım, konut, inşaat, tarım, eğitim, yüksek öğrenim ve savunma sektörlerini içermektedir. Irak'ın Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile ılımanlaşan ilişkiler sonrası Erbil'de bir Türk üniversitesi ve Musul'da bir Türk konsolosluğu açılmıştır. Abdullah Gül 23 Mart 2009 tarihinde Irak'a gerçekleştirmiş olduğu gezi ile 33 yıl sonra Irak'a giden ilk cumhurbaşkanı oldu. Recep Tayyip Erdoğan, ailesi ve eşlik eden heyetle birlikte, 13 Eylül 2011 tarihindeBaşbakan Erdoğan'ın 'Arap Baharı turunun' ikinci durağı Tunus'ta coşkulu karşılama EurAvtif ilk ziyaret yeri Mısır olmak üzere Tunus ve Libya'yahttp://www.haberturk.com/dunya/haber/669583-tunusta-da-ayni-cosku- galeri Tunus'ta da aynı coşku! (HaberTürk resmî ziyaretler gerçekleştirmiştir.Tüm dünya Erdoğan'ın “Arap Baharı” turunu konuşuyor… Mısır'ın ardından Tunus ziyaretini gerçekleştiren Erdoğan'a Mısır,Mısır'da Erdoğan Coşkusu!.. CNN Türk. 13 Eylül 2011 Tunus ve Libya'da duyulan halk ilgisi dünya kamuoyunda geniş yankı bulmuştur.Dünya Erdoğan'ı Konuşuyor Kanal D Haber (14 Eylül 2009) Erdoğan, Trablus da Libyalılara Şehitler Meydanı'nda bir konuşma yapmıştır. === Suudi Arabistan === 24 Eylül 2015'te Mina'da yaşanan izdiham üzerine Erdoğan, Suudi hükûmetinin hac organizasyonları için çok çalıştığını belirterek "Dünyanın birçok yerinde bu tür organizasyonlarda bakıyorsunuz ihtimaller düşük de olsa bazı sıkıntılar yaşanıyor. Suudi Arabistan’a saldırgan tavırları doğru bulmuyorum." dedi. == Seçimler tarihi == Recep Tayyip Erdoğan, 1986 yılından beri beşi milletvekili seçimi, ikisi yerel seçim, biri ise cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzere toplamda sekiz farklı seçime katıldı. İki milletvekili seçimi ile bir yerel seçim dışında katıldığı tüm seçimlerde halk tarafından seçildi. Erdoğan'ın katıldığı seçimler ve aldığı sonuçlar şu şekildedir: Seçim Erdoğan'ın katılımı Parti Oy sayısı Oy oranı (%) Sonuç 1986 milletvekili ara seçimleri, İstanbul 6. bölge İstanbul milletvekili adayı Refah Partisi 31.247 8,57 Parti 5. sırada kaldı ve seçilemedi 1989 yerel seçimleri, Beyoğlu Beyoğlu belediye başkanı adayı 21.706 22,83 2. sırada kaldı ve seçilemedi 1991 genel seçimleri, İstanbul 6. bölge İstanbul milletvekili adayı 70.555 20,01 Parti 5. sırada kaldı ve seçildi; ancak tercihli oy sisteminde tercih edilmediğinden milletvekilliği 2. sıradaki adaya geçti 1994 yerel seçimleri, İstanbul İstanbul büyükşehir belediye başkanı adayı 973.704 25,19 Belediye başkanı seçildi 2003 milletvekili ara seçimleri, Siirt Siirt milletvekili adayı Adalet ve Kalkınma Partisi 55.203 84,82 Siirt milletvekili seçildi 2007 genel seçimleri, İstanbul 6. bölge İstanbul milletvekili adayı 939.027 44,07 İstanbul milletvekili seçildi 2011 genel seçimleri, İstanbul 6. bölge 1.391.558 48,27 2014 cumhurbaşkanlığı seçimi Cumhurbaşkanı adayı 21.000.143 51,79 Cumhurbaşkanı seçildi 2018 cumhurbaşkanlığı seçimi 26.325.188 52,59 2023 cumhurbaşkanlığı seçimi 27.133.849 (1. tur) 49,52 27.834.589 (2. tur) 52,18 === Genel seçimler === 3 Kasım 2002'deki genel seçimleri, Erdoğan'ın başkan adayı olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi %34,28'luk oy oranı ile 363 milletvekili çıkartarak kazanmış; Erdoğan kurulacak hükûmete başkanlık etmiştir. 22 Temmuz 2007'deki genel seçimlerde %46,58 oy oranı ile Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmeti kurma görevini üstlenmiştir. Seçimden önce parti tanıtımı için Erdoğan'ın seçim vaatleri ile dolu çeşitli resimler bilbordlarda gösterilmiştir. Ayrıca "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" yazılı bir Erdoğan resmi de gösterilmiştir. Hükûmete ve partiye Erdoğan başkanlık yapmıştır. 12 Haziran 2011'deki genel seçimleri ise Adalet ve Kalkınma Partisi Türkiye genel seçimlerinde bir ilke imza atarak üçüncü kez üst üste %49,83'lük bir oy oranı ile kazanmıştır. Diğer seçim tanıtımlarından farklı olarak 2011 seçimlerinde Erdoğan farklı temaların bulunduğu parti tanıtım reklamlarında boy göstermiş ve "Haydi Bir Daha" adlı partisine ve oy verenlere atıfla hazırlanan şarkısını yorumlamıştır. Erdoğan'ın söylemiyle "Türkiye Hazır Hedef 2023" sloganı kullanılmıştır. 24 Haziran 2018 genel seçimleri sonuçlarına göre Erdoğan'ın genel başkanı olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi seçimi ilk sırada tamamlamış ve %42,56'lık oy oranı ile 295 milletvekili çıkartmıştır. 14 Mayıs 2023 genel seçimlerini Adalet ve Kalkınma Partisi yine ilk sırada tamamlayarak, genel seçimlerde üst üste yedinci kez kazanmış oldu. Erdoğan, genel başkan olduğu dönemlerdeki beşinci genel seçim zaferini yaşarken, partisi ise %35,62 oy oranı yakalamış ve 268 milletvekili çıkartmıştır. === Cumhurbaşkanlığı seçimi === 24 Nisan 2007 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi Grup toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan "Adayımız Abdullah Gül kardeşim" diyerek Abdullah Gül'ün 11. Cumhurbaşkanı adayı olduğunu açıklamıştır. Gül, 28 Ağustos 2007'deki cumhurbaşkanlığı seçiminin üçüncü turunda 339 oy alarak Türkiye Cumhuriyetinin 11. cumhurbaşkanı seçildi. 10 Ağustos 2014'teki cumhurbaşkanlığı seçimine partisinden bağımsız olarak giren Erdoğan, %51,79'luk oy oranıyla seçimi kazanarak cumhurbaşkanı oldu. 2018 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimine Cumhur İttifakı adayı olarak giren Erdoğan, %52,59'luk oy oranıyla seçimi kazanarak ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi.2023 cumhurbaşkanlığı seçimine yine Cumhur İttifakı adayı olarak giren Erdoğan, ikinci turda %52,18 oy alarak üçüncü kez cumhurbaşkanı seçildi. === Yerel seçimler === Recep Tayyip Erdoğan 1994 yerel seçimlerinde %25,19 oy alarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildi. Erdoğan'ın liderliğinde Adalet ve Kalkınma Partisi 2002 genel seçimleri kazandıktan sonra, 2004 yerel seçimlerinde oy sayısını daha fazla arttırdı. Adalet ve Kalkınma Partisi 16 büyükşehir belediyesinden 12 tanesini kazanarak seçimlerden birinci parti olarak ayrıldı. 2007-2010 e-muhtıra, 2007 ve 2010 Referandumu Seçimleri, İsrail'in Filistin'e saldırıları ve Çin'in Doğu Türkistan'da olay çıkarması gibi olaylar döneminde iken 2009 yılında yerel seçim yapıldı. Bu seçimde Adalet ve Kalkınma Partisi 2004 yerel seçimlerindeki oy oranından %3 az oy alarak %39 oy aldı. İkinci parti olan CHP %23 oy aldı ve üçüncü parti olan MHP %16 oy aldı. 2014 yerel seçimlerinde, 2009 seçimlerinden %5 fazla oy alarak %43,39 oy aldı. İkinci parti olan CHP %25,61 oy aldı ve üçüncü parti olan MHP %17,62 oy aldı. 2019 yerel seçimlerinde ise 2014 seçimlerindeki oy oranını %0,94 arttırarak %44,33 oy aldı. İkinci parti olan CHP %30,12 oy aldı, üçüncü parti olan İYİ Parti %7,45 ve ittifak ortağı MHP %7,31 oy oranıyla dördüncü parti olmuştur. == Eleştiriler == küçükresim|2013 Taksim Gezi Parkı Protestolarından bir pankart. Recep Tayyip Erdoğan'a siyasi hayatının başlarından itibaren çeşitli eleştiriler yapılmıştır. Bunlar arasında yargının siyasallaşması, 2013-2014 yıllarında yapılan yargıya yönelik düzenlemeler, basına uygulanan sansür, Atatürkçülük karşıtlığı antisemitizm ve diktatörleşme eğilimleri yer alır. * Erdoğan'ın 2013 Gezi Parkı protestolarına yönelik açıklamaları üzerine The Washington Post'ta yayınlanan, Erdoğan'ın seçimlerde aldığı oy oranının yüksekliği, Türkiye'de basın özgürlüğünün engellenmesi, protesto süreçleri ve polisin tepkisi konularını içeren bir yazıda, "Erdoğan seçilerek başa gelmenin ve aynı zamanda otoriter olmanın mümkün olduğunun talihsiz bir kanıtı" şeklinde bir ifade yer aldı. * 2013 yılında yaptığı bir konuşmasında "İki tane ayyaşın yaptığı yasa muteber oluyor da dinin emrettiği bir yasa sizin için neden reddedilmesi gerekiyor" demiş, tartışmalı sözü ile devletin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve "Millî Şef" lakaplı İsmet İnönü'yü hedef aldığı düşünülmüş, gazeteci Ayşe Hür Erdoğan'ı İslamcılık ile suçlamış, CHP milletvekili Umut Oran, Başbakan Erdoğan'ın sözlerini Meclis gündemine taşıyarak "iki ayyaş"ın kim olduğunu sormuş, Muharrem İnce "Gerekli cevabı yüreği varsa vermesini bekliyoruz." demiş, akabinde Erdoğan, "iki ayyaş"tan kimi kastettiği sorusu sorulması üzerine "Men-i müskirat kanunu çıktığında Meclis Başkanı kimdi? Atatürk. Bu toplumda bizim laf diye söylenen bir şeydir. Kim bilir kaç kişinin imzası vardır? Büyük ihtimalle orada Gazi'nin imzası yoktur." diye cevap vermiştir. * Köln'de yaptığı miting öncesinde Bild gazetesinde, "Erdoğan hoş gelmediniz, burada istenmiyorsunuz!" ifadesi yer aldı. ve * The New York Times gazetesi 18 Aralık 2014'te yayımladığı makalenin başyazısında "Hükûmetin ifade özgürlüğünü boğmaya çalışması, romancılara iftira atması, yargı sistemini kontrol altına alması ülkenin demokrasisine zarar veriyor." diyerek dönemin hükûmetini ve dönemin başbakanını eleştirmiştir. * İtalyan Corriere della Sera gazetesi internet sitesinde Antonio Ferrari imzasıyla "Türkiye: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi krizinin sinyali şiddet" başlıklı bir haber yayınladı. Kibrinin limitleri aştığı ve iç ve dış politikadaki maceracılığının hemen hemen tüm uluslararası gözlemciler tarafından berbat bulunduğu ifade edilen yazıda Erdoğan 'megaloman' olarak tanımlandı. * İngiliz Financial Times gazetesi 25 Ağustos 2015'te yayımladığı makalede cumhurbaşkanını eleştirmiştir. Ayrıca makalede "Türkiye Ekonomisi Kırılgan" manşeti atılmıştır. * Siyaset bilimci Ersin Kalaycıoğlu Erdoğan'ı eleştirerek "padişahların ondan daha mütevazı olduğunu" belirtti. * Beyaz Saray ABD 2014 İnsan Hakları raporunu açıkladığında Erdoğan için, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini eleştiren gazetecilere, adlarını vererek açıkça saldırdı" denilmiştir. * BirGün gazetesi 17 Şubat 2015 tarihinde, "Katil ve Hırsız Erdoğan" manşetiyle çıktı. "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçundan yargılanan BirGün gazetesinin yöneticileri Barış İnce, Berkant Gültekin ve Can Uğur on bir ay yirmişer gün hapis cezasına çarptırıldı. Savunmalarında "Hırsız ve katil" sözlerinin Erdoğan'ın şahsına hakaret kastı olmadığını, politik bir eleştiri olduğunu söyleyen üç gazetecinin cezası ertelendi. * New York Times gazetesi, Türkiye için başkanlık sistemi önerirken Hitler Almanyası'nı örnek göstermesi üzerine "Sayın Erdoğan başka bir çizgiyi daha aştı" başlıklı bir başyazı yayınladı. * CHP Milletvekili Murat Emir, Cumhurbaşkanı'na hakaret davaları nedeniyle son üç Cumhurbaşkanı’na ilişkin bir karşılaştırma yaptı. Emir’in araştırmasına göre Recep Tayyip Erdoğan ilk bir buçuk yılda 1300’ün üzerinde kişiye dava açtı. * CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 35. Cumhuriyet Halk Partisi Olağan Kurultayı'nda Erdoğan'ı Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar nedeniyle eleştirdi. Kılıçdaroğlu'nun "Kendi düşüncelerini açıklayan akademisyenler tek tek gözaltına alındı. Bir diktatör bozuntusunun talimatıyla tek tek gözaltına alınıyor." demesi üzerine AK Partili konuklar kurultayı terk etti. * Kuzey Almanya Radyo Televizyon Kuruluşu'nda (NDR) yayınlanan ‘extra 3’ adlı mizah programında 17 Mart'ta, Erdoğan’ın basın özgürlüğü ve insan hakları konularındaki tutumunun hicvedildiği ‘Erdowie, Erdowo, Erdogan’ adlı bir şarkı yayımlandı. Bu konuda Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Martin Erdmann Türkiye Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak programın silinmesi talebi iletildi. Yapımcı bu talebi geri çevirerek şarkıyı Türkçe ve İngilizce alt yazılı olarak programın YouTube sayfasına "İş basın özgürlüğüne ve insan haklarına gelince Türkiye cumhurbaşkanı oldukça yaratıcı davranışlar sergiliyor. Yani diplomatik bir tabirle söylemek gerekirse. Ama bu işler bizde farklı yürüyor. İşte İstanbul için şarkımız." notuyla paylaştı. * NDR'de yayımlanan şarkıya gösterilen tepkiyi aşırı bulduğunu söyleyen komedyen Jan Böhmermann, ZDF'deki programında bir "Sövgü şiir (Schmähgedicht) okudu. Kanal, yayın ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle programı yayından kaldırdı. Metnin bilinçli olarak hakaret amacıyla yazıldığını söyleyen Angela Merkel Böhmermann'ı eleştirdi ve yabancı devlet adamlarına hakaret kapsamında yargılanması yolunun açık olduğunu belirtti. Böhmermann, Başbakanlık Dairesi Başkanı Peter Altmaier'a Twitter üzerinden yolladığı mesajda, ‘Hiciv sınırlarının yoklanmasına izin verilen, bunun istendiği ve toplumsal tartışma unsuru yapıldığı bir ülkede yaşamak istediğini‘ belirterek, ‘kendi durumum için yardım değil, tartışmalı da olsa sanatsal girişimim ve konumumun dikkate alınmasını istiyorum‘ dedi. Şiirin hiciv mi, hakaret mi olduğu yönünde tartışmalar yaşandı. Birçok basın organı ve mizahçı desteğini belirtti. İngiltere'de yayımlanan haftalık The Spectator dergisi yazarlarından Douglas Murray olayı protesto etmek için "Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret şiiri yarışması" düzenledi. Adalet Bakanı Thomas Kutschaty yargılanma yolunun açılmasına itiraz etti. Konuyla alakalı Hamburg Eyalet Mahkemesi'nin verdiği ilk kararda şiir prensipte mizah olarak değerlendirildi fakat şiirin büyük bir kısmının yayınlanması yasaklandı. Ayrıca şiirde Erdoğan'a yönelik ifade özgürlüğü eleştirileri ise yasalara uygun buldu.Böhmermann'ın şiirine Almanya'dan yasaklama , Hürriyet, Erişim tarihi: 17 Mayıs 2016 * Almanya Federal Meclisi’nin Ermeni Kırımı ile ilgili teklifi onamasının ardından Erdoğan'ın Almanya Federal Meclisinde bulunan Türk vekiller hakkında "Birileri de diyor ki güya Türk... Ne Türk'ü be... Bunların kanının laboratuvar testinden geçmesi lazım." ifadeleri, Cem Özdemir tarafından "çağ dışı" olarak, Alman Meclisi tarafından "demokrasimize açık bir saldırı" ve Selahattin Demirtaş tarafından da ırkçı bir söylem olarak nitelendirilmiş ve eleştirilmiştir. Cem Özdemir, Erdoğan’ın kendisine ilişkin açıklamalarına "Almanya Meclisi herhangi bir otoriter liderin keyfine göre kararlar almak zorunda değil." ifadelerini de kullanmıştır. * HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Erdoğan'ın Osmangazi Köprüsü'nün açılış törenine katılması üzerine “Atatürk Havalimanı’nda insanların cenazesi daha morgda iken bu zatlar köprü açılısında balon uçuruyordu.” diyerek eleştirmiştir. * The New York Times gazetesinde Ağustos 2018'de yayınlanan Peter Goodman imzalı makalede Erdoğan'ın 10 yıl önce bölge için "olası demokrasi feneri" olma umudunu verdiğini, ancak Erdoğan'ın tüm iktidarı elinde toplaması ve muhalefete karşı acımasız baskıyı başlatmasıyla bu umudun tamamen yok olduğunu kaydetti. Makalede; Erdoğan Avrupa Birliği'ne girmek için kendini reformlara hazır ılımlı Müslüman lider olarak gösterdi ve Türkiye'nin hoşgörü ve hukukun üstünlüğü ile yönetilen bir liberal toplum hâline geldiğine dair algılara hitap ettiği, ancak üstün yetkileri elinde toplamaya başlamasından ve 15 Temmuz Darbe Girişimi'nden sonra muhalefete baskı yapmaya başladıktan sonra bu misyonunu yitirdiği belirtildi. Ayrıca ekonomiyi "patronaj ağına" benzer bir yolla yönetmeye başladığı ve yakın çevresi tarafından kontrol edilen şirketlere dolar üzerinden krediler dağıtarak borç üzerinden ekonomik büyüme elde etmeye çalıştığını, buna karşın Türk lirası'nın serbest düşüşe geçmesiyle ekonomik sorunların ortaya çıktığını yazdı. * Erdoğan, Marmaris'te orman yangınları sürerken konuyla ilgili açıklamalarda bulunmasının ardından vatandaşlara otobüsün üzerinden çay paketleri fırlatmıştır. Erdoğan'ın bu hareketine muhalefet ve halk tepki gösterdi. Erdoğan daha önce de 23 Temmuz 2021'de sel felaketinin yaşandığı Rize'ye giderek incelemelerde bulunmuştu. Daha sonra burada halka hitap eden Erdoğan, otobüsün üzerinden vatandaşlara çay paketleri fırlatmıştı. == Ödüller == Kurdele Ödül ya da nişan Ülke, Kurum ya da Teşkilat Tarih Şehir Not Kaynak Altın Plaka Ödülü 24x24pik Başarı Akademisi 13 Haziran 2004 Washington, D.C. Geleneksel olarak verilen bu ödül, aktör James Earl Jones tarafından tevcih edilmiştir. Yılın Avrupalısı Ödülü 20x20pik European Voice 3 Ekim 2004 Berlin Batı ile İslam dünyası arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine dönük çabalarından dolayı Almanya şansölyesi Gerhard Schröder tarafından tevcih edilmiştir. Avrupa Kurumlar Ödülü 24x24pik Akdeniz Laboratuvarı Vakfı 2 Eylül 2005 Napoli Bu ödül İtalya'daki Akdeniz Laboratuvarı Vakfı tarafından tevcih edilmiştir. 70x70pik Tatar Madalyası 1 Haziran 2006 Ankara Rusya Hükûmeti tarafından verilen Devlet Nişanı'dır. Karadeniz Ülkelerinde Yılın Reformcusu Ödülü 24x24pik Hazar Enerji Entegrasyonu 8 Ağustos 2006 Bakü Türkiye ekonomisinin AB entegrasyonunda gösterdiği çalışmalar nedeni ile tevcih edilmiştir. 70x70pik Üstün İnsani Hizmet Nişanı 25x25pikTürk Kızılay 1 Kasım 2006 Ankara Türk Kızılay tarafından verilen nişandır. Kültürler Arası Diyaloğu Himaye Ödülü 24x24pik Tataristan 2 Şubat 2007 İstanbul Tataristan cumhurbaşkanı Mintimer Şeymiyev tarafından tevcih edilmiştir. Kristal Hermes Ödülü 15 Nisan 2007 Hannover Almanya şansölyesi Angela Merkel tarafından tevcih edilmiştir. En Başarılı Lider Ödülü 24x24pik İmedya 14 Haziran 2007 İstanbul İmedya'nın geleneksel ödülüdür. 70x70pik Agricola Madalyası 20x20pik Gıda ve Tarım Örgütü 11 Temmuz 2007 Ankara Türkiye'nin ve dünyanın tarımsal ve sosyal kalkınmasına katkıları bakımından tevcih edilmiştir. Köprüleri İnşa Etmek Ödülü 24x24pik Müslüman Sosyal Bilimciler Derneği 15 Ocak 2008 Madrid İngiltere Merkezli Müslüman Sosyal Bilimciler Derneği tarafından tevcih edilmiştir. İbn-i Sina Ödülü 11 Mayıs 2009 Frankfurt İlk İbn-i Sina (Avicenna) Ödülü, 2005 yılında Türkiye ve İspanya başbakanları tarafından Birleşmiş Milletler himayesinde kurulan Medeniyetler İttifakı'na verilmiştir. Barış, Özgürlük ve Demokrasi Ödülü 24x24pik Crans Montana Forumu 9 Haziran 2009 Brüksel Merkezi Monako'da bulunan Crans Montana Forumu'nun 1989'dan bu yana her yıl verdiği ödüldür. 70px Nişan-ı Pakistan 26 Ekim 2009 İslamabad Pakistan Hükûmeti tarafından verilen en yüksek dereceli sivil nişandır. İslam'a Hizmet Ödülü 24x24pik Kral Faysal Fonu 12 Ocak 2010 Riyad Arap dünyasının Nobel'i olarak bilinen bu ödül ilk kez 1979 yılında verilmeye başlandı. Kültürler Arasındaki Bağ Ödülü 24x24pik NODO Vakfı 23 Şubat 2010 Sevilla Medeniyetler İttifakı projesinin harekete geçirilmesinde üstlendiği önemli rolü nedeniyle tevcih edilmiştir. Hariri Ödülü 24x24pik BM-HABITAT ve Refik Hariri Vakfı 23 Mart 2010 Rio de Janeiro Vakıf tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sırasındaki başarılarından ötürü liderlik, devlet adamlığı ve iyi yönetim’ konularında verilmiştir. 70px Altın Post Nişanı 17 Mayıs 2010 Gürcistan Gürcistan Hükûmeti tarafından verilen bir onur ödülüdür. 70x70pik FIESP Nişanı 25x25pik FIESP 27 Mayıs 2010 São Paulo Sao Paulo Sanayi Federasyonu (FIESP) tarafından verilir. Sigara ile Küresel Mücadele Özel Ödülü Dünya Sağlık Örgütü 28 Mayıs 2010 Antalya Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından tevcih edilmiştir. Dünya Aile Ödülü 24x24pik Dünya Aile Örgütü 29 Haziran 2010 New York Dünya Aile Örgütü'nün 2010 özel ödülüdür. 70x70pik Kosova Bağımsızlık Madalyası 4 Kasım 2010 Priştine Kosova’nın en yüksek Devlet Nişanı'dır. Yılın Lideri Ödülü 24x24pik Arap Bankalar Birliği 25 Kasım 2010 Beyrut Arap Bankalar Birliği Başkanı Adnan Yunus tarafından tevcih edilmiştir. İslam Dünyası Mümtaz Şahsiyet Ödülü 24x24pik Şeyh Fahad Al-Ahmad Uluslararası Hayır İşleri Ödülü Kurulu 10 Ocak 2011 Kuveyt (şehir) Kuveyt ziyareti sırasında tevcih edilmiştir. 70x70pik Danaker Nişanı 2 Şubat 2011 Bishkek Kırgızistan Hükûmeti tarafından verilen Devlet Nişanı'dır. Zelensky awarded the President of Turkey a state order , Ukrayinska Pravda (17 October 2020) En Başarılı Lider Ödülü 24x24pik İmedya 21 Mart 2011 İstanbul İmedya'nın geleneksel ödülüdür. Filistin Uluslararası Mükemmellik ve Yaratıcılık Ödülü 25 Ekim 2011 Ankara Filistin Devleti halkına ve davasına verdiği destekten dolayı verilmiştir. Altın Heykel Ödülü 20x20pik Business Centre Club 21 Ocak 2012 Varşova Ekonomik büyümenin önündeki engelleri sistematik olarak kaldırma, demokrasi ve serbest piyasa ilişkileri kurma çabası nedeniyle tevcih edilmiştir. 10 Yılın Şahsiyeti Ödülü 19x19pik IFIMES 25 Mart 2012 Bled Uluslararası Ortadoğu ve Balkanlar Araştırma Enstitüsü (IFIMES) tarafından tevcih edilmiştir. 70px Altın Kartal Nişanı 11 Ekim 2012 Ankara Altın Kartal Nişanı, Kazakistan Cumhuriyeti'nin en yüksek Devlet Nişanı'dır. 70x70pik Nijer Federal Cumhuriyet Nişanı 9 Ocak 2013 Abuja Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Yusuf tarafından tevcih edilmiştir. 70px Haydar Aliyev Nişanı 3 Eylül 2014 Bakü Haydar Aliyev Nişanı, Azerbaycan'ın en yüksek nişanıdır. 70x70pik Amir Amanullah Han Nişanı 18 Ekim 2014 Kâbil Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani tarafından tevcih edilmiştir. 70x70pik Somali Yıldızı Nişanı 25 Ocak 2015 Mogadişu Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud tarafından tevcih edilmiştir. 70x70pik Ulusal Bayrak Nişanı 13 Mayıs 2015 Tiran, Arnavutluk Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bujar Nishani tarafından tevcih edilmiştir. 70px Leopold Nişanı 5 Ekim 2015 Brüksel Leopold Nişanı, adını ilk Belçika Kralı I. Léopold'dan almıştır. 70x70pik Fildişi Sahili Ulusal Nişanı 29 Şubat 2016 Abidjan Fildişi Sahili Cumhurbaşkanı Alassane Ouattara tarafından tevcih edilmiştir. 70x70pik Ulusal Liyakat Nişanı 3 Mart 2016 Konakri Gine Devlet Başkanı Alpha Condé tarafından tevcih edilmiştir. 70x70pik Madagaskar Devlet Yüksek Nişanı 25 Ocak 2017 Antananarivo Madagaskar'ın en önemli ve en yüksek dereceli nişandır. 70x70pik Şeyh Isa bin Salman El Halife Nişanı 12 Şubat 2017 Manama Bahreyn Kral'ı Hamed bin İsa el-Halife tarafından tevcih edilmiştir. 70x70pik Büyük Mübarek Nişanı 21 Mart 2017 Ankara Kuveyt Emiri Sabah el-Ahmed el-Cabir es- Sabah tarafından tevcih edilmiştir. 70x70pik Sudan Yüksek Nişanı 24 Aralık 2017 Hartum Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir tarafından tevcih edilmiştir. 70x70pik Tunus Devlet Nişanı 27 Aralık 2017 Tunus (şehir) Tunus Cumhurbaşkanı El-Beci Kaid es-Sibsi tarafından tevcih edilmiştir. 70x70pik Ulusal Aslan Nişanı 1 Mart 2018 Dakar Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall tarafından tevcih edilmiştir. 70x70pik Mali Ulusal Nişanı 2 Mart 2018 Bamako Mali Cumhurbaşkanı Ibrahim Boubacar Keïta tarafından tevcih edilmiştir. 70x70pik Gagavuz Yeri Nişanı 17 Ekim 2018 Gagavuzya Gagavuz Özerk Bölgesi Başkanı Irina Vlah tarafından tevcih edilmiştir. 70x70pik Moldova Cumhuriyet Nişanı 18 Ekim 2018 Kişinev Moldova Cumhurbaşkanı Igor Dodon tarafından tevcih edilmiştir. 70x70pik Paraguay Devlet Nişanı 2 Aralık 2018 Asunción Paraguay Devlet Başkanı Mario Abdo Benítez tarafından tevcih edilmiştir. 70px El Libertador Nişanı 3 Aralık 2018 Caracas Venezuela Hükûmeti tarafından verilen Devlet Nişanı'dır. 70px Bilge Prens Yaroslav Nişanı 16 Ekim 2020 İstanbul Ukrayna Hükûmeti tarafından verilen Devlet Nişanı'dır. 70x70pik Türkmenistan Devlet İş Birliği Nişanı 27 Kasım 2021 Aşkabat Türkmenistan Hükûmeti tarafından verilen Devlet Nişanı'dır. 70x70pik Diyarın Tacı Nişanı 16 Ağustos 2022 Ankara II. Abdullah (Malezya kralı) tarafından tevcih edilmiştir. 70x70pik Kazakistan Dostluk Nişanı 12 Ekim 2022 Astana Kazakistan Cumhurbaşkanı tarafından verilen 1. derece Devlet Nişanı'dır. 70x70pik Yüksek Düzeyli İmam Buhari Nişanı 10 Kasım 2022 Semerkant Özbekistan Cumhurbaşkanı tarafından verilen yüksek düzeyli Devlet Nişanı'dır. 70x70pik Türk Dünyası Ali Nişanı 11 Kasım 2022 Semerkant Türk Devletleri Teşkilatı tarafından verilir. == Özel hayatı == 4 Temmuz 1978 günü verdiği bir konferansta tanıştığı 1955 doğumlu Emine Gülbaran ile evlenmiştir. Emine Erdoğan ile Recep Tayyip Erdoğan'ın Ahmet Burak ve Necmettin Bilal isminde iki oğlu, Esra ve Sümeyye isminde iki kızı bulunmaktadır. Mustafa isminde bir erkek kardeşi vardır. Vesile ismindeki kız kardeşi, Ziya İlgen ile evlidir. Damatları, Esra Erdoğan ile evli Berat Albayrak ve Sümeyye Erdoğan ile evli Selçuk Bayraktar'dır. Berat Albayrak, enerji ve tabii kaynaklar ile hazine ve maliye bakanlığı görevlerinde bulunmuştur. ==Popüler kültürde Recep Tayyip Erdoğan== * Hatırla Sevgili dizisinde Saygın Soysal tarafından canlandırılmıştır. * Kurtlar Vadisi Gladio filminde Rafet Özdemir tarafından canlandırılmıştır. * Reis filminde hayatı konu alınmıştır. Reha Beyoğlu, Işık Yıldız ve Batuhan Işık Gürel tarafından canlandırılmıştır. * Sevda Kuşun Kanadında dizisinin bir bölümünde gözükmüş, Emrah Mazı tarafından canlandırılmıştır. * Kod Adı: K.O.Z. filminde Cem Kurtoğlu tarafından canlandırılmıştır. * TRT 1'deki "Pelin Çift ile Gündem Ötesi" programında, Spectral isimli Hollywood filminin 1 saat 36 dakika 20. saniyesinde ABD ordusu'nun düşmanı yok ettiği sahnede subliminal biçimde Recep Tayyip Erdoğan'ın yüzünün gösterildiği iddia edilmiştir. * Papa Francis: Sözünün Adamı belgeselinde bir sahnede gösterilmiştir. * Time Dergisi 28 Kasım 2011 sayısı kapağında üzerinde "Erdoğan'ın Yolu" yazısıyla yer almıştır. == Ayrıca bakınız == * Muhafazakâr demokrasi * Yeni Osmanlıcılık * Erdoğanizm * Türk modeli * Daha Adil Bir Dünya Mümkün == Kaynakça == * * == Dış bağlantılar == * Türkiye Cumhurbaşkanlığı 'nda biyografisi * TBMM'de biyografisi * * * Kategori:Yaşayan insanlar Kategori:1954 doğumlular Kategori:Beyoğlu doğumlular Kategori:İstanbul doğumlu siyasetçiler Kategori:Türkiye başbakanları Kategori:Görev başındaki ulusal liderler Kategori:Türk muhafazakârlar Kategori:Türk tutuklular ve hükümlüler Kategori:Türk Sünniler Kategori:İstanbul İmam Hatip Lisesinde öğrenim görenler Kategori:Eyüp Anadolu Lisesinde öğrenim görenler Kategori:İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinde öğrenim görenler Kategori:Adalet ve Kalkınma Partisi genel başkanları Kategori:TBMM 22. dönem Siirt milletvekilleri Kategori:TBMM 23. dönem İstanbul milletvekilleri Kategori:TBMM 24. dönem İstanbul milletvekilleri Kategori:Erdoğan ailesi Kategori:Haydar Aliyev Nişanı sahipleri Kategori:21. yüzyıl liderleri Kategori:Altın Kartal Nişanı sahipleri Kategori:Türkiye tarafından tutuklanan kişiler Kategori:İslamofobi eleştirmenleri Kategori:Adalet ve Kalkınma Partisi mensubu siyasetçiler Kategori:Türkiye'deki siyasi parti genel başkanları Kategori:Marmara Üniversitesinde öğrenim görenler Kategori:Nakşibendi Kategori:21. yüzyıl Türk siyasetçileri Kategori:İstanbul Büyükşehir belediye başkanları Kategori:Türk Devletleri Teşkilatı Ali Nişanı sahipleri Kategori:Ermeni Soykırımı'nı reddedenler
1,539
Mahmut Celalettin Bayar (16 Mayıs 1883; Umurbey, Gemlik, Bursa - 22 Ağustos 1986, İstanbul), Türk ekonomist ve siyasetçi. Çağdaş Türkiye'nin siyasi yaşamının çeşitli dönemlerinde önemli roller oynamış olan Bayar, Meclis-i Mebusan üyesi, cumhuriyet döneminde iktisat vekili, Mustafa Kemal Atatürk'ün son başbakanı ve 1950-1960 arasında Türkiye'nin üçüncü ve asker kökenli olmayan ilk cumhurbaşkanı olarak görev yaptı. == Yaşamı == ===Gençliği=== 16 Mayıs 1883 tarihinde Bursa'nın Gemlik ilçesinin Umurbey köyünde doğdu. İlmiye sınıfına mensup bir fıkıh bilgini olan babası Abdullah Fehmi Efendi, 93 Harbi'nden sonra, bugün Bulgaristan sınırları içindeki Plevne şehrinden, Gemlik yakınlarındaki Umurbey köyüne göç etmişti. Bu köydeki rüştiyede müdürlük ve bir ara da Gemlik'te müftülük yapmıştı. Bayar, Abdullah Fehmi Efendi'nin üçüncü oğludur (ağabeyleri Behzat ve Asım). İlk ve ortaöğrenimini babasının yanında gören Bayar'ın çocukluğu ve ilk gençlik dönemi ailesinin yerleştiği Bursa'da geçti. Gemlik Mahkeme Kalemi ve Reji İdaresinde stajyer memur olarak çalıştı. Bursa'da açılan Ziraat Bankası veznedarlığı sınavını kazandı. Bankada veznedar olarak çalışırken Fransız papazlar yönetimindeki Collège Français de l'Assomption'da Fransızca okuluna devam etti. İpekböcekçiliği eğitimi veren Darüllâlim-i Harir (İpek Meslek Okulu)'de eğitim gördü. 1905 yılında Deutsche Orient Bank'ın imtihanını kazanarak burada kısa zamanda imza sahibi oldu. 1903'te, İnegöl'ün yerlilerinden ve eşrafından Refet Bey'in kızı Reşide Bayar ile evlendi, bu evlilikten Refii (1904-1940), Turgut (1911-1983), Nilüfer Gürsoy (1921-) adlarında üç çocuğu olmuştur. küçükresim| Genç Celâleddin (Celâl Bayar) === Siyasi kariyeri === Bu yıllarda özellikle dayısının etkisiyle siyasetle ilgilenmeye başladı. 1907'de İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Bursa'daki gizli kolu olan Küme adlı örgüte girdi. II. Meşrutiyet'in ilanından (1908) sonra İttihat ve Terakki'yi Anadolu'da örgütlendirme politikası çerçevesinde Bursa’da bir şube açıldı. Bu cemiyetin Bursa şubesinin önce rehber muavini, sonra da rehberi oldu. 31 Mart Olayı (1909) başlayınca Hareket Ordusu'na katılmak üzere Bursalı İttihatçılardan bir gönüllü birliği oluşturdu. Mudanya'ya kadar gittiyse de ayaklanma bastırıldığından İstanbul'a gitmesine gerek kalmadı. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin fırka (parti) konumunu alması üzerine Bursa sorumlu yazmanlığına (kâtib-i mesul) atandı. Ardından aynı görevle 1911'de İzmir'e gönderildi. Orada İttihat ve Terakki politikalarının başlıca uygulayıcılarından oldu. Partinin propaganda ve örgütlenme çalışmalarını yürüttü. Halka Doğru cemiyetini kuran ve parti görüşlerini yansıtan yine aynı adlı bir dergi çıkaran Bayar, bu dergide Turgut Alp takma adıyla yazılar yazdı. Millî İktisat politikasının uygulamaya geçirilmesi için çalıştı. Yörenin ekonomisine egemen olan gayrimüslim azınlıkların yanı sıra Türk halkının da ekonomik etkinliğinin artırılması çabalarına girişti. Partisinin öncülüğünde İzmir Kız Lisesinin açılmasına önayak oldu (1912). Basmahane'de Şimendifer Meslek Okulunun açılmasına yardım etti. Kooperatifçiliği yaygınlaştırmaya çalıştı. İzmir'de bir millî kütüphane kurdurdu. Celal Bayar'ın, spor yapan Altaylı gençleri İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katmak için gösterdiği çabanın sonucunda 1914 yılının 16 Ocak tarihinde Altay fiilen kuruldu. O dönem Şark İdadisinde faaliyet gösteren Altay'ın kuruluşu için para yardımında da bulunarak Altay’ın güçlenmesini sağladı. ====Kurtuluş Savaşı==== I. Dünya Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilgisiyle son bulup İttihat ve Terakki iktidardan uzaklaştırılarak bu partinin yöneticilerine karşı soruşturma ve suçlamalar başlayınca savaş suçlusu olarak İzmir Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yargılandı ve aklandı. Mütareke döneminde İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti ve İzmir Müdâfaa-i Hukuku Osmaniye Cemiyeti'nin kuruluşuna katıldı (1918). İstanbul'da İtilafçı hükûmetler iş başına geçtiğinde adı bir kez daha tutuklanacaklar listesine girince ve İzmir'in işgali tehlikesi belirince, arkadaşı Jandarma Yüzbaşısı Sarı Efe Edip ile birlikte İzmir'den kaçıp dağlara çekilerek Gökçen Efe'ye sığındı. Galip Hoca takma adıyla, zeybek ve köy hocası kılığında köy köy dolaşarak işgale karşı propaganda yaptı. İzmir'in işgalinden sonra Söke yöresindeki ulusal direnişçilerle iş birliği yaptı. Direnişçilerin safında Yunan işgaline karşı Aydın'ın geri alınması mücadelesine katıldı. Denizli cephesinde Demirci Mehmet Efe'ye danışman oldu. Balıkesir Kongresi kararıyla Akhisar cephesi alay komutanlığına getirildi. Köylü kıyafetinde, eşeklerle odun kömürü satın almak için köy köy dolaşan Celal Bayar, Akhisarlılara önderlik yapabilecek kabiliyette olan kişilerle irtibat kurmuştur. Özellikle kendi bölgelerinde nüfuz sahibi olan Kömürcü köyünden Uşşaki Şeyhi Sadık (Erenbaş) Efendi, Arabacıbozköy’den Kadiri şeyhi İbrahim (Yılmaz) Efendi ve Beyoba köyünden Ziya Bey ile çok sıkı bir diyalog kurmuştur. Hemen hemen Akhisar’ın bütün köylerini dolaşan Celal Bayar, halkı örgütlemiş ve millî bilincin oluşmasında gereken her şeyi yapmıştır. 1920'de Osmanlı Meclis-i Mebusanı'na Saruhan Sancağı (Manisa) mebusu seçildi. Meclis'te Kuvâ-yi Milliye'yi öven ve Saray'ın Kurtuluş Savaşı konusundaki ilgisizliğini yeren konuşmalar yaptı. İstanbul işgal edilince (16 Mart 1920) gizlice Bursa'ya geçti. Ankara'ya geçmeyi planlarken isyancı Anzavur kuvvetleri Bursa'ya doğru harekete geçince, Mustafa Kemal Paşa Celal Bayar'dan bir süre Bursa'da kalarak buradaki Kuvâ-yi Milliye örgütüyle iş birliği yapmasını istedi. Bu görevi nedeniyle, Ankara'da 23 Nisan 1920'de toplanan TBMM'nin açılış toplantısında hazır bulunamadı. 8 Mayıs 1920'de Ankara'ya geçerek I. dönem TBMM'ye Bursa mebusu olarak katıldı.Celal Bayar, Kayseri Cezaevi Günlüğü, Yapı Kredi Yayınları, 1999. ISBN 975-363-952-X. Meclis'te eski İttihatçılarla iş birliği yapmayarak Mustafa Kemal Paşa'nın yakın çevresine girdi. İktisat encümeni raportörlüğü yaptı. 1920'de bir ara iktisat vekilliğine vekâlet etti. Çerkez Ethem ile TBMM arasında arabuluculuk yapmakla görevlendirilen kurula üye seçildi, Ethem ile görüşmeler yaptı. Mustafa Kemal Paşa'nın direktifleriyle Yeşil Ordu Cemiyeti ve resmî Türkiye Komünist Fırkası'nın yöneticileri arasında yer aldı. 1921-1922 yılları arasında iktisat vekili olarak görev yaptı. 1922'de Lozan Konferansı'na gönderilen ilk kurula danışman olarak katıldı. Aynı yıl bir süre hariciye vekilliğine vekâlet etti. 1923 seçimlerinde, Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Grubu adayı olarak 2. TBMM'ye İzmir Milletvekili olarak girdi. Türk Kurtuluş Savaşı'nda göstermiş olduğu üstün hizmetler dolayısıyla Kırmızı-Yeşil şeritli İstiklâl Madalyası ile taltif edildi. ====Tek parti dönemi==== Cumhuriyet'in ilanından sonra, Mart 1924'te Mübadele, İmar ve İskân vekilliğine atandı. Temmuz 1924'te bu görevden istifa etti. Aynı yıl Mustafa Kemal tarafından yeni bir ulusal banka kurmakla görevlendirildi. 26 Ağustos 1924'te ulusal ekonomi politikasının temel taşlarından olan ve Türkiye'nin ekonomik yaşamında belirleyici bir rol oynayan Türkiye İş Bankası'nı kurdu ve 1932'ye değin genel müdürlüğüne yaptı. Hükûmetin etkin desteğinden yararlanan İş Bankası hızlı bir gelişme gösterdi. Bayar bu dönemde Mustafa Kemal'in yakın çevresinde bulunmasının sonucu olarak rejimin ekonomi politikasının belirlenmesinde etkili oldu. Aşarın kaldırıldığı, toprak dağıtımına gidildiği, Teşvik-i Sanayi Kanunu'nun çıkarıldığı, demiryolu yapımının hızlandırıldığı ve T.C. Merkez Bankası'nın kurulduğu bu dönemde, ekonomi politikasının temel özelliği devlet desteğiyle bir tür kapitalizm yaratma kaygısıydı. 1929 Büyük Bunalımı'nın etkileri, "liberal" denen bu politikanın yerini devletçiliğe bırakmasına yol açtı. 1932'de iktisat vekilliğine getirilen ve 1937'ye değin bu görevde kalan Bayar, devletçiliğin de önde gelen uygulayıcılarından oldu. Ama "İş Bankası Çevresi"nin baş temsilcisi olarak, daha katı bir devletçilikten yana olan İsmet Paşa çevresiyle tam olarak anlaşamadı. Bayar'ın devletçilik anlayışı, devletçiliği bir sistem olarak değil, ulusal kapitalist bir ekonominin yaratılmasında etkin bir yöntem olarak görmede odaklaşıyordu. Bayar'ın iktisat vekilliği döneminin ayırıcı özelliği, devletin ekonomiye düzenleyici müdahalelerinin artmasının yanı sıra, bizzat devlet eliyle sanayileşme girişiminin büyük boyutlara ulaşmasıydı. Bu amaçla 1. Beş Yıllık Sanayi Planı hazırlandı. Sanayileşmenin yürütülmesi ve finansmanıyla görevli Sümerbank, Etibank gibi kuruluşlar oluşturuldu. Birçok alanda devlet tekeli getirildi. Sanayileşmeyi desteklemek amacıyla dış ilişkilerde korumacı bir siyaset izlendi, iç ticaret hadleri tarım aleyhine bozuldu. Birçok alanda millileştirmeye gidildi. İsmet İnönü, bazı konularda Atatürk'le anlaşmazlığa düşerek başbakanlıktan istifa edince, 1 Kasım 1937'de Bayar bu göreve getirildi. Ama yeni hükûmet genel politikada köklü bir dönüşüm gerçekleştiremedi. Hükûmetin bileşiminde de önemli bir değişiklik yapılmadı, ekonomi politikası değiştirilmedi. Bayar hükûmeti döneminde devletçi yaklaşımı sürdüren Denizbank Kanunu çıkarıldı, birkaç devletleştirme yapıldıysa da bu alanda önemli bir girişim olmadı. Atatürk'ün ölümünden (10 Kasım 1938) sonra cumhurbaşkanı seçilen İnönü'nün yeniden başbakanlığa atadığı Bayar'ın bu görevi kısa sürdü, Ocak 1939'da istifa ederek başbakanlıktan ayrıldı. ====Demokrat Parti==== II. Dünya Savaşı yıllarında Bayar'ın siyasal etkinliği sınırlı kaldı, yeniden milletvekili seçildiyse de önemli bir göreve getirilmedi. 1943'ten sonra hükûmete karşı ılımlı muhalif bir tutum takındı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimine karşı muhalefet, 1945 yılı Bütçe Kanunu'nun oylanması sırasında su yüzüne çıktı; 29 Mayıs 1945 günü, Şükrü Saraçoğlu Hükümetinin 1945 yılının yedi aylık bütçesi için yapılan oylamada Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü, Refik Koraltan ve Emin Sazak'la birlikte bütçeye red oyu verdi, ardından, aynı gün içinde yapılan güven oylamasında hükûmete güvensizlik oyu verenler arasında yer aldı. Parti içi muhalefet 7 Haziran 1945'te Bayar, Menderes, Koraltan ve Köprülü'nün CHP Meclis Grubu başkanlığına "Dörtlü Takrir" diye bilinen "Parti tüzüğü ve bazı kanunlarda tadilat" isteyen bir önerge vermesiyle iyice belirginleşti. Ülkede ve partide siyasal liberalleşme isteyen bu önerge, CHP grubunda, imza sahiplerinin dışındaki üyelerce oybirliğiyle reddedildi. Ardından, önce 21 Eylül 1945 günü CHP Divanı oybirliğiyle Dörtlü Takrir'i verenlerden Köprülü ve Menderes'i, kısa süre sonra da Koraltan'ı partiden ihraç etti. Bayar, Eylül 1945'te milletvekilliğinden, Aralık 1945'te de CHP'den istifa etti. 7 Ocak 1946'da bu üç arkadaşıyla birlikte Demokrat Parti'yi (DP) kurdu ve partinin genel başkanlığına seçildi. Tek parti dönemindeki, özellikle II. Dünya Savaşı yıllarındaki sıkıntıların halkta yarattığı hoşnutsuzluk ve savaş ertesinde dünya çapındaki demokratik gelişme bağlamında kurulan, aynı zamanda tek parti üst kademesindeki (özellikle İnönü-Bayar çekişmesinde odaklaşan) iktidar mücadelesini ve (İnönü'nün saf devletçiliği ile Bayar'ın özel girişime yönelik devletçiliği gibi) farklı ekonomi politikası yaklaşımlarını yansıtan Demokrat Parti'nin programında siyasal demokratikleşme, bürokrasinin gücünün kırılması, devletçilik ilkesi korunmakla birlikte, özel girişimin özendirilmesi gibi temalar işleniyordu. Bayar partiyi tanıtmak için çıktığı gezilerde artık halkın iktidara gelmesi gerektiğinden, halk iradesinden söz ediyordu. DP 1946 seçimlerinde CHP'ye karşı görece bir başarı elde ederek 62 milletvekili çıkardı. Bayar da İstanbul'dan milletvekili seçildi. 1946-1950 yılları arasında, ana muhalefet partisi lideri olarak eski partisi CHP'ye karşı zaman zaman sertleşen bir muhalefet yürüttü. DP'nin Ocak 1947'deki ilk kongresinde Bayar, Seçim Kanunu'nun değiştirilmesini, aynı kişinin hem cumhurbaşkanı hem parti başkanı olamamasını, antidemokratik yasaların kaldırılmasını istedi. Ama CHP'ye karşı muhalefetin dozu konusunda, DP içindeki ılımlılar arasında yer aldı. "Aşırılar" daha sonra partiden ayrılarak, Millet Partisi'ni kurdular. DP tek parti döneminin etkin laiklik politikasından hoşnutsuzluk duyan dinci çevrelerce desteklenmekle birlikte, Bayar'ın "Atatürkçü" kişiliği bu partinin laikliğe bağlılığı konusunda güvence olarak görülüyordu.Encyclopædia Britannica Fifteenth Edition == Cumhurbaşkanlığı (1950-1960) == küçükresim|sol|Bayar 1958'deki Batı Almanya ziyareti sırasında 1950 seçimlerinde oyların yüzde 53'ünü alan DP büyük bir seçim başarısı elde ederek tek başına iktidara geldi ve Cumhuriyet döneminde iktidar ilk kez el değiştirdi. Muhalefet günlerinde Celal Bayar cumhurbaşkanı olmak yerine, kabine başında olmayı tercih ettiğini kesin surette söylemişti. Parti liderinin cumhurbaşkanı olmaması ve bu makamın politika dışında kalması hakkında muhalefet devrinde yapılan ısrarlarında samimi olduğu, Bayar'ın cumhurbaşkanlığını reddetmesi suretiyle belirtilmiş olacaktı. Fakat seçimlerin ardından kararı değişince, Celal Bayar, 22 Mayıs 1950'de cumhurbaşkanı seçildi ve DP genel başkanlığından çekildi. 1954 ve 1957 seçimleri sonunda da yeniden cumhurbaşkanı oldu ve 27 Mayıs Darbesi'ne (1960) kadar bu görevde kaldı. Türkiye'nin üçüncü cumhurbaşkanı olan Bayar, Cumhuriyet'in asker kökenli olmayan ilk cumhurbaşkanıdır (Bayar görevden uzaklaştırıldıktan sonra da 29 yıl boyunca cumhurbaşkanlığı makamında asker kökenliler yer aldı.). DP genel başkanlığından ayrılmasına karşın, DP iktidarı döneminde DP politikalarının belirlenmesinde Adnan Menderes'le birlikte birinci derecede söz sahibi oldu. Partilerüstü bir görev anlayışı izlemedi, taşıdığı DP amblemli bastonda simgeleşen davranışlarıyla sürekli olarak DP'nin önderi olduğu görünümünü verdi. Seçimlerde etkin biçimde propaganda gezilerine katıldı. Bu nedenle muhalefet tarafından sık sık eleştirildi. DP döneminde Batı blokuyla ilişkiler sıklaştırıldı, Türkiye Kore Savaşı'na ve NATO'ya katıldı. Bu temelde birçok dış gezi de yapan Bayar, 1954'te, ABD'ye resmî bir ziyarette bulunan ilk Türkiye Cumhurbaşkanı oldu. 1957 seçimleri öncesi, 20 Ekim 1957'de DP'nin İstanbul'daki mitingindeki konuşmasında "Türkiye'nin 30 yıl içinde bir "Küçük Amerika" olacağını" açıkladı. On yıllık DP iktidarı döneminde Türk toplumu derin dönüşümler yaşadı. Özel girişimi özendiren enflasyonist bir ekonomi poltikası izlendi, ama devletin ekonomik ağırlığı azaltılmadı. Halkın siyasal katılımı arttı, siyasal üst kademenin yapısı değişti. Laiklik yönelimi terk edilmemekle birlikte, tek bir partinin etkin laiklik politikasından vazgeçildi. Ama 1950'lerin ikinci yarısında, ekonomik bunalımın da etkisiyle, DP gittikçe artan otoriter bir politika izledi, muhalefete karşı baskı uyguladı. Bu otoriter yönetimde Bayar'ın da belirleyici bir etkisi oldu. Etem Menderes, 14 Kasım 1957 günü not defterine, Bayar'ın, "İcap ederse İsmet Paşa'yı da sehpaya götürmekte tereddüt etmem!" dediğini yazdı ve bunu "korkunç ihtiras" olarak tanımladı. === 27 Mayıs Darbesi === küçükresim|sol|280px|Yassıada'da bir duruşma sırasında Celal Bayar, Adnan Menderes ve diğer DP'liler. DP'nin artan baskısına karşı artan hoşnutsuzluktan yararlanan 27 Mayıs 1960 askerî müdahalesi DP iktidarını devirdi. Bayar, darbe sabahı Çankaya Köşkü'nde kendisini teslim almaya gelen subaylara karşı önce direnmeye çalıştı, sonra da ceketinin cebindeki tabancayı şakağına dayayarak intihar girişiminde bulundu. Ancak 77 yaşındaki Bayar'dan daha atik davranan askerler tabancayı elinden almayı başardılar.Soner Yalçın, Efendi: Beyaz Türklerin Büyük Sırrı, Doğan Kitap, Nisan 2005. ISBN 975-293-203-7.Bülent Çaplı, Can Dündar, Mehmet Ali Birand, Demirkırat: Bir Demokrasinin Doğuşu, Doğan Kitap, 1993. ISBN 975-293-403-0. Bayar öbür DP yöneticileriyle birlikte tutuklandı, "vatana ihanet" ve "anayasayı ihlal" suçlamasıyla Yassıada'da, Yüksek Adalet Divanı'nda yargılandı. Yassıada'da tutuklu olduğu sırada, 25 Eylül 1960'ta, Düşükler Yassıada'da filmine tepki göstererek bel kemeriyle intihara teşebbüs etti ancak kurtarıldı. 15 Eylül 1961'de idama mahkûm edildi. Hüküm verildiği zaman 78 yaşında olan Bayar'ın cezası Millî Birlik Komitesi tarafından yaşam boyu hapse çevrildi ve Yassıada'dan Kayseri Cezaevi'ne nakledildi. Hastalığının ilerlemesi üzerine, 14 Şubat 1962'de tedavi için Ankara'ya getirildi ve 5 gün sonra yeniden Kayseri'ye götürüldü. 1963 yılının ilk aylarında Celal Bayar’ın sağlık nedenleriyle Cumhurbaşkanı tarafından affı gündeme geldi. Bayar'ın cezası, sağlık nedenleriyle hükûmet tarafından 6 aylık bir süre için ertelendi ve 22 Mart 1963'te tahliye edildi. 23 Mart’ta Kayseri’den Ankara’ya gelen Bayar’ı, büyük bir konvoy ve kalabalık karşıladı. Bu coşkulu karşılama tepkilere neden oldu, aleyhte gösteriler Adalet Partisi (AP) Binasının, Bayar’ın yerleştiği evin ve Yeni İstanbul gazetesinin taşlanmasına kadar gitti. AP’nin kapatılacağı endişesi ortaya çıktı. Bu gelişmelerden sonra 28 Mart’ta Bayar’ın cezasının ertelenmesi ile ilgili karar kaldırıldı. Bu tarihten itibaren 6 ay Ankara Hastanesinde gözetim altında kaldıktan sonra, sağlık durumunda herhangi bir değişiklik olmamasına rağmen tekrar Kayseri Cezaevi’ne gönderildi (5 Ekim 1963). Sağlık nedeniyle serbest bırakıldığı 8 Kasım 1964'e değin Kayseri Cezaevi'nde kaldı. 8 Temmuz 1966'da da hakkında verilen adli tıp raporuyla dönemin cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından, Anayasa'nın 97. maddesinde yazılı sebeplere dayanılarak affedildi. Adalet Partisi hükûmetinin 8 Ağustos 1966'da çıkardığı yeni bir af yasasıyla, ömür boyu hapis cezasına çarptırılanlar da dahil olmak üzere eski DP'lilerin tümü özgürlüklerine kavuştular. === Sonraki yıllar ve ölümü === Bundan sonra, eski DP'lilerin siyasal haklarının geri verilmesi için çalıştı. 1968'de, kendisi gibi siyasal haklarını yitirmiş eski DP'lileri haklarını geri alabilmeleri için bir araya getirmeyi amaçlayan "Bizim Ev" adlı bir kulüp kurdu. 14 Mayıs 1969'da siyasal hasmı İsmet İnönü ile tarihi buluşma gerçekleştirerek eski DP'lilerin siyasi haklarının geri almaları için gereken anayasa değişikliği konusunda CHP'nin desteğini sağladı. İnönü'nün yardımlarıyla Anayasa değişikliği TBMM'de onaylandı. Ancak değişikliğin Cumhuriyet Senatosu'nda oylanmasından önce Türk Silahlı Kuvvetleri ve Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın tavır alması nedeniyle, iktidardaki Adalet Partisi'nin lideri Süleyman Demirel yaklaşan 1969 seçimleri öncesinde TSK ile gerginlik çıkmaması için Senato'daki oylamanın seçimlerden sonraya bırakılmasını istedi. AP’nin af konusundaki tutumu ile parlamentonun itibarını zedelediğini ileri süren Bayar’ın kızı Nilüfer Gürsoy ve eski DP’li bakanlardan Samet Ağaoğlu’nun eşi AP Manisa Milletvekili Neriman Ağaoğlu, 31 Temmuz 1969 günü partilerinden ve milletvekilliklerinden istifa ettiler. Bu gelişme eski DP’lilerin AP’lilerle ihtilaflarının su yüzüne çıkması şeklinde yorumlandı. Bununla birlikte seçimlerin ardından anayasa değişikliği Cumhuriyet Senatosu’nda görüşüldü ve 6 Kasım 1969’da kabul edildi. Ancak 14 Kasım 1969 günü Türkiye İşçi Partisi, kanun değişikliğinin usul yönünden iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Mahkeme başvuruyu haklı bularak, 16 Haziran 1970'te anayasa değişikliğini iptal etti. Bu iptal, kanunun Millet Meclisi’nde kabulü sırasında AP'li Meclis Başkanı Ferruh Bozbeyli’nin yaptığı hatanın sonucu olarak nitelendirildi, Bozbeyli’nin itirazına rağmen, bilerek usul hatası yaptığına dair iddialar sürdü. Siyasi affın bu şekilde Anayasa Mahkemesi’nce iptali, AP’nde parti içi bölünmelerin artmasına neden oldu. Bu süreçte AP'den istifa ve ihraç edilenler Aralık 1970'te Demokratik Parti'yi kurdular. Bayar, kurucuları arasında kızının da yer aldığı Demokratik Parti'yi destekledi. Bu partinin seçim kampanyalarına katıldı. 1973 seçimleriden sonra oluşan CHP-MSP Koalisyonu zamanında 2 Nisan 1974’te Meclis, eski DP’lilerin siyasi haklarının iadesini öngören kanun teklifini kabul etti. Ancak eski DP'lilerin siyasi partilere üye olabilmesi ve milletvekili seçilebilmeleri için siyasi partiler ve seçim kanunlarında da yapılması gereken değişiklikler vardı, bu değişiklikler aynı yılın aralık ayında gerçekleştirilebildi. Cezaları bağışlanan Bayar, 1961 Anayasası'na göre, eski cumhurbaşkanı olarak, Cumhuriyet Senatosu'nun doğal üyesi sayılıyordu. AP'li senato başkanı Tekin Arıburun'un, Senato'ya katılması yolundaki çağrısını, doğal üyeliğe karşı olduğu savıyla geri çevirdi (28 Nisan 1974). Affın gerçekleşmesinden sonra Demokratik Partililerden büyükçe bir grubun AP'ye dönmesi üzerine, Bayar da 1975 Senato kısmi seçimlerinde yeniden Adalet Partisi'ni destekledi; Bursa'da yapılan AP mitinginde, Süleyman Demirel ile birlikte kürsüye çıkarak konuştu. Bu dönemde sağ siyasal güçler açısından birleştirici bir simge sayıldı. 12 Eylül Darbe yönetimini ve 1982 Anayasası'nı destekledi. == Ölümü == Uzunca süre yaşadığı konjestif kalp yetmezliği nedeniyle kaldırıldığı İstanbul Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezinde (günümüzde Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi) 22 Ağustos 1986'da 103 yaşında hayatını kaybetti. Öldüğünde, dünyanın en yaşlı politikacısıydı. Ölümünün ardından Anıtkabir'e defnedilmesi gündeme geldi. Bazı basın organları ve siyasi partiler konuyu gündeme getirdi. Başbakan Turgut Özal ve SHP lideri Erdal İnönü de Anıtkabir'e gömülmesine destek verdiler. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ise buna karşı çıktı, teklifi reddetti. Cenazesi, 28 Ağustos 1986'da Ankara'da Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in de katılımıyla gerçekleşen devlet töreninin ertesi günü doğum yeri olan Umurbey'de toprağa verildi. ==Anısı== 1965 ile 1972 arasında Ben de Yazdım başlığıyla 8 cilt halinde anılarını yayımladı. 1969'da Başvekilim Adnan Menderes (derleyen İsmet Bozdağ) adlı bir kitabı yayımlandı. 1961 ile 1964 arasında yaklaşık üç yıl kaldığı Kayseri Cezaevi'ndeki anıları Kayseri Cezaevi Günlüğü (hazırlayan Yücel A. Demirel) adıyla 1999 yılında kitaplaştırıldı. Doğduğu ev, Yapı Kredi Bankası'nın sahibi Kazım Taşkent'in katkılarıyla restore edilmiştir. 1992 yılında kurulan Manisa'daki Celal Bayar Üniversitesi'ne adı verildi. == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * Celal Bayar , T.C. Cumhurbaşkanlığı * BBC Türkçe ile 1982 yılında yapılan röportaj Kategori:100 yaş üstü Türkler Kategori:1883 doğumlular Kategori:1948 Türkiye İktisat Kongresi'ne katılanlar Kategori:1986 yılında ölenler Kategori:27 Mayıs Darbesi Kategori:Askerî darbe ile devrilen liderler Kategori:Bursa'da defnedilenler Kategori:Cumhuriyet Halk Partisi mensubu siyasetçiler Kategori:Demokrat Parti (1946) genel başkanları Kategori:Dersim İsyanı'nda kişiler Kategori:Gemlik doğumlular Kategori:İstanbul'da ölenler Kategori:İttihat ve Terakki üyeleri Kategori:Kırmızı-yeşil şeritli İstiklâl Madalyası sahipleri Kategori:Kurtuluş Savaşı'na katılan siviller Kategori:Almanya Federal Cumhuriyeti Liyakat Nişanı sahipleri Kategori:Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı (1920) Manisa üyeleri Kategori:TBMM 1. dönem Manisa milletvekilleri Kategori:TBMM 10. dönem İstanbul milletvekilleri Kategori:TBMM 11. dönem İstanbul milletvekilleri Kategori:TBMM 2. dönem İzmir milletvekilleri Kategori:TBMM 3. dönem İzmir milletvekilleri Kategori:TBMM 4. dönem İzmir milletvekilleri Kategori:TBMM 5. dönem İzmir milletvekilleri Kategori:TBMM 6. dönem İzmir milletvekilleri Kategori:TBMM 7. dönem İzmir milletvekilleri Kategori:TBMM 8. dönem İstanbul milletvekilleri Kategori:TBMM 9. dönem İstanbul milletvekilleri Kategori:Teşkilât-ı Mahsusa Kategori:Türk Sünniler Kategori:Türk tutuklular ve hükümlüler Kategori:Türkiye başbakanları Kategori:Türkiye'deki ana muhalefet partisi genel başkanları Kategori:Türkiye'deki siyasi parti genel başkanları Kategori:Bursa doğumlu siyasetçiler Kategori:Bulgaristan Türkleri Kategori:İmar ve İskan Bakanları Kategori:Türkiye tarafından tutuklanan kişiler Kategori:Celâl Bayar Kategori:Türk muhafazakârlar
1,547
Modeller kuramı, matematiksel konseptleri küme kuramı temelinde inceleyen ya da başka bir deyişle matematiksel sistemlerin dayandığı modelleri araştıran matematik dalıdır. Modeller kuramı, 'dış dünyada' matematiksel nesnelerin var olduğunu varsayar ve nesneler, nesneler arasında bazı işlemler ya da bağıntılar ve bir aksiyomlar kümesi verildiğinde, nelerin nasıl tanıtlanabileceğine ilişkin sorular sorar. Seçim aksiyomu ve süreklilik hipotezinin küme kuramının diğer aksiyomlarından bağımsız olduğu tespiti modeller kuramından doğan en ünlü sonuçlardır (Paul Cohen ve Kurt Gödel tarafından tanıtlanmıştır). Hem seçim aksiyomunun hem de seçim aksiyomu negasyonunun küme kuramının Zermelo-Fraenkel aksiyomlarıyla uyumlu olduğu tanıtlanmıştır. Bu sonuçlar model teorisinin özel bir uygulaması olan Aksiyomatik küme kuramı dalının bölümleridir. Modeller kuramının pratik bir uygulama örneği reel sayılar kuramıyla verilebilir. Her nesnenin bir reel sayı olduğu bir nesneler kümesi ve {×,+,-,.,0,1} gibi bir bağıntılar ve/ya da fonksiyonlar kümesini ele alalım. Bu dilde kuracağımız örneğin "∃ x (x × x = 1 + 1)" önermesinin reel sayılar için doğru olduğu yani belirtilen koşulu sağlan bir x olduğu bellidir; fakat aynı önerme rasyonel sayılar için yanlıştır. Buna karşın "∃ x (x × x = 0 - 1)" önermesi reel sayılar için yanlıştır. Önermeyi doğru yapmak için sabit bir simge i ve yeni bir aksiyom "i × i = 0 - 1" ekleyerek kompleks sayıları tanımlayabiliriz. Buna göre modeller kuramı matematiksel sistemler içinde nelerin tanıtlanabilir olduğu ve bu sistemlerin kendi aralarındaki ilişkilerle ilgilenir. Özel olarak modeller kuramı bir sisteme yeni aksiyomlar ya da yeni dil yapıları eklendiğinde ne gibi sonuçlar ortaya çıktığını araştırır. == İlgili konular == * Tersine Matematik * Tanıtlama kuramı
1,143
Gülse Birsel (evlilik öncesi soyadı Şener; d. 11 Mart 1971, İstanbul), Türk oyuncu, sunucu, komedyen, senarist ve gazetecidir. == İlk yılları == Gülse Birsel, 11 Mart 1971'de Gültekin ve Semiha Şener çiftinin üçüncü çocuğu olarak İstanbul'da doğdu. Babası Uşaklı bir avukat, annesi ise ev hanımıdır. Adını annesinin ve babasının adlarının ilk hecelerinden almaktadır. Kendisinden on beş yaş büyük Bozkurt adlı bir ağabeyi ve on üç yaş büyük Dilek adlı bir ablası vardır. Ailesinin kökleri Uşak'tan Ordu'ya, Muş Varto'nun Çerkes köylerinden İstanbul'​un Beyazıt semtine uzanır.https://www.sabah.com.tr/yazarlar/pazar/birsel/2012/05/27/hangi- takimsin-hemserim (Zira ailemin kökleri Uşak'tan Ordu'ya, Muş Varto'nun Çerkes köylerinden İstanbul'​un Beyazıt semtine uzanan tam bir mozaik!) Ağabeyi göz doktoru ve eski bir millî voleybolcudur. Ortaöğrenimini Beyoğlu Anadolu Lisesinde tamamladı. Lise son sınıfa kadar meslek olarak oyunculuğu seçmeyi düşünüyordu. Ancak ailesinin isteğiyle Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümünde öğrenim gördü. Daha sonra 1994-1996 yılları arasında Columbia Üniversitesinde sinema yüksek lisansı yaptı. == Kariyeri == Gülse Birsel, üniversite ikinci sınıftayken Aktüel dergisinde işe başladı. 1996'da Türkiye'ye dönen Birsel, üç ay boyunca atv'de sabah bülteninin dış haberlerini yazdı. Bir yıl sonra Esquire dergisinin yayın yönetmenliğine getirildi. Aralık 1997'den 2003'e kadar Harper's Bazaar dergisinin yayın yönetmenliğini üstlendi. Daha sonra 2001-2002 yıllarında Sabah gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Yine bu dönemde FHM, Gezi, Harper's Bazaar ve House Beautiful dergilerinde genel koordinatör olarak çalıştı. Mart 2002'de atv'de ekrana gelmeye başlayan g.a.g. adlı programla televizyona adım attı. Mart 2003'te bazı g.a.g. metinleri ile köşe yazılarını Gayet Ciddiyim adıyla kitaplaştırdı. Mart 2004'e kadar g.a.g.ın sunuculuğunu ve metin yazarlığını üstlendi. Mart 2003'te Levent Özdilek ile birlikte başrolünde yer aldığı Eyvah! Eski Kocam adlı atv dizisi, ilk bölümünün ardından yayından kaldırıldı. 11 Şubat 2004'te Atv'de başlayan Avrupa Yakası adlı dizinin senaristliğini ve başrol oyunculuğunu üstlendi. Kendisine dizide Gazanfer Özcan, Hümeyra ve Ata Demirer gibi oyuncular eşlik etti. Mayıs 2004'te ikinci kitabı Hâlâ Ciddiyim yayımlandı. 2005 yapımı Hırsız Var! adlı film ile sinemaya adım attı. Ağustos 2005'te üçüncü kitabı Yolculuk Nereye Hemşerim? piyasaya çıktı. Nisan 2008'de İstanbul'dan geçen 2008 Yaz Olimpiyatları meşalesini taşıdı. 2009 yapımı 7 Kocalı Hürmüz filmiyle ikinci kez sinemada boy gösterdi. Avrupa Yakası, 24 Haziran 2009'da 190. bölümüyle ekrana veda etti. Birsel'in dördüncü kitabı Velev ki Ciddiyim! Aralık 2009'da, beşinci kitabı Yazlık ise Haziran 2011'de yayımlandı. 13 Ocak 2012'de Kanal D'de başlayan ve dört sezon devam eden Yalan Dünya adlı dizinin senaristliğini ve başrol oyunculuğunu üstlendi. Kendisine dizide Altan Erkekli, Füsun Demirel ve Olgun Şimşek gibi oyuncular eşlik etti. Mart 2013'te Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığına başladı. 2015'te TV8'de ekrana gelen Komedi Türkiye adlı yarışma programında jüri üyeliği yaptı. Altıncı kitabı Memleketi Ben Kurtaracağım! Kasım 2015'te piyasaya çıktı. Senaryosunu yazdığı ilk sinema filmi olan ve aynı zamanda oyuncu olarak da yer aldığı Aile Arasında, Aralık 2017'de vizyona girdi. 18 Şubat 2018'de Star TV'de, ardından TV8'de, onun ardından internet platformu Puhutv'de ve tekrar Star TV'de yayınlanan Jet Sosyete dizisinin senaryosunu yazdı ve başrolünde yer aldı. Dizide Cengiz Bozkurt, Ayşenil Şamlıoğlu, Sarp Apak, Çağlar Çorumlu ve Derya Karadaş gibi isimler de eşlik etmiştir. Ayrıca 2020'de Türkiye'de COVID-19 pandemisi sebebiyle dünyada evde çekilen ilk dizi de olmuştur ve dünya basınında da yer almıştır. Evde çekilen 2. bölümde toplamda 59. bölümle dizi sona ermiştir. Ekim 2019'da Hürriyet gazetesinden istifa ettiğini kendi resmî sosyal medya hesabından duyurdu. Nisan 2022'de Disney+ ile iki film ve üç sezonluk bir dizi için anlaştı. 2022 yılında Disney+ platformunda yayınlanan Yılbaşı Gecesi filmini yazdı ve bu filmde kendisi de rol aldı. == Kişisel yaşamı == Gülse Birsel, Fransa'nın Cannes şehrinde Ayşe Arman aracılığıyla tanıştığı Salah Birsel'in akrabası olan gazeteci ve televizyoncu Murat Birsel ile bir yıl sonra Ağustos 1999'da evlendi. Anne olmaya uygun biri olmadığını ifade eden Birsel'in çocuğu bulunmamaktadır. Eşiyle birlikte Nişantaşı'nda yaşamaktadır. Ağustos 2014'te annesi Semiha Şener'i kaybetti. == Yayınları == * Gayet Ciddiyim (Mart 2003) * Hâlâ Ciddiyim (Mayıs 2004) * Yolculuk Nereye Hemşerim? (Ağustos 2005) * Velev ki Ciddiyim! (Aralık 2009) * Yazlık (Haziran 2011) * Memleketi Ben Kurtaracağım! (Kasım 2015) == Filmografisi == Televizyon Yıl Yapım Rol Notlar 2002-2004 G.a.g. Kendisi Sunucu 2003 Eyvah! Eski Kocam Nilüfer Başrol oyuncusu 2004-2009 Avrupa Yakası Aslı Sütçüoğlu Başrol oyuncusu / Senarist 2009 Ah Kalbim Konuk oyuncu 2012-2014 Yalan Dünya Deniz Alsancak Başrol oyuncusu / Senarist 2015 Komedi Türkiye Kendisi Jüri 2018-2020 Jet Sosyete Gizem Sahici Özpamuk / Aslı Sütçüoğlu Başrol oyuncusu / Senarist İnternet Yıl Yapım Rol Notlar 2022 Yılbaşı Gecesi Seçilay Başrol oyuncusu / Senarist Sinema Yıl Yapım Rol Notlar 2004 Hırsız Var! Binnur Ersöz Başrol oyuncusu 2009 7 Kocalı Hürmüz Safinaz 2017 Aile Arasında Mihriban Başrol oyuncusu / Senarist Reklam Yıl Şirket/Ürün Rol 2004 Turkcell Selo'nun annesi 2007 Whirlpool 2008 TTNET Nazan 2010 Turkcell Gezenzi Turkcell Çalarken Dinlet Turkcell VINN Turkcell 3G 2011 Turkcell T20 2012-2013 Garanti Bonus 2013 LC Waikiki Kendisi 2014 iPhone 6 Seslendirme 2015 BKM Express Gülfem Boyner Kendisi 2016 Subaru XV/Forester Kendisi Markafoni Kendisi 2017 Golf Bravo Kendisi 2018 Fuse Tea Kendisi 2019 Supradyn Energy Focus Kendisi 2019 Duru Kendisi 2019 Trendyol.com Kendisi 2023 Disneyplus.com Kendisi == Ödülleri == Yıl Ödül Kategori Yapım Sonuç 2005 Altın Kelebek Ödülü En İyi Kadın Komedi Oyuncusu Avrupa Yakası 2006 Altın Kelebek Ödülü En İyi Kadın Komedi Oyuncusu Avrupa Yakası 2012 Altın Kelebek Ödülü En İyi Senarist Yalan Dünya 2012 Antalya Televizyon Ödülü En İyi Komedi Dizisi Yardımcı Kadın Oyuncu Yalan Dünya 2013 Woman to Watch Ödülü Sanat Lideri 2013 4. Elle Stil Ödülleri Yılın Kadın Oyuncusu Yalan Dünya 2015 Türkiye Gençlik Ödülü En İyi Senarist Yalan Dünya 2015 CEFTUS Ödülü Jüri Özel Ödülü 2017 GQ Man of The Year 2017 Yılın Kadını 2018 Magazin Gazetecileri Derneği Ödülü Basın Meslek Onur Ödülü 2018 Uluslararası İzmir Artemis Film Festivali Ödülü En İyi Senaryo Aile Arasında 2019 Bilkent Televizyon Ödülü En İyi Komedi Kadın Oyuncu Jet Sosyete == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * * * * Kategori:1971 doğumlular Kategori:Yaşayan insanlar Kategori:İstanbul doğumlu gazeteciler Kategori:İstanbul doğumlu kadın oyuncular Kategori:İstanbul doğumlu yazarlar Kategori:Altın Kelebek Ödülü sahipleri Kategori:Beyoğlu Anadolu Lisesinde öğrenim görenler Kategori:Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde öğrenim görenler Kategori:21. yüzyıl kadın yazarları Kategori:20. yüzyıl Türk gazetecileri Kategori:21. yüzyıl Türk gazetecileri Kategori:20. yüzyıl Türk yazarları Kategori:21. yüzyıl Türk senaristleri Kategori:21. yüzyılda Türk kadın oyuncular Kategori:Türk kadın dizi oyuncuları Kategori:Türk kadın sinema oyuncuları Kategori:Türk köşe yazarları Kategori:Türk televizyon sunucuları Kategori:Hürriyet (gazete) kişileri Kategori:Columbia University School of the Arts'ta öğrenim görenler Kategori:20. yüzyıl Türk kadın yazarları
1,575
Türkgünü; 22 Mayıs 2004 tarihinde, Almanya’nın en önemli tarihi mekanlarından biri ve Berlin’in simgesi olan Brandenburger Tor önündeki alanda gerçekleşmiş, bir şenlik havasında kutlanan özel bir gün. Yarım yüzyıla yaklaşan bir süredir, toplumun genel dokusuna uyumlu olarak Almanya’da yaşamakta olan Türkler, günümüzde sanattan spora, edebiyattan medyaya, Alman ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasal yaşamına önemli katkılarda bulunan, dinamizm getiren bir unsur haline gelmişlerdir. Türkiye’nin AB üyeliği bakımından belirleyici önemi haiz 2004 yılı içinde, bu olumlu yönlerin daha fazla gündeme getirilmesi, sadece Türkiye'nin etkin tanıtımı olmayacak, aynı zamanda Almanya’da yaşayan 2.5 milyonu aşkın Türk yurttaşına da moral ve özgüven vermştir. Bu anlayışla, geçtiğimiz yıllarda yürüyüş şeklinde gerçekleşen Türkgünü, edinilen tecrübeler ışığında 2004 yılında yeni bir anlayışla, genç ve profesyonel bir ekip tarafından tasarlanmıştır. Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Mehmet Ali İrtemçelik’in himayesinde ve çok sayıda dernek ve kuruluşun etkin olarak yürüttüğü hazırlıklar çerçevesinde düzenlenmiştir. “Biz Avrupalıyız” temasının işlendiği şenliğin Alman ve Türk medyasında layıkıyla yer bulması için basın ve reklam çalışmaları iki aydan fazla sürmüştür. == Sponsorlar == Dünyanın en büyük şirketlerinden T-Com ve Ford büyük maddi desteğin yanı sıra alan faaliyetlerine de promosyon ekipleriyle katkı sağlayarak ziyaretçilere renkli bir program sunmuştur. Ayrıca Öger Tours başta olmak üzere Almanya’da faaliyet gösteren pek çok Türk şirketi Türkgünü’ne destek vermiştir. Örneğin: Akbank, Denizbank, Türkiye İş Bankası, Oyak Anker Bank, Vakıfbank, Ziraat Bankası İnternational, ADA Immobilien, AS Steuerbüro, CABA İmmobilien, Concept Verlag, Gargi GmbH. == Dış bağlantılar == * https://web.archive.org/web/20170526112524/http://turkgunu.org/ Kategori:Özel günler Kategori:Almanya-Türkiye ilişkileri
1,579
küçükresim|1944 yılında çıkan bir swing albümünün kapağı Swing 1930'lu yıllarda ortaya çıkan caz akımı. 20\. yüzyılın en popüler caz hareketlerinden biri. Swing, 1920'li yılların sonlarına doğru gelişmeye başlamış ve 1940'ların ortalarına kadar da etkisini sürdürmüştür. Bu dönem müzisyenleri müziklerine rahatlık hissi ve çok sıkı olmayan bir ritim anlayışı katmış, sekizlik nota kalıbını kullanmışlardır. Bütün bunlar da 'swing hissi' ni karakterize eden önemli unsurlardır. Dönemin eserlerinin çoğu orkestralar tarafından icra edildiğinden swing dönemi aynı zamanda caz orkestralarının 'altın çağı' olarak da düşünülebilir. Ritmik yapısından ötürü bu müzik pek çok dansçıyı da kendine çekmiştir. === Dönemin özellikleri === Swing döneminin erken dönem cazına göre faklılıkları : * Tercih edilen yapı küçük gruplar yerine büyük orkestralardır. Yazılı aranjmanlar daha çok kullanılmıştır. * Saksofon swing'te daha sık kendini gösterir. * Bas viyola daha sık görünür. * Davulda hi-hat zilinin kullanımı artmıştır. * Kolektif doğaçlama pek görülmez. * Ritmik anlayış genel olarak daha gevşek ve yumuşaktır. * Swing müzisyenleri erken dönem caz müzisyenlerine göre enstrümanlarına daha hakimdirler ve yetkinlikleri daha fazladır. === Caz Orkestralarının Enstrüman Açısından Yapılanışı === Caz orkestraları on ya da daha fazla müzisyenden oluşmaktaydı ve müzisyenler de üç ana kategori altında toplanırdı : ritim, bakır sazlar ve saksofon grubu. Ritim kısmı piyano, gitar, bas / bas viyola ve davulu kapsardı. Bakır sazlardan oluşan kısım ise kendi için ikiye ayrılırdı : Trompet ve trombon grubu. Orkestradaki saksofon grubu (ham madde olarak bakır sazlarla aynı olsa da) bakır sazlardan ayrı bir gruptu. Burada şunu belirtmekte fayda var; saksofon gelişimi itibarıyla tahta üflemeli (woodwind) sınıfına girer çünkü klarinet, flüt ve obua gibi tahta üflemeli enstrümanlar saksofonun atası sayılmaktadır. Saksofon kısmı aynı zamanda "kamışlı saz" (reed instrument) grubu olarak da adlandırılır. Bunun nedeni saksofoncuların yeri geldiğinde klarinet de çalması ve adı geçen iki enstürmanın da kamışlı saz olmasıdır. Alto ve tenor, saksofon ailesinin orkestralarda en çok kullanılan üyeleri olmuştur. 30'ların sonuna doğru bu gruba bariton da dahil olmuştur. Soprano ve bas saksofon ise yaygınlaşamamıştır. Saksofon kısmında müzisyen sayısı üç ile beş arasında değişir. 40'ların sonuna doğru 2 alto 2 tenor 1 bariton standart yapılanma olarak karşımıza çıkar. Bu kısımdaki sanatçılar genelde tek enstrüman çalmazar. Saksofonculardan kendi enstürmanları dışında klarinet ve saksofon ailesinin diğer üyelerini çalmaları beklenir. Trompet kısmı da üç ile beş müzisyen arasında değişmektedir. 30'ların sonu 40'ların başında standart sayı üçtür. Trombon kısmı ise bir ile beş arasında değişir. İki veya üç tromboncu genelde standart olarak kabul edilmiştir. === Orkestra aranjmanları === Caz orkestralarının artmasıyla beraber yazılı aranjmanların kullanımı da artmıştır. Az sayıda müzisyenden oluşan küçük gruplar için yazılı aranjman gerekli görülmüyordu. Ancak gruptaki eleman sayısı artıp büyüdükçe müzisyenlerin ellerinde yazılı bir aranjman olmadan doğaçlama yapmaları git gide zorlaştı. Öyle ki, bir müzisyen yazılı aranjmanlar kullanmayan bir gruba katıldığında çok zor adapte oluyordu. Aynı zamanda, müzisyenlerin iyi bir repertuvara sahip olabilmeleri için nota okuyup yazabilmeleri şart olmuştu. Aranjmanların çoğunda kompozisyonal yapı basitti. Melodiler bütün grup tarafından birlik ve uyum içinde çalınırdı. Bunu doğaçlama takip eder, doğaçlamalar ritim kısmının eşliği ve geri kalanların çaldığı figürler eşliğinde sürerdi. Melodiler ve eşlik sırasındaki müzikal figürler orkestra içindeki kısımlar arasında dönüşümlü çalınırdı. Bakır sazların çaldığını bir süre sonra saksofon kısmı alır, bakır sazlar da ritim kısmının çaldıklarını üstlenirdi. Bu da orkestra içinde müzikal bir çevrimdi. Kimi zaman aranjmanlar çalınan müzikal temanın varyasyonlarına dayanmaktaydı. İlginçtir ki, bazen bunların doğaçlamadan daha güzel bir hava yarattığını gözleriz. Kısa - karmaşık olmayan ve melodinin bir kısmını içeren yapılara "riff" denir. Riff'ler orkestraların stillerini yansıtmakta kullandığı önemli unsurlardan biridir. Farklı riff'ler farklı orkestra kısımları tarafından karşılıklı olarak çalınır. Hatta zaman zaman aranjmanların riff'ler üzerine inşa edildiği de görülür. === Dönemin Önde Gelen İsimleri === ==== Orkestra liderleri ==== küçükresim|Duke Ellington Swing orkestraları arasında en iyileri Fletcher Henderson, Count Basie, Duke Ellington, Jimmie Lunceford ve Benny Goodman'ın liderlik ettikleri orkestralardır. Henderson ve Ellington orkestraları erken dönem caz ile swing arasında köprü olmuş ve aradaki boşluğu doldurmuştur. Her ikisi de 1920'lerin başlarında ortaya çıkmış ve zamanla büyüyüp gelişerek 30'ların sonunda 'ihtişamlı' bir yapıya kavuşmuştur. Fletcher Henderson Erken dönem cazındaki pek çok büyük isim ve swing döneminin doğaçlama yapabilen önemli müzisyenleri 1920'lerin başından 1930'ların sonuna kadar Fletcher Henderson ile çalışmıştır. Bundan ötürü Henderson orkestrası bir 'yıldızlar topluluğu' orkestrası olarak da nitelendirilebilir. Henderson'ın stili caz orkestraları içinde temel akım / anlayışlardan biridir. Ellington'ınki ise bir diğeridir. Aranjmanlarında saksofonlarla bakır sazları adeta 'kapıştıran' Henderson, 'block voice' tekniğini de mükemmelleştirmiştir. Burada melodik ses akor dizileri içindeki en üstteki sestir ve akordaki her nota başka bir enstrüman ya da enstrüman grubu tarafından çalınır. Hat armonize değilse kalın / yoğun bir ses elde edilmiş olur. Henderson'ın aranjmanlarının meşhur olmasının nedenlerinden biri de bunların aynı zamanda Benny Goodman tarafından kendi orkestrasında kullanılmasıdır. Jimmie Lunceford, swing hissini çok iyi yansıtabilen ve müzisyenlerin örnek bir displin yansıttığı mükemmel bir orkestranın liderliğini yapmıştır. Bu orkestranın swing'i aktarmasındaki başarı ve olduşturduğu pürüzsüz havanın nedeni orkestradaki kısımlar arasındaki tutarlılık ve sürekliliktir. Lunceford'un orkestrası dönemin çok iyi doğaçlama yapabilen müzisyenlerine de sahip olmuştur. küçükresim|sol|Benny Goodman ve orkestrası Benny Gooodman 1930'lar ve 40'lar boyunca en çok popülariteyi elde etmiş olan caz orkestrasının lideri olmuştur. Pek çok zor parçanın üstesinden gelen orkestra, liderinin sahip olduğu kusursuz swing'i dinleyiciye aktarmıştır. Benny Goodman'ın lakabının "King of the Swing" olduğu düşünülürse böyle bir liderin orkestrasının da swing konusundaki başarısı hiç şüphesiz daha iyi anlaşılacaktır. Benny Goodman kendisinden sonra gelmiş geçmiş tüm klarnetçileri etkilemiştir. Goodman öyle bir popülarite kazanmıştır ki 1890 ile 1954 arasındaki plak satışlarında ilk 5'e girmiştir! Goodman sadece caz için değil genel anlamda müzik endüstrisi için de en önemli isimlerden biri olmuştur. Yapılan araştırmalara göre bugün Louis Armstrong ve Dave Brubeck ile birlikte en çok tanınan müzisyenler arasındadır. Goodman caz dünyasında sadece klarinetteki yetkinliğinden dolayı değil, aynı zamanda gruplarında yer verdiği müzisyenlerden dolayı da önemlidir. Bu müzisyenler arasında Teddy Wilson, Charlie Christian ve Lionel Hampton sayılabilir. ==== Ritim Kısmı ==== Ritim kısmı genelde piyano, gitar, bas / bas viyola ve davulu kapsardı. Bascılar genel olarak parçada zamanı tutma görevine atanmışlardı. Bascının çaldıkları ya her dört vuruştan bir ve üçüncüsünde duyulurdu (ki buna two-beat style denir) ya da her vuruşta kendini gösterirdi (walking style). ==== Bas ==== Bascılar görsel olarak arka planda kalmanın yanı sıra swing döneminde müzikal anlamda da arka planda kalmışlardır. Basın özelliklerinin adam akıllı ortaya konması ve bu enstrümanın müziğe ağırlığını koyabilmesi 50'lere değin ender olarak gerçekleşebilen bir durumdur (Duke Ellington'un basçısı Jimmy Blanton bu 'ender' durumları yaratabilmiş basçılardan biridir). İlginç olan noktalardan biri de şudur : Grupta kötü bir basçı varsa (ya da basçı yoksa) dansçılar ve de iyi dinleyiciler müziğin ritmik yapısındaki bu eksikliği hissederler. Ancak bu hissedenlerin çok azı eksikliğin / yanlışlığın neden kaynaklandığını fark edebilmiştir... Bu dönemde Jimmy Blanton'un yanı sıra üç önemli basçı daha ön plandadır : Walter Page, Slam Stewart ve Milt Hinton. ===== Milt Hinton ===== Milt Hinton tanınmışlığı 1930'lardaki Cab Calloway orkestrasındaki çalışıyla elde etmiş, bununla beraber 90'lara kadar da caz dünyasından kopmamış ve farklı caz akımlarında da adından bahsettirmiştir. Kendinden emin şaşmaz temposu ve kocaman tonuyla kendisine 'Yargıç' ismi takılmıştır. Sebebi de parçanın temposunu belirlemesi ve bu temponun da parça boyunca hiç değişmemesidir. Slam Stewart zamanlaması iyi olan ve sorumluluk sahibi bir eşlikçi olarak Art Tatum'la çalarken kendini göstermiş bir basçıdır. Bununla beraber asıl yaratıcı solo yapabilme özelliğiyle göze batar. Bu bakımdan çalış stili basın sadece 'zaman tutma' işlevi olan bir enstrüman olarak algılanmasına karşı önemli bir yer tutar. ==== Davul ==== Swing davulcularının çoğu, dinleyicilere ve dansçılara gerekli vuruşları sağlamakla yetinmiştir. Swing havasını dinleyiciye aktarmakta üstlerine düşen neyse onu yapmak davulcuların önemli bir kısmı için yeterliydi. Swing davulcularının öncelikleri bu saydıklarımızdır; erken dönem caz davulcularında gördüğümüz nefesli sazların melodik yapısına paralel ve onunla örtüşebilecek ritmik aktivite tutumu swing davulcuları için listenin alt sıralarında yer alır. Cymbal zili ve gong'un kattığı efektleri saymazsak, pek çok orkestra davulcusu bas davulda ilgili ritmi hissettirip vurgulamak ve zamanlama görevini üstlenmek dışında fazla bir şey yapmamıştır. Nefesli sazların arkasında yeni, üretken, kışkırtıcı ritimler çalmaktan kaçınmışlardır. Fakat bu durumdan ötürü sadece davulcuları suçlamak da doğru bir değerlendirme olmaz çünkü riff tabanlı orkestra müziği swing davulcularını kısıtlamaktaydı : çalacakları karmaşık ritmik kalıplar nefesli sazlar için yazılmış olan melodik ritimlerle çakışabiliyordu... Aynı zamanda dönemin müzik anlayışı içerisinde bir nevi orkestra içi metronom olarak algılanıyorlardı. Bundan dolayı 1930'ların swing davul stili gayet tutucuydu. Ana melodinin arkasında gelişen ritmik bir hat, doğaçlamada davulcuyla iletişim halinde olacak ve birbirinden beslenecek solist - davulcu ilişkisini görmek dinleyicilere ancak 1940'lardan başlayarak gelişen modern cazın ve davulun gelişimiyle nasip olacaktı. ===== Gene Krupa ===== Peki bu tip oturmuş kurallara karşı çıkan alışılmadık davulcular yetiştirmemiş midir swing dönemi? Tabii ki yetiştirmiştir. Var olan standartlaşmış çalışa karşı kendi stilini ortaya koyan davulcuların başında Gene Krupa gelir. Çalış stilinin yanında tavırlarıyla da oldukça ilgi çekip popüler olan Krupa, adeta davulun gelecekte üstleneceği rol ile ilgili bazı sinyalleri aktarmıştır dinleyiciye. Önündeki melodik hattı bozmadan müziğe heyecan katmayı başarmış bir davulcudur. Kimi zaman eşlik olarak çaldığı bölümler başlı başına soloyu andırır. Bu açıdan erken caz dönemimdeki davulcu özelliklerini de taşımakta ve tipik swing anlayışı içinde sıkışıp kalmamaktadır. 1930'ların sonuna doğru Krupa'nın tam tersi bir davul yaklaşımı Count Basie'nin davulcusu Jo Jones tarafından sergilenmiştir. Krupa'nın "gürültülü", her vuruşta bas davul kullanan çalış tarzına karşın Jones genelde bas davul kullanmaktan kaçınmıştır. Jones'un high-hat zili üzerinde çalışı Krupa'ya göre çok daha esnektir. Belki de bundan dolayı, Jones'un çalışında süreklilik duygusu hakimdir. Jones'un çalışı aynı zamanda basçıyla da yüksek bir koordinasyon kurabilmesini sağlamış bu da ritim kısmının diğer orkestralardakine göre daha akıcı olmasını sağlamıştır. ==== Trombon ==== Erken dönem caz tromboncuları aynı zamanda swing döneminin önemli tromboncuları arasında yer almıştır. Bu sanatçıların stilleri rafineleşmiş ve caz orkestralarında Dixieland gruplarına göre kendilerini daha çok gösterme fırsatı bulmuşlardır. Jack Teagarden ve Tommy Dorsey de buna dahildir. Tommy Dorsey 1930'lar, 1940'lar ve 1950'ler boyunca çok popüler olmuş olan dans orkestralarına liderlik etmiştir. Bunun yanı sıra saksofoncu kardeşi Jimmy Dorsey ile birlikte pek çok grubun liderliğini paylaşmıştır. Tommy Dorsey müzisyenler arasında çok iyi bilinen bir isimdir çünkü trombondan temiz ve yumuşak bir ton elde etmek için geliştirmiş olduğu bir tekniğe sahiptir. Aletindeki ustalık, sahip olduğu parlak ton ve tiz perdelerdeki çalışı Dorsey'în diğer tromboncular taradından örnek alınmasının sebeplerindendir. Lawrence Brown bu anlamda bir diğer önemli isimdir. Erken caz döneminde bilinmeyip swing'in caza kazandırmış olduğu isimlerden biri Bill Harris'tir. Harris, 1940'larda Woody Herman orkestrasının bakır saz kısmındaki en orijinal ve etkileyici solistti. Kendisi aynı zamanda J.J. Johnson'dan önce modern caz trombonunun gelişmesinde önemli bir rol üstlenmiştir. Alışıldık soloların yanı sıra staccato'lu ve didikleyici yapıda figürler de kullanmıştır. Dönemine göre geniş bir ses aralığına sahip olan Harris'in tonu kalın ve geniştir. ==== Trompet ==== ===== Roy Eldridge ===== Trompetçi Roy Eldridge swing döneminin en ileri seviye doğaçlamacısıydı. O, swing ile modern caz arasında bir köprüdür adeta. Dizzy Gillespie kendi çalışının Roy Eldridge sayesinde şekillendiği söylemiş, Miles Davis de Eldridge'e olan hayranlığını dile getirmiştir. Roy Eldrige'in coşku dolu agresif bir stili ve eşine az raslanan bir teknik ustalığı vardır. Nota seçimindeki orijinalite ve saksofon tarzı müzikal cümleleriyle Louis Armstrong stili ile Dizzy Gillespie'nın öncülük ettiği modern yaklaşım arasındaki boşluğu doldurmuştur. Eldrige'in tonu kimi zaman temiz ve sıcak kimi zaman ise sert ve keskindir. Tiz perdelerde notaları kıvırırcasına çalmıştır. Roy Eldrige trompette uzun ve kuvvetli müzikal cümlelerin çalınabilmesinin mümkün olduğunu göstermiştir. Bu söylediğimiz saksofonda yapılması çok zor olmayan ancak mekaniği nedeniyle trompette uygulanması zor olan bir şeydir. Eldrige'in etkisiyle trompetçiler aletlerindeki ustalığı geliştirmek ve daha özgün doğaçlamalar yapabilmek için çaba harcadılar. Aynı zamanda bu, trompetin parça içinde doğaçlama süresinin de uzamasına imkân sağlamıştır. Eldrige'in etkisi 1950'lere kadar uzanır çünkü Gillespie kendi modern yaklaşımını Eldrige'in tiz perdelerdeki çalışı, geleneksel olmayan nota seçimi ve saksofon tarzı cümleleri üzerine inşa etmiştir. Swing alanının en meşhur trompetçilerinden biri de Bunny Berigan'dır. Berigan'ın stili Louis Armstrong üzerine kuruludur. Pürüzsüz tonu ve artikülasyonu ile oldukça usta bir trompetçidir. 1937'de "I Can't Get Started" parçasındaki solosu o kadar sevilmiş ve tutmuştur ki adı geçen parça trompetçilerin repertuvarında vazgeçilmezlerden biri olmuştur. Tommy Dorsey Orkestrası'nın 'Marie' kaydındaki etkileyici doğaçlaması da farklı aranjmanlarla diğer pek çok orkestra tarafından çalınmıştır. ==== Saksofon ==== ===== Coleman Hawkins ===== Caz tarihine bakıldığında ilk önemli tenor saksofoncunun Coleman Hawkins olduğu görülür. 1920'lerde caz arenasına dahil olmaya başladığında saksofon müzik için sadece bir 'yenilik' ya da biraz fazlası olarak algılanıyordu. Ancak Hawkins'in çalışıyla birlikte saksofon nefesli ailesi içinde 'ün' ve 'prestij' elde etti. Onun enstrümanına olan hakimiyeti ile geniş, derin, kuvvetli tonu diğer saksofonculara örnek teşkil etti. Bugün saksofon cazın en popüler enstrümanlarından biri (kimileri için ise cazın ta kendisi!) haline geldiyse bunun için teşekkür edileceklerin başında Coleman Hawkins gelir. Kendinden önceki saksofonculara kıyasla Hawkins akor ilerleyişine/değişimine (chord progression) büyük önem vermiştir. "Body and Soul" parçasındaki gibi komplike akor kullanım stili Hawkins'i betimlemekte önemlidir. Onun için melodik gelişme daha arka planda kalmaktadır. Bundan ötürü de dinleyicilerinden bir kısmı onu melodik değil armonik doğaçlamacı olarak gördüklerini belirtmiştir. Hawkins Fletcher Henderson Orkestrası'nda 1923'ten 1934'e kadar baş solist olarak yer almış daha sonra küçük gruplarla çalışmalarını sürdürmüştür. Her ne kadar swing dönemiyle bütünleşmiş olsa da, 1940'larda da yerini korumuştur. Teknik açıdan sağlam bir altyapıya sahip olduğundan yeni gelişen akımlara da ayak uydurabilmiştir. Caz tarihindeki en tutarlı ve ciddi solistler arasında yer alan Hawkins, sadece kendi dönemindekileri etkilemekle kalmamış, Sonny Rollins ve John Coltrane gibi saksofoncular tarafından da örnek alınmıştır. Hawkins, Coltrane ve Lester Young cazın en etkileyici tenorlarıdır. ===== Don Byas ===== Don Byas, çağdaşı olan diğer swing saksofoncuların çoğundan daha ileri bir seviyedeydi. Bundan ötürü de 1940'ların modern müzisyenleri arasında da yer alır. Byas, ateşli çalışı, enstrümanındaki imrenilecek kontrol kabiliyeti ile armonik olgunluk ve melodik bir atılganlığa sahipti. Sebare çalmayı ve akordaki notaların altından girip üstünden çıkmayı seven bir saksofoncuydu aynı zamanda. Parçaların özgün yapısına yeni akorlar ekleyerek doğaçlamalarında her ikisinden de faydalanıyordu. Bu konuda piyanist Art Tatum'dan esinlenmiştir. Geniş ve kuvvetli çalışında Hawkins etkisi görülür, ancak Byas'ın çalışında swing'i yakalamak daha kolaydır. Bunun nedeni belki de Byas'ın geliştirdiği fikirlerin ritmik bazda daha az çeşitlilik göstermesidir. Byas'ın stili kendinden sonra gelen pek çok meslektaşı tarafından takdir edilmiştir. Onu kendisine örnek alan iki isim ise gerçekten önemlidir: Lucky Thompson ve Benny Golson. Benny Carter ve Johnny Hodges swing döneminin en önemli alto saksofoncularıdır. Carter'ın çalışında dinleyicileri ilk olarak etkileyen özellikler sanatçının aletindeki rahatlığı ve sıcak - parlak tonudur. Carter'ın zengin ve 'lüks' bir tonu vardır. Soloları akıcı ve hafiftir. Aynı zamanda iyi bir trompetçi, klarinetçi ve aranjördür de. ==== Piyano ==== ===== Art Tatum ===== Art Tatum caz tarihinin en çok takdir edilen piyanistleri arasında yer almıştır. 1940'lardan sonra ortaya çıkan üstün teknikli piyanistlerle kıyaslandığında bile yine de üst sıralarda yer almıştır. Doğaçlamalarıyla ve popüler melodileri parçaya monte ediş biçimiyle Tatum ne yapacağı tahmin edilemez bir müzisyendir. Müzik sürüp giderken aklına gelen fikirle cümlelerin yönünü aniden değiştirip yeni fikri doğrultusunda çalması Tatum'da görülen bir özelliktir. Tatum'un çalışı oldukça süslü, uzun ve bir o kadar da hızlıdır. Popüler melodileri çalarken aniden akor ekleme / değiştirme konusunda uzmandır (ki buna chord substition denir). Modern caz müzisyenleri Tatum'un akorlarla yaptıklarını kendi aletlerine adapte edip çalmak için uğraşmışlardır. Art Tatum'un caz tarihindeki etkisi muazzamdır. Klavyeye olan hakimiyeti diğer piyansitler için çıkış noktası olmuş, sololarındaki akor kullanım şekli tenor saksofoncu Don Byas ve altocu Charlie Parker tarafından adeta absorbe edilmiştir. Aynı zamanda modern cazın ilk günlerinde çok önemli yeri olan iki piyanisti de etkilemiştir : Bud Powell ve Lennie Tristano. Bu iki piyanistin vasıtasıyla Tatum'un etkisi dolaylı da olsa 1950'lerde de görülmüştür. Teddy Wilson da dönemin sivrilen piyanistleri arasındadır. Erken caz döneminde görülen ağır piyona sesini yumuşatmıştır. Bu vurgulu ağırlığın yerine akıcı ve yumuşak bir çalış stilini yerleştirmiştir. Wilson'ın sololarında sergilediği zarafet ve intizam dinleyicileri etkileyen unsurların başında yer alır. Dönemin üç büyük ismi olan Art Tatum, Earl Hines ve Teddy Wilson'dan Hines'ın etkileri 40'ların başındaki Nat Cole ve Errol Garner da kendini belli eder. Nat "King" Cole, nefesli sazların müzikal cümlelerini piyanoya taşıyanların başında yer alır. 1939 yılında Cole; piyano, gitar ve bastan oluşan bir trio kurmuş, bu trionun "hit" kayıtlatı ise 1943-49 yılları arasında olmuştur. Nat Cole'un caza etkisi pek çok insanın düşündüğünden fazladır : Oscar Peterson, Bill Evans ve Horace Silver gibi modern piyansitler kendi müzikal ifadelerini oluştururken Nat Cole'dan etkilendiklerini belirtmişlerdir. Peterson, Cole'un kendi piyano stilindeki ana etken olduğunu söylemiş ve Cole gibi piyano, bas, gitardan oluşan bir trio kurmuştur. Evans ise Cole'un melodik fikri alıp geliştirmesi ve sonra bunu doğaçlamalarının içine monte edişinden etkilenmiştir. Cole sesiyle popüler olup bir yıldız haline gelince piyano stili ve piyanoya olan yaklaşımı gittikçe daha az önemsenir olmuştur. Bu yüzde Nat Cole'un piyansitliği pek çok kişi tarafında maalesef 'es' geçilmiştir. ===== Erroll Garner ===== Erroll Garner caz piyanosunda başlı başına farklı bir yerde durmaktadır. Garner kendine özgü, ana akımlardan farklı bir stil geliştirmiş; bundan ötürü tam olarak ne swing ne de bop dönemine dahil edilmesi mümkündür. Garner'ın tanınmaya başladığı yıllarda swing zaten zirvedeydi ve modern caz yaklaşımları da kendini göstermeye başlamıştı. Garner, izlenmesi kolay swing'i yansıtan bir stile sahiptir. Popüler şarkıları yorumlayan piyano triosu ile geniş ölçüde tanınmışlık elde etmiştir. Diğer porçaları yorumlamanın yanında kendi bestelerini de çalan Garner'ın "Misty" isimli bestesi kendisini 1950'ler boyunca en çok tanınan cazcılar arasına sokmuştur. Çalışının kökleri 1930'lardaki swing döneminden gelse de popülaritesini 1950'lerde kazanan Garner, Charlie Parker gibi modern cazın sembol isimlerinden biriyle de kayıt gerçekleştirmiştir. Garner'ın sağ eliyle çaldığı cümleler Earl Hines'ı hatırlatır. Ancak Garner'ın melodik anlayışı Hines'ınkine göre daha basittir. Hines'ı karakterize eden ritmik sürpriz yaratma anlayışı pek görülmez. Dikkati çeken bir diğer nokta da yıllar geçtikçe Garner'ın stilinin evrimleşip gelişmesidir. Garner'ın çalışı kimi zaman da zengin orkestral bir hava taşır. Armonik açıdan Fransız İzlenimcilik (Impressionistic) akımı temsilcilerinden Claude Debussy ve Maurice Ravel'i andırır. Garner parçalarını armonik yapıya dayandırmış, doğrudan melodiyi çalmamıştır. Bu da kendisinden sonra gelen piyanistlerin akora dayalı çalma yönünde Garner'ı incelemelerini sağlamıştır. Garner'dan etkilenen piyanistler arasında George Shearing ve Ahmed Jamal sayılabilir. Milt Buckner kilitli el tekniği stiliyle (locked-hands style) 1940'ların piyanistlerini etkilemiş bir şahıstır. Bu, akoru seslendirme biçimlerinden biri olup tepedeki nota melodi notası haline gelir. Bir elin melodik hattı diğer elin ise genellikle akorları çaldığı durumun tersidir. 1940'ların sonu 1950'lerin başında Lennie Tristano, George Shearing, Ahmed Jamal, Oscar Peterson bu tekniği kullanmıştır. ==== Gitar ==== Swing döneminde gitar, daha yeni yeni 'metronom' görevi dışında başka görevleri de üstlenebilecek bir enstrüman olarak algılanmaya başlanmıştı. Django Reinhardt ortaya çıkana dek pek çok caz gitaristi düz, akora dayalı ve piyano ile nefesli sazlara kıyasla gayet sönük bir biçimde çalıyordu. Bu durum Charlie Christian ve Django Reinhardt ile birlikte değişti. ===== Charlie Christian ===== Charlie Christian o zamana kadar keşfedilmemiş bir dünya olan 'elektrik gitar' alanında ustalığını sergilemiş bir müzisyendir. Uzun, swing içeren soloları gitarı nefeslilerin hegemonyasından kurtardı. Christian'ın kimi pasajları kendisine örnek aldığı saksofoncu Lester Young'dan esintiler taşır. Jazz-rock döneminden önce yetişmiş bütün caz gitaristlerinde şu ya da bu şekilde Charlie Christian etkisini görmek mümkündür. Hatta 1960'ların en önemli caz gitaristi olan Wes Montgomery de temelde Charlie Christian etkisi taşıdığından, Christian'ın etkisi dolaylı biçimde 1990'lara kadar uzanır. ===== Django Reinhardt ===== Django Reinhardt, Fransa'da yaşamış olan bir Belçika çingenesidir. Çoğunlukla Avrupa'da çalmış, Amerika'ya sadece bir defa gitmiştir. Bununla beraber kayıtlarına Amerika'da ulaşılabiliyordu ve özellikle swing dönemi boyunca Reinhardt Amerikalı caz gitaristlerin en çok tuttuğu kişilerden biri olmuştur. Reinhardt'ın aletine olan hakimiyeti had safhadadır. Hız konusunda, teknik açıdan çalınması daha kolay enstrümanlarla yarıştığı bile söylenmektedir. Süslü - şatafatlı bir çalışı ve oldukça belirgin bir vibratosu vardır. Çingene müzik ruhu ile caz anlayışını bir potada eritmeyi başarmıştır. Bu iki gitaristi daha iyi tetkik etmek için yaklaşımlarını ve bu yaklaşımlardaki farklılıkları gözden geçirelim. * Christian'ın soloları genelde süreklilik gösteren bir düzen içindedir ama bunlarla sınırlı değildir, Reinhardt ise sıra dışı ve aniden ortaya attığı melodik fikirlerle sürprizlerle doludur. * Christian'ın cümleleri nefeslileri andırır, Reinhardt'ınkiler ise piyanoyu. * Christian kayıtlarının hemen hepsinde amfi kullanmıştır, Reinhardt için böyle bir durum söz konusu değildir. * Christian'ın tonu yumuşak ve yuvarlaktır. Reinhardt'ın tonu ise keskin ve metaliktir. * Christian'ın kökeninde blues geleneği vardır. Reinhardt'a Çingene müziği temel oluşturmuş, Fransız izlenimcileri Maurice Ravel ve Claude Debussy'nin stilini oluşturmasında önemli rolü olmuştur. * Christian çok az vibratolu çalmıştır buna karşın Reinhardt'ın vibratolu çalışı kendisini karakterize eden özelliklerin başında yer alır. ==== Şarkıcılar ==== ===== Billie Holiday ===== küçükresim|Billie Holiday, 1949 Billie Holiday 1930'ların başlarından itibaren caz arenasında etkisi en büyük olan şarkıcıdır. Pek çok vokal kariyerine Holiday'i taklit ederek başlamıştır. Pek çoğu da çıkardığı albümü ona adamıştır. Caz müzisyenlerine "ıssız bir adaya düşseniz yanınıza alacağınız kayıtlar hangileridir" diye sorulduğunda pek çoğu yanıtlarına Billi Holiday'i de dahil etmiştir. Caz müzisyenleri tarafından enstrümantal müziğin hemen her zaman vokale tercih edildiği de göz önünde bulundurulsa bu cevabın önemi daha iyi anlaşılır. Holiday'in sesi Bessie Smith kadar güçlü, Sarah Vaughan kadar zengin değildi. Ella Fitzgerald'in sahip olduğu ses aralığına ve hıza da sahip değildi. Buna rağmen Holiday'in bu kadar takdir edilmesinin sebebi neydi peki ? Öncelikle orijinal ve taze bir sesi vardı. Şarkı sözleri gerçeğe dönüşürdü adeta ve doğrudan dinleyiciyle konuşuyor havasını oluştururdu. Hüzünlü şarkılarda yansıttığı keder ve ıstırap dinleyiciyi ağlatabilecek seviyedeydi. Bununla beraber 1930'ların sonundaki bazı kayıtlarında çağdaşlarında raslanmayan umarsız bir neşe de görülür. Holiday'i bu kadar önemli yapan nedenlerden biri de sunduğu 'caz tadı' idi. Gerçek anlamda bir blues şarkıcısı olmadığından Holiday'in sesi ve yaklaşımı nefeslileri andırırdı. Caz enstrümantalistleri gibi şarkıyı doğrudan sunmaktan kaçınmış, ritimleriyle oynayarak şarkıları farklı şekillerde yorumlamıştır. Holiday; Artie Shaw, Benny Goodman ve Count Basie gibi kendi döneminin dev müzisyenleriyle turnelere çıkmış, kayıtlar yapmıştır. 1938 yılında Teddy Wilson, Lester Young ve Basie Orkestrası'ndan bazı müzisyenlerle birlikte yaptığı kayıtlar dönemin sivrilmiş çalışmaları arasındadır. 1937 kaydı "Carelessly" listelerde birinciliğe yükselmiş, 1945' kadar da toplam 35 kaydı ilk 1920'de kendine yer bulmuştur. Kimi dinleyiciler Holiday'in 1930'lar boyunca yaptığı kayıtların en iyileri olduğunu savunurken, diğer bir kısım dinleyici ise 1950'lerde yaptığı kayıtların duygusal anlamda daha vurucu olduğunu belirtmektedir. 1972 yılında yapılmış olan "Lady Sings The Blues" filminin esin kaynağı olan Billie Holiday'in albümleri ölümünden yaklaşık 40 sene geçmesine karşın hala pek çok müzik severe hitap etmekte, alıcı bulmaktadır. ===== Ella Fitzgerald ===== küçükresim|sol|Ella Fitzgerald Ella Fitzgerald 20. yüzyılın opera sanatçısı olmayan en etkileyici ve olağanüstü şarkıcısıdır. Adeta kusursuz bir tekniği vardır. Kıvraklığı ile dinleyiciyi etkiler. Swing'i yansıtmadaki başarısı ve senkoplardaki zamanlaması ile orkestra içindeki nefesli sazlardan biri gibidir (hem de en iyilerinden biri). Dönemin pek çok trompet ve saksofoncusu müzikal ifade açısından onun ulaşmış olduğu seviyeye ulaşamamıştır. 1930'ların ortalarında şöhret kazanmaya başlayan Fitzgerald, 1938 yılında Chick Webb'in grubuyla yaptığı "A-Tisket-A- Tasket" icrasıyla 1 numaraya yerleşmiştir. Bu grupla sonra daha pek çok kayıt gerçekleştirip turnelere çıkmış, Webb'in ölümünden sonra da yıllarca liderliğini üstlenmiştir. Ella Fitzgerald'ın tonu berrak ve esnektir. Ses aralığı ise 3 oktavdır ki buna pek rastlanmaz. Hangi tonda ve tempoda olursa olsun şarkılarında hep rahattır. Yaklaşımı genel olarak huzur ve sıcaklık duygusu taşır. Pek çok şarkıcının meyilli olduğu melodramik yaklaşımın aksine Fitzgerald neşeli ve coşkulu bir hava taşır. Pek çokları onun zirvede olduğu dönemin 1950'ler ve 1960'lar olduğunu söyler. Bununla beraber 1970'li 1980'li yıllarda da oldukça etkileyici performans sergilemiştir. Kendisi icat etmemiş olsa da "scat" tarzının en bilinen temsilcisidir. Ondan sonraki diğer tüm modern scat şarkıcıları kendilerini ilk etkileyen kişinin Fitzgerald olduğunu söyler. Scat tarzındaki bu etkisi onun sadece caz dinleyicileri tarafından sevildiği izlenimi uynadırmasın; şarkılara kattığı ruh ve gerçeklikten ötürü pek çok pop müzik dinleyicisi de Ella Fitzgerald'ı dinlemiş ve etkilenmiştir. === Popülarite === Swing dönemindeki caz müzisyenleri bugünkü rock starlarına benzetilebilir. Benny Goodman, Count Basie, Duke Ellington 30'lar ve 40'lar boyunca herkesin bildiği isimlerdi. Halk onları caz müzisyeni olarak değil, dans orkestralarının liderleri olarak görüyordu. Bu müzisyenleri sahip oldukları ün daha sonra çok az caz müziyenine nasip olmuştur. O dönemde orkestralarının (meşhur ya da değil) fazlalığı müzisyen ihtiyacına neden olmuş bu da caz müzisyenleri için iş olanaklarının artmasını sağlamıştır. Fakat pek çok orkestra doğaçlamaya önem vermediğinden müzisyenlerin bu orkestralarda kendilerini ne kadar geliştirebildikleri tartışılır. 1950'lerdeki rock gruplarında olduğu gibi, swing gruplarının 1930'lar ve 1940'lardaki en önemli işlevi insanlara dans müziği sunmalarıydı. Popüler rock gruplarıyla swing orkestralarının bir diğer benzerliği de özenle hazırlanmış kıyafetler ve sahne şovlarıdır. Sergilenen performansın görselliği önemli sayıdaki dinleyici için başlı başına bir çekim oluşturmuştur. Bu yüzden swing döneminin popülaritesi kulağın yanı sıra göze de hitap etmesinden kaynaklanır. Peki bu popülariteyi elde etmiş olan swing dönemi caz müziğinin zirvelerinden biri midir ? Bu soruya cevap vermeden önce cazı nasıl tanımlayacağımız önem kazanıyor. Eğer swing'e 'caz geleneğine ve bütünlüğüne olan bağlılığı' açısından yaklaşırsak, evet, gerçekten de swing cazın zirvelerinden biridir. Ama daha katı bir tanım kullanıp, cazın doğaçlama içermesi gerektiği ve doğaçlamanın cazın olmazsa olmazlardan biri olduğunu söylersek swing için bir önceki cümledeki yargı geçerliliğini kaybeder. Çünkü dönemin dans orkestralarına göre caz kategorisine çok daha yakın olan orkestralarda dahi öncelikli amaç doğaçlama değildi. == Kaynakça ==
1,442
Isaac Asimov (2 Ocak 1920 – 6 Nisan 1992), Boston Üniversitesi'nde biyokimya profesörlüğü yapmış Amerikalı yazar ve biyokimyager. Daha çok bilimkurgu ve popüler bilim yazarlığı yapması ile tanındı. Hayatı boyunca 500'den fazla kitap 90.000 kartpostal yazdı ve üretkenliği ile bilinirdi. Pek çok konuda yapıtları olmasına karşın, bilimkurgu eserleri ve popüler bilim kitapları ile tanınmıştır. Kurgu olmayan çok sayıda eserinin yanı sıra fantezi dalında da yazmıştır. Dewey Onlu Sınıflama Sistemi'ndeki felsefe hariç tüm ana dallarda eserleri vardır. Asimov, ortak görüşle bilimkurgu dalının ustasıdır. Robert A. Heinlein ve Arthur C. Clarke ile birlikte yaşadığı dönemde "üç büyük" bilimkurgu yazarından biri olarak kabul edilmiştir. == Çocukluğu ve ailesi == Kesin doğum tarihi bilinmeyen Asimov'un doğum tarihi resmi kayıtlarda 2 Ocak 1920'dir. Rusya'da Smolensk yakınlarındaki bir kasabada Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Asimov, ailesi ile birlikte üç yaşındayken Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti. New York kentinde büyüdü. 20 yaşından önce bilimkurgu öyküleri yazmaya başladı. Columbia Üniversitesi'nden 1939'da mezun oldu ve kimya dalında doktorasını aynı üniversiteden aldı. Daha sonra Boston Üniversitesi'ne geçti. Burada 1979'da profesör oldu. 26 Temmuz 1942'de Gertrude Blugerman ile evlendi. Bu evliliğinden iki çocuğu oldu. 1973'te ilk eşinden boşanan Asimov, aynı yıl Janet Jeppson ile evlendi. 1983'te olduğu by- pass ameliyatındaki kan naklinde kendisine verilen enfekte kan nedeniyle AIDS'e yakalandı ve 6 Nisan 1992'de bu hastalık yüzünden öldü. AIDS'ten öldüğü gerçeği ölümünden 10 yıl sonra kamuoyuna açıklandı. == Yazarlık kariyeri == Yazarlık kariyerine bilimkurgu ile başlayan Asimov, popüler bilim kitapları ve şiir kitapları da yayımladı. 1941'de yayımlanan Galaksi Şeytanları (Nightfall) adlı kısa bilimkurgu öyküsü, en ünlü bilimkurgu öykülerden biri oldu. Bu öykü 1968'de Amerikan Bilimkurgu Yazarları adlı kuruluş tarafından o zamana dek yazılmış en iyi kısa bilimkurgu öyküsü seçildi. Asimov, Vakıf, Robot ve Galaktik İmparatorluk serileri ile büyük ün kazanmıştır. == Kazandığı Ödüller == * Nebula Best Short story (aday) (1965): Founding Father * Nebula Best Short story (aday) (1965): Eyes Do More Than See * Nebula Best Novel (kazandı) (1972): The Gods Themselves * Hugo Best Novel (kazandı) (1973): The Gods Themselves * Hugo Best Novellette (aday) (1975): That Thou Art Mindful of Him * Nebula Best Novellette (aday) (1976): The Bicentennial Man * Hugo Best Novellette (kazandı) (1977): The Bicentennial Man * Nebula Best Novel (aday) (1982): Vakıf'ın Sınırı * Hugo Best Novel (kazandı) (1983): Vakıf'ın Sınırı * Hugo Best Novel (aday) (1984): The Robots of Dawn * Nebula Best Short story (aday) (1986): Robot Dreams * Hugo Best Short story (aday) (1987): Robot Dreams * Hugo Best Novellette (kazandı) (1992): Gold === Yapıtları === Not: Asimov kitaplarının Türkçe çevirilerinde, (özellikle eski basım kitaplarda) orijinal isimlere sadık kalınmamış olduğu için, bazı baskılar bilgilendirme amaçlı olarak parantez içinde verilmiştir. == Bilimkurgu Kitapları == * Robot Serisi: ** Çelik Mağaralar (Ölü Gezegen) - The Caves of Steel ** Güneşin Tanrıları - The Naked Sun ** Şafağın Robotları - The Robots of Dawn ** Kurtarıcı - Robots and Empire * Galaktik İmparatorluk Hikâyeleri: ** Tanrılar ve İmparatorlar - The Currents of Space ** Sonsuzun Tohumları (Asi Gezegen Tyrran) - The Stars, Like Dust ** Zamandan Kaçış (Uğursuz Gezegen Galactica) - Pebble in the Sky * Vakıf Öncesi: ** Vakıf Kurulurken (İmparatorluk Kurulurken) - Prelude to Foundation ** Vakıf İleri (Erişilmez İmparatorluk) - Forward the Foundation * Vakıf Üçlemesi: ** Vakıf (İmparatorluk) - Foundation ** Vakıf ve İmparatorluk (Altın Galaksi) - Foundation and Empire ** İkinci Vakıf (Gizli Tanrılar) - Second Foundation * Vakıf Sonrası: ** Vakıf'ın Sınırı (Galaksi Çöküyor) - Foundation's Edge ** Vakıf ve Dünya - Foundation and Earth === Seri Harici Hikâyeleri === Asterisk * işaretli hikâyeler Vakıf ve Robot serileri ile küçük bağlantılar taşır. * Sonsuzluğun Sonu* (Evrenin Çanları) - The End of Eternity * Kan Damarlarında Yolculuk - Fantastic Voyage * Hedef Beyin* - Fantastic Voyage II: Destination Brain * İntikam Tanrıçası* - Nemesis * Galaksi Şeytanları - Nightfall * İşte Tanrılar - The Gods Themselves === Kısa Hikâye Kitapları === * Üç Robot Yasası * Robot Öyküleri Antolojisi * Ben Robot - I, Robot * Dünya Hepimize Yeter - Earth Is Room Enough * Marslılar (Uzayın Bekçileri) - The Martian Way and Other Stories * Karadul Bulmacaları - (Puzzles of the Black Widowers) * Melezler Venüste * Güle Güle Dünya Son Öyküler - Gold === Popüler Bilim Kitapları === * Dolu Dolu Yaşadım * Bilim ve Buluşlar Tarihi * Dün Bugün Yarın * Patlayan Güneşler Üstnovaların Taşıdığı Gizler * Yeryüzü ve Uzay * Uzayın Sınırları * Bilinmeyen Tehlike * İnsanlığın Geleceği Dünyamızı Tehdit Eden Felaketler * Dünya Dışı Uygarlıklar == Dış bağlantılar == * Asimov, Vakıf Serisi Robot Yasaları ve Röportajlar * 1965'te Horizon ile Robotlar üzerine bir söyleşisi * Kategori:1920 doğumlular Kategori:Smolensk Oblastı doğumlular Kategori:1992 yılında ölenler Kategori:Rusya Yahudileri Kategori:Amerikalı bilimkurgu yazarları Kategori:Kurgusal olmayan eserler veren Amerikalı yazarlar Kategori:Amerikalı ateistler Kategori:Rusya Yahudisi asıllı Amerikalılar Kategori:Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Sovyet göçmenler Kategori:Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlığına kabul edilenler Kategori:Columbia Üniversitesinde öğrenim görenler Kategori:Hugo Ödülü alan yazarlar Kategori:Nebula Ödülü alan yazarlar Kategori:Mizah yazarları Kategori:Bilim tarihçileri Kategori:HIV/AIDS'li kişiler Kategori:New York eyaletinde enfeksiyon hastalıklarından ölenler Kategori:New York'ta ölenler Kategori:AIDS'e bağlı hastalıklardan ölenler Kategori:Cenazesi yakılarak icra olunan kişiler Kategori:Ateist yazarlar Kategori:Yahudi ateistler Kategori:Rus ateistler Kategori:Amerika Birleşik Devletleri'nde AIDS'e bağlı hastalıklardan ölenler‎ Kategori:20. yüzyıl Amerikalı erkek yazarları
1,608
Matematikte doğrudan tanıtlama, verilen bir önermenin var olan matematiksel teoremlerden yararlanarak doğru olduğunu gösterme işlemidir. Bize verilen bilgileri ve daha önceden kabul ettiğimiz aksiyomları ya da önceden ispat etmiş olduğumuz eşitlikleri kullanarak doğrudan sonuca gideriz. En çok kullanılan ispat yöntemidir diyebiliriz. Belirtilen şartlar "p" olsun, bu şartlar altında doğru olacağı iddia edilen teorem "q" olsun. p-->q olduğunu ispatlamamız gerekir. Örnek verelim. İddia1: 4'e tam bölünebilen bir sayı ile 2'ye tam bölünemeyen iki sayının toplamı tektir. İspat1: 4 ile tam bölünebilen sayı "a" olsun. 2 ile tam bölünemeyen sayı "b" olsun. Öyle x ve y tam sayıları vardır ki a=4x b=2y+1 sağlanır. (2x+y) = p olsun. Kategori:Matematiksel ispatlar
810
Mısır tanrıları Mısır mitolojisinde adı geçen tanrılardır. == Başlıca tanrılar == === Erkek === * Aker - Dünya ve ufuk tanrısı * Amun - Bir yaratıcı tanrı, Thebes şehrinin koruyucu tanrısı ve Yeni Krallık döneminde Mısır'ın önde gelen tanrısı * Anhur - Savaş ve av tanrısı * Aten - Akhenaten dönemindetek tanrılı veya tek tanrılı Atenist inanç sisteminin odak noktası haline gelen Güneş diski tanrısı * Atum - Bir yaratıcı tanrı ve güneş tanrısı, Ennead'in ilk tanrısı * Bennu - Bir balıkçıl olarak tasvir edilen bir güneş tanrısı, yaratıcı tanrı * Geb - Bir toprak tanrısı ve Ennead'in üyesi * Hapi - Nil selinin kişileştirilmesi * Horus - Gökyüzü, güneş, krallık, koruma ve şifa ile bağlantılı, genellikle bir şahin veya bir insan çocuğu olarak gösterilen büyük bir tanrı. Genellikle Osiris ve İsis'in oğlu olduğu söylenir. * Khepri - Genellikle Ra'nın sabah formu olarak muamele gören ve bir bok böceği ile temsil edilen bir güneş yaratıcısı tanrı * Khnum (Khnemu) - Bir dalgıç tanrı * Khonsu - Amun ve Mut'un oğlu bir ay tanrısı * Mihos (Mahes, Mihos) - aslan tanrı, Bastet'in çocuğu * Montu - Thebes'te ibadet edilen bir savaş ve güneş tanrısı * Nefertum - Zamanın başında güneş tanrısının içinden yükseldiği lotus çiçeği tanrısı. Ptah ve Sekhmet'in oğlu. * Nemty - Şahin tanrı, Orta Mısır'da bulunur * Neper - Tahıl tanrısı * Osiris - yeraltı dünyasını yöneten ve bitki örtüsünü, güneş tanrısını ve ölen ruhları canlandıran ölüm ve diriliş tanrısı * Ptah - Bir yaratıcı tanrı ve zanaatkarların tanrısı, Memphis'in koruyucu tanrısı * Ra - Güneş tanrısı * Set - Çölle bağlantılı şiddet, kaos ve güçle karakterize kararsız bir tanrı. Osiris'in mitolojik katili ve Horus'un düşmanı, aynı zamanda kralın destekçisi. * Shu - Rüzgar veya havanın somutlaşmış hali, Ennead'in bir üyesi * Sobek - Timsah tanrısı, Faiyum'da ve Kom Ombo'da tapınıyor * Sopdu - Gökyüzünün ve Mısır'ın doğu sınır bölgelerinin tanrısı * Thoth - Bir ay tanrısı ve bir yazı ve yazıcı tanrısı ve Hermopolis'in koruyucu tanrısı * Wadj-wer - Akdeniz'in veya Nil Deltası göllerinin kişileştirilmesi === Kadın === * Amunet - Amun'un kadın mevkidaşı ve Ogdoad'ın bir üyesi * Anuket - Mısır'ın güney sınır bölgelerinin, özellikle de Nil'in alt kataraktlarının tanrıçası * Bastet - Tanrıça bir kedi ya da dişi aslan, şehrinin koruyucusudur * Bat - Mısır tarihinin ilk dönemlerinden kalma İnek tanrıçası, sonunda Hathor tarafından özümsenmiştir * Hathor (Mısır: Het- Hert) - Gökyüzü, güneş, cinsellik, annelik, müzik, dans, yabancı topraklar, mallar ve öbür dünya ile bağlantılı en önemli tanrıçalardan biri. Ra'nın Gözü'nün birçok formundan biri. * Heket - Kurbağa tanrıçası doğum sırasında kadınları koruduğunu söyledi * Hesat - Anne inek tanrıçası * Imentet (Amentet) - Isis ve Hathor ile yakından bağlantılı bir ölüm sonrası yaşam tanrıçası * İsis - Osiris'in karısı ve Horus'un annesi, cenaze törenleri, annelik, koruma ve sihirle bağlantılı. Yunan ve Roma dininde de önemli bir tanrı oldu. * Maat - Gerçeği, adaleti ve düzeni kişileştiren tanrıça * Menhit - Bir dişi aslan tanrıçası * Mut - Thebes'te ibadet edilen Amun'un Eşi * Neith - Bir yaratıcı ve avcı tanrıça ,Aşağı Mısır'daki Sais şehrinin koruyucusu * Nekhbet (Nekhebit) - Bir akbaba tanrıçası, Yukarı Mısır'ın vesayet tanrısı * Nephthys (Mısırlı: Nebet-Het) - Isis'in yanında Osiris'in yasını tutan Set'in eşi Ennead'in bir üyesi * Nepit - Bir tahıl tanrıçası, Neper'in dişi karşılığı * Nut - Bir gökyüzü tanrıçası, Ennead'in bir üyesi * Pakhet - Daha çok Beni Hasan çevresindeki bölgede tapılan bir dişi aslan tanrıçası * Renenutet - Bir tarım tanrıçası * Satet - Mısır'ın güney sınır bölgelerinin bir tanrıçası * Sekhmet - Bir dişi aslan tanrıçası, hem yıkıcı hem de şiddetli ve hastalıkları önleme yeteneğine sahip, onları savaşta yöneten firavunların koruyucusu, Ptah'ın eşi ve Ra'nın Gözü'nün birçok formundan biri. * Tefnut - Nem tanrıçası ve Ennead'in bir üyesi * Wadjet (Uatchit) - Bir kobra tanrıçası, Aşağı Mısır'ın vesayet tanrısı * Wosret (Mısır: Usret) - Teb tanrıçası === Hem erkek hem de kadın formları === * Anubis/Anput - Mumyalama tanrısı/tanrıçası ve ölülerin koruyucusu * Heh - Sonsuzluğun kişileştirilmesi ve Ogdoad'ın bir üyesi * Kek - Kaos ve Karanlığın tanrısı, aynı zamanda ilkel karanlık kavramı. Kek'in dişi formu Kauket olarak bilinir. * Nu (Nun) - Dünyanın yaratılışta ortaya çıktığı biçimsiz, sulu düzensizliğin kişileştirilmesi ve Ogdoad'ın bir üyesi * Ra (Re) -Yaratılış ve öbür dünya ile ilgilinen önde gelen Mısır güneş tanrısı. Tanrıların mitolojik hükümdarı, her Mısır kralının babası ve Heliopolis'in koruyucu tanrısı. * Tatenen - Eski Mısır yaratılış mitlerinde kaostan ortaya çıkan dünyanın ilk höyüğünün kişileştirilmesi == Küçük tanrılar == === Erkek === * Aani - Koruyucu bir maymun başlı tanrı * Aati - Ölülerin ruhlarının 42 yargıcından biri * Abu -Abu, muhtemelen Elephantine şehrinde ibadet edilen erken bir Mısır Işık tanrısıydı. * Am-heh - Tehlikeli bir yeraltı tanrısı * Amenhotep I (Amenhetep I) - On sekizinci hanedanın ikinci kralı, tanrılaştırıldı * Hapu'nun oğlu Amenhotep - III. Amenhotep mahkemesinde bir yazar ve mimar, daha sonra bilgeliği için tanrılaştırıldı * Amu-Aa - Gecenin ikinci saatinde Osiris'e eşlik eden bir tanrı * An-af - Ölülerin ruhlarının 42 yargıcından biri * An-hetep-f - Ölülerin ruhlarının 42 yargıcından biri * An-mut-f * An-tcher-f * Andjety (Anedjti, Anezti) -Yukarı Mısır'ın dokuzuncu nome tanrısı * Ani - Festivaller tanrısı * Anti - Yukarı Mısır'ın şahin tanrısı * Apedemak -Aşağı Nübye'deki bazı Mısır yapımı tapınaklarda görünen bir savaşçı aslan tanrısı * Apep (Apepi) - Kötü niyetli kaosu kişileştiren ve her gece yeraltı dünyasında Ra ile savaştığı söylenen yılan tanrısı * Āpesh - Bir kaplumbağa tanrısı * Apis - Memphis'te bir tanrı olarak tapılan ve Ptah'ın bir tezahürü olarak görülen canlı bir boğa * Arensnuphis - Greko-Romen döneminde Aşağı Nübye'deki Mısır tapınaklarında görünen bir Nübye tanrısı * Asklepius - Mısır'da Saqqara'da tapılan bir Yunan tanrısı * Ash - Libya Çölü tanrısı ve Mısır'ın batısındaki vahalar ile de ilgili tanrı * Astennu - Thoth ile ilişkili bir babun tanrısı. * Ba - Bereket tanrısı * Ba-Ra * Baal - Yeni Krallık döneminde Mısır'da ibadet edilen Suriye ve Kenan'dan gökyüzü ve fırtına tanrısı * Babi - Cinsellik ve saldırganlıkla karakterize bir babun tanrısı * Banebdjedet - Bir koç tanrısı, Mendes şehrinin koruyucusu * Ba-Pef - Az bilinen bir yeraltı tanrısı; sekizinci saatin koç başlı tanrısı * Bes - Apotropaik tanrı, cüce olarak temsil edilir, özellikle doğum sırasında çocukları ve kadınları korumada önemlidir * Buchis - Teb çevresinde ibadet edilen canlı bir boğa tanrısı ve Montu'nun bir tezahürü * Dedun (Dedwen) - Mısırlılara tütsü ve diğer kaynakları sağladığı söylenen bir Nübye tanrısı * Denwen - Bir yılan ve ejderha tanrısı * Djebuty - vesayet tanrısı * Djefa - Bolluk Tanrısı * Dionysus-Osiris - Bir yaşam-ölüm-yeniden doğuş tanrısı. * Dua - Tuvalet ve sanitasyon tanrısı * Fa - Kader tanrısı * Fetket - Ra'nın bir uşağı * Gengen Wer - Yaşam gücünü içeren göksel yumurtayı koruyan göksel kaz tanrısı * Ha - Libya Çölü tanrısı ve Mısır'ın batısındaki vahalar ile de ilgili * Ḥapy (Hapi) - Horus'un oğlu * Hapy-Wet - cennetteki Nil Tanrısı * Hardedef (Djedefhor) - Bir tanrının eseri olduğu düşünülen bir kitap yazdığı için öldükten sonra tanrılaştırılan Kral Khufu'nun oğlu * Harmachis (Hor-em-akhet) - Sfenks tanrısı, Horus'un formu * Harsomtus - Bir çocuk tanrı * Haurun - Bir koruyucu ve iyileştirici tanrı, aslen Kenanlı bir tanrı * Heka - Sihrin kişileştirilmesi * Heneb - Tahıl tanrısı * Henkhisesui - Doğu rüzgarının tanrısı * Heru-Khu - Tuat'ın beşinci bölümünde bir tanrı * Hery-sha-duat - Tuat tarlalarından sorumlu Yeraltı tanrısı * Heryshaf - Herakleopolis Magna'da ibadet edilen Ram tanrısı * Horon - aslen Kenanlı bir tanrı * Hu - Sözlü sözün otoritesinin kişileştirilmesi * Iah (Aah, Yah) - Bir ay tanrısı * Ihy (Ihu) - Horus ve Hathor'da doğan, sistrum tarafından üretilen müzik ve neşeyi temsil eden bir çocuk tanrı * İmhotep - bir iyileştirici tanrı olarak tanrılaşmış * Jüpiter-Amun - Mısır'daki Siwa Vahasında tapılan, Roma'dan etkilenmiş bir tanrı * Kagemni - Snefuru Kagemni * Khenti-Amenti (u) - Bir nekropol tanrısı * Khenti-qerer * Khesfu - onuncu bölümünde bir mızrak taşıyan bir tanrı * Khentekhtai (Khente-Khtai) - Athribis'te tapılan timsah tanrısı * Kherty - Genellikle koç olarak tasvir edilen bir cehennem dünyası tanrısı * Kneph - Bir koç yaratıcısı tanrı * Mandulis - Bazı Mısır tapınaklarında ortaya çıkan bir Aşağı Nübye güneş tanrısı * Mehen - Yeraltı dünyasında dolaşırken Ra'nın barikatını koruyan yılan tanrı * Mestȧ (Imset) - Horus 'un oğlu * Min - Bir erkeklik tanrısı * Mnevis - Heliopolis'te Ra'nın bir tezahürü olarak tapılan canlı bir boğa tanrısı * Nefer Hor - Thoth'un oğlu * Neferhotep - Hathor'un Oğlu * Nefertum (Nefertem) - parfüm tanrısı * Nehebu- Kau - Koruyucu bir yılan tanrısı * Nun - ilk suların tanrısı * Panebtawy - Bir çocuk tanrı, Yaşlı Horus'un oğlu * Petbe - İntikam Tanrısı * Peteese - Nil'de boğulan Pihor'un kardeşi, daha sonra tanrılaştırıldı * Pihor - Nil'de boğulan Peteese'nin kardeşi, daha sonra tanrılaştırıldı * Ptah-hotep - Bir Bilgelik Metninin Yazarı, daha sonra tanrılaştırıldı * Qebeḥsenuf (Qebehsenuef) - Horus'un oğlu * Qebui - Kuzey rüzgarlarının tanrısı * Ra-ateni * Rā-Ḥerakhty - Güzel bir tanrı * Reshep - Yeni Krallık'ta Mısır dinine kabul edilen, sakallı ve Yukarı Mısır tacıyla tasvir edilen Suriye savaş tanrısı * Sah - Orion takımyıldızının kişileştirilmesi * Sebeg - Merkür gezegeninin kişileştirilmesi * Sebiumeker - üreme ve doğurganlık tanrısı * Sed - Krallığı koruyan bir çakal tanrısı * Seker - Memphite Nekropolü Tanrısı * Sekhemus - dördüncü saatte Tanrısı * Sepa - İnsanları yılan ısırıklarından koruyan bir kırkayak tanrısı * Sepes - Bir ağaçta yaşayan tanrı * Sepṭu - sakallı bir tüy giyen tanrı * Serapis -Osiris ve Apis'in özelliklerini birkaç Yunan tanrısının özellikleriyle birleştiren Ptolemaios Dönemi'nden bir Greko-Mısır tanrısı. Onun gibi Mısır dışında Yunan ve Roma dinine kabul edilen Isis'in kocası. * Seta-Ta - Tuat'ın dördüncü bölümünde mumyalanmış bir tanrı * Setcheh - Bir yılan iblis * Setem - Bir şifa tanrısı * Shed - İnsanları tehlike ve talihsizlikten kurtardığına inanılan bir tanrı * Shehbui - Güney rüzgarının tanrısı * Shezmu - Aynı zamanda ruhları kınayan şarap ve yağ preslerinin tanrısı * Sia - Algının kişileştirilmesi * Sopdu - Doğu deltasının tanrısı * Sopdet (Sothis) - Sirius yıldızının kişileştirilmesi, Sopdu'nun annesi * Ṭuamutef (Duamutef) - Horus'un bir oğlu * Tutu - Greko-Romen döneminden bir apotropaik tanrı * Uneg/Weneg - Kozmik düzeni koruyan bir bitki tanrısı ve Ra'nın oğlu * Wenenu - Koruyucu bir tanrı * Wepwawet - bir çakal tanrısı, * Yam - Bazı Mısır metinlerinde geçen Suriye deniz tanrısı === Kadın === * Ahti - Kötü niyetli bir su aygırı tanrıçası * Amathaunta - Bir okyanus tanrıçası * Ammit - Mahkum edilmiş ruhları yiyen tanrıça * Amn - Yeraltı dünyasında ölülerin ruhlarını karşılayan bir tanrıça * Anat (Anta) - Aslen Suriye'den olan ve Orta Krallık'ta Mısır dinine giren bir savaş ve bereket tanrıçası. Re'nin kızı, böylece Mısır'da Astarte'nin kız kardeşi. * Anhefta - bir koruyucu ruh * Anit - Andjety'nin Karısı * Anuke - Bir savaş tanrıçası * Apet - bir güneş diski giyen tanrıça * Astarte -Yeni Krallık'ta Mısır dinine giren Suriye ve Kenanlı bir savaşçı tanrıça * Ba'alat Gebal - Byblos şehrinin hamisi olan Kenanlı bir tanrıça, Mısır dinine kabul edildi * Besna - Ev güvenliği tanrıçası * Esna - İlahi bir levrek * Hatmehit - Mendes'de tapılan balık tanrıçası * Hedetet - Küçük bir akrep tanrıçası * Heptet - Ölüm tanrıçası ile ilişkili tanrıça * Heret-Kau - Ölümden sonraki yaşamda ölülerin ruhlarını koruyan koruyucu tanrıça * Hert-ketit-s - Aslan başlı tanrıça * Hert-Nemmat- Set - * Hert-sefu-s - * Heru-pa-kaut - Başında balık olan bir ana tanrıça * Heset - Yiyecek ve içecek tanrıçası * Hetepes-Sekhus - Aynı zamanda bir kobra tanrıçası olan Ra'nın gözünün kişileştirilmesi * Horea - Set'in karısı * Iat - Süt ve hemşirelik tanrıçası * Iabet - Doğurganlık ve yeniden doğuş tanrıçası * Ipy - Su aygırı olarak tasvir edilen bir ana tanrıça * Ishtar - Zaman zaman Mısır metinlerinde bahsedilen Astarte'nin Doğu Sami versiyonu * Iusaaset (Ausaas) - Atum'un dişi muadili; Heliopolis'te tapınılan tanrıça * Iw - Bir yaratılış tanrıçası * Kebehut - Tazelik tanrıçası Anubis'in kızı, cesetlerin mumyalanmasında ona yardım ediyor * Ken - aşk tanrıçası * Khefthernebes - Bir cenaze tanrısı * Mafdet - Yırtıcı bir tanrıça tehlikeli yaratıkları yok ettiğini söylenir * Mehit - Anhur'un eşi Abydos'ta tapınılan bir savaşçı aslan tanrıçası * Matit - Thinis'te bir kült merkezi olan cenaze kedi tanrıçası * Mehet-Weret - Göksel inek tanrıçası * Menhit (Menhyt) - Ra'nın kaşını kişileştiren bir güneş aslan tanrıçası * Meretseger - Theban Necropolis'i yöneten bir kobra tanrıçası * Merit - Kozmik düzeni kuran müzik tanrıçası * Meskhenet (Mesenet) - Doğuma başkanlık eden bir tanrıça * Nakith - Yeraltı dünyasının tanrıçası * Naunet - Nun'un kadın muadili * Nebethetepet - Atum'un dişi muadili * Nebt-Ankhiu - Yeraltı tanrıçası * Nebt-Khu - Yeraltı tanrıçası * Nebt-Mat - Yeraltı tanrıçası * Nebt-Setau - Yeraltı tanrıçası * Nebt-Shat - Yeraltı tanrıçası * Nebt-Shefshefet - Yeraltı tanrıçası * Nefertari - I. Amenhotep'in annesi, tanrılaştırıldı * Nehmetawy - Küçük bir tanrıça, Nehebu- Kau veya Thoth'un eşi * Pelikan - Ölülerin tanrıçası * Perit - Yeraltı dünyasının tanrıçası * Pesi - Yeraltı tanrıçası * Qererti * Qerhet - Aşağı Mısır'ın sekiz adayının tanrıçası * Qetesh (Qudshu) - Yeni Krallık'ta Mısır dinine kabul edilen Suriye ve Kenan'dan bir cinsellik tanrıçası * Raet-Tawy - Ra'nın bir dişi muadili * Rekhit - Yeraltı tanrıçası * Renenet - Şans tanrıçası * Renpet - Yılı kişileştiren tanrıça * Sait - Yeraltı tanrıçası * Sefkhet-Abwy - Yazı ve tapınak kütüphanelerinin tanrıçası * Sehith - Yeraltı dünyasının tanrıçası * Sekhat-Hor - Bir inek tanrıçası * Sekhet-Metu - Yeraltı tanrıçası * Seret - Muhtemelen aslen Libya'dan bir dişi aslan tanrıçası * Serket - Şifa ve koruma için çağrılan bir akrep tanrıçası * Sesenet-Khu - Yeraltı tanrıçası * Seshat - yazma ve kayıt tutma Tanrıçasıdır * Shemat-Khu - Yeraltı tanrıçası * Shentayet - Muhtemelen dulların koruyucu tanrıçası * Shenty - Bir inek tanrıçası * Shesmetet - Bir dişi aslan tanrıçası * Sopdet - Sirius yıldızının tanrılaştırılması * Swenet - Aswan ile ilgili tanrıça * Ta- Bitjet - Küçük bir akrep tanrıçası * Ta-Sent-Nefert - Yaşlı Horus'un karısı * Tafner - bir akbaba başlığı tanrıçası * Taweret (Thoeris) - Hipopotam tanrıçası, doğumdaki kadınların koruyucusu * Tayt (Tayet) - Dokuma tanrıçası * Temet - Atum'un kadın meslektaşı * Temtith - Yeraltı dünyasının tanrıçası * Tenenet - doğum tanrıçası * Themath - Yeraltı dünyasının bir tanrıçası * Thermuthis - Kader, bereket ve hasat tanrıçası * Thmei - Gerçeğin tanrıçası * Tjenenyet - Koruyucu tanrıça * Tjenmyt - Bira tanrıçası * Unut - Hermopolis bölgesinde tapılan, yılan veya tavşan olarak temsil edilen bir tanrıça * Usit - Yeraltı tanrıçası * Wepset - Bir koruyucu yılan tanrıça * Werethekau - Kralı koruyan bir tanrıça === Erkek veya kadın === * Hedjhotep - Kumaşların ve giysilerin tanrısı * Shai - Kaderin kişileştirilmesi === Nesneler === Semi - Duat'ın onuncu bölümünde bulunan tanrısallaştırılmış bir nesne == Daha az bilinen tanrılar == === Erkek === * Ȧakhu - Beşinci Ảat'ın Tanrısı * Ảakhu - Bir koç başlı tanrı * Ảakhu-ḥetch-t - Ölülerin tanrısı * Ảakhu-ra - Şafağın şarkı söyleyen tanrısı * Ảakhu-sa-ta-f - Bir savaşçı tanrı * Ảakhui - İki lotus asasına sahip bir tanrı * Ȧmi-beq - Ölülerin tanrısı * Ảmi-haf - Zıpkını olan bir tanrı * Ami-Ḥe-t-Serqet-Ka-hetep-t - Bir tanrı * Ảmi-kar - Şarkı söyleyen bir maymun tanrı * Ảmi-keḥau - Bir tanrı * Ảmi-naut-f - Yılan tanrısı * Ảmi-nehţ-f - Bir tanrı * Ảmi-neter - Şarkı söyleyen bir tanrı * Ảmi-Nu - Bir gökyüzü tanrısı * Ȧmi-Pe - Bir aslan tanrısı * Ảmi-reţ - Bir tanrı * Ảmi- seḥseḩ - Bir tanrı * Ảmi-sekhet-f - Kendi alanının tanrısı * Ảmi-sepa-f - Bir tanrı * Ảmi-suḥt-f - Dokuzuncu Ảat tanrısı * Ảmi-ta - Bir yılan tanrı * Ảmi-ut - Ayın dokuzuncu gününün Tanrısı * Ảnmut-făbesh - Bir yıldız tanrısı * Antywy - Yukarı Mısır'ın onuncu nome tanrısı Gecenin altıncı saatinin tanrısı. * Ảri - Yaratıcı tanrı * Ảri-em-ăua - Gecenin altıncı saatinin tanrısı * Ảri-en-ȧb-f - Mavi gözlü tanrı * Ảri-ḥetch-f - Işık tanrısı * Ảri-ren-f-tehesef - Ayın onuncu gününün tanrısı * Ảri-tchet-f - Ayın dokuzuncu gününün tanrısı * Ảrit- Ảmen - Bir tanrı * Athpi - Bir şafak tanrısı * Ati - Bir tanrı * Ba - Erkeklikle ilişkili bir koç tanrısı * Ba-ảakhu-hā-f - Bir koç başlı tanrı * Ba-em-uār-ur - Bir tanrı * Ba-ta - Bir maymun tanrısı * Ba-tau - Cynopolis'te tapılan bir tanrı * Ba-utcha-hāu-f - Koç başlı bir tanrı * Ḥeb - Bir tanrı * Ḥun-sāḥu - Bir tanrı * Ḥutchai - Batı rüzgarının tanrısı * Khenti-en-Sa-t - Bir yıldız tanrısı * Khenti-heh-f - Osiris'in mezarını koruyan bıçak gözlü bir tanrı * Khenti-ḥenthau - Bir tanrı * Khenti-Ḥet Ȧnes - Bir tanrı * Khenti-kha- t-ảnes - Osiris'i koruyan bıçak gözlü bir tanrı * Khenti-Khas - Ölülerin burunlarını koruyan bir tanrı * Maa-ảb-khenti-ảḥ-tf - Bir tanrı * Maa-ảtht-f - On dördüncü Ảat tanrısı * Maa-en-Rā - Bir maymun kapıcı tanrısı * Maa-f-ur - Bir tanrı * Maa-ḥa-f - Bir feribot tanrısı * Maa-mer-f - Ayın yirmi altıncı gününün tanrısı * Men-t - Bir tanrı * Meni - Bir tanrı * Menü - Beşinci ayın tanrısı * Menu-nesu-Ḩeru - Bir savaşçı boğa tanrısı * Menu-qeṭ - İlk Ảat Tanrısı * Meţ-en-Ảsảr - Yılan tanrı * Meţ-ḥer - Ölülerin tanrısı * Meṭes - Bir Tanrı * Meţes - Bir kapıcı tanrı * Meţes-ảb - Bir ibis başlı tanrı * Meṭes- neshen - Bir tanrı * Meţi - Bir şahin başlı tanrı * Meţni - Su aygırı kötülük tanrısı * Meţu-ta-f - Bir tanrı * Neb - Bir kaz tanrısı * Neb ảa - Şarkı söyleyen şafak tanrısı * Neb ảmakh - Ảf gemisini çeken tanrı * Neb ankh - Şafağın şarkı söyleyen tanrısı * Neb āq-t - Bir çakal tanrısı * Neb Kheper- Khenti-Ṭuat - Bir Maāt tanrısı * Neb Khert-ta - Bir yıldız tanrı * Neb pāt - Bir tanrı * Neb seb-t - Bir tanrı * Neb Uast - Pakhit gemisinin bir tanrısı * Neb-Un - Bir tanrı * Neb kullanıcısı - Koç başlı bir tanrı * Neb utchat-ti - İnsan bacaklı yılan tanrı * Nebti - Bir tanrı * Nekenher - Korkunç bir tanrı * Neter - Bir yılan tanrı * Neterti - Uuat'ta bir tanrı * Neter bah - Bir tanrı * Neter neferu - Bir tanrı * Neter-hāu - Nil tanrısı * Neter-ka-qetqet - Osiris'i koruyan bir tanrı * Neter-kha - Bin yıllık Tanrı * Netrit-ta-meh - Bir balta tanrısı * Netrit-Then - Bir balta tanrısı * Serq - Bir yılan tanrı * Unnti - Varoluş tanrısı * Untả - Hafif bir tanrı * Yukarı - Bir maymun tanrısı * Up-hai - Ölülerin Tanrısı * Up-shāt-taui - Bir tanrı * Up-uatu - Şarkı söyleyen bir tanrı * Upi-sekhemti - Çakal başlı şarkı söyleyen tanrı * Upt- heka - Büyü tanrısı * Yukarı - Hafif bir tanrı * UPU - Yılan Shemti Tanrısı * Ur - Bir tanrı * Ur-ȧres (Urȧrset) - Bir tekne tanrısı * Ur-at - Kher-Āḥa'nın bir tanrısı * Ur-HEKA - Bir tanrı * Ur-henhenu - Bir su tanrısı * Ur-henu - Bir su tanrısı * Ur-khert - İkinci Ảat'ta bir çakal tanrı * Ur-maati-f - Bir tanrı * Ur-metuu-ḩer-ȧat-f - Bir tanrı * Ur-peḥti - Bir kapıcı tanrısı * Ur- peḩui-f - Bir tanrı * Urrtȧ - Bir tanrı === Kadın === * Ami-khent-AAT - EDFU tanrıçası * Ảmi-pet-seshem-neterit - 12 Thoueris tanrıçasından biri * Ảmi-urt - Bir inek tanrıçası * Ảmi-utchat-sảakhu-Ảtemt - 12 Thoueris tanrıçasından biri * Ảmit-Qeţem - Osiris'in dirilmesine yardım eden bir tanrıça * Ảmit-she- t-urt - Bir tanrıça * Āpertra - Şarkı söyleyen bir tanrıça * Ảrit-ȧakhu - Bir yıldız tanrıçası * Ảriti - Bir tanrıça * Ba-khati - Bir tanrıça * Baiut-s- ảmiu-heh - Bir tanrıça * Ḥebit - Bir hava tanrıçası * Hetemit - Yıkım tanrıçası * Ḥunit - Ayın yirmi birinci günü tanrıçası * Ḥunit Pe - bir tanrıça * Ḥunit urit - Heliopolis'in vesayet tanrıçası * Ḥuntheth - Bir dişi aslan tanrıçası * Ḥurit urit - Bir tanrıça * Maa-ā - Şarkı söyleyen bir tanrı * Maa- neter-s - Şarkı söyleyen bir tanrıça * Neb Ȧa-t (Nebt Ȧa-t) - Bir tanrıça * Neb Ȧa-t-Then (Nebt Ȧa-t-Then) - Bir tanrıça * Neb āāu (Nebt āāu) - Bir tanrıça * Neb-ābui (Nebt-ābui) - Bir tanrıça * Neb ȧkeb (Nebt ȧkeb) - Bir tanrıça * Neb Ȧnit (Nebt Ȧnit) - Bir tanrıça * Neb ảri-t-qerr-t (Nebt ȧri-t- qerr-t) - Bir tanrıça * Neb ảrit-tcheṭflu - Sürüngenleri yaratan tanrıça * Nebảs-ḥatt - Bir tanrıça * Neb ȧs-ur (Nebt ȧs-ur) - Bir tanrıça * Neb Ȧter (Nebt Ȧter-Meḥ) - Bir tanrıça * Neb ȧter-Shemā (Nebt ȧter-Shemā) - Bir tanrıça * Neb ảur (Nebt ảur) - Nehir tanrıçası * Neb Aut (Neb-t Aut) - Bir tanrıça * Neb Bȧa-t (Nebt Bȧa-t) - Bir tanrıça * Neb ḥekau (Nebt ḥekau) - Büyü tanrıçası * Neb ḥetep (Nebt ḥetep) - Bir timsah tanrıçası * Neb Khasa (Nebt Khasa) - Bir tanrıça * Neb Khebit (Nebt Khebit) - Chemmis tanrıçası * Neb peḥti (Nebt peḥti) - Bir tanrıça * Neb Per-res (Nebt Per-res) - Bir tanrıça * Neb petti (Nebt petti) - Bir tanrıça * Neb Sa (Nebt Sa) - Bir tanrıça * Neb Sam (Nebt Sam) - Bir tanrıça * Neb sau-ta (Nebt sau-ta) - Bir tanrıça * Neb sebu (Nebt sebu) - Bir tanrıça * Neb Septi (Nebt Septi) - Bir tanrıça * Neb-t ȧakhu - Şafak yılan tanrıçası * Neb-t ȧnemit - Bir adak tanrıçası * Neb-t ANKH - on iki Tanrıçalardan biri * Neb-t ānkhiu - İki yılanlı bir tanrıça * Neb-t Ảţu - Bir tanrıça * Neb-t au-t-ȧb - Bir inek tanrıçası * Neb-t Kheper - Yılan tanrıça * Neb-t usha - Ṭuat'ın sekizinci bölümünün tanrıçası * Neb Un (Nebt Un) - Bir tanrıça * Nebt Ānnu - Bir tanrıça * Neterit-nekhenit-RA - bir şarkı tanrıçası * Un-baiusit (Unt -baiusit) - Bir tanrıça * Unnit - Bir tanrıça * Unnuit - Bir tanrıça * Upit - Bir yılan tanrıça * Ur-ā - Bir tanrıça * Urit - Bir tanrıça * Urit-ȧmi-t-Ṭuat - Ra'ya eşlik eden bir tanrıça * Urit-em- sekhemu-s - Dördüncü saatin tanrıçası * Urit-en-kru - Bir dişi aslan başlı su aygırı tanrıçası * Urit-ḥekau - Yukarı Mısır Tanrıçası * Urti-ḥethati - Ánu tanrıçası === Erkek veya kadın === * Medjed - Ölüler Kitabı'ndan küçük bir tanrı. * Neb au-t-ȧb - Ṭuat'taki bir tanrı veya tanrıça (doğrulama için ek alıntı gerektirir) * Netrit fent - Bir balta tanrısı veya tanrıça (doğrulama için ek alıntıya ihtiyaç duyar) == Tanrı grupları == * Aai - Duat'da dokuzuncu bölümün 3 koruyucu tanrıları onlar Ab-ta, Anhefta ve Ermen-ta'dır * Cavern tanrıları - Birçok yeraltı tanrısı, lanetlenmiş ruhları başlarını keserek ve yutarak cezalandırmakla suçlanıyorlar. * Ennead - dünya oluşturma sırasında Atum tarafından üretilen dokuz tanrı ailesinin genişletilmesi. Ennead genellikle Atum, çocukları Shu ve Tefnut, çocukları Geb ve Nut ve çocukları Osiris, Isis, Set ve Nephthys'den oluşuyordu. * Teb Triad, Amun onun eşini Mut ve oğulları Khonsu'da oluşan grup. * Horus dört oğulları mumyalanmış bedeni koruyan dört tanrı. * Gate tanrıları - birçok tehlikeli koruyucu tanrı. * Hemsut (veya Hemuset) - kader ve kaderin koruyucu tanrıçaları, Ptah'ın kızları * Her-Hequi - Duat'ın beşinci bölümündeki 4 tanrı * Günün Saatleri tanrılar - günün her saatinin 12 ilahi bedenlenmesi: kısmen büyük tanrılar * Gece tanrılarının Saatleri - gecenin her saatinden 12 tanrıça, başlarına beş köşeli bir yıldız takıyorlardı. * Maat'ın 42 hakimi - öbür dünyada ölülerin ruhlarını yargılayan Osiris dahil 42 tanrı * Khnemiu - Duat'ın on birinci bölümünde kırmızı kron giyen 4 tanrı * Ogdoad - yaratılıştan önce var olan sekiz tanrıların kümesi. Ogdoad genellikle Amun - Amunet, Nu - Naunet, Heh - Hauhet ve Kek - Kauket'den oluşuyordu. * Renniu - Duat'da on birinci bölümünde 4 tanrı * Setheniu-Tep - Duat'ın on birinci bölümü, beyaz taçlar giyen 4 tanrı * 12 Thoueris tanrıçası == Kaynakça == * Lorton, Claude Traunecker. Çeviri Fransızlardan David (2001). Mısır tanrıları (1. İngilizce edn, geliştirilmiş ve genişletilmiş). Ithaca, NY [ua]: Cornell University Press. ISBN 0-8014-3834-9. * Budge, Sir Ernest A. Wallis (2010). Mısır hiyeroglif sözlüğü (iki ciltte, bir İngilizce kelime dizini, kral listesi ve dizinli coğrafi liste, hiyeroglif karakterlerin listesi, Kıpti ve Sami alfabeleri ile). New York: Cosimo Classics. Mayıs ISBN 978-1-61640-460-4. * "Aswan Tarihi Gerçekler ve Zaman Çizelgesi: Aswan, Mısır". http://www.world- guides.com/africa/egypt/aswan/aswan_history.html . * Petry, Alan W. Shorter; Bonnie L. (1994) tarafından yeni bir kaynakça ile. Mısır tanrıları: bir el kitabı (rev. Edn). San Bernardino (Kaliforniya): Borgo Press. ISBN 0-89370-535-7. * "Mısırın tanrıları". http://www.touregypt.net/godsofegypt/ . * Willockx, Sjef. "Amentet, Andjeti ve Anubis: Üç Eski Mısır Tanrısı (2007)". * Mark, Joshua J. "Mısır Tanrıları - Tam Liste". https://www.ancient.eu/article/885/egyptian-gods---the-complete-list/ . * Nelson, Thomas (2017). The Woman's Study Bible: Denge, Umut ve Dönüşüm için Tanrı'nın Gerçeğini Almak. Biblica, Inc. * "GVC09-24: Mistik yaratıklar ve tanrılar -Mısır". [1] * Durdin-Robertson, Lawrence (1979). Tanrıçalarla Komünyon: Tanrıçaların Putları, İmgeleri ve Sembolleri; Mısır Bölüm III. Cesara Yayınları. * Raymond O. Faulkner tarafından çevrilen çeviriler; ek ile; Ogden Goelet JR'nin yorumu Wasserman .; EA Wallis Budge gözetiminde 1890'da üretilen faks cildinden renkli resimlerle; Carol AR Andrews tarafından tanıtıldı; Eva Von Dassow tarafından düzenlenmiş; James (1994) tarafından tasarlanan bir baskıda. Mısır Ölüler Kitabı: Gündelik ortaya çıkma kitabı: MÖ 1250 dolaylarında yazıcılar ve bilinmeyen sanatçılar tarafından yazılmış ve resimlendirilmiş Ani Papirüsü olmak (kutsal adakların kraliyet yazarı), kitapların bölümlerinin dengesi dahil Eski metinlerden derlenen, Mısır uygarlığının köklerine kadar uzanan, kent resesyonu olarak bilinen ölülerin kalıntıları (1. baskı). San Francisco: Chronicle Books. ISBN 0-8118-0767-3. # Kategori:Mitoloji listeleri Tanrı
1,558
David Paul Cronenberg (d. 15 Mart 1943), Kanadalı sinemacı. == Hayatı == David Cronenberg 1943 yılında Toronto, Ontario, Kanada'da gazeteci bir baba ve piyanist bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşlarda edebiyat ve müzik alanlarındaki yeteneğiyle dikkat çekti. Üniversite eğitimine başlamadan önce yazdığı pek çok karanlık hikâye çeşitli yerlerde yayınlandı. Toronto Üniversitesi Fen bilimleri bölümünde yüksek tahsiline başladı. Daha sonra bu bölümden ayrılıp aynı okulun edebiyat bölümüne geçti. Bu yıllarda yaptığı Transfer (1966), From the Drain (1967), Stereo (1969) ve Crimes of the Future (1970) adlı kısa filmler ile sinemaya başladı. Televizyon dizileri için teklifler aldı. İlk uzun metrajlı filmi olan They Came From Within (1975) kurbanlarının cinsel arzularını kontrol edemez hale getiren bir parazit türünün anlatıldığı, dönem için normal sayılamayacak bir filmdi. Bu sebeple Cronenberg film için ödenek sıkıntısı çekti. Masrafların yarısını ödemesi için bazı yapımcıları ikna etti. Benzer bir konuyu ele aldığı filmi Rabid (Kuduz - 1977) ve değişime uğramış çocukları temel alan, ancak değişimin esas sebebinin nefret olduğunun anlatıldığı The Brood (1979) filmleri ile adını duyurdu. 1983 yılında çektiği Videodrome ile televizyon izleyicilerinin aslında televizyon dalgaları aracılığıyla yayılan elektrik sinyalleriyle, kurgusal ve yapay bir dünyaya çekildiği tezini aktarırken, önemli toplumsal sorunlara ve histerilere de değindi. Bu başarılı bağımsız yapımları ile Hollywood yapımcılarının dikkatini çekti ve daha popüler görünen The Dead Zone (Kör Nokta - 1983, Stephen King'in romanından uyarlama) ve The Fly (Sinek - 1986, 1956 yapımı aynı adlı filmin yeniden çekimi) filmleri ile adını duyurmaya ve sıradan bir yönetmenden daha fazlası olduğunu göstermeye başladı. Daha geniş bir kitleye hitap etme fırsatını bulduğu bu dönemde, kendi tarzının en başarılı filmlerinden biri olan Dead Ringers (Ölü İkizler - 1988) adlı yapıma imza attı. 1991 yılında ise filme çekilemez denilen, William Burroughs romanı Naked Lunch'ı (Muhteşem Yemek - 1991) kendi özgün tarzında perdeye aktardı. Bunu diğer filmlerine göre daha az ilgi çeken ve ünlü bir Broadway müzikalinden uyarlanan M. Butterfly takip etti. 1996 yılında Crash (Çarpışma) ve 1999 yılında eXistenZ (vAroluŞ) filmleri ile Videodrome ile değindiği konulara benzer hikâyeleri perdeye taşıdı. Crash ile trafik kazaları ile cinsel hazlarının doruğa çıktığına inanan bir grup insanı, eXistenZ ile de hayatımıza bir daha çıkmamak üzere giren bilgisayarlar ve sanal dünyalarda geçen bilgisayar oyunlarının geleceğini anlatan Cronenberg, her filminde olduğu gibi bu filmlerinde de üzerinde düşünülmesi gereken sahneler ile mesajlar taşıyan öyküleri ile tarzının doruğuna çıktı. 2002 yılında kendi imkânlarıyla, düşük bir bütçe ile çektiği Spider (Örümcek) filminde daha kişisel ve karanlık bir öyküyü, etkileyici bir biçimde izleyicisine sundu. David Cronenberg, filmlerinde sürekli anlatmaya çalıştığı, her zaman savunduğu ve çok da ütopik olmayan fikirleri, karanlık ve ürkütücü mizansenleriyle ve kostüm, müzik gibi öğeleri ustaca kullanmasıyla çoğu bilimkurgu, korku yönetmeninden farklı bir yerdedir. Bedensel Korku diyebileceğimiz bir türün öncüsü olarak, makineler, yapay biyolojik etkenler, değişime uğratılmış parazitler gibi insan kaynaklı tehlikelerin, yine insanı zihinsel ve en önemlisi bedensel olarak bambaşka bir varlığa dönüştürmesini anlatırken, yarattığı her sahnenin arkasına bir anlam gizleyerek filmlerinin üzerinde düşünülmesini sağlamaktadır. Bu bağlamda her zaman sözünü ettiği ve savunduğu New Flesh (Yeni Beden) kavramını geniş kitlelere ulaştırmaktadır. Bilimin insan tarafından doğal işleyişi saptırmak için bir araç olarak kullanımını ne kadar büyük sorunlara yol açabileceğini Cronenberg filmlerinde görebiliriz. Sonraki dönemlerinde ise bu kavramların beden, kan gibi organik yapılarla gösteriminden çok felsefi ve psikolojik anlatımlar ile sunulduğunu ve her iki yöntem ile de başarılı olduğu söylenebilir. == Filmografisi == * Transfer (1966) * From the Drain (1967) * Stereo (1969) * Crimes of the Future (1970) * The Victim (1974) * Shivers (1975) * Rabid (Kuduz) (1977) * Fast Company (1979) * The Brood (1979) * Scanners (1981) * The Dead Zone (Kör Nokta) (1983) * Videodrome (1983) * The Fly (Sinek) (1986) * Dead Ringers (Ölü İkizler) (1988) * Naked Lunch (Çıplak Şölen) (1991) * M.Butterfly (film) (1993) * Crash (Çarpışma) (1996) * eXistenZ (VaroluŞ) (1999) * Spider (Örümcek) (2002) * A History Of Violence (2005) * To Each His Own Cinema (2007) * Eastern Promises (2007) * William S. Burroughs: A Man Within (2010) * A Dangerous Method (2011) * Cosmopolis (2012) * Maps to the Stars (2014) ==Kaynakça== * Yeres, Artun (derleyen) (2004). "Göstermenin Sorumluluğu". İstanbul: Donkişot Yayınları. s. 111. ISBN 975-6511-25-7 == Dış bağlantılar == * IMDb Sayfası * Resmi olmayan web sayfası Cronenberg, David Kategori:1943 doğumlular Kategori:Yaşayan insanlar Kategori:Kanadalı ateistler Kategori:Litvanya Yahudisi asıllı Kanadalılar Kategori:Kanadalı erkek sinema oyuncuları Kategori:Yahudi oyuncular Kategori:Çevrimiçi Sinema Eleştirmenleri Topluluğu En İyi Yönetmen Ödülü sahipleri Kategori:Toronto Sinema Eleştirmenleri Derneği En İyi Yönetmen Ödülü sahipleri Kategori:En İyi Yönetmen Los Angeles Sinema Eleştirmenleri Derneği Ödülü sahipleri Kategori:En İyi Yönetmen Chicago Sinema Eleştirmenleri Derneği Ödülü sahipleri Kategori:New York Film Eleştirmenleri Birliği Ödülü sahipleri Kategori:New York Film Eleştirmenleri Birliği En İyi Senaryo Ödülü sahipleri
1,122
Porsche 356, Porsche'nin üretilen ilk modeli. Ferdinand Porsche tasarımı sırasında yardımcı olmuştur, ancak proje ve genel model tasarımı Ferry Porsche tarafından gerçekleştirilmiştir. 356 serisi'nin ilki 1948'de Roadster Number 1 (veya Porsche 356/1) , takibinde ise 1950 356 Coupé (Ferry Porsche o günlerde ölüm döşeğinde olan babası için bu modelin adına babasının ismi olan "Ferdinand"ı uygun görmüştür), 1952 Cabriolet (1954 yılında makyajlanmıştır) ve 356 Speedster modelleridir. == Üretim Yılları == Porsche 356 1948 - 1965 Model Üretim Yılları Model Güç 1940'lar 1940'lar 1940'lar 1940'lar 1940'lar 1940'lar 1940'lar 1940'lar 1940'lar 1940'lar 1950'ler 1950'ler 1950'ler 1950'ler 1950'ler 1950'ler 1950'ler 1950'ler 1950'ler 1950'ler 1960'lar 1960'lar 1960'lar 1960'lar 1960'lar 1960'lar 1960'lar 1960'lar 1960'lar 1960'lar Model Güç 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 356 Serisi 356 29 kW/40 HP 356 1100 29 kW/40 HP 356 1300 32 kW/44 HP 356 1300 S 44 kW/60 HP 356 1500 44 kW/60 HP 356 1500 40 kW/55 HP 356 America Roadster 51 kW/70 HP 356 1500 S 51 kW/70 HP A Serisi 356 1300 29 kW/40 HP 356 1300 S 44 kW/60 HP 356 1500 GS Carrera 74 kW/100 HP 356 1500 GS Carrera de Luxe 74 kW/100 HP 356 1500 GS Carrera GT 81 kW/110 HP 356 1600 44 kW/60 HP 356 1600 S 55 kW/75 HP 356 1600 GS Carrera de Luxe 77 kW/105 HP 356 1600 GS Carrera GT 85 kW/115 HP B Serisi 356 1600 44 kW/60 HP 356 Super 75 55 kW/75 HP 356 Super 90 66 kW/90 HP 356 1600 GS Carrera GT 85 kW/115 HP 356 Carrera 2 96 kW/130 HP C Serisi 356 1600 C 55 kW/75 HP 356 1600 SC 70 kW/95 HP 356 Carrera 2 96 kW/130 HP 356 Kategori:1940'lar otomobilleri Kategori:1950'ler otomobilleri Kategori:1960'lar otomobilleri Kategori:1948'de tanıtılan otomobiller Kategori:Coupe otomobiller Kategori:Le Mans 24 Saat otomobilleri Kategori:Motoru arkada olan taşıtlar Kategori:Arkadan itişli taşıtlar Kategori:Roadsterler Kategori:Spor otomobiller
1,552
küçükresim|Öklid'in Elementlerinden bir kanıt ( Kitap I, Önerme I) Matematiksel ispat, matematiksel bir ifade için türerilmiş varsayımların mantıksal olarak doğru olduğu sonucunu garantileyen, çıkarımsal bir argümandır. Argüman, teoremler gibi önceden oluşturulmuş diğer ifadeleri kullanabilir; lakin prensipte her delil, kabul edilen çıkarım kurallarıyla birlikte yalnızca aksiyom olarak bilinen belirli temel veya orijinal varsayımlar kullanılarak oluşturulabilir. Matematiksel tanıtta mantık kullanılır ancak genellikle bir ölçüde doğal dilden de yararlanılır ve dolayısıyla bir parça belirsizlik içerir. Gerçekten de matematikte yazılan tanıtların büyük çoğunluğu informel mantığın uygulaması olarak kabul edilebilir. Tamamıyla formel tanıtların ele alındığı tanıtlama teorisi bağlamında, bu tip tamamıyle formel olmayan tanıtlamalara "sosyal tanıtlama" denir. Bu ayrım, günümüz ve geçmiş matematiksel uygulamaların, matematikte yarı görgücülüğün ve matematik folklorünün yoğun olarak incelenmesine yol açmıştır. Matematik felsefesi ise dilin ve mantığın tanıtlardaki rolü ve "dil olarak matematik" ile ilgilidir. Kişinin formalizme olan yaklaşımından bağımsız olarak, doğru olduğu tanıtlanan sonuca teorem denir. Bu teorem, tamamıyla formel olan bir tanıtta son satırda yer alır ve tanıtın tümü, bu teoremin aksiyomlardan nasıl türetildiğini gösterir. Bir teorem tanıtlandıktan sonra başka önermeleri tanıtlamada kullanılabilir. Matematiğin temelleri adı verilen önermeler tanıtlanamayan ya da tanıtlanması gerekmeyen önermelerdir. Bunlar bir zamanlar matematik felsefecilerinin başlıca uğraşı alanıydı. Günümüzde ilgi odağı daha çok matematiksel uygulamalara, yani kabul edilebilir matematiksel tekniklere kaymıştır. Bazı kabul görmüş tanıtlama teknikleri: * Doğrudan tanıtlama: Sonucun, aksiyomlar, tanımlar ve daha önceki savların mantıksal olarak birleştirilmesiyle elde edildiği yöntem. * Tümevarımla tanıtlama: Temel bir durumun tanıtlandığı ve bir tümevarım kuralı kulanılarak çok sayıda (sıkça sonsuz olan) başka durumların tanıtlandığı yöntem. * Olmayana ergi tanıtı (Reductio ad absurdum olarak da bilinir): Bir özelliğin doğru olması durumunda mantıksal bir çelişkinin doğacağı dolayısıyla özelliğin yanlış olduğunun gösterildiği yöntem. * Oluşturarak tanıtlama: İstenen özelliğe sahip somut bir örnek oluşturularak istenen özellikte bir nesnenin var olduğunun gösterildiği yöntem. * Tüketerek tanıtlama: Tanıtlanacak önermenin sonlu sayıda duruma bölünerek her birinin ayrı ayrı tanıtlandığı yöntem. * Köşegen yöntemiyle tanıtlama: Köşegen yöntemiyle tanıtlama Georg Cantor tarafından özel önermeleri tanıtlamak için geliştirilmiştir. İlk olarak, rasyonel sayıların sayılabilir ve gerçel sayıların sayılamaz olduğunu göstermek için kullanmıştır. * Çekmece ilkesi: İlk olarak Alman matematikçi Peter Gustav Lejeune Dirichlet tarafından ortaya konulan genel bir eşleştirme ilkesidir. Sayısı belli olan bir nesneler topluluğu nesne sayısından daha az sayıda çekmeceye yerleştirildiğinde, çekmecelerden en az birinde birden fazla nesnenin var olmak zorunda olduğunu ifade eder. Olasılıkçı tanıtlama, olasılık teorisi yardımıyla istenen özellikte bir örneğin var olduğunun gösterildiği bir tanıtlama olarak anlaşılmalıdır, yani bir teoremin doğru "olabileceği" şeklinde değil. Bu ikinci türdeki uslamlamalara 'usayatkınlık tanıtı' denebilir; Collatz sanısı örneğinde bunun gerçek bir tanıtlamadan ne kadar uzak olduğu aşikardır. Olasılıkçı tanıtlama -oluşturarak tanıtlama dışında- varlık teoremlerini tanıtlamanın birçok yönteminden biridir. Örneğin "f(X)'i sağlayan en az bir X var" önermesini tanıtlamaya çalışıyorsanız, bir varlık ya da oluşturmacı olmayan tanıt f(X)'i sağlayan bir X olduğunu tanıtlar fakat bu X'in nasıl elde edileceğini göstermez. Buna karşın oluşturmacı bir kanıt X'in nasıl elde edildiğini de gösterir. Doğru olduğu düşünülen fakat henüz tanıtlanmayan bir önerme sanı (konjektür) olarak bilinir. Bazı durumlarda, belirli bir önermenin verili bir aksiyomlar kümesinden tanıtlanamayacağı tanıtlanabilir; bkz. örneğin süreklilik hipotezi. Aksiyom sistemlerinin çoğunda, ne tanıtlanabilen ne de tanıtlanamayan önermeler bulunur (bkz. Gödel'in eksiklik kuramı). * Tanıtlama teorisi * Modeller kuramı * Otomatik teorem tanıtlama * Geçersiz tanıt * Oluşturmacı olmayan tanıt * Matematiksel tanıtlar listesi Kategori:Mantık
1,578
Memet Fadıl Akgündüzhttps://acikerisim.tbmm.gov.tr/xmlui/bitstream/handle/11543/2343/201002166_c3.pdf?sequence=3&isAllowed;=y (22 Ocak 1956) Türk mühendis, iş insanı ve siyasetçidir. Şirketinin adı sebebiyle Jet Fadıl diye de bilinir. ==Hayatı== 22 Ocak 1956'da Siirt'te doğdu. Arap asıllıdır. İlk ve orta öğrenimiyle liseyi Siirt'te bitirdi. 1980'de Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Fakültesi Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Devlet Yem Sanayi'inde 7 yıl Kontrol Mühendisi olarak çalıştı. 1987'de Jet Sürücü Kursu'nu açarak iş hayatına girdi. 1989'da kendisine ait olan Jetpa Holding'in ilk şirketini kurdu. Holding bünyesindeki pazarlama şirketi 700.000 aileye konut, otomobil, elektrikli ev ve ofis cihazları sattı. Özel sektör olarak Türkiye'nin ilk toplu konut projesi JETKONUT'u 1998'de hayata geçirdi. 300 milyon euroya mal olan "Türkiye'nin İlk Dünya Otomobili İmza Projesi"ni 1999'da uluslararası pazara sundu ve dünyanın birçok ülkesinden 300'den fazla distribütörlük talebi aldı. İmza projesi kapsamında Siirt, Diyarbakır, Batman, Mardin ve Şanlıurfa'da kurulacak beş otomobil fabrikasında yılda 1.250.000 otomobil üretilmesi ve bu fabrika yatırımlarıyla Güneydoğu Bölgesi'nde 264.000 kişiye iş imkânı sağlanarak yılda 12 milyar dolar tutarında ihracat yapılması planlandı. 1995'te Dünya'nın ilk İslami Otel konsepti ile Caprice Hotel'i dünya turizm pazarına sundu ve bununla ilgili olarak 2012 yılında Malezya'da düzenlenen 1. Uluslararası Dünya İslami Turizm Konferansı'nda dünyadaki ilk 5 Hilal ödülünü aldı. Avrupa'nın en büyük ve Dünya'nın tek 7 Hilalli oteli olan Caprice Gold Bayrampaşa İstanbul projesi % 87 seviyesine gelmiş olup binanın üzerine Kudüs'ten getirilen Kubbetü's-Sahre taç olarak giydirilmiştir. Jetpa Holding, pazarlama, inşaat, elektronik, medya, bankacılık gibi sektörlerde faaliyet gösterdi. Bu yaptıklarına ek olarak görünenin aksine arka planda sürekli hissedarları ve halk ile mali sorunlar da yaşamaktadır. Bir dönem hakkındaki Avrupa'da kurduğu İslami Titan oluşumuyla gurbetçilerin dini duygularını sömürerek zamanında yaklaşık 650 milyon mark toplayıp ortadan kaybolduğu iddiasıyla açılan davalar ve 600 milyonluk JetPa'nin mal varlığını 3 milyon liraya ablasına ve eniştesine devretmek suretiyle holdingin içini boşaltıp insanları mağdur ettiği ve son olarak günümüzde yaptırdığı Caprice Oteli'nde yarattığı hisse problemleriyle yine ülkesindeki insanların açtığı davalarla başı oldukça derde girmiştir. Kimi davaları devam etmekte ve alacaklılarının çok büyük bir kısmı hâla alacaklarını tahsil edememiştir. Ayrıca son günlerde cezaevinden bile devremülk satışı yaptığı ortaya çıkmıştır.*"170 Milyon dolarlık vurgun" *"Tanju Çolak CAprice için alacaklarına karşılık dava açtı!" "Almanya'daki bazı Türk vatandaşlarını yüksek kar payı vaadiyle kandırarak dolandırıcılık yaptığı" iddiasıyla 2003 yılında tutuklu olarak yargılanan Akgündüz, 15 ay sonra tutuksuz yargılanmak üzere kefaletle serbest bırakıldı. Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan Fadıl Akgündüz Kasım 2006'da "Nitelikli dolandırıcılık" suçundan 4 yıl 2 ay hapis ve 10 bin 400 TL adli para cezasına çarptırıldı.. Yargıtay'a gönderilen cezası 2 yıl sonra usulden bozulan Akgündüz, hakkındaki suçlamaların zaman aşımına girmesiyle yeniden yargılanmadı. 24 Mayıs 2009'da ikinci defa Siirtspor başkanı seçildi. Bu görevi 2 yıl kadar sürdüren Akgündüz başkanlığı bırakarak yerine Tanju Çolak'ı getirdi. "Capricegold Bayrampaşa Projesi" ve "Capricegold Maldivler Projesi"nde yatırımcılara verdiği sözü yerine getirmediği gerekçesiyle yapılan suç duyuruları üzerine hakkında soruşturma başlatılan Akgündüz, "Nitelikli dolandırıcılık" suçlamasıyla çıkarıldığı mahkemece 22 Aralık 2015 tarihinde tutuklandı. Akgündüz, 28 Mart 2017 tarihinde tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. 28 Nisan 2023 tarihinde, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Fadıl Akgündüz'ü, tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerin dolandırıcılığı suçundan 2 bin 504 yıl 2 ay hapis ve 12 milyon 20 bin lira adli para cezasına çarptırdı. == Siyasi yaşamı == Mehmet Fadıl Akgündüz, 3 Kasım 2002'de yapılan genel seçimlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne 22. Dönem Siirt Milletvekili olarak seçildi. Siirt ilindeki seçimlerinin itiraz üzerine Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edilmesi nedeniyle 9 Mart 2003 tarihinde yapılan ara seçiminde yeniden vekil seçilemedi ve milletvekilliği düştü. 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinde Siirt'ten bağımsız aday olan Akgündüz, aldığı oy sayısına göre milletvekili seçilemedi. == Notlar == ==Kaynakça== == Dış bağlantılar == * NTVMSNBC: Akgündüz artık ‘dokunulmaz’ değil * HURRIYET: Fadıl Akgündüz 150 milyara serbest Kategori:1959 doğumlular Kategori:Arap asıllı Türkler Kategori:20. yüzyıl Türk iş insanları Kategori:21. yüzyıl Türk iş insanları Kategori:Siirt doğumlu siyasetçiler Kategori:Resim aranan siyasetçiler Kategori:Yaşayan insanlar Kategori:Türk spor yöneticileri Kategori:Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Fakültesinde öğrenim görenler Kategori:Türkiye Arapları Kategori:TBMM 22. dönem Siirt milletvekilleri Kategori:Türk dolandırıcılar
1,592
== Olaylar == * 54 - Neron, Roma tahtına oturdu. * 1492 - Kristof Kolomb, Bahamalar'da Yerlilerce Guanahani olarak adlandırılan, San Salvador ismini verdiği adaya ayak bastı. * 1773 - Fransız astronom Charles Messier, Girdap gökadası'nı keşfetti. * 1775 - ABD Deniz Kuvvetleri kuruldu. * 1792 - Amerika Birleşik Devletleri'nde Beyaz Saray olarak bilinen binanın temeli atıldı. * 1827 - 658 yılından beri Müslüman egemenliğinde olan Erivan, Ruslar tarafından ele geçirildi. * 1843 - Bilinen en eski Yahudi yardımlaşma örgütü B'nai B'rith (İttifak Evlatları) New York'ta kuruldu. * 1845 - Teksas'ta yapılan referandumda ABD'ye katılma kararı alındı. * 1884 - Greenwich Gözlemevi'nden geçen meridyen, 0 derece ve uluslararası zaman kuşakları için başlangıç noktası olarak kabul edildi. * 1886 - Amerikalı eczacı Pemberton, Coca Cola'nın formülünü buldu. * 1900 - Avusturyalı nörolog Sigmund Freud, ünlü kitabı Düşlerin Yorumu'nu yayınladı. * 1911 - İtalya Krallığı, Derne'yi işgal etti. * 1914 - Garrett Morgan, gaz maskesini icat etti ve patentini aldı. * 1918 - Talat Paşa liderliğindeki İttihat ve Terakki Hükûmeti istifa etti. * 1921 - TBMM Hükûmeti, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan ile Kars Antlaşması'nı imzaladı ve Doğu Cephesi'nde Türk Kurtuluş Savaşı sona erdi. * 1923 - TBMM'de, Ankara'nın Hükûmet merkezi ve başkent olması kararlaştırıldı. * 1935 - Türkiye'de faaliyet gösteren Mason Locaları Atatürk tarafından kapatıldı. * 1943 - II. Dünya Savaşı: İtalya'da Mussolini'yi devirip başa geçen yeni Hükûmet taraf değiştirdi ve Müttefik Devletler'le ittifak oluşturarak Almanya'ya savaş ilan etti. * 1944 - Letonya'nın günümüzdeki başkenti Riga, Sovyetler Birliği kontrolüne geçti. * 1946 - Fransa'da Dördüncü Cumhuriyet'in Anayasası kabul edildi. * 1951 - Cumhuriyet gazetesinin düzenlediği güzellik yarışmasında, Günseli Başar Türkiye Güzellik Kraliçesi seçildi. * 1955 - Suna Kan, "Viotti Keman Yarışması"nda birinci oldu. Yarışma, ünlü İtalyan kemancı Giovanni Battista Viotti adına düzenlenmişti. * 1968 - Avustralya'ya ilk Türk işçi kafilesi hareket etti. * 1970 - Fiji Birleşmiş Milletler'e üye oldu. * 1972 - Bir Uruguay askeri uçağı And dağlarında (Arjantin ve Şili sınırında) düştü. Sağ kalan 16 kişiye 23 Aralık'ta ulaşılarak kurtarıldı. Bkn: Uruguay Hava Kuvvetleri Uçuş 571 * 1972 - Sovyetler Birliği Hava Yolları Aeroflot'a ait İlyuşin Il-62 tipi bir yolcu uçağı, Moskova yakınlarında Şeremetyevo Uluslararası Havalimanı'na yaklaşırken düştü; 164 yolcu ve 10 kişilik mürettebatın tümü öldü. * 1976 - Bolivya Hava Yolları'na ait bir kargo uçağı, Santa Cruz'da (Bolivya) düştü; 97'si yerde ve çoğunluğu çocuk olmak üzere 100 kişi öldü. * 1977 - Dört Filistinli, bir yolcu uçağını Somali'ye kaçırdı ve Kızıl Ordu Fraksiyonu mensubu 11 tutuklunun salıverilmesini istedi. * 1980 - 16 Nisan 1980'de İstanbul'da Amerikalı bir astsubay ile bir Türk arkadaşını öldüren sol görüşlü militanlar Ahmet Saner ve Kadir Tandoğan, ölüm cezasına çarptırıldı. * 1986 - Büyük Vatan Partisi kendini feshetti. * 1990 - 1975'ten beri devam etmekte olan Lübnan İç Savaşı sona erdi. * 1991 - Bulgaristan'da reel sosyalizm sonrası ilk parlamento seçimleri yapıldı. * 1991 - Eski Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Emekli Orgeneral Adnan Ersöz öldürüldü. Ersöz'ü Dev-Sol örgütü militanlarının öldürdüğü açıklandı. * 1994 - Mali polis, Halil Bezmen'e ait trilyonlarca lira değerindeki antika, tarihî eser ve tabloyu, Amerika Birleşik Devletleri'ne kaçırılmak üzereyken ele geçirdi. * 1995 - İngiliz fizikçi Joseph Rotblat ve içinde bulunduğu antinükleer grup, Nobel Barış Ödülü'nü aldı. * 1995 - Prag'daki Dünya Güreş Şampiyonası'nda, 82 kiloda Hamza Yerlikaya Dünya şampiyonu oldu. * 1996 - Radikal gazetesi yayın hayatına başladı. * 1997 - Altın Koza Film Festivali sonuçlandı. Zeki Demirkubuz'un yönettiği Masumiyet filmi birinciliği aldı. * 2002 - Sırbistan'da, Slobodan Milošević'in devrilmesinden sonra düzenlenen ilk Devlet Başkanlığı seçimi katılımın düşük olması nedeniyle geçersiz sayıldı. * 2002 - Yeniçağ gazetesi yayın hayatına başladı. * 2006 - Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Güney Kore Dış İşleri Bakanı Ban Ki-moon'u yeni BM Genel Sekreteri olarak resmen atadı. Moon görevi Kofi Annan'dan 1 Ocak 2007'de devraldı. * 2006 - Nobel Barış Ödülü, Bangladeşli Muhammed Yunus ve Grameen Bank arasında paylaştırıldı. * 2010 - Şili'deki maden kazasında yer altında mahsur kalan 33 madenci 69 gün sonra sağ olarak kurtarıldı. * 2020 - Microsoft Office 2010 için genişletilmiş desteğe son verildi. == Doğumlar == * 467 - Xiaowen, Çin'de Kuzey Vey Hanedanı'nın altıncı imparatorudur (ö. 499) * 1474 - Mariotto Albertinelli, İtalyan ressam (ö. 1515) * 1820 - John William Dawson, Kanadalı jeolog ve üniversite yöneticisi (ö. 1899) * 1853 - Lillie Langtry, Amerikalı (İngiliz) sosyetik, oyuncu ve yapımcı (ö. 1929) * 1887 - Jozef Tiso, Slovak Katolik rahip ve Slovakya Halk Partisi'nin önde gelen siyasetçilerinden biri (ö. 1947) * 1890 - Conrad Richter, Amerikalı romancı (ö. 1968) * 1903 - Takiji Kobayashi, Japon proleter edebiyatı yazarı (ö. 1933) * 1909 - Art Tatum, Amerikalı caz piyanisti (ö. 1956) * 1920 - Laraine Day, Amerikalı oyuncu (ö. 2007) * 1921 - Yves Montand, Fransız şarkıcı ve sinema oyuncusu (ö. 1991) * 1923 - Süha Özgermi, Türk iş insanı ve organizatör (ö. 2013) * 1924 - Roberto Eduardo Viola, Arjantinli asker ve diktatör (ö. 1994) * 1925 - Lenny Bruce, Amerikalı komedyen (ö. 1966) * 1925 - Margaret Hilda Thatcher, Britanyalı kimyager, siyasetçi ve Birleşik Krallık Başbakanı (ö. 2013) * 1925 - Gustav Winckler, Danimarkalı şarkıcı (ö. 1979) * 1927 - Lee Konitz, Amerikalı caz müziği sanatçısı, besteci ve alto saksofoncu (ö. 2020) * 1927 - Nur Ali Tabende, İranlı insan hakları aktivisti (ö. 2019) * 1927 - Turgut Özal, Türk elektrik mühendisi, siyasetçi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. Cumhurbaşkanı (ö. 1993) * 1931 - Raymond Kopa, Fransız eski futbolcu (ö. 2017) * 1932 - Liliane Montevecchi, Fransız-İtalyan şarkıcı, dansçı ve oyuncu (ö. 2018) * 1934 - Nana Mouskouri, Yunan şarkıcı * 1936 - Christine Nöstlinger, Avusturyalı yazar (ö. 2018) * 1936 - Shirley Bunnie Foy, Amerikalı şarkıcı (ö. 2016) * 1939 - Melinda Dillon, Amerikalı aktris * 1941 - Neil Aspinall, İngiliz müzik şirketi yöneticisi (ö. 2008) * 1941 - Emre Kongar, Türk toplum bilimci ve akademisyen * 1941 - Paul Simon, Amerikalı müzisyen * 1942 - Rutanya Alda, Leton asıllı Amerikalı oyuncudur * 1942 - Aykut Oray, Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu (ö. 2009) * 1945 - Dési Bouterse, Surinamlı siyasetçi ve asker * 1948 - Nusrat Fateh Ali Khan, Pakistanlı müzisyen (ö. 1997) * 1949 - Tarık Akan, Türk sinema sanatçısı (ö. 2016) * 1950 - Tamer Levent, Türk oyuncu, yönetmen ve yazar * 1956 - Sinan Sakić, Sırp pop-halk müziği şarkıcısı (ö. 2018) * 1958 - Cemal Kaşıkçı, Suudi gazeteci ve yazar (ö. 2018) * 1959 - Melek Gençoğlu, Türk senarist * 1961 - Doc Rivers, Eski NBA oyuncusu * 1961 - Abderrahmane Sissako, Moritanyalı yönetmen ve yapımcı * 1962 - Kelly Preston, Amerikalı oyuncu, manken ve şarkıcı (ö. 2020) * 1964 - Allen Covert, Amerikalı sinema oyuncusu ve komedyen * 1966 - Baja Mali Knindža, Sırp halk şarkıcısı ve söz yazarı * 1967 - Aleksander Čeferin, Sloven futbol yöneticisi * 1967 - Javier Sotomayor, Kübalı eski yüksek atlayıcı * 1967 - Kate Walsh, Amerikalı aktris ve iş insanı * 1969 - Lev Mayorov, Azeri futbolcu ve teknik direktör (ö. 2020) * 1970 - Paul Potts, İngiliz tenor * 1971 - Sacha Baron Cohen, İngiliz oyuncu * 1977 - Antonio Di Natale, Eski İtalya millî futbol takımı futbolcusu * 1977 - Paul Pierce, Amerikalı profesyonel basketbolcu * 1978 - Jermaine O'Neal, Amerikalı profesyonel eski basketbolcu * 1979 - Wes Brown, İngiliz futbolcu * 1979 - Mamadou Niang, Eski Senegalli futbolcu * 1980 - Ashanti, Amerikalı albüm yapımcısı, oyuncu, dansçı ve manken * 1980 - David Haye, İngiliz boksör * 1980 - Scott Parker, İngiliz eski millî futbolcu * 1982 - Hans Cornelis, Belçikalı futbolcu * 1982 - Ian Thorpe, Avustralyalı yüzücü * 1984 - Leonel Núñez, Arjantinli futbolcu * 1986 - Gabby Agbonlahor, İngiliz eski futbolcu * 1986 - Sergio Pérez, Meksikalı futbolcu * 1987 - Tochinoshin Tsuyoshi, Gürcistan asıllı profesyonel sumo güreşçisi * 1989 - Enrique Pérez, Meksikalı futbolcu * 1989 - Breno Borges, Brezilyalı futbolcu * 1989 - Alexandria Ocasio-Cortez, Amerikalı politikacı, aktivist ve eğitimci * 1994 - Kübra Akman, Türk voleybolcu * 1995 - Park Jimin, Güney Koreli şarkıcı, söz yazarı ve dansçı * 1996 - Joshua Wong, Hong Konglu aktivist ve politikacı * 2001 - Caleb McLaughlin, Amerikalı televizyon ve sinema oyuncusu == Ölümler == * 54 - Claudius, Roma İmparatoru (d. MÖ 10) * 1282 - Niçiren, Japon Budist keşiş ve Niçiren Budizmi'nin kurucusu (d. 1222) * 1605 - Théodore de Bèze, Fransız Kalvinist Protestan ilahiyatçı, reformcu ve bilgin (d. 1519) * 1687 - Geminiano Montanari, İtalyan gök bilimci (d. 1633) * 1715 - Nicholas Malebranche, Fransız filozof ve Katolik teolog (d. 1638) * 1815 - Joachim Murat, Fransız mareşal, Grandük ve Napoli Kralı (kurşuna dizilerek idam) (d. 1767) * 1822 - Antonio Canova, İtalyan heykeltıraş (d. 1757) * 1825 - I. Maximilian Joseph, Bavyera Krallığı'nın ilk Hükümdarı (d. 1756) * 1863 - Philippe Antoine d'Ornano, Fransız asker ve politikacı (d. 1784) * 1882 - Arthur de Gobineau, Fransız diplomat, yazar ve filozof (d. 1816) * 1890 - Samuel Freeman Miller, Amerikalı tıp doktoru ve avukat (d. 1816) * 1905 - Henry Irving, İngiliz oyuncu (d. 1838) * 1919 - Karl Adolph Gjellerup, Danimarkalı şair ve yazar (d. 1857) * 1928 - Maria Fyodorovna, Rusya İmparatoriçesi (d. 1847) * 1937 - Kazimierz Nowak, Polonyalı seyyah, muhabir ve fotoğrafçı (d. 1897) * 1938 - E. C. Segar, Amerikalı karikatürist ve Temel Reis'in (Popeye) yaratıcısı (d. 1894) * 1945 - Milton S. Hershey, Amerikalı çikolata imalatçısı (d. 1857) * 1946 - Helen Bannerman, İskoç yazar (d. 1862) * 1955 - Manuel Ávila Camacho, Meksika Cumhurbaşkanı olarak görev yapmış siyasetçi ve askeri lider (d. 1897) * 1961 - Augustus John, İngiliz ressam ve grafik sanatçısı (d. 1876) * 1968 - Bea Benaderet, Amerikalı oyuncu ve komedyen (d. 1906) * 1971 - Ömer Nasuhi Bilmen, Türk din âlimi ve 5. Diyanet İşleri Başkanı (d. 1882) * 1973 - Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı), Türk yazar (d. 1890) * 1974 - Ed Sullivan, Amerikalı eğlence programı sunucusu (d. 1901) * 1978 - Ferih Egemen, Türk tiyatro ve sinema oyuncusu, yönetmen, yazar ve seslendirme sanatçısı (d. 1917) * 1981 - Antonio Berni, Arjantinli ressam (d. 1905) * 1986 - Kâmuran Yüce, Türk tiyatro sanatçısı (trafik kazası) (d. 1926) * 1987 - Nilgün Marmara, Türk şair (d. 1958) * 1987 - Walter Houser Brattain, Amerikalı fizikçi (d. 1902) * 1990 - Le Duc Tho, Vietnamlı devrimci, diplomat ve Vietnam Komünist Partisi kurucusu (d. 1911) * 1991 - Adnan Ersöz, Türk asker (d. 1917) * 1994 - Selim Turan, Türk ressam ve heykeltıraş (d. 1915) * 1999 - Mahmut Tali Öngören, Türk sinema ve tiyatro yazarı (d. 1931) * 2003 - Bertram Brockhouse, Kanadalı fizikçi (d. 1918) * 2008 - Guillaume Depardieu, Fransız oyuncu (d. 1971) * 2010 - Gérard Berliner, Fransız şarkıcı, söz yazarı, besteci ve oyuncu (d. 1958) * 2011 - Hasan Güngör, Türk güreşçi (d. 1934) * 2013 - Dottie Berger MacKinnon, Amerikalı hayırsever (d. 1942) * 2013 - Lou Scheimer, Amerikalı dünyaca ünlü yapım şirketi Filmation Studios'un kurucusu, yapımcı ve animatör (d. 1928) * 2014 - Elizabeth Norment, Amerikalı oyuncu (d. 1952) * 2016 - Bhumibol Adulyadej, Tayland Kralı (d. 1927) * 2016 - Dario Fo, İtalyan oyun yazarı, tiyatro yönetmeni, oyuncu ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi (d. 1926) * 2016 - Andrzej Kopiczyński, Polonyalı oyuncu (d. 1934) * 2017 - Pierre Hanon, Belçikalı eski millî futbolcu ve teknik direktör (d. 1936) * 2017 - Albert Zafy, Madagaskarlı siyasetçi ve Madakaskar'ın 6. Devlet Başkanı (d. 1927) * 2018 - William Coors, Amerikalı iş insanı (d. 1916) * 2018 - Patricia Lesley Hollis, İngiliz kadın siyasetçi ve eğitimci (d. 1941) * 2018 - Nikolay Pankin, Rus yüzücü ve yüzme antrenörü (d. 1949) * 2020 - Jean Cardot, Fransız heykeltıraş (d. 1930) * 2020 - Marisa de Leza, İspanyol aktris (d. 1933) * 2021 - Dale Kildee, Amerikalı siyasetçi ve eğitimci (d. 1929) * 2021 - Conrado Miranda, El Salvadorlu futbolcu ve teknik direktördür (d. 1928) * 2021 - Gary Paulsen, ABD'li bir yazar (d. 1939) * 2021 - Agnes Jebet Tirop, Kenyalı uzun mesafe koşucusu (d. 1995) * 2022 - James McDivitt, Amerikalı eski bir test pilotu ve NASA Astronotuydu (d. 1929) * 2022 - Jan Rabson, Amerikalı aktör ve seslendirme sanatçısı (d. 1954) * 2022 - Stavros Sarafis, eski Yunan millî futbolcu ve antrenör (d. 1950) * 2022 - Joyce Sims, Amerikalı şarkıcı ve söz yazarı (d. 1959) == Tatiller ve özel günler == * Ankara'nın başkent oluşu *1013 13
1,611
İyi-sıralılık ilkesi, küme kuramının bir önermesidir. Her küme iyi sıralı bir küme yapılabilir. Bu teorem sonluötesi tümevarımın her kümede uygulanabilmesini sağlar. İyi sıralılık ilkesi seçim aksiyomuna denktir. Georg Cantor iyi-sıralılık ilkesini "temel bir akıl yürütme kuralı" olarak kabul ediyordu. Buna karşın çoğu matematikçi örneğin \R (Reel sayılar) kümesinin iyi-sıralı bir küme yapılabileceğinden kuşku duymaktaydı. Örneğin 1904 yılında Julius König bunu kanıtladığını düşünüyordu fakat Felix Hausdorff kısa bir süre sonra kanıtlamada bir hata buldu. Ernst Zermelo, iyi-sıralılık ilkesini tanıtlamak için seçim aksiyomunu "kuşku duyulmaz mantıksal bir ilke" olarak kabul etmiş ancak yine kısa bir süre sonra bu aksiyomun iyi-sıralılık ilkesine denk olduğu anlaşılmıştır. Seçim aksiyomu, dolayısıyla iyi-sıralılık ilkesi, Zermelo-Fraenkel-Küme-Kuramı'ndan bağımsızdır. Başka bir deyişle hem bu ilke hem de karşıtı, çelişki doğmadan doğru olarak kabul edilebilir. == Doğal sayıların özelliği == Bazen iyi-sıralılık ilkesi doğal sayıların iyi sıralı olma özelliğini belirtir. Doğal sayıların boş olmayan her altkümesinde en küçük bir sayı bulunur. Bu durumdan bazen sonsuz düşüş yöntemini kullanan kanıtlamalarda yararlanılır: Bir S kümesinin tüm doğal sayıları içerdiğini tanıtlamak için tümünü içermediği varsayılabilir ve iyi-sıralılık ilkesi nedeniyle kümenin içermediği en küçük bir doğal sayı bulunur (en küçük karşı örnek). Bu aşamada daha da küçük bir karşı örnek bulunduğu gösterilirse bir çelişki ortaya çıkar. (alternatif şekilde her karşı örnek için daha küçük bir örnek sayı olduğu dolayısıyla sonsuz şekilde düşülebileceği gösterilebilir; fakat bu durum doğal sayılarda olanaklı değildir.) Bu tanıtlama yöntemi matematiksel tümevarımın tersidir fakat yine de doğal sayıların iyi-sıralılık özelliğine dayanır. Kategori:Matematik teoremleri
1,554
Avram Noam Chomsky (, ; ; 7 Aralık 1928), Amerikalı dilbilimci, filozof, bilişsel bilimci, tarihçi, sosyal eleştirmen ve politik aktivist. Philadelphia'da Aşkenazi Yahudi göçmenlerin çocuğu olarak dünyaya gelen Chomsky, New York City'deki alternatif kitapçılardan anarşizme erken bir ilgi duydu. Pennsylvania Üniversitesi'nde okudu ve 1955'te Harvard Society of Fellows'taki yüksek lisans çalışması sırasında, doktorasını kazandığı dönüşümsel gramer teorisini geliştirdi. Kendi ismiyle adlandırdığı Chomsky Hiyerarşisi’ni geliştirmiştir. Dilbilimine olan katkısı Davranışçılık kuramının eleştirisinde çok etkili olmuştur. Ayrıca bilişsel biliminin popülaritesini artırmıştır. Dilbilimsel çalışmalarının yanı sıra Kuzey Amerika’nın en önemli sol politikacı entelektüellerinden biri sayılır. Vietnam Savaşı’ndan itibaren ABD’nin dış ve ekonomik politikalarında Dünya'ca tanınan katı bir eleştirmendir. 1992 yılında gerçekleşen Sanat ve İnsan Hakları Takdirnamesi’nde, 1980 ve 1992 yılları arasında Dünya'nın en çok alıntı yapılan yaşayan insanı seçilmiştir. Noam Chomsky Anarko-sendikalizm ile liberter sosyalizm ile aynı hizada görmektedir.Chomsky wrote the preface to an edition of Rudolf Rocker's book Anarcho-Syndicalism: Theory and Practice. In it Chomsky wrote: "I felt at once, and still feel, that Rocker was pointing the way to a much better world, one that is within our grasp, one that may well be the only alternative to the 'universal catastrophe' towards which 'we are driving on under full sail'..." Book Citation: Rudolph Rocker. Anarcho- Syndicalism: Theory and Practice. AK Press. p. ii. 2004. Ve Dünya Endüstri İşçileri Vakfının bir üyesidir. Babası İbranice öğretmeniydi, ve Ortaçağ İbranice dil bilgisi üzerine hazırlanan bilimsel bir dergiyi çıkarmaktaydı. İlk eğitimini Philadephia'daki Oak Lane Country Day Okulu'nda ve Central Lisesi'nde aldı. 1940 ile 1945 yılları arasında New York şehrinin anarşist- sosyalist Yahudi entelektüel cemaatinin çalışmalarıyla haşır neşir oldu ve Arap-Yahudi işbirliği için çalışmak üzere İsrail'e göç etmeyi planladı. Eğitimine dil bilimi, matematik ve felsefe çalışacağı Pensilvanya Üniversitesi'nde devam etti. 1945-50 yılları arasında Pensilvanya Üniversitesi öğrencisiydi ve dil bilimi öğrenimine başladı. Bu süre zarfında, Zellig Harris'in "Yapısal Dil Biliminin Yöntemi" adlı kitabının düzeltmeleri üzerine çalıştı ve Harris'in siyaset üzerine görüşlerine karşı sempati duymaya başladı. Radikal-empirist bir felsefeci olan Nelson Goodman'ın öğrenciliğini de yaptı. 1951 yılında Goodman'ın Genç Araştırmacı Bursu önerisini kabul ederek Harvard Üniversitesi'ne gitti. 1953 yılında Chomsky, Avrupa'ya seyahat etti. Bu gezi sırasında, yapısal dil bilimini şekillendirme girişiminin işe yaramayacağına karar verdi; çünkü dil oldukça soyut, doğuştan edinilen (İngilizce: generative) bir olguydu. Bundan sonraki çalışmalarının bu olgunun modellenmesi ile ilgili olması gerektiğine karar vermişti. 1955 yılında Pensilvanya Üniversitesi'nden doktora derecesini aldı; ancak bu dereceyi elde etmesini sağlayan araştırmaların çoğunu 1951-55 yılları arasında Harvard Üniversitesi'nde gerçekleştirdi. Doktora derecesini almasından bu yana Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde çalışmaktadır; şu anda Modern Diller ve Dil bilimi bölümündeki Ferrari P. Ward Başkanlığı görevinde bulunmaktadır. Noam, 24 Aralık 1949'da (şu anda Harvard Üniversitesi'nde profesör olan) Carol Schatz ile evlendi. Çiftin iki kız ve bir erkek çocukları vardır. Noam ününü dil bilimi alanında kazandı. Dilbilimin bâzı tarihsel ilkelerini İbranice uzmanı olan babası William'dan edinmiştir. Aslında, yüksek lisans derecesi için gerçekleştirdiği ilk araştırmaları konuşulmakta olan modern İbranice hakkındaydı. Pek çok başarısının arasında en ünlü olanı, modern mantığa ve matematiksel temellere olan ilgisinden kaynaklanan üretici dil bilgisi (ing. generative grammar) üzerine olan çalışmalarıdır. Bunun sonucunda, bunu üretici dil bilgisini doğal dillerin tanımlamasına uygulamıştır. Öğrenci olarak, Noam Pennslyvania Üniversitesi dil bilimi profesörü olan Zellig Harris'ten oldukça etkilenmiştir. Zellis'in siyasi görüşlerine olan sempatisi, onu dil bilimi alanında yüksek lisans eğitimi görmeye yönlendirmiştir. Noam her zaman siyaset ile ilgilenmiştir ve onu dil bilimi alanına çeken şeyin siyaset olduğu söylenir. Sosyalizm ve anarşizme doğru olan siyasi eğilimi, kendi deyişiyle radikal New York Yahudi cemaati nden kaynaklanmaktadır. 1965'ten beri ABD dış politikasının önde gelen eleştirmenlerinden birisi olmuştur. Amerika'nın Vietnam'a karışmasına karşı öne sürülen en önemli argümanlardan kabul edilen Amerikan Gücü ve Yeni Mandarinler makalelerinden oluşan kitabını yayınlamıştır. Chomsky, akademik alanda saygı görmüş ve pek çok defa onurlandırılmıştır. Londra Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi tarafından Onursal Doktorluk ile ödüllendirilen Chomsky, aynı zamanda Dünya'nın birçok yerinde konferanslara davet edilmiştir. 1967'de Berkeley'deki California Üniversitesi'nde Beckman Konferansı'nı vermiştir. 1969'da ise Oxford Üniversitesi'nde John Locke Konferansı'nı ve Londra Üniversitesi'nde de Sherman Anma Konferası'nı vermiştir. Kasım 2005 ve Haziran 2008 tarihlerinde ABD'den Foreign Policy ve İngiltere'den Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu Dünya'nın ilk 100 entelektüeli listelerinde, 2005 yılında 1., 2008 yılında 11. sırada yer almıştır. == Yaşamı == Chomsky 7 Aralık 1928’de William Chomsky ve Elsie Simonofsky’nin oğlu olarak Dünya'ya gelmiştir. 1945 yılında Pensilvanya Üniversitesi’nde felsefe ve dil bilimi alanında eğitim almaya başlamıştır. Hocaları arasında önde gelen dil bilimciler Zellig S. Haris ve felsefeci Nelson Goodman’dır. Chomsky’nin anarşist çalışmaları 1940'lı yıllardan sonra şekillenmeye başlamıştır. En önemlilerinden birisi İspanya İç Savaşı sırasındaki karşıt anarşist beyanlarıdır. 1950'li yılların başında birkaç yıl Harvard Üniversitesi’nde eğitim almıştır. 1955 yılında ise Pensilvanya Üniversitesi’nde dil bilimi alanında doktora unvanı elde etmiştir. ‘The Logical Structure of Linguistic Theory’ (Dilbilim Teorisinin Mantıksal Yapısı) isimli doktora çalışmasında düşünceleri geliştirmeye yönelik araştırmalar yapmıştır. Bunu 1957 yılında Linguistik alanında en çok tanınan kitabı ‘Syntactic Structures’da (Sentaktik Yapılar) belirtmiştir. Doktorasından sonra asistan profesörlüğüne atanmıştır. 1961’den sonra Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, Dilbilimi ve Felsefe alanında ordinaryüs olmuştur. 1960'tan bu yana dil bilimi alanındaki çalışmaları Dünya'ca tanınmaktadır. Bununla birlikte bu alanda en önemli kuramcılardan birisi olarak kabul edilmektedir. Noam Chomsky 1949 yılından beri Dilbilimci Carol Chomsky ile evlidir. == Noam Chomsky’nin dil bilimine akademik etkileri == Noam Chomsky doğal dilleri anlamlarına göre kategorize etmiştir. Kategorize etme eylemini, özel dil ifadelerini meta dil yardımı ile adlandırarak yapmıştır. Meta dilden ayrılarak gelişen gramer sınıfları bir hiyerarşide bölümlere ayrılabilir; bu, günümüzde Chomsky Hiyerarşisi olarak adlandırılır. Chomsky’nin bu çalışmaları dil biliminin temel yapı taşlarını oluşturur. Resmî diller ve Chomsky Hiyerarşisi bilişim evresinde, özellikle karmaşa teorisi ve derleyici yapıların oluşumunda, önemli bir rol oynamıştır. Steven Pinker gibi modern araştırmacılar Chomsky’nin yöntemleri üzerine kendi çalışmalarını yürütmüşlerdir. Alan Turing’in çalışmalarıyla beraber doğal dillerin matematiksel bir bakış açısıyla ulaşılabilir olduğu yapısal bir alan ve biçimlendirme yöntemi meydana getirilirken makine çevirisi esas itibarıyla mümkün kılınmıştır. Doğal dillerin matematiksel olarak formüllendirilmesi işlemi, Bilgisayar Dilbilimi adı altında oluşan yeni araştırma alanının ortaya çıkmasını sağlayan Chomsky, doğal dillerin matematiksel yollarla tanımlandığı teorileri ile Turing’in üretici dönüşümlü gramer teorisinin eksiksiz oluşunun kanıtlanmasından sonra dil bilimciler tarafından eleştirilere maruz kalmış ve bilişsel olarak benimsenmiştir. Eleştirilere maruz kalan Chomsky, sözde engellerle kendi dil bilgisi özelliklerini sınırlandırmıştır. Bu ve Goverment, Binding ve Minimalist Program gibi sonraki gramer teorileri, gerçi kusursuz olarak formüllendirilmemiştir ve birleşmeye dayalı LFG (Lexical Functional Gramer) ve HPSG (Head-Driven Phrase Structure Gramer) kuramlarının yanında Bilgisayar Dilbilimi için hâlâ ikinci derece rol oynar. Noam Chomsky 1965 yılından bu yana Amerika’nın dış politikasını ağır bir şekilde eleştiren sol eğilimli muhaliflerin başında gelir. Amerika’nın dış politikası üzerine yaptığı konuşma kayıtları hem kitap hem CD olarak çoğaltılmıştır. Bunlardan birisi ‘Label Alternative Tentacles von Jello Biafra’dır. Chomsky, Edward S. Herman ile birlikte kitle iletişim araçları vasıtasıyla kapitalist ortamı haberlerle biçimlendirerek, yönetim ve üst tabakanın onları önemsemesinde rol oynayan propaganda modeli üzerine çalışmıştır. == Dilbilimine olan katkıları == Chomsky’nin ilk kitabı ‘Syntactic Structures’, onun doktora çalışması olan ‘Logical Structure of Linguistic Theory’nin kısaltılmış, yeniden düzenlenmiş bir özetidir. Bu kitapta Chomsky dönüşümsel gramer teorisini okuyucusuna takdim etmiştir. Bu teoride anlam ifadelerini (kelime, cümle grubu ve cümlelerin) kullanmıştır ve bu ifadelerin yüzeysel metinlerde kurduğu bağlantının, metinlerde soyutsal anlam derinliği yarattığını belirtmiştir. (Yüzeysel ve anlamsal derinlik yapıları arasındaki açık olarak görünen fark bugün şimdiki benzer teorilerde artık kullanılmamaktadır). Kuralları yapılandırırken, ifadelerin oluşumu ve yorumlanması, deyim yapılarının oluşumunda etki sağlar. Dolayısıyla sonu belli dilbilgisel kurallarla ve sözcüklerle sınırsız sayıda, önceden hiç söylenmemiş cümlecikler oluşturulabilinir. Cümleleri bu şekilde oluşturma yeteneği insanoğlunun doğuştan gelen bir yeteneğidir ve insanoğlunun genetik yapısının belli bir kısmıdır. Bunu da Chomsky ‘Evrensel Dilbilgisi’ olarak adlandırmıştır. Bu bizim biyolojik ve bilişsel bir özelliğimizdir ve bu özelliğimizden tam olarak haberdar değilizdir ve çok azımız bu özelliği bilir. Chomsky’nin teorileri farklı alanlarda köklü bir şekilde kullanılmıştır. Bâzı yayınları: * 1981 Goverment & Bindung (GB) * 1992 Minimalistisches Program (MP) * 1994 Bare Phrase Structure (BPS) * 2001 Derivation By Phase (DBP) Chomsky’nin 1990'lı yılların başından bu yana yaptığı güncel teorilerden en fazla kullanılan, talep edilen teori ‘Evrensel Dilbilgisi’dir. Dilbilgisel esaslar dillerde belirlenir ve doğuştan gelen bir yetenekle parametreler vasıtasıyla beyinde kategorize edilir. Bu parametrelere bağlı olarak diller dilbilgisel niteliklerini gösterir ki bunlar artık ek olarak öğrenilmez. Chomsky’nin çocukların dil öğrenimi ile ilgili araştırmaları da vardır. Bir dil öğrenmeye başlayan bir çocuk, öncelikle dilin sözcüksel yapılarını ve morfemlerini edinir. Chomsky’nin yaklaşımları birden çok gözlemlerle beslenmiştir. Ona hayret verici gelen, çocukların dil öğrenme hızıdır. Devamında, Dünya'nın her yerinde çocukların benzer bir şekilde dil öğrendiğini fark etmiştir. Buna bağlı olarak da yine Dünya'nın her yerinde çocukların dil öğrenirken benzer hatalar yaptığını tespit etmiştir. Chomsky’nin düşünceleri çocuk dilleri üzerine araştırma yapan alanlarda çok büyük bir etkiye sahiptir. Yine bu alanda araştırma yapan bilim insanalarını her ne kadar bazen zıt düşünceler olsa da etkilemiştir. == Üretici gramer == Chomsky’nin genellikle üretici gramer olarak adlandırılan sözdizimi teorisi, özellikle Amerika Birleşik Devletleri dışında yer alan bilim insanları tarafından tartışılmıştır Chomsky’nin sözdizimsel analizleri son derece soyut ifadelerdir. Bu analizler somut dillerdeki dilbilgisel olan ve olmayan modellerin sınırlarının özenli bir şekilde incelenmesine dayanır. Bunun gibi dilbilgisel hükümler anadil konuşucusunda bulunur. Dolayısıyla dil bilimciler anadil üzerine yoğunlaşır veya Dünya'da akıcı bir şekilde hüküm süren İngilizce, Fransızca, Almanca, Hollandaca, İtalyanca, Japonca veya Çince gibi dillere odaklanırlar. Bazen üretici dil analizleri bir dil üzerine uygulandığında ve önceden üzerinde çalışılmamışsa, beklenildiğinin tam tersine başarısızlıkla sonuçlanabilir. Yeni bir dil araştırılırken, Üretici Gramer’in taslağı üzerinde sayısız düzeltmeler yapılabilinir. Evrensel dile yönelik (bütün dillerde olan ifadeler) talepler zamanla artmaktadır. Örneğin 1990'lı yıllarda Kayne’nin büyün dillerde ortak özne, fiil, nesne düzeninin olması önerisi, 1960'lı yıllarda akla uygun olmayan bir öneriydi. İşlevsel – tipolojik anlayış veya dil tipolojilerine yönelik görüşler, dillerin çeşitliliğine yönelik araştırmaların odak noktası olmuştur. Chomsky’nin başlangıcını sağladığı bu teori zamanla yeni araştırmalarla genişletilerek bu metodu takip etmek için ana dilde araştırmalar yapılmış ve zamanla kullanılan dillerde imgeler bulunmuştur. == Chomsky Hiyerarşisi == Chomsky her ne kadar insan dillerini anlamada anahtar kişi olarak görünse de, aslında biçimsel diller üzerindeki çalışmalarıyla tanınmıştır. Onun hiyerarşisi, biçimsel dil bilgisinde oluşan ifade güçlüklerini kategorize eder. Her sınıf, biçimsel dillerde söz öbekleriyle başka cümlecikler oluşturabilir. Chomsky, hiyerarşisinde dilin bâzı yönlerinin sınıflandırılması için daha zorlayıcı ve karmaşık dil bilgisi yapılarının olması gerektiğini savunmuştur. Örneğin; düzenli bir dil, İngilizce morfolojisini (biçimbilim) tanımlayabiliyor iken, İngilizce söz dizimini tanımlamakta yetersiz kalmıştır. Chomsky Hiyerarşisi dil biliminde teorik bilgiler sağlaması yönünden ön plana çıkması ile beraber şekil benzerliği ve dil bilimindeki bu tür konularla ilgili bilgisayar teorilerinde de büyük önem taşır. == Chomsky’nin dil bilimi teorilerine karşı oluşan görüşler == Chomsky dil bilimi alanında görüşleriyle en gözde kuramcı olmasına rağmen, bu alanda yaptığı araştırmalar ve görüşleri ile sürekli eleştiri almıştır. Chomsky’nin görüşlerine alternatif olarak önde gelen dil bilimciler George Lakoff ve Mark Johnson’dur. Bu iki dil bilimcinin bilişsel dilbilimsel çalışmaları, Chomsky’nin öncülüğünü yaptığı teorilerin ilerlemesinde önemli rol oynamıştır, ancak bâzı çizgilerde belirgin bir şekilde Chomsky’nin görüşlerinden uzak kalmıştır. Lakoff ve Johnson özellikle Chomsky’nin teorilerindeki yeni kartezyenci eklemeleri reddetmişlerdir ve teorilerde ne kadar algı sunulmuşsa da Chomsky’nin tarafında bulunmamayı tercih etmişlerdir. Konnektivistler, psikoloji alanında Chomsky’nin teorilerine karşılık olarak yeni fikir hareketleri başlatmışlardır. Ludwig Wittgenstein, Saul Kripke gibi filozoflar Chomsky’nin Hümanist algılara yönelik görüşlerini yalanlamışlar ve bâzı kesimleri olumsuz yönde etkilemişlerdir. Buna benzer olarak filozoflar Chomsky’nin soyut, akılcı görüşlerini görüngüsel, varoluşçu ve yapısal terimlerle kabul etmemişlerdir. Chomsky’e karşı oluşturulan zıt kutupların başında Hubert Dreyfus’dur. Dreyfus yapay zekâ kavramına karşı bitmez tükenmez eleştirileri ile tanınır. == Chomsky’nin psikolojiye katkıları == Chomsky’nin dilbilimsel eserleri 20. yüzyılda psikoloji alanındaki gelişmeleri de etkilemiştir. Onun Evrensel Dilbilgisi teorisi, yaşadığı dönemdeki davranışçı teorilere karşı meydan okuma olarak ve çocukların dili öğrenme evresi, dile karşı olan dil yetisini anlamaya yönelik bir teori olarak kabul edilmiştir. 1959 yılında B. F. Skinner’in kitabı olan Verbal Behaviour’a karşılık bir kitap yazmış ve görüşlerini ortaya koymuştur. Bu kitapta önde gelen davranış bilimcilerden ve dilsel davranışlardan bahsedilmektedir. Chomsky’nin Skinner’in çalışmalarına yönelik eleştirileri psikolojide bilişsel olarak bir dönüm noktası olmuştur. Kitabı ‘Cartesianische Linguistik’te (Kartezyenci Linguistik) ve sonraki çalışmalarında Chomsky insanların dil yetisini anlamaya ve geliştirmeye yönelik çalışmalar yaptı ve bu çalışmalar psikolojinin diğer alanlarında model olarak kullanılmış, geliştirilmiştir. Günümüzde kullanılan çoğu kavram Chomsky’nin öncülüğü sayesinde elde edilmiştir. Öncelikle burada üç ayrı çekirdek düşünce vardır: Birincisinde Chomsky aklın bilişsel olduğunu ileri sürmektedir. Bu demek oluyor ki zihinsel durumlar, örneğin kanı ve şüphe gibi duygular içermektedir. Chomsky’nin görüşünden önce ortaya konulan teorilerde bu tür düşünceler tartışmalarla reddedilmişti. Sebep, etki ve ilişki bağlamında bu tür düşüncelerin boşuna olduğu belirtildi. Örneğin ‘sen bana X isteyip istemediğimi sorarsan, ben sana Y söyleyeceğim’ diyerek bunu somutlaştırmıştır. Burada Chomsky eylemlerin inanç ve bilinçsizlikle yapılmasından çok aklı anlamanın önemine dikkat çekmiştir. İkincisinde ise Chomsky zamanla gelişen aklın büyük bir kısmının doğuştan gelen bir yetiyle donanımlı olduğunu savunmaktadır. Hiçbir bebek dil bilerek Dünya'ya gelmemiştir, ancak doğuştan gelen bir dil öğrenme yetisiyle doğar ve zamanla bu yeti birkaç dil öğrenme seviyesine yükselir. Dilbiliminde Chomsky’nin bu tezleri dilbilimsel zekâ olarak da tanımlanır. Psikologlar sonradan bu tezleri dilin farklı alanlarında uygulamaya koymuşlar ve geliştirmişlerdir. Harvard Üniversitesi’nde psikolog olan Marc Hauser, Chomsky’nin görüşlerini temel alarak insanın dil güdüsüyle beraber benzer olarak ruh güdüsünü de doğuştan kazandığını iddia etmiştir. Yeni doğan birinin aklı bugün tanımlanamaz bir yapraktan başka bir şey değildir. Chomsky ve onun görüşlerini benimseyen, takip eden bilim insanları uzun bir süre deneye dayalı tezler aracılığıyla ortaya konulan görüşleri reddetmişlerdir. ‘Önceden anlam da olmayan şeyin akılda da olmadığını’ ileri süren tezler insanların doğumdan sonra işlenmemiş bir beyne sahip olduklarını ileri sürmektedir. Son olarak Chomsky birimsellik kavramından aklın bilişsel mimarisi üzerine bâzı kesin şemalar geliştirmiştir. Aklın özel yanılgı sistemleri yığıntılarından bir araya geldiğini savunmuştur. Bu tanımla Chomsky beyindeki her bilginin farklı bilişsel işlemlerle geri geldiğini savunan eski görüşlerden farkını ortaya koymuştur. == Chomsky’nin siyasî profili == 1960'lı yıllardan itibaren Chomsky Dünya politikalarındaki görüşlerini açıkça ifade etmeye ve yazıya dökmeye başladı. 1964 yılında ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin Vietnam’daki müdahalesine karşı çıkarak politik görüşlerini belirtti. 1969 yılında Vietnam Savaşı’na karşı oluşumların yapılanmasında etkili olan bir yazı dizisi olan derleme şeklindeki kitabı ‘Amerika und die neuen Mandarine’yi (Amerika ve Yeni Mandarin) yayımladı. Bununla beraber Chomsky’nin savaşlara ve Amerika’nın dış politikasına olan karşıt tutumu Küba’da, Haiti’de, Nikaragua’da, Arap – İsrail çatışmalarında ve Körfez ve Kosova Savaşları’nda yapılan kıyımı, insan haksızlığı durumunu gözler önüne serdi. Bu tutum ayrıca küreselleşmeye ve yeni oluşan liberalleşme akımlarına da karşı çıkmıştır. Chomsky bugün dil bilimindeki yadsınamaz katkılarıyla beraber Amerika’nın dış politikalarında zamanın en önemli muhaliflerinden birisidir ve haksız politik düzenlemelere ve medyanın, yönetimi destekleyen tutumuna her daim karşı çıkmıştır. Chomsky'ye göre medyayı anlamak için önce medyanın toplumsal yapı içerisindeki yerine bakmak gerekir. Chomsky, kendisinin kişisel görevini aydınlanma ve klasik liberalizmden kökenini alan geleneksel anarşist olarak tanımlar. Anarşist sendikalarına ve işçi haklarını önemseyen ‘Dünya'nın Endüstri İşçileri’ sendikalarına eğilim göstermiştir ve bu işçi sendikasının bir üyesidir. Saygın kişilere verdiği ödülleriyle adını duyuran New York Times Book Review’de Chomsky bir kez ‘Günümüzün önemli entelektüeli’ seçildi. Noam Chomsky bununla ilgili bir konuşma yaptı: ‘Alıntı bir yayınevi tarafından yayınlandı, tabiî ki insan çok iyi bir şekilde okumalı’ der ve sözlerine şöyle devam eder: ‘Eğer bu çöküntü durumu olmasaydı, insan Amerika’nın dış politikaları ile ilgili saçmalıklar hakkında nasıl yazabilirdi?’ Bu eklemeleri kimse asla alıntı yapmaz, ama dürüst olmak gerekirse: ‘O olmasaydı inanıyorum ki yanlış bir şeyler yapardım.’ Chomsky politik yazılarından dolayı ‘Dünya'nın en fazla alıntı yapılan bireyi’ olarak kabul edilmektedir. Ayrıca Dünya üzerindeki kutuplaşma ve küreselleşmelere yönelik eleştirileri ile öncü bir düşünür sayılmaktadır. Diğer eleştirmenler siyah ve beyaz renklerin oluşturduğu ve baskıların olduğu bir Dünya resmî çizdiği için Chomsky’i acımasız bir şekilde suçlamışlardır. Onlar Amerika ve İsrail’in haksız yere barışı sağladığını öne sürmüşlerdir. Ancak Chomsky her zaman Amerika ve İsrail’in Dünya'ya adalet ve barışı tam olarak sağlamadığını savunmuştur. 2001 yılında Chomsky Dünya'ca bilinen grup olan Rage Against the Machine ile politika konusunda Meksika’da bir röportaj yaptı. Bu röportajın kayıtları Konzert The Battle of Mexico’da DVD ve VHS formatında yayınlandı. 2008 yılında ise Chomsky seçimlerde bağımsız başkan adayı Ralph Nader’i destekledi. Ayrıca Barack Obama’yı desteklemeyen kesimlerdeki insanları John McCain’e karşı Barack Obama’ya oy vermeleri için yöneltme çalışmaları yaptı. Tabii ki Chomsky bu davranışları ile anarşist kesimden büyük bir tepki aldı. Ayrıca Chomsky İran ve Türkiye'de Kürt ayrılıkçılığını destekliyor ve üzerinde duruyor.Noam Chomsky Necessary Illusions: Thought Control in Democratic Societies, p. 286-7 Chomsky, Türkiye'nin güneydoğu illerinde süregelen sokağa çıkma yasaklarının ve şiddetin bir an önce son bulmasını talep eden akademisyen ve araştırmacılardan oluşan bir inisiyatif olan Barış İçin Akademisyenler inisiyatifinin bildirisine imza atan 1128 akademisyen arasındadır."1100’ün üzerinde akademisyenden barış çağrısı: Bu suça ortak olmayacağız". Diken. 11 Ocak 2016. Erişim tarihi: 23 Ocak 2016. === Faurisson tartışması === 1980'li yılların başında Fransa’da bir tartışma ortamı doğdu. Sebep olarak Chomsky’nin 1978 yılında gerçekleşen Yahudi soykırımı ve Fransız edebiyat profesörü Robert Faurisson’nun konuşma özgürlüğünün savunmasını talep etmesi ile ilgili 1979 sonbaharında Serge Thion’dan gerekçe istemesi görülmektedir. Faurisson 1978 ve 1979 yılında Le Monde’de soykırımda kullanılan gaz ocaklarının varlığını inkâr eden makaleller yayınlamıştı. Sonrasında iftira ve yabancı ırklara duyulan nefrete çağrı niteliğindeki yazılarından dolayı üç aylık bir cezaya çarptırıldı ve 21.000 frank değerinde para cezasına mahkûm edildi. Yahudi soyundan gelen Chomsky, soykırım ile ilgili görüşleri Faurisson’un görüşleri ile zıt olmasına ve Faurisson’un Yahudi düşmanı ve Neonazi olduğunu bilmesine rağmen onun, konuşma özgürlüğü için çaba sarf ettiğini biliyordu. Sonradan Chomsky şunu fark etti ki insan özgür demeçler için bazen ‘en çirkin düşünceler’ için çaba sarf edebilir ve bu yüzyıllık eski bir prensiptir. Aşağıda da kitabından bu düşünce ile ilgili küçük bir kesit verilmiştir. "Yıllardır, hatta yüzyıllardır, özellikle de söz konusu olan, korkunç fikirler ise, düşüncenin özgürce ifade hakkının hiç şaşmadan sürekli savunulması bir zorunluluktur; özgür ifade hakkını, bunu hiç aramayanlar adına savunmak oldukça kolaydır". Chomsky bu cümleleri konuşma özgürlüğü ile ilgili metinlerinde kullanmıştır. Kitabı için önsöz olarak kullanacak herkese serbest kullanım iznini vermiştir. Bu tutumu yeni sansasyonlar yaratmıştır ve Faurisson tarafından kınamalar almıştır. Ayrıca tarihçi Pierre Vidal- Naquet ek olarak Chomsky’i suçlamıştır. Beraberinde Faurisson’u da Chomsky’nin iddialarına saygısız bir şekilde cevap verdiği için suçlamıştır. == Chomsky'nin Almanya'da Kabul Görmesi == Chomsky’nin devletlerarasında olup biten çekişmeler üzerine yazdığı politik yazıları Almanya’da ilk olarak Suhrkamp Yayınları’nda yayınlanmıştır; ancak Chomsky’nin yazıları 1980'li yıllardan itibaren orada bir daha yayınlanmamıştır. Chomsky, 1990'lı yılların sonlarına doğru tekrar ortaya çıkmak için Almanya’da politika eleştirmeni olarak baskın kültürün ufkundan tamamen ortadan kaybolmuştur. Chomsky, Amerika’da da Avrupa ile kıyaslanabilinir şekilde kabul görmüştür. Küreselleşmeye karşıt hareketleriyle tekrar medyada ilgi çekene ve kitapları bütün Avrupa’da yayımlanana kadar Schwarzer Faden, Dinge Der Zeit gibi bâzı küçük sol gazetelerde yazılar yazmıştır. Chomsky’nin Dilbilimsel Çalışmaları, özellikle Cartesian dilindeki Wilhelm von Humboldt’a Çağrısı, yayımlanmasının hemen ardından felsefi ve tarihi otoritelerden yoğun eleştiri almıştır. Chomsky, Dilbilimi çalışmaları ve Amerika’nın dış politikaları üzerine sergilediği muhalif görüşlerin yanı sıra Türkiye’de yayınlanan ve toplatılan “Amerikan Müdahaleciliği” isimli kitabından dolayı Türkiye ile yakın temaslarda bulunarak seminerler vermiştir. == Bibliyografya == === Dil bilimi === (Daha fazla bibliyografya için Chomsky'nin MIT'teki sayfasına bakınız.) * Chomsky (1951). Morphophonemics of Modern Hebrew. Master's thesis, University of Pennsylvania. * Chomsky (1955). Logical Structure of Linguistic Theory. * Chomsky (1955). Transformational Analysis. Ph. D. dissertation, University of Pennsylvania. * Chomsky, Noam, Morris Halle, and Fred Lukoff (1956). "On accent and juncture in English." In For Roman Jakobson. The Hague: Mouton * Chomsky (1957). Syntactic Structures. The Hague: Mouton. Reprint. Berlin and New York (1985). * Chomsky (1964). Current Issues in Linguistic Theory. * Chomsky (1965). Aspects of the Theory of Syntax. Cambridge: The MIT Press. * Chomsky (1965). Cartesian Linguistics. New York: Harper and Row. Reprint. Cartesian Linguistics. A Chapter in the History of Rationalist Thought. Lanham, Maryland: University Press of America, 1986. * Chomsky (1966). Topics in the Theory of Generative Grammar. * Chomsky, Noam, and Morris Halle (1968). The Sound Pattern of English. New York: Harper & Row. * Chomsky (1968). Language and Mind. * Chomsky (1972). Studies on Semantics in Generative Grammar. * Chomsky (1975). The Logical Structure of Linguistic Theory. * Chomsky (1975). Reflections on Language. * Chomsky (1977). Essays on Form and Interpretation. * Chomsky (1979). Morphophonemics of Modern Hebrew. * Chomsky (1980). Rules and Representations. * Chomsky (1981). Lectures on Government and Binding: The Pisa Lectures. Holland: Foris Publications. Reprint. 7th Edition. Berlin and New York: Mouton de Gruyter, 1993. * Chomsky (1982). Some Concepts and Consequences of the Theory of Government and Binding. * Chomsky (1982). Language and the Study of Mind. * Chomsky (1982). Noam Chomsky on The Generative Enterprise, A discussion with Riny Hyybregts and Henk van Riemsdijk. * Chomsky (1984). Modular Approaches to the Study of the Mind. * Chomsky (1986). Knowledge of Language: Its Nature, Origin, and Use. * Chomsky (1986). Barriers. Linguistic Inquiry Monograph Thirteen. Cambridge, MA and London: The MIT Press. * Chomsky (1993). Language and Thought. * Chomsky (1995). The Minimalist Program. Cambridge, MA: The MIT Press. * Chomsky (1998). On Language. * Chomsky (2000). New Horizons in the Study of Language and Mind. * Chomsky (2000). The Architecture of Language (Mukherji, et al, eds.). * Chomsky (2001). On Nature and Language (Adriana Belletti and Luigi Rizzi, ed.). * Chomsky, N. & Place, U. T. (2000). "The Chomsky-Place correspondence 1993-1994". Edited, with an introduction and suggested readings, by T. Schoneberger. The Analysis of Verbal Behavior, 17, 7-38. === Bilgisayar bilimleri === Chomsky (1956). Three models for the description of language. I. R. E. Transactions on Information Theory, vol. IT-2, no. 3: 113-24. === Siyaset === * (1967). The Responsibility of Intellectuals * (1969). American Power and the New Mandarins * (1970). "Notes on Anarchism", New York Review of Books * (1970). At war with Asia * (1970). Two Essays on Cambodia * (1971). Chomsky: selected readings * (1971). Problems of Knowledge and Freedom (1973). For Reasons of State * 1973). Censored full text Counter- Revolutionary Violence: Bloodbaths in Fact and Propaganda (with Edward S. Herman) * (1974). Peace in the Middle East? Reflections on Justice and Nationhood * (1976). Intellectuals and the State * (1978). Human Rights and American Foreign Policy * (1979). Language and Responsibility * 1979). The Political Economy of Human Rights, Volume I: The Washington Connection and Third World Fascism (with Edward Herman) * (1979). The Political Economy of Human Rights, Volume II: After the Cataclysm: Postwar Indochina and the Reconstruction of Imperial Ideology (with Edward Herman) * (1981). Radical Priorities * (1982). Superpowers in collision: the cold war now * (1982). Towards a New Cold War: Essays on the Current Crisis and How We Got There * (1983). The Fateful Triangle: The United States, Israel, and the Palestinians * (1985). Turning the Tide: U. S. intervention in Central America and the Struggle for Peace * (1986). Pirates and Emperors: International Terrorism in the Real World * (1986). The Race to Destruction: Its Rational Basis * (1987). The Chomsky Reader * (1987). On Power and Ideology * (1987). Turning the Tide: the U. S. and Latin America * (1988). The Culture of Terrorism * (1988). Language and Politics * (1988). Manufacturing Consent: The Political Economy of the Mass Media (with Edward Herman) * (1989). Necessary Illusions * (1991). Terrorizing the Neighborhood * (1992). What Uncle Sam Really Wants * (1992). Chronicles of Dissent * (1992). Deterring Democracy * (1993). Letters from Lexington: Reflections on Propaganda * (1993). The Prosperous Few and the Restless Many * (1993). Rethinking Camelot: JFK, the Vietnam War, and U. S. Political Culture * (1993). World Order and Its Rules: Variations on Some Themes * (1993). Year 501: The Conquest Continues * (1994). Keeping the rabble in Line * (1994). Secrets, Lies, and Democracy * (1994). World Orders, Old and New * (1996). Powers and Prospects: Reflections on Human Nature and the Social Order * (1996). Class Warfare * (1997). One Chapter, The Cold War and the University * (1997). Media Control: The Spectacular Achievements of Propaganda * (1998). The Common Good * (1999). The Umbrella of US Power * (1999). Latin America: From Colonization to Globalization * (1999). Acts of Aggression: Policing "Rogue" States (with Edward W. Said) * (1999). The New Military Humanism: Lessons from Kosovo * (1999). Profit over People: Neoliberalism and Global Order * (1999). The Fateful Triangle (updated edition) * (2000). Chomsky on Mis-Education (edited by Donaldo Macedo) * (2000). A New Generation Draws the Line: Kosovo, East Timor and the Standards of the West * (2000). Rogue States: The Rule of Force in World Affairs * (2001). Propaganda and the Public Mind * (2001). 9-11 * (2002). Understanding Power: The Indispensable Chomsky * (2002). Chomsky on Democracy and Education (edited by C. P. Otero) * (2002). Media Control (Second Edition) * (2002). Pirates and Emperors, Old and New: International Terrorism in the Real World * (2003). Power and Terror: Post-9/11 Talks and Interviews * (2003). Middle East Illusions: Including Peace in the Middle East? Reflections on Justice and Nationhood * 2003). Hegemony or Survival: America's Quest for Global Dominance * 2003). Znet article, Deep Concerns https://web.archive.org/web/20080430095854/http://www.zmag.org/content/showarticle.cfm?ItemID=3293 * 2004). Getting Haiti Right This Time: The U. S. and the Coup (with Paul Farmer and Amy Goodman) * (2005). Chomsky on Anarchism (edited by Barry Pateman) * (2005) Government in the future. Seven Stories Press. ISBN 1-58322-685-0. Text of the lecture given at the Poetry Center, New York, February 16, 1970. * (2005). Imperial Ambitions: Conversations on the Post-9/11 World * (2005). The Impetious Imperialist * (2006). Failed States: The Abuse of Power and the Assault on Democracy * (2006). Perilous Power. The Middle East and U. S. Foreign Policy. Dialogues on Terror, Democracy, War, and Justice (with Gilbert Achcar) * (2007). Interventions * (2007). What We Say Goes: Conversations on U. S. Power in a Changing World === Biyografiler === * Barsky, Robert (1997). Noam Chomsky: A Life of Dissent. Cambridge: MIT Press. ISBN 0-262-52255-1. Retrieved on 2006-09-05. * Sperlich, Wolfgang B. (2006). Noam Chomsky. London: Reaktion Books. ISBN 1-86189-269-1. Retrieved on 2006-09-05. Türkçe Çeviriler * Noam Chomsky (2011), (Wolfgang B. Sperlich), Yapı Kredi Yayıncılık. * Noam Chomsky Bir Muhalifin Yaşamı (2001), (Robert F. Barsky), Doğan Kitapçılık. * Noam Chomsky ile İki Saat (2003), (Denis Robert, Weronika Zarachowicz), Plan B Yayınları === Filmler === * Manufacturing Consent: Noam Chomsky and the Media, Director: Mark Achbar and Peter Wintonick (1992) * Last Party 2000, Director: Rebecca Chaiklin and Donovan Leitch (2001) * Power and Terror: Noam Chomsky in Our Times, Director: John Junkerman (2002) * Distorted Morality — America's War On Terror?, Director: John Junkerman (2003) * Noam Chomsky: Rebel Without a Pause (TV), Director: Will Pascoe (2003) * The Corporation, Director: Jennifer Abbott and Mark Achbar (2003) * Peace, Propaganda & the Promised Land, Directors: Sut Jhally and Bathsheba Ratzkoff (2004) === Türkçeye çevrilmiş eserleri === ==== Dille İlgili Kitapları ==== * Bilgi Sorunları ve Dil-Managua Dersleri (2009), (Çeviren: Veysi Kılıç), BGST Yayınları, 234 s. * Dil ve Zihin (2001), Ankara, Ayraç Yayınevi. (Language and Mind kitabının çevirisi), (2011) Bilgesu Yayıncılık. * Dil ve Sorumluluk (2002), Ekin Yayınları. (Language and Responsibility kitabının çevirisi) * Doğa ve Dil Üzerine (2010) Sözcükler Yayınevi. ==== Diğer Yayınları ==== * Korsanlar ve İmparatorlar Gerçek Dünya'da Uluslararası Terörizm (1991), Akademi Yayınları. * Kader Üçgeni (1993), İletişim Yayınevi. * Modern Çağda Entelektüellerin Rolü (1994), Pınar Yayınları. * Medya Denetimi Immediast Bildirgesi (1995), Tümzamanlar Yayınları. * Düşük Yoğunluklu Demokrasi Yeni Dünya Düzeni ve Yeni Politik Güçler (1995), (Samir Amin, Andre Gunder Frank ile birlikte), Alan Yayıncılık * Demokratik İdeallerin Çöküşü (1997), Pınar Yayınları. * Medya Gerçeği (1999), Tümzamanlar Yayınları. * Terörizm Efsanesi (1999), (Edward S. Herman, Gerry O'Sullivan, Alexander George ile birlikte) Ayraç Yayınevi. * Yeni Dünya Düzeninde Yalanlar ve Gerçekler (2000), Mavi Ada. * Dünya Düzeni: Eskisi Yenisi (2000), Metis Yayınları. * Halkın Sırtından Kazanç (2000), Om Yayınevi. * Sam Amca Ne İstiyor İkinci Dünya Savaşı'ndan Günümüze Amerikan Politikaları (2000), Minerva Yayınları. * Demokrasi Gerçek ve Hayal (2001), Pınar Yayınları. * Amerikan Müdahaleciliği (2001), Aram Yayınları. * 11 Eylül (2002), Om Yayınevi. * 11 Eylül ve Sonrası Dünya Nereye Gidiyor? (2002), Aram Yayınları. * Batı'nın Yeni Standartları Kosova, Doğu Timor ve Dünya'ya Hükmeden Yeni Kuşak (2002), Everest Yayınları * Medya Gerçeği (2002), Everest Yayınları. * Terörizm Kültürü (2002), Pınar Yayınları. * İktidarı Anlamak(2007), Aram Yayınları, (2010) Bgts Yayınları * Hayaller ve Umutlar (2011) Yarın Yayıncılık. * Yaşam ve Ölüm Arasında Gazze (2011), Bgts Yayınları. * Demokrasi ve Eğitim, (editör: C. P. Otero), Bgst Yayınları. * Sömürgecilikten Küreselleşmeye Ütopya Yayınevi * Yeni Dünya Düzeninde Yalanlar ve Gerçekler Sarmal Yayınevi === Ödüllerinden seçmeler === * 1984 Amerikan psikoloji örgütüne bilimsel katkı ödülü * 1988 Kyoto ödülü * 1996 Berlin- Brandenburg Bilim ödülü * 2004 Carl- von – Ossietzky çağdaş tarih ve Oldenburg politika ödülü * 2005 Dünya çapında entelektüel ödülü * 2006 Uppsala üniversitesi doktora ödülü === Alıntılar (çeviri) === “Entelektüel olmak herkese bir çağrıdır: Bu şu anlama geliyor, insanlık için önemli olan sorunları çözmede herkesin kendi aklını kullanması. Bâzı insanlar yöneldikleri doğrultuda yol almak için yeterince konformisttir, güçlüdür ve ayrıcalıklıdır. Bu durumda kimse, hiçbir şekilde bir taksi şoföründen daha entelektüel olamaz. Bu taksi şoförü tesadüf eseri aynı şeyleri düşünen ve muhtemelen daha akıllı, ama daha az yüzeysel olan birisidir, çünkü bu gücün bir sorunudur." — NOAM CHOMSKY, 2002 (İng.) (14) “…Demokratik toplumların halkı, manipülasyon ve dıştan kontrol edilmeyi önlemek amacıyla aklî öz savunma için kurlar aramalı…” — NOAM CHOMSKY, IN MEDIACONTROL. == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * bilimi.net/chomsky.htm Noam Chomsky Biyografisi (Dil Bilimi Sitesinden) * Z Dergisi'nde yayımlanan yazılarından Türkçeye çevrilenler * Altınörs, Atakan (2012), "Davranışçı Yaklaşıma Chomsky'nin İtirazı", Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi, Haziran 2012, s. 65-90 * Sezer, Ayhan, "Chomsky: Dev Küçük Adam (Chomsky'ye Eleştirel Bir Bakış, Bilim ve Ütopya Dergisi] * Sezer, Ayhan (2009), "Chomsky Sonrası Çağdaş Dilbilim: Yol Ayrımına Doğru", International Journal of Central Asian Studies. * Chomsky: ‘ABD haydut devlet, Avrupa aşırı ırkçı’, Nisan 2015 Kategori:1928 doğumlular Kategori:Philadelphia doğumlular Kategori:Amerikalı akademisyenler Kategori:Amerikalı anarşistler Kategori:Amerikalı ateistler Kategori:Amerikalı dilbilimciler Kategori:Amerikalı filozoflar Kategori:Amerikalı siyaset bilimciler Kategori:Amerikalı siyaset felsefecileri Kategori:Antisiyonistler Kategori:Ateist filozoflar Kategori:Belarus Yahudisi asıllı Amerikalılar Kategori:Bilinç araştırmacıları ve teorisyenleri Kategori:Çağdaş filozoflar Kategori:Massachusetts Teknoloji Enstitüsü öğretim üyeleri Kategori:Personae non gratae Kategori:Ukrayna Yahudisi asıllı Amerikalılar Kategori:Yahudi anarşistler Kategori:Yahudi barış aktivistleri Kategori:Yaşayan insanlar
1,609
Matematiksel tümevarım bir önermenin, genellikle tüm doğal sayılar için ya da bazen sonsuz bir sıranın tüm elemanları için, doğru olduğunu göstermek üzere kullanılan bir matematiksel tanıtlama yöntemidir. Matematiksel mantık ve bilgisayar bilimlerinde kullanılan daha genel bir tanıtlama biçimi değerlendirilebilen (hesaplanabilen) ifadelerin (dil için geçerli sözdizimlerinin) denk olduğunu gösterir. Buna yapısal tümevarım denir. Matematiksel tümevarımın en basit ve en sık kullanılan şekli bir önermenin tüm doğal sayılar n için doğru olduğunu gösterir ve iki adımda gerçekleştirilir: # Önermenin n = 0 için doğru olduğunu göstermek # Önerme n = m için doğru ise aynı önermenin n = m + 1 için de doğru olacağını göstermek Bu iki adımın neden yeterli olduğunu anlamak için domino etkisi örneğini göz önünde bulundurmak yeterli olacaktır. Baş başa dizilmiş olan bir domino taşları sırası var ve # ilk domino taşını devirmek mümkün ise ve # bir domino taşı devrildiğinde komşu taş da devriliyorsa, aynı şekilde dizilmiş olan ve sıranın devamı olan bütün domino taşlarının devrileceği sonucuna varılabilir. Matematiksel tümevarım, kümeler için öngörülen İyi-sıralılık ilkesine denktir. Tümevarım
1,576
Reşadiye, Karadeniz'in orta kesiminde Kızılırmak yayı içinde kalan Kapadokya arazisi içerisinde yer alan bir Tokat ilçesidir. Kelkit Çayı'nın kenarında, kara yolu üzerindedir. Reşadiye kuzeyinde Ordu, güneyinde Almus, batısında Niksar ve Başçiftlik, güneydoğusunda ise Sivas ile çevrilmişir. 2020 TÜİK verilerine göre toplam nüfusu 34.221'dir. == Tarihi == Eski Kapadokya arazisi elden ele geçmiş, değişik milletler bu arazide medeniyetler kurmuşlardır. Sırasıyla Hititliler, Persler, Makedonyalılar, Pontus Krallığı, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Danişmendliler, Kadı Burhâneddin ve Akkoyunlular bu bölgede hüküm sürmüşlerdir. Sonraları da bu arazi Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyetine geçmiş Reşadiye'nin eski ismi olarak bilinen İskefserin tarihi 15. yüzyıla kadar gitmektedir. Bu bölgeden geçerek Erzurum’a giden yine aynı güzergâhtan İstanbul’a dönen meşhur Türk gezgini Evliya Çelebi Seyahatname'sinde bu bölgeden bahsetmektedir. O yüzyıllarda Doğu ile Batı arasında kara ulaşımının yapıldığı Şark Yolu diye adlandırılan yolun Reşadiye’den geçtiği Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde belirtilmektedir. Bu yol üzerinde eskiden kalma büyük mezarlıklar hâlen mevcuttur. Reşadiye'nin coğrafi özellikler bakımından çam ormanlarıyla kaplı olması, kışın sert geçen iklim koşullarından fazla etkilenmemesi, köylerin konumuna göre merkezi bir yerde olması, sağlığa yararlı kaplıcalarının bulunması, Kelkit Vadisi üzerindeki Şark Yolunun buradan geçmesi ilçe merkezi olarak seçilmesini etkileyen nedenlerdir. 1939 yılında 26 Aralık' 27 Aralık'a bağlayan gece sabaha karşı tarihte 1939 Erzincan Depremi olarak da bilinen deprem Reşadiye ve köylerinde etkili olmuş ve bu depremde Reşadiye’de ayakta tek bir bina kalmamıştır. Bu haliyle ilçe merkezi ve köyleri uzun bir süre kendi kaderine terk edilmiştir. Köylerle birlikte toplam 2100 kişinin öldüğü resmî kayıtlarda mevcuttur.Zamanın Tokat valisi İzzeddin Çağpar, ilçe Kaymakamı Necati Gökmoğol ve oluşturulan kurulun uzun tartışmaları sonucu yeni Reşadiye’nin yerleşim yeri eski yerleşim yerinin kuzeyine dağ eteğine kaydırılmıştır. 1966 yılından sonra zamanın idarecilerinin yoğun çalışmaları ve Reşadiye halkının da katkılarıyla yeni bir atılım ve yapılanma ortaya çıkmış, önce maddi sorunlar aşılıp, günün şartları içinde son derece önemli yatırımlar gerçekleşmiş, 1970'li yıllarda ise tüm Türkiye'de olduğu gibi Reşadiye de yurt dışına çok sayıda işçi göndermiştir. Bu işçiler kazançlarını ilçelerine aktarmışlar böylece ilçe merkezi hızlı bir kentleşme sürecine girmiştir. ayrıca altıparmak köyü yakınında köyün güneyinde kalecik adlı bir mezranın bulundugu ama kalenin gün ışıgına çıkmamış kalıntıları ve yüksekligi gözler önündedir. Bugüne kadar Reşadiye'de Romalılara, Bizanslılara ve Türklere ait çeşitli seramik eşya, sikke, yayla ve köylere yayılmış tarihi mezarlar bulunmuştur. Köylerde yer yer bozulmuş kale kalıntılarına rastlanır. Çoğunun temel harabeleri kalmıştır. Göllüköy, Çamlıkaya, Saraydüzü, Kalecik, Mengen Kalesi, Kaledüzü, Kızılcaören, Turaç Köyü yaylasında Bizans dönemine ait olan ve sonraları Müslümanların da defnedildiği tarihi bir mezar alanı vardır. === Danişmendliler Dönemi === Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'nun kapıları Türkler'e açılmış, Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah'ın komutanlarından Dânişmend Gazi de Anadolunun fethinde görev almıştır. Melikşah, Dânişmend Gaziyi Sivas dolaylarına göndererek alacağı yerleri kendisine vereceğini vadetmiştir. Gazi Ahmet Dânişmend, Sivas ve yöresini alarak Anadolu'da ilk Türk Danişmendiye hükûmetini kurmuştur. 1080 yılında da Sivas'ı devlet merkezi yapmıştır. Gazi Ahmed Dânişmend, Türklerin Salur Boyundandır, Harizm'den gelmiştir. Dânişmend Gazi Anadolu Selçuklu Sultanı I.Kılıçarslan'la birlikte Haçlılara karşı başarılı savaşlar çıkartmıştır."Dünden Bugüne Reşadiye" == İstatistiki bilgiler == * Kuruluş yılı: 1906 * Toplam nüfus: 43.870 * İlçe nüfusu: 11.504 * Yüzölçümü: 1.162 km² * Belediye sayısı: 6 (İlçe merkezi dahil) * Köy sayısı: 75 (2019 itibarı ile son sayı) == Coğrafi bilgiler == Reşadiye, Orta Karadeniz Bölgesi'nde yer alır. Doğusunda Koyulhisar ve Mesudiye; batısında Niksar ve Başçiftlik; kuzeyinde Aybastı ve Gölköy; güneyinde Almus ve Doğanşar ilçeleri bulunmaktadır. Coğrafi olarak 400 31' kuzey enlemleri ile 370 06' doğu boylamları arasında bulunmakta ve Kelkit Irmağı kıyısında kurulmuş bulunan Reşadiye'nin en yüksek tepesi 2.183 metre ile Erdem Baba Tepesi'dir. Bunu, Küçük Erdem Tepesi (2.113 metre), Kabaktepe (2.037 metre), Çal Tepesi (2.022 metre), Mektep Tepesi, Tömbül Tepesi ve Lalelik Tepesi izler. Bu yüksekliklerin tümü Günüş Dağı'nda bulunmaktadır. Zinav Gölü ilçe sınırlarında yer alır. İlçenin arazi yapısının dağlık olması nedeniyle geniş ovası bulunmamaktadır. Ancak ovacık, meydanlar, yazı ve düzlükleri ekim ve dikime müsaittir. Reşadiye ilçesi yaylalar yönünden oldukça zengindir. 44 yaylanın içerisinde en çok bilinen yaylaları Cimban, Selemen, Gedik, Batmış'tır. === Yer şekilleri === Reşadiye, yer şekilleri bakımından çeşitlilik gösteren bir yerleşim merkezidir. İlçe, Tokat'ın diğer ilçeleriyle karşılaştırılırsa eğim ve engebenin burada oldukça fazla olduğu görülür. Arazi kırık; eğimi fazla ve yer yer platolarla çevrilidir. Ortalama yükseltisi 1.500 metrenin üzerindedir, ilçe merkezinin rakımı ise 450 metredir. ==== Dağlar ==== Reşadiye Orta Karadeniz Bölgesiyle, İç Anadolu Bölgesi arasında bir geçiş alanı oluşturur. Karadeniz'in tamamının oluşumu gibi burası da üçüncü ve dördüncü jeolojik zamanda oluşmuş, yer yer oturmasını tamamlamamış bir bölümdür. Bu bölümdeki dağların büyük çoğunluğunu sıradağlar oluşturmaktadır. İlçe Konale Fay Hattı üzerinde yer alır. 1.Derece deprem kuşağı üzerindedir ve bu faylar hâlen diridir. Reşadiye'de yükseltinin en fazla olduğu yöre, Çamlıkaya sınırıları içerisinde yer alan Erdem Baba Tepesidir (2.183 m). Bunu; Küçük Erdem Tepesi (2.113 m), Kabak Tepe (2.037 m), Çal Tepesi (2.022 m), Mektep Tepesi (2.002 m), Tömbül Tepesi (2.000 m), Lalelik Tepesi (1.922 m) izlemektedir. ==== Mağaralar ==== Reşadiye'nin köylerinde gerek doğal oluşum, gerekse insan eliyle yapılmış mağaralara rastlanır. Başlıcaları şunlardır: * Çamlıkaya Köyü sınırları içerisinde Kokurdan Mağarası, * Baydarlı Kasabası sınırları içerisinde; Güngerit ve Tilkidibi Mağarası, * Demircili Kasabası sınırları içerisinde Kızıl Mağara, * Cimitekke-Kavaklıdere arasında; Deliklikaya Mağarası, * Yolüstü Beldesi sınırları içerisinde; İnkaya Mağarası, * Nebişeyh Beldesı-Kapaklı Köyü arasında; Kayadibi Mağarası, * Büşürüm Beldesi sınırları içerisinde; Abudeliği Mağarası bulunmaktadır. ==== İlçenin başlıca boğaz ve gedikleri şunlardır ==== * Döğüş Gediği Abdurrahmanlı-Esenköy arasında bulunur. * Konak Boğazı Demircili Köyü yöresindedir. * Gedik Boğazı Yolüstü- Bereketli arasındadır. * Kaya Boğazı Kapaklı köyünü Taşlıca köyüne bağlar. === İklim === İklim bakımından İç Anadolu ve Karadeniz Bölgelerinin geçiş noktasında bulunan Reşadiye'de, yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve sert geçmektedir. İlçe merkezinin kış aylarında fazla kar tutmamasına karşın yüksek rakımdan oluşan ilçe genelinde kış şiddetli geçmektedir. İlçede hava durumunun uzun yıllar içindeki seyri incelendiğinde şu genel özelliklerin ortaya çıktığı görülür: *Yazlar sıcak ve kurak. *Kışlar soğuk ve sert geçer. *En fazla yağış ilkbaharda görülür. *En düşük yağış yaz aylarındadır. == Nüfus == == Turizm == === Kaplıca turizmi === Reşadiye Belediyesi bünyesinde hizmete sunulan, şifa kaynağı olan kaplıca suyunun faydalı olduğu rahatsızlıkların başında romatizma, nevralji (sinir ağrıları), nefrit (böbrek iltihabı hastalıkları), kireçlenme, kırık-çıkık sekalleri ve cilt-kadın hastalıkları gelir. Bu sularda radon gazı bulunmamakta ve Türkiye'de radon gazının olmadığı tek su olup, debisi kaynağında 30 lt/sn dir. == Ulaşım == Bazı Yurt İçi Merkezlere Olan Mesafe Map & Travel Route adlı Software programı Bazı Yurt İçi Merkezlere Olan Mesafe Map & Travel Route adlı Software programı Bazı Yurt İçi Merkezlere Olan Mesafe Map & Travel Route adlı Software programı Bazı Yurt İçi Merkezlere Olan Mesafe Map & Travel Route adlı Software programı Güzergâh Mesafe(km) Reşadiye- Tokat 89 Reşadiye-Erzurum 410 Reşadiye-Erzincan 219 Reşadiye-Ankara 472 Reşadiye-İstanbul 831 == Eğitim == İlçe Merkezi'nde *1 Fen Lisesi *1 Anadolu Lisesi *1 Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi *1 Kız Meslek Lisesi *1 Ticaret Meslek Lisesi *1 Anadolu İmam Hatip Lisesi *Bozçalı Kasabasında 1 Çok Programlı Lise *Bereketli Kasabasında 1 Çok Programlı Lise olmak üzere toplam 8 adet ortaöğretim kurumu, ilçe merkezi'nde 5 adet ve köylerde 19 adet İlköğretim okulu olmak üzere toplam 24 adet ilköğretim okulu ve 1 Ana Okulu ile eğitim öğretim faaliyetleri sürdürülmektedir. == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * Reşadiye Belediyesi * Reşadiye Kaymakamlığı
1,571
sağ|küçükresim|300px|Bir ışın izleme sahnesi sağ|küçükresim|300px|Işın izleme yöntemi ile oluşturulmuş bir üç boyutlu resim. Oluşturulma süresi: 56 saat. Işın izleme (İngilizce: Ray tracing), gerçek dünyada ışığın ne şekilde hareket ettiğini göz önünde bulundurarak bir sahnenin görüntüsünü çizen bir grafik oluşturma yöntemidir. Ancak bu yöntemde işlemler gerçek yeryüzündeki yolun tersini izler. Gerçek dünyada ışık ışınları bir ışık kaynağından çıkar ve nesneleri aydınlatırlar. Işık, nesnelerden yansır ya da şeffaf nesnelerin içinden geçer. Yansıyan ışık gözümüze ya da kamera merceğine çarpar. Yansıyan ışık ışınlarının çoğu bir gözlemciye erişmediği için bir sahnedeki ışınları izlemek sonsuza dek sürebilir. == Giriş == Günümüzde pek çok alanda bilgisayar kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır. İlk zamanlarda sadece bazı hesaplamalar yapmak için kullanılan bilgisayarlar, kullanım alanları genişledikçe insan hayatında daha çok yer edinmiş, iletişim yetenekleri geliştikçe de insanla daha çok ortamı paylaşır hale gelmişlerdir. Bu bağlamda görüntünün güzel olması pek çok uygulama için gerekli olmakla beraber, güncel uygulamaların büyük kısmında gerçekçilik de büyük önem taşır. Örneğin oyunlar ve animasyonlar bilgisayar dünyasında oldukça popülerdir. Görüntünün gerçekçi ve güzel arasında, uygulanabilir, yakın olması, metodun gerçek dünyada ışığın çevreyle olan etkileşimini modellemeye çalışmasıdır. Elbette hiçbir algoritma mükemmel değildir. uygulanması da hızın artmasını sağlayabilir. Phong aydınlatma modeline göre herhangi bir pikselin renk değeri belirlenirken üç bileşen kullanılır. Bunlar ortam (ambient), yaygın (diffuse) ve aynasal (specular) bileşenlerdir. Bu üç bileşen, toplamları 1’e eşit olan üç katsayı ile toplanarak, ilgili pikselin renk değeri hesaplanır. Klasik ışın izleme yöntemi, ambient değerini gerçekçi olarak modelleyememektedir. Örneğin tavanında bir lambanın bulunduğu bir odanın simülasyonu yapılmak istendiğinde, odanın tavanı neredeyse tamamen karanlık kalmaktadır. Ayrıca aynı odada bir masa olduğunu farz edersek, masanın altının da tamamen siyah olduğu görülür. Gerçek dünyada bazı yüzeylerin tamamen karanlık olmamasına rağmen, ışın izlemenin sonucunda tamamen karanlık olmasının nedeni, ışık kaynağından çıkan ışınlar tarafından doğrudan aydınlatılmayan yüzeylerin gerçekte aydınlık olmasıdır. Yani sahnede aydınlık görünmesine rağmen, ışık kaynağından çıkan ışınların direkt olarak çarpmadıkları yüzeyler bulunmaktadır. Bu yüzeyler kırılmalar veya yansımalar neticesinde aydınlanmaktadır. Bu işleme Dolaylı aydınlatma (Indirect Illumination) denir. Doğrudan aydınlatılmayan bu yüzeylerin renk değerlerinin hesaplanması, derinliği önceden belirlenmiş özyinelemeli bir algoritmayı gerekli kılar. Aksi takdirde görüntünün tamamen gerçekçi olması beklenemez. Elbette ki bu algoritmanın koşması, görüntünün daha da geç hesaplanmasına neden olacaktır. Bu nedenle algoritmanın optimum olması çok önemlidir. == Işın İzleme Yöntemi == === Işın İzleme Yöntemine Giriş === Işın izleme yöntemi, ışık kaynağından çıkan ışınların fiziksel davranışlarını modellemek üzere kurulmuştur. Gerçek yeryüzündeki cisimleri görebilmemiz için ışık kaynağından çıkan ışınların, cisimlere çarparak yansıması ya da cisimlerin içinden geçerek kırılması ve sonuçta da gözümüze ulaşması gerekir. Bilgisayar ortamında ise, gerçekçi 3B görüntüler üretebilmek için boyama ve görünmeyen yüzeylerin kaldırılması işlemleri gerçekleştirilmelidir. Boyama, 3B nesnelerin herhangi bir noktasındaki renk değerinin belirlenmesine denir. Bu renk belirleme işlemi ışıklandırma, gölgelendirme, geçirgenlik, yansıma ve kırılmaya bağlı olarak belirlenir. Görünmeyen yüzeylerin kaldırılması ise, gözlemci tarafından 3B nesnelere bakıldığında, manzaradaki cisimleri oluşturan yüzeylerden görünmeyenlerin kaldırılması, dolayısı ile görünenlerin belirlenmesi işlemine verilen addır. Işın izleme yöntemi hem görünmeyen yüzeylerin kaldırılması, hem de renk değerlerinin belirlenmesine ilişkin çözümler sunar. ==== İleri Yönlü Işın İzleme (Forward Ray Tracing) Yöntemi ==== Işık kaynağından doğrusal olarak saçılan ışınların cisimlerden yansıması ya da kırılması sonucu göze ulaştığı kabul edilerek yapılan modellemeye İleri Yönde Işın İzleme (Forward Ray Tracing) yöntemi denir. Gerçek yeryüzündeki görme, bu modele uygun olarak gerçekleşmektedir. Gerçek dünyada ışık kaynağından saçılan milyarlarca fotonun çok az bir kısmı göze ulaşır. Bu model bilgisayar ortamında gerçeklenirken, göze ulaşamayan fotonlar için çok sayıda gereksiz hesaplama yapılacaktır. Bu nedenle ileri yönde ışın izleme yönteminin bilgisayar ortamında gerçeklenmesi oldukça zordur. ==== Geri Yönlü Işın İzleme (Backward Ray Tracing) Yöntemi ==== Göze ulaşmayan ışınların sisteme getireceği yükten kurtulmak için, sadece göze ulaşan ışınlar için hesaplama yapılması istenir. Bu nedenle ışın izleme yönteminin bilgisayar ortamında gerçeklenmesi için Geri Yönde Işın İzleme (Backward Ray Tracing) modeli kullanılır. Bu modelde ileri yönde ışın izleme yönteminin tersine, ışınların gözden çıkarak cisimlere çarpıp yansıması ya da kırılması sonucu ışık kaynağına ulaştığı kabul edilir. Bu yaklaşım sayesinde ileri yönde ışın izleme yöntemindeki gibi ışık kaynağından çıkan tüm ışınlar için değil, sadece göze ulaşabilen ışınlar için hesaplama yapılmış olur. Geri yönde ışın izleme yönteminde, gözlemcinin belli bir noktadan, görüntü düzlemine dik olarak baktığı varsayılır. Bakış noktasından çıkıp görüntü düzleminden geçen ışınlar, cisimlere çarptıktan sonra kırılarak veya yansıyarak ışık kaynağına ulaşıyorsa, ilgili pikselin rengi ışık kaynağının konumuna, cisimlerin rengine, yansıtma ve geçirgenlik özelliklerine göre belirlenir. Eğer tüm yansımalar ve kırılmalar sonucunda, gönderilen ışın ışık kaynağına ulaşmazsa, ilgili piksel siyaha boyanır. Burada yapılan yansıma ve kırılma işlemleri için bir derinlik değeri belirtilmelidir. Aksi takdirde işlemler çok uzun zaman alabilir. ==== Işının Tanımı ==== Işının matematiksel olarak ne ifade ettiğini belirtmek faydalı olacaktır. Işın, başlangıç noktası ve doğrultusu olan vektörel bir büyüklüktür. Başlangıç noktası R0 olan, Rd doğrultusu boyunca ilerleyen R vektörü aşağıdaki gibi tanımlanabilir: R = R0 \+ t Rd, t > 0 (2.1) Burada t, Rd doğrultusu boyunca giden R ışınının R0 başlangıç noktasına uzaklığıdır. t değerinin R0 ile Rd arasındaki uzaklığa tam olarak eşit olması için Rd’nin boyu 1 olmalı, yani Rd normalize edilmelidir. ==== Birincil Işınların Üretilmesi ==== Bakış noktasından yollanan ve görüntü düzlemindeki her pikselin merkezinden geçen ışınlara, Birincil Işınlar (Primary Rays) denir. Işın izleme yönteminin ilk adımı birincil ışınların oluşturulmasıdır. Birincil ışınlar cisimlere çarpıp yansıyarak ya da kırılarak ışık kaynağına ulaşırsa görüntü düzlemindeki ilgili pikselin rengi, bu birincil ışının çarpıp yansıdığı ya da kırıldığı cisimlerin fiziksel özelliklerine göre belirlenecektir. Birincil ışınların üretilebilmesi için, ilk olarak doğrultunun hesaplanması gerekir. Bunun için 2.1 ifadesi yeniden düzenlenir : Rd = (R - R0) / t (2.2) Anlaşılacağı gibi, birincil ışının doğrultusunun hesaplanması için iki noktaya ve bir uzaklık bilgisine ihtiyaç vardır. İki noktadan birincisi genellikle R0 = [ 0 0 0 ] olarak seçilen bakış noktasıdır. İkinci nokta ise, renk değeri hesaplanmak istenen pikselin koordinatlarıdır. t değeri hipotenüs teoreminden hesaplanabileceği gibi iki nokta arası uzaklık formülünden de bulunabilir. Ancak biz t değerini, kesişim testi neticesinde bulacağız. Bununla beraber, Rd’nin normalize edilmiş halini bulmak için X, Y ve Z koordinatlarını ayrı ayrı t’ye bölmek yeterlidir. Rd’nin bulunması ile birincil ışın üretimi bitmiş olur. Böylece başlangıç noktası ve doğrultusu bilinen bir vektör elde edilmiştir. Bu birincil ışın ile manzaradaki bir yüzeyin kesişip kesişmediğini tespit etmek için, başlangıç noktası R0’ın ve doğrultu vektörü olan Rd’nin bilinmesi yeterlidir. Kesişim testlerinde, ışın ile yüzeyin kesişimi araştırılır. Eğer kesişim varsa 0’dan büyük bir t değeri geri döndürülür. Aksi takdirde t değeri 0 olur. Hesaplanan bu t değeri sayesinde yüzey üzerindeki kesişim noktasının koordinatları belirlenir. Eğer ışın bu kesişim noktasından kırılarak veya yansıyarak yoluna devam edecekse, kesişim noktası yeni başlangıç noktası yani R0 olur. Yansıma veya kırılma doğrultusu belirlenerek yeniden kesişim testleri yapılır. Bu ışınlara İkincil Işın (Secondary Rays) denir. İkincil ışınlar istenen derinlik değerindeki bir özyinelemeli bir algoritma ile ışık kaynağına ulaşıncaya kadar yeniden hesaplanır. ==== Gerçek Piksel Koordinatlarının Hesaplanması ==== Görüntü düzleminin her bir pikseline karşılık, manzarada birden çok piksel karşılık düşer. Örneğin 10 x 10 boyutunda ve bakış noktasından z doğrultusunda 5 birim uzakta bir görüntü düzleminin bulunduğunu varsayalım. Eğer manzaramızın çözünürlüğü 1024 x 768 olarak seçilirse, 10 x 10 birimlik görüntü düzleminin herhangi bir (X, Y, 5) noktasından geçen ışının gerçek piksel koordinatları : (10 * X / 1024 – X0, Y0 – 10 * Y / 768, 5 ) olur. (2.3) Bu ifadedeki (X0, Y0, 5 ) noktası, 10 x 10 birimlik görüntü düzleminin en üst sol köşesinin koordinatlarıdır. === Görünmeyen Yüzeylerin Kaldırılması === Görünmeyen yüzeylerin kaldırılmasının, gözlemci tarafından 3B nesnelere bakıldığında, manzaradaki cisimleri oluşturan yüzeylerden görünmeyenlerin kaldırılması, dolayısı ile görünenlerin belirlenmesi işlemine verilen ad olduğunu belirtmiştik. Görünmeyen yüzeylerin kaldırılmasında kullanılan başlıca yöntemler Derinlik Tamponu (Z-Buffer) ve Işın İzleme (Ray Tracing) ’dir. Derinlik tamponu yönteminde üç boyutlu cisimlerin iki boyutlu görüntü düzlemine izdüşümü alınırken, ilgili pikselin renk değerinin yanı sıra cisimle kesişim noktasının Z değeri de saklanır. Aynı piksel için yeni bir cisim kesişimi algılandığında Z değerleri karşılaştırılır. Yeni Z değeri eskisinden küçükse bu pikselin rengi yeni cismin rengi ile değiştirilir ve Z değeri yenisiyle güncellenir. Işın izleme yöntemi ile görünmeyen yüzeyler kaldırılırken, bakış noktasına göre aynı doğrultuda bulunan yüzeylerden, t uzaklığı en küçük olanı seçilmelidir. İlgili pikselin renk değeri hesaplanırken, seçilen bu yüzey esas alınır, diğerleri göz ardı edilir. Dikkat edilirse, Z Buffer yöntemi ve benzeri tüm diğer yöntemlerde kullanılan çokgen türü üçgen olmasına rağmen, ışın izlemede işlemler yönteminde piksel mertebesinde gerçekleştirilir. Bu sayede eğrisel yüzeylerde bile iyi sonuçlar elde edilir. Diğer yöntemlerde bu derece gerçekçi sonuçlar elde etmek için çokgenlerin son derece küçük seçilerek bir piksel boyutuna indirilmesi gerekir ki oldukça zor, hatta imkânsız denilebilir. ==== Arka Yüzeylerin Kaldırılması (Backface Culling) ==== Görünmeyen yüzeylerle ilgili diğer bir konu da arka yüzeylerin kaldırılmasıdır. Arka yüzeyler, bakış noktasından bakıldığında asla görülemeyecek olan yüzeylerdir. Örneğin dik olarak bakılan bir küpün arka yüzeyi asla görülemez. Bu yüzeylerin kaldırılması ışın izleme yönteminin hızlanmasını sağlar. Bununla birlikte arka yüzeylerin kaldırılması ışın izleme yöntemi ile çok kolay gerçekleştirilebilir. === Işın - Nesne Kesişim Testleri === Işın izleme yönteminin en temel özelliği, bakış noktasından gönderilen ışınların cisimlerle kesişip kesişmediğini anlamak üzere yapılan kesişim testleridir. Bu testlerde, kesişimi araştırılacak cismin matematiksel denklemi ile ışının başlangıç noktası ve doğrultusunun koordinatları kullanılır. Sonuçta, varsa, kesişim noktası ve bu nokta ile bakış noktası arasındaki t uzaklığı hesaplanır. Aynı doğrultuda birden fazla kesişim noktası bulunabilir. Bu durumda en küçük t değeri esas alınır. Böylece görünmeyen yüzeyler kaldırılmış olur. Bu kısımda ışın izleme yönteminde kullanılacak temel matematiksel işlemler için gerekli vektörel ifadeler ve işlemler anlatılacaktır. ==== Işın İzlemede Kullanılan Temel Matematiksel İfadeler ==== ===== Üç Boyutlu Uzayda Noktanın Tanımı ===== Üç boyutlu uzayda bir P noktası, kendine ait X, Y, Z koordinatları ile aşağıdaki gibi ifade edilebilir: P = [ x y z ] (2.4) ===== Skaler Çarpım ===== İki vektörün skaler çarpım değeri karşılıklı olarak x, y ve z değerlerinin çarpımlarının toplamına eşittir. Skaler çarpımı * sembolü ile temsil edilirse V1 ve V2 vektörlerinin skaler çarpımı aşağıdaki gibi hesaplanır: V1 * V2 = (V1X * V2X) + (V1Y * V2Y ) + (V1Z * V2Z) (2.5) V1 ve V2 vektörlerinin boyunun 1 birim olduğu, yani her iki vektörün de normalize olduğu durumda, bu iki vektörün skaler çarpımı iki vektörün arasındaki açının kosinüs değerini verir. İki vektör arasındaki açının kosinüsü difüz aydınlatmada kullanılır. ===== Vektörel Çarpım ===== Vektörel çarpım işlemini x sembolüyle temsil edersek V1 ve V2 vektörlerinin vektörel çarpımı aşağıdaki gibi hesaplanır: V1 x V2 = [ V1Y* V2Z - V1Z* V2Y V1Z* V2X - V1X* V2Z V1X* V2Y - V1Y* V2X ] (2.6) Vektörel çarpım, ışın izleme yönteminde üçgenlerin normalini bulmak için kullanılır. Yansıyan veya kırılan ışınların yeni doğrultularının hesaplanması için yüzeye dik olan vektörün, yani yüzey normalinin, bilinmesi gerekir. Difüz ve speküler aydınlatma yapılırken de yüzey normali kullanılır. Ayrıca arka yüzey kaldırmada da hangi yüzün arka yüzey olduğunu belirlerlerken yüzey normali esas alınır. Bakış noktası ile arasında 90°’den daha büyük açı bulunan yüzeyler, arka yüzey kabul edilir. Tüm bu işlemlerde kullanılacak olan yüzey normalinin birim vektör olması, yeni normalize olması, gerekir. ===== Barisentrik Koordinatlar ===== Üçgenin bir köşesinden başlanıp, kenarları belli katsayılarla çarparak başlangıçta alınan köşeye eklenirse, üçgen içinde istenen bir noktaya ulaşmak mümkündür. Kenarların çarpıldığı katsayılara Barisentrik Koordinatlar denir. Üçgen içindeki herhangi bir noktanın barisentrik koordinatlar cinsinden gösterimi aşağıdaki gibidir : t (u, v ) = V0 \+ u (V1 – V0 ) + v (V2 – V0) (2.7) Bu ifadedeki u ve v değerleri barisentrik koordinatlardır ve aşağıdaki şartları sağlamalıdır: u ≥ 0 ve v ≥ 0 için u + v ≤ 1 Barisentrik koordinatlar bu çalışmada hızlı kesişim testleri gerçekleştirilirken kullanılmıştır. Tomas – Möller kesişim testinde Barisentrik koordinatlardan faydalanılarak daha kısa sürede kesişim testi yapılabilmektedir. ==== Işın – Yüzey Kesişim Testi ==== Orijine olan uzaklığı D olan, Pn = [ A B C ] normaline sahip olan P yüzeyini denklemi aşağıdaki gibidir : Ax \+ By \+ Cz \+ D = 0 (2.8) Köşe koordinatları Vi (X, Y, Z ) olan üçgenin oturduğu yüzeyin denklemi aşağıdaki gibi hesaplanabilir : A * Vo,x \+ B * Vo,y \+ C * Vo,z \+ D = 0 (2.9) 2.9 ifadesinden D değeri bulunur. Eğer P yüzeyi ile R ışını kesişiyorsa, R’nin o noktaya karşılık gelen t değeri için yüzey denklemi sağlanmalıdır. A * (X0 \+ tXd) + B * (Y0 \+ tYd) + C * (Z0 \+ tZd) + D = 0 (2.10) 2.10 ifadesi t’ye göre yeniden düzenlenirse, başlangıç noktası ile yüzey arasındaki uzaklık belirlenmiş olur : t = - (A * X0 \+ B * Y0 \+ C * Z0 ) / (A * Xd \+ B * Yd \+ C * Zd ) (2.11) Eğer t < 0 ise kesişim yoktur. Eğer t > 0 ise kesişim vardır ve kesişim noktası I aşağıdaki gibi hesaplanabilir : I (X, Y, Z) = (X0 \+ tXd, Y0 \+ tYd, Z0 + tZd ) (2.12) ==== Işın-Üçgen Kesişim Testleri ==== 3B nesneler genellikle üçgenlerden oluşacak şekilde modellenir. Bu sebeple kesişim testi algoritmalarının çoğu üçgenler üzerine yoğunlaşmıştır. ===== Alan Hesabı İle Işın – Üçgen Kesişim Testi ===== Bu yöntem, ışın – üçgen kesişim testleri arasından en basit olanıdır. Öncelikle ışın – yüzey kesişim testi yapılmalıdır. Daha sonra ışın ve yüzeyi oluşturan üçgenin köşe noktaları görüntü düzlemine perspektif olarak izdüşürülür. Kesişim noktası ile üçgenin ikişer noktası sıra ile alınarak üç tane alt üçgen elde edilir. Bu üçgenlerin alanları hesaplanarak toplanır. Elde edilen toplam alan, kesişim testi yapılan üçgenin alanına bir ε kadar yakınsa ışın üçgenin içindedir yani ışın ile üçgen kesişmektedir denir. ===== Açı Hesabı ile Işın -Üçgen Kesişim Testi ===== Işın düzlem kesişim testinden elde edilen kesişim noktasının üçgenin içerisinde olup olmadığının kontrolü için kullanılan diğer bir yöntem de açı testidir. Yine ilk olarak ışın – yüzey kesişim testi yapılmalıdır. Daha sonra ışın ve yüzeyi oluşturan üçgenini köşe noktaları görüntü düzlemine perspektif olarak izdüşürülür. Kesişim noktası ile üçgenin ikişer noktası sıra ile alınarak üç tane üçgen elde edilir. Bu üçgenlerin I noktasını merkez nokta kabul eden açıları hesaplanarak toplanır. Elde edilen toplam açı 360° ise ışın üçgenin içindedir yani ışın ile üçgen kesişmektedir denir. ===== Tomas Möller Işın – Üçgen Kesişim Testi ===== Yukarıda anlatılan tekniklerin her ikisi de kesişim testi yapmadan önce ışın – yüzey kesişim testi yapılmakta, daha sonra perspektif izdüşümü yapılmaktadır. Böylece problem 3B’dan 2B’a indirgenmekte ve test esnasında 2B noktanın 2B üçgenin içinde olup olmadığı araştırılmaktadır. Ancak tüm bu işlemler için öncelikle yüzey denkleminin belirlenmesi, dolayısı ile normalin hesaplanması gerekmektedir. Elbette ki kesişim testine geçilmeden önce yapılan bu işlemler algoritmanın yavaş çalışmasına neden olmaktadır. Bunun yerine kullanılan Tomas – Möller kesişim testinde yüzey normalinin hesaplanması gerekmemektedir. ====== Kesişim Testi Algoritması ====== Başlangıç noktası R0 olan ve Rd doğrultusu boyunca ilerleyen R vektörünü aşağıdaki gibi tanımlamıştık R = R0 \+ t Rd, t > 0 (2.1) Kesişim testi yapılacak olan üçgenin köşeleri Vi ise, üçgen üzerindeki herhangi bir t (u, v ) noktasının barisentrik koordinatlarını aşağıdaki gibi ifade etmiştik: t (u, v ) = V0 \+ u (V1 – V0 ) + v (V2 – V0) (2.7) R ışını, verilen üçgeni bir t (u, v ) noktasında kesiyorsa, aşağıdaki ifade sağlanmalıdır : R0 \+ t Rd = V0 \+ u (V1 – V0 ) + v (V2 – V0) (2.13) 2.13 ifadesi düzenlenirse, u, v ve t’ye bağlı bir lineer denklem sistemi elde edilir. Bu sistemin çözülmesi halinde u, v ve t bulunur. Görüldüğü gibi bu yöntemde yüzey normali ve perspektif izdüşüme gerek yoktur. ====== Algoritmanın Uygulanması ====== Tomas – Möller yöntemine ilişkin yalancı dil kodu (pseudocode) aşağıda verilmiştir: IşınÜçgenKesişimi (o, d, vo, v1, v2 ) # e1 = v1 - v2 # e2 = v2 – v0 # p = d x e2 # α = e1 * p # if (α > -ε and α < ε ) return (REJECT, 0, 0, 0 ); # f = 1 / α # s = o - vo # u = f (s * p ) # if (u < 0.0 or u > 1.0 ) return (REJECT, 0, 0, 0 ); # q = s x e1 # v = f (d * q ) # if (v < 0.0 or u + v > 1.0 ) return (REJECT, 0, 0, 0 ); # t = f (e2 * q ) # return (INTERSECT, u, v, t ); === Gölgeler === Bir yüzeye ışığın gelmesini engelleyen başka bir yüzey varsa, ışığın ulaşamadığı yüzey gölgede kalmış olur. Gölge testi için, kesişim noktasından ışık kaynağına yollanan ışınlar ile diğer nesnelerin kesişimleri araştırılır. Eğer kesişim tespit edilirse yüzey gölgelenir. Gölgelemenin gerçekleşmesi için, test için gönderilen ışından elde edilen kesişim noktası ile testi yapılan yüzey arasındaki uzaklığın, yüzeyin ışık kaynağına olan uzaklığından daha küçük olması gerekir. sağ|küçükresim|350px|Biribirini ve yeri yansıtan 3 adet küre === Aynasal Yansıma === Diğer yöntemlerde çok zor tanımlanmasına rağmen, ışın izleme yönteminde yansıyan ve kırılan ışınlar mükemmel şekilde modellenebilir. Böylece son derece gerçekçi görüntüler elde edilebilir. Eğer bir yüzeyin yansıtıcılık özelliği varsa, bu yüzeye çarparak yansıyan ışın diğer bir yüzeye çarptığında, bu yüzeyin rengi yansıtıcılık özelliği bulunan yüzey üzerinde görülür. Elbette bu işlem için de derinliği belirlenmiş özyinelemeli bir algoritma koşulmalıdır. Yansıma değerinin belirlenmesi oldukça kolay bir işlemdir. Gerekli olan bir nokta ve bir doğrultudur. Nokta, ışın ile yansıtıcı yüzeyin kesişim noktasıdır ki artık yeni bir başlangıç noktası olmuştur. Bu noktadan yansıyacak olan ışının doğrultusu, gelen ışının doğrultusuna ve normale bağlıdır. Zira gelen ışın ile normal arasındaki açı, yansıyan ışın ile normal arasındaki açıya eşit olmalıdır. N ilgili yüzeyin normali, I gelen ışının olmak üzere Rref yansıma doğrultusu aşağıdaki gibi hesaplanır : Rref = I – 2 (I * N ) * N (2.14) \---- POV-Ray gibi ışın izleme programları ise simüle edilen bir kamera ile başlarlar ve ışık ışınlarını sahneye yollarlar. Kullanıcı kameranın, ışık kaynaklarının, nesnelerin yerini ve bunların yüzey özelliklerini belirler, eğer isterse sahneye sis, duman, ateş gibi atmosferik etkiler de ekleyebilir. Sonuç görüntüdeki her piksel için bir ya da daha çok ışın kameradan sahneye yöneltilir ve sahnedeki bir nesne ile kesişip kesişmediğine bakılır. Kameradan çıkan bu ışının bir nesneyi kestiği her noktadaki yüzey rengi hesaplanır. Bunun için ışınlar sahnedeki her ışık kaynağına da yönlendirilir ve böylece kaynaklardan gelen ışık miktarı da hesaplanır. Benzer şekilde her yüzey noktasının gölgede kalıp kalmadığı hesaplanır. Yüzeyin şeffaf olup olmamasına göre de ne kadar ışığı geçirdiği ve ne kadar ışık kırılmasına yol açtığı da hesaplanarak nihai renk belirlenir. == İç bağlantılar == * POV-Ray == Dış bağlantılar == * The Ray Tracing News - (İngilizce)- Kısa bir araştırma ve diğer kaynaklara linkler] * (İngilizce bir tez) - Interactive Ray Tracing: The replacement of rasterization? - A thesis about real time ray tracing and it's state in december 2006 * (İngilizce) - Gerçek zamanlı ışın izlemeyi kullanan oyunlar * (İngilizce) - C++ dili ile ışın izleme uygulamaları üzerine bir takım kılavuzlar * Internet Işın izleme yarışması - sabit ve anime kategoriler == Işın izleme yazılımları == * Blender * BRL-CAD * Bryce (software) * Indigo - an unbiased render engine * jawray - A portable raytracer written in C++ * Kray - global illumination renderer * OpenRT - realtime raytracing library * Optis - Straylight and illumination software with full CAD integration (Solidworks and Catia V5) * OSLO - Lens design and optimization software; OSLO-EDU is a free download * PBRT - a Physically Based Raytracer * Pixie * POV-Ray * Radiance * Raster3D * Rayshade * RayTrace - open source C++ software * RealStorm Engine - a realtime raytracing engine * RPS Ray Tace - AccuRender Ray Trace for SketchUp * SSRT - C++ source code for a Monte-carlo pathtracer - written with ease of understanding in mind. * Sunflow - Written in Java (platform independent) * Tachyon * TracePro - Straylight and illumination software with a CAD-like interface * TropLux - Daylighting simulation * Yafray * Zemax - Well Known Commercial Software for Optics design * More ray tracing source code links Kategori:Geometrik optik Kategori:Üç boyutlu bilgisayar grafikleri Kategori:Sanal gerçeklik Kategori:Bilgisayar grafiği algoritmaları
1,560
Bilişsel bilim, zihin ve zekânın işleyişini ele alan, zeki sistemlerin dinamiklerini ve yapılarını araştıran disiplinler arası bir yaklaşımdır. Çok geniş bir alanı kapsamasından ötürü bilişsel bilim alanında çalışan araştırmacıların bilişsel psikoloji, dil bilimi, sinir bilimi, yapay zekâ, antropoloji ve felsefe gibi alanlarda temel bilgilere sahip olması beklenir. Bilişin (geniş anlamda) doğasını, görevlerini ve işlevlerini inceler. Bilişsel bilimciler, sinir sisteminin bilgiyi (information) nasıl temsil ettikleri (represent), işledikleri(process) ve dönüştürdükleri (transform) üzerinde durarak zekayı ve davranışı araştırır. Bilişsel bilimcilerin ilgilendikleri zihinsel fakülteler (mental faculties) dil, algı, hafıza, dikkat, akıl yürütme ve duyguyu içerir. Bu fakülteleri anlamak için bilişsel bilimciler dilbilim, psikoloji, yapay zeka, felsefe, nörobilim ve antropoloji gibi alanlardan yararlanır. Bilişsel bilimin tipik bir analizi öğrenmeden karar vermeye ve mantığa; nöral ağlardan modüler beyin organizasyonuna kadar, pek çok organizasyon seviyesini kapsar. Bilişsel bilimin en temel mefhumlarından biri “düşünme, en iyi şekilde, zihindeki temsili yapılar (representational structures) ve onlar üzerinde gerçekleşen işlemsel (computational) süreçler açısından anlaşılabilir.”dir. Bilişsel bilim insanlarda, hayvanlarda ve makinelerdeki bilişin disiplinlerarası çalışılmasıdır. Psikoloji, bilgisayar bilimi, nörobilim, antropoloji, dilbilim ve felsefenin geleneksel disiplinlerini bir araya getirir. Bilişsel bilimin amacı, zihnin ve öğrenmenin daha iyi anlaşılmasının zeki araçlar geliştirmemize yol açacağı umuduyla zekanın temel prensiplerini anlamaktır. Bilişsel bilim 1950’lerde bilişsel devrim olarak isimlendirilen entelektüel bir hareket olarak başlamıştır. Bilişselci yaklaşımın savunucuları, davranışçı yaklaşımın görüşlerini eleştirirler. Davranışçılığın bilimsel düşünceye hakim olduğu bir dönemde, 1950'lerin sonunda Noam Chomsky'nin dilin doğuştanlığını vurgulaması, zihin ve beyin araştırmalarında önemli bir dönüm noktasıdır. Davranışçılar, dili bir alışkanlık kazanma süreci olarak tanımlarken, Chomsky, dilin biyolojik bir temeli olduğunu, doğuştan gelen bir yetinin, sosyal ortamda süreç içinde edinime dönüştüğünü ileri sürmüştür. == İlkeler == === Analiz Seviyeleri === Bilişsel bilimin temel ilkelerinden biri “zihnin/beynin tam olarak kavranması tek bir seviyenin çalışılması ile mümkün olamaz”dır. Bir telefon numarasını ezberlemek ve daha sonra onu hatırlamak bir misal olabilir. Zihinsel bir süreci anlamak için kullanılabilecek yaklaşımlardan biri doğrudan veya natüralistik gözlem ile davranışı incelemek olabilir. Örneğin, birisine bir telefon numarası sunulur ve bir süre sonra bu kişiden sunulan telefon numarasını hatırlaması istenilebilir; daha sonrasında cevabının doğruluğu ölçülebilir. Bilişsel beceriyi ölçmek için kullanılabilecek bir diğer yaklaşım ise kişinin telefon numarasını hatırlamaya çalışıyorken ateşlenen nöronlarını incelemek olabilir. Bu iki deneyden hiçbiri, kendi başlarına, bir telefon numarasını hatırlama sürecinin nasıl gerçekleştiğini tam olarak açıklayamaz. Beyindeki her bir nöronu anbean eşleştirmek gibi bir teknoloji elimizde olsaydı ve her nöronun ne zaman ateşlendiği bilinebiliyor olsadı dahi nöronların ateşlenmelerinin gözlemlenmiş davranışa nasıl evrildiğini bilmek imkansız olurdu. Dolayısıyla bu iki seviyenin birbiriyle nasıl etkileştiğini anlamak bilişsel bilim için bir zorunluluk. The Embodied Mind: Cognitive Science and Human Experience ‘ta da bahsedildiği üzere “zihnin yeni bilimleri ufuklarını, hem yaşanmış insani tecrübeleri hem de insani tecrübeye içkin dönüşüm ihtimallerini kapsayacak şekilde genişletmelidir.” Varela, F. J., Thompson, E., & Rosch, E. (1991). The embodied mind: cognitive science and human experience. Cambridge, Massachusetts: MIT Press Bu ancak söz konusu sürecin işlevsel bir açıklaması ile sağlanabilir. Spesifik bir fenomeni pek çok seviyeden çalışmak, spesifik bir davranışa yol açan beyindeki süreçleri daha iyi anlamamıza yol açar. Marr Marr, D. (1982). Vision: A Computational Investigation into the Human Representation and Processing of Visual Information. W. H. Freeman. üç seviyeli bir analiz şemasını şöyle betimlemiştir: # İşlemlemesel teori, işlemlemenin amaçlarını belirtir. # Temsil ve algoritmalar, girdi ve çıktıların temsillerini ve birini öbürüne dönüştüren algoritmaları barındırır. # Donanım emplementasyonu, algoritma ve temsillerin nasıl fiziksel olarak gerçekleştirilebilecekleridir. === Disiplinlerarası Doğası === Bilişsel bilim, psikoloji, nörobilim, dilbilim, zihin felsefesi, bilgisayar bilimi, antropoloji ve biyoloji de dahil, pek çok alanın katkılarıyla beraber disiplinlerarası bir alandır. Bilişsel bilimciler kolektif olarak zihni ve onu çevreleyen dünya ile etkileşimini anlama umuduyla çalışır. Alan fiziksel bilimlerle tutarlı bilimsel metodunun yanı sıra simülasyon ve modelleme de kullanır, sıklıkla da modellerin çıktılarını insan bilişi ile kıyaslar. Psikoloji alanına benzer olarak, birleşik bir bilişsel bilim olduğuna dair biraz şüphe vardır ki bu kimi araştırmacıları “bilişsel bilimler” çoğul kelime öbeğini tercih etmeye itmiştir. Kendini bilişsel bilimci olarak görenlerin çoğu, ama hepsi değil, zihne dair işlevselci (functionalist) bir görüşe – zihinsel durumlar (mental states) ve süreçler işlevleriyle açıklanmalıdır görüşü – sahiptir. İşlevselciliğin çoklu gerçekleştirilebilirlik (multiple realizability) görüşüne göre, robotlar ve bilgisayarlar gibi gayrı-insan sistemlerin bile bilişe sahip olduğu söylenebilir. === Bilişsel Terimi === “Bilişsel bilim”deki “bilişsel (cognitive)” terimi “net olarak incelenebilen herhangi bir zihinsel süreç ya da yapı” anlamında kullanılıyor (Lakoff ve Johnson, 1999). Bu kavramsallaştırma oldukça geniştir ve “bilişsel” kelimesinin analitik felsefedeki kullanımıyla karıştırılmamalıdır. Analitik felsefede “bilişsel” yalnızca formel kurallarla ve doğruluk koşullu semantik (truth conditional semantics) ile ilgilidir. Oxford İngilizce Sözlüğü’ndeki “bilişsel” kelimesi için ilk girdi, kabaca, “bilme eylemi ya da sürecine ilişkin” anlamına sahip olduğunu söylüyor. 1586’dan olan bu ilk girdi, Platonik bilgi teorileri tartışmaları bağlamında bu kelimenin kullanıldığını gösteriyor. == Kapsamı == Bilişsel bilim bilişe dair geniş bir yelpazedeki konuları kapsıyor. Fakat, bilişsel bilimin, zihnin doğası ve süreçleriyle ilgili olabilecek her şeyle eşit düzeyde ilgilenmediğini ayrımsamak gerekir. Filozoflar arasında, klasik kognitivistler (classical cognitivists) sosyal ve kültürel faktörleri, duyguyu, bilinci, hayvan bilişini, karşılaştırmalı ve evrimsel psikoloji çalışmalarını nispeten önemsiz görürler. Ancak davranışçılığın yavaş yavaş popülerliğini yitirmesiyle beraber, duygulanım (affect) ve duygular (emotions) gibi içsel durumları da, farkındalık ve örtük dikkat (covert attention) gibi konular kadar çalışmak mümkün olmuştur. Örneğin, durumsal ve bedenleşmiş biliş (situated and embodied cognition) teorileri çevrenin etkilerini ve bedenin bilişteki rolünü de dikkate alır.Bilgi işleme (information processing) süreçleri üzerinde durulmaya başlanmasıyla beraber, psikolojinin en temel öğesi gözlemlenebilen davranıştan ziyade modelleme veya zihinsel durumlara dair alınan kayıtlar oldu. === Yapay Zeka === Yapay zeka (YZ) makinelerdeki bilişsel olguları inceler. YZ’nin pratik amaçlarından bir tanesi insan zekasının çeşitli yönlerini bilgisayarlarla gerçekleştirebilmektir. Bilgisayarlar, bilişsel olguların araştırılmasında sıklıkla kullanılan araçlardır. İşlemsel modelleme insan zekasının nasıl yapılandığını araştırmak için simülasyonları kullanır.Sun, Ron (ed.) (2008). The Cambridge Handbook of Computational Psychology. Cambridge University Press, New York. (Bkz. İşlemsel modelleme) Zihnin, küçük fakat tek başlarına işlevsiz yapıtaşlarının (mesela, nöronlar vb.) devasa bir ürünü olarak mı, yoksa semboller, yapılar, şemalar, planlar ve kurallar gibi daha yüksek seviye yapıların açısından mı daha iyi anlaşılabileceğine dair yapay zeka alanında bir tartışma olagelmiştir. Bahsettiğimiz ilk görüş, zihni araştırmak için bağlantıcılığı (connectionism) kullanırken, ikinci görüş ise sembolik işlemlemeler (symbolic computations) üzerinde durur. Konuya dair bir bakış açısı da, insan beynini tam olarak simüle etmenin, nöronları simüle etmeksizin mümkün olup olmadığıdır. === Dikkat === Dikkat, önemli bilginin (information) diğerleri arasından seçilmesidir. İnsan zihni milyonlarca uyaranın bombardımanı altındadır ve bu bombardıman arasından hangi bilgileri (information) işleyeceğine (process) karar vermesini sağlayan bir mekanizma olmalıdır. Dikkat, kimi zaman bir spot lambası gibi görülebilir, yani bir kimse spot lambasını ancak belirli bir bilgi kümesi üzerine tutabilir. Bu metaforu destekleyen deneylerden bazıları dikotik dinleme (Cherry, 1957) ve istemdışı körlük (Mack ve Rock, 1998) çalışmalarıdır. Çift kulaklı dinlemede, katılımcılar her biri bir kulağa olmak üzere iki farklı mesajın “bombardımanına” tutulur ve mesajlardan yalnızca birine dikkat kesilmeleri istenir. Deneyin sonunda dikkat kesilmedikleri mesajın içeriğine dair bilgi vermeleri istendiğinde katılımcılar bunu yapamazlar. === Problem Çözme === “Problem çözme” bir noktadan bir başka noktaya ulaşmanın hedef olduğu ve bunu yapmanın optimumum yolunun seçilmesi gerektiği durumları ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Günlük ve pratik süreçlerle ilgili olabilir, örneğin aritmetik, satranç oynamak veya bir seyahati planlamak gibi. Önceleri, yapay zeka çalışmalarının en çok odaklandıkları noktalardan biri makinelere problem çözme becerisi kazandırabilmekti. Bir başlangıç ve bir de hedef durum belirtilir. Makine için görev, hedefe giden yolu bulmaktır. Burada temelde iki yaklaşım vardır: Birincisinde program tüm farklı yolları deneyerek hedefe giden yolu bulmaya çalışır. Buna kaba kuvvet metodu denir (Brute Force Method). Bununla beraber NP-tam sorunlarda olası yolların sayısı o kadar yüksektir ki, bu yaklaşımın sınırlarına erişilir. Çünkü tüm yolları denemek ve sonuca ulaşıp ulaşmadığını görmek makinenin hesaplama kapasitesini aşar. Bu tarz durumlarda A* arama algoritması gibi höristik tarama kullanan algoritmalar gereklidir. Höristik tarama, denemeksizin en olası yolları taramak için bir yöntemdir. Böylece “denenmesi gereken” olası yolların sayısı makinenin hesaplama kapasitesi içinde tutulur. Höristik kullanarak çalışan ilk program Allen Newell ve Herbet A. Simon tarafından geliştirilen Genel Problem Çözücü’dür (General Problem Solver). GPS, Hanoi Kuleleri oyununu çözmeyi başarmış bir algoritmadır. Bu oyunda farklı boyutlarda üç disk ve bu disklerin takılı olduğu üç “kule” vardır. Oyunun en başında tüm bu diskler sol taraftaki kulededir ve oyun tüm diskler boyutlarına göre ve başka belli bir hedef kulede sıralandığında biter. Hanoi Kuleleri gibi oyunları çözmek yapay zekanın erken dönemlerinde popüler bir işti. Bunun neden burada yalnızca sınırlı sayıda eylemin mümkün olması ve öngörülemeyen olayların yaşanmamasıdır. Bu tarz kısıtlı bir çalışma sahası, bilişsel stratejilerin deneysel olarak da test edilebilmesini kolaylaştırdı. Bugünse çalışmalar bir restorana gidip sipariş vermek gibi karmaşık ve çeşitli açılardan öngörülemez süreçlerin gerçekleştirilmesine odaklanıyor. === Bilişsel Mimariler === Bir bilişsel mimarinin amacı, bilişsel psikolojinin çeşitli alanlarından toplanan verileri bir bilgisayar modelinde bir araya getirmektir. Bunun için toplanan veriler bir bilgisayar modeline temel sağlayacak şekilde formalize edilmelidir. Oldukça ünlü üç bilişsel mimari ACT-R, SOAR ve EPIC’tir. Ayrıca bkz. Nöroinformatik === Bilgi ve Dil İşleme === Bir dili öğrenmek ve anlamak aşırı derecede karmaşık bir süreçtir. Dil yaşamın ilk birkaç senesi içinde edinilir ve normal şartlarda tüm insanlar dili en iyi şekilde edinebilirler. Teorik dilbilimin majör temellerinden bir tanesi, dilin bu şekilde edinilebilmesi için soyut bir yapıya sahip olması gerekliliğinin keşfidir. Beynin dili nasıl işlediği sorusuna dair yapılan çalışmalardaki temel bazı araştırma soruları: (1) Dilsel bilginin (knowledge) ne kadarı doğuştan gelir, ne kadarı öğrenilir? (2) Neden yetişkinlerin ikinci bir dil edinmesi çocukların ana dillerini edinmelerinden daha zordur? (3) İnsanlar hiç görüp duymadıkları cümlelerle karşılaştıklarında bunları nasıl anlayabiliyorlar? Bilişsel bilimdeki dil işleme çalışmaları dilbilim alanını yakından ilgilendirmektedir. Dilbilim, geleneksel olarak, tarih, sanat ve edebiyatı da içerecek şekilde beşeri bilimlerin bir alt dalı olarak çalışılıyordu. Ancak Son 50-60 yıl içerisinde araştırmacılar dili, dil bilgisinin (knowledge) nasıl edinildiği, nasıl kullanıldığı ve tam olarak nelerden müteşekkil olduğu gibi soruları merkeze alarak bilişsel bir fenomen olarak inceliyorlar. Dilbilimciler, insanların oldukça karmaşık sistemler vasıtasıyla cümleler üretseler de, kendi konuşmalarını yönlendiren bu kuralların büyük oranda farkında olmadıklarını buldular. Dolayısıyla dilbilimciler, eğer böylesi kurallar gerçekten varsa, bu kuralların neler olduklarına dair dolaylı metotlar benimsemek zorunda kaldılar. Her halükarda, eğer konuşma kurallar tarafından yönlendiriliyorsa, bu kurallar bilinçli bir değerlendirmeye kapalılar. === Öğrenme ve Gelişim === Öğrenme ve gelişim, bilgiyi (knowledge and information) zamanla edindiğimiz süreçlerdir. Bebekler ya çok az bilgiyle ya da bilgisiz doğarlar (bilginin nasıl tanımlandığına bağlı olarak değişebilir), ancak yine de hızlıca dili kullanma, yürüme, insanları ve objeleri tanıma gibi beceriler edinirler. Öğrenme ve gelişim alanındaki araştırmalar bu süreçlerin nasıl gerçekleştiğini açıklamayı hedefler. Bilişsel gelişim alanındaki majör sorulardan biri, becerilerin ne kadarının doğuştan olduğu ya da ne kadarının öğrenildiği sorusudur. Bu soru sıklıkla “doğa ve çevre tartışması” ismiyle adlandırılır. Nativist (doğuştancı) görüş, bir organizmanın belirli özelliklerinin doğuştan olduğunu ve genetik aktarımı dolayısıyla belirlendiğini vurgular. Emprist görüş isebelirli becerilerin çevreden öğrenildiğini belirtir. Her ne kadar bir çocuğun normal olarak gelişmesi için hem genetik hem de çevresel girdiler gerekse de, genetik bilginin bilişsel gelişime nasıl yol açtığına dair ciddi tartışmalar vardır. Dil edinimi alanında, örneğin, kimileri (örneğin Steven Pinker) evrensel gramer kurallarını içeren bilginin genetikte bulunması gerektiğini savunmuşken, diğerleri (mesela Jeffrey Elman ve Rethinking Innateness’taki meslektaşları) Pinker’ın iddialarının biyolojik olarak gerçekçi olmadığını iddia etmişlerdir ve genlerin, bir öğrenme sisteminin mimarisini belirleyebileceğini ama gramerin nasıl çalıştığına dair spesifik “gerçeklerin (facts)” ancak tecrübe ile öğrenilebileceğini savundular. === Hafıza === Hafıza, daha sonradan “çağırıp” kullanabilmemiz için bilgi depolamamızı sağlar. Hafızanın genelde uzun süreli (long-term) ve kısa süreli (short-term) olmak üzere iki öğeden oluştuğu düşünülür. Uzun süreli hafıza, bizim esnek zaman zarflarında (günler, haftalar, yıllar) bilgi depolayabilmemizi sağlar. Henüz uzun süreli hafızanın sınırlarını tam olarak bilmiyoruz. Kısa süreli hafıza ise kısa vadeli durumlarda (saniyeler veya dakikalar) bilgi depolamamızı sağlar. Ayrıca hafıza, sıklıkla bildirimsel (declarative) ve prosedürel (procedural) şeklinde de kategorize edilmiştir. Bildirimsel hafıza, (semantik (semantic) ve epizodik (episodic) hafıza alt kümelerine sahiptir) gerçekler ve spesifik bilgiler, spesifik anlamlar ve spesifik anıların depolandığı hafıza sistemidir (örneğin, “Elmalar yiyecek midir?” veya “Dört gün önce kahvaltıda ne yedim?”) Prosedürel hafıza ise bisiklet sürmek veya yüzmek gibi eylemlerimizi ve motor süreçlerimizi hatırlamamızı sağlar ve genellikle örtük bilgi veya örtük hafıza olarak da anılır. Bilişsel bilimciler hafızayı psikologların inceledikleri gibi inceleseler de odakları hafızanın bilişsel süreçlerle ilgisi üzerindedir. Bunun bir örneği, uzun süredir kullanılmamış, unutulmuş bir anıyı hatırlamak için ne gibi mental süreçlerin gerektiği veya bilişsel bir süreç olan tanıma (recognition) ile çağırma (recall) arasında ne gibi farklar olduğu olabilir. Algı ve eylem Algı (perception), duyular (sense) aracılığı ile bir bilgiyi edinme ve o bilgiyi bir şekilde işleme (process) becerisidir. Görme ve duyma çevremizi algılamamızı mümkün kılan iki baskın duyudur. Görsel algı alanındaki bazı çalışmalar: (1) Nesneleri nasıl tanıyabiliyoruz? (2) Herhangi bir birim zamanda çevrenin yalnızca bir kısmını görsek de onu nasıl süreğen (continuous) olarak algılayabiliyoruz? gibi soruları içerebilir örneğin. Görsel algıyı çalışmak için gerekli bir yol, insanların optik ilüzyonları nasıl işlediğine bakmaktır. Bir Necker kübü bistabilalgıya örnektir (percept), yani küp iki farklı yönden “algılanabilir”. Dokunsal, kokusal ve tatsal uyaranlar da algının alanındadır. Eylem (action) ise bir sistemin çıktısına göndermede bulunur. Eylem insanlarda motor tepkiler aracılığı ile sağlanır. Uzamsal planlama ve hareket, konuşma üretimi ve karmaşık motor hareketler eylemin (action) uzantılarıdır. === Bilinç === Bilinç bir şeyin dışsal bir nesne mi yoksa kişinin kendisinden mi kaynaklandığının farkında olmaktır. Bilinç zihnin bir benlik hissine sahip olmasını veya bunu tecrübe edebilmesini sağlar. == Araştırma Metotları == Bilişsel bilimde pek çok farklı metodoloji kullanılagelmiştir. Bilişsel bilim oldukça interdisipliner olduğundan bu alandaki araştırmalar sıklıkla psikoloji, nörobilim, bilgisayar bilimi ve sistemler teorisinden araştırma metotlarını bir araya getirir. === Davranışsal Deneyler === Zeki bir davranışı neyin oluşturduğunu bilmek için davranışın kendisini incelemek zorundayız. Bu tür bir araştırma sahası bilişsel psikoloji ve psikofizik ile yakından ilişkilidir. Farklı uyaranlara verilen davraışlar tepkileri ölçerek o uyaranların nasıl işlendiğine dair bilgi edinebiliriz. Lewandowski ve Strohmetz (2009), davranışlar izler (behavioral traces), davranışsal gözlemler (behavioral observtions) ve davranışsal seçim (behavioral choice) dahil olmak üzere psikolojideki inovatif davranışsal ölçümlerin bir incelemesini yaptılar. Davranışsal izler, davranışın nasıl oluştuğuna dair bir parça delil olsa da davranışı gerçekleştiren özneye dair herhangi bir şey söylemezler. Davranışsal gözlemler ise öznenin davranışı gerçekleştirmesinin doğrudan gözlemlenmesidir. Bunu yanı sıra, davranışsal seçimler bir kimse iki ya da daha fazla seçenek arasından seçim yaptığı durumları kapsar. * Tepki süresi. Bir uyaranın sunulmasıyla ona karşı verilen bir tepkinin arasındaki süre, iki bilişsel süreç arasındaki farklara ve o süreçlerin doğasına dair bize bilgi sağlayabilir. Örneğin, eğer ki bir “arama görevinde” (search task) tepki süreleri öğelerin sayısına oranlı şekilde artıyorsa, bu bilişsel arama sürecinde dizisel (serial) değil paralel /(parallel) işlemenin söz konusu olduğu aşikardır. * Psikofiziksel tepkiler. Psikofiziksel deneyler, bilişsel psikoloji tarafından kullanılan eski bir psikolojik tekniktir. Genellikle fiziksel bir niteliğe dair, örneğin bir sesin gürültüsü, yargıda bulunmayı kapsar, Bireyler arasında öznel değerlendirmelerdeki (subjective scales) olası bir korelasyon, fiziksel ölçümlere kıyasla bilişsel veya duyusal eğilimleri (bias) gösterebilir. Örneğin bir rengin, tonun veya dokunun aynılığına dair yargılar veya renk, ton ya da dokuda eşik farklılıkları vs. * Göz İzleme. Bu metot pek çok bilişsel süreci incelemek için kullanılmışsa da en çok görsel algı ve dil işleme araştırmalarında ön plandadır. Gözlerin fiksasyon (sabitlenme) noktası dikkatin odağı ile ilişkilidir. Dolayısıyla, göz hareketlerini izleyerek, hangi bilgi (information) kümesinin işlendiğini inceleyebiliriz. Göz izleme oldukça kısa zaman aralıklarındaki bilişsel süreçleri incelememizi mümkün kılar. Göz hareketleri bir görev sırasındaki süreçiçi (online) karar verme adımlarını yansıtır ve bu kararların nasıl işlendiğine dair bize içgörü sağlar. === Beyin Görüntüleme === Beyin görüntüleme, beyin, çeşitli işlemler (task) gerçekleştiriyorken analiz edilmesidir. Bu bir davranış ile beyin fonksiyonunu birbiriyle ilişkilendirmemizi ve bilginin nasıl işlendiğini anlamamıza yardımcı olur. Farklı tür görüntüleme teknikleri zamansal (time- based) veya uzamsal (location-based) çözünürlükleri açısından çeşitlilik gösterirler. Betin görünüleme bilişsel nörobilimde sıklıkla kullanılır. * Tek foton emisyon bilgisayarlı tomografi ve pozitron emisyon tomografi. TFEBT ve PET’de, katılımcının kanına enjekte edilen ve beyine ulaşan radyoaktif izotoplar kullanılır. Radyoaktif izotopların beyinde hangi bölgelerde konumlandığından, hangi bölgelerin daha aktif olduğu anlaşılabilir.. PET fMRI’a oldukça yakın uzamsal çözünürlülüğe sahip olsa da oldukça kötü bir zamansal çözünürlüğü vardır. * Elektroensefalografi. EEG, katılımcıların kafasına takılan bir kepe, bir grup elektrot yerleştirerek beyindeki nöron gruplarının oluşturduğu elektrik alanlarını ölçmeye yarar Bu tekniğin çok iyi bir zamansal çözünürlüğü olsa da, uzamsal çözünürlüğü oldukça kısıtlıdır. * Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme. fMRI kandaki oksijen miktarını ölçerek, beynin farlı alanlarındaki oksijen miktarından hangi bölgelere daha fazla kan akışı olduğunu, dolayısıyla hangi bölgelerin daha fazla aktif olduğunu ölçmemizi sağlar.Bu şekilde farklı işlevlerin beyinde hangi alanlarda gerçekleştirildiğini belirleyebilme imkanımız olur. fMRI’ın uzamsal ve zamansal çözünülürlükleri orta düzeydedir. * Optik görüntüleme. Bu teknik kızılötesi transmiterleri ve alıcıları kullanarak beynin farklı bölgelerindeki kan tarafından yansıtılan ışık miktarını ölçer. Oksijenlenmiş ve oksijensiz kan, ışığı farklı miktarlarda yansıttığından, hangi bölgelerin daha aktif olduğunu inceleyebiliriz, ki bunlar daha fazla oksijenlenmiş kana sahip olan bölgeler demek oluyor. Optik görüntüleme orta seviyede bir zamansal çözünürlüğe ve zayıf uzamsal çözünürlüğe sahip olup, aynı zamanda oldukça güvenli olduğu için bebekler ile yapılan çalışmalarda da kullanılabilme avantajına sahiptir. * Manyetoensefalografi. MEG kortikal aktivite dolayısıyla açığa çıkan manyetik alanları ölçer. EEG’ye benzer olsa da, EEG’den daha fazla uzamsal çözünürlüğe sahiptir, çünkü yaptığı ölçümler EEG’de olduğu gibi kep tarafından filtrelenmemiş, buğulu hale getirilmemiştir. MEG ufak manyetik alanları tespit edebilmek için SQUID sensörleri kullanır. === İşlemsel Modelleme === İşlemsel modeller bir problemin matematiksel ve mantıksal olarak formalize edilmiş olmasını gerektirir. Bilgisayar modelleri zekanın farklı, genel ve spesifik niteliklerinin deneysel olarak doğrulanmasında ve simülasyonlarda kullanılır. İşlemsel modelleme spesifik bir bilişsel olgunun işlevsel organizasyonunu anlamamıza yardımcı olabilir. Bilişsel modellemeye yaklaşımlar aşağıdaki gibi kategorize edilebilir: (1) sembolik, zeki bir zihnin soyut zihinsel işlevlerinin semboller aracılığı ile ele alınması; (2) subsembolik, insan beyninin nöral ve ilişkisel nitelikleri açısından; ve (3) sembolik ve subsembolik kesişimindeki yaklaşımlar. * Sembolik modelleme bilgisayar bilimindeki bilgi-tabanlı sistemleri (knowledge-based systems) kullanan paradigmalardan türemiştir, örneğin Eski Moda Yapay Zeka (Good Old- Fashioned Artificial Intelligence). İlk bilişsel bilim araştırmacıları tarafından geliştirilip daha sonraları da bilgi mühendisliği (information engineering) alanında, uzman sistemler (expert systems) için kullanılmışlardır. 90’ların başından beri sistemik alanında insan benzeri zeka modellerinin incelenmesinde kullanılmış ve buna paralel olarak SOAR çevrelerinin geliştirilmesinde kullanılmıştır. Daha güncel olarak, özellikle de bilişsel karar alımı bağlamında, sembolik bilişsel modelleme sosyo-bilişsel yaklaşımlarla genişletilmiştir. * Subsembolik modelleme bağlantıcı (connectionist) / nöral ağ modellerini içerir. Bağlantıcılık zihnin/beynin basit nodlardan oluştuğunu ve onun problem çözme kapasitesinin de bu nodlar arasındaki bağlantılar ve ilişkilerden türediği fikri üzerine kuruludur. Nöral ağlar bu yaklaşımın en bariz uygulamasıdır. Bu yaklaşımı eleştiren bazıları, bu modellerin sistemin nasıl çalıştığının bir representasyonu olması açısından biyolojik tutarlılığa sahip olduklarını ama açıklayıcılıklarının olmadığını dile getirirler. Çünkü onlara göre, basit bağlantı kurallarına sahip bir sistemden bile türeyen yüksek seviye kompleksite o bağlantıları, bağlantı düzleminde yorumlanamaz kılar, aslolan, bu bağlantıların kendilerinden ziyade onların yol açtığı daha yüksek seviye temsillerdir. * Popüleritesi artmakta olan diğer yaklaşımlar ise (1) dinamik sistemler teorisi, (2) sembolik modelleri bağlantıcı modellere eşleme (nöral-sembolik entegrasyon veya hibrid zeki sistemler) ve (3) Bayesyen modellerdir. === Nörobiyolojik Metotlar === Doğrudan olarak nörobilimden veya nöropsikolojiden alınmış metotlar zekanın kimi yanlarını inceliyorken oldukça faydalı olabilirler. Bu metotlar zeki davranışın fiziksel sistemlerde nasıl “gerçekleştirildiğini” anlamamızı sağlar. * Tek üniteli kayıt * Doğrudan beyin uyarımı * Hayvan modelleri * Postmortem çalışmaları == Tarihi == Bilişsel bilim 1950’lerde bilişsel devrim olarak anılan entelektüel bir hareket olarak ortaya çıktı. Bilişsel bilim antik felsefe metinlerine değin izi sürülebilecek bir arkaplana sahiptir (bkz. Platon’un Meno’su ve Aristoteles’in De Anima’sı); ki Descares, David Hume, Immanuel Kant, Benedict de Spinoza, Nicholas Malebransche, Pierre Cabanis, Leibniz ve John Locke gibi isimleri de kapsar. Fakat, her ne kadar bu erken dönem yazarlar zihnin felsefi olarak keşfine çokça katkı sağlamış ve bu çalışmalar nihayetinde psikolojinin gelişimine yol açmışsa da, bilişsel bilimcilerinkinden çok daha farklı bir araç ve temel kavram seti ile çalışıyorlardı. Modern bilişsel bilim kültürü, Warren McCulloch ve Walter Pitts gibi zihnin organizasyon prensiplerini anlamaya çalışan 1930’lardaki ve 1940’lardaki sibernetisistlere değin götürülebilir. McCulloch ve Pitts biyolojik nöral ağların yapısından esinlenilerek oluşturulmuş işlemleme modelleri olan şimdiki yapay nöral ağların ilk türünü geliştirmişlerdir. 1940’lar ve 1950’lerde işlemleme teorisinin (theory of computation) ve dijital bilgisayarların ortaya çıkması da oldukça önemli bir öncüldü. Kurt Gödel, Alonzo Church, Alan Turing ve John von Neumann bu gelişmelerde etkindiler. Modern bilgisayar, ya da Von Neumann makinesi, hem zihne dair bir metafor olarak hem de bir inceleme aracı olarak, bilişsel bilimde merkezi bir rol oynayacaktı. Bilişsel bilim deneyleri akademik bir enstitüde ilk kez MIT Sloan İşletme Okulu’nda, psikoloji departmanında çalışan ve insan bilişini inceliyorken bilgisayar belleği modellerini kullanarak deneyler yapan J. C. R. Licklider önderliğinde gerçekleşmiştir.Hafner, K.; Lyon, M. (1996). Where wizards stay up late: The origins of the Internet. New York: Simon & Schuster. p. 32. 1956 yılında MIT’de, Allen Newell, Herbert. A. Simon ve Marvin Minsky gibi yapay zekanın önderlerinin ve dilbilimci Noam Chomsky’nin katıldığı Symposium on Information Theory gerçekleşti. Chomsky davranışçılığa dair eleştirisini ve daha sonradan oldukça etkili olacak olan Dönüşümsel Gramer’ini (Transformational Grammar) sundu. Newell ve Simon ise ilk yapay zeka çalışmalarından sayılan Logic Theorist’i sundular. 1959 yılında, Noam Chomsky B. F. Skinner’ın Sözel Davranış (Verbal Behavior) kitabına dair çok sert bir inceleme yayınlandı. O dönemde, Skinner’ın davranışçı paradigması Amerika’daki psikoloji alanını domine etmişti. Çoğu psikolog, içsel temsiller hakkında hipotezler ortaya atmadan, uyaran ve tepki arasındaki işlevsel ilişkilere odaklanmıştı. Chomsky dili açıklayabilmek için, sadece içsel temsiller ileri sürmeyen ama aynı zamanda bu temsillerin altında yatan düzeni de izah eden üretici gramer gibi bir teoriye ihtiyacımız olduğunu iddia etti. Bilişsel bilim terimi, 1973 yılında, yapay zeka araştırmalarının o dönemki durumunu ele alan Lighhill raporuna yazdığı eleştirisinde Christopher Longuet-Higgins tarafından ilk kez kullanılmıştı.Longuet-Higgins, H. C. (1973). "Comments on the Lighthill Report and the Sutherland Reply". Artificial Intelligence: a paper symposium. Science Research Council. syf. 35–37. Aynı dönemde, Cognitive Science dergisi ve Cognitive Science Society kuruldu. Cognitive Science Society’nin kuruluş toplantısı Kaliforniya Üniversitesi, San Diego’da, 1979 yılında yapıldı. Bu toplantı bilişsel bilimin uluslarası olarak görünür bir girişim olmasını sağladı. Yöneticiliğini Neil Stillings’in yaptığı Hampshire Koleji bilişsel bilim alanındaki ilk lisans düzeyinde eğitim programını 1972’de başlattı. 1982 yılında Profesör Stillings’in de desteği ile Vassar Koleji, bilişsel bilimde lisans diploması veren ilk enstitü oldu. 1986’da dünyanın ilk Bilişsel Bilim Departmanı Kaliforniya Üniversitesi, San Diego’da kuruldu. 1970’lerde ve 1980’lerin ilk yıllarında, bilgisayarlara erişim arttıkça yapay zeka araştırmaları çoğaldı. Marvin Minsky gibi araştırmacılar, insanların, örneğin karar alma ve problem çözme gibi süreçlerdeki adımlarını formel olarak betimlemek amacıyla, LISP gibi programlama dillerinde bilgisayar programları yazıyordu. Bu çalışmalarla insan düşünüşünü daha iyi anlamayı ve yapay zekayı yaratmayı amaçlıyorlardı. Bu yaklaşım “sembolik yapay zeka” olarak bilinir. Nihayetinde sembolik yapay zeka yaklaşımın limitleri göründü. Örneğin, sembolik bilgisayarlar tarafından kullanılabilecek şekilde, insan bilgi birikiminin tümünü listelemek gerçek dışı görünür oldu. 80’lerin sonların ve 90’larda nöral ağlar ve bağlantıcılık bir araştırma paradigması olarak yükseldi. Sıklıkla James McClelland ve David Rumelhard’a atfedilen bu bakış açısı ile beraber zihin bir karmaşık ilişkiler kümesi olarak ele alınan ve birden çok katmana sahip bir ağ olarak betimlendi. Bunu eleştirenler sembolik modeller ile daha iyi açıklanan bazı olgular olduğunu ve bağlantıcı modellerin açıklayıcılık güçlerinin az olmasına yol açacak kadar karmaşık olduklarını iddia ettiler. Daha güncel çalışmalarda sembolik ve bağlantıcı modeller bir araya getirildi ve bu birleşim, iki tür açıklama yaklaşımının da avantajını kullanabilmeyi sağladı.d'Avila Garcez, Artur S.; Lamb, Luis C.; Gabbay, Dov M. (2008). Neural-Symbolic Cognitive Reasoning. Cognitive Technologies. Springer.Sun, Ron; Bookman, Larry, eds. (1994). Computational Architectures Integrating Neural and Symbolic Processes. Needham, MA: Kluwer Academic. Hem bağlantıcılık hem de sembolik yaklaşımlar farklı hipotezleri test etmede ve bilişin farklı yanlarını anlama konusunda kullanışlı yaklaşımlar olsalar da, hiçbiri biyolojik açıdan gerçekçi olmadığından ikisi de nörobilimsel tutarlılık açısından yetersiz bulunmaktadır.Wilson, Elizabeth A. (4 Şubat 2016). Neural Geographies: Feminism and the Microstructure of Cognition. Routledge.Tieszen, Richard (2011). "Analytic and Continental Philosophy, Science, and Global Philosophy". Comparative Philosophy. 2 (2): 4–22.Browne, A. (1997). Neural Network Perspectives on Cognition and Adaptive Robotics. CRC Press. ISBN 0-7503-0455-3.Pfeifer, R.; Schreter, Z.; Fogelman- Soulié, F.; Steels, L. (1989). Connectionism in Perspective. Elsevier. ISBN 0-444-59876-6. Bağlantıcılık, bilişin gelişim süreci boyunca nasıl oluştuğunu ve beyinle olan ilişkisini işlemsel olarak inceleme bağlamında çok faydalı olmuştur ve sıkı sıkıya alana spesifik (domain specific) ve alandan bağımsız (domain general) ayrımları yapan yaklaşımlara alternatif sağlamıştır. Örneğin, Jeff Elman, Liz Bates ve Annette Karmiloff-Smith gibi bilim insanları beyindeki ağların, bu ağlarla çevresel girdi arasındaki dinamik etkileşimden ortaya çıktığını ileri sürmüşlerdir. === Güncel Gelişmeler === Zihnin/beynin veya “zihnin entegre edildiği” herhangi bir fiziksel sistemin fiziksel özelliklerinden bağımsız, bir kurallar, temsiller dizisi, bir algoritma, soyut bir bilgi işlem süreci olarak ele alınabileceğini iddia eden bilgisyar metaforu geçtiğimiz yıllarda çok ciddi eleştirilere maruz kaldı. Bu eleştirilerin temelinde iki büyük perspektif yatıyor: Birincisi, bilişsel nörobilmin gelişmesiyle beraber nörobilimsel süreçleri de inceleyebiliyor olmamız ve beynin bu süreçlere dahlini eskisine nazaran çok daha net görebiliyor olmamız, onu görmezden gelerek yalnızca soyut süreçlere odaklanabilmeyi güçleştirmiştir. Bunun yanı sıra yapay nöral ağlar ve nöron gruplarının faaliyetlerini simüle etmek için kullanılan diğer yöntemler “donanım ve yazılım” gibi bir ayrıma gitmenin hakkaniyetine gölge düşürmüştür. Bunun yanı sıra bilişsel bilimde çeşitli alternatif paradigmalar da doğmaya başlamıştır, örneğin dinamikçilik (dynamical systems) ve bedensel (embodied) ve durumsal (situated) bilişsel bilim. Dinamikçiliğe göre, bilişsel davranış her zaman zamansal bir bağlamda vuku bulduğundan ve zamansal koordinasyon gerektirdiğinden, dinamik sistemler teorisi uygun bir model sağlayabilir. Dinamikçilik bilgisayar metaforunda ihmal edilen zamansal düzenliliklerin esas olduğunu iddia eder. Ayrıca, bu yaklaşım içsel temsillerin ve sembollerin bilişsel bilimin merkezinde bulunmasına şüpheyle yaklaşır, çünkü bu kavramlar dinamik bir açıklamanın parçası değildirler. Bunun yanı sıra, bedensel (embodied) ve durumsal (situated) bilişsel bilim bilişin spesifik bir bedene (embodied) ve spesifik bir çevreye (situated) referans verilmeksizin anlaşılamayacağını varsayar. Bu bilişin soyut sembolik temsillerin dünyasında gerçekleşen, duyusal, motor ve zamansal etmenlerden azade bir süreç olduğu iddiasından şüphe duyulmasını yol açar. Bu görüşün en ünlü savunucuları Alva Noe, Susan Hurley, Evan Thompson, Francisco Varela ve Kevin O’Regan’dır. Bedensel ve durumsal bilişsel bilim bağlamında, Maurice Merleau-Ponty’nin ve Edmund Husserl’in fenomonolojisi ile klasik analitik zihin felsefesi arasında bir bağlantı sıklıkla aranır. Sunulan bu farklı akımlar (bağlantıcılık, dinamikçilik, durumsallık ve bedensellik), talepleri ve varsayımları benzer olduğu için sıklıkla Yeni Yapay Zeka tabiri altında anılır ve özetlenirler. Fakat bunların birbirleri ile uyumlu oldukları söylenemez çünkü öncülleri, sonuçları ve uygulamaları gibi pek çok açıdan birbirleri ile çelişirler. Zihni bilgisayar ile özdeşleştiren metaforlara yöneltilen eleştiriler genel olarak bilişsel bilimin sorgulanmasına yol açmıştır. Fakat bu eleştiriler zaman içinde yumuşamıştır. == Bazı Önemli Araştırmacılar == Konu ile ilgili bazı önemli bilim adamları: * Alan Turing * Antonio Damasio * Daniel Dennett * Daniel Kahneman * David Chalmers * David Rumelhart * Douglas Hofstadter * George A. Miller * George Lakoff * Gerald Edelman * Herbert Simon * James McClelland * Jeffrey Elman * Jerry Fodor * John Searle * Karl Pribram * Leon Festinger * Marvin Minsky * Noam Chomsky * Seymour Papert * Steven Pinker == Dış bağlantılar == * Orta Doğu Teknik Üniversitesi Enformatik Enstitüsü Bilişsel Bilimler Programı * Boğaziçi Üniversitesi Bilişsel Bilim Yüksek Lisans Programı * Bilişsel Bilim derneği (Cognitive Science Society) * Stanford Felsefe Ansiklopedisi-Bilişsel Bilim maddesi * Bilişsel Bilim: İnsan Zihnine Yolculuk * Dil Bilimi Sitesi-Bilişsel Bilim * Books Google'da Bilişsel Bilim Kitapları * 21. Yüzyıla Girerken Felsefe ve Bilişsel Bilim-Zekiye Kutlusoy * Dilbilgisi, Bilişim ve Bilişsel Bilim-Cem Bozşahin-Deniz Zeyrek == Kaynakça == * Kategori:Disiplinlerarası bilimler Kategori:Psikoloji dalları
1,622
Scala, hem nesne yönelimli programlamayı hem de fonksiyonel programlamayı destekleyen, statik olarak yazılmış güçlü bir genel amaçlı programlama dilidir. Kısa ve öz olacak şekilde tasarlanan Scala'nın tasarım kararlarının çoğu Java eleştirilerini ele almayı amaçlıyor. Scala kaynak kodu Java bayt koduna derlenebilir ve bir Java sanal makinesinde (JVM) çalıştırılabilir. Scala ayrıca bir tarayıcıda veya doğrudan yerel bir yürütülebilir dosyada çalıştırılmak üzere JavaScript'e derlenebilir. JVM'de Scala, her iki dilde yazılmış kitaplıklara doğrudan Scala veya Java üzerinden ulaşılabilmesi için Java ile birlikte çalışabilirliği sağlar. Java gibi, Scala da nesne yönelimlidir ve C diline benzeyen küme ayracı olarak adlandırılan bir sözdizimi kullanır. Scala 3'ten beri, blokları yapılandırmak için girinti kullanma seçeneği de vardır ve kullanılması tavsiye edilir. Martin Odersky, bunun Scala 3'te sunulan en verimli değişiklik olduğunu söyledi. Java'dan farklı olarak Scala, körleme, değişmezlik, tembel değerlendirme ve kalıp eşleştirme dahil olmak üzere fonksiyonel programlama dillerinin (Scheme, Standard ML ve Haskell gibi) birçok özelliğine sahiptir. Ayrıca cebirsel veri türlerini, kovaryans ve kontravaryansı, higher-order types (ancak higher-rank types değil), anonim türleri, operatör aşırı yüklemesini, isteğe bağlı parametreleri, adlandırılmış parametreleri, ham dizeleri ve yalnızca deneysel bir istisnayı destekleyen gelişmiş bir tür sistemine sahiptir. Scala adı, ölçeklenebilirlik ve dilin bir portmanteau olup, kullanıcılarının talepleriyle büyümek üzere tasarlandığını ifade eder. == Kaynakça == # Scala'nın sitesi Kategori:.NET Framework Kategori:Fonksiyonel programlama dilleri Kategori:JSM programlama dilleri Kategori:Koşutzamanlı programlama dilleri Kategori:Nesne yönelimli programlama dilleri
1,632
Makroekonomi, ekonomi biliminin; toplam tüketim, toplam üretim, toplam tasarruf, toplam yatırım, toplam gelir (millî gelir) ve istihdam gibi toplam büyüklüklerini inceleyen ve bunlar ile ilgili çözümleme ve çıkarımlar yapan alt dalı. Mikroekonomiden farklı olarak, ekonomiyi bir bütün olarak ele alarak, makro denge çözümlemeleri üzerinde çalışır. İşsizlik, enflasyon, toplam üretim ve tüketim, gelir dağılımı makroekonominin ana konuları olarak sayılabilir. Kurucusu John Maynard Keynes'dir. Keynes 1930 yılına kadar temel ekonomik karar birimleri (tüketici, firma ve endüstri) seviyesinden bakılan ekonomi bilimine yeni bir boyut kazandırmış, toplam talep kavramını gündeme getirerek işsizlik ve toplam üretim konularını bununla açıklamaya çalışmıştır. Modern makroekonomideki düşünce okullarından bazıları şunlardır: * Keynesyen Ekonomi * Monetarizm (Parasalcılık) * Yeni Klasik Ekonomi * Yeni Keynesçi Ekonomi * Arz Yanlı Ekonomi == Kökeni == Klasik ve neoklasik iktisatçılar, piyasada otomatik olarak işleyen serbest rekabet ve fiyat mekanizmasının her şeyi görünmeyen bir el gibi kusursuz olarak düzenlediğine ve böylece ekonominin sürekli olarak, üretim faktörlerinin tümünün istihdam edildiği ve hiçbirinin atıl kalmadığı tam istihdam durumunda dengede bulunacağına kabul ederler. Bu denge durumunun kimi zaman küçük sarsıntılar geçirebileceğine ve dengenin, bu mekanizmaların işlemesiyle kendiliğinden kısa sürede yeniden kurulacağına kabul ettikleri için, ekonominin tümünü ilgilendiren konulara yani makro ekonomik analizler üzerinde durmamışlar ve daha çok ekonomiyi oluşturan karar birimleri ile ilgili mikro ekonomik analizlere yer vermişlerdir. Bununla beraber, ilk iktisatçılardan sayılan fizyokratlar ve daha sonraları bir kısım klasik iktisatçılar az da olsa makro analizler yapmışlardır. Klasik iktisatçıların iddia ettikleri gibi ekonominın her zaman kendiliğinden tam istihdamda dengeye gelmemesi ve yine klasiklerce önemsiz ve geçici olarak kabul edilen krizlerin hiç de sanıldığı gibi kolayca atlatılamaması, konunun önemini ortaya çıkarmıştır. Makro ekonomik çalışmalar, İngiliz iktisatçısı John Maynard Keynes'in 1936 yılında yayınladığı İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi (The General Theory of Employment, Interest and Money) adlı eseri ile kısa zamanda yaygınlaşmıştır. Makro Ekonomi kavramı ilk defa 1933 senesinde Ragnar Frisch tarafından kullanılmıştır. Frisch 1933 yılında yayınlanan çalışmasında ekonominin devrevi hareketlerini incelemiş ve makro ekonomi kavramını ilk kez kullanmıştır. Frisch'in bu ve bunu izleyen makaleleri ekonometrik model oluşturmak bakımından öncülük yapmıştır. == Analitik değerlendirmeler == Makroekonomide iki farklı temel teori vardır. Bunlardan birincisi Keynesçi Ekonomi, diğeri ise Yeni Klasik Ekonomidir. Keynesçi Ekonomi, ekonomideki hareketliliğin talepler doğrultusunda gerçekleştiğini savunurken, Yeni Klasik Ekonomiye göre ekonomiyi değerlendirebilmek için piyasadaki arz miktarını bilmek gerekmektedir. == Makroekonomik politikalar == Ekonomik krizlerden, istikrarsızlıktan, işsizlikten, yüksek enflasyondan kurtulmak için hükûmetler makroekonomide iki farklı politika izlerler: * Maliye Politikası * Para Politikası == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * İTÜ Ninova Açık Ders Malzemeleri, Makroiktisat
1,482
Ahmet Hamdi Tanpınar (23 Haziran 1901, İstanbul - 24 Ocak 1962, İstanbul), Türk şair, romancı, deneme yazarı, edebiyat tarihçisi, siyasetçi ve akademisyendir. Cumhuriyet neslinin ilk öğretmenlerinden olan Ahmet Hamdi Tanpınar; "Bursa'da Zaman" şiiri ile geniş bir okuyucu kitlesi tarafından tanınmış bir şairdir. Şiir, hikâye, roman, deneme, makale, edebiyat tarihi gibi birçok türe yönelen Tanpınar, "Yirmi Beş Senenin Mısraları" adı altında beş yazılık bir deneme serisi de yayımlamıştır. TBMM VII. dönem Maraş milletvekilidir. == Hayatı == 23 Haziran 1901'de Şehzadebaşı'nda doğdu. Babası GürcüM. Orhan Okay, Bir hülya adamının romanı: Ahmet Hamdi Tanpınar , Dergâh Yayınları, 2010, ISBN 19759951908, 9789759951900, p. 26. asıllı Hüseyin Fikri Efendi, annesi Nesime Bahriye Hanım'dır. Tanpınar, ailenin üç çocuğundan en küçüğüdür. Çocukluğu, kadı olan babasının görev yaptığı Ergani, Sinop, Siirt, Kerkük ve Antalya'da geçti. Annesini Kerkük'ten yaptıkları bir yolculuk sırasında 1915'te tifüsten kaybetti. Lise öğrenimini Antalya'da tamamladıktan sonra yükseköğrenim için 1918'de İstanbul'a gitti. Halkalı Ziraat Mektebinde bir yıl yatılı olarak okuduktan sonra lise öğrencisiyken şiirlerinden tanıdığı Yahya Kemal Beyatlı'nın etkisiyle 1919 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine girdi. Burada başta Yahya Kemal olmak üzere Mehmed Fuad Köprülü, Cenab Şahabeddin, Ömer Ferit Kam, Babanzâde Ahmed Naim gibi hocaların derslerine devam etti. 1923 yılında Şeyhî'nin "Hüsrev ü Şirin" başlıklı mesnevîsi üzerine yazdığı lisans teziyle edebiyat fakültesinden mezun oldu. 1923'te Erzurum Lisesinde edebiyat öğretmenliğine başlayan Tanpınar 1926'da Konya Lisesinde, 1927'de Ankara Lisesinde, 1930'da Ankara Gazi Terbiye Enstitüsünde ve 1932'de İstanbul'daki Kadıköy Lisesinde öğretmenlik yaptı. Gazi Orta Muallim Mektebine bağlı Mûsiki Muallim Mektebinin diskoteğinde yer alan plaklar ve okulda görevli Alman hocalar sayesinde klasik batı müziği ile tanıştı. Güzel Sanatlar Akademisindeki dersleri de batı plastik sanatlarına karşı ilgisini uyandırdı. Bu dönemde yeniden şiir yayımlamaya başladı. 1926'da Millî Mecmua'da yayımlanan “Ölü” şiirinden sonra 1927 ve 1928 yıllarında (“Leylâ” şiiri hariç) hepsi Hayat dergisinde olmak üzere toplam yedi şiir yayımladı. İlk yazısı ise 20 Aralık 1928'de yine Hayat dergisinde çıktı. Şiir dışında ikinci bir çalışma alanı olarak çeviriye başlayan Ahmet Hamdi'nin 1929 yılında biri E.T.A. Hoffmann'dan (“Kremon Kemanı”), diğeri ise Anatole France'tan (“Kaz Ayaklı Kraliçe Kebapçısı”) olmak üzere iki çevirisi yine aynı dergide yayımlandı. 1930 yılında Ankara'da toplanan Türkçe ve Edebiyat Muallimleri Kongresinde, Osmanlı edebiyatının tedrisattan kaldırılması ve okullarda edebiyat tarihinin, Tanzimat'ı başlangıç kabul ederek okutulması gerektiğini söyleyen Tanpınar, kongrede önemli tartışmaların doğmasına sebep oldu. Aynı yıl Ahmet Kutsi Tecer ile beraber Ankara'da Görüş dergisini çıkarmaya başladı. 1932 yılında Kadıköy Lisesine atanması üzerine İstanbul'a döndü. Ahmed Hâşim'in vefâtıyla boşalan "estetik mitoloji" derslerini vermek üzere 1933'te Sanayi-i Nefise'ye tâyin edildi. Tanzimat'ın 100. yıldönümü dolayısıyla 1939'da eğitim bakanı Hasan Âli Yücel'in emriyle edebiyat fakültesi bünyesinde kurulan "19'uncu asır Türk edebiyatı" kürsüsüne, doktorası olmadığı hâlde, "yeni Türk edebiyatı profesörü" olarak atandı ve Tanzimat'tan sonraki Türk edebiyatının tarihini yazmakla görevlendirildi. Hazırladığı edebiyat tarihinin de etkisiyle 1940'lı yıllarda yazı faaliyetlerini yeni Türk edebiyatı etrafında şekillendirdi. Kitap tanıtım yazıları ve İslam Ansiklopedisi'ne maddeler yazdı. 1940 yılında 39 yaşındayken Kırklareli'nde topçu teğmeni olarak askerliğini yaptı. küçükresim|sol||156px|Maraş milletvekili Tanpınar. 1943-1946 yılları arasında Maraş milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bulundu. 1946 seçimlerinde parti tarafından aday gösterilmeyince bir süre Millî Eğitim Bakanlığı'nda müfettişlik yaptı. 1948'de akademideki estetik hocalığına ve 1949'da Edebiyat Fakültesindeki kürsüsüne döndü. 1953'te edebiyat fakültesi, Tanpınar'ı altı aylığına Avrupa'ya gönderdi. 1955'te Paris Filmoloji Kongresi'ne katılmak üzere üç haftalığına, 1955'te Venedik Sanat Tarihi Kongresi'ne katılmak üzere bir aylığına, 1957'de Münih Müsteşrikler Kongresi'ne katılmak üzere yine bir haftalığına, 1958'de Venedik'te gerçekleşen felsefe kongresine katılmak üzere bir haftalığına yurt dışına çıktı. 1959'da edebiyat tarihinin ikinci cildi için kaynak toplamak üzere Rockefeller bursuyla bir yıllığına yeniden Avrupa'ya gitti. Yurtdışı seyahatlerinde İngiltere, Belçika, Hollanda, İspanya, İtalya, Almanya ve Avusturya'yı gezerek görme imkânı buldu. küçükresim|Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Aşiyan Mezarlığı'ndaki kabri Sağlığı gittikçe bozulan Ahmet Hamdi Tanpınar, 23 Ocak 1962 tarihinde geçirdiği kalp krizi neticesinde İstanbul'da 60 yaşında vefât etti. Cenaze namazı Süleymaniye Camii'nde kılındı ve Rumelihisarı Âşiyân Mezarlığı'nda Yahya Kemal'in mezarının yanı başına defnedildi. Mezartaşına meşhur "Ne İçindeyim Zamanın" şiirinin ilk iki mısrası yazılmıştır: > "Ne içindeyim zamanın > Ne de büsbütün dışında..." Ahmet Hamdi Tanpınar Gayri Menkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu, Yahya Kemal'i Sevenler Derneği ve Fransa'daki Marcel Proust Dostları Derneği üyesiydi.Mehmed Orhan Okay, Bir Hülya Adamının Romanı: Ahmet Hamdi Tanpınar, İstanbul 2010 == Edebî hayatı == Yahya Kemal, onun şiir zevkinin, millet ve tarih hakkında görüşlerinin oluşmasında önemli rol oynadı. Celâl Sahir Erozan'ın bir şiir ve hikâye toplamı şeklinde yayımladığı seriden “Altın Kitap”'taki “Musul Akşamları”, yayımladığı ilk şiir oldu (Temmuz 1920). Daha sonraki şiirleri Dergâh, Millî Mecmua, Anadolu Mecmuası, Hayat, Görüş, Yeni Türk Mecmuası, Varlık, Kültür Haftası, Ağaç, Oluş, Ülkü, İstanbul, Aile, Yeditepe gibi kültür ve edebiyat dergilerinde yayımlandı. Yahya Kemal'in çıkardığı Dergâh'ta 1921-1923 arasında 11 şiiri yayımlandı. En tanınmış şiiri olan “Bursa'da Zaman”ın ilk hâli “Bursa'da Hülya Saatleri” başlığıyla 1941'de Ülkü mecmuasında yayımlandı. Vefâtına yakın zamanda yaptığı bir seçimle "Şiirler" adıyla basılan kitabına otuz yedi şiirini aldı. Bu eser, Tanpınar'ın ilk ve tek şiir kitabıdır. Bu esere alınmasını uygun bulduğu şiirlerin hepsi hece vezniyledir. Vefâtından sonra İnci Enginün tarafından bir araya getirilen ve "Bütün Şiirleri" başlıklı antolojide 74 şiir bulunmaktadır. 1930'da ilk makalesi "Şiir hakkında" yayımlandı. Bir bilim insanı olarak “XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi” adlı eseriyle edebiyat tarihçiliğine yeni bir görüş ve bakış açısı getirmiştir.Abdullah Uçman, Bir edebiyat tarihçisi olarak Tanpınar, Zaman Kitap, Nisan 2012 Hem bu eserde, hem de diğer edebiyat yazılarında ayrıntılara büyük önem vermiş, edebî şahsiyetler ile metinler hakkındaki şâirâne üslubunu belgelere dayanan bilimsel bir tarih anlayışıyla harmanlamıştır. Bu eser iki cilt hâlinde düşünülmüş, fakat tamamlanamamıştır. Yayımlanan birinci cilt, Tanzimat'tan başlayıp 1885'e kadar olan dönemi ele almaktadır.Turan Alptekin, Ahmet Hamdi Tanpınar: Bir Kültür Bir İnsan, İstanbul 2001 İkinci kitabı olan “Namık Kemal Antolojisi”ni 1942 yılında yayımladı. 1943'te öykülerini içeren “Abdullah Efendinin Rüyaları”'nı yayımladı. Bu, onun basılı ilk edebiyat yapıtıdır. Aynı yıl “Yağmur”, “Güller ve Kadehler” ve “Raks” gibi ünlü şiirleri yayımlandı; “Bursa'da Hülya Saatleri” şiiri, “Bursa'da Zaman” adıyla tekrar basıldı. İlk romanı Mahur Beste 1944'te Ülkü dergisinde tefrika edildi. Tanpınar'ın önemli çalışması Beş Şehir, 1946'da kitaplaştı. Huzur romanı 1948'de Cumhuriyet'te tefrika edildikten sonra büyük değişikliklerle kitap haline getirilip 1949'da yayımlandı. Aynı yıl Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in ısmarladığı XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi adlı eserinin 600 sayfalık ilk cildini yayımladı. İki cilt olarak tasarladığı bu eserin ikinci cildi yarım kalmıştır. Sahnenin Dışındakiler adlı romanı 1950'de Yeni İstanbul gazetesinde tefrika edildi. 1954 yılında Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanının Yeni İstanbul gazetesinde tefrikası yapıldı; 1955 yılında ise ikinci hikâye kitabı olan Yaz Yağmuru yayımlandı. 1957 ve 1958 yıllarında Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan yazılarına ağırlık verdi. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Euripides'ten "Alkestis" (Ankara 1943), "Elektra" (Ankara 1943) ve "Medeia" (Ankara 1943), Henry Lechat'tan da "Yunan Heykeli" (İstanbul 1945) tercümeleri de bulunmaktadır. == Ölümünden sonra == Ahmet Hamdi Tanpınar'ın sağlığında yayımlatamadığı birçok çalışması ölümünü takip eden yıllarda teker teker yayımlanmıştır. 1970'li yıllardan sonra Tanpınar'a artan ilgiyle onun hayatı, hâtıraları, şahsiyeti ve eserlerindeki başlıca tema ve fikirleri üzerine çok sayıda eser ve makale yazılmış, tezler hazırlanmıştır. Abdullah Uçman ile Handan İnci'nin hazırladığı "Bir Gül Bu Karanlıklarda: Tanpınar Üzerine Yazılar" başlıklı derleme, Ahmet Hamdi Tanpınar hakkında 2007'ye kadar yayımlanmış 855 yazı ile 27 kitabın ayrıntılı bibliyografyasını ve aralarından seçilmiş 110 yazının metnini bir araya getirmektedir. Enis Batur 1992 yılında "Ahmet Hamdi Tanpınar'dan Seçmeler" adlı bir kitap hazırladı. 1998 yılında da Canan Yücel Eronat tarafından hazırlanan “Tanpınar'dan Hasan Âli Yücel'e Mektuplar” kitaplaştı. Tanpınar'ın önceki kitaplara girmemiş yazıları ve söyleşileri ise "Mücevherlerin Sırrı" adı altında toplanarak yayımlandı. 1953 yılında yazmaya başladığı ve 1962 yılında vefatına kadar tuttuğu notlar, 2007'de "Günlüklerin Işığında Tanpınar'la Baş başa" başlığıyla neşredildi. Bunların dışında Zeynep Kerman tarafından derlenen 111 mektup "Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Mektupları" başlığıyla yayımlandı. Canan Yücel Eronat, "Tanpınar’dan Hasan Âli Yücel'e Mektuplar"ı hazırladı. Alpay Kabacalı, "Bedrettin Tuncel'e Mektuplar" başlığıyla 7 mektubu derledi. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın günlükleri de İnci Enginün ile Zeynep Kerman tarafından gerekli notlar ve açıklamalarla birlikte "Günlüklerin Işığında Tanpınar'la Baş başa" adı altında toplandı. Öğrencilerinin tuttuğu ders notları "Edebiyat Dersleri" ve "Tanpınar'dan Yeni Ders Notları" ismiyle basıldı. == Eleştiriler == Tanpınar, özellikle roman alanında çok sayıda eser vermemesine rağmen, ölümünden sonra yapıtlarının yayımlanmasının yanı sıra, hakkında kırka yakın inceleme kitabı çıkmış ve yeni Türk edebiyatının başlıca inceleme alanlarından biri haline gelmiştir. Tanpınar, çağdaşlaşma sürecinde bireyin, geleneksel kültürle modern kültür arasında sıkışması, yaşadığı çatışma, bunun toplum hayatına yansıması, bireyin iç dünyasındaki yansımalarını romanlarında işlemiştir. == Eserleri == === Roman === * Huzur (1949) * Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1962) * Sahnenin Dışındakiler (1973) * Mahur Beste (1975) * Aydaki Kadın (1987) * Suat'ın Mektubu (2018, haz. Handan İnci) === Şiir === * Şiirler (1961) === İnceleme === * XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi (1949, 1966, 1967) * Tevfik Fikret (1937) === Deneme === * Beş Şehir (1946) * Yahya Kemal (1962) * Edebiyat Üzerine Makaleler (1969) (ölümünden sonra derlenmiştir) * Yaşadığım Gibi (1970) (ölümünden sonra derlenmiştir) === Hikâye === * Abdullah Efendinin Rüyaları (1943) * Yaz Yağmuru (1955) * Hikâyeler (yazarın ölümünden sonra derlenmiş olan bu kitap, iki kitabındaki hiikâyelerin yanı sıra daha önce kitaplaşmamış hikâyeleri de içermektedir) == Hakkında yayımlanmış eserlerden bazıları == * Tanpınar'ın Şiir Dünyası, Mehmet Kaplan (İÜ Edebiyat Fak. Yay.,1964; ikinci basım, Dergâh Yay.,1983) * Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Mektupları, Zeynep Kerman (1974; genişletilmiş ikinci basım, 1992) * Ahmet Hamdi Tanpınar'dan Seçmeler, Enis Batur (YKY, 1992) * Boşluğa Açılan Kapı, Haluk Sunat (Bağlam, 2004) * "Bir Gül Bu Karanlıklarda" Tanpınar Üzerine Yazılar. Hazırlayanlar: Abdullah Uçman, Handan İnci. Kitabevi, 2002. * Günlüklerin Işığında Tanpınar'la Başbaşa Hazırlayanlar: Zeynep Kerman, İnci Enginün. Dergâh Yay., 2007. * Ahmet Hamdi Tanpınar Hazırlayan: Ümit Meriç. Ufuk Kitapları, 2002. * Bir Hülya Adamının Romanı - Ahmet Hamdi Tanpınar Hazırlayan: Orhan Okay. Dergâh Yay., 2010. * Kutup Noktası: Ahmet Hamdi Tanpınar Üzerine Eleştirel Deneme, Oğuz Demiralp, İstanbul: YKY,1993 * Yer Değiştiren Gölge, Nurdan Gürbilek, İstanbul: Metis, 1995 * Zamana Vuran Dalgalar: Virginia Woolf ve Ahmet Hamdi Tanpınar, Elmas Şahin, İstanbul: Yitik Ülke, 2015 * Talih, Tesadüf ve İrade Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Romancılığı Üzerine Düşünceler, Seval Şahin, İletişim Yayınları, 2019. *Tanpınar'ın Saklı Dünyası, Hazırlayanlar: Julian Rentzsch - İbrahim Şahin, Doğu Batı Yayınları, 2018. *Haz ve Günah Bir Tanpınar Yorumu, Hazırlayan: İbrahim Şahin, Kapı Yayınları, 2012. *Bir Güneş Avcısı: Ahmet Hamdi Tanpınar, Hazırlayanlar: İbrahim Şahin-Deniz Depe-Nurcan Ankay, Doğu Kütüphanesi Yayınları, 2018. == Ayrıca bakınız == * Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * İTEF - İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali * Ahmet Hamdi Tanpınar’ın hayatı, eserleri, hakkında yazılanlar ve İ.Ü. Türkiyat Enstitüsü’nde bulunan arşivi Kategori:1901 doğumlular Kategori:İstanbul doğumlu şairler Kategori:1962 yılında ölenler Kategori:İstanbul'da kalp krizinden ölenler Kategori:Aşiyan Mezarlığı'na defnedilenler Kategori:20. yüzyıl Türk roman yazarları Kategori:20. yüzyıl Türk şairleri Kategori:20. yüzyıl Türk hikâye yazarları Kategori:20. yüzyıl erkek yazarları Kategori:Türk deneme yazarları Kategori:Antalya Lisesinde öğrenim görenler Kategori:İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde öğrenim görenler Kategori:İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyeleri Kategori:TBMM 7. dönem Kahramanmaraş milletvekilleri Kategori:Anadolucular Kategori:Kültür Haftası kişileri Kategori:Gürcü asıllı Türkler
1,628
Hüsn-i hat, Arap harfleri çevresinde oluşmuş güzel yazı sanatıdır. "İnce, uzun, doğru yol, birçok noktannın birbirine bitişerek sıralanmasından meydana gelen çizgi, çizgiye benzeyen şeyler ve yazı" anlamlarına gelen hat; İslam kültüründe "yazı" ve "güzel yazı" (hüsn-i hat, hüsnü'l hat, el-hattu'l hasen) manalarında kullanılmıştır. Hat sanatkarına verilen isim olan "hattat" tahminen 4. - 5. yüzyıldan sonra kullanılmaya başlanmıştır. İlk hattat Hz. Ali, hat sanatını kullanarak Kur'an-ı Kerim'in güzel biçimde yazılmasını sağlamıştır. == Hat türleri == Hat sanatının doğduğu dönemde ortaya çıkan başlıca yazı çeşitlerin Makîlı ve Kûfi'dir. Bu yazıların köşelenmesi ve yuvarlanıp yumuşatılması ortaya çıkmış diğer yazı çeşitleri Muhakkak, Nesih, Rika, Reyhânî, Sülüs ve Tevkî gibi çeşitlerdir. Bunların geneline Aklam-ı Sitte denir. bunlar dışında Tâlik, Tomar, Divâni, Sümbüli, İcaze ve Gubarî gibi hat çeşitleri de vardır. Bölgelere göre hatlar Mağribî (Kayrevânî, Endülüsî, Fâsî, Mağribî, Sudanî), Tâlik (Tâlik, Nestâlik, Divanî, Şîkeste, Divanî Celî), ve Uzakdoğu (Sinî, Cavî) olarak da adlandırılabilecek çeşitleri vardır. ==Galeri== Dosya:Ijazah3.jpg|Hat sanatının bir icazet veya yeterlilik diploması örneği. Metni Raif Ali Efendi tarafından 1791 yılında yazılmıştır. Dosya:Tugra Mahmuds II.gif|Bir hat sanatı örneği olarak Sultan II. Mahmud'un tuğrası. Dosya:Mirror writing2.jpg|8. yüzyıldan kalma Osmanlı dönemi hat yazısı: "Allah, Ali veli". Dosya:Hamdanid gold dinar, Nasir al-Dawla and Sayf al-Dawla.jpg|10. yüzyılın Şam'ından altın dinar. Dosya:Qur'an folio 11th century kufic.jpg|Kufi tarzı 11. yüzyıl Kur'an'ı. Dosya:Cup votive inscriptions MET 40-170-15.jpg|11. yüzyılın Nişapur'undan Sırlanmış Terakota çanak. Dosya:Maghribi script sura 5.jpg|Mağribi Kufi tarzı 13. yüzyıl Kur'an'ı. Dosya:An example of Kufic Calligraphy.jpg|Çota İmambara, Hindistan'da Kufi tarzı hat. Dosya:The Islamic calligraphy.jpg|Çota İmambara'da güvercin şeklinde Besmele. Dosya:Qur'an manuscript Surat al-Nisa'. (1).tif|13. yüzyıla ait Muhakkak tarzı Kur'an. Dosya:Qur'anic Manuscript - Mid to Late 15th Century, Turkey.jpg|15. yüzyıl Osmanlısı'ndan Muhakkak tarzı Kur'an. Dosya:Muhammad ibn Pir Ahmad al-shahir bi-Ibn Arghun al-Shirazi - Text Page with Dedication to the Ottoman Sultan Selim I - Walters W5912A - Full Page.jpg|16. yüzyılda Sultan I. Selim'e takdim edilmiş Nesih tarzı yazı. Dosya:Mausolée de Touman Aka (Shah-i-Zinda, Samarcande) (6009410911).jpg|Sülüs tarzı döşeme, Semerkand, Özbekistan. Dosya:Kalligráfia Hagia Sophia.jpg|Ayasofya'yı süsleyen bir hat: "Ali, radiyallahu anh". Dosya:Ta'liq Script.jpg|Osmanlı Türkçesi bir yazıda Talik tarzı. Dosya:Allah.JPG|Allah yazısı. Dosya:Bismillah nastaliq.jpg|Nestalik yazısının orantıları ve hesapları. Dosya:Qur'anic Manuscript - Sini script.jpg|11. yüzyıla ait Kur'an'da Sıni yazısı. Dosya:Chinese quran.jpg|Çince tercümesi ile Sıni tarzıyla yazılmış bir Kur'an. ===Çağdaş örnekler=== Dosya:Bismillah.JPG|Armut şeklinde Besmele. Dosya:Bismillah gold.svg|Halka içinde Besmele. Dosya:Caligrafia arabe pajaro.jpg|Bir kuş biçiminde kaligram. Dosya:Menulis khat.jpg|Malezyalı bir hattat tarafından uygulanan kaba taslak. == Kaynakça == * Ali Alparslan, Osmanlı Hat Sanatı Tarihi, 2nd ed. (İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2004) *Wolfgang Kosack: Islamische Schriftkunst des Kufischen. Geometrisches Kufi in 593 Schriftbeispielen. Deutsch – Kufi – Arabisch. Christoph Brunner, Basel 2014, ISBN 978-3-906206-10-3 * Mühittin Serin, Hat Sanatı ve Meşhur Hattatlar, 2nd ed. (İstanbul: Kubbealtı Neşriyatı, 2003) == Dış bağlantılar == * Kültür Bakanlığı * İslam Hat Sanatı Örnekleri * Library of Congress'deki Hat Koleksyonu * Ottoman Calligraphers and Their Works
1,634
Mikroekonomi, ekonomiyi tüketiciler, firmalar ve endüstriler düzeyinde inceleyen disiplindir. Yunanca mikros (μικρος) kelimesinden türetilen mikro iktisatta, iktisadi mesele ile etkinlik üzerinde durulur; ne üretilecek, nasıl üretilecek, kimler için üretilecek, dağılımda-üretimde-bölüşümde etkinlik var mı soruları incelenmeye çalışılır. Aslında gerek mikro iktisatta gerek makro iktisatta bir ekonomideki karar birimlerinin, tüketicilerin ve firmaların, nasıl karar aldıkları ve piyasada birbirlerini nasıl etkiledikleri analiz edilir. Fırsat maliyeti, arz ve talep, elastikiyet gibi konuları inceler. Genelde bireyin ve firmanın davranışlarıni incelemekle beraber aynı zamanda da (bazı iktisat düşünürlerine göre) sağlam bir Makro İktisadi analizin yapılmasının da temelini oluşturur. Birey ekonomik bir karar verirken nasıl davranır? Sorusuna cevapla başlar ama bu cevap sanıldığı kadar kolay değildir. Karar vericilerin rasyonel davrandıkları ve Rasyonel bireylerin en doğru kararı vereceğini söylese de bu karar verme sürecinin incelemesi olan mikroekonomi biliminin sanıldığı kadar kolay olmadığı bilinen bir gerçektir. Girişimci karar verirken kendi çıkarlarını göz önünde bulundurur. Bu yüzden genel olarak iktisat bilimi hep varsayımlar üzerine kuruludur. Mikro ekonomi aynı zamanda kaynakların rasyonel kullanımı ile de ilgilidir. Fiyat teorisiyle ilgilenir. == Kaynakça == *
1,636
Müzik kuramı terimi genel olarak iki farklı ama birbiriyle ilgili anlamda kullanılır: # Müziğin temel yapıtaşları. # Bu yapıtaşları ile müziğin incelenmesi, sınıflandırılması ve hatta bestelenmesini konu alan bilim dalı. İlk anlamdaki müzik kuramı, müziğin temel yapıtaşlarını tanımlar (porte, nota, artikülasyon, anahtarlar, ton, gam, ritim, melodi, armoni vb.) Diğer bir deyişle müzik dilinin kurallarını belirler ve bunların kullanılışlarını açıklar. İkinci anlamdaki müzik teorisi 1950'lerden sonra özellikle Kuzey Amerika kıtasında müzikolojiden özerkleşerek kendi başına müziği inceleyen bir bilim dalı haline gelmiştir. Müzikoloji (veya tarihsel müzik) ve etnomüzikolojiden farklı olarak pozitif bilimleri (matematik, fizik vb.) de kullanması gerekçe olarak gösterilmektedir. Kıta Avrupası'nda ise müzik teorisi, müzik tarihi gibi müzikolojinin bir alt dalı olarak kabul edilmektedir, dünyada yaygın olan kanaât de budur. Müziğin yapıtaşlarının tüm müzisyenler tarafından öğrenilmesi her durumda aranılan bir nitelik olsa da müziğin bilimsel olarak incelenmesi özel olarak müzik kuramcıları tarafından gerçekleştirilir. Doğu müziğinde genellikle Edvarlar müzik kuramı eserleridir. == Tarih == Müzik teorisinin Pisagor'dan başlayan çok eski ve uzun bir tarihi vardır. Doğu müziğinde ise teori tarihi Kindi ile başlar. Anadolu'da ilk müzik teorisi 15. yüzyıl başlarında Yusuf Kırşehri tarafından yazılmıştır. == Ayrıca bakınız == * Akustik * Martin Luther == Dış bağlantılar == * Müzikolog Sosyal Paylaşım Platformu * Society for Music Theory (İngilizce) * Music Theory Online (İngilizce) * RowyNet Almanca, İngilizce, Felemenkçe ve Fransızca müzik sözlüğü Kategori:Müzik tarihi Kategori:Müzikoloji
1,633
195x195pik|küçükresim|MP3 logosu küçükresim|MP3 örneği MP3 (okunuşu Türkçe: me-pe-üç veya İngilizce: em-pi-tri, açılımı MPEG-1 Audio Layer III) (Film Uzmanlar Grubu Ses Katmanı 3) olan sıkıştırılmış ses biçimi ve bu biçimde kaydedilen seslere verilen ad. Fraunhofer-Institute tarafından geliştirilmiştir. Sayısal hale getirilmiş sesler üzerinden insan kulağının duyamayacağı titreşimlerin silinmesi yöntemine dayanır. MP3 kelimesi, MPEG Layer 3'ün kısaltmasından oluşmuştur. (MPEG=Motion Pictures Experts Group). MP3 formatı disk alanından tasarruf sağlanması amacıyla ortaya çıkmıştır. Sıkıştırma algoritmaları geliştirilmeden önce bilgisayarlarda ses örnekleri .wav, .pcm, .voc, .au, .snd gibi biçimlerde saklanırdı ki bu formatlar sesi depolarken insan kulağının işitemeyeceği ses frekanslarını da depolayarak dosyanın şişmesine yol açarlar. Bu biçimlerde CD kalitesinde 3-5 dakikalık bir ses kaydının saklanabilmesi için 50 ila 70 megabayt arasında bir sabit disk alanı gerekmektedir. == Sıkıştırma == MP3, sıkıştırma türü olarak lossy yani "kayıplı" bir başlığı altındadır. Bit aralığına bağlı olarak ses kalitesi değişiklik gösterir. 128 kbit/s ayarındaki bir sıkıştırma ile alandan yaklaşık 1:11 oranında tasarruf edilebilir. oluştururken önemli bir konu da değişken bit aralığı kullanmaktır. Bir mp3 VBR (variable bit rate) adı verilen dinamik sıkıştırma yöntemi ile sıkıştırılırsa, kaybın önemli olmadığı bölümlerde düşük bit sıklığı, önemli olduğu bölümlerde ise yüksek bit sıklığı kullanılır. Bu sayede sıkıştırılmış olan mp3, standart bir sıkıştırma oranıyla işlenmiş parçadan daha az yer kaplar. == Ayrıca bakınız == * Ogg Vorbis * DivX Kategori:Ses çözücüler Kategori:Dosya sıkıştırma formatları Kategori:Alman icatları
1,619
Ekonometri İki veya daha fazla verinin, birbirleri arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkiden yola çıkarak, matematik, istatistik ve bilgisayar bilimi aracılığıyla ekonomik ilişkilerin ampirik bir biçimde değerlendirilerek, bu veriler arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalıdır. Daha açık olmak gerekirse, "sonucu uygun metodlarla ilişkilendirilmiş, teori ve gözlemin eşzamanlı gelişimi tabanlı mevcut ekonomik olgunun nicel çözümlemesidir."P. A. Samuelson, T. C. Koopmans, and J. R. N. Stone (1954). Bir ekonomiye giriş ders kitabı ekonometriyi: "dağlarca verinin arasından basit ilişkileri çıkarmak için titizlikle araştırmak" olarak açıklamıştır.Paul A. Samuelson and William D. Nordhaus, 2004. "Ekonometri" terimi ilk olarak Polonyalı ekonomist Pawel Ciompa tarafından 1910 yılında kullanılmıştır. Bugünkü kullanım şekline getiren ise Ragnar Frisch'dir.• H. P. Pesaran (1990), "Econometrics," Econometrics: The New Palgrave, p. 2 , citing Ragnar Frisch (1936), "A Note on the Term 'Econometrics'," Econometrica, 4(1), p. 95. Günümüzde daha güçlü bilgisayar yazılımların varlığıyla ekonometrik analizlerin gücü artmıştır. Etimolojik olarak "ekonomik ölçüm" anlamına gelmektedir. Matematiksel İktisat, İstatistik ve Ekonomi Teorisi'nin bir birleşiminden oluşur. Ekonomik teorinin, ampirik analizle sınanmasını mümkün kılar. Örneğin, talep eğrisinin Ekonomi Teorisinin öngördüğü gibi aşağı doğru eğimli (negatif eğimli) olup olmadığı ekonometrik yöntemlerle test edilir. Ekonomi Teorisi eğim katsayısının kesin değeri hakkında bir yorumda bulunmazken, Ekonometri ile eğim katsayısının değeri kestirilmeye çalışılır. Talep eğrisi örneğinde bir malın fiyatında meydana gelen bir birimlik artışın, talep miktarında herhangi bir azalmaya yol açıp açmadığı, azalma oluyorsa belli bir aralıkta yaklaşık olarak ne kadar bir azalmayı beraberinde getirdiği ekonometri ile ölçülür. Ekonometrinin en çok kullanılan yöntemi Regresyon analizidir. Ekonometrik çözümlemeler iki ana dalda incelenebilir. Birincisi zaman serisi analizi, bir diğeri ise yatay kesit analizidir. Zaman serisi analizi değişkenlerin bir zaman aralığı üzerindeki değerlerini ve bu değerlerin farklı değişkenler için birbirleriyle karşılaştırılmasına dayanır. Yatay kesit analizi ise tek bir zaman noktasında farklı değişkenlerin incelenmesine dayanır. Örneğin 1990-2000 yılları arasında ekonomik büyüme ve istihdam arasındaki ilişki tek bir ülke için incelendiğinde zaman serisi analizi, 1990 yılı üzerinde farklı ülkelerin istihdam ve ekonomik büyüme rakamları incelendiğinde yatay kesit analizi yapılmış olur. Zaman serileri ve yatay kesit verileri bir arada kullanıldığında ise panel veri analizi denen yöntem uygulanır. Örneğe göre bu analiz 1990 ile 2000 yılları arasında 20 farklı ülkenin istihdam ve ekonomik büyüme rakamları analiz edildiğinde panel veri teknikleri kullanılır. == Ekonometrik modeller == === İki değişkenli tek denklemli doğrusal ekonometrik model === Yt = βo \+ β1Xt \+ ut * Yt: Bağımlı (açıklanan) değişken * Xt: Bağımsız (açıklayıcı) değişken Örneğin: Harcamalar ile gelir arasında doğrusal bir bağlantı olduğu kabul edilirse bu bağlantı için anakitle doğrusal model şöyle tanımlanabilir: Kişisel harcamalar = Sabit (otonom) harcama + Harcama eğilimi X Gelir + Tesadüfi bir hata değişkeni Y = β0 \+ β1t \+ ut Değişkenler: * Yt: Kişisel harcamalar * Xt: Gelir * ut: Rassal (tesadüfî) bir hata değişkeni Regresyon katsayıları * β0: sabit terim katsayı * β1: eğilim katsayı Böyle bir modelin regresyon katsayılarının klasik regresyon analizi en küçük kareler yöntemiyle kestirimi yapılabilir yani Y = b0 \+ b1t Burada * b0: sabit terim katsayı kestirimi; * b1: eğilim katsayı kestirimi olur. Bu katsayı kestirimleri kullanılması ile her bir gelir miktarı için yaklaşık ne kadar harcama yapılacağı hakkında tahminler elde edilebilir. Bu iki değişkenli doğrusal modelin sağlıklı tahmin vermesi için bu doğrusal modelin özellikle hata teriminin istenen temel varsayımlara sahip olması gerekir. Aksi takdirde yanıltıcı sonuçlar elde edilebilir. === Çok değişkenli tek denklemli doğrusal ekonometrik model === Yt = βo \+ β1X1,t \+ β2X2,t \+ ... + βkXk,t \+ ut ==== Simgelerin anlamı ==== * Yt: Bağımlı (açıklanan) değişken * Xi,t: Bağımsız (açıklayıcı) değişken(ler), i = 1 ... n * βk: Parametre(ler), k = 0 ... n * ut: Hata terimi == Ayrıca bakınız == * Granger Nedenselliği * Birim kök == Kaynakça == * Temurlenk, Sinan (2010) EKONOMETRİ 1-2 (3.Baskı) Erzurum Atatürk Ü. İİBF * Kılıçbay, Ahmet (1965), Ekonometri, (Birinci baskı),İstanbul: İ.Ü. İktisat Fakültesi yayını No: 160. * Kılıçbay, Ahmet (1975), Ekonometrik Metotlar ve Araştırma,,İstanbul: İ.Ü. İşletme Fakültesi yayını No: 52. * Kılıçbay, Ahmet (1980), Ekonometrinin Temelleri,,,İstanbul: İ.Ü. İktisat Fakültesi yayını No: 454. * Gujarati, Damodar (çev. Ümit Şenesen, Gülay Günlük Şenesen) (2008) Temel Ekonometri, Literatür Yayınları ISBN 975-7860-99-9. * Güriş, Selahattin ve Ebru Çağlayan (2005), Ekonometri Temel Kavramları,,İstanbul: Der yayınları, Yayın No:282 ISBN 975-353-210-5. Kategori:Formal bilimler Kategori:Matematiksel ve kantitatif metodlar (ekonomi)
1,529
Türk bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal ve resmî bayrağı. Al renkli zemin üzerinde beyaz hilâl ve yıldız ile oluşmuş bayrak ilk olarak 1844 yılında Abdülmecit dönemindeki Tanzimat sürecinde kabul edilmiş, Cumhuriyet döneminde 29 Mayıs 1936'da 2994 Sayılı Türk Bayrağı Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal bayrağı olarak kanunlaşmıştır. 22 Eylül 1983'te 2893 Sayılı Türk Bayrağı Kanunu ile bayrak ölçütleri belirlenmiş ve bayrak son hâlini almıştır. Efsaneye göre bayraktaki al, kan kırmızısıdır ve şehitlerin dökülen kanlarını temsil eder. Gece yarısı bu kanların üzerine yansıyan hilâl biçimindeki ay ve bir yıldızla beraber Türk bayrağının görüntüsü oluşur. Bu efsanenin 1389 yılında meydana gelen I. Kosova Muharebesi'nde gerçekleştiği söylenmektedir.Map Universal, Turkey Flag Map and Meaning Ayrıca İstiklâl Marşı'nın birinci, ikinci ve onuncu kıtalarında Türk bayrağından bahsedilir. == Tarihçe == alt=|sol|küçükresim|204x204px|Osmanlı İmparatorluğu'nun ay ve yıldızlı bayrağı, 18. yüzyılın sonlarında tasarlanmış ve resmi olarak 1844 yılında kabul edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'ndan önceki Anadolu Türk devletlerinde kullanılan bayrak renk ve sembolleri hakkında yeterli bir bilgi yoktur. Türk bayrağı ilk olarak Anadolu Selçuklu hükümdarı II. Mesud tarafından Osman Bey'e gönderilen beyaz renkli sancak olarak görülür. 15\. yüzyıldan sonra al bayrak I. Selim dönemindeki Çaldıran Muharebesi'nde ise yeşil bayrak kullanılmaya başlanmıştır. Türk bayrağına en yakın şekle ise III. Selim döneminde rastlanır. Bu bayrakta hilal ile birlikte sekiz köşeli yıldız kullanılmıştır. Sekiz köşeli yıldız şekil bilimine göre zafer anlamı taşımaktadır. 1844 yılında Abdülmecid dönemindeki Tanzimat sürecinde bayraktaki yıldız beş köşeli şeklini almıştır. Beş köşeli yıldız insanı sembolize etmektedir.alt=|sol|küçükresim|204x204px|Anadolu Selçuklu bayrağıSaltanatın kaldırılması üzerine 29 Mayıs 1936 tarihinde bayrağın şekli kesin bir şekilde tayin edilmiştir. 28 Temmuz 1937 tarihli, 27175 sayılı "Türk Bayrağı Nizamnamesi Kararnamesi" ile de Türk bayrağının kullanılışı düzenlenmiştir. == Yapısı == Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulunun, 25 Ocak 1985 tarih ve 85/9034 numaralı "Türk Bayrağı Tüzüğü" kararının 4. maddesinde, bayrağın boyutları belirlenmiştir. Kanuna göre, Türk Bayrağı, yırtık, sökük, yamalı, delik, kirli, soluk, buruşuk veya layık olduğu manevi değeri zedeleyecek herhangi bir şekilde kullanılamaz. Resmî yemin törenleri dışında her ne maksatla olursa olsun, masalara, kürsülere örtü olarak serilemez. Oturulan veya ayakla basılan yerlere konulamaz. Bu yerlere ve benzeri eşyaya Bayrağın şekli yapılamaz. Elbise veya üniforma şeklinde giyilemez. Hiçbir siyasi parti, teşekkül, dernek, vakıf ve tüzükte belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları dışında kalan kurum ve kuruluşun amblem, flama, sembol ve benzerlerinin ön veya arka yüzünde esas veya fon teşkil edecek şekilde kullanılamaz. Türk Bayrağına sözle, yazı veya hareketle veya herhangi bir şekilde hakaret edilemez, saygısızlıkta bulunulamaz. Bayrak yırtılamaz, yakılamaz, yere atılamaz, gerekli özen gösterilmeden kullanılamaz. küçükresim|796x796px|Türk bayrağının şekli ve boyutları.|alt=|orta Kısaltma Ölçü Oran G Genişlik 1 A Dış ay merkezinin uçkurluktan mesafesi 1/2 G B Ayın dış dairesinin kutru (çapı) 1/2 G C Ayın iç ve dış merkezleri arası 1/16 G D Ayın iç dairesinin kutru (çapı) 0.4 G E Yıldız dairesinin, ayın iç dairesinden olan mesafesi 1/3 G F Yıldız dairesinin kutru (çapı) 1/4 G L Boy 1.5 G M Uçkurluk genişliği 1/30 G Not: Bayrak genişliği ne olursa olsun (G) emsali değişmez. küçükresim|350x350pik|Dikey formatta Türk Bayrağı === Renk kodları === Türk bayrağının kırmızı rengi, RGB renk modelinde %89 kırmızı, %3.9 yeşil ve %9 mavi (onaltılık renk kodu #E30A17) ile oluşur. CMYK renk modelinde ise %0 siyan, %95.6 magenta, %89.9 sarı ve %11 siyah olarak oluşur. Bu renk, 356.4 derece hue açısı, %91.6 doygunluk ve %46.5 açıklık değerlerine sahiptir. Türk bayrağındaki kırmızı renk (Al olarakta tanımlanır.) canlı tonlarda bir kırmızıdır ve bu renk, #FF142E ile #C70000 renklerinin karıştırılmasıyla elde edilebilir. En yakın web rengi #d11919 koduyla yer alır. 30x30pik Kırmızı Beyaz RGB 227-10-23 255-255-255 CMYK 0, 96, 90, 11 0, 0, 0, 0 Hexadecimal #E30A17 #FFFFFF == Kullanımı == küçükresim|180x180pik|Türkiye'nin Milli Nişanı === Kamu kurumları === Türk bayrağı, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında sürekli göklerde ve makamların masalarında yer almaktadır. === Üniformalar === Askeri üniformalarda bayrak, ya sağ omuz üzerinde ya da üniformanın ön tarafında bir yamada görüntülenir. Kasklar da ön veya yan taraflarında arma taşıyabilir. Uçuş kıyafetleri, deniz kuvvetleri üniformaları, Jandarma üniformaları ve diğerleri, bayrağı omuz yamalarında veya kasklarda taşırlar. Üniformaların yanı sıra birçok amblem ve yama, bayrağı belirgin bir şekilde veya küçük değişikliklerle sergiler. === Sosyal hayatta kullanımı === Millî bayramlar, anma günleri vb. etkinliklerde bayrak halk tarafından bayrakçılar tarafından temin edip kullanılmaktadır. Millî bayramlarda evlere, işletmelere, gökdelenlere vb. yerlere Türk bayrağı asılır. Ayrıca millî bayramlarda Türkiye'deki televizyon kanalları da ekranın sağ veya sol üst köşesine Türk bayrağı ve Mustafa Kemal Atatürk portresi koyarlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını kaybettiği 10 Kasım günü ulusal yas sebebiyle ülke genelinde bayraklar yarıya çekilir. Yas ilan edilmesi sebebiyle bayrakların yarıya çekileceği diğer günler Cumhurbaşkanlığı tarafından belirlenir. Ayrıca Türk bayrağının milli ve manevî değerini korumak için çeşitli yasalar uygulamaya koyulmuştur. === Cenazeler === Bayrak devlet törenlerinde ve askeri cenazelerde önemli bir yer tutar. Bir cenaze bayrağı her zaman hayatını kaybeden kişinin tabutunun üzerine serilir ve askeri polis veya ölünün yakınları tarafından taşınır. Askerler ve Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı da zaman zaman tabutu taşırlar. Birçok katılımcı da bayrağı, hayatını kaybeden kişinin resmiyle birlikte, yaka düğmelerinde taşır. === Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde kullanımı === Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası Bayrak Yasası'nın 5. maddesine göre "Türk Bayrağı, Kıbrıs Türk Halkı'nın milli bayrağı olarak kullanılır." Aynı maddenin hükmüne göre, Türk bayrağı, Güvenlik Kuvvetleri'nin binalarından, Hükümet binalarından, kamu kurum ve kuruluşlarının tesislerinden Kuzey Kıbrıs bayrağıyla birlikte göndere çekilebilir. Aynı yasanın 10. maddesi, Türk bayrağına hakaretleri yasaklarken, 11. madde bu hakaretlerin kasıtlı olarak gerçekleştirilmesi durumunda cezalandırılmasını öngörmektedir. == Galeri == Dosya:Turkish Flag from Bosphorus.JPG|İstanbul Boğazı'nda dalgalanan Türk bayrağı Dosya:Atatürk schoolroom wall.jpg|Okullarda ve kamu kurumlarında yer alan Türk bayrağı, İstiklâl Marşı, Atatürk portresi ve Gençliğe Hitabe Dosya:İsmet İnönü Hatay'da (1939).jpg|İsmet İnönü'nün Hatay ziyareti Dosya:2010 Opening Ceremony - Turkey entering cropped.jpg|2010 Kış Olimpiyatları açılış töreni Dosya:Turkish flags at half staff.jpg|Yarıya indirilmiş Türk bayrakları Dosya:Gazi Mustafa Kemal Büyükada'da (14 Temmuz 1927).png|Atatürk'ün İstanbul Büyükada'da denizciler tarafından karşılanması (14 Temmuz 1927) Dosya:Atatürk'ün cenazesi.png|Atatürk'ün cenaze töreninde tabutu üzerine örtülmüş Türk bayrağı Dosya:Protect Your Republic Protest - 6 (2007-04-14) edit.jpg|Anıtkabir'deki bir gösteride insanlar tarafından elden ele taşınan Türk bayrağı Dosya:Flags of Turkey and Northern Cyprus - Northern Nicosia - Turkish Republic of Northern Cyprus - 01 (28439610076).jpg|1983'ten beri, Kuzey Kıbrıs'ta Türk bayrağı her zaman KKTC bayrağının yanında dalgalanır. == Benzer ve ilişkili bayraklar == Benzer ay-yıldız içeren bayrak ve forslar; Dosya:Flag of the President of Turkey.svg|Cumhurbaşkanlığı Forsu Dosya:Flag of the Ottoman Empire (eight pointed star).svg|Hilal ve sekiz köşeli yıldızın yer aldığı Osmanlı bayrağı Dosya:Flag of the Ottoman Empire (1844–1922).svg|Hilal ve beş köşeli yıldızın yer aldığı Osmanlı bayrağı Dosya:Regment flag of 39th Mechanized Infantry Brigade.svg|Tugay sancağı Dosya:Flag of TRWT.svg|31 Ağustos 1913'te Batı Trakya'da kurulan ancak yalnızca 52 gün yaşayabilen Batı Trakya Bağımsız Hükûmeti'nin bayrağı Dosya:Hatay flag.svg|7 Eylül 1938'de Fransa sömürgesindeki Suriye topraklarından ayrılarak kurulan ve 23 Haziran 1939'da Türkiye'ye katılan Hatay Cumhuriyeti'nin bayrağı Dosya:Flag of the Turkish Republic of Northern Cyprus.svg|15 Kasım 1983'te kurulan ancak yalnızca Türkiye'nin tanıdığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bayrağı Dosya:Flag of the Iraqi Turkmen Front.svg|Irak Türkmenlerinin bayrağı Dosya:Flag of South Turkistan.svg|Güney Türkistan Bayrağı. Dosya:Kokbayraq flag.svg|Doğu Türkistan bayrağı Dosya:Flag of Azerbaijan.svg|Azerbaycan bayrağı Dosya:Flag of the Islamska Zajednica.svg|Müslüman Boşnakların bayrağı Dosya:Flag of SFR Yugoslav Turkish Minority.svg|Yugoslavya dönemi, ülkede yaşayan Türklerin bayrağı Dosya:Flag of the Turkic Council.svg|Türk Devletleri Teşkilatı bayrağı Dosya:Faux drapeau germano-turc.svg|Almanya'daki Türklerin siyasal anlamı bulunmayan ve sadece kültürel açıdan Almanya'da Türk futbol takımını desteklemek için oluşturdukları bayrak Dosya:Flag of Free Aceh Movement.svg|Sürgündeki Özgür Açe Hareketi bayrağı Dosya:Turkortodoks.svg|Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin logosu Dosya:Flag of the South West Caucasian Republic.svg|alt=|Güneybatı Kafkas Geçici Hükûmeti'nin bayrağı (1918-1919) == Ayrıca bakınız == * Türkiye arması * Türk bayrakları listesi * Türkiye'nin ulusal sembolleri == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * 22 Eylül 1983 tarih, 2893 sayılı Türk bayrağı Kanunu Bayrak Kategori:Ulusal bayraklar Kategori:Ay ve yıldızlı bayraklar Kategori:Avrupa bayrakları Kategori:Asya bayrakları Kategori:Türk bayrakları
1,641
Levent Altındağ (d. 6 Mayıs 1954, İstanbul, ö. 9 Nisan 2021) Türk müzisyen. Küçük yaşlarda, müzisyen olan babası Erdoğan Altındağ'ın teşviki ile mandolin çalarak müziğe başladı. Onno Tunç, Şerif Yüzbaşıoğlu, İsmet Sıral, Emin Fındıkoğlu, Neşet Ruacan, Süheyl Denizci, Okay Temiz, Erkan Oğur, Arto Tunç, Nükhet Ruacan ile çalışmalar yaptı. Fahir Atakoğlu, Federico Ramos ve dünyanın en iyi davulcularından biri olan Horacio El Negro ile İzmir Caz Festivali'nde çaldı. Yine dünyaca ünlü vurmalı çalgılar ustası Nana Vasconcelos ile Brezilya ve Türkiye'de çalışmalar yaptı. 7\. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nde sahne alan Aşkın Arsunan Ethno Karma Project'e konuk müzisyen olarak katıldı. Yurt içi ve yurt dışında birçok festivale katılan Altındağ, ayrıca yüzlerce müzik albümünün stüdyo kayıtlarında yer alarak, sayısız sanatçıya eşlik etti. Stüdyo müzisyenliğinin yanında Türkiye'nin önemli müzisyenlerinden kurulu olan Habbecik ile CD ve konser çalışmaları yapan Levent Altındağ, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarında Sanatçı Öğretim Elemanı olarak görev yaptı ve İstanbul Superband, Habbecik ve Passiflora gruplarında tenor, soprano sax ve flüt çalmaktaydı. Kategori:1954 doğumlular Kategori:Türk caz flütçüleri Kategori:Yaşayan insanlar Kategori:Türk caz saksofoncuları
1,616
Bilişim, bilişim bilimi ya da bilgisayar bilimi, bilgi ve hesaplamanın kuramsal temellerini ve bunların bilgisayar sistemlerinde uygulanabilmeleri sağlayan pratik teknikleri araştıran bir yapısal bilim dalıdır. Bilişimciler ya da bilgisayar bilimcileri bilgi oluşturan, tanımlayan ve dönüştüren algoritmik süreçler icat edip, kompleks sistemleri tasarlamak ve modellemek için uygun soyutlamalar formüle ederler. == Tanım == Matematiğe benzer şekilde Bilişim Bilimi bilginin, özellikle elektronik makineler aracılığıyla, düzenli ve ussal biçimde işlenmesi bilimidir. Bunun yanı sıra bilişim bilimi bilgi işlemlerinde uygulanabilen (soyut) matematiksel yapıları da inceler. Amacı ve görevi bir yandan (saf matematiğin alt dalı olarak) temel aksiyomatik matematiksel kuramlar üretmek (Kuramsal Bilişim Bilimi), ikinci olarak -yardımcı bilim şeklinde- tüm diğer uzmanlık dallarının nesnelerini ve süreçlerini çözümleyip soyut matematiksel yapılara ve Algoritmalara dönüştürmek (Bilgisayar Bilimi) ve üçüncü olarak soyut matematiksel yapıların aktarılabileceği, saklanabileceği ve algoritmalarla otomatik olarak işlenebileceği matematiksel makineleri tasarlamaktır (Teknik Bilişim ya da Bilgisayar Mühendisliği). == Köken == Bilişim kelimesi bilmek fiilinin bir türevi olan bilişmek fiilinden türetilmiş bir kelimedir ve ilk kez Aydın Köksal tarafından kullanılmıştır. Bilişim kelimesinin karşılığı olan , ve bunlardan türetilmiş olan Türkçe enformatik kelimeleri, ve gibi alanları kapsar. İskandinav ülkelerinde bilişim biliminin karşılığı olarak datalogi terimi kullanılmaktadır. Bilişim biliminin kökleri matematik, fizik ve elektrotekniktedir. Bir mühendislik alanı olarak bilişim, verileri aktarabilen, depolayabilen ve algoritmalar yardımıyla verileri işleyebilen matematiksel makineler tasarlar. Böylelikle bilişim özellikle gerçek süreçlerin simülasyonunu mümkün kılar. Bir "yardımcı bilim" olarak düşünüldüğünde bilişim diğer bilimlerdeki olguları soyutlaştırır ve algoritmalar yardımıyla işler. Veri işleme ve bununla ilgili iş alanları için genel bir kavram olarak İngilizce "information technology" (IT) yerine Türkçede bilişim teknolojisi (BT) kavramı kullanılmaktadır. Bilişim kısaca "Thales" tarafından ortaya çıkmıştır. == Bilişimin çağdaş yaşamdaki önemi == Bilişim çağdaş yaşamın her alanında kendine yer edinmiş durumdadır. İnternetin yoğun kullanımı bu gelişmeyi güçlendirmiştir. Bilgisayarların dünya çapında ağlaşması firmaların iletişiminde, lojistikte, medyada, ev yaşamında ve daha birçok başka alanda devrim niteliğinde değişimler yaratmıştır. Bilişim, fark edilmese de çamaşır makinesi, fotoğraf makinesi, müzik sistemleri gibi pek çok aygıttaki gömülü sistemler () vasıtasıyla günlük yaşamın bir parçası haline gelmiştir. Elektroteknik cihazlarda çok gelişmiş yazılımlar görülebilmekte. Bilgisayarlar büyük veri yığınlarını kısa sürede yönetebilir, depolayabilir, paylaşabilir ya da işleyebilirler. Bunu sağlayabilmek için karmaşık donanım ve yazılım sistemleri gereklidir. Bu sistemlerin tasarımı ve geliştirilmesi de bilişim biliminin araştırma alanına girer. Vikipedi'nin kendisi bu tip karmaşık bir sisteme örnek verilebilir. Bilgisayar sistemlerinin sağladığı fayda algoritmik işlemleri büyük veri yığınlarına yüksek bir hızda uygulayabilmeleridir. İnsan zekâsı buna karşılık bilişsel () algılama (örneğin eksik bilgi ile karar alabilme, şekil, yüz vb. tanıma) bakımından bilgisayarlara göre çok daha üstündür. Buna benzer konular yapay zekâ alanında araştırılmaktadır. Bu araştırma alanlarının bazılarında önemli sonuçlar elde edilmiş olsa da henüz insan zekâsının tam bir simulasyonundan söz etmeye imkân yoktur. == Bilişim bilimi ve bilgisayar mühendisliği kavramları == Bilişim bilimi genel olarak her tür mekanik hesap ve bilgi işlevleri inceleyen bir bilimdir. Önemli olan kuramsal bölümlerinden bazıları bunlardır: * Bilgisayar programcılığı * Hesap kuramı * Biçimsel dil kuramı ve Otomat kuramı Bilgisayar bilimine bazen bilgisayar mühendisliği denilir ki, bunlar aynı değildir. Bilgisayar bilimi, diğer dillerde kullanılan "computer science" ya da "Informatik" (Bilişim) sözcüklerin manasına daha yakındır ve bilim olarak, mühendislikten genelde daha soyut konuları inceler. Bilişim bilimi hesaplama, bilgi verme ve yazılım ve donanım üzerindeki işlemler üzerine çalışmaktadır. Pratikte bilgisayarlarla ilgili konuları kapsar. Algoritmalar, formül yapıları, bilgisayar dilleri, yazılım ve bilgisayar donanımları bu konulardan belli başlı olanlarıdır. == Bilişimde kullanılan elemanlar == === Donanım elemanları === * Ağ elemanları * Ağ kartı * Ana kart * Bilgisayar * Çıkarılabilir diskler * Ekran kartı * Fare * İşlemci * Klavye * Modem ** Dial- Up modem ** ADSL modem ** Kablolu modem * RAM hafızası * Sabit Disk * Sayısallaştırıcı * Tarayıcı * Yazıcı * Yönlendirici === Yazılım elemanları === * Cihaz ilişkili yazılımlar * İş (Sektörel) uygulamalar * Ofis uygulamaları * Ortam ilişkili yazılımlar * Oyun yazılımları * Öykünücüler (emülatörler) * Programlama dilleri * Sistem yazılımları * Yardımcı yazılımlar ve birçok alanda geliştirilebilecek yazılımlar * Bilgi Yönetim Yazılımları == Bilişimin alanları == * Kuramsal bilişim/bilgisayar bilimi ** Hesaplama kuramı ** Bilgi ve kodlama kuramı ** Algoritmalar ve veri yapıları ** Programlama dili kuramı ** Biçimsel yöntemler ** Koşut zamanlı, paralel ve dağıtık sistemler ** Veri tabanları ve bilgi erişimi * Uygulamalı bilişim/bilgisayar bilimi ** Yapay zekâ ** Bilgisayar mimarisi ve mühendisliği ** Bilgisayar grafikleri ve görselleştirme ** Bilgisayar güvenliği ve kriptografi ** Hesaplamalı bilim (bilimsel hesaplama) ** Bilgi bilimi ** Yazılım mühendisliği == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * Bilişim Teknolojileri Derneği * Türkiye Bilişim Vakfı
1,614
Matematikte, bir S kümesinin boş olmayan her altkümesi için, en küçük bir eleman tanımlayan tam sıralara, S kümesi üzerinde tanımlı bir iyi-sıra denir. İyi-sıralılık özelliğine sahip bir S kümesi iyi sıralı bir kümedir. Örneğin doğal sayıların normal bir sırası iyi sıralıdır fakat ne tam sayıların ne de pozitif reel sayıların normal bir sırası iyi sıralı değildir. İyi sıralı bir S kümesinde sonsuz olarak azalan bir zincir bulunamaz, yani S kümesinde her i için a_{i+1} olacak bir (a_i) dizisi bulunamaz. Seçim aksiyomu kullanılarak bu özelliğin iyi sıralılık ilkesine denk olduğu gösterilebilir. Ayrıca bu özellik Zorn Lemma'sına da denktir. İyi sıralı bir kümede, mevcut olabilecek en büyük eleman dışındaki her a elemanının belirli bir ardılı bulunur: a elemanından daha büyük olan tüm elemanların altkümesinin en küçük elemanı. Bununla birlikte her elemanın bir öncel elemanı olmak zorunda değil. Örneğin doğal sayılar kümesinin iki kopyasını ele alalım ve bu kopyaların, ikinci kopyadaki her elemanın ilk kopyadaki her elemandan daha büyük olacak şekilde sıralı olduğunu varsayalım. Her kopyada normal sıralılık seçilirse her iki küme iyi sıralı bir kümedir ve \omega+\omega şeklinde gösterilir. Burada her elemanın bir ardıl elemanı bulunmasına karşın (yani en büyük bir eleman olmamasına karşın) öncel elemanı olmayan iki eleman bulunur: Birinci kopyanın sıfır sayısı (bu kümenin en küçük elemanı) ve ikinci kopyanın sıfır sayısı (ilk kopyanın her elemanı bu sayıdan daha küçüktür fakat alt kümede en büyük eleman yoktur). Bir küme iyi sıralı ise verili bir önermenin bu kümenin tüm elemanları için doğru olduğunu göstermek için, sonluötesi tümevarım tekniği kullanılabilir. (Tam tümevarım bu tekniğin özel bir durumudur.) Seçim aksiyomuna denk olan iyi-sıralılık ilkesi her kümenin iyi sıralı bir küme yapılabileceğini ifade eder. == Kaynakça == Kategori:Sıra teorisi Kategori:Matematiksel tümevarım
1,642
küçükresim|Ricky Ford & Mercer Ellington (1975). Ricky Ford (d. 4 Mart 1954 Boston, Massachusetts) Müziğe davul ile başlayan Ford daha sonra Rahsaan Roland Kirk'ten etkilenerek 15 yaşında saksofon çalmaya başladı. Müzisyeni Boston'daki bir kulüpte dinleyip etkilenen Ran Blake, Ford'u New England Konservatuvarı'nda eğitim alması için ikna etti. (Blake daha sonra Ford'u "Rapport", "Short Life Of Barbara Monk" ve "That Certain Feeling" gibi pek çok albümde çalması için de davet etti). 1974 yılında Ford, Mercer Ellington yönetimindeki Duke Ellington Orkestrası'na katıldı ve 1976 yılında da Charles Mingus'un grubunda George Adams'ın yerini aldı. Bu grupla birlikte "Three Or Four Shades of Blue" ve "Me Myself An Eye"ı kaydetti. 1970'lerin sonu 1980'lerin başında Dannie Richmond, Mingus Dynasty, George Russell, Beaver Harris, Lionel Hampton ve Adbullah Ibrahim'in Ekaya grubu ile çaldı. Ancak 1977'de çıkış yaptığı ilk albümünden sonra daha çok lider olarak çalıştı, Jimmy Cobb ve eski Ellington üyelerinden James Spaulding ile kayıtlar yaptı. Son kayıtlarında kendisine New England Konservatuvarı'nda hocası olan Jaki Byard da eşlik etmiştir. Güçlü ve otoriter bir tenor saksofoncu olan Ford'un modern cazın birçok yapısındaki yetkinliğinin kendine özgü bir duyum yaratmasını engellediği iddia edilebilir. Ricky Ford, 2001 - 2006 yılları arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü'nde de saksofon, kompozisyon, doğaçlama ve ansamble dersleri vermiştir. Halen Paris'te yaşamakta ve çalışmalarına devam etmektedir. == Kaynakça == * http://www.cazci.com Kategori:1954 doğumlular Kategori:Boston doğumlular Kategori:Amerikalı bateristler Kategori:Amerikalı caz müzisyenleri Kategori:Yaşayan insanlar
1,645
küçükresim|wikipedia görsel arşiv Matematikte soyutlama, matematiksel bir kavramın, başlangıçta ilişkili olabileceği herhangi bir gerçel dünya nesnesine olan bağımlılığı ortadan kaldırıp genelleştirerek daha geniş bir uygulama alanı sağlamak için, özünü çıkarma işlemidir. Matematikteki birçok araştırma alanı -alan için geçerli olan kurallar ve kavramlar soyut yapı olarak anlaşılmadan önce- gerçel dünya sorunlarının incelenmesi ile başlamıştır. Örneğin geometrinin kaynağı gerçel dünyadaki mesafelerin hesaplanmasına dayanmaktadır. İstatistik, şans oyunlarındaki olasılıkların hesaplanmasından doğmuştur ve cebir aritmetik problemlerinin çözme çabalarından ortaya çıkmıştır. Soyutlama matematik biliminde sürekli ilerleyen bir olgudur ve birçok matematiksel konunun gelişimi somuttan soyuta doğru bir ilerleme içerisindedir. Örneğin geometri dalının tarihsel gelişimini ele alacak olursak: Geometrinin soyutlaştırılması konusundaki ilk adım eski Yunanlar tarafından gerçekleştirilmiştir ve (bildiğimiz kadarıya) Öklid, düzlemsel geometrinin aksiyomlarını ortaya koyan ilk kişi olmuştur. 17. yüzyılda Descartes kartezyen koordinatlarını tanımlayarak analitik geometrinin kurulmasına olanak tanımıştır. Soyutlaştırma yolundaki diğer adımlar Lobachevsky, Bolyai ve Gauss tarafından geometrinin Öklitçi olmayan geometrilere genelleştirilmesiyle sağlanmıştır. Daha sonra 19. yüzyıl matematikçileri geometriyi daha da soyutlaştırarak 'n' boyutlu geometri, projektif geometri, afin geometri ve sonlu geometri gibi kavramlar ortaya koymuştur. Son olarak Klein'in "Erlangen programı" tüm bu geometrilerin ana temasını ortaya koyarak bu dalları, belirli bir simetriler grubu altında değişmeyen özelliklerin incelenmesi şeklinde tanımlamıştır. Bu düzeydeki soyutlama geometri ile soyut cebir arasındaki derin bağlantıları açığa çıkarmıştır. Modern matematiğin en yüksek derecede soyut alanları kategori teorisi ve model teorisidir. Soyutlama yapmanın yararları: * Matematiğin farklı alanları arasında derin bağlantılar olduğunu ortaya çıkarır * Bir alanda bilinen sonuçlar ilişkili bir alanda sanılar ortaya konmasına yardımcı olabilir * Bir alandaki teknikler ve yöntemler ilişkili bir alanda sonuçları tanıtlamak için kullanılabilir Soyutlamanın ana zorluğu, yüksek derecede soyut kavramları öğrenmenin güçlüğü ve özümsenmeden önce belirli bir matematiksel olgunluk ve deneyime gereksinim duyulmasıdır. Soyutlama Kategori:Felsefi kavramlar Kategori:Soyutlama
1,607
küçükresim|Sınıfta telkin etme, çalışma materyaline politik içeriğin dahil edilmesi veya öğrencilere aşılamak için rollerini kötüye kullanan öğretmenler, düşünce özgürlüğü ve eleştirel düşünme özgürlüğü arayan eğitim hedeflerine aykırıdır. Eğitim; okullar, kurslar ve üniversiteler vasıtasıyla bireylere hayatta gerekli olan bilgi ve kabiliyetlerin sistematik bir şekilde verilmesi. Eğitim, bireyin doğumundan ölümüne süregelen bir olgu olduğundan ve politik, sosyal, kültürel ve bireysel boyutları aynı anda içinde bulundurduğundan, tanımının yapılması zor bir kavramdır. Bireylerin toplumun standartlarını, inançlarını ve yaşama yollarını kazanmasında etkili olan tüm sosyal süreçlerdir. Kişinin yaşadığı toplum içinde değeri olan, yetenek, tutum ve diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçlerin tümüdür. Seçilmiş ve kontrollü bir çevrenin (özellikle okulun) etkisi altında sosyal yeterlilik ve optimum bireysel gelişmeyi sağlayan sosyal bir süreçtir. Eğitim, önceden saptanmış esaslara göre insanların davranışlarında belli gelişmeler sağlamaya yarayan planlı etkiler dizesidir. Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak istedik değişme meydana getirme sürecidir. Genellikle resmi, yani kurumsal, eğitimle bir kullanıldığından bağlama göre öğretim, öğrenim gibi kavramlarla sıkça karıştırılmaktadır. Bu söylemde düşünüldüğünde eğitim kavramı iki genel çatıda tartışılabilir: toplumsal ve kurumsal eğitim. == Etimoloji == Eğitim, Türkçede sözlük anlamı "Birinin akla uygun, fiziksel ve moral gelişmesi üzerine etki yaparak çeşitli davranış yatkınlıkları, bilgi ve görgü aşılayarak önceden tespit edilmiş amaçlara göre onun belirli bir yönde gelişmesini sağlamak, terbiye etmek" olan eğitmek kelimesinden türetilmiştir. İngilizce ve diğer Avrupa dillerinde education/educazione olarak adlandırılır ve semantik açıdan Latince educare fiilinden gelir; inşa etmek, ayağa kaldırmak, dikmek manasındadır. == Yurt dışı eğitim == Yurt dışı eğitim, genellikle az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere yönelen bir öğrenci akımı olarak algılansa da, aslında kendi vatandaşı bulunulan topraklar dışında, dini, dili, kültürü farklı yabancı bir ülkede eğitim almaktır. Öğrencilerin eğitim hayatlarının belli bir kısmını yurt dışındaki ülkelerde yaşayarak sürdürmesidir. Yurt dışı eğitim, dil eğitimi, üniversite eğitimi, yükseklisans eğitimi, mesleki ve kariyer eğitimi gibi temel başlıklar altında gruplandırılabilir. Türkiye'deki öğrencilerin yurt dışı eğitim konusundaki genel eğilimi Amerika ya da Almanya'da eğitim almak olarak belirmiştir. Yurt dışında eğitim almak isteyen öğrencilere, gidilecek ülke konsololuklarında öğrenci vizesi verilerek, o ülkede belirli bir süre,ülkenin haklarından sınırlı olarak yararlanma hakkı tanınmaktadır. Ancak Türkiye'de öğrenim gören yabancı öğrenci de vardır. Bunların çoğu Türki cumhuriyetlerden, Ermenistan'dan, İran'dan ya da Gürcistan'dan gelmedir. == Toplumsal eğitim == Bireyin, toplumun bir parçası olarak ailede başlamak üzere çevresindeki sosyal yapıdan aldığı eğitimdir. Geleneklere, dine, sınıfa vb. bağlı olan bu eğitim bireyin değer yargılarının yapısını oluşturur ve bir şekilde toplumun devamını sağlar. Daha sonraki yaşamında da beşeri ilişkileri veya öğrenci kariyeri anlamında da aldığı eğitim çok önemlidir. Topluma yönelik eğitim faaliyetlerinin ortak noktası, okul dışı, bir başka ifadeyle örgün eğitimin dışında kalmasıdır. Dolayısıyla, sosyal pedagoji; mecburî eğitimini tamamlamış olan veya buna paralel olarak bazı sosyal sorunlu kişiler için, genelde kamu kurum ve kuruluşlarca düzenli, plânlı ve sistemli bir şekilde yürütülen yaygın eğitim faaliyetlerinin bütünüdür. == Kurumsal eğitim == Eğitimin okullaşmış halidir. Eğitimin profesyonel bir örgütlenme içinde bireye sağlanmasıdır. Platon'un Atina'da kurduğu Akademi tarihteki ilk okul örneklerinden biridir. == Dünyada eğitimin tarihsel süreci ve yapısı == Eğitimin başlangıcı genel olarak söz edilecek olursa insanlık kadar eski olsa da bir bilim olarak çok yenidir. Avrupa'daki modern eğitim sisteminin kökleri orta çağ dönemine kadar gider. Orta çağdaki okullar öncelikli olarak kiliselere bağlıydı ve din adamı yetiştiriyordu. İlk üniversitelerin çoğu Hristiyan kökenliydi. Bununla birlikte 1088'de kurulan Bolonya Üniversitesi gibi laik üniversiteler de vardı. Günümüzdeki eğitim anlayışı ise Amerikan filozof, psikolog ve eğitim reformcusu John Dewey'nin (1859 – 1952) fikirlerinden ilham almıştır. William James ile birlikte Pragmatizm'in de kurucuları arasında yer alan Dewey, Rousseau ve Platon'un eğitim anlayışlarını eleştirmiş ve eğitimin köhnemiş, eski olguları tekrarla belletmeye değil öğrencinin bir kişi ve vatandaş olarak yaşamına uygulayabileceği bilgi ve becerileri kazandırma amacı gütmesi gerektiğini öne sürmüştür. == Eğitim felsefesi == Eğitimin bugününü iyi anlamak için eğitimin tarihsel değişimini anlamakta yarar vardır. Tarih boyunca ortama ve uygulamalara göre değişik eğitim tanımları yapılmıştır. Günümüzde eğitimin insan faaliyetlerindeki etkisi bugüne kadar olan uygulumaların en karmaşık olanıdır. Genel bir bakışla eğitim bir takım becerilerin öğretim ve öğrenim şeması içerisinde; insan'ın bilgi, sezinleme ve akıl işlevlerini geliştiren faaliyetler ve kavramlar bütünü olarak ele alınmaktadır. Bu tanım çok soyut olup somut uygulamalar üzerinde anlayış geliştirmeye yardım etmemektedir. Eğitim felsefesi eğitimin amacı, doğası ve içeriğine ilişkin çalışmalarla ilgilenir. Bilginin kendisinin olduğu kadar bilen zihnin doğası ve otorite problemleri, eğitim ve toplum ilişkisi gibi konular eğitim felsefesinin konuları arasında yer alır. Rousseau'nun döneminden bu yana eğitim felsefesi gelişim psikolojisi ve gelişme teorileriyle bağlantılı olmaya devam etmiştir. Eğitimden beklenen temel amaçlar şunlardır: Sivil toplum sorumluluk, fikir ve girişimci eğitimli vatandaşlara dayalıdır. Her alandaki ilerleme okullaşmanın meydana getirdiği eğitimin kapasitesine bağlıdır. Bu durumda eğitim bireyin, toplumun ve gelecekteki insanlığın gelişim ve refahını güçlendirmeyi amaçlar. == Uygulamalar == Eğitimin tek tanımlı (monolitik) olmadığı gerçeğinden dolayı eğitim kavramına birçok değişik boyuttan yakaşılmaktadır. Birçok boyutun var olmasının temel nedenleri * öğrencinin gelişimsel düzeyinin, * öğrenim ortamının etkisinin, * aktarılmak istenen bilgi yapısının, * Öğrenim Teorilerinin etkisinin, * Eğitim Teorilerinin etkisinin, göz önünde bulundurulmasıdır. Bu bağlamda eğitim üzerine konuşulurken * okul öncesi eğitim, genel eğitim, meslek eğitimi, hayat boyu öğrenim * bireysel eğitim, grup eğitimi, programli eğitim, bilgisayar destekli eğitim, uzaktan eğitim * çocuk eğitimi, gelişkin eğitimi, engelli eğitimi, üstün yetenekli eğitimi * kavram eğitimi, beceri eğitimi kavramlarını kullanarak hangi olgudan bahsettiğimizi belirtmeliyiz. Eğitim üzerine fikir oluştururken bu tanımlara dikkat edilmediğinde hatalar oluşmaktadır. Bir eğitim bakanının Türk eğitiminde ezberciliği kaldırıyoruz cümlesi Türk eğitim sisteminden kuran kursunu kaldırıyoruz diye yorumlanabilmektedir. == Mesuliyet ve Ölçme- Değerlendirme == Eğitim rastgele oluşan bir faaliyet değildir. Eğitsel faaliyetlerin belli bir amacı vardır ve bu bağlamda planlı bir olgudur. Eğitimin planlı yapısının bir uzantısı Eğitimde Mesuliyet (accountability) kavramını gerektirir. Bu sebepden dolayı bu iki konunun aynı boyutlarda ele alınması gerekir. Ayrıca eğitimin amaçları doğrultusunda gelişip gelişmediğini anlamak için Eğitsel Ölçme ve Eğitsel Değerlendirme faaliyetleri eğitim yapısının bir parçasını oluşturur. Plan - Mesuliyet - Ölçme*Değerlendirme birbirlerin tamayesinde belirler. Eğitim Mesuliyeti eğitimde yeniden yapılandırma taraftarlarının üstünde durduğu en önemli konu olarak geçerliliğini devam ettirmektedir. Eğitim Mesuliyeti eğitimin bütün faaliyetlerini kapsamaktadır. Eğitim faaliyetlerinde etkisi olan birimlerin hangi amaç doğrultusunda sorumlu ve etkili olduğu tam olarak belirlenmesini içerir. Buna en güzel örnek okul tuvaletlerinde yaşanmaktadır. Tuvalet temizliğinde ortaya çıkan bir aksama için sorumluluk şeması Sorun -> hizmetli -> müdür yardımcısı -> müdür -> il eğitim müdürlüğü (birden fazla imza) -> millî eğitim bakanlığı (onlarca imza) -> eğitim bütçesi planlama kordinasyonu (onlarca imza) -> meclis (550 dolayında imza) maliye bakanlığı <\- il eğitim müdürlüğü <\- müdür <\- alım satım <\- Çözüm <\- hizmetli <\- olarak gerçekleşmektedir. Ölçme ve değerlendirme birbiriyle ilişkili ve çok boyutlu kavramlardır. Eğitsel değerlendirme Türkiye'de dar anlamı olan öğrencinin öğrenme seviyesi olarak algılanmaktadır. Geniş anlamıyla eğitsel değerlendirme eğitimin bütününü kapsamaktadır. Eğitsel Değerlendirme diğer karar verme mekanızmalarında olduğu gibi kalite kontrolü geçerlidir. Eğitsel değerlendirmemin kalite kontrolü eğitsel geçerlilik ve eğitsel güvenirlik (soru analizi,..) yapıları için sunulan kanıtlarla sağlanmaktadır. Millî eğitim içinde en yaygın ölçme değerlendirme metodu olarak istatistiksel değerlendirme metotlar grubu kullanılmaktadır. Türk eğitim kurumlarında Klasik Ölçme Teorisi çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Öğrenci davranıslarını test kitapçığı bağlamında daha güvenilir olarak modelleyen Soru Cevap Teorisi üniversite seçme sınavında değerlendirmelerinde kullanılmaya çalışılmaktadır. Günümüzün en gelişmiş istatistiksel metodu olan Bireysel Test sistemi uygulamaları Türkiye de bulunmamaktadır. == Müfredat == Geniş anlamıyla Müfredat planlı eğitsel faaliyetlerin bir okul tarafından önceden belirlenmiş bir alan içinde (okul binası, atletizm sahası, hastane gibi) yürütülmesi olarak tanımlanmaktadır. [Todd, E. A.(1965) Curriculum Development and Instructional Planning] Tyler [1949] Müfredatı tanımlarken 4 ana soru içinde çalışılması gerektiğini önermektedir. * Hangi eğitimsel amaçlar güdülmekte * Hangi eğitsel metotlar ile belirlenen amaçlara ulaşılacak * Belirlenen süre, amaç ve metotların nasıl organize edileceği * Organize olmuş (planlanmış) süre, amaç ve metotların nasıl ölçüleceği == Ayrıca bakınız == * Eğitim teknolojisi * Eğitim bilimleri * Türkiye'de eğitim * Eğitim sosyolojisi * Eğitim psikolojisi * Meslekî eğitim * Alternatif eğitim == Kaynakça == Kategori:Sosyal haklar Kategori:Ana madde konuları
1,635
Müzik bilimi ya da müzikoloji, müziği bilimsel açıdan ele alan ve inceleyen bilim dalı. == Tarihi == Müzikolojinin ilk olarak "müzik bilimi" anlamındaki kelimenin geçtiği Jahrbuch für musikalische Wissenschaft (1863) adlı eseriyle Friedrich Chrysander tarafından kurulduğu kabul edilir (Randel, The new Harvard Dictionary of Music, s. 521). Müzikolojinin o sıralarda henüz kendine özgü bir araştırma metodu yoktu. Eski yöntemlerle araştırmalarını yapıyordu. Üniversitelerde, konservatuvarlarda ve özel okullarda müzikoloji öğretimi başlayınca kendine özgü bilimsel metotlar geliştirdi. Büyük müzikbilimi okulları yöntemleriyle birbirinden ayrılırlar. Büyük Britanya Organoloji, Fransa arşiv çalışmalarına, tarihlemeye, Almanlar daha çok uslup karşılaştırması, biçimsel çözümleme (analiz), estetik ve yayınlar konusuna ağırlık vermişlerdir. Bu şekilde İtalya ve İngiltere gibi diğer Avrupa ülkelerinin de müzikolojik çalışmalara farklı eğilimleri vardır. Müzikolojinin kurulmasını sağlayan Germen ülkeleri müzik biliminde önemli eserler hazırladılar. A. W. Ambros (1816-1876) ve H. Riemann (1849-1919), "Guido Adler" (1855- 1941), F. Blume (1893-1975) önemli müzikbilimi eserleri,külliyatlar hazırladılar. Adler müzikolojinin metotları, amaçları, sistemleştirilmesi gibi konularda önemli fikirleri ileri sürmüştür. XIX. yy. bilginleri arasında August Wilhelm Ambros, Geschichte der Musik (5 cilt, Leipzig 1862-82) adlı geniş çaplı bir eser yazmış ayrıca Bach, Händel gibi bestekârların eserlerini de düzenlemiştir. F. Blume'nin yöneticiliğinde yapılan Die Musik in Geschichte und Gegenwart (geçmişte ve günümüzde müzik) adlı eseri Alman müzikolojisinin gurur kaynağıdır. Almanlar müzik estetiğinde Stutgart ekolünü oluşturmuşlardır. Fransa'da ilk büyük müzik biyograficisi, bibliyografici ve eleştirmen François J. Fetis'dir (1784-1871). Daha sonra Raphael Kiesewetter'in müzik tarihi, Albert Lavignac (1846-1942) ansiklopedik çalışmaları ile A. Pierro (1869-1943) modern Fransız müzikolojisinin kurucusu olarak bilinirler. İtalya’da G. M. Gatti (1892-1973) İtalyanca müzik sözlüğü, C. Sa (1904-1975), müzikoloji eseriyle D. Stevens (1922-), bir müzik tarihi ile birlikte müzik yazmaları üzerine çalışmalarıyla bilinen G. Reaney (1924-) burada çalışan büyük müzikologlardır. G. Grove'nin (1820-1900) müzik ve müzikçiler sözlüğü ölümünden sonra da yenilenerek birçok kez basılmıştır. II. Dünya Savaşı'ndan sonra ABD'ye göçen Alman müzikologlar yeni teknik olanaklarla bilimsel müzikolojiyi ABD'ye taşımışlardır (Randel, The New Harvard Dictionary of Music, s. 522). ABD'de müzikolojinin kurucusu Kongre Kütüphanesi'in müzik bölümünü ve The Musical Quarterly dergisini yöneten Oscar G. T. Sonneck'tir (1873-1928). Amerikan müziği üzerine bibliyografya ve katalog çalışması yapmıştır. Harvard üniversitesi için bir müzik sözlüğü hazırlayan (Randel, The New Harvard Dictionary of Music, s.522) müzikolog Don Michael Randel'e göre ABD'de müzikoloji Cornell Üniversitesi'nde 1930'da Otto Kinkeldey tarafından kurulmuştur. Amerikalı müzikolog Baary S. Brook birçok müzikolojik çalışmanın yöneticiliğini yapmıştır. Bununla birlikte müzikoloji sahasında önemli adımlar atan başkaları da olmuştur. Babillilerin (Sümerlerin) müzik ve çalgılarını Galpin gün ışığına çıkarmıştır. Orta Çağ müzik anlayışını modern zamana göre açıklayan Cousmaker'dır. Müziğin simgeleri üzerinde önemli çalışmaları ve çözümlemeleri Max Schneider yapmıştır. Bütün bu müzikologlar geniş bir kültürle birlikte bilim araştırmalarını seven ve sebep-sonuç ilişkisini sentez yapabilen kişilerdir. Bugün gelinen noktada ise genel kabule göre Müzikoloji, bağımsız bir bilim dalıdır. Müzik tarihi, müzik teorisi gibi alt dallara müzik mitolojisine kadar varan araştırma alanına sahiptir. Bazıları "Etnomüzikoloji"yi "müzik tarihi"nin içinde bir araştırma alanı olarak kabul etmektedirler. Bununla birlikte Dünya müzikleri, "Karşılaştırmalı müzikoloji", "Kültürel müzikoloji" gibi adlandırılan alanlar da yine müzikolojinin alt dalı olan başlıklardır. Filiz Ali, A. Adnan Saygun, Ahmet Yürür, Rauf Yekta, Vural Yıldırım, Seyit Yöre, Yalçın Tura vd. bu alanda çalışan isimlerdir. == Kültürel müzikoloji == Kültürel müzikoloji, insan toplumunda müzik ve kültür ilişkisini inceler. Bu yaklaşımla kültürel müzikoloji tarih, edebiyat, sosyoloji, psikoloji, antropoloji ve müzikolojinin metotlarından yararlanır. Müzikoloji ana biliminin alt dallarından biridir. Disiplinlerarası bir bilim alanıdır. Müzikoloji ve Etnomüzikolojinin alanlarını incelemeyi temel alan Ayten Kaplan, eserini "kültürel müzikoloji" başlığı altında yayınlamıştır. Bu bilim, kapsadığı geniş inceleme alanıyla etnomüzikolojiyi gölgede bırakmaktadır. Müzikoloji ve Kaynakları kitabında da bu konuya yer verilir. == Ayrıca bakınız == * Türkiye'de müzikoloji Kategori:Sosyal bilimler Kategori:Müzik tarihi Kategori:Müzik felsefesi Kategori:Beşeri bilimler meslekleri Kategori:Müzik meslekleri
1,631
Ockham'ın usturası, Occam'ın usturası, Ocham'ın usturası (), tutumluluk yasası veya basitlik yasası (), "olasılıkların zorunluluk olmadan çoğaltılmaması gerektiği" problem çözme ilkesi. Fikir, ilahi mucizeler fikrini savunmak için basitliği tercih eden skolastik filozof ve teolog, İngiliz Fransisken rahibi Ockhamlı William'a ( 1287-1347) atfedilir. "En basit açıklama büyük olasılıkla doğru olandır" gibi ifadelerle çeşitli şekillerde yorumlanmıştır. Bu felsefi ustura, aynı tahminle ilgili rakip hipotezler sunulduğunda, en az varsayıma sahip çözümün seçilmesi gerektiğini savunur. Dolayısıyla, farklı tahminler yapan hipotezler arasında seçim yapmanın bir yolu değildir. Ockham'ın usturası, bilimde de aday modeller arasında katı bir belirleyici olmaktan ziyade teorik modellerin geliştirilmesinde kaçınıcı bir buluşsal yöntem olarak kullanılır.Hugh G. Gauch, Scientific Method in Practice, Cambridge University Press, 2003, , . Bilimsel yöntemde Ockham'ın usturası, reddedilemez bir mantık ilkesi veya bilimsel bir sonuç olarak görülmez. Bilimsel yöntemde basitlik tercihi yanlışlanabilirliğe dayanmaktadır. Bir olgunun kabul edilen her açıklaması için çok ve anlaşılmaz sayıda olası karmaşık seçenekler olabilir. Başarısız olan açıklamalar, yanlışlanmalarını önlemek için her zaman ad hoc hipotezlerle temellendirilebileceğinden, daha karmaşık olanlara göre daha basit teoriler tercih edilir çünkü daha test edilebilirdirler. == Tarihçe == "Ockham'ın usturası" kavramı, Ockhamlı William'ın 1347'de ölümünden birkaç yüzyıl sonrasına kadar ortaya çıkmadı. Ruhun Hristiyan Felsefesi eseriyle Libert Froidmont, kavramı kendisine mal etti. Ockham bu ilkenin kâşifi olmasa da kendi adıyla anılıyor oluşunun, onun bu kavramı sık ve etkili biçimde kullanmasından kaynaklanıyor olabileceği belirtilmektedir.Roger Ariew, Ockham's Razor: A Historical and Philosophical Analysis of Ockham's Principle of Parsimony, 1976 Ockham, ilkeyi çeşitli şekillerde ifade etse de en popüler ifade olan "varlıklar zorunluluk olmadan çoğaltılamaz" (), İrlandalı Fransisken filozof John Punch tarafından, Duns Scotus'un eserleri üzerine yazdığı 1639 tarihli tefsirde belirtilmiştir.Johannes Poncius's commentary on John Duns Scotus's Opus Oxoniense, book III, dist. 34, q. 1. in John Duns Scotus Opera Omnia, vol.15, Ed. Luke Wadding, Louvain (1639), reprinted Paris: Vives, (1894) p.483a == Ayrıca bakınız == * Bilim felsefesi * Çehov'un silahı * Dilde tutumluluk yasası == Kaynakça == == Konuyla ilgili yayınlar == == Dış bağlantılar == * Ockham's Razor , Sir Anthony Kenny, Marilyn Adams ve Richard Cross ile BBC Radio 4 tartışması (In Our Time, 31 Mayıs 2007) Kategori:Teoriler Kategori:Bilimsel yöntem Kategori:Skolastik felsefe Kategori:İndirgemecilik Kategori:Muhakeme Kategori:Usturalar (felsefe) Kategori:Yasalar Kategori:Bilim felsefesi Kategori:Din felsefesi Kategori:Eğitim felsefesi Kategori:Felsefi teoriler Kategori:Felsefe problemleri Kategori:Felsefi mantık Kategori:Felsefi kavramlar Kategori:Ontoloji Kategori:Metafizik Kategori:Metafizik teorileri Kategori:Mantık Kategori:Bilgi Kategori:Tümevarım Kategori:Hipotezler Kategori:Bilim tarihi Kategori:Din tarihi Kategori:Felsefe tarihi Kategori:Mantık tarihi Kategori:Düşünce tarihi Kategori:Eğitim tarihi Kategori:Buluşsal yöntemler Kategori:Bilim epistemolojisi Kategori:Epistemoloji Kategori:Epistemoloji teorileri Kategori:Tümdengelim Kategori:Eleştirel düşünme Kategori:Metafizik kavramları Kategori:Etik kavramları Kategori:Epistemoloji kavramları Kategori:Kavramlar Kategori:Tanrı'nın yokluğuna dair argümanlar
1,618
Akor, en az üç ayrı perdenin bir arada tınladığı ses kümesidir."chord." Britannica.com Hangi perdelerin üst üste konulacağı, yapılan müziğin stiline veya müzikte o anda yaratılmak istenen etkiye göre belirlenir. Klasik tonal armonide akorlar, bir temel notanın üzerine üçlü aralıkların üst üste konulması ilkesiyle kurulurlar. Bu üçlülerin büyük (majör) veya küçük (minör) olmalarından doğan kombinasyonlarla da akorların cinsi belirlenir. Üç notadan oluşan akorlarda, birbirinden farklı dört çeşit akor tipi kurulabilir. Do sesini kök (karar) ses (ks) kabul edecek olursak: * do-mi-sol (ks+b3+k3) (majör - major) * do-mib-sol (ks+k3+b3) (minör - minor) * do-mi-sol# (ks+b3+b3) (artık - augmented) * do-mib-solb (ks+k3+k3) (eksik - diminished) * NOTALARI LATİN ALFABESİNE GÖRE SİMGELEYEN HARFLER: "DO" - C "RE" - D "Mİ" - E "FA" - F "SOL" - G "LA" - A "Sİ" - B 'dir. * _Buradan; C(Do Majör) GAMI;_ C - D - E- F - G - A - B - C(Oktav) şeklinde yazılır. C gamı ses aralıkları(dizi aralıkları), gitar baz alındığında her "bir perde yarım sestir" ve buna göre; [ C D E F G A B C(oktav) ] şeklinde, yani; 2 tam, 1 yarım, 3 Tam, 1 Yarım kalıbındadır. Standart majör dizi bu şekilde oluşur. * _C GAMI ÜZERİNDE;_ C - Dm - Em - F - G - Am - Bm-5 akorlar bu şekilde yerleştirilir, oluşturulur. Yani; 1. ses major akor, 2. ses minör akor, 3. ses minör akor, 4. ses majör akor, 5. ses majör akor, 6. ses minör akor ve 7. ses minör - 5 veya dimione olarak kurulur. C majör gamı, transpoze edilerek(başka tonlara kaydırılarak aynı şekilde uygulanabilir. ÖRNEK: D gamına kaydıralım. 2 tam, 1 yarım, 3 tam, 1 yarım kalıbına göre; D - Em - F#m - G - A - Bm - C#m-5 kalın harflerle ifade edilenler notalar ve kalın-ince tamamını belirten ibareler de aldığı akorlardır. Ton 1 tam ses transpoze edilmiş D tonuna kaydırılmıştır. Tekrar belirtildiği üzere; majör gam kalıpları ve aldıkları akorlar bu standartta oluşturulurlar. == Kaynakça == Kategori:Armoni (müzik)
986
Erzincan, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat Bölümü’nde Tarihi İpek Yolu'nun üzerinde yer alır. 2020 nüfus sayımına göre il nüfusu 234.431'dir. Bu nüfusun %81,5'i şehirlerde yaşamaktadır. İlin yüzölçümü 11.815 km2'dir. İlde km2'ye 20 kişi düşmektedir. Merkez ilçeyle beraber 9 ilçe, 15 belediye, bu belediyelerde 159 mahalle, ayrıca 522 köy bulunmaktadır. == Tarihçe == Tarih öncesi çağlarda Urartu egemenliğinde olan bölge doğu-batı, güney-güneybatı yol güzergahlarında olması ve tarihi İpek Yolu’nun Erzincan’dan geçmesi sebebiyle tarih boyunca önemini korumuştur. Bu ticari kaygılar bölgeye Urartular haricinde Hititleri, Medleri, Persleri, Makedonları ve Romalıları da çekmiştir. Uzun süre doğu ve batının çekişmesine sahne olan Erzincan, 7. yüzyıldan itibaren Müslüman akınlarına uğramış, birkaç defa Bizanslılar ve Araplar arasında el değiştirmiştir. küçükresim|Altıntepe'de bulunan Urartu freski 1071 Malazgirt zaferiyle Türkler Anadolu’ya girmiş ve zaferin hemen arkasından Sultan Alparslan'ın kumandanlarından Emir Mengücek tarafından Kemah civarında İlk Türk Beyliği olan Mengüçlü Beyliği kurulmuştur. Mengücek Beyliği 1228'e kadar devam etmiş, Anadolu Selçuklu hükümdarı I. Alâeddin Keykubad tarafından sona erdirildikten sonra Erzincan, Anadolu Selçuklu Devleti'nin egemenliğine girmiştir. 1230'da Anadolu Selçukluları ile Harzemşahlar arasındaki Yassıçemen Muharebesi'ne sahne olan Erzincan Moğol istilasına uğramıştır. kısa bir dönem sonra İlhanlılar'ın egemenliğine girmiştir. İlhanlılar yöreyi beylerle (Vali) yönetmişlerdir. Son İlhanlı valisi olan Alaaddin Eretna ilhanlı hükümdarı Bahadır Han'ın ölümü (1335) üzerine İlhanlılarla olan bağını keserek görünüşte Celayirîler'e bağlı kalarak bağımsızlığını ilan etmiştir. Böylece Erzincan 1335-1381 yılları arasında Eretna Devleti'nin hakimiyeti altında kalmıştır. Eretna Devleti'nin Erzincan'daki yöneticisi Pir Hüseyin'in 1379 yılında ölümü üzerine Mutahharten Bey yönetimi ele geçirerek; aynı yıl adına para bastırıp ve hutbe okutarak Erzincan merkez olmak üzere bağımsızlığını ilan etmiş ve Erzincan Beyliği'ni kurmuştur. küçükresim|Kemah'taki Osmanlı mezarlığı 1401'de Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı egemenliğine katılan Erzincan kısa bir süre sonra Timur'un istilasından kurtulamamış ve devamında 1419'da Karakoyunlular'ın, 1455'te Akkoyunlular'ın eline geçmiştir. Otlukbeli ilçesinde 11 Ağustos 1473 tarihinde, Fatih Sultan Mehmet ve 100 bin kişilik Osmanlı ordusu ile Uzun Hasan ve 70 bin kişilik Akkoyunlu ordusu arasında gerçekleşen Otlukbeli Savaşı'nda kazanan Osmanlılar bölge üzerinde tam bir hakimiyet kurmamışlar, bir süre yerel beylerin yönetiminde bırakılmış, 1514'te Yavuz Sultan Selim tarafından savaşsız bir şekilde Osmanlı devletine katılmıştır. Erzincan 17. yüyılda Celali isyanlarından, 19. yüzyılda da ova köylerini basan Dersim aşiretlerinden zarar görmüştür. küçükresim|Kazım Karabekir paşa ve mayeti Erzincan'da 1923 I. Dünya Savaşı'nda Sarıkamış Savaşı'nın galibi General Nikolay Yudeniç komutasındaki Rus Kafkasya Ordusu 1915 yılının yaz aylarında Anadolu'ya taarruza geçmiş ve Erzincan'a kadar ilerlemiştir. Malazgirt'te karşı karşıya kalan iki ordu arasındaki savaşı'nı Osmanlı ordusu kazanmış ve Rus ordusu Malazgirt'i terk ederek Van'a doğru çekilmiştir. Böylece Türkler Malazgirt'te kazanarak yerleştikleri toprakları 844 yıl sonra, yine Malazgirt'te kazanarak korumuşlardır; ancak Rus ordusu geri dönerek 2 Temmuz 1916'da Erzincan Muharebesi'ni kazanarak Erzincan'ı işgal etmiştir. Rus ordusu ile birlikte hareket eden ayrılıkçı Ermeni çeteleri de Erzincan'a inmişler, 18 Aralık 1917 de Sovyet hükûmeti ile yapılan Erzincan Mütarekesi ile 11 Ocak 1918 de Rus askerleri bölgeden çekilmiş ancak Ermeni çeteleri katliama varan birçok kanlı olaya sebep olmuştur. Kazım Kara Bekir komutasındaki askeri birlikler 13 Şubat 1918 de Erzincan'ı 22 Şubat 1918 de Tercan'ı ermeni silahlı güçlerinden kurtarmışlardır. === Erzincan depremleri === Erzincan tarihinde değişik şiddetlerde 30’dan çok deprem olmuştur. Erzincan, 1939 ve 1992'da gerçekleşen iki büyük depremde büyük hasar görmüş binlerce insanını kaybetmiştir. 1939 depremi 20. yüzyılda yeryüzünde görülen 15 büyük depremden biridir. Bu depremde 32.000 kişi ölmüş, 4.125 kişi de ağır yaralanmıştır. 14.401 bina yıkılmış, 4.043 bina da ağır hasara uğramıştır. Deprem bölgesindeki kurtarma çalışmaları günlerce devam etmiştir. Özellikle Erzincan, Şebinkârahisar, Alucra, Fatsa, Erbaa ve Niksar cezaevlerindeki mahkûmlar büyük fedakarlıkla kurtarma çalışmalarına katılmışlardır. Bu çalışmalarından ötürü 241 mahkûmun para cezalarının tümü ve geri kalan cezalarının 4/5’ini bağışlayan bir kanun kabul edilmiştir. Depremden sonra demiryolundan yukarı yeni bir şehir inşasına başlanarak bugünkü Erzincan şehri meydana getirilmiştir. Erzincan'da yıkıcı bir başka deprem de 13 Mart 1992'de yaşanmıştır. Bu deprem 6,8 büyüklüğünde olmuş, 653 kişi hayatını kaybetmiştir. Erzincan Bölgesinde son 1000 yıl içinde şiddeti 7’ den daha büyük 10’dan fazla deprem yaşanmıştır. Adı Tarih Enlem Boylam Şiddet Can Kaybı Erzincan - Erzurum 1268 39,75 40,40 IX 15.000 Erzincan - Erzurum 1458 39,75 40,40 X 32.0000 Erzincan - Erzurum 21.12.1482 39,75 39,50 IX Erzincan - Erzurum 17.06.1584 39,75 39,50 IX 15.000 Erzincan 1784 10.000'den fazla Erzincan 1788 Erzincan - Refahiye 20.05.1890 39,90 38,80 IX Erzincan 1930 Erzincan - Tercan 21.11.1939 VII 43 Erzincan 27/12/1939 X-XI 32.938 Erzincan 12.11.1941 VIII 15 Erzincan 13.03.1992 VIII 653 küçükresim|Erzincan'da toprak örtüsünün dağılımı ===Başbağlar Katliamı=== 5 Temmuz 1993'te akşam üzeri 100'e yakın PKK mensubu Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünü bastı. Ezanın okunduğu sırada camiye giren örgüt mensupları cemaati zorla dışarı çıkardı."'Başbağlar Katliamı' anılacak" , Habertürk, Erişim tarihi: 5 Temmuz 2010"17. yılında Başbağlar Katliamı" , Takvim, Erişim tarihi: 5 Temmuz 2010 1,5 saat örgüt propagandası yaptıktan sonra tüm erkekler kurşuna dizildi, burada 29 sivil katledildi."33 Başbağlarlı'nın acısı yürekleri dağladı" , Zaman, Erişim tarihi: 7 Temmuz 2008 Daha sonra köy ateşe verildi ve 214 ev, köy okulu, köy camii ve halkevi yakıldı.Başbağlar da 15 yıldır adalet bekliyor , Haber10, Erişim tarihi: 7 Temmuz 2008 Yakılan evlerde saklanan 1'i kadın 4 kişi de yanarak can verdi."Başbağlar katliamı kurbanı 33 kişi anıldı" , Hürriyet Erişim tarihi: 5 Temmuz 2010 11 Temmuz 2005 tarihinde PKK'lılar Tunceli-Erzincan Karayolu'nu kesmiş, araçlarda bulunan yolcuların para ve ziynet eşyalarına el koyan PKK'lılar 1 askeri kaçırarak olay yerinden uzaklaşmıştır. == Coğrafya == Erzincan Doğu Anadolu Bölgesi'nin Kuzey Batı bölümünde yukarı Fırat havzasında 39 02 ve 40 05 kuzey enlemleri ile 38 16 ve 40 45 doğu boylamları arasında yer almaktadır. Yüzölçümü 11.815 km² olup il merkezinin denizden yüksekliği 1.185 metredir. İlçeleri; Çayırlı, Erzincan, İliç, Kemah, Kemaliye, Otlukbeli, Refahiye, Tercan ve Üzümlü'dür. Birinci derecede deprem kuşağı üzerinde olan ilin 1939 Erzincan depreminden sonra şehir merkezi, şimdiki yerinde yeniden kurulmuştur. Erzincan ili genellikle dağlar ve platolarla kaplıdır. Dağlar çeşitli yönlerde belli bir sıra içerisinde uzanır. Güneybatıdan Munzur Dağları, Kuzeybatıdan Refahiye Dağları il sınırlarına girer. Doğudan Erzurum'dan gelerek, batıya doğru uzanan Karasu Nehri ve Kop Dağları il alanını derinlemesine, aralarında geniş düzlükler bırakacak şekilde böler. Dağlar il topraklarının yaklaşık % 60'ını kaplar. Esence Dağı (Keşiş), ilin en yüksek noktasını (3.549 m) oluşturmaktadır. Köhnem Dağı 3.045 m, Sipikör Dağı 3.010 m, Mayram Dağı 2.669 m, Kop Dağı Tünel'nin geçtiği Kop Dağı 2.963 m, Mülpet Dağı 3.065 m, Munzur Dağları 3.449 m, Kazankaya Dağı 2.531 m, Ergan Dağı 3.256 m, Dumanlı Dağları 2.618 m ve Coşan Dağı 2.976 m'dir. Erzincan ilinde ovalar, doğu-batı ve kuzey-güney doğrultusunda uzanan dağ sıraları arasındaki çöküntü alanlarında yer alır. Ovalar birbirine boğazlarla bağlanmıştır. Erzincan ovası, doğu-batı yönünde uzanır. Denizden yüksekliği 1.218 m olan ovanın uzunluğu 40 km, toplam alanı ise 500 km²'dir. Kuzeyinde, doğu-batı yönünde uzanan bir fay hattı vardır. Kalın bir alüvyon tabakasıyla kaplı olan ovada, sulu tarım yapılmaktadır. Orta verimlilikte olup, buğday, şekerpancarı ve fasulye yetiştirilmektedir. Fırat vadisinin iki yanında Sansa Boğazı'na dek olan alandaki çok sayıda düzlükler, Tercan ovalarını oluşturur. En genişi 180 km²'lik, Çadırkaya (Pekeriç) ovasıdır. Denizden yüksekliği 1.450 m ile 1.500 m arası olan bu ova kalın bir alüvyon tabakası ile örtülmüştür. İl toplam alanının, 1/20'sini yaylalar kaplamaktadır. Güneyde Munzur Dağlarının uzantıları üzerinde, özellikle Koşan Dağı yöresindeki yaylalar, seyrek ve kısa otlarla kaplıdır. Yer yer meşeliklere rastlanmaktadır. Daha doğuda Erzurum- Erzincan-­Bingöl sınırında bulunan Cemal Dağları'nın, Erzincan'da kalan uzantıları üzerinde, verimli yaylalar bulunmaktadır. Önemlileri arasında Çimen, Melan ve Sarıçiçek yaylaları zengin bitki örtüsüne sahip ilin en büyük ve en önemli akarsuyu Fırat ırmağıdır. Fırat 43,8 m³/sn ile 1320 m³/sn arasında değişen debisi ile sulama, enerji ve su sporları amaçlarıyla kullanılmaktadır. Tercan ovalarında Fırat'a, kuzeybatıda Keşiş Dağlarından çıkan, çayırlık dere ile güneydoğuda tuzla suyu katılır. Tercan ovasında suların birleştiği yerden itibaren Fırat'ın en büyük kolu karasu adını almaktadır. Yine Tercan Barajı ve Hidroelektrik Santrali buradadır. Erzincan ovasında Fırat ırmağı iki yandan Mercan, Kom, Cimin, Pahnik ve Sürperen suları ile Çardaklı köyüne adını veren Çardaklı deresini alır. Irmak, Erzincan ovasından sonra, Bağıştaş'e kadar derin bir yatak içerisinde akar. Fırat ırmağı Kemaliye ilçesinde Kadıgölü suyu ile Miran suyunu aldıktan sonra, ilçenin güneydoğusunda Başpınar yakınlarında Keban Baraj Gölü ile Elazığ il sınırına girer. Refahiye ilçesinin bir kısmından çıkan suların dışındaki tüm suları bünyesinde toplar. Refahiye ilçesinin bu suları Çukurdere ve Orçul Çayı aracılığı ile Kelkit çayına dökülür. Bölgedeki bütün akarsular kısa boylu sel karakteri taşıyan dere ve çaylardır. İlkbahar mevsiminde eriyen kar suları ve yağan yağmurlarla kabarır, zaman zaman taşkınlara neden olurlar. İl sınırları içerisinde coğrafi önemi olan göl yoktur. Çayırlı ilçesinde Yedi göller ve Aygır gölü, Otlukbeli ilçesinde Otlukbeli Gölü, Kemaliye ilçesinde ise Kadıgölü gibi küçük göller bulunmaktadır. Ormanlar Refahiye ve Kemah çevresinde meşe, gürgen, dış budak ve sarı çam olarak yoğunlaşmıştır. İl topraklarının 911.479 ha yaklaşık yüzde 76.57 si erozyona maruzdur. === Akarsular === küçükresim|Çağlayan Şelalesi küçükresim|Erzincan merkezi İlin en büyük ve en verimli akarsuyu Karasu Irmağı'dır. Karasu Irmağı Fırat’ın en önemli iki kolundan biridir. Tercan ovaları ve Erzincan Ovası boyunca akar, Kemaliye ilçesinin güneydoğusunda Başpınar yakınlarında il sınırlarını terkeder. Karasu Irmağı geçtiği yol boyunca Çayırlık Dere, Tuzla Suyu, Mercan, Kom, Cimin, Pahnik ve Sürperen Suları, Çardaklı Deresi, Kadıgölü Suyu ile Miran Suyunu toplar. === Dağlar === Erzincan dağlık ve platoluk bir coğrafyadır. Jeolojik yapı itibarıyla ikinci, üçüncü ve dördüncü zamanlarda oluşmuştur. Doğudaki Tercan Ovası, özel bir jeolojik yapı gösterir. Yöre, başkalaşım kayaçları arasına yerleşmiş geniş düzlükler ve dördüncü zamanda oluşmuş alüvyonlarla kaplıdır. küçükresim|Refahiye'ye bağlı Yukarı Yeniköy İl topraklarının % 60’ını dağlar kaplar. Dağlar çeşitli yönlerde, sıralı uzanır. Güneybatıdan Munzur, kuzeybatıdan Refahiye Dağları il alanına girer. Doğudan Erzurum’dan gelerek batıya doğru uzanan Karasu, il alanını derinlemesine, aralarında geniş düzlükler bırakacak şekilde böler. Erzurum’un Aşkale İlçesinden batıya doğru uzanan Tercan Düzlükleri, kuzeyden ve batıdan Kop Dağları’nın uzantılarıyla çevrilidir. Tercan Düzlüklerinin bulunduğu çukurluğun batısında, Mülpet ve Keşiş Dağları bulunmaktadır. Kop Dağları, Çayırlı ilçesinin batısında iki kola ayrılmaktadır. Birinci kol, Erzincan il merkezinin kuzeyine doğru uzanır. İkinci kol güneydoğuya dönerek, önce Keşiş, sonra Mülpet Dağları’nı oluşturur. Coşan Dağı, ilin en yüksek (3976 m.) noktasıdır. Çukurluğu, doğudan Dumanlı ile Maryam Dağı sınırlar. Güneyinde ise Koşan, Murdelor, Eşilbaba Dağları bulunur. Erzincan Ovası’nın kuzeybatısında, Doğu Anadolu Bölgesi ve Karadeniz bölgelerini birbirinden ayıran Refahiye Dağları uzanır. Refahiye ilçesinin doğusunda Çimen Dağları, güneyinde Kutlutepe Dağı, güneybatısında ise Gülen Dağı bulunur. Güneydeki Munzur Sıradağlarının kuzeye bakan yamaçları ile Karasu Vadisinin sağ yakasında Karadağ, Çölen, Vank Dağları Kemah ilçesinin belli başlı yükseltileridir. İlin en kayalık ve sarp yeri Kemaliye, Kemah ve İliç ilçeleridir. Erzincan’ın dağları genellikle çıplaktır. Erzincan ilinin yüksekliğine göre dağları: Dağın Adı Dağ Grubu Yükskliği (m) İlçe Kutlular Tepe Munzur Silsilesi 2980 Kemah- İliç Göltepeleri Munzur Silsilesi 3331 Kemah Haraminin Tepe Munzur Silsilesi 3239 Kemah Akbaba Munzur Silsilesi 3462 Kuştepe Munzur Silsilesi 3059 Heltepe Munzur-Mercan Dağları 3345 Merkez Esencetepe Esence-Keşiş 3349 Buzgölü Tepe Esence-Keşiştepe 3162 Kazdağı Tepe Otlukbeli Dağları 2762 Otlukbeli Karadağ Karadağ–Köhnem Dağları 3045 Keklikkıran Tepe Karadağ–Köhnem Dağları 2845 Kurtlu Tepe Dumanlı Dağları 2711 Kızıldağ-Peynirli Tepe Dumanlı Dağları 3025 Sivas İl Sınırı === Göller === Erzincan'ın doğal gölleri : Gölün adı Derinlik (m) Yüzölçümü (hektar) Yüksekliği (m) İlçe Otlukbeli Gölü 15-18 0,65 1855 Otlukbeli Aygır Gölü 10 1700 Çayırlı Yedi Göller 5 0,03 1650 Çayırlı Acı Göl 15 0,03 İliç Kadı Göl 2 0,06 1000 Kemaliye Munzur Gölü 20 5 2700 Tunceli sınırı === Bitki örtüsü === Erzincan Lawson yalancı servisi'nin (Latince: Chamaecyparis lawsonia) Türkiye'de doğal olarak yetiştiği tek yerdir. Geniş yapraklılardan Zeytin (Latince Olea europea), Zakkum (Latınce:Nerium oleander), Okaliptüs (Latince: Eucalyptus camaldulensis) endemik olarak yetişmektedirler. İğne yapraklılardan Fıstık çamı (Latince: Pinus pinea) en çok görülen türdür. Erzincan’da 276 endemik tür bulunmaktadır. Akarsu boylarında görülen kavak ve söğütlüklerin dışında, kısa ömürlü, cılız, otsu bitkiler yaygındır. Refahiye ve Kemah çevresinde, meşe, gürgen, dişbudak, sarıçam, bulunur. Köylerde ise; kiraz, şeftali, kayısı, elma, armut, erik, ceviz gibi meyve ağaçları vardır. Bundan başka, çok az miktarda ardıç, kavak gibi ağaç türleri ile böğürtlen, yemiş, geven, üvez, yabani gül, yabani erik, yabani ahlat, yabani alıç gibi ağaççıklara da rastlanmaktadır. Dumanlı Dağları, sarıçam ormanlarıyla kaplıdır. === İklim === Karasal iklim özelliklerine sahip olan Erzincan Doğu Anadolu Bölgesinde yer alan Elâzığ ve Malatya dışındaki diğer tüm illerden daha ılıman bir iklime sahiptir. Doğu Anadolu ve İç Anadolu iklimleri arasında bir geçiş niteliği taşıyan Erzincan iklimi Doğu Anadolu Bölgesi basınç kuşaklarına, ilin yüzey şekilleri ve yükseltilerine göre yer yer farklılıklar göstermektedir. yıllık sıcaklık ortalaması 11,6 °C'dır. Çevre illere göre daha uzun ve sıcak yaz mevsimi yaşamaktadır. Kış mevsiminde ise, doğudan gelen Sibirya kaynaklı hava kütlesinin tesirinde kaldığı zamanlarda, oldukça sert kış günleri yaşanmaktadır. Don olayı genel olarak Kasım ayında başlayıp, Nisan ortalarına kadar sürmektedir. Erzincan ilinin ortalama kar yağışlı gün sayısı 21,9 toplam karla örtülü gün sayısı 29,4’dür. Kar yağışları da Ekim ayı sonlarında başlayıp, Nisan ayına kadar sürmektedir. Yağış itibarıyla, yıllık 32.5 mm.’lik yağış ortalamasına sahiptir. En yağışlı mevsim ilkbahardır. Genel olarak en fazla yağış Kasım ayında, en az yağış da Ağustos ayında kaydedilmektedir. Erzincan ili yıllık nem ortalaması (bağıl nem) %63,34’dür. Dört tarafı dağlarla çevrili olan il merkezinde aşırı yağışlı dönemlerde özellikle dağların bitki örtüsü açısından zayıf olmasından dolayı sel basmaları söz konusu olabilmektedir. Yeraltı sularının bolluğu ve Erzincan Ovasını sulayan Fırat nehri ve yan kollarının varlığı nedeniyle kuraklık yaşanmamaktadır. Erzincan'ın çoğunlukla dağlık oluşu nedeniyle Merkez, Kemah, Kemaliye ve Üzümlü ilçelerinde kısmen mikroklima özelliği hissedilmektedir. == Yönetim == İllerde protokolde ilk sırada yer alan Vali, merkezi yönetimi temsil eder ve Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Büyükşehir dışındaki illerde yerel yönetim, şehirler düzeyindedir. Belediye Başkanı, belediye sınırları içinde kalan seçmenin oy çokluğu ile seçilir. Aynı seçmen İlçe Belediye Meclisi için de oy kullanarak ilçelerin belediye meclislerini oluşturur. İldeki bütün seçmenler ayrıca il genel meclisi için de oy kullanarak, İl Genel Meclisinin oluşumunu sağlarlar. İl genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için yapılan seçimlerde, onda birlik baraj uygulamalı nispi temsil sistemi, belediye başkanlığı seçiminde ise çoğunluk sistemi uygulanır İl genel meclisi ve belediye meclisi üye sayıları ilçe nüfusuna göre, kontenjandan kalan sayıların partilere dağılımı ise D'Hondt Sistemine göre belirlenir (Kanun:2972-Madde:23) İl Genel Meclisi, İl Özel İdaresinin karar organıdır, başkanını üyeleri arasından gizli oyla seçer. Ayrıca, İl Genel Meclisi kendi içinden gizli oyla bir yıl görev yapacak 5 kişilik İl Encümenini seçer. Merkezi yönetim, Vali ve İl Müdürlerinden oluşur. İl Özel İdaresi (İl Genel Meclisi ve İl Encümeni) seçilmişlerden oluşur, ancak Vali başkanlığında görev yapar. Yerel yönetim ise belediye başkanları ve belediye meclislerinden oluşur. Erzincan Valisi, Mehmet Makas'dır. 9.06.2020/274 sayılı kararla Zeytinburnu Kaymakamı iken atanmıştır. Erzincan Belediye Başkanı, Bekir Aksun (MHP), 31 Mart 2019 seçimlerinde %42,36 oy oranıyla seçilmiştir. 2019 Türkiye yerel seçimleri sonuçlarına göre Erzincan İl Genel Meclisi üye sayısı, 11 AK Parti, 6 MHP ve 5 CHP olmak üzere 22'dir. Erzincan Belediye Meclisi ise 14 AK Parti, 6 CHP ve 11 MHP olmak üzere 31 üyeden oluşur. 2018 Genel seçimleri sonucu, Erzincan'ı temsilen TBMM'de AK Parti'den 2 milletvekili (Süleyman Karaman, Burhan Çakır) seçilmiştir. == Nüfus == Güncel Nüfus Değerleri (TÜİK 6 Şubat 2023 verileri ) Erzincan ili nüfusu: 239.223'dir. Bu nüfusun % 82,11' i şehirlerde yaşamaktadır (2021 sonu). İlin yüzölçümü 11.815 km2'dir. İlde km2'ye 20 kişi düşmektedir. (Bu sayı Merkezde 109’dur.) İlde yıllık nüfus artış oranı % 0,79 olmuştur. Nüfus artış oranı en yüksek ve en düşük ilçeler: Kemaliye (% 2,69)- Otlukbeli (-% 3,35) 06 Şubat 2023 TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 9 İlçe, 15 belediye, bu belediyelerde 159 mahalle ve ayrıca 522 köy vardır. 2022 yılı sonunda Erzincan ili ve ilçelerinin yerleşim yeri ve nüfusla ilgili sayısal bilgileri İlçe Nüfus 2021 Nüfus 2022 Nüfus Artışı % Belediye Sayısı Mahalle Sayısı Köy Sayısı Köy Nüfusu Şehir nüfusu Şehirde oturan % Alanı km2''' km2'ye düşen kişi Çayırlı 8.383 8.112 -3,29 1 3 47 3.468 4.644 57,25 1062 8 İliç 9.109 8.905 -2,27 1 4 58 4.192 4.713 52,93 1382 6 Kemah 7.374 7.363 -0,15 1 10 73 4.434 2.929 39,78 2311 3 Kemaliye 5.033 5.170 2,69 1 11 61 2.634 2.536 49,05 1207 4 Merkez 163.470 166.181 1,65 3 85 59 12.038 154.143 92,76 1521 109 Otlukbeli 2.577 2.492 1 3 10 536 1.956 78,49 320 8 Refahiye 11.367 11.269 -0,87 1 5 121 7.044 4.225 37,49 1808 6 Tercan 16.110 15.653 -2,88 4 17 70 4.908 10.745 68,64 1614 10 Üzümlü 13.928 14.078 1,07 2 21 23 3.538 10.540 74,87 591 24 Erzincan 237.351 239.223 0,79 15 159 522 42.792 196.431 82,11 11.816 20 === İlin yıllara göre nüfusları === == Doğal Kaynaklar == Erzincan'ın yıllık ortalama güneşlenme süresi 6,2 saattir. İldeki derelerde ve yan kollarında inşa edilen 10 adet baraj ve hidroelektrik santraliyle (HES) su enerjisinden faydalanılmaktadır. Erzincan 27 milyon ton kömür rezervine sahiptir ve yılda yaklaşık 65 bin ton kömür tüketilmektedir. İl sınırları içerisinde Kaynarca Kaynağı, Ilıca Kaynağı, Çermik (Kırkgözeler) Kaynağı, Ekşisu (Saztepe) ve Ekşisu (Bögert) olmak üzere 5 tane Jeotermal saha bulunmaktadır. Erzincan ilinde orman kaynakları 300.384,0 hektardır. Orman alanlarının % 36’sını koru, % 64’ünü baltalıklar oluşturmaktadır. Erzincan İli’nde su kaynakları; akarsular, yeraltı suları, baraj ve suni göller olmak üzere üç grupta toplanır. Erzincan (Göyne) Barajı, Tercan Barajı ve Hidroelektrik Santrali, Karakaya Mertekli Regülatörü ve Yeraltı Suları ve Kaynak Sular (Ekşisu, Bögert Maden Suları gibi). Fırat Nehri civarındaki kuyulardan belediyenin açmış olduğu sondajlar vasıtasıyla Erzincan’a su temin edilmektedir. Erzincan İli özellikle krom yatakları bakımından oldukça zengindir. Demir ve manganez kaynakları da bulunmaktadır. Sanayide kullanılan asbest, kireçtaşı, jips, perlit, tuz gibi kaynaklara da sahiptir. == Ekonomi == Erzincan genelinde sanayi çok gelişmemiştir. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Tarım bakımından ilin ova kesimiyle yüksek bölgeler arasında önemli farklılıklar vardır. Yüksek ve dağlık kesimde hayvancılık ön plana çıkmaktadır. Erzincan Ovasının batı kesimlerinde ve Üzümlü ilçesinde bağ ve bahçelik alanlar yaygındır. Yükseklik arttıkça kuru tarım egemen olmaya başlar. Erzincan organize Sanayi Bölgesi kurulmuş ancak doluluk oranı henüz %34'tür. Ticaret daha çok il merkezinde toplanmıştır. Tarımsal ve hayvansal ürünler, küçük esnaf ve sanatkarların üretimi olan mamuller ve çeşitli sanayi mamullerinin faaliyetleri, iç piyasa faaliyetlerini oluşturur. küçükresim|Altıntepe Ören Yeri küçükresim|Altıntepe'deki Urartu kalıntıları == Turizm == küçükresim|Tercan, Mama Hatun Külliyesi Erzincan ili keşfedilmeyi bekleyen birçok doğal güzelliğe sahiptir. Dört tarafı dağlarla çevrili bölge özellikle doğa sporları açısından çok cazip olanaklar sunmaktadır. Kemah, Kemaliye ve Refahiye İlçeleri bu tür faaliyetler için çok zengin seçenekler içermektedir. İl merkezinde Ilıca, Beytahtı, Girlevik Şelalesi, Çayırlı İlçesinde Aygır Gölü, Kemah’ta Soğuk Sular, Kemaliye’nin kendine has mimarisi, Otlukbeli ilçesinde doğal sit alanı olarak da kabul edilen Otlukbeli Gölü, Refahiye İlçesinde Dumanlı Dağları ve ormanlar ile Sakaltutan mevkiindeki Yıldırım Akbulut Kayak Tesisleri, Üzümlü’de, Bayırbağ Mesire Yeri ve Hıdırellez Gölü, Tercan’da ise Ağ Baba akla ilk gelen önemli yerleridir. İl, coğrafi yapısı itibarıyla genel olarak kış sporları, su sporları ve doğal güzellikleri olan mesire alanları ile de turizm için çok yönlü özellikler taşımaktadır. Urartu medeniyetinin günümüze ulaşmış en sağlam kentlerinden biri olan ve Arkeolojik sit olarak koruma altına alınan Altıntepe Ören Yeri de Erzincan sınırları içerisinde bulunmaktadır. 2011 verilerin göre Erzincan'da konaklayan ve geceleyen turist sayısı 113.427'dir. Bunun 1.620'si yabancı turisttir. Erzincan'ın yöresel olarak meşhur tatlarından "cimin üzümü" Üzümlü ile özdeşleşmiş ve Erzincan döneri de bilinen tatları arasındadır. Hititler ile Urartular uygarlıklar döneminden günümüze kadar gelen Kemah Kalesi, şehir merkezinde bulunan Terzibaba Türbesi, Hıdır Abdal Sultan Türbesi ve Melik Gazi Türbesi, Tercan'da bulunan Orta Çağ Türk mimarisinin en ilginç ve önemli eseri kervansaray, hamam, mescit ve kendi türbesinden oluşan Saltukoğulları Hükümdarı II. İzzeddin Keykavus'un kızı Mama Hatun için yaptırdığı Mama Hatun Külliyesi, yine Tercan ilçesi Üçpınar köyünde bulunan ve 1854 yılında yapıldığı düşünülen Abrenk Kilisesi, Ekşisu adı verilen böğert maden suyunun da elde edildiği Ekşisu kaplıcaları, Kemaliye ilçesinde bulunan Buz ve Ala mağaraları ile Refahiye ilçesinde bulunan, Köroğlu ve annesi Mihr-i Vefa’nın yaşadığı belirtilen Köroğlu Mağarası, görülmeye değer yerler arasındadır. == Ulaşım == Erzincan, E-80 Karayolu üzerinde kurulmuştur. 382 km devlet yolu, 797 km il yolu vardır. Çevre illern hepsine karayolu bağlantısı bulunmaktadır. Demiryolu ile ulaşım 11 Aralık 1938 yılında gar binasının hizmete girmesiyle başlamıştır. Türkiye’nin kuzey demiryolu hattını oluşturan Haydarpaşa-Kars bağlantısı Erzincan’dan geçmektedir. 4 Eylül 1988'de sivil hava trafiğine de açılan Erzincan Yıldırım Akbulut Havalimanından İstanbul, Ankara ve İzmir'e tarifeli uçuşlar yapılmaktadır. === Konum Bilgileri Tablosu === Konum Bilgileri İlçe Kuruluş Yılıİçişleri Bakanlığı- İller İdaresi Genel Müdürlüğü Alanı km² Rakım mt. Merkeze kmkarayolları Genel Müdürlüğü Ulaşan Yollar Erzincan Merkez 1.521 1.216 /-25, , , Çayırlı 1954 1.062 1.527 115 İliç Cumh.önce 1.382 1.104 116 Kemah Cumh.önce 2.311 1.068 51 Erzincan=>, Refahiye=> Kemaliye Cumh.önce 1.207 947 157 Otlukbeli 1990 320 1.741 142 Refahiye Cumh.önce 1.808 1.602 71 /-24, -03, Tercan Cumh.önce 1.614 1.421 99 /-26 Üzümlü 1987 591 1.397 22 /-25 ERZİNCAN Cumh.önce 11.815 == Eğitim == küçükresim|Hacı Ali Akın Yerleşkesi 1967 yılında Erzincan Kız Öğretmen Okulu ile temelleri atılan Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi olarak 12 fakülte, 3 yüksekokul, 3 enstitü,12 meslek yüksekokulu, 12 koordinatörlük ve 16 uygulma ve araştırma merkezi ile eğitim öğretime devam etmektedir. İlde, ilk ve orta seviyede eğitim-öğretim, Milli Eğitim Müdürlüğüne ne bağlı okullarda yapılmaktadır. Yaygın eğitim ise Halk Eğitim Merkezi aracılığıyla yürütülmektedir. == Kültür == === Dil === Erzincan ilinde kullanılan Türk şivesinin Doğu Anadolu ağızları içindeki konumu Prof. Dr. Leyla Karahan'ın Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması (Türk Dil Kurumu yayınları: 630, Ankara 1996) adlı çalışmasına göre, ilçe bazında ayrı gruplarda yer alır: 1\. Doğu Anadolu ağızları 1.1.1. Ağrı, Malazgirt 1.1.2. Muş, Bitlis 1.1.3. Ahlat, Adilcevaz, Bulanık, Van 1.1.4. Diyarbakır 1.1.5. Palu, Karakoçan, Bingöl, Karlıova, Siirt 1.2.1. Kars (yerli) 1.2.2. Erzurum, Aşkale, Ovacık, Narman 1.2.3. Pasinler, Horasan, Hınıs, Tekman, Karayazı, Tercan (kısmen) 1.2.4. Bayburt, İspir (güney), Erzincan (merkez), Çayırlı, Tercan (kısmen) 1.2.5. Gümüşhane 1.2.6. Refahiye, Kemah 1.2.7. Kars (Azeriler ve Terekemeler) 1.3.1. Posof, Artvin, Şavşat, Ardanuç, Yusufeli 1.3.2.1. Ardahan, Olur, Oltu, Şenkaya, İspir (Hunut grubu), Tortum Türkiye Türkçesi ağızları - Vikipedi 1.4.1. Kemaliye, İliç, Ağın 1.4.2. Tunceli, Hozat, Mazgirt, Pertek 1.4.3. Harput 1.4.4. Elazığ, Keban, Baskil === Erzincan Mutfağı === Yörede geleneksel beslenme düzeni etkinliğini sürdürmektedir. Beslenmenin temelini buğday ve buğday ürünleri ile hayvansal gıdalar oluşturur. Bulgur, yarma, tarhana, erişte, dövme en çok tüketilenlerdir. Özellikle bulgur, çok sayıda yemek türünde kullanılır. Kışlık, besin maddeleri hazırlanmasının yöre halkının yaşamında önemli bir yeri vardır. Bulgur, gendime (aşurelik buğday), tarhana, yarma, erişte kış için hazırlanan ürünlerin başlıcalarıdır. Ayrıca çeşitli sebzeler ve meyveler kurutularak, reçel yapılarak değerlendirilmektedir. Yöre mutfağı yemek türleri bakımından zengindir. Bunların çoğunluğunu hamur yemekleri oluşturur. Eşgili, kesme çorba (un çorbası), yaprak sarma başlıca yemek türleridir. Ayrıca su böreği ve özellikle kete ve tatlılar çokça tüketilen hamur işlerindendir. == Spor == 2020-2021 sezonunu, futbol takımı 24 Erzincanspor, 2. Lig grup 5.si olarak tamamlamıştır. BAL takımı Ulalar Belediye Spor ve Futbol kadınlar 3.liginde Gençler Gücü S. devam etmektedir. Ayrıca voleybol bölgesel liglerinde 2 takımdan Erzincan Gençlik 2. lige çıkmıştır. Ziraat Türkiye Kupası'nda 24 Erzincanspor, 4. tura kadar çıkmış ve Ümraniyespor'a elenmiştir. Önemli spor tesisleri: Erzincan 13 Şubat Şehir Stadyumu (12.981), 13 Şubat Spor Salonu (1.626), Olimpik Kapalı Yüzme Havuzu (1.000) ve Ergan Dağı Kayak Merkezi'dir. == Ayrıca bakınız == * Erzincan * 1939 Erzincan Depremi * 1992 Erzincan depremi * Erzincan ilindeki yerleşim yerleri listesi * Erzincan Beyliği * Erzincan Üniversitesi == Kaynakça == * ;Notlar == Dış bağlantılar == * Erzincan Valiliği * Erzincan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü * Erzincan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü * YerelNET
1,497
Cemal Süreya, kimlik adıyla Cemalettin Seber (1931, Erzincan - 9 Ocak 1990, İstanbul), Türk şair, yazar ve çevirmen. Türk şiirinde modernist bir hareket olan İkinci Yeni şiirinin öncü şairlerinden biridir. İlk şiir denemelerini ortaokulda eskizlerle, lisede aruzla yapsa da asıl şiir çalışmaları üniversite yıllarında başlamıştır. Üvercinka (1958), Göçebe (1965), Beni Öp Sonra Doğur Beni (1973), Uçurumda Açan (1984), Sıcak Nal (1988), Güz Bitigi (1988) ve Sevda Sözleri (1990) adlarındaki şiir kitaplarının yanı sıra deneme, eleştiri, günlük ve antoloji türlerinde de yazmıştır. Eserlerinde en sık işlediği temalar aşk, kadın, yalnızlık, sosyal ve siyasal eleştiriler, ölüm, tanrı düşüncesi, portreler ve manzum poetikadır. Ayrıca Fransızcadan kırka yakın kitabı Türkçeye çevirmiştir. Onüç Günün Mektupları (1990) dışında hiçbir yazısı veya şiiri, dergi ve gazetede yayımlanmadan kitaba dönüşmemiştir. Sosyalist bir dünya görüşüne sahip olan Süreya, Papirüs dergisini çıkarmış ve bu dergide edebî görüşlerini açıklamasının yanı sıra dergiyi bir aydın olarak fikirlerini ortaya koymak için araç olarak kullanmıştır. Dersim İsyanı sebebiyle Erzincan'dan Bilecik'e göç etmek zorunda kalan Alevi Kürt-Zaza bir ailede dünyaya gelen Süreya, devlet memurluğu da yapmıştır. Dört defa evlenen Süreya, bunların dışında "Üvercinka" ve Tomris Uyar dâhil birçok kişiyle ilişkisi olmuştur. Sanat hayatı boyunca çeşitli mahlaslar kullanmış, çocukken kendisine verdiği "Cemal Süreyya" adını kullanırken girdiği bir iddia sonucu adındaki "y" harflerinden birini atmıştır. 9 Ocak 1990'da girdiği şeker koması sonucu vefat etmiş, cenazesi 11 Ocak'ta Şişli Camii'nde kılınan öğle namazından sonra Kulaksız Mezarlığı'nda toprağa verilmiştir. Yazdığı kitaplarla 1959'da Yeditepe Şiir Armağanı (Üvercinka), 1966'da Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü (Göçebe) ve 1988'de Necatigil Şiir Ödülü (Sıcak Nal ile Güz Bitigi) kazanmıştır. Kitap-lık dergisinin Türkiye'nin kuruluşunun 75. yıldönümü sebebiyle 1998'de hazırladığı "75 Yılda 75 Kitap listesi"nde iki kitabıyla (Üvercinka ve Sevda Sözleri) yer almıştır. Ayrıca çocuklar için ele aldığı yazılardan oluşan ve daha sonra kitaplaştırılan Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi, Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan 100 temel eser listesinde 30. sırada yer almıştır. 1991'den itibaren Cemal Süreya Kültür ve Sanat Derneği tarafından Cemal Süreya Şiir Ödülü verilmektedir. == Hayatı == === Ailesi ve çocukluğu === Asıl adı Cemalettin Seber olan Cemal Süreya, 1931 yılında Erzincan'da dünyaya geldi. Pülümür'den Erzincan'a göç eden Kürt ve Alevi bir ailede doğan Süreya'nın babası Hüseyin Bey, annesi Güllü Hanım'dır. 1905'te Erzincan'da doğan ve nakliyecilikle uğraşan babası Hüseyin Seber Kürt'tür. 1915'te Karatuş'ta doğan ve "Gülbeyaz" olarak bilinen annesi Güllü Hanım Zaza'dır. Karatuş'tan gidip gelirken Güllü Hanım ile karşılaşan Hüseyin Bey, ağabeyi Memo'nun yardımıyla Güllü Hanım'ı kaçırmış ve evlenmiştir. Bu evlilikten Cemalettin, Perihan, Ayten ve Kemal adlarında dört çocuk dünyaya gelmiş, çocuklardan Kemal bir yaşındayken ölmüştür. Ailesi, 1938 yılında Dersim harekâtı sırasında amcası Memo'nun valiyle takışması sebebiyle Dersim İsyanı sonrası bölgeden sürülünce Bilecik'e yerleşmiştir. > "Bizi bir kamyona doldurdular. Tüfekli iki erin nezaretinde. Sonra o iki > erle yük vagonuna doldurdular. Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar. > Tarih öncesi köpekler havlıyordu. Aklımdan hiç çıkmaz o yolculuk, o > havlamalar, polisler." Güllü Hanım, Bilecik'e yerleştikten altı ay sonra yaptığı düşük sonucu meydana gelen kanamadan dolayı yirmi üç yaşında ölmüştür. Ailenin maddi durumu bu dönemde gittikçe kötüleşmiştir. İlkokula başlamak için halasının yaşadığı İstanbul'a giden Süreya, buradayken ailesinden gelen bir etkiyle cenk kitapları okumanın yanı sıra sık sık sinemaya gitmiştir. Daha sonradan babasıyla kız kardeşleri de İstanbul'a gitmiş; fakat sürgün edilen kişilerin bulundukları muhiti yirmi yıl boyunca terk etmeleri yasak olduğu için bir gece bütün aile Sanasaryan Han'a götürülmüş, ardından Bilecik'e yollanmıştır. Babası makinist olarak karayollarına çalışmaya başlamış ve işi gereği ayın on beş günü dışarıda olduğu için annelik görevini de babaannesi üstlenmiş, babasının boşluğunu ise amcası doldurmuştur. Annesi öldükten sonra babası iki evlilik daha yapmıştır. Babasının ikinci eşi Esma Hanım'dır; Süreya, Esma Hanım'dan kaçmak için gizlice parasız yatılı sınavına girmiştir. Babasının üçüncü evliliği ise Refika Hanım'ladır. > "Sonunda babam iki kez evlendi, önce Esma, sonra Refika'yla. Esma çok kötü > çıktı. Kardeşlerime işkenceli bir çocukluk yaşattı, örneğin saçlarından > tutup kuyuya sarkıtırdı. Bu yüzden kız kardeşlerimin saçları gür değildir. > (...) Esma deliydi. Bir fırıncıyla kavga edip adama vurup, adamın yerinden > kalkamayınca öldü sanıp ve Bilecik'ten kaçtı. Esma kaçınca, babam Refika'yı > aldı. O iyi çıktı. Kardeşlerim onu anne bildiler." Babası Hüseyin Bey 1957 yılında bir trafik kazasında ölmüştür. === Eğitimi === Süreya, ilkokula başlamadan önce okumayı, yazmayı, matematiği ve resim yapmayı büyük amcası Memo'dan öğrenmiştir. Hastalığı sebebiyle okula bir yıl geç başlayarak 1939'da 37. Beyoğlu İlkokuluna kaydolmuştur. Alevi çevrede din kitapları, Ali üzerine kitaplar çoğunlukla olmak üzere "eline ne geçerse" okumuş, ilkokul 2. sınıftayken yazdığı bir kompozisyonla öğretmeninden Yavrutürk dergisini ödül olarak almıştır. 1941'de, 3. sınıfın ilk dönemini bitirdikten sonra sürgün edildikleri Bilecik'e dönmek zorunda kalınca, Bilecik Birinci İlkokuluna kaydolmuştur. Burada "Kürt damarı tuttu", "Sümüklü Kürt", "Kürt Cemo" şeklinde etiketlenmiştir. Üvey annesi Esma Hanım'dan "kaçmak" için parasız yatılı sınavına girmiş ve sınavı kazanarak 1944-45 eğitim-öğretim döneminde Bilecik Ortaokulunda okumaya başlamıştır. Ortaokulda okuduğu dönemde tatildeyken gece bekçiliği yapmıştır. > "Ben, evden kaçmak için, gizlice parasız yatılı sınavına girdim. Bilecik > Ortaokulu için. Gizlice, çünkü babam yoksuldu ama belli etmek istemezdi. > Sınavı kazandım. Zaten ömrümce parasız yatılı okudum. Ben oradan, o evden > kaçtım ama, kardeşlerimin derdi hep içimdeydi." 1947'de ortaokulu bitirdikten sonra 1947-48 döneminde İstanbul'daki Haydarpaşa Lisesinde parasız yatılı öğrenci olarak öğrenim hayatına devam etmiş ve bu dönemde aruz ölçüsüyle birkaç şiir yazma girişiminde bulunmuştur. Lise son sınıftayken edebiyat ile ilgilenen Süreya, kendini bu dönemde "aruzcu, eski edebiyatçı" olarak görmüştür. 1950'de Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinin maliye ve iktisat bölümünde okumaya ve bu dönemde şiirlerini yayımlamaya başlamıştır. Yine bu dönemde eski şiiri bırakarak yeni şiire geçiş yapmıştır. 1954'te mezun olduktan sonra teğmen olarak askerliğini yaparken fark derslerini de vererek hukuk diplomasını da almıştır. === Memuriyeti === Süreya, 25 Kasım 1954'te Eskişehir Vergi Dairesinde stajyer olarak göreve başlamıştır. 8 Ağustos 1955'te yapılan teftiş kurulu sınavını kazanarak 11 Ağustos 1955'te maliye müfettiş yardımcısı olarak İstanbul'a gitmiştir. Bu dönemde art arda hem şiirleri hem yazıları yayımlanmış ve dergi çıkarma düşüncesi içine girmiştir. 7 Ekim 1958'de girdiği yeterlilik sınavı sonucunda beşinci sınıf maliye müfettişi olmuştur. Bu tarihten itibaren teftiş amaçlı ülkenin çeşitli bölgelerine gitmiştir. Teftiş için gittiği ilk yerler Nazilli ve Söke'dir. Askerlik yaptığı Temmuz 1959-31 Aralık 1960 tarihlerinde memuriyetine ara vermiş ve bu dönemde, beşinci ayın beşinde saat beşte Kızılay'da Demokrat Parti hükûmetini protesto etmek amaçlı toplanan grubun şifresi olan 555K'ye tanık olmuştur. Olay anında Adnan Menderes'in bir protestocu tarafından tartaklanması, yirmi iki gün sonra da 27 Mayıs Darbesi ile görevinden uzaklaştırılıp sonrasında idam edilmesinin sebeplerini Süreya, daha sonraları yazdığı "555K" adlı şiirinde dile getirmiştir. Askerliğini bitirdikten sonra maliye müfettişi göreviyle Ankara'ya atanmış ve 1961'de Maliye Denetim Usulleri ve İktisadi Devlet Teşekkülleri'ni incelemek üzere Paris'e gönderilmiştir. Paris'teyken hem Fransızcasını geliştirmiş hem de "Göçebe" adlı şiirini tamamlamıştır. Burada bir yıl kaldıktan sonra Türkiye'ye dönerek Kars, Ağrı, Çanakkale ve Tekirdağ gibi yerlere teftiş turnesine çıkmıştır. Müfettişlik yaptığı dönemde Çanakkale Muharebelerinin yapıldığı bölgenin korunmasını ve anıt halinde günümüze gelmesinde olağanüstü gayretleri olmuştur.25 Nisan 2022 tarihli Uğur Dündar köşe yazısı Sözcü, 25 Nisan 2022 tarihinde erişilmiştir 1964'te İstanbul'a atandıktan sonra hem edebiyata hem de dergi çıkarma işlemine ağırlık vermek için 31 Temmuz 1965 tarihinde Maliye Teftiş Kurulundan arkadaşları Sezai Karakoç ve Doğan Yel'le beraber istifa etmiştir. Memuriyetten ayrıldıktan sonra dergi çıkarıp dergi yönetimlerinde bulunan Süreya, 12 Mart Muhtırası'nın meydana gelmesiyle memurluğa geri dönmek zorunda kalmıştır. 7 Şubat 1975'te darphane ve damga matbaası müdürü olmuş fakat dönemin Maliye Bakanı Yılmaz Ergenekon ile "takışması"yla görevinden ayrılarak Ankara'ya, Tetkik Kurulu üyeliğine dönmüştür. > "Bakan, Darphaneye gazap içinde girdi. Boyuna bağırıyordu: 'Kapalı yerleri > görmek istiyorum! Kapalı yerleri gösterin bana!' Maliye Bakanı için kapalı > yer mi olur! Her yer gösterildi. (...) Ertesi gün arşiv de gezildi. Bu kez > yüzü gülüyordu Yılmaz Ergenekon'un. Şaka bile yaptı. Görevden alınacağımı > sezince rahatlamıştım ya, Bakan tam arabaya binerken parmağımı kaldırarak > herkesin duyabileceği bir sesle şöyle dedim: 'Beyefendi bir kapalı yer daha > vardı, ama onu size gösteremeyiz...' Ergenekon şaşırdı, bir an ne yapması > gerektiğine karar veremedi. Hemen ekledim: 'O da bizim gönlümüz...' İki gün > sonra bakanlıktan bir yazı geldi. Şöyle başlıyordu: 'Darphaneyi gezdim, pis > buldum.' Aynen böyle. Sekiz on maddelik bu yazıya verdiğim yanıtın ilk > maddesini bugünmüş gibi anımsıyorum: Evet o gün darphane gerçekten pisti, > ama tarihinde ilk kez olarak ve bir iki saat..." Süreya, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı çıkaracağı kitapların basımında yer alan dokuz kişilik Kültür Kurulu üyeliğine de seçilmiş ve 2 Şubat 1982 tarihinde yüksek bir bürokrat olarak emekli olmuştur. Emeklilikten sonra batmak üzere olan Odibank'ı (Ortadoğu İktisat Bankası) kurtarmak için yönetim kurulu üyeliğine getirilmiş fakat bankanın batmasıyla mahkemeye sevk edilmiş, ardından aklanmıştır. Devlet işi dışında Yurt, Meydan Larousse ve ANSA Omnis ansiklopedilerine redaktörlük yaparak emekli olduktan sonra daha çok zaman ayırmayı düşündüğü yayın dünyasının içine dâhil olmuştur. === Evlilikleri ve ilişkileri === Toplam dört kez evlenen Süreya'nın, bu evlilikler dışında çeşitli ilişkileri olmuştur. Bilecik'te ortaokul ikinci sınıf öğrencisiyken tanıştığı ve "âşık olduğu" Seniha Nemli ile ilk evliliğini yapmıştır. Süreya'nın babası bu evliliğe razı olmamasına rağmen Süreya, Seniha Hanım ile 1952'te nişanlanmış, ertesi yıl nikâhlanmış ve 7 Kasım 1954'te de evlenmiştir. Nikâh döneminde Süreya'nın gelgitli karakteri, beklentileri, öfkesini kontrol edemeyişi; gereksiz yere çıkan ilk kavga sonrasında kendi bileklerini jiletle kesmesi ile sonuçlanmıştır. İlk evliliğinden Ayçe (d. 1955) adında bir kızı olmuştur. Eşiyle arası problemli olan Süreya, stajyer olarak çalıştığı Eskişehir Vergi Dairesinde tanışıp bir süre beraber olduğu kadın için "Üvercinka" adını kullanmıştır. 11 Ağustos 1955'te Maliye Müfettiş Muavini olarak İstanbul'a atanan şairin "Üvercinka"yla ilişkisi bitmiştir. Süreya'nın babası Hüseyin Bey'in ölümü sonrasında Süreya'yla Seniha Hanım yeniden birleşmiş fakat bu ikinci beraberlik de uzun sürmemiştir. 1958'de evi terk ederek boşanmak için yedi yıl uğraşmıştır. Seniha Hanım ise zaman zaman şiddet gördüğü eşine daha fazla dayanamayıp kızını da alarak baba evine dönmüştür. 1961'de Hilmi Ziya Ülken'in yeğeni Suna Lokman ile nişanlanmış ancak Süreya'nın Paris'e gitmesiyle evlilikleri ertelenmiştir. Paris'ten dönen Süreya, nişanlısından ayrılmıştır. 1964'te İstanbul'a atandığında R. Tomris (Tomris Uyar) ile tanışmış ve birlikte yaşamaya başlamış fakat 1966'da ilişkileri bitmiştir. Süreya'nın Papirüsü ikinci defa çıkardığı 1966'da Zühal Tekkanat ile tanışmış ve ikili, Ağustos 1967'te evlenmiştir. Bu evlilikten Memo Emrah (d. 23 Kasım 1969) adından bir oğulları olur. Maddi sıkıntılar nedeniyle memuriyete dönen Süreya'ya Ankara'ya gidince eşiyle mektuplaşmış, Beni Öp Sonra Doğur Beni kitabını eşine ithaf etmiş ve aile şairin yanına, Ankara'ya, taşınmıştır. Aynı evi paylaşmalarına rağmen geçinememişler, sürekli aldatıldıklarını düşünmüşlerdir. Süreya'nın tepkisi zaman zaman şiddete dönüşmüştür. Evliliği sırasında Gazi Eğitim Enstitüsünde Fransızca hocalığı yapan Güngör Demiray ile tanışan Süreya, Tekkanat'tan 1975'te boşanarak aynı yılın şubat ayında Demiray ile evlenmiş fakat on ay sonra boşanmıştır. 1976'da Tekkanat ile tekrar nişanlanmış ve 1977'de bu beraberliği bitirmiştir. Darphane Genel Müdürlüğünde çalışırken 1980'de tanışıp evlendiği ve kitabevi sahibi dört çocuklu dul bir olan ve Süreya'nın "Bayan Nihayet" dediği Birsen Sağnak, şairin son eşidir ve ölene kadar bu evliliğini devam ettirmiştir. === Görünüşü ve kişiliği === Süreya; çocukluğunda zayıf, sıska ve hastalıklı (sıtma) olduğu için kafasının bedenine göre oldukça büyük göründüğünü belirtmiştir. Utangaç bir yapıda olduğunu "utangaç bir adamım ben; bir şeyin fiyatını bile soramam; ayrıca, sorarsam, almak zorundayımdır sanki" sözleriyle dile getirmiştir. Baki Süha Ediboğlu tarafından "tıknaz, orta boylu, esmer, kara kaşlı kara gözlü, hareketli bir insan" olarak betimlenmiştir. "Kişiliğine hâkim olan durgunluk ve itidal, düşünmeden, bir fikri kafasında yoğurup pişirmeden sere serpe konuşan bir his adamı olmadığı kanısını yaratıyor insanda. (...) Konuşmalarında iyiden iyiye hissedilen bu diyalekt, şiir okurken kayboluyor, sanki bir başka tatlı, yumuşak, zaman zaman da tonlu bir İstanbul ağzı ile inşat yapıyor." diye eklemiştir. Tekin Gönenç ise Süreya'yı "ağır başlı, yumuşak, söylediklerini çok iyi tartan, öte yandan oldukça çekingen bir insan" olarak tanımlamıştır. Ali Püsküllüoğlu, şairle ilk tanıştıklarında şairin çekingen olduğunu belirtirken Mehmet Kemal ise şairin yalnız, kimsesiz, durağan ve çekingen kimliğini bir türlü atamadığını dile getirmiştir. Osman Numan Baranus ile Zeynep Oral da şairin utangaç bir kişi olduğunu belirtmiştir. Kalabalıkta küçük düşme fobisi ve kusursuz olma endişesi taşıyan Süreya, kalabalık toplantılarda konuşmaktan pek hoşlanmamıştır. Dost ve içki ortamlarında "şairane konuşma", kendi kendine konuşma, mektup yazma, alınganlık gibi huylara sahipttir. Halasının oğluyla yazma eskizlerine başlayan şair, küçük düşmekten ve beğenilmemekten korktuğu için yazdıklarını kimseyle paylaşmamıştır. Sezai Karakoç, Süreya'nın yazdıklarını en yakın arkadaşı olan kendisine bile göstermemesini "kıskançlık" olarak yorumlarken eşi Zühal Tekkanat ise Süreya'nın çalışmalarını sürekli gizli yaptığını açıklamıştır. Süreya, beraber olduğu kadınları kıskanırken kendisi evliyken kaçamak yapmıştır. Süreya, bohem bir hayat sürerken bu yaşantısından oğlu Memo etkilenmiştir. Oğluna karşı "dengesiz" davranmış ve hem kızıp döverken hem sevgi gösterisinde bulunmuştur. Alkol ve sigaraya düşkün olan Süreya, mesleğinde oldukça ciddi ve titiz bir şekilde çalışmıştır. Özel hayatında ise sade ve "yoksul denilebilecek" bir hayat sürmüştür. Maliye bakanına verdiği cevap ya da 12 Eylül Darbesi'nin mimarı olduğunu, sanata karşı tavır aldığını ve Türk Dil Kurumunu kapattırdığı için Kenan Evren'in Çankaya Köşkü davetini reddederek ya da Turgut Özal'ın kapitalist sermayeyi desteklediğini düşünmesiyle Süreya iktidar yanlısı olmamıştır. Süreya'nın anne tarafı Zaza baba tarafı da Kürt olmasına rağmen evde Türkçe konuşulduğundan ötürü Kürtçe bilmeyen şair, ilerleyen dönemlerde bu durumdan ötürü "üzüldüğünü" belirtmiş ve son eşi Birsen Hanım'ın desteğiyle Kürtçe öğrenmeye karar vermiştir. Kürtçe öğrenmek için alfabe bularak derslere başlamak üzereyken 12 Eylül Darbesi'yle ortadan kaldırılan kitaplarla birlikte bulduğu alfabe de ortadan yok olmuştur. Cemal Süreya bunun üzerine "Kısa Türkiye Tarihi IV" şiirini yazmıştır. === Dünya görüşü === Süreya, kendini "sol sempatizanı demokrat aydın" olarak nitelerken düşünce olarak da "formalist" olarak tanımlamıştır. Herhangi bir siyasi partiye dâhil olmayan veya herhangi bir eylemde bulunmayan Süreya, düşüncesini daima koruduğunu ve Türkiye'nin sosyalizmle kurtulup gelişeceğini dile getirmiştir. Kendini feministlerden yana hissetmiş ve feminizm sorununun dünyada ancak sosyalizmle ve kendiliğinden çözüme kavuşacağı kanısında olduğunu fakat "dünyanın hiçbir yerinde gerçek anlamda bir sosyalist toplum kurulamadığı için kendi payına bu umudumu yitirdiğini" açıklamıştır. Devlet, aydın, halk, politika, sanat, sanatçı gibi konuları sosyalist bir perspektifle ele almış ve iktidar sahibi olarak itham ettiği devlet, sağ görüşlü, gerici, demokrasiyi "burjuvanın estrümanı" olarak sunan, kültürü ve sanatı baltalayan kişilerden oluşmuştur. Demokrat Parti, Adalet Partisi ve Anavatan Partisi eleştirdiği hükûmetlerin başında gelmiştir. Eski eşi Zühal Tekkanat, Süreya'yı Ecevitçi ve Atatürkçü olarak tanımlamıştır. Annesi öldüğü zaman mevlid okumuş ve müezzin ödülü olarak Cihangir Camii'nin minaresinde iki defa ezan okumuştur. === Ölümü === Süreya, 1982'de kalp spazmı olduğunu belirtmiştir. Sağlık problemi, oğlu Memo'nun annesini alarak Birsen Hanım'la yaşadığı eve taşınmasıyla başlamış ve oğlunun fiziksel şiddetine maruz kalarak bunalımın eşiğini gelmiştir. Kendini içkiye vermeye başlayan Süreya, 6 Ocak 1990'da kalp krizi geçirmiştir. 8 Ocak 1990'daki Gazeteciler Cemiyeti'ndeki son hâli, Muzaffer Buyrukçu tarafından "bitkin, zayıflamış ve tam bir moral çöküntüsü içinde" şeklinde aktarılmıştır. Gece evinde rahatsızlanan Süreya, önce Haydarpaşa Göğüs Hastanesine, ardından Numune Hastanesi Acil Servisine götürülmüş fakat 9 Ocak 1990 Salı günü şeker komasından ölmüştür. Cenazesi, 11 Ocak 1990 günü Şişli Camii'nde kılınan öğle namazından sonra, amcası Memo'nun yattığı Kulaksız Mezarlığı'nda toprağa verilmiştir. == Sanatı == Cemal Süreya, İkinci Yeni hareketinin şairlerinden biridir. İlkokul sıralarında Ali cenkleri ile birtakım dinî içerikli eserleri okumuş ve dergi çalışmaları yapmıştır. Şairliğe ilk adımını, ortaokul arkadaşı ve sonradan eşi olan Seniha Hanım'a yazdığı şiirler oluşturmaktadır. Lisedeyken divan edebiyatıyla ilgilenen şair, Osmanlı Türkçesini kendi kendine öğrenmiş ve şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır. İlk şiiri "Şarkısı-Beyaz"ı, 8 Ocak 1953 tarihli Mülkiye dergisinde yayımlamıştır. Derginin Nisan 1953 sayısında "Di Gel", Mayıs 1953 sayısında "Çıkmaz Sinir" yer almıştır. Ayrıca Asır, Yeditepe, Yenilik dergilerine de şiirler göndermeye başlamıştır. Şairlik duygusunu yaratan ilk etken, annesinin ona anlattığı Kerem ile Aslı hikâyesi, ikinci etken de Ali cenkleri ve Köroğlu kitaplarıdır. Başlarda Garip hareketine ilgi duymayan Süreya'nın yeni şiire ilgisi Ahmet Muhip Dıranas'ın "Kar" şiiriyle başlamıştır. Yeni şiire yönelmesi Dıranas ve Özdemir Asaf'a olan ilgisiyle gelişmiştir. Süreya'yı şöhrete kavuşturan şiir Yeditepe dergisinde Haziran 1954'te yayımlanan "Gül" şiiridir. Eserlerini Yeditepe'nin yanı sıra Şiir Sanatı, Evrim, Yenilik, Şimdilik, Pazar Postası gibi yerlerde yayımlamaya devam etmiştir. Şairin en sık işlediği temalar, aşk, kadın, yalnızlık, sosyal ve siyasal eleştiriler, ölüm, Tanrı düşüncesi, portreler ve manzum poetikadır. Onun şiirlerinin içeriğinde bireyselden sosyal olana doğru bir genişleme mevcuttur. Şiirlerinin çoğunda serbest nazım biçimlerini kullanmıştır. Bunlarla birlikte, divan şiirinden geliştirilen nazım biçimlerini de kullanan şair, halk şiirinden alınan nazım biçimlerine ise fazla rağbet etmemiştir. Şiirlerin büyük bir kısmında da, farklı nazım biçimlerini bir arada kullanmıştır. === Takma adları === Süreya, birden fazla takma ad kullanmıştır. Fakülte dergisi Kazganın yayın kurulu başkanı olmuş ve dergide Cemasef takma adını kullanmıştır. Pazar Postası ve Vatan gazetesindeki yazılarında Osman Mazlum, Ali Fakir, Dr. Suat Hüseyin; Papirüs dergisindeki şiir çevirilerinde Hasan Basri; Mülkiye dergisindeki karikatür ve desenlerinde Charles Suares; Çağrı gazetesinde Suna Gün; Su dergisinde Ali Hakir, Hüseyin Karayazı, Adil Fırat takma adlarını kullanmıştır. ==== "Cemal Süreya" ==== Ortaokul ikinci sınıftayken karayollarında çadır bekçiliği yaptığı sıralarda boş vakitlerini hep hayal kurarak geçiren Süreya, o günlerde kendine Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Falih Rıfkı Atay gibi yazarların adına benzeyecek ve üç isimden oluşacak bir isim arayışına girmiştir. "Cemalettin"i kısaltarak ve yanına sevdiği bir sözcüğü, Süreyya'yı, ekleyerek yeni ismini, Cemal Süreyya Seber'i, oluşturmuştur fakat zaman içinde "Seber"den de vazgeçip "Cemal Süreyya"yı kullanmaya başlamıştır. 1956'da yayımlanan "Elma" şiirinin son dizesinde adının bir harfini attığını duyurarak bunun sebebini o tarihlerde belleğine çok güvendiğini, telefon numaralarını bile ezberinde tuttuğunu, bir telefon numarası yüzünden arkadaşıyla bahse tutuştuğu ve kaybettiği şeklinde belirtmiştir. Kaybederse adından bir harf atacağına söz vermiş, iki tane olduğu için de "y"lerin birini feda etmeyi uygun görmüştür. Ece Ayhan'la 1987'de Şehir dergisinde yaptıkları "Kıyı Bucak" başlıklı konuşmalarda Beyoğlu 37. İlkokulu'nun ikinci sınıfındayken adından, soyadından, okulundan, mahallesinin adından, sokağının adından utandığını söylemiştir: > "Biliyor musun, ilkokulda ben adımdan, soyadımdan, okulumdan, mahallemizin > adından, sokağımızın adından utanırdım. Düşün: Adım Cemalettin, soyadım > Seber (ki anlamı yok, herkes yanlış anlıyor); Pürtelaş Mahallesi'nde > oturuyoruz, sokağımızın adı da: Tavukuçmaz ... Okulum da ahşap bir yapı; A, > B, C, diye şubeleri olmayan çok küçük bir okul. Pürtelaş'ın anlamını da > bilmiyordum. Yıllar sonra anladım gerçeği: O adlar (benim kendi adım > dışında) ne güzel adlarmış." === Dergi === Cemal Süreya, ilk dergilerini ilkokuldayken sınıfta arkadaşıyla birlikte Yumurcak, Kahkaha, Çocuk Duygusu adlarıyla çıkarmıştır. Ağustos 1960'ta maliye müfettişliği yaptığı dönemde Papirüs dergisinin ilk sayısını yayımlamış fakat devlet memurluğu yaptığı için Suna Lokman derginin sahibi olarak görünmüştür. İlk sayının baskısında, araya çizgi kanmadığı için sayfalar birbirine yapışmıştır ve böylece yayına ara verilmiştir fakat teftiş için çıktığı turneden dönen Süreya; Mayıs, Haziran ve Temmuz-Ağustos olmak üzere derginin üç sayısını art arda 1961'de piyasaya sunmuştur. Papirüs, bu dönemde toplam dört sayı olarak yayımlanırken Haziran 1966'da ikinci kez yayımlanmaya başlamış ve Mayıs 1970'e kadar toplam 47 sayı olarak basılmıştır. 12 Mart Muhtırası'nın yayın hayatını durdurması sonrası "aç kalan" Süreya, yeniden memuriyete dönmüştür. Dergi üçüncü ve son dönemini Nisan 1980'de basılmasıyla yaşamış fakat tek sayı olarak çıktıktan sonra, 12 Eylül Darbesi gerekçesiyle yayınına son verilip tekrar Mart 1981'de bir seçki olarak yayımlanmıştır. Süreya ayrıca Türkiye Yazıları ve Maliye Yazılarının yazı kurulunda, Saçak ve Oluşumun sanat ve kültür yönetmenliğinde bulunmuştur. === Şiir === Çocukluğunda halasının oğluyla yazma eskizlerine başlayan Süreya, bunları kimseyle paylaşmamıştır. Üniversite yıllarından itibaren hem şiirlerini, hem de yazılarını çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlatmıştır. Onüç Günün Mektupları (1990) dışında hiçbir yazısı veya şiiri, dergi ve gazetede yayımlanmadan kitaba dönüşmemiştir. 1953-1957 yılları arasında yayımladığı şiirlerden sadece yirmi dokuzuna yer verdiği Üvercinka (1958), Süreya'nın yayımlanan ilk şiir kitabıdır. Yeditepe Yayınları tarafından yayımlanan kitabın sonraki basımlarında "Şiir", "Sürek Avı" ve "Gazel" başlıklı şiirleri de eklenerek kitapta otuz iki şiir yer edinmiştir. Bu dönemde yazılan "Şarkısı-Beyaz", "Hafta Sekiz", "Di Gel", "Çıkmaz Sinir", "Ölmüştük", "Şiir", "Yüzükoyun", "Aşktan İndim İncire","Eski Kadınlar", "Piyale, "Gölge Oyunu" ve "Kesik" kitapta yer almamıştır. Kitabın adı, eşiyle arası problemli olan Süreya'nın Eskişehir Vergi Dairesi'nde tanışıp bir süre beraber olduğu kadından gelmektedir. Asım Bezirci'ye verdiği bir röportajda "üvercinka"nın anlamı için şunları söylemiştir: > "Üvercinka anılması güvercinle karışık bir ad. Bir kadın adı. Barışa, aşka, > dayatmaya dönük bir kavram: Kitaba ad olarak seçmeme gelince bunun iki > nedeni var: Birisi belli: günümüz şiiri ve bu arada benim şiirim kelimeyi > zorlayan bir şiir. O adla şiirimi özetlemiş ya da bir parça belirtmiş > oluyorum galiba. İşin ikinci nedeni son derece özel, salt günlük yaşamama > ilişkin bir şey." 1959'da Yeditepe Şiir Armağanı'nı kazanan kitabın ilk baskısı altı ay içinde tükenmiştir. Kitap-lık dergisinin Türkiye'nin kuruluşunun 75. yıldönümü sebebiyle 1998'de hazırladığı "75 Yılda 75 Kitap listesi"nde 36. sırada yer almıştır. Nisan 1965'te Göçebe, de Yayınları tarafından on yedi şiirlik bir kitap olarak piyasaya sürülmüştür. Göçebedeki şiirler, 27 Mayıs Darbesi sonrasında yazılmıştır. Kitaba adını veren şiiri Paris'teyken yazan Süreya, bu kitabında kendini "daha bilinçli" olarak görmüştür. Yayımlandıktan bir yıl sonra Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü'nü almıştır. Ekim 1973'te E Yayınları tarafından Beni Öp Sonra Doğur Beni, Cevat Çapan yönetmenliğindeki "Türk ve Dünya Şiir Dizisi"nin ikinci kitabı olarak yayımlanmıştır. Otuz şiirden oluşan kitaptaki çoğu şiir, 1966-1970 yıllarında Papirüste çıkmıştır ve Süreya'nın memuriyetten ayrıldığı 1965 ile 12 Mart Olayı (1971) tarihleri arasında yazdığı şiirlerden oluşmaktadır. Beni Öp Sonra Doğur Beni, "Bir Kentin Dışardan Görünüşü", "Sevda Sözleri", "Ortadoğu" ve "Üçbin Yaprak Yüzbin İpekböceği" olmak üzere dört bölümden oluşmakta ve ilk bölümü oluşturan tek şiir, 1965'te Yeni Dergide; diğerleri ise 1972-1973 yıllarında Soyut ve Yeni A dergilerinde yayımlanmıştır. Gösteri dergisine verdiği röportajında Süreya, Beni Öp Sonra Doğur Beni hakkında şunları söylemiştir: > "Beni Öp Sonra Doğur Benide elbet daha ustayım. Ayrıca şiirimi daha bir > yayıyorum. Tarihsel bir çizgi yakalıyorum. Anadolu'yu divanece dolanıyorum. > Göçebedeki soyut yalınlıktan daha "gayrisafi", ama daha ağırlıklı bir > aşamaya geçiyorum. Bir yerde Şeyh Galip'i, bir yerde Yunus Emre ve Pir > Sultan'ı yoklayışım da bu kitaptadır. Her kitabımda çok sevdiğim şiirler > vardır. Ama en çoğu Beni Öp Sonra Doğur Benide. En çok öykünülmüş şiirler de > oradadır." Sevda Sözleri adıyla diğer şiir kitaplarını da içine alan ve ilk baskısı 1984 yılında Can Yayınları tarafından yapılan Uçurumda Açan; "Üzerinden Sevişmek", "Oteller Hanlar Hamamlar İçin Sürekli Şiir" ve "Taşıran Damla" adlı üç bölüm ve otuz beş şiirden oluşmaktadır. "Üzerinden Sevişmek" bölümünde aşk şiirleri varken "Oteller Hanlar Hamamlar İçin Sürekli Şiir" bölümündeyse roma rakamlarıyla altı şiir yer almaktadır. Süreya bu bölümdeki seriyi yirmi ila otuz ay sürdürmeyi planlarken eşi Zühal Tekkanat'a yazdığı mektupta bu seriyle yazmadığı şiirleri telafi edeceğini söylemiştir ve bu serideki şiirler Süreya'nın Ankara anılarını ve izlenimlerini taşımaktadır. "Taşıran Damla" bölümündeyse portre şiirler ağırlıktadır. Yayımlandığı zaman ses getiren bir kitap olmamıştır. Sıcak Nal (1988) ile Güz Bitigi (1988), bir gün arayla yayımlanmıştır. Sıcak Nal, 31 Mart'ta; Güz Bitigi ise 1 Nisan'da Dönemli Yayıncılık tarafından piyasaya sürülmüştür. Süreya, ilk kitap için "şimdiye dek yazdığım şiirlerin doğal uzantısı" derken ikinci kitap için ise "yeni bir deney" demiştir. Sıcak Nalda yer alan şiirler şairin son dört yılda Milliyet Sanat, Gergedan ve Gösteri dergilerinde yazıp yayımladığı şiirlerden oluşmaktadır. Kitap, "Sıcak Nal", "Kısa Türkiye Tarihi" ve "Söz Yitimi" olmak üzere üç bölümü ve toplam yirmi dört şiiri içinde bulundurmaktadır. Güz Bitiginin adı Doğu Perinçek'e göre Dîvânü Lugati't-Türk'teki "Ay Bitigi"nden alınmıştır. "Ay Bitigi", Karahanlılar devletinde askerlerin adlarının ve azıklarının yazıldığı defterdir. Kitap; 1 düzyazı, 20 şiir, 1 şarkı, 11 beyit, 16 dize başlıklı yirmi dört şiirden oluşmaktadır. Süreya, Güz Bitigini "tek bir şiir" olarak nitelendirmiştir. Her iki kitap, aynı yıl Necatigil Şiir Ödülü'nü almıştır. === Deneme ve eleştiri === Şapkam Dolu Çiçekle (1976), Süreya'nın şiir ve şairler üzerine düşüncelerini ortaya koyduğu eleştirel deneme türünde bir kitaptır. Şairlerin hayatının, dünya görüşünün, edebî anlayışının şiirlere nasıl yansıdığını, şairin ilk şiirlerinden başlayarak son şiir kitabına kadar nasıl bir süreçten geçtiğini, etkilendikleri yerli ve yabancı şairleri de referans göstererek benzerlik ve farklılıkları göstermeye çalışmaktadır. Birinci baskısı Ada Yayınları tarafından yapılan kitabın 2000 yılında Yapı Kredi Yayınları (YKY) tarafından basılan edisyonu, Şapkam Dolu Çiçekle ve Şiir Üzerine Yazılar adıyla yayımlanmıştır. "Şiir Üzerine Yazılar" bölümünde Süreya'nın 1956-1989 yılları arasında çeşitli dergi ve gazetelerde yazdığı yazılar kronolojik olarak yer almaktadır. 1982'de Adam Yayınları tarafından eleştirel deneme kitabı olan Günübirlikler yayımlanmıştır. Günübirliklerde Süreya'nın 1975-1976 yılında Politika gazetesinde yazdığı yazılar yer almaktadır. Kitap 1992'de Uzat Saçlarını Frigya adıyla Yön Yayıncılık tarafından basılmıştır. Kitapta; roman, hikâye, deneme ve eleştiri kuramları ve kitapları üzerine, Türk ve dünya şairleri, edebiyat dergileri, dil, sanat, cinsellik konularına yer verdiği doksan beş yazı mevcuttur. 2005 yılındaki YKY basımında kitap iki bölüme ayrılmış ve ilk bölümde doksan beş, ikinci bölümdeyse seksen üç yazıya yer verilmiştir. 1982 yılındaki ilk baskısı Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından yasaklanmıştır. Süreya'nın ölümünden iki yıl sonra Can Yayınları, Folklor Şiire Düşman (1992) adıyla Süreya'nın eleştiri ve denemelerini yayımlamıştır. "Türkçe Bilenin İşi Rast Gider" ve "Edebiyatımızda On İnsan Bin Yaşam" adıyla iki bölümden oluşan kitapta ayrıca Enver Ercan'ın Süreya ile yaptığı bir röportaj yer almaktadır. Aynı yıl Cem Yayınevi tarafından Papirüs'ten Başyazılar (1992) adıyla bir kitap piyasaya sunulmuştur. Kitapta Süreya'nın Papirüsün birinci (2 yazı), ikinci (34 yazı) ve üçüncü (1 yazı) döneminde yazdığı yazıların seçkisi yer almaktadır. Kitabın girişinde Papirüsün nasıl çıktığına, dergiciliğin Cemal Süreya için ne ifade ettiğine dair Atilla Özkırımlı'nın, Tomris Uyar'ın ve Muzaffer Buyrukçu'nun yazıları bulunmaktadır. Yine 1992'de Süreya'nın 1974'ten 1987'e kadar Oluşum dergisinde çıkan yazıları Oluşum Yayınları tarafından Oluşum'da Cemal Süreya adıyla kitaplaştırılmıştır. Aynı yıl bir başka kitap Kaynak Yayınları tarafından Aydınlık Yazıları/Paçal adıyla basılmış ve bu kitapta Süreya'nın 12 Mart 1979'dan 11 Eylül 1980'e kadar Aydınlık gazetesinde "Paçal" başlığı altında yazdığı yazılar yer almıştır. Bu köşe yazılarında Süreya, şiir başta olmak üzere dergi, roman, öykü, portre, resim, müzik, piyango, ödül ve reklam gibi konuları ele almaktadır. === Diğer türler === Süreya, 1984'te Milliyet Sanatta numaralandırdığı günlüklerini yazmaya başlamıştır. 650. günden sonra 651'den Mayıs 1989 tarihli 993. güne kadar Hürriyet Gösteride yazmıştır. Bu yazıların birçoğu otobiyografik özellik taşımaktadır. Bu yazılar Günler adıyla 1991'de Broy Yayınları tarafından 999. Gün/Üstü Kalsın adıyla yayımlanırken YKY tarafından Günler (1996) adıyla basılmıştır. Nisan 1984'ten Mart 1985'e kadar Çocukça dergisinde çocuklar için Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi köşesinde on iki yazı yazmıştır. Süreya'nın ölümünden sonra bu on iki yazı 1993'te Broy Yayınları'nca, YKY tarafından da 1996 yılında kitap olarak basılmıştır. Kitap, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan 100 temel eser listesinde 30. sırada yer almıştır. Süreya, Çocukça dergisinde yazdığı bu yazılarda "başlangıçta zorlansa da sonradan büyük bir keyif aldığını ancak işine son verilmesiyle yazıları noktaladığını" belirtmiştir. Süreya, 1980'den sonra portre yazmaya başlamış ve Doğu Perinçek'le çıkarmaya başladığı 2000'e Doğru dergisinde yazacağı portreleri politikacılardan seçeceğini duyurmuştur. Başlangıçta "99 Yüz" olarak yazmayı tasarlasa da bu yazımdan "büyük keyif almasıyla" bu sayıyı 126'ya çıkarmıştır. 4-11 Ocak 1987 tarihli ilk portre Turgut Özal hakkındadır. Semih Poroy, metne uygun karikatürleri çizmiştir. Ayrıca Poroy dışında Tan Oral, Levent Kuruca, Hasan Seçkin Turgay Karadağ ve kimi kez de kendisi Charles Suarez takma adıyla metni resme dökmüştür. Portreler, ölümünden sonra Kaynak Yayınları tarafından Ocak 1991'de 99 Yüz İzdüşümler/Söz Senaryosu adıyla kitap olarak yayımlanmıştır. 1972 yılında Ankara'da Maliye Tetkik Kurulu'nda görev yapan Süreya, İstanbul'da memur olarak çalışan ve eşi Zühal Tekkanat'ın ameliyat olacağı haberiyle İstanbul'a gitmiş ve eşinin hastanede kaldığı 12-24 Temmuz 1972 tarihlerini kapsayan on üç gün boyunca Onüç Günün Mektuplarını kaleme almıştır. Bu mektuplarda eşi ve oğlu Memo Emrah'a olan sevgisi, geleceğe yönelik kız çocuğu (isminin Elif Zeyno olmasını istemiştir) özlemi, günlük hayata ait küçük detayları, anıları, şiirlerinin yazılışı ve dergiciliği gibi konulardan bahsetmiştir. Mektuplar Türk Dil Kurumunun 40. yıl dönümü dolayısıyla bastırdığı ve üyelerine dağıttığı bloknot sayfalarına yazılmıştır. Kitap, Zühal Tekkanat'ın mektupları Erdal Öz'e vermesiyle yayımlanır. İlk kez Can Yayınları tarafından 1990'da basılmıştır. YKY tarafından yapılan 2000 yılı baskısında ise, bu mektuplara ilaveten 1994 yılında Varlık dergisinin ocak, şubat ve mart sayılarında üç bölüm hâlinde yayımladığı yirmi dört mektubu da yer almaktadır. Süreya ayrıca antolojiler de yazmıştır. 1966'da Mülkiyeli Şairler ve 1967'de 100 Aşk Şiiri adlarında iki antoloji yayımlamıştır. Bunların dışında Fransızcadan roman ve fikir kitapları olmak üzere yaklaşık kırk kitap çevirmiştir. Bu çeviriler arasında Küçük Prens (Tomris Uyar ile birlikte; 1965), Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması (1969), Vadideki Zambak (1971), Goriot Baba (1974) gibi eserler yer almaktadır. Ayrıca Pierre Reverdy'ye ait bir şiir olan "Yürek Ki Paramparça", Süreya'nın Fransızcadan çevirdiği şiirlerin bir seçkisini oluşturan kitaba adını vermiştir. İlk baskısı YKY tarafından 1995'te yapılmıştır. Kitapta toplam 44 şairden 77 şiir bulunmaktadır. Bunlardan 41'i Fransız, diğer 3 şair ise Belçikalı, İspanyol ve Çektir. Süreya'nın ölümünden sonra 1997'de YKY tarafından Süreya'nın çeşitli dergi, gazete ve radyolarda yaptığı konuşmalarının ve soruşturmalarının Nursel Duruel tarafından hazırlanıp bir araya getirildiği bir kitap olan Güvercin Curnatası yayımlanmıştır. Kronolojik olarak yazıların tertip edildiği kitap, konuşmalar ve soruşturmalar olarak iki bölüme ayrılmaktadır. == Eserleri == ;Şiir * 1958: Üvercinka * 1965: Göçebe * 1973: Beni Öp Sonra Doğur Beni * 1984: Uçurumda Açan (Sevda Sözleri içinde) * 1988: Sıcak Nal * 1988: Güz Bitigi * 1990: Sevda Sözleri (bütün şiirleri) ; Düzyazı * 1976: Şapkam Dolu Çiçekle * 1982: Günübirlikler * 1990: Onüç Günün Mektupları * 1991: Günler * 1991: 99 Yüz İzdüşümler/Söz Senaryosu * 1992: Aydınlık Yazıları/Paçal * 1992: Oluşum'da Cemal Süreya * 1992: Folklor Şiire Düşman * 1992: Papirüs'ten Başyazılar * 1993: Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi ;Antoloji * 1966: Mülkiyeli Şairler * 1967: 100 Aşk Şiiri ; Söyleşi * 1997: Güvercin Curnatası ; Dergi * xxxx: Papirüs == Ayrıca bakınız == * MEB 100 Türk Edebiyatçısı == Notlar == == Kaynakça == ;Özel ;Genel * * * * * * * * * * * * * * * * * ** ** ** ** ** ** ** ** == Konuyla ilgili yayınlar == * == Dış bağlantılar == * Kategori:1931 doğumlular Kategori:Erzincan doğumlu yazarlar Kategori:1990 yılında ölenler Kategori:İstanbul'da hastalıktan ölenler Kategori:Türkiye'de diyabetten ölenler Kategori:Kulaksız Mezarlığı'na defnedilenler Kategori:20. yüzyıl Türk şairleri Kategori:20. yüzyıl Türk çevirmenleri Kategori:20. yüzyıl deneme yazarları Kategori:Türk köşe yazarları Kategori:Türk edebiyat eleştirmenleri Kategori:Türk dergi kurucuları Kategori:Türk marksistler Kategori:Türk feministler Kategori:Erkek feministler Kategori:İkinci Yeni şairleri Kategori:Mektup yazarları Kategori:Günlük yazarları Kategori:Türkçe eser veren şairler Kategori:Sürgüne gönderilmiş Türkler Kategori:Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde öğrenim görenler Kategori:Necatigil Şiir Ödülü sahipleri Kategori:Yeditepe Şiir Armağanı Kategori:Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü sahipleri Kategori:Kürt asıllı Türkler Kategori:Zaza asıllı Türkler Kategori:Fransızcadan Türkçeye çeviri yapanlar Kategori:Erzincan doğumlu çevirmenler
1,435
Lamborghini, bir İtalyan süperspor otomobil, spor otomobil, SUV ve traktör markasıdır. Ferruccio Lamborghini (1916-1993) tarafından kurulmuştur. Bologna ile Modena arasındaki küçük bir köy olan Sant'Agata Bolognese'da firmanın merkezi ve fabrikası bulunmaktadır. Şirket Audi aracılığıyla Volkswagen AG'ye aittir. == Feruccio Lamborghini dönemi == Giotto Bizzarrini, Gian Paolo Dallara, Franco Scaglione ve Bob Wallace gibi yeteneklerle çalışarak ilk prototipini üretirler. GTV'den hemen sonra Lamborghini 350 GT'yi satışa sunulur. 350 GT'yi 400 GT takip eder. 400 GT ve ondan önceki modelden elde edilen gelir şirkete ilk spor otomobili üretir. Lamborghini Miura Konsept Kasım 1965'te Ferruccio tarafından Torino Otomobil Fuarı'nda tanıtılır. Motoru ortada ve enine olarak yerleştirilmiştir. Konsept bir yıldan kısa bir sürede Marcello Gandini tarafından üretim aşamasına getirilir. Otomobil adını ünlü boğa yetiştiricisi Don Eduardo Miura almıştır. Toplam 761 adet Miura üretilmiştir. Miura Lamborghini markasını dünyanın sayılı spor araba üreticisi arasına dahil etmiştir. küçükresim|sağ|Lamborghini 400GT Miura'yı Espada takip eder. Espada tasarımını 4 koltuklu Marzal konseptinden almıştır ve Miura ile beraber geliştirilmiştir. Espada İspanyolca matadorların boğa güreşlerinde kullandığı kılıç adıdır. Motoru 4 litre V12 olup önden geleneksel yerleştirilmiştir. Üretimde olduğu 10 yıl boyunca 3 farklı seri halinde satılmıştır. 1217 adet üretilen Espada Lamborghini'nin başarılı modellerinden biridir. küçükresim|sol|Lamborghini traktorküçükresim|sağ|200px|Lamborghini Miura 1971 yılında Lamborghini LP500 Countach konseptini üretir. Countach kelimesinin tam anlamı yoktur. Piyemontece'de güzel bir bayan görüldüğünde söylenir. İlk konseptin çıkışından 3 yıl sonra 1974'te LP400 Countach'ın üretimine başlanmıştır. Countach bir Lamborghini geleneği olan yukarı açılan kapılara sahip olan ilk otomobildir. Miura'da bulunan 4 litre V12'yi ve bu V12'nin hacmi artırılarak 5 litrelik bir versiyonunu (LP500S Countach 1982) kullanmıştır. Aracın geri görüşünün olmayışı onu geri viteste iken sürücüsünün kapı eşiğine oturup kullanmasını gerektiriyordu. Şirket 1972 yılında Güney Amerika'ya yapacağı büyük çaplı bir traktör satışının iptali ile büyük bir sıkıntıya girmiştir. Traktör siparişlerin hazırlanması için yapılan geliştirmeler sonucu giderler arttırmış ve bunun sonucu olarak Ferruccio beraber üretim yaptıkları traktör fabrikasındaki hisselerini Fiat'a satmıştır. Günümüzde Same Deutz-Fahr grup bünyesinde Lamborghini marka traktörlerin üretimi devam etmektedir. Sonunda otomobil departmanı kendi kendine yetebilen ve kar edebilen bir kuruluş olmuştur. Fakat Lamborghini şirketini İsviçreli yatırımcılara satarak otomotiv sektöründen çekilmiştir. küçükresim|sol|150px|Feruccio Lamborghini == İflas, Mimran ve Chrysler Dönemi == 1970'lerdeki petrol krizi spor otomobil satışlarını etkilemiştir. 1978'de Lamborghini şirket olarak iflası açıklar. İtalya icra mahkemesi şirketin satışını ister. Bunun üzerine İsviçre merkezli Mimran kardeşler şirketi satın alırlar. Bu dönemde şirket Countach, Jalpa ve LM002 modellerini satmaya devam eder. Şirket sürpriz bir şekilde 1987 yılında Lee Iacocca yönetimindeki Chrysler tarafından satın alınır. Sonrasında Lamborghini Countach'ın selefi olacak Diablo modeli için çalışmalara başlar. Diablo'nun tasarımını daha önce Miura ve Countach'ın tasarımını yapmış olan Marcello Gandini yapar. Tasarım Chrysler tarafından geliştirilerek satışa sunulur. küçükresim|sağ|200px|Lamborghini Diablo == Chrysler sonrası: Megatech == Ocak 1994'te kötü ekonomik koşullar ve politik şartlar Chrysler'in Lamborghini'yi Megatech'e satmaya zorladı. Megatech Endonezya Başkanı Suharto'nun oğlu Tommy Suharto yönetimindeki Endonezyalı yatırım grubudur. Yeni yönetim altında pazarlama uygulamalarındaki değişim ve yeniden yapılandırılan satış bayileri ile Lamborghini'de rönesans başlamıştır. Satışlar 1993'te 101,1994'te 301 ve 1995'te 414'e yükselmiştir. Lamborghini Miura SV'den ilham alınarak yapılan Diablo SV (Sport Veloce) 1995'te satışa sunuldu. Lamborghini tarafından geliştirilen en güçlü V12'ye (525 bg) sahiptir. Diğer Diablo modelleri arasında Diablo SV en çok satılan model olacaktır. küçükresim|200px|sol|Lamborghini Murcielago Roadster Megatech 1997 yılında Endonezya'daki değişen koşullar sebebiyle şirketi Audi'ye satmıştır. == Audi dönemi == Audi'nin Lamborghini'yi almasıyla beraber Diablo'nun yerine gelecek modelin çalışmalarına devam edilmiştir. Luc Donckerwolke tarafından tasarlanan Lamborghini Murcielago belki de son geleneksel Lamborghini modeli olacaktır. Yukarı açılan kapıları ve V12 motor kullanan güncel son modeldir. 6.2 litre hacmindeki motor 575 bg üretirken, 2006 yılında Murcielgo'nun geliştirilmiş versiyonu LP640'ta ise 6.5 lt hacminde 640 bg güç üreten bir V12 bulunmaktadır. Murcielago'nun anlamı İspanyolca yarasa demektir. 1879'da Cordoba arenasında 24 kılıç darbesi almasına rağmen sağ kalan boğanın adı Murcielago'dur. Daha sonra Murcielago bir başka Lamborghini modelini adını veren Don Antonio Miura'ya hediye edilmiştir. Luc Donckerwolke'a Red Dot tasarım ödülünü kazandırmıştır. 2007 yılında ise Lamborghini 1 milyon Euro değeri ile en pahalı, en hızlı (360 km/h)ve en güçlü (670 bg) Murcielago modelini satışa sundu. Reventón 6.5 litre V12 motorunun ürettiği 670 bg güç ile 0–100 km/h hızlanması sadece 3.4 saniyede gerçekleştirir. Araçtan sadece 20 tane üretilmiştir. 2009 yılında ise Murcielago LP670/4 SV (Super Veloce) tanıtılmıştır. 6.5 litrelik V12'si 670 bg güç üretmektedir. Ayrıca kullanılan karbonfiber malzemeler ve şaside kullanılan çelik güncel LP640 modelinden 102 kg daha hafif olmasını sağlamıştır. 335 km/h maksimum hıza çıkabilen araçtan sadece 350 adet üretilecektir. LP 670/4 Murcielago'nun son versiyonu olacaktır. LP670/4 modeliyle beraber Murcielago modeli üretimden kalkacaktır. 102 kilogramlık diyeti için Murcielago'nun müzik sisteminden dahi feragat edilmiştir. SV sadece beyaz, gri, sarı, turuncu ya da siyah renklerle sunulacak olsa da Lamborghini mat siyah ve mat beyaz renkleri opsiyonel olarak alınabilecek. küçükresim|sağ|Lamborghini Gallardo LP560-4 Spyder 2003 yılında Audi çatısı altında yapılan ilk model olan Gallardo üretime geçmiştir. Otomobil ismini ünlü bir boğadan almaktadır. Gallardo İspanyolca bir sözcük olup cesur anlamına gelmektedir. Lamborghini'nin en çok satan modelidir. Luc Donckerwolke tarafından tasarlanmış ve 2003 senesine Red Dot Tasarım Ödülünü 2. defa kazanmıştır. Üretime başlandığı 3 yıl içerisinde 5000 üzerinde satılmıştır. 5 litre V10 ortadan motorlu araç Gallardo 550-2 Valentino Balboni modeli hariç 4 tekerden çekişlidir. İlk modelleri 500 bg iken 2006 yılında Gallardo Spyder modeli ile birlikte güç 520 bg çıkmıştır. 2007 yılında ise Cenevre otomotiv fuarında Superleggera modeli tanıtılmıştır. Güncel versiyonundan 70 kg daha hafif ve 10 bg daha güçlü olan model, Ferrari 430 Scuderia'nın rakibi olmuştur. küçükresim|sol|Lamborghini Gallardo Superleggera. 2008 senesinde ise Gallardo versiyonları arasında en güçlüsü LP560/4 satışa sunulmuştur. V10 motoru 560 bg üretecek şekilde geliştirilmiştir. Ayrıca genel kapsamlı yapılan değişiklikler arasında aracın önünde yenilen hava girişleri Reventon'dan alınmıştır. Ayrıca farlar eski versiyona göre biraz daha aşağı çekilerek aracın ön görünüşü daha agresif hale getirilmiştir. Arka tarafta yapılan değişiklikler ise tamamıyla yeniden şekillendirilen stop lambaları ve çift olan egzoz çıkışlarının 4'e çıkarılmasıdır. Stop lambalarının değişimi şirket tarafından, aracı daha yüksek gösteriyordu şeklinde açıklanmıştırAutocar LP560-4 test sürüşü 14 Mayıs 2008 == Yarış modelleri == Ferruccio Lamborghini şirketinin yarışlara girmesini istemedi. O bunun çok pahalı ve şirketi maddi yönden zorlayacağını düşünmüştür. Bu sebeple onun yönetiminde şirket hiç yarış arabası üretmedi. Şirket sadece ama sadece test pilotu Bob Wallace için var olan modellerin yüksek performanslı prototiplerini üretmiştir. Bunlardan göze çarpanlar Miura SV baz alınarak yapılan Jota ve Jarama S'ten yapılan Bob Wallace Special'dir. Rosetti yönetiminde, Lamborghini BMW ile bir anlaşma dahilinde homologe edilmesi için yeterli sayıda yarış arabası üretimi yapmıştır. Bununla beraber Lamborghini anlaşmadaki şartları yerine getirememiştir. Araç neticede BMW motorsporları bölümü tarafından geliştirilmiş ve BMW M1 olarak üretilerek satılmıştır. küçükresim|sağ|200px Yine Lamborghini C klasmanında yarışmak için QVX'yi geliştirmiştir. Bir araç yapılmıştır fakat sponsor bulunamayışından sezonu bitirememiştir. Sadece bir yarışa katılmıştır. 1986 yılında şampiyona dışında Southern Suns 500 km yarışında Güney Afrika'da bulunan Kyalami pistinde Tiff Needell tarafından sürülmüştür. Aracın yarışı başlangıca göre iyi bir yerde bitirmesine rağmen sponsor bulunamadı ve yarış programı iptal edildi. küçükresim|sol|200px|Gallardo GT3 Lamborghini 1989 ve 1993 yılları arasında Formula 1 yarışlarına motor tedarikçisi olmuştur. Müşterileri arasında Larrousse, Ligier, Lotus ve kendi takımıdır. Her ne kadar takımın ismi Lamborghini olsa da fabrika takımı olarak görülmemiştir. 1992'de Larrousse/Lamborghini takımı rekabetçi olmasa da dikkate değer biçimde egzozlarından yağ fışkırtıyordu. Larrousse takımının yarış arabalarını yakından takip eden öteki arabalar çoğunlukla yarışın bitiminde sarımsı- kahverengi renklere bürünüyorlardı. 1991'in ilerleyen günlerinde Lamborghini'nin Formula 1 için ürettiği motorlar Konrad KM-011 Grup C araçlarında kullanılmıştır. Fakat birkaç yarış kalmışken proje iptal edildi. Aynı motor kardeş firma Chrysler markası ile 1993 sezonunun sonuna yaklaşırken McLaren tarafından 1994 sezonunda kullanılması için test edilmiştir. Her ne kadar takımın sürücüsü Ayrton Senna tarafından motorun performansı olumlu not almışsa da, McLaren görüşmeleri askıya almış ve Peugeot motorunu tercih etmiştir. Böylece Chrysler bu projeyide bitirmiştir. küçükresim|sağ|200px|Murcielago R-GT Diablo Supertrophy için iki Diablo modeli üretilmiştir. Tek model yarış serisi 1996 ile 1999 yılları arasında yapılarak devam etmiştir. İlk yıl kullanılan araçlar Diablo SVR iken, kalan üç yılda ise Diablo GTR kullanılmıştır. Lamborghini 2004 yılında FIA GT Şampiyonası'nda, Super GT ve Amerika Le Mans Seri'sinde yarıştırmak için Murcielago R-GT modelini geliştirmiştir. Ulaşılan en yüksek derece FIA GT Şampiyonası'nın Valensiya'daki açılış yarışında elde ettiği üçüncülüktür. Yarışa Reiter Mühendislik adına katılan araç beşinci sıradan başladığı aracı podyumda bitirmiştir. Super Gt Şampiyonası'nın açılış yarışı olan Suzuka'da Japon Lamborghini sahipleri tarafından kullanılan araç ilk zaferini kazanmıştır (kendi sınıfında) R-GT ile. Gallardo'nun GT3 versiyonu Reiter Mühendislik tarafından geliştirilmiştir. All-Inkl.com yarış takımı tarafından FIA GT Şampiyonası'na katılan Murcielago R-GT, Christophe Bouchut ve Stefan Mücke tarafından kullanılarak sezonun açılış yarışı olan Zhuhai Uluslararası Pisti'nde kazanarak Lamborghini'ye uluslararası yarış alanında ilk büyük başarısını getirmiştir. Lamborghini 2009 yılında yeni bir yarış serisine başlayacaktır. Blacpain Super Trofeo Blacpain Super Trofeo Blacpain Super Trofeo resmi sitesi adındaki yarış serisinde Lamborghini Gallardo LP 560/4 araçların yarış versiyonları kullanılacaktır. Araç standart Gallardo LP560/4'e göre daha hafif ve biraz daha güçlüdür (570 bg). İlk yarış 2 Mayıs'ta İngiltere'nin Silverstone pistinde yapılacaktır. Daha sonraki etaplar ise sırası ile İtalya'da Adria Raceway, Almanya'da Norisring,Belçika'da ünlü Spa pisti, İspanya'da Barcelona ve Fransa'da Paul Ricard pistinde koşulacaktır. Toplam 30 araç takımlar için üretilmiş olup bir tanesi Lamborghini adına seride yarışacaktır. Şimdi yarış arabası olarak Lamborghini Gallardo kullanılmaktadır. == Tekne Motorları == Lamborghini Dünya Offshore Serisi yarışlarının Class 1 kategorisinde kullanılması için bazı yıllar büyük V12 motorları üretmiştir. Bu motor 8.2 litre olup gücü 940 bg'dir. Audi Çatısı Altında Satışlar Yıl Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Satış Yıl 500 500 1,000 1,000 1,500 1,500 2,000 2,000 2,500 2,500 1996 211 211 211 211 Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış Audi tarafından satın alınış 2002 424 424 424 424 424 424 424 424 2003 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 1.305 2004 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 1.592 2005 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 1.600 2006 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2.087 2007 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2.406 2008 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 2.430 == Modelleri == Lamborghini'nin şu ana kadar sunduğu modeller sırasıyla; Ve en yeni modelleri olarak da Veneno LP 750-4 ve Asterion LP 910-4 sıralamada yerini almıştır. Araç Yıl Motor Motor Hacmi Son Hız 350 GTV 1963 Lamborghini V12 3464 cc 280 km/h 180px 350 GT 1964-1968 Lamborghini V12 3464 cc 240 km/h 180px 400 GT 2+2 1966-1968 Lamborghini V12 3929 cc 250 km/h 180px Miura 1966-1973 Lamborghini V12 3929 cc 288 km/h 180px Espada 1968-1978 Lamborghini V12 3929 cc 245 km/h 180px Islero 1968-1970 Lamborghini V12 3929 cc 248 km/h 180px Jarama 1970-1978 Lamborghini V12 3929 cc 240 km/h 180px Urraco 1970-1979 Lamborghini V8 2463 cc 2996 cc 1994 cc 230 km/h 180px Countach 1974-1989 Lamborghini V12 3929 cc 4754 cc 5167 cc 295 km/h 180px Silhouette 1976-1977 Lamborghini V8 2996 cc 260 km/h 180px Jalpa 1982-1989 Lamborghini V8 3485 cc 240 km/h 180px LM002 1986-1992 Lamborghini V12 5167 cc 210 km/h 180px Diablo 1990-2001 Lamborghini V12 5707 cc 5992 cc 330 km/h 180px Murciélago 2001-2005 Lamborghini V12 6192 cc 330 km/h 180px Gallardo 2003-2007 Lamborghini V10 4961 cc 315 km/h 180px Gallardo Spyder 2004- Lamborghini V10 4961 cc 314 km/h 180px Murciélago Roadster 2005- Lamborghini V12 6496 cc 330 km/h 180px Gallardo SE 2006 Lamborghini V10 4961 cc 310 km/h 180px Murciélago LP640 2006- Lamborghini V12 6496 cc 340 km/h 180px Gallardo Superleggera 2007- Lamborghini V10 4961 cc 315 km/h 180px Reventon 2008-2008 Lamborghini V12 6496 cc 360 km/h 180px Gallardo LP560-4 2008- Lamborghini V10 5204 cc 325 km/h 180px Murciélago LP670-4 SuperVeloce 2009-2010 Lamborghini V12 6496 cc 342 km/h 180px Aventador LP700-4 2011- Lamborghini V12 6498 cc 370 km/h 180px Sesto Elemento 2011 Lamborghini V10 6582 cc 350 km/h 180px Huracán 2014 Lamborghini V10 5204 cc 325 km/h 180px == Ayrıca bakınız == *Lamborghini Trattori == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * * Lamborghini Blog * Lambo Cars fan kulübü Kategori:Volkswagen grubu Kategori:Formula 1 motor üreticileri Kategori:Lüks markalar Kategori:İtalya merkezli otomotiv şirketleri Kategori:Otomobil markaları Kategori:İtalyan markaları Kategori:1963'te kurulan şirketler Kategori:İtalya merkezli motor üreticileri Kategori:Deniz motoru üreticileri
1,562
Mars (eski Türkçe'de Bakır Sokım, Merih), Güneş Sistemi'nin Güneş'ten itibaren dördüncü gezegeni. Roma mitolojisindeki savaş tanrısı Mars'a ithafen adlandırılmıştır. Yüzeyindeki yaygın demir oksitten dolayı kızılımsı bir görünüme sahip olduğu için "Kızıl Gezegen" de denir. İnce bir atmosferi olan Mars gerek Ay'daki gibi meteor kraterlerini, gerekse Dünya'daki gibi volkan, vadi, çöl ve kutup bölgelerini içeren çehresiyle bir karasal gezegendir. Ayrıca dönme periyodu ve mevsim dönemleri Dünya’nınkine çok benzer. 2 adet uydusu bulunmaktadır. Mars’taki Olimpos Dağı (Olympus Mons), Güneş Sistemi’nde bilinen en yüksek dağdır ve Marineris Vadisi (Valles Marineris) adı verilen kanyon en büyük kanyondur. Ayrıca Haziran 2008’de Nature dergisinde yayımlanan üç makalede açıklandığı gibi, Mars’ın kuzey yarımküresinde 10.600 km uzunluğunda ve 8.500 km genişliğindeki dev bir meteor kraterinin varlığı saptanmıştır. Bu krater, bugüne kadar keşfedilmiş en büyük meteor kraterinin (Ay'ın güney kutbu kısmındaki Atkien Havzası) dört misli büyüklüğündedir.Ashley Yeager (July 19, 2008). "Impact May Have Transformed Mars ". ScienceNews.org.Ian Sample (June 26,2008). "Cataclysmic impact created north-south divide on Mars ". Science @ guardian.co.uk. Mars, Dünya hariç tutulursa, hâlen Güneş Sistemi’ndeki gezegenler içinde sıvı su ve yaşam içermesi en muhtemel gezegen olarak görülmektedir.Trudy E. Bell and Tony Phillips (March 12, 2002). " Once Upon a Water Planet ".Science @ NASA. Retrieved on 2008-06-21. Mars Express ve Mars Reconnaissance Orbiter keşif projelerinin radar verileri gerek kutuplarda (Temmuz 2005) gerekse orta bölgelerde (Kasım 2008) geniş miktarlarda su buzlarının var olduğunu ortaya koymuş bulunmaktadır. 31 Temmuz 2008’de Phoenix Mars Lander adlı robotik uzay gemisi Mars toprağının sığ bölgelerindeki su buzlarından örnekler almayı başarmıştır.NASA (2008-07-31). "NASA Spacecraft Confirms Martian Water, Mission Extended ". Science @ NASA. Günümüzde, Mars, yörüngelerine oturmuş üç uzay gemisine evsahipliği yapmaktadır: Mars Odyssey, Mars Express ve Mars Reconnaissance Orbiter. Mars, Dünya hariç tutulursa, Güneş Sistemi’ndeki herhangi bir sıradan gezegenden ibaret değildir. Yüzeyi pek çok uzay aracına ev sahipliği yapmıştır. Bu uzay araçlarıyla elde edilen jeolojik veriler şunu ortaya koymuştur ki, Mars önceden su konusunda geniş bir çeşitliliğe sahipti; hatta geçen on yıllık süre sırasında gayzer (kaynaç) türü su fışkırma veya akıntıları meydana gelmişti."NASA Images Suggest Water Still Flows in Brief Spurts on Mars ". NASA/JPL. 2006-12-06. NASA’nın Mars Global Surveyor projesi kapsamında sürdürülen incelemeler Mars’ın güney kutbu buz bölgesinin geri çekilmiş olduğunu ortaya koymuştur.Webster, G.; Beasley, D. (2005-09-20). "Orbiter's Long Life Helps Scientists Track Changes on Mars ". NASA. Bilim insanları, 2006'da Mars yörüngesine oturtulan "Mars Reconnaissance Orbiter" (Mars Yörünge Kaşifi) uydusundan alınan veriler sonucu, Mars'ta sıcak aylarda tuzlu su akıntılarının oluştuğunu bildirmişlerdir. Mars’ın 1877 yılında astronom Asaph Hall tarafından keşfedilen Phobos ve Deimos adları verilmiş, düzensiz biçimli iki küçük uydusu vardır. Mars Dünya’dan çıplak gözle görülebilmektedir. "Görünür kadir"i −2,9’aDavid R. Williams (September 1, 2004). "Mars Fact Sheet ". National Space Science Data Center. NASA. ulaşır ki bu, çıplak gözle çoğu zaman Jüpiter Mars’tan daha parlak görünmesine karşın; ancak Venüs, Ay ve Güneş’çe aşılabilen bir parlaklıktır. == Etimoloji ve adlandırma == Mars adı, Roma mitolojisinde yer alan savaş tanrısı Mars kökenlidir"Mars". Oxford English Dictionary (3rd ed.). Oxford University Press. Eylül 2005. ve Mart ayı ile eş kökenli olmaktadır. Bu isim gezegenin kırmızı renginin kan ile bağdaşlaştırılması dolayısıyla verilmiştir. Dünyadaki pek çok dilde gezegeni tanımlamak için bu köke dayanan isimler kullanılmakla birlikte, bazı dillerde farklı isimlendirmeler mevcut olmaktadır. Yunanca'da yer alan Ἄρης (Arēs) kelimesi bu dilde gezegeni tanımlamak için kullanılmaktadır ve Mars'ın coğrafyası ile ilgili araştırmalar yürüten bir bilim dalı olan areoloji bu kökten türetilmiştir.Ἄρης. Liddell, Henry George; Scott, Robert; A Greek–English Lexicon at the Perseus Project] Gezegenin kırmızı rengine atfen Arapça'da Mars için ateş ile ilişkili مريخ (merrîh) kelimesi kullanılmaktadır. Bu kullanım Farsça, Urdu, Malayca ve Svahili dillerinde de kullanılmakta olup, Türkçede de eskimiş olan "Merih" şekliyle bulunmaktadır. Kâşgarlı Mahmud'un Türkçe-Arapça sözlüğü Dîvânu Lugâti't-Türk eserinde Mars için Bakır Sokım kelimesi kullanılmıştır. Arapça "düşen, düşük" anlamına gelen ساقط (sāḳiṭ) sözcüğünden alıntı olan Sakıt, eskimiş bir kelime olup Mars anlamına gelmektedir. Çincede yer alan ve ateş yıldızı anlamına gelen 火星 (Pinyin: Huǒxīng) sözcüğü ise kendine Korece, Japonca ve Vietnamcada kullanım edinmiştir. == Fiziksel özellikler == Mars’ın yarıçapı Dünya’nınkinin yaklaşık yarısı kadardır. Yoğunluğu Dünya’nınkinden daha az olup, hacmi Dünya’nın hacminin %15’i, kütlesi ise Dünya’nınkinin %11’i kadardır. Mars’ın Merkür’den daha büyük ve daha ağır olmasına karşılık, Merkür ondan daha yoğundur. Bu yüzden Merkürün yüzeyindeki yerçekimi Mars’ınkinden daha fazladır. Mars, boyutu, kütlesi ve yüzeyindeki yerçekimi bakımından Dünya ile Ay arasında yer alır. Mars yüzeyinin kızıl-turuncu görünümü hematit ya da pas adıyla tanınan demiroksitten (Fe2O3) kaynaklanır.Peplow, Mark. "How Mars got its rust ". === Jeoloji ("arkeoloji") === küçükresim|sol|200px|Mars’ın üstteki topoğrafik haritasında daha ziyade volkanik platolar (kırmızı) ve çarpışma havzaları (mavi) hakim görünmektedir.Uydu gözlemleri ile Mars meteorlarının incelenmesi Mars yüzeyinin esas olarak bazalttan oluştuğunu göstermektedir. Bazı kanıtlar Mars yüzeyinin bir kısmının tipik bazalttan ziyade, yeryüzündeki andezit kayalarının benzeri olabilecek zengin silisyum oluşumlarından meydana geldiğini göstermektedir; fakat gözlemlerdeki veriler bunların silisli cam olduğu şeklinde de yorumlanabilir. Her ne kadar Mars’ın asli manyetik alanı yoksa da, gözlemler gezegen kabuğunun parçalarının vaktiyle iki kutuplu bir manyetik alanın etkisinde bulunmuş olduğunu göstermektedir. Minerallerde gözlemlenen bu paleomanyetizm yeryüzünün okyanus diplerinde bulunan tabakalarındakilere çok benzer özelliklere sahiptir. 1999’da ortaya atılan ve 2005’te Mars Global Surveyor verileriyle yeniden gözden geçirilen bir teoriye göre bu tabakalar, Mars’ta 4 milyar yıl önce, manyetik kutuplaşmanın yani manyetik alanın henüz etkin olduğu dönemde mevcut olan tektonik plakaların kanıtıdır.Goddard Space Flight Center. "New Map Provides More Evidence Mars Once Like Earth ". Gezegenin iç yapısına ilişkin güncel modellere göre, gezegen, esas olarak demir ve % 14-17 civarında sülfürden oluşan, yarıçapı yaklaşık 1480 km olan bir çekirdek bölgesi içerir. Bu demir sülfür (FeS) bileşiği kısmen akışkandır. Çekirdek, günümüzde etkin olmadığı görülen, gezegendeki birçok tektonik ve volkanik oluşumlardan oluşmuş bir silikat mantosuyla çevrilidir. Gezegenin kabuğunun ortalama kalınlığı 50 km olup, azami kalınlığı 120 km civarındadır.Dave Jacqué (2003-09-26). "APS X-rays reveal secrets of Mars' core " (in English). Argonne National Laboratory. Dünya’nın ortalama kalınlığı 40 km olan kabuğu, her iki gezegenin boyutları gözönüne alındığında Mars’ınkine göre üç misli daha ince kalır. Mars’ın temel jeolojik devirleri şunlardır: * Nuh Devri: Devre bu ad, Mars'ın güney yarımküresindeki bir bölgenin Nuh’un Toprağı (Noachis Terra) olarak adlandırılması nedeniyle verilmiştir. Mars’ın en eski yüzey oluşumuna ilişkin devirdir, 3,8 milyar yıl öncesi ile 3,5 milyar yıl öncesi arasındaki dönemi kapsar. Nuh Devri yüzeyleri birçok büyük çarpma kraterleriyle oyulmuş haldedir. Tharsis volkanik plato bölgesinin bu devirdeki büyük bir sıvı su baskınıyla oluştuğu sanılmaktadır. * Hesperian devri: 3,5 milyar yıl öncesi ile 1,8 milyar yıl öncesi arasındaki dönemi kapsar. Bu devir, geniş lav ovalarının oluşumu ile nitelenir. * Amazon Devri: 1,8 milyar yıl öncesi ile günümüze kadarki dönemi kapsar. Amazon Devri bölgeleri, meteor çarpmalarıyla açılmış kraterleri pek içermez ve tamamen değişiktir. Ünlü Olimpos Dağı bu dönemdeki lav akıntılarıyla oluşmuştur. 19 Şubat 2008’de Mars’ta muhteşem bir çığ meydana geldi. Mars Reconnaissance Orbiter uzay gemisinin kamerasınca filme kaydedilen görüntülerde 700 m. yükseklikteki bir uçurumun tepesinden kopan buz bloklarının ardında toz bulutları bırakarak yuvarlanışları görülüyordu.McMahon, Peter (2008-03-04). "Mars avalanche caught on camera ". Discovery Channel. CTVglobemedia. Son incelemeler ilk kez 1980’lerde ortaya atılmış bir teoriyi desteklemektedir: Bu teoriye göre 4 milyar önce Mars’a Plüton gezegeni boyutlarındaki bir meteor çarpmıştır. Gezegenin kuzey kutup bölgesini kapsadığı gibi, yaklaşık % 40’ını kapsayan Borealis basin adı verilen garip havzanın bu çarpmayla oluştuğu sanılmaktadır."Giant Asteroid Flattened Half of Mars, Studies Suggest". Scientific American."Huge Meteor Strike Explains Mars’s Shape, Reports Say ". New York Times. === Toprak === küçükresim|sol|200px|Mars Pathfinder tarafından çekilmiş Mars’ın dağınık kaya oluşumlu bir yüzey fotoğrafı Haziran 2008’de Phoenix uzay gemisi tarafından gönderilen veriler Mars toprağının hafifçe alkalin olduğunu ve hepsi de organik maddenin gelişmesi için elzem olan magnezyum, sodyum, potasyum ve klorür içerdiğini ortaya koydu. Bilim insanları Mars’ın kuzey kutbuna yakın toprağın kuşkonmaz gibi bitkilerin yetiştirilebileceği bir bahçe oluşturulması için elverişli olduğu sonucuna vardı."Martian soil 'could support life' ". BBC News. 2008-06-27. Ağustos 2008’de Phoenix uzay gemisi Dünya suyu ile Mars toprağının karıştırılması gibi basit kimya deneylerine başladı ve önceden Mars toprağı konusunda ortaya atılmış birçok teoriyi doğrulayan bir keşifte bulundu: Mars toprağında perklorat tuzlarının izlerini keşfetti. Perklorat tuzlarının varlığı Mars toprağının daha da ilginç bulunmasını sağlamıştıChang, Alicia. "Scientists: Salt in Mars soil not bad for life ". AP. Fakat perklorat tuzlarının varlığının Mars’a taşınan Dünya toprağından, çeşitli örneklerden veya aletlerden kaynaklanmış olma olasılığı da vardı; bu yüzden, kaynağın Mars toprağı olup olmadığından iyice emin olunması için bu konuda daha fazla deneyler yapılması gerekmektedir."NASA Spacecraft Analyzing Martian Soil Data ". JPL. === Hidroloji === küçükresim|sol|225x225px|Cerberus Fossae adı verilen yüzey yarıkları|alt= 1965’te Mariner-4’le gerçekleştirilen ilk Mars alçak uçuşuna kadar, gezegenin yüzeyinde sıvı su olup olmadığı çok tartışılmıştı. Bu tartışma özellikle kutup bölgelerindeki periyodik olarak değişim gösteren, deniz ve kıtaları andıran açık ve koyu renkli lekelerin gözlemlenmiş olmasından kaynaklanıyordu. Koyu renkli çizgiler bazı gözlemciler tarafından uzun zaman sıvı su içeren sulama kanalları olarak yorumlanmıştı. Bu düz çizgi oluşumları sonraki dönemlerde gözlemlenemediğinden optik illüzyonlar olarak yorumlandı. Kısa dönemlerde alçak irtifalarda olabilecek oluşumlar hariç tutulursa, günümüzdeki atmosferik basınç altında Mars yüzeyinde sıvı su mevcut olamaz; ancak geçici sıvı su akışları olabilir.Haberle, R. M.; et al. (2001). "On the possibility of liquid water on present-day Mars ". J. Geophys. Res. 106(E10), 23,317–23,326. (abstract , full paper requires purchase or AGU subscription)Heldmann, Jennifer L.; et al. (2005-05-07), "Formation of Martian gullies by the action of liquid water flowing under current Martian environmental conditions " (PDF), Journal of Geophysical Research 110: Eo5004, doi:10.1029/2004JE002261 , 'conditions such as now occur on Mars, outside of the temperature-pressure stability regime of liquid water' … 'Liquid water is typically stable at the lowest elevations and at low latitudes on the planet because the atmospheric pressure is greater than the vapor pressure of water and surface temperatures in equatorial regions can reach 273 K for parts of the day [Haberle et al., 2001]' Buna karşılık özellikle iki kutup bölgesinde geniş su buzları mevcuttur.Kostama, V.-P.; Kreslavsky, M. A.; Head, J. W. (2006-06-03), "Recent high-latitude icy mantle in the northern plains of Mars: Characteristics and ages of emplacement ", Geophysical Research Letters 33: L11201, doi:10.1029/2006GL025946 , 'Martian high-latitude zones are covered with a smooth, layered ice-rich mantle' Mart 2007’de NASA, güney kutbu bölgesindeki su buzlarının erimeleri halinde suların gezegenin tüm yüzeyini kaplayacağını ve oluşacak bu okyanusun derinliğinin 11 m. olacağının hesaplandığını açıkladı."Mars' South Pole Ice Deep and Wide ". NASA. March 15, 2007. Ayrıca gezegende kutuptan 60° enlemine kadar bir buz permafrost mantosu uzanır. Mars’ta kalın kriyosfer tabakasının altında, büyük miktarlarda, sıkışık halde tutulmuş (yüzeye çıkamayan) su rezervlerinin bulunduğu sanılmaktadır. Mars Express ve Mars Reconnaissance Orbiter’dan gelen radar verileri her iki kutupta (Temmuz 2005) ve orta enlemlerde (Kasım 2008) büyük miktarlarda su buzlarının bulunduğunu ortaya koymuştur. Phoenix Mars Lander ise 31 Temmuz 2008’de Mars toprağındaki su buzlarından örnek parçalar almayı başarmıştır. küçükresim|100px|10 Eylül 2005'te Mars Global Surveyor sonda aracı tarafından alınmış bu fotoğraf (sağda) 30 Ağustos 1999'daki fotoğrafta (solda) mevcut olmayan su buzuna benzer beyazımsı bir çökeltinin meydana geldiğini, yani geçici de olsa, yüzeyde sıvı su akışının varlığını ortaya koymaktadır.Than, Ker (13 September 2005). "[http://www.space.com/scienceastronomy/050913_titan_life.html%20SPACE.com. Scientists Reconsider Habitability of Saturn's Moon]". Science.com."[http://www.nasa.gov/mission_pages/mars/news/mgs-20061206.html. NASA Images Suggest Water Still Flows in Brief Spurts on Mars]". NASA. 2006. Mars tarihinin nispeten erken bir döneminde Valles Marineris Vadisi (4000 km) oluştuğunda su kanallarının oluşmasına neden olan, serbest kalmış yeraltı sularının yol açtığı büyük bir sıvı su baskınının meydana geldiği sanılmaktadır. Bu su baskının biraz daha küçüğü de daha sonra Cerberus Fossae denilen büyük yüzey yarıklarının açıldığı dönemde, yani yaklaşık 5 milyon yıl önce meydana gelmiştir ki, Cerberus Palus bölgesindeki Elysium Planitia’da hâlen görülebilen donmuş denizin bu olayın bir sonucu olduğu sanılmaktadır.Murray, John B.; et al. (2005-03-17), "Evidence from the Mars Express High Resolution Stereo Camera for a frozen sea close to Mars' equator", Nature 434: 352–356, doi:10.1038/nature03379 Bununla birlikte bölgenin buz akıntılarınıKerr, Richard A. (March 4, 2005), "Ice or Lava Sea on Mars? A Transatlantic Debate Erupts", Science 307: 1390–1391, doi:10.1126/science.307.5714.1390a , PMID 15746395 andıran lav akıntıları gölcüklerinin oluşabileceği bir morfolojiye de sahip olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Kısa zaman önce Mars Global Surveyor’daki Mars Orbiter’ın yüksek çözünürlüğe sahip kamerasıyla çekilen fotoğraflar Mars yüzeyindeki sıvı suyun tarihi hakkında daha ayrıntılı bilgiler sağlamıştır. İlginçtir ki, bu verilerde Mars’ta dev kanalların, ağacın dallanmasına benzeyen ağ biçimli geniş yolların bulunmasına karşın su akışlarını gösteren daha küçük ölçekli damar ve oluşumlara rastlanamamıştır. Bunun üzerine hava koşullarının bu küçük izleri zamanla yok etmiş olabilecekleri (erozyon) düşünüldü. Mars Global Surveyor uzay gemisiyle edinilen yüksek çözünürlüklü veriler, kraterlerde ve kanyonların duvarları boyunca yüzlerce yarık bulunduğunu ortaya koymuştur. Araştırmalar bu oluşumların genç yaşta olduğunu göstermektedir. Dikkat çeken bir yarığın altı yıl arayla çekilen iki fotoğrafı karşılaştırıldığında yarıkta yeni tortul çökeltilerinin biriktiği fark edilmiştir. NASA’nın Mars Keşif Programı yetkili uzmanlarından Michael Meyer bu tür renkli tortul çökelti oluşumlarına ancak güçlü bir sıvı su akışının yol açabileceği görüşündedir. küçükresim|100px|Opportunity adlı uzay keşif aracı (astromobil) tarafından çekilmiş, Mars yüzeyinde geçmişte sıvı su bulunduğunu gösteren mikroskobik kaya oluşumlarının fotoğrafı "Mars Reconnaissance Orbiter" (Mars Yörünge Kaşifi) uydusundan alınan veriler sonucu, Mars'ta sıcak aylarda tuzlu su akıntılarının oluştuğu belirlenmiştir. İster yağıştan (yağmurdan), ister yeraltı su kaynaklarından, ister başka bir kaynaktan kaynaklansın, sonuç olarak Mars’ta su mevcuttur."NASA Images Suggest Water Still Flows in Brief Spurts on Mars ". NASA. 2006-12-06. Öte yandan söz konusu çökelti oluşumlarına donmuş karbondioksitin veya gezegen yüzeyindeki toz akımlarının neden olduğunu ileri süren senaryolar da ortaya atılmıştır."Water flowed recently on Mars ". BBC. 2006-12-06."Water May Still Flow on Mars, NASA Photo Suggests ". NASA. December 6, 2006. Mars yüzeyinde geçmişte sıvı suyun bulunduğunun bir başka kanıtı da yüzeyde saptanan minerallerden gelmektedir: Hematit, goetit gibi mineraller genellikle suyun varlığını işaret eden minerallerdir (goetit serin topraklardaki yegane demir oksittir).NASA (March 3, 2004).Mineral in Mars 'Berries' Adds to Water Story . Press release. === Coğrafya === 190px190px190px Ay’ın haritasının yapılmasında ilk çalışmalarda bulunanlardan biri olan Johann Heinrich Mädler on yıl süren gözlemlerinden sonra, 1840’ta da ilk Mars haritasını çizdi. İlk areografi uzmanları olan Mädler ve kendisiyle Ay haritasının yapımında da çalışmış arkadaşı Wilhelm Beer, Mars haritasındaki işaretlemelerde, isimler vererek belirlemek yerine, sade bir şekilde, harfler kullanmayı tercih ettiler.Sheehan, William. "Areographers ". The Planet Mars: A History of Observation and Discovery. küçükresim|sol|Mars’ın ve Güneş Sistemi’nin en yüksek dağı olan, 27.000 metre yükseklikteki Olimpos Dağı'nın (Olympus Mons) Mars’ın yörüngesinden çekilmiş fotoğrafı|alt=|200x200pik Mars’taki coğrafi oluşumlara Dünya coğrafyasından veya tarihsel ve mitolojik isimler verilmiştir. Mars’ın ekvatoru doğal olarak kendi çevresinde dönmesiyle belirlenmiştir, başlangıç meridyeni ise Dünya’daki Greenwich meridyeni gibi keyfi olarak, 1830’da ilk Mars haritalarının yapımı çalışmasında Mädler and Beer tarafından belirlenmiştir. 1972’de Mariner 9 uzay aracının Mars’le ilgili yeterince veri toplamasından itibaren, Sinus Meridiani’deki (Meridian Bay), sonradan Airy-0 olarak adlandırılan küçük bir krater, eski belirlemeyle uyuşacak tarzda 0.0° boylamı olarak seçildi (Beer ve Mädler tarafından “a” harfi ile işaretlenen boylam). küçükresim|Gezegen fotoğrafının tam ortasındaki devasa kanal, Valles Marineris kanyon oluşumunu göstermektedir.|alt=|200x200pikMars’ta deniz olmadığından Olimpos Dağı’nın yüksekliği “ortalama çekim yüzeyi” (İng. mean gravity surface) esas alınarak hesaplanmış ve yüksekliği 27 km olarak saptanmıştır. (Bir başka deyişle, Mars’ta irtifalar atmosfer basıncının 610,5 Pa (6.105 mbar) olduğu seviye esas alınarak hesaplanır. Bu da Dünya’daki deniz seviyesinde mevcut basıncın yaklaşık ‰ 6’sıdır.)"Topography ". Think Quest. küçükresim|200x200px|Mars’taki 7 mağaranın girişlerinin THEMIS tarafından çekilen fotoğrafı: A-Dena, B-Chloe, C-Wendy, D-Annie, E-Abby (solda) ve Nikki F-Jeanne|alt= Mars topoğrafyası ilginç bir ikilem göstermesiyle dikkat çeker. Kuzey yarımkürenin lav akıntılarıyla düzleşmiş ovalar içermesine karşın, güney yarımküre eski çarpışmalarla çukurlar ve kraterlerle oyulmuş haldeki bir dağlık arazidir. 2008’de yapılan araştırma ve incelemeler 1980’de ortaya atılmış, Mars'ın kuzey yarımküresine dört milyar yıl önce Ay’ın boyutunun %6,6’sı büyüklükteki bir cismin çarpmış olduğunu ileri süren teoriyi kanıtlar görünmektedir. Bu görüş doğru olduğu takdirde Mars’ın kuzey yarımküresinde 10.600 km uzunluğunda ve 8.500 km genişliğinde bir krater alanının açılmış olması gerekirdi ki, bu, Avrupa, Asya ve Avustralya toprakları bütününe denk bir alandır.Ashley Yeager (19 Temmuz 2008). "Impact May Have Transformed Mars ". ScienceNews.org.Ian Sample (26 Haziran 2008). "Cataclysmic impact created north-south divide on Mars ". Science @ guardian.co.uk. Mars’ın yüzeyi Dünya’dan görünüşle, farklı albedo’su olan iki tür alana ayrılır. Kızılımsı demir oksit içeren tuz ve kumla kaplı soluk ovalar geçmişte Mars kıtaları olarak yorumlanmış ve bunlara Arabistan Ülkesi (Arabia Terra), Amazon Ovası (Amazonis Planitia) gibi adlar verilmiştir. Koyu renkli oluşumlar ise denizler olarak yorumlanmış ve bunlara Mare Erythraeum, Mare Sirenum ve Aurorae Sinus adları verilmiştir. Dünya’dan görünüşe göre en koyu renkli coğrafi oluşum Syrtis Major’dur.Frommert, H.; Kronberg, C.. "Christiaan Huygens ". Everest’in üç misli yüksekliğindeki Olimpos Dağı birçok büyük volkan içeren dağlık Tharsis bölgesindeki, yumuşak eğimli bir sönmüş volkandır. Mars aynı zamanda çarpma kraterlerinin gözlemlendiği bir gezegendir; yarıçapı 5 km ve daha büyük olabilen bu krater oluşumlarının toplam sayısı 43.000 olarak belirlenmiştir.Wright, Shawn (2003-03-04). "Infrared Analyses of Small Impact Craters on Earth and Mars ". University of Pittsburgh. En büyükleri hafif bir albedo oluşumuna sahip, Dünya’dan kolayca görülebilen Hellas çarpma havzasıdır (Hellas Planitia)."Mars Global Geography ". Windows to the Universe. Hacmi açısından, bir kozmik cismin Dünya’ya oranla daha küçük olan Mars’a çarpma olasılığı, Dünya’ya çarpma olasılığının yarısı kadardır. Bununla birlikte Mars’ın asteroit kuşağına daha yakın olması, bu kuşaktan gelen cisimlerle çarpışma olasılığını çok fazla arttırmaktadır. Mars aynı zamanda kısa periyotlu (yörüngeleri Jüpiter’e uzanan) kuyruklu yıldızların çarpmalarına (veya süpürmelerine) da maruz kalmaktadır. Bununla birlikte Ay’ın yüzeyi ile kıyaslandığında, atmosferi kendisine küçük meteorlara karşı koruma sağladığından Mars yüzeyinde daha az krater görülür. Bazı kraterler meteor düştüğünde yerin nemli olduğunu gösteren bir morfolojiye sahiptir. Valles Marineris adlı ünlü büyük kanyon 4.000 km uzunluğunda ve 200 km genişliğinde olup, 7 km'ye varan bir derinliğe sahiptir. Yani uzunluğu Avrupa’nın uzunluğuna eş olup, gezegenin çevresinin beşte biridir. Büyüklüğünün devasa boyutlarının anlaşılması amacıyla Dünya’daki Büyük Kanyon'un boyutları göz önüne getirilebilir. (Büyük Kanyon 446 km uzunluğunda ve yaklaşık 2 km derinliğindedir.) Bir başka geniş kanyon olan Ma'adim Vallis 700 km uzunluğunda, 20 km genişliğinde ve yer yer 2 km derinliğindedir. Bu kanyonun geçmişte bir sıvı su baskınıyla oluştuğu sanılmaktadır.Lucchitta, B. K.; Rosanova, C. E. (August 26, 2003). "Valles Marineris; The Grand Canyon of Mars ". USGS. 2001 Mars Odyssey robotik uzay gemisindeki kısa adı THEMIS (Thermal Emission Imaging System) olan kamera sayesinde Arsia Mons volkanının yamaçlarında 7 muhtemel mağara girişi saptanmıştır.G. E. Cushing, T. N. Titus, J. J. Wynne, P. R. Christensen. (2007). "Themis Observes Possible Cave Skylights on Mars " (PDF). Lunar and Planetary Science XXXVIII. Bunlar günümüzde “yedi kızkardeşler” adıyla bilinmektedirler."'Cave entrances' spotted on Mars ". NAU. Mağara girişlerinin genişliklerinin 100 m ile 252 m arasında değiştiği sanılmakta ve ışık genellikle mağaraların dibine kadar giremediğinden bu mağaraların yeraltında sanılandan daha derin ve geniş bir halde uzandıkları düşünülmektedir. Bunlar içinden tek istisna dibi görünen Dena adlı mağaradır. Mars’ın kuzey kutbu dairesine Planum Boreum ve güney kutbu dairesine Planum Australe adı verilmiştir. === Atmosfer === küçükresim|200px|sol|Mars'taki Victoria Krateri'nin bir görüntüsü küçükresim|sol|Kuzey yarımkürenin yaz döneminde Mars atmosferinde saptanan metan gazı izleri-NASA|alt=|200x200pik Mars manyetosferini 4 milyar yıl önce kaybetmiştir. Böylece Güneş rüzgârları Mars’ın iyonosfer tabakasıyla doğrudan etkileşime girerek atmosferi ince halde tutmaktadır. Mars Global Surveyor ve Mars Express’in her ikisi de, iyonize atmosfer parçacıklarının uzaya sürüklendiklerini saptamışlardır.Philips, Tony (2001). "The Solar Wind at Mars ". [email protected]. Lundin, S. Barabash, H. Andersson, M. Holmström, A. Grigoriev, M. Yamauchi, J.-A. Sauvaud, A. Fedorov, E. Budnik, J.-J. Thocaven,2 D. Winningham, R. Frahm, J. Scherrer, J. Sharber, K. Asamura, H. Hayakawa, A. Coates, D. R. Linder, C. Curtis, K. C. Hsieh, B. R. Sandel, M. Grande, M. Carter, D. H. Reading, H. Koskinen, E. Kallio, P. Riihela, W. Schmidt, T. Säles, J. Kozyra, N. Krupp, J. Woch, J. Luhmann, S. McKenna-Lawler, R. Cerulli-Irelli, S. Orsini, M. Maggi, A. Mura, A. Milillo, E. Roelof, D. Williams, S. Livi, P. Brandt, P. Wurz, P. Bochsler (2004). "Solar Wind-Induced Atmospheric Erosion at Mars: First Results from ASPERA-3 on Mars Express". Science 305: 1933–1936. doi:10.1126/science.1101860 .PMID 15448263. Mars atmosferi günümüzde nispeten incedir. Yüzeydeki atmosfer basıncı gezegenin en yüksek kısmında saptanan 30 Pa (0.03 kPa) ile en derin kısmında saptanan 1,155 Pa (1.155 kPa) arasında değişmektedir. Yani ortalama yüzey basıncı 600 Pa’dır (0.6 kPa) ki, bu da Dünya yüzeyinden 35 km yükseklikte rastlanan basınca eştir. Bir başka deyişle Dünya yüzey basıncının %1’inden daha düşük bir değerdir. Mars’taki düşük yerçekiminden dolayı da atmosferinin "ölçek irtifa"sı (İng. scale height) Dünya’nınkinden (6 km) daha yüksek olup, 11 km’dir. Mars yüzeyinde yerçekimi Dünya yüzeyindeki yerçekiminin %38’i kadardır. Mars atmosferi %95 karbondioksit, %3 nitrojen, %1,6 argondan oluşmakla birlikte, oksijen ve su izleri de taşımaktadır.David R. Williams (1 Eylül, 2004). "Mars Fact Sheet ". National Space Science Data Center. NASA. 1,5 µm yarıçapındaki toz parçacıklarını içeren atmosferi tümüyle tozludur ki, bu, Mars yüzeyinden bakıldığında Mars gökyüzünün soluk bir turuncu-kahverengimsi renkte (İng. tawny) görülmesine neden olmaktadır.Lemmon; et al. (2004). "Atmospheric Imaging Results from Mars Rovers". Science 306: 1753–1756. doi:10.1126/science.1104474 . PMID 15576613 . Birçok araştırmacı Mars atmosferinde hacim itibarıyla 30 ppb oranında metanın varlığını saptamışlardır.V. Formisano, S. Atreya, T. Encrenaz, N. Ignatiev, M. Giuranna (2004). "Detection of Methane in the Atmosphere of Mars". Science 306: 1758–1761. doi:10.1126/science.1101732 . PMID 15514118 ."Mars Express confirms methane in the Martian atmosphere ". ESA. March 30, 2004. Metan morötesi ışınlarla bozunan ve Mars’ınki gibi bir atmosferdeMartin Baucom (2006). "Life on Mars? ". American Scientist 94 (2): 119–120. yaklaşık 340 yılda bozunacak kararsız bir gaz olduğundan, bu, gezegende güncel veya kısa zaman öncesine dek mevcut bir gaz kaynağının varlığını göstermektedir. Buna da ancak volkanik etkinlik, kuyruklu yıldız çarpmaları ve metanojenik mikroorganizma türleri neden olabilir. Bununla birlikte kısa zaman önce metanın biyolojik olmayan bir süreçle de üretilebileceği görüşü ortaya atılmıştır.C. Oze, M. Sharma (2005). "Have olivine, will gas: Serpentinization and the abiogenic production of methane on Mars". Geophys. Res. Lett. 32: L10203. doi:10.1029/2005GL022691. Kutup bölgelerinde kışın sürekli bir karanlık ve yüzeyde dondurucu bir soğuk hakim olur, bu da atmosferin % 25–30 civarındaki kısmının yoğunlaşmasına ve karbondioksitin “kuru buz” (İng. dry ice) denilen halde katılaşmasına yol açar.J. T. Mellon, W. C. Feldman, T. H. Prettyman (2003). "The presence and stability of ground ice in the southern hemisphere of Mars ". Icarus 169 (2): 324–340. doi:10.1016/j.icarus.2003.10.022. Kutuplar kış mevsimi geçip yeniden Güneş ışıklarına maruz kalmaya başladığında, buzlaşmış karbondioksit, hızı saatte 400 km’ye ulaşan müthiş rüzgârlar yaratarak uçmaya başlar. Bu mevsimlik değişimler, büyük miktarlarda toz ve su buharı taşırlar ve Dünya’dakine benzer kırağı ve "sirüs bulutları"nın (saçakbulut) oluşmasına neden olurlar. Su-buzu bulutlarının fotoğrafı Opportunity tarafından 2004’te çekilmiştir."Mars Rovers Spot Water-Clue Mineral, Frost, Clouds ". NASA. December 13, 2004. === İklim === Gezegenler içinde mevsimleri Dünya’nınkilere en çok benzeyen gezegen, kendi çevresinde dönme ekseninin yörüngeye eğikliğinin Dünya’nınkine benzer olması nedeniyle, Mars’tır. Bununla birlikte Mars mevsimlerinin süreleri gezegenin Güneş’e daha uzak olması nedeniyle Dünya’nınkilerin iki mislidir ve “Mars yılı”nın süresi de iki Dünya yılı süresi kadardır. Mars’ın yüzey sıcaklıkları kutup kışı sırasındaki −140 °C (133 K) ile yaz sırasındaki 20 °C (293 K) arasında değişir.Haberle, R. M.; et al. (2001). "On the possibility of liquid water on present-day Mars ". J. Geophys. Res.. 106(E10), 23,317–23,326. (abstract , full paper requires purchase or AGU subscription) Sıcaklık farklarının büyük olması, ince atmosferinin Güneş ısısını yeterince depolayamaması, atmosfer basıncının düşük olması ve toprağın ısı kapasitesinin (İng. thermal inertia) düşük olması gibi nedenlerden ileri gelir."Mars' desert surface... ". MGCM Press release. NASA. Mars Dünya’nınki gibi bir yörüngeye sahip olsaydı "eksen eğikliği"nin de benzeşmesi sayesinde, mevsimleri de Dünya'nınkilere daha benzer olacaktı. Bununla birlikte Mars yörüngesinin geniş eksantrikliği ilginç bir sonuç sağlamaktadır. Mars, güney yarımkürede yaz, kuzey yarımkürede kış olduğu zaman günberiye yakındır, güney yarımkürede kış, kuzey yarımkürede yaz olduğu zaman da günöteye yakındır. Bunun sonucunda da güney yarımkürede mevsimlerin daha aşırı farklar göstermesine karşın kuzey yarımkürede mevsimler olması gerekenden daha yumuşak geçerler. Böylece güneyde 30 °C ‘yi (303 K) bulan yaz sıcaklıkları kuzeydeki yaz sıcaklıklarına kıyasla biraz daha fazladır.Goodman, Jason C (September 22, 1997). "The Past, Present, and Possible Future of Martian Climate ". MIT. Mars aynı zamanda Güneş Sistemi’ndeki en büyük “toz fırtınaları”na sahne olan gezegendir. Bu toz fırtınaları mahalli bir bölgedeki küçük fırtınalar biçiminde olabildiği gibi, tüm gezegeni kaplar büyüklükteki dev fırtınalar biçiminde de olabilmektedir. Bunlar özellikle Mars Güneş’e en yakın konumuna geldiğinde ve küresel sıcaklığın arttığı hallerde oluşmaya eğilimlidirler.Philips, Tony (2001-07-16). "Planet Gobbling Dust Storms ". Science @ NASA. Kutup dairelerinin her ikisi de esas olarak su buzundan oluşmaktadırlar. Ayrıca yüzeylerinde “kuru buz” da mevcuttur. Katılaşan karbondioksit olan “kuru buz” (İng. dry ice) kuzey kutup dairesinde yalnızca kışın yaklaşık bir metre kalınlıkta bir ince tabaka oluşturacak şekilde birikir; güney kutup dairesine ise bu tabaka kalıcıdır ve kalınlığı 8 m.’yi bulur.Darling, David. "Mars, polar caps, ENCYCLOPEDIA OF ASTROBIOLOGY, ASTRONOMY, AND SPACEFLIGHT ". Kuzey kutup dairesinin yarıçapı kuzey yarımkürenin yazı sırasında 1000 km olup yaklaşık 1.6 milyon km^3 buz içerir. (Grönland buz kitlesinin hacmi 2,85 milyon km^3’tür.) Bu buz tabakasının kalınlığı 2 km’ye ulaşır. Güney kutbu dairesinin yarıçapı ise 350 km olup, buradaki buz kalınlığı 3 km’dir.Phillips, Tony. "Mars is Melting, Science at NASA ". Buradaki buz kitlesinin hacminin de kuzeydeki kadar olduğu sanılmaktadır.J. J. Plaut, G. Picardi, A. Safaeinili, A. B. Ivanov, S. M. Milkovich, A. Cicchetti, W. Kofman, J. Mouginot, W. M. Farrell, R. J. Phillips, S. M. Clifford, A. Frigeri, R. Orosei, C. Federico, I. P. Williams, D. A. Gurnett, E. Nielsen, T. Hagfors, E. Heggy, E. R. Stofan, D. Plettemeier, T. R. Watters, C. J. Leuschen, P. Edenhofer (2007). "Subsurface Radar Sounding of the South Polar Layered Deposits of Mars". Science 315: 92. doi:10.1126/science.1139672 . PMID 17363628 . Her iki kutup dairesinde de diferansiyel güneş ısısından kaynaklandığı sanılan, buzların uçması ve su buharının yoğunlaşması olaylarıyla etkileşim içinde bulunan spiral oluşumlar gözlemlenmiştir.Pelletier J. D. (2004). "How do spiral troughs form on Mars? ". Geology 32: 365–367. doi:10.1130/G20228.2."MarsToday.Com". Mars Polar Cap Mysery Solved. Her iki kutup dairesi de Mars mevsimlerinin ısı dalgalanmalarına bağlı olarak küçülüp büyürler. küçükresim|125px | Mars Pathfinder tarafından çekilmiş, Mars semalarındaki buz bulutlarının fotoğrafı == Evrimi == küçükresim|sol|Mars’ın Eylül 2001'deki toz fırtınasından önceki (solda) ve toz fırtınası sırasındaki (sağda) görünümlerinin karşılaştırılması|alt=|200x200pik Mars’la ilgili son keşifler gezegenin tarihi boyunca çeşitli belirleyici anlar yaşamış olduğunu ortaya koymuştur. Örneğin sıvı su izleri gezegenin atmosferinin vaktiyle bugünkünden daha kalın olduğunu, Kuzey Havzası izleri de çok büyük kütleli bir cisimle büyük bir çarpışma geçirmiş olduğunu ortaya koymaktadır. Gezegenin evrimiyle ilgili muhtemel açıklamalar şunlardır: * Geçmişte büyük bir uydu iç kısmın üzerindeki gelgit etkisiyle kalıcı bir manyetik alanın oluşmasını sağlamış olabilir. Bu alan Mars atmosferini güneş rüzgârlarından korumuş ve yüzeyde sıvı su hareketlerinin meydana gelmesine olanak sağlamış olmalıdır. Bu çarpışma bir yarımküresinin kabuğunun kalkmasına ve atmosfer tabakasının tahrip olmasına yol açmış olmalıdır. Mars’a geçmişte kuzey kutbu bölgesinden çarpan bu büyük cisim muhtemelen yörüngesi gelgit gücünün etkisiyle bozulmuş bir uydusu olabilir. Düşen uydunun artık gelgit etkisi olmadığından manyetik alan zayıflamış ve yüzeye çarpan güneş rüzgârları atmosferin yeniden oluşmasını engellemiş olmalıdır. Gezegende belirli bir kararlılığı sağlayan uydunun yokluğu beş milyon yıllık dengenin yalpalaması ya da bozulması demekti. Dengedeki bu bozulma, kutup bölgelerinin düzenli olarak ısınmasına, buzların bir parça erimesiyle sıvı suların oluşmasına ve dolayısıyla kutup dairesinde çizgilerin meydana gelmesine neden oldu. == Yörünge ve kendi çevresinde dönüş == küçükresim|Mars’ın kuzey kutbu buz bölgesi|alt=|sol|200x200pik küçükresim|125px|Mars’ın yörüngeden çekilmiş, ufukta görülebilen ince atmosferi Mars’ın Güneş’ten ortalama uzaklığı yaklaşık 230.000.000 km (1,5 AU), yörünge süresi ise 687 Dünya günüdür. Mars günü Dünya gününden biraz daha uzun olup, tam olarak 24 saat, 39 dakika ve 35,244 saniyedir. Bir Mars yılı 1.8809 Dünya yılıdır, yani Dünya zaman birimiyle tam olarak 1 yıl, 320 gün ve 18,2 saattir. Mars’ın eksen eğikliği Dünya’nın eksen eğikliğine çok yakın olup, 25,19 derecedir. Dolayısıyla Mars’ta da Dünya’dakini andıran mevsimler meydana gelir. Fakat Mars mevsimlerinin süreleri Mars’ın yörünge süresinin uzunluğundan dolayı, Dünya mevsimlerinin sürelerinin iki katıdır. Mars Mayıs 2008’de günöteye Nisan 2009’de günberiye geçmiştir. Bir sonraki günöte tarihi Haziran 2010’dur. Mars’ın nispi olarak söylenebilecek yörünge eksantrikliği (eksenel kaçıklık, dışmerkezlik) 0,09'dur; Güneş Sistemi’nde yalnızca Merkür bundan daha büyük bir eksantrikliğe sahiptir. Bununla birlikte Mars’ın geçmişte bugünkünden daha dairesel bir yörünge çizdiği bilinmektedir. 1,35 milyon Dünya yılı öncesinde Mars’ın eksantrikliği yaklaşık 0,002 idi, yani Dünya’nın bugünkü eksantrikliğinden de daha azdı."Mars' Orbital eccentricity over time ". Solex. Universita' degli Studi di Napoli Federico II. 2003. Mars’ın eksantriklik devresi 96.000 Dünya yılıdır.Jean Meeus (March 2003). "When Was Mars Last This Close? ". International Planetarium Society. Bununla birlikte Mars’ın 2,2 milyon yıllık bir eksantriklik devresi daha vardır. Son 35.000 yılda Mars’ın yörüngesinin eksantrikliği diğer gezegenlerin çekimsel etkileri dolayısıyla artmıştır. Mars ve Dünya’nın birbirlerine en yaklaştıkları zamanlarda aralarında bulunan mesafe gelecek 25.000 yılda biraz daha azalacaktır.Ron Baalke (2003-08-22). "Mars Makes Closest Approach In Nearly 60,000 Years ". meteorite-list. == Doğal uyduları == 239x239px|sol|alt=|küçükresim|Phobos ve Deimos karşılaştırması küçükresim|Mars ve yörüngesi (kırmızı) ile asteroit kuşağındaki cüce gezegen Ceres’in (sarı) mukayesesi (kuzey tutulum kutbundan görünüşle). Tutulumun güney yörünge parçaları koyu renkle gösterilmiştir. Günberi (q) ve günöte (Q) en yakın geçiş tarihleriyle belirtilmiştir. İsim Çap (km) Kütle (kg) Ortalama yörünge yarıçapı (km) Yörünge süresi (saat) Phobos 22,2 (27 × 21.6 × 18.8) 1,08×1016 9 378 7,66 Deimos 12,6 (10 × 12 × 16) 2×1015 23 400 30.35 Mars’ın düzensiz biçimli, iki küçük doğal uydusu vardır. Kendilerine eski Yunan mitolojisindeki savaş ilahı Ares’e (Romalılar’da Mars) yardım eden çocuklarının adlarından esinlenerek Phobos ve Deimos adları verilmiş, gezegene çok yakın yörüngeler izleyen bu uydular muhtemelen bir Mars truva asteroiti olan 5261 Eureka gibi, gezegenin çekim alanına kapılarak uydu haline gelmiş asteroitlerdir."Close Inspection for Phobos ". ESA website. Fakat hava tabakası olmayan Mars’ın bu iki uyduya nasıl ve ne zaman sahip olduğu tam olarak anlaşılmış değildir. Üstelik bu büyüklükteki asteroitler çok nadirdir, özellikle ikili olanları. Bu büyüklükteki asteroitlere asteroit kuşağının dışında rastlanması durumu daha da garip kılmaktadır.Ellis, Scott. "Geological History: Moons of Mars ". CalSpace. Her iki uydu da 1877’de Asaph Hall tarafından keşfedilmiştir. Phobos ve Deimos’un hareketleri Mars yüzeyinden bizim ‘ay’ımızın Dünya’dan görünüşüne kıyasla çok farklı olarak görünür. Phobos 11 saatte bir, batıdan doğar. Deimos ise, dolanım süresi 30 saat olmakla birlikte, 2,7 günde bir doğar.Arnett, Bill (2004-11-20). "Phobos ". nineplanets. Her iki uydu da ekvatora yakın dairesel yörüngeler izlerler. Phobos'un yörüngesi Mars'tan kaynaklanan gelgit etkileri nedeniyle giderek küçülmektedir, bu yüzden Phobos yaklaşık 50 milyon yıl içinde Mars'a çarpacaktır. == Yaşam == küçükresim|sol|ALH84001 adı verilen Mars meteoru, bakteri düzeyinde yaşam belirtileri olduğu ileri sürülen mikroskobik oluşumlar göstermektedir. küçükresim|100px|Mars Global Surveyor (MGS) tarafından çekilmiş fotoğrafta görülen, mahiyeti anlaşılamamış “koyu kumul lekeleri” küçükresim|100px|“Koyu kumul lekeleri”nin Mars Global Surveyor tarafından çekilen yüksek çözünürlüğe sahip fotoğrafında lekelerin yakın plandan görünümü Evrende yaşamın Dünya’daki koşullara benzer koşullar altında ortaya çıkabileceği varsayımından hareketle, günümüzde bir gezegenin yaşanabilirlik (İng. planetary habitability) ölçüsü, yani bir gezegende yaşamın gelişebilme ve sürebilmesinin ölçüsü yüzeyinde su bulunup bulunmamasıyla yakından ilgili görülmektedir. Bu da bir güneş sistemindeki gezegenin güneşine uzaklığının gereken uygun uzaklıkta olup olmamasına bağlıdır. Mars’ın yörüngesinin Dünya’nın yer aldığı bu uygun kuşağın yarım astronomik birim kadar daha uzağında olması, ince bir atmosfere sahip bu gezegenin yüzeyinde suyun donmasına neden olmaktadır. Bununla birlikte gezegenin geçmişindeki sıvı su akışları Mars’ın yaşanabilirlik potansiyeli taşıdığını ortaya koymaktadır. Verilere göre, Mars yüzeyindeki sular yaşam için gerekenden çok daha tuzlu ve çok daha asitlidir.Helen Briggs (BBC science reporter, Boston) (2008-02-15). "Early Mars 'too salty' for life ". BBC News. Gezegenin manyetosferinin olmayışı ve son derece ince bir atmosfere sahip oluşu büyük bir handikaptır. Yüzeyindeki ısı tranferi (İng. heat transfer) pek büyük değildir, meteorlara ve güneş rüzgârlarına karşı savunması hemen hemen yok gibidir ve suyu sıvı halde tutacak atmosfer basıncı yetersizdir (dolayısıyla su gaz haline geçer). Verilere göre gezegen geçmişte günümüzdeki haline kıyasla daha yaşanabilir haldeydi. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Mars’ta organizmaların olmadığı ya da hiç yaşamamış olduğu söylenemez. Nitekim 1970’lerdeki Viking Programı sırasında Mars toprağındaki mikroorganizmaların saptanması amacıyla Mars’tan getirilen örneklerde bazı pozitif görünen sonuçlar elde edildi. Fakat bu sonuçlar birçok bilim insanının katıldığı bir tartışmaya yol açtı ve kesin bir sonuca ulaşılamadı. Buna karşılık Viking Programı’yla edinilen verilerden yararlanan profesör Gilbert Levin,The Carnegie Institution Geophysical Laboratory Seminar, "Analysis of evidence of Mars life" held 05/14/2007; Summary of the lecture given by Gilbert V. Levin, Ph.D. , published by Electroneurobiología vol. 15 (2), pp. 39-47, 2007 Rafaël Navarro-GonzálezNavarro-González, R; Navarro, K. F.; de la Rosa, J., Iñiguez, E.; Molina, P.; Miranda, L. D.; Morales, P; Cienfuegos, E.; Coll, P.; Raulin, F., Amils, R. and McKay, C. P. (2006), "The limitations on organic detection in Mars-like soils by thermal volatilization-gas chromato-graphy-MS and their implications for the Viking results", Proc. Natl. Academy of Sciences 103 (44), 16089-16094. ve Ronalds Paepe yeni bir taksonomik sistem hazırladılar ve bu sistemde Mars’taki yaşam türü Gillevinia straata adı altında ele alındı.Chambers, Paul (1999), Life on Mars; The Complete Story, London: Blandford, ISBN 0-7137-2747-0 Sonraki yıllarda Phoenix Mars Lander tarafından yürütülen deneyler Mars toprağında sodyum, potasyum ve klorür içeren bir alkali bulunduğunu gösterdi."Phoenix Returns Treasure Trove for Science ". NASA/JPL. 2008-06-26. Bu besleyici toprak yaşamı taşımaya gayet elverişliydi, fakat unutulmaması gereken bir sorun daha vardı: Yaşamın yoğun morötesi ışınlardan korunabilmesi. Nihayet Johnson Uzay Merkezi Laboratuvarı’nda Mars kökenli ALH84001 meteoru üzerinde organik bileşimler saptandı; varılan sonuca göre bunlar Mars üzerindeki ilk yaşam türleriydi.Evidence for ancient Martian life. E. K. Gibson Jr., F. Westall, D. S. McKay, K. Thomas-Keprta, S. Wentworth, and C. S. Romanek, Mail Code SN2, NASA Johnson Space Center, Houston TX 77058, USA."Allan Hills 84001 ". The Meteorolitical Society. April 2008.Crenson, Matt (2006-08-06). "After 10 years, few believe life on Mars ". Associated Press (on space.com. )McKay, D.S., Gibson, E.K., ThomasKeprta, K.L., Vali, H., Romanek, C.S., Clemett, S.J., Chillier, X.D.F., Maechling, C.R., Zare, R.N. (1996). "Search for Past Life on Mars: Possible Relic Biogenic Activity in Martian Meteorite ALH84001". Science 273: 924–930. doi:10.1126/science.273.5277.924 .PMID 8688069 . Öte yandan Mars yörüngesindeki uzay gemileri kısa zaman önce düşük miktarlarda metan ve formaldehit saptadılar ki, bunlar da yaşamın varlığını ima eden işaretler olarak yorumlandılar; zira bu kimyasal bileşimler Mars atmosferinde hızla çözünmektedirler.Vladimir A. Krasnopolsky, Jean-Pierre Maillard, Tobias C. Owen (2004). "Detection of methane in the Martian atmosphere: evidence for life?". Icarus 172: 537–547. doi:10.1016/j.icarus.2004.07.004."Formaldehyde claim inflames Martian debate ". Nature. February 25, 2005. doi:10.1038/news050221-15 . Mars’ta biyolojik kökenli oldukları ileri sürülen oluşumlardan en tanınmışları “koyu kumul lekeleri” adıyla bilinen oluşumlardır. İlk kez Mars Global Surveyor tarafından 1998-1999 yıllarında gönderilen fotoğraflarla keşfedilen “koyu kumul lekeleri” Mars’ın özellikle güney kutup bölgesinde (60°-80°enlemleri arasında) görülebilen, buz tabakasının üzerinde veya altında beliren, mahiyeti henüz anlaşılamamış oluşumlardır. Mars ilkbaharının başlarında belirmekte ve kış başlarında yok olmaktadırlar. Bunların kış boyunca buz tabakasının altında kalan fotosentetik koloniler, yani fotosentez yapan ve yakın çevrelerini ısıtan mikroorganizmalar oldukları ileri sürülmektedir.Gánti, Tibor; András Horváth, Szaniszló Bérczi, Albert Gesztesi and Eörs Szathmáry (2003-10-31). "Dark Dune Spots: Possible Biomarkers on Mars?". Origins of Life and Evolution of Biospheres Volume 33 (Numbers 4-5): 515-557. doi:10.1023/A:1025705828948. Retrieved on 18 November 2008.Gánti, T. et al, "Evidence For Water by Mars Odyssey is Compatible with a Biogenic DDS-Formation Process ". (PDF) Lunar and Planetary Science Conference XXXVI (2003)Horváth, A., et al, Annual Change of Martian DDS-Seepages . (PDF) Lunar and Planetary Science Conference XXXVI (2005).DasSarma,Shiladitya. "Extreme Halophiles Are Models for Astrobiology " (PDF).Vasavada, A.; K. E. Herkenhoff (1999). "SURFACE PROPERTIES OF MARS’ POLAR LAYERED DEPOSITS AND POLAR LANDING SITES ." (PDF). NASA." Martian spots warrant a close look ". European Space Agency. March 13, 2002. Ayrıca bilim insanları, Mars'ta yaşam koşullarını sağlayabilecek bir ortam oluşturmak amacıyla yapay fotosentez ile ilgili çalışmalar yapmaktadırlar. 28 Eylül 2015'te Mars'ta sıvı halde tuzlu su bulunduğu açıklanmıştır. Tuzlu suyun bulunması ile birlikte, bilim insanları Mars'ta yaşam bulma olasılığının da arttığını ifade etmişlerdir. == Keşif == Mars’a günümüze dek, gezegenin yüzeyini, iklimini ve jeolojisini incelemek üzere, ABD, Avrupa ülkeleri, Japonya ve SSCB tarafından düzinelerce uzay gemisi (İng. spacecraft), uydu/yörünge aracı (İng. orbiter), iniş aracı/uzay gemisi (İng. lander) ve sonda/uzay keşif aracı (İng. rover) gibi çeşitli uzay araçları gönderilmiştir. Fakat bu uzay gemisi gönderme denemelerinin yaklaşık üçte ikisi araçlar ya görevlerini tamamlayamadan ya da görevlerine daha başlayamadan bilinen veya bilinmeyen nedenlerle başarısızlıkla sonuçlanmıştır. === Tamamlanmış keşif projeleri === küçükresim|sol|Phoenix'in temsilî inişi Görevini tamamlama konusunda ilk başarı 1964’te NASA tarafından gönderilen Mariner-4’ten gelmiştir. Yüzeye ilk başarılı inişler ise SSCB’nin Mars Probe Projesi kapsamında 1971’de fırlattığı Mars-2 ve Mars-3 tarafından gerçekleştirilmiş, fakat her iki araçla irtibat, inişlerinden kısa bir süre sonra kesilmiştir. Sonraki yıllarda NASA Viking Projesi'ni başlattı ve 1975’te her biri birer "iniş aracı" taşıyan iki "uydu aracı" fırlatıldı. Her iki araç 1976’da başarıyla iniş yaptılar. Gezegende Viking-1 altı yıl, Viking-2 ise üç yıl kaldı. Bunlar Mars’ın ilk renkli fotoğraflarını gönderdiler"Other Mars Missions ". Journey through the galaxy.; gezegenin yüzeyinin haritasının çıkarılması amacıyla gönderdikleri fotoğraflara günümüzde bile zaman zaman başvurulmaktadır. Sovyetler 1988’de Mars’a gezegeni ve doğal uydularını incelemek üzere Phobos-1 ve Phobos-2 adlı sonda araçları gönderdiler. Phobos-1’le irtibat Mars yolundayken kesilmiş olmasına karşın, Phobos-2 fotoğraflar göndermede başarılı oldu. Fakat Phobos-2 de tam Phobos adlı doğal uydunun yüzeyine iki iniş aracını salmak üzereyken başarısızlığa uğradı. Mars Observer uydusunun 1992’deki başarısızlığından sonra NASA tarafından 1996’da Mars Global Surveyor fırlatıldı. Görevinde tümüyle başarılı oldu. Harita çıkarma görevini 2001’de tamamladı. Kasım 2006’da üçüncü uzatılmış görevi sırasında sonda aracıyla irtibat kesildi, uzayda 10 yıl çalışır halde kalmayı başardı. NASA Surveyor’ın fırlatılmasından bir ay sonra da Mars Pathfinder’ı fırlattı. Bu, robotik bir keşif aracı olan Sojourner’ı taşıyordu. 1997 yazında Mars’taki Ares Vallis bölgesine iniş yaptı. Bu proje de başarıyla sonuçlandı."Mars Global Surveyor ". CNN- Destination Mars. Mars’la ilgili son tamamlanmış görevde 4 Ağustos 2007’de fırlatılan iniş yeteneğine sahip Phoenix uzay gemisi kullanılmıştır. Araç 25 Mayıs 2007’de Mars’ın kuzey kutbu bölgesine iniş yaptı."Mars Pulls Phoenix In ". University of Arizona Phoenix mission Website. 2,5 m.’ye uzanan robot koluyla Mars toprağını bir metre kazabilecek kapasitede olup, mikroskobik bir kamerayla donatılmıştı. Bu mikroskobik kamera insan saçının binde biri kadar inceliği ayırt edebilecek bir hassasiyete sahipti. 15 Haziran 2008’de indiği yerde su buzlarını keşfetti."Phoenix: The Search for Water ". NASA website."Water Confirmed on Mars". UANews.org. Görevini 10 Kasım 2008’de tamamladı. Rusya ve Çin’in ortak projesi olan Phobos-Grunt projesiyle Mars'ın uydusu Phobos’tan örnekler toplanarak analiz için Dünya'ya geri getirilmesi planlanıyordu. Ancak bu sonda 9 Kasım 2011’de fırlatılmasının ardından bozulmuş, 15 Ocak 2012'de dünyaya düşerek imha olmuştur. === Sürdürülen keşif projeleri === küçükresim|Spirit adlı sonda aracı * 2001’de NASA Eylül 2010’a kadar görevini sürdürmesi planlanan ve hâlen görevini başarıyla yerine getiren Mars Odyssey uydu aracını fırlattı."NASA's Mars Odyssey Shifting Orbit for Extended Mission ". nasa.com. October 9, 2008. Aracın Gamma Işını Spektrometresi, regolit incelemesi sırasında ilginç miktarlarda hidrojen tespit etti.Britt, Robert (March 14, 2003). "Odyssey Spacecraft Generates New Mars Mysteries ". Space.com. * 2003’te Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Mars Express Projesi kapsamında Mars Express Orbiter adlı uydu aracı ile Beagle-2 adlı iniş aracını fırlattı. Beagle-2 iniş sırasında başarısızlığa uğradı ve Şubat 2004’te kaybolduğuna dair bir açıklama yapıldı. * ESA’nın Beagle-2’yi fırlattığı yıl NASA Spirit ve Opportunity adlarında iki keşif sondasını fırlattı. Her ikisi de görevini başarıyla yerine getirdi. Bu çalışmalarla Mars’ta en azından geçmişte sıvı suyun bulunduğu kesinlik kazanmıştır. 2004 yılında Mars'ın kuzey kutbuna inen ve görev süresi 6 yıl olarak belirtilen Opportunity, bilim insanlarını şaşırtan bir performansla hâlen bütün fonksiyonlarını en üst düzeyde kullanarak Mars görevine devam etmektedir. * 2004’te Planetary Fourier Spectrometer ekibi Mars atmosferinde metan saptadıklarını açıkladı. * NASA 12 Ağustos 2005’te Mars Reconnaissance Orbiter sonda aracını fırlattı, 10 Mart 2006’da yörüngeye oturan araç iki yıl boyunca bilimsel incelemelerde bulundu. Araç aynı zamanda gelecekteki projeler için en uygun iniş platformlarını bulmak üzere Mars toprağı ve iklimini incelemekle görevlidir. * ESA Haziran 2006’da Mars’ta “kutup ışıkları” olayını saptadıklarını açıkladı.Bertaux, Jean-Loup; et al. (June 9, 2005). "Discovery of an aurora on Mars ". Nature Magazine. Vesta ve Ceres’i incelemek üzere gönderilen Dawn uzay gemisinin Şubat 2009’da Mars’a ulaştı. * Mars Bilim Laboratuvarı adlı keşif sondası (curiosity) "merak" Kasım 2011'de fırlatıldı. Sonda 2012 Ağustos'unda Mars'ın Gale kraterine yumuşak iniş yaptı. Yapması planlanan deneyler arasında kayalar üzerinde kimyasal lazer yardımıyla uzaktan (azami 13 m.) çalışarak örnekler toplaması da bulunmaktadır. *09 Şubat 2021'de BAE, Orta Doğu'da gezegenler arası bir uzay görevine başlayan ilk ülke oldu. * NASA 17 Temmuz 2020'de Mars'a yanında Ingenuity adlı helikopteri taşıyan Perseverance adlı aracı gönderdi. Perseverance 18 Şubat 2021 tarihinde Mars'a iniş yaptı. * Ingenuity adlı helikopter 19 Nisan 2021 tarihinde Mars üzerinde uçtu. Dünya dışında uçan ilk helikopter oldu. === Gelecekte uygulanacak projeler === * ESA 2013’te Mars toprağındaki organik molekülleri araştırmak üzere ExoMars adlı sonda aracını fırlatmayı planlamıştır. ESA, ExoMars gezici (rover) aracını ve yüzey platformunu, Ağustos ve Ekim 2022 arasında başlatacağını duyurdu. ESA, ExoMars projesini 17 Mart 2022 tarihinde kalıcı olarak askıya aldı. * 15 Eylül 2008’de NASA Mars atmosferi hakkında bilgi edinilmesini sağlamak üzere 2013’te MAVEN adı verilen robot programını uygulamaya koyacağını açıklamıştır.Rincon, Paul (November 10, 2006). "European Mars launch pushed back ". * Fin-Rus ortak projesi olan MetNet projesinde, gezegenin atmosferik, fiziksel ve meteorolojik yapısını yeterince inceleyebilmek için yaygın bir gözlem ağı kurmak üzere on kadar küçük taşıtın Mars yüzeyine gönderilmesi planlanmıştır."Introduction to the MetNet Mars Mission ". Finnish Meteorological Institute. Öncü görevinde bulunacak ilk iniş araçlarının 2009’da ya da 2011’de fırlatılması planlanmıştır." The MetNet Mars Precursor Mission ". Finnish Meteorological Institute. * NASA ve Lockheed Martin şirketi önce Ay’a (2020’de), ardından Mars’a insan taşıması planlanan Orion adı verilen uzay gemisi için çalışmalara başladılar. 28 Eylül 2007’de NASA başkanı Michael D. Griffin NASA tarafından Mars’a yollanacak ilk insanın 2037’de Mars’ta olacağını açıkladı."NASA aims to put man on Mars by 2037". * Nasa, Marsa insan göndermek için ADEPT adında 1704 derece ısıya dayanıklı materyal geliştiriyor. Bu materyalin Mars atmosferine giriş için ve Mars'ta kurulacak seranın yapımında kullanılacağı açıklandı. * ESA Mars’a insan göndermelerinin 2030 ve 2035 yılları arasında yer alacağını umduklarını açıkladı."Liftoff for Aurora: Europe’s first steps to Mars, the Moon and beyond ". October 11, 2002. * Mars One adlı proje ile de insan bulunduran araçlarla koloni kurulması ön görülüyor. küçükresim|200x200px|Mars’tan Güneş’in batışı manzarası. Fotoğraf Gusev Krateri’nden Spirit adlı uzay keşif sonda aracınca 19 Mayıs 2005’te çekilmiştir.|alt= === Mars’ta astronomi gözlemleri === Çeşitli uydu araçlarının, iniş araçlarının ve sonda araçlarının Mars’taki varlıkları sayesinde günümüzde astronomi araştırmaları Mars gökyüzünden de yapılabilmektedir. Bunun pek çok yönden avantajları bulunmaktadır. Mars’ın doğal uydularından Phobos doğal olarak Mars’tan daha iyi gözlemlenebilmektedir (dolunayın üçte biri açısal çapta görülür). Diğer doğal uydu olan Deimos ise Mars yüzeyinden az çok bir yıldızı andırır tarzda görünür; Dünya’dan Venüs’ün görünüşüne kıyasla, Venüs’ten hafifçe daha parlaktır."Deimos ". Planetary Societies's Explore the Cosmos. Öte yandan Dünya’da iyi bilinen, kutup ışıkları, meteorlar gibi birçok fenomen artık Mars yüzeyinde de gözlemlenebilmektedir.Bertaux, Jean-Loup; et al. (2005-06-09). "Discovery of an aurora on Mars ". Nature Magazine. Dünya’nın Mars ile Güneş arasına girecek ve Güneş üzerinde bir leke oluşturacak şekilde Güneş önünden geçişi Mars’tan 10 Kasım 2084’te izlenebilecektir. Mars’tan aynı şekilde Merkür ve Venüs’ün transit geçişi (bir kütlenin başka bir kütlenin önünden geçmesinin gözlemlenebildiği geçiş) ve Deimos’un kısmi güneş tutulmaları izlenebilir. == Görünüş ve "karşı konum"lar == küçükresim|200x200px|Mars’ın 2003’te Dünya’dan görünüşle hazırlanan görünürdeki “geri devim”i (tersinir hareketi)|alt=|sol küçükresim|Mars’ın 2003 yılında küçük bir teleskoptan görünüşü esas alınarak hazırlanmış dönme hareketi|alt=Çıplak gözle bakıldığında Mars genellikle, farklı olarak sarı, turuncu ya da kırmızımsı renklerde görünür. Parlaklığı da, yörüngesindeki yolculuğu sırasındaki konumlarına bağlı olarak, Dünya’dan görünen diğer gezegenlerden daha fazla değişiklik gösterir. Görünürdeki kadiri “kavuşum konumu”ndaki +1,8’den “günberi karşı konumu”ndaki −2,9 aralığında değişir. Kimi konumlarında güneşin güçlü ışığından dolayı görünmez hale gelir. 32 yılda iki kez – Temmuz ve Eylül sonunda – en uygun konuma gelir. Mars teleskopla bakıldığında bolca yüzey ayrıntısı sunan bir gezegendir, özellikle kutuplardaki buzul bölgeleri elverişsiz koşullarda bile belirgin olarak görülürler." Mars Observing FAQ ". Shallow Sky. Mars’ın Dünya’ya en yakın olduğu konum karşı konum olarak bilinir. “Kavuşum dönümü” (İng. synodic period) olarak bilinen iki “karşı konum” arasındaki süre Mars için 780 gündür. Yörünge eksantriklikleri nedeniyle bu sürede 8,5 güne varan oynamalar olabilir. Dünya’ya en yaklaştığı zamanlarda Dünya ile Mars arasındaki en kısa uzaklık, gezegenlerin eliptik yörüngelerine bağlı olarak 55.000.000 km ile 100.000.000 km arasında değişir. Önümüzdeki Mars “karşı konum”u 29 Ocak 2010’da meydana gelecektir. Mars “karşı konum” pozisyonuna yaklaştığında “geri devim “ (tersinir hareket, İng. retrograde motion) periyodu başlar. 27 Ağustos 2003 günü, saat 9:51:13’de (UT) Mars son 60.000 yıl boyunca Dünya’ya en yaklaştığı konuma geldi. Bu konumunda Dünya ile arasındaki uzaklık 55.758.006 km (0,372719 AU) idi. Bu olay Mars’ın karşı konumundan bir gün, günberisinden yaklaşık üç gün farkla meydana geldiğinden Mars Dünya’dan kolaylıkla izlenebildi. Yapılan hesaplamalara göre, Mars’ın Dünya’ya bu denli yaklaşmasının söz konusu olduğu son tarih M.Ö. 57.617 yılıdır, bir sonraki tarih ise 2287 yılıdır. 24 Ağustos 2208’deki yakınlaşmada ise iki gezegen arasındaki uzaklığın yalnızca 0.372254 AU olacağı hesaplanmıştır. == Gözlem tarihi == küçükresim|210x210px| Dünya'yı merkez alan, tutulum üzerinden 2003-2018 Mars "karşı konum"larının görünüşü|alt=küçükresim|sol|Giovanni Schiaparelli tarafından yapılan Mars haritası|alt=|200x200pikMars’ın eski uygarlıklarla başlayan gözlem tarihinin özellikle, her iki yılda bir meydana gelen, gezegenin Dünya’ya yaklaştığı ve dolayısıyla görünürlüğünün arttığı “karşı konum”larına dayandığı görülür. Ayrıca tarihsel kayıtlarda her 15-17 yılda bir meydana gelen,"The cycle of close and far Martian oppositions ". EarthSky. 30 Temmuz 2018. fark edilebilen günberi “karşı konum”larına da yer verildiği görülmektedir; çünkü Mars günberiye yaklaştığında Dünya’ya da yaklaşmaktadır. Batı tarihinde Mars gözlemlerine ilişkin pek fazla kayıt olduğu söylenemez. Aristo Mars gözlemlerini tarif eden ilk yazarlardan biri olmuştur. Mars’ın 13 Ekim 1590’da Venüs tarafından “örtülme”sini (İng. Occultation) Heidelberg’te M. Möstlin kaydetmiştir.Breyer, Stephen (March 1979). "Mutual Occultation of Planets". Sky and Telescope 57 #3: 220. Nihayet 1609’da Mars Galile tarafından gözlemlendi. Bu aynı zamanda Mars’ın bir teleskop aracılığıyla yapılan ilk gözlemiydi. === Mars kanalları === 19\. yy.’da teleskobun yaygınlaşması gök cisimlerinin tanımlanmasında belirli bir düzeye gelinmesini sağladı. 5 Eylül 1877’de Mars’ın bir günberi karşı konumu meydana geldi. O yıl İtalyan astronom Giovanni Schiaparelli Milano’da ilk ayrıntılı Mars haritalarını çıkarmak üzere 22 cm.’lik bir teleskop kullandı. Gözlemlerinde Mars yüzeyinde kendisinin “kanallar” adını verdiği, günümüzde kimilerince “optik illüzyon” olarak açıklanan birtakım oluşumlar saptadı ve bunları hazırladığı Mars haritalarına işaretledi. Mars yüzeyinde gözlemlediği bu uzun doğrusal hatlara Dünya’daki ünlü nehirlerin adlarını verdi.Snyder, Dave (May 2001). "An Observational History of Mars ".Sagan, Carl (1980). Cosmos. New York, USA: Random House. p. 107. ISBN 0-394-50294-9. Bu gözlemlerden etkilenen şarkiyatçı Percival Lowell 300 mm. 450 mm.’lik teleskoplara sahip bir gözlemevi kurdu. Gözlemevi Mars’ın keşfine ağırlık verdi. Mars’ın pozisyonları bakımından 1894 yılı son uygun fırsattı. Lowell Mars ve Mars’ta yaşam üzerine kamuda büyük bir yankı uyandıran kitaplar yayımladı. “Kanallar” dönemin en büyük teleskoplarını kullanan Henri Joseph Perrotin ve Louis Thollon gibi başka astronomlarca da saptanmıştı. Sonraki yıllarda daha büyük teleskoplarla yapılan gözlemler sonucunda, boyları önceden belirtildiği kadar uzun olmamakla doğrusal kanalların bulunduğu doğrulandı. küçükresim|Lowell tarafından 1914’ten önce yapılan gözlemlere göre hazırlanmış Mars kanalları|alt=|200x200pik Fakat daha sonra, 1909’da Flammarion, 840 mm.’lik bir teleskopla yaptığı gözlemler sonucunda, düzensiz bazı izler gözlemlemekle birlikte sözü edilen kanallara rastlamadığını açıkladı.Zahnle K. (2001). "Decline and fall of the Martian empire". Nature 412: 209–213. doi:10.1038/35084148 . 1960’lı yıllara gelindiğinde farklı yaşam biçimleri olan Marslılar hakkında çeşitli senaryolar içeren bir sürü makale ve kitap yayımlanmış bulunuyordu.Salisbury F. B. (1962). "Martian Biology". Science (journal) 136 (3510): 17–26. NASA’nın Mariner Projesi kapsamında gönderdiği uzay gemisinin Mars’a ulaşmasından sonra bu tür senaryolar azalmış ve şekil değiştirmiştir. Örneğin bu kez, Marslılar’in bir başka boyutta ya da frekansta oldukları, gezegenlerine inilse de algılanamayacakları yönünde yeni senaryolar üretildi. == Kültürde == === Mars’ın çeşitli adları === Bu gezegene Batı kültüründe Mars adının verilmesi, eski Yunan mitolojisinde savaş ilahı olan Ares’e Roma mitolojisinde tekabül eden ilahın adının Mars olmasından ileri gelir. Mars’a çeşitli dillerde verilmiş adlardan bazıları şunlardır: * Babil mitolojisinde Mars, gezegenin kızılımsı görünüşünden olsa gerek, ateş ve yıkım ilahı Nergal’in adıyla ifade edilirdi.Sheehan, William (1997-02-02). "Motions of Mars ". The Planet Mars: A History of Observation and Discovery. * Eski Yunanlar Nergal’i Ares’e denk tuttukları zaman bu gezegene Areos aster (Ἄρεως ἀστἡρ), yani “Ares’in yıldızı” adını verdiler. Daha sonra Ares ile Mars ilahlarının özdeş kılınmasıyla gezegen Romalılar’da stella Martis, yani “Mars’ın yıldızı” ya da kısaca Mars adını aldı. Eski Yunanlarda Mars’ın bir başka adı “ateşli, ateşten ” anlamına gelen Pyroeis (Πυρόεις) idi. * Mars’a Hindu mitolojisinde Mangala (मंगल), Sanskrit dilinde ise, Koç Burcu ve Akrep Burcu işaretlerine sahip olan ve okült bilimleri öğreten savaş ilahından dolayı Angaraka denir. * Mars eski Mısırlılar’da “kızıl Horus” anlamında "Ḥr Dšr";;;; adını almıştır. * İbranicede Mars’a “kızaran” anlamında Ma'adim (מאדים) denir ki, Mars’taki en büyük kanyona da bu ad (Ma'adim Vallis) verilmiştir. * Gezegenin Arapça’daki adı El-Mirrih’tir, oradan da Türkçeye Merih olarak geçmiştir. Eski Türkler’de Mars’a Sakit adı verilirdi. * Urdu ve Acem dillerinde de Merih (مریخ) olarak telaffuz edilir. Merih teriminin etimolojik kökeni bilinmemektedir. Eski İranlılar’da ise gezegene "iman ilahı"yla ilgili olarak Bahram (بهرام.) adı verilirdi.Encyclopedia/Bahram-Mars * Çin, Japon, Kore ve Vietnam kültürlerinde Mars eski Çin mitolosindeki beş unsurdan ateşle ilişkilendirilerek “ateş yıldızı” (火星) adıyla geçer.Qi Zheng 32px|left|♂Mars’ın sembolü astrolojik sembolünden yararlanılarak hazırlanmış bir sembol olup, bir daire ve küçük bir oktan oluşur. Bu, aslında, savaş ilahı Mars’ın kalkan ve mızrağının stilize bir temsilidir. Biyolojide de eril cinsiyeti göstermede kullanılan bu sembol, simyada karakteristik rengi kırmızı olan Mars’ın hükmettiği demir elementini simgeler; Mars da kırmızımsı rengini demir oksite borçludur."Planet Symbols ". NASA solar system exploration. === “Zeki Marslılar” === küçükresim|100px| Cydonia bölgesinde insan suratına benzetilen, doğal olmayabileceği iddia edilen oluşum. Viking-1,1976 küçükresim|100px| İnsan suratına benzetilen oluşum yakınlarında doğal olmayabileceği iddia edilen piramit benzeri oluşumlar Mars’ta zeki bir yaşam olabileceği konusunda 19 ve 20. yüzyıllarda, özellikle Mars’ın modern uzay araçlarınca incelenmesinden önce çeşitli iddialarda bulunulmuştur. Bu iddialardan bazıları şöyle özetlenebilir: * 19. yy. sonlarındaki popüler görüşe göre Mars zeki Marslılar’ca meskundu. Schiaparelli’nin gözlemlediği kanallar ile Percival Lowell’ın kitapları insanlarda şu kavramın doğmasına neden olmuştu: Mars soğuk, çorak bir gezegen olmakla birlikte burada sulama çalışmaları yapan eski uygarlıklar mevcuttu."Percivel Lowell's Canals ". * 1899 Colorado Springs Laboratuvarı’nda alıcılarını kullanarak atmosferdeki radyo gürültülerini incelemeye çalışan mucit Nikola Tesla, sonradan bir başka gezegenden, muhtemelen Mars’tan gelmekte olduğunu iddia ettiği, tekrarlanan sinyaller saptadı. Bu düşüncesini 1901’deki bir konuşmasında açıkladı.Tesla, Nikola (February 19, 1901). "Talking with the Planets ". Collier's Weekly. Lord Kelvin, Tesla’nın Dünya-dışı yaşamla ilgili varsayımlarını önceleri desteklemişse de, sonradan reddetmiştir.Cheney, Margaret (1981). Tesla, man out of time. Englewood Cliffs, New Jersey: Prentice-Hall. p. 162. ISBN 978-0-13-906859-1. OCLC 7672251 ."Departure of Lord Kelvin", The New York Times, May 11, 1902, p.29. * 1901’de ise Harvard College Gözlemevi müdürü Edward Charles Pickering, New York Times’taki bir makalede Arizona’daki Lowell Gözlemevi’nden Mars’tan irtibat kurma girişimlerinin olduğunu doğrulayıcı bir telgraf almış bulunduğunu açıkladı.Professor Pickering (January 16, 1901). "The Light Flash From Mars " (PDF). The New York Times. Archived from the original on 2007-05-20. * 20. yy.’ın son çeyreğinde Mars’a giden uzay araçları Mars’ta “zeki yaşam” ürünü olabilecek ikamet yapıları olmadığını ortaya koyduğunda, bu kez, Marslılar konusunda yeni görüşler ileri sürüldü. Bunlardan bazılarına göre, Marslılar farklı bir boyutta yaşamaktaydılar, kimilerine göre de Mars’ta saptanan insan suratı ve piramitler biçimindeki oluşumlar doğal oluşumlar değildiler. === Bilimkurgu === Bilimkurguda Mars kızıl renkte temsil edilmiş ve ilk zamanlardaki bilimsel spekülasyonlar doğrultusunda zeki canlılarca meskun olarak canlandırılmıştı. Marslılar’a ilişkin ilk bilimkurgu senaryoları içinde en tanınmışı H.G. Wells’in 1898’de yayımlanan, ölmekte olan gezegenlerinden kaçan Marslılar’ın Dünya’yı istila etmesini konu alan Dünyalar Savaşı'dır. Kitap, 1938’de radyoya, daha sonra sinemaya uyarlandı."Radio's War of the Worlds Broadcast (1938) ". Mars ya da Marslılar’a ilişkin diğer bilimkurgu eserlerinin arasında şunlar sayılabilir: * The Martian Chronicles (hikâye), Ray Bradbury. * Barsoom (hikâyeler serisi), Edgar Rice Burroughs. * Marvin the Martian (çizgi film), Warner Brothers. * Gulliver'in Gezileri, Jonathan Swift. * Mars Trilogy (hikâyeler serisi), Kim Stanley Robinson. * We Can Remember It for You Wholesale (hikâye), Philip K. Dick. (Bu hikâyeden uyarlanan Total Recall isimli film de bulunmaktadır.) * Babylon 5 (televizyon dizisi). * Gerçeğe Çağrı (sinema filmi). * Marslı (bilimkurgu romanı), Andy Weir. === Harita bağlantıları === * Mars Nomenclature * PDS Map-a-planet * Viking Photomap * MOLA (topographic) map == Notlar == == Kaynakça == Kategori:Karasal gezegenler
1,613
alt=Expression for Church numerals in lambda calculus|Programming language theory|link=Programming language theory alt=Hızlı sıralama algoritması|Hesaplamalı karmaşıklık teorisi|link=Hesaplamalı karmaşıklık teorisi alt=Hareket yakalamayla oluşturulmuş bir bilgisayar animasyonu örneği|Yapay zekâ|link=Yapay zekâ alt=Half-adder devresi|Bilgisayar mimarisi|link=Bilgisayar mimarisi Bilgisayar biliminin temel alanları bilgisayar programlama dillerini (sol üst), algoritmaların dizayn ve analizini (sağ üst), akıllı sistemlerin yapılmasını (sol alt) ve elektrik donanımları (sağ alt) kapsar. alt=|küçükresim|Bilgisayar bilimi; pratik tekniklerle birlikte veri ve hesaplamanın teorik temellerini de ele almaktadır. Şekilde en kısa yol problemi ve çözüm algoritması animasyonu veriliyor. Bilgisayar bilimi, bilgisayarların tasarımı ve kullanımı için temel oluşturan teori, deney ve mühendislik çalışmasıdır. Hesaplamaya ve uygulamalarına bilimsel ve pratik bir yaklaşımdır. Bilgisayar bilimi; edinim, temsil, işleme, depolama, iletişim ve erişimin altında yatan yönteme dayalı prosedürlerin veya algoritmaların fizibilitesi, yapısı, ifadesi ve mekanizasyonunun sistematik çalışmasıdır. Bilgisayar biliminin alternatif, daha özlü tanımı "büyük, orta veya küçük ölçekli algoritmik işlemleri otomatikleştirme çalışması" olarak nitelendirilebilir. Bir bilgisayar bilimcisi, hesaplama teorisi ve hesaplama sistemlerinin tasarımı konusunda uzmanlaşmıştır.WordNet Search 3.1 Wordnetweb.princeton.edu. Retrieved 2012-05-14 Alanları teorik ve pratik disiplinlere ayrılabilir. Bilgisayar grafikleri gibi alanlar, gerçek dünya görsel uygulamalarını vurgularken, hesaplamalı karmaşıklık teorisi (hesaplama ve zor olan sorunların temel özelliklerini araştıran) gibi bazı alanlar oldukça özeldir. Diğer alanlar sıklıkla hesaplamanın uygulanması konusunda karşılaşılan zorluklara odaklanmaktadır. Örneğin, programlama dili teorisi, hesaplamanın tanımlamasına yönelik çeşitli yaklaşımları ele alırken, bilgisayar programcılığının kendisi de programlama dili ve karmaşık sistemlerin kullanımının çeşitli yönlerini inceler. Bununla beraber insan- bilgisayar etkileşimi alanı; bilgisayarları ve hesaplamaları yararlı, kullanışlı ve evrensel olarak insanlara ulaştırmaya yönelik zorlukları tanımlamaya ve onları aşmaya çalışmaktadır. == Tarihi == Daha sonraları bilgisayar bilimi haline gelecek olgunun en eski temelleri, modern dijital bilgisayarın icadından önce gelmektedir. Abaküs gibi sabit sayısal işlemler için kullanılan hesap makineleri, antik çağlardan beri var olmuştur. Bunlar çarpma ve bölme gibi temel hesaplamalara yardımcı oluyordu. Ayrıca, hesaplamaları gerçekleştirmek için kullanılan algoritmalar, antik çağlardan beri, hatta gelişmiş bilgisayar ekipmanlarının geliştirilmesinden önce de var olmuştur. Blaise Pascal, 1642'de kendi ismini verdiği mekanik hesap makinesini tasarladı ve geliştirdi."Blaise Pascal" . School of Mathematics and Statistics University of St Andrews, Scotland. 1673'te Gottfried Leibniz, "Stepped Reckoner" adında bir dijital mekanik hesap makinesi tasarladı. İlk bilgisayar bilimcisi ve bilgi teorisyeni olarak düşünebilir. Leibniz'i ilk bilgisayar bilimcisi olarak kabul etmemiz için diğer sebeplerin yanı sıra kendisinin, ikili sayı sisteminde belgeli ve sistemli biçimde çalışmış olması yeterlidir. Thomas de Colmar, 1820'de mekanik hesap makinesi endüstrisini başlattı ve basitleştirilmiş aritmometre'yi piyasaya sundu. Bu hesap makinesi, günlük olarak ofis ortamında kullanılabilecek kadar donanımlı ve güvenilir ilk hesap makinasıydı. Charles Babbage, 1822'de ilk "Otomatik çalışan mekanik hesap makinesi" olan Fark Makinesi'nin (İngilizce: Difference Engine) tasarımını başlattı ve bu çalışmalarının neticesinde ona ilk programlanabilir mekanik hesap makinesi fikri olan "Analitik Tabanlı Motor" ismini verdi. Bu makineyi 1834'te geliştirmeye başladı ve iki yıldan az bir sürede modern bilgisayarın göze çarpan özelliklerinin çoğunu çizmişti.a b Anthony Hyman (1982). Charles Babbage, pioneer of the computer. 1843 yılında Ada Lovelace, "Analitik Motor" hakkındaki bir Fransız makalesinin çevirisi sırasında, içerdiği birçok nottan birinde, günümüzde ilk bilgisayar programı olarak düşünülen Bernoulli sayılarını hesaplamak için bir algoritma yazdı."A Selection and Adaptation From Ada's Notes found in Ada, The Enchantress of Numbers," by Betty Alexandra Toole Ed.D. Strawberry Press, Mill Valley, CA". Archived from the original on February 10, 2006. Retrieved 2006-05-04. 1885 civarında Herman Hollerith, istatistiksel bilgileri işlemek için delikli kartlar kullanan çizelgeleyiciyi (tabulator) icat etti; Sonunda çalışmaları kendi şirketi IBM'in bir parçası haline geldi. 1937'de, Babbage'ın imkânsız rüyasından yüz yıl sonra, Howard Aiken, her türden delikli kart ekipmanı üreten IBM'i ikna etti ve Babbage'ın Analitik Motor fikrinden yola çıkarak dev programlanabilir hesap makinesi geliştirmek için çalışmalar yaptı. Başarıyla yürüttüğü çalışmalarının sonucunda "ASCC / Harvard Mark I" hesap makinesini icat etti."In this sense Aiken needed IBM, whose technology included the use of punched cards, the accumulation of numerical data, and the transfer of numerical data from one register to another", Bernard Cohen, p.44 (2000) Bu cihazda kartlar ve merkezi işlem birimi (CPU) kullanıldı. Makine çalışması bittiğinde, çevresindekiler "Babbage'nin hayali gerçeğe dönüştü!" diyerek Howard Aiken'i takdir ettiler.Brian Randell, p. 187, 1975 1940'lı yıllarda, yeni ve daha güçlü bilgi işlem makineleri geliştirildiğinde, hesaplama terimi için insanlardan ziyade makinelere atıfta bulunulmaktaydı.The Association for Computing Machinery (ACM) was founded in 1947. Bilgisayarların sadece matematiksel hesaplamalardan daha fazlası için kullanılabileceği netleştikçe, bilgisayar bilimi alanı, genel olarak hesaplamayı incelemek üzere genişletildi. Bilgisayar bilimi, 1950'lerde ve 1960'ların başında ayrı bir akademik disiplin olarak kurulmaya başlandı.a b c Denning, Peter J. (2000). "Computer Science: The Discipline" (PDF). Encyclopedia of Computer Science. Archived from the original (PDF) on 2006-05-25."Some EDSAC statistics" . Cl.cam.ac.uk. Retrieved 2011-11-19. Dünyanın ilk bilgisayar bilimleri lisans programı olan Cambridge Bilgisayar Bilimleri diploması, 1953'te Cambridge Bilgisayar Laboratuvarı'nda verilmeye başladı. ABD'deki ilk bilgisayar bilimleri programı, 1962'de Purdue Üniversitesi'nde kuruldu."Computer science pioneer Samuel D. Conte dies at 85" . Purdue Computer Science. July 1, 2002. Retrieved December 12, 2014. Pratik bilgisayarlar piyasaya çıktığından beri, birçok bilgisayar uygulaması, kendi sistemlerine sahip farklı birer çalışma alanları haline geldi. Başlangıçta pek çok insanın, bilgisayarın bilimsel bir çalışma alanı olmasının imkânsız olduğuna inanmasına rağmen, bilgisayarlar 1950'li yıllarda giderek daha fazla akademik nüfus arasında kabul gördü.a b Levy, Steven (1984). Hackers: Heroes of the Computer Revolution. Doubleday. ISBN 0-385-19195-2.a b c d Tedre, Matti (2014). The Science of Computing: Shaping a Discipline. Taylor and Francis / CRC Press. Bu süre zarfında bilgisayar bilimleri devriminin bir parçasını oluşturan günümüzde geniş kitleler tarafından bilinen IBM markası sesini duyurmaya başladı. IBM (International Business Machines'in kısaltması), IBM 704 "IBM 704 Electronic Data Processing System—CHM Revolution". Computerhistory.org. Retrieved 2013-07-07. ve daha sonra bu tür cihazların arama periyodu boyunca yaygın olarak kullanılan IBM 709 bilgisayarlarını piyasaya sürdü. "Yine de bu ilkel IBM bilgisayarı ile çalışırken bir harfi yanlış yerleştirmiş olsaydınız sinir bozucu olurdu, çünkü program çökerdi ve bütün süreci yeniden baştan başlatmanız gerekirdi." 1950'lerin sonlarında bilgisayar bilimleri disiplini gelişim aşamasındaydı ve bu tür sorunlar sıradan olarak kabul görmekteydi."IBM 709: a powerful new data processing system" (PDF). Computer History Museum. Retrieved December 12, 2014. Zaman, bilgisayar teknolojisinin kullanışlılığında ve etkinliğinde önemli gelişmeler kaydetti."Timeline of Computer History" . Computer History Museum. Retrieved November 24, 2015. Modern toplumda, bilgisayar teknolojileri yalnızca uzmanlar ve profesyoneller tarafından değil, neredeyse her yerde bulunan kullanıcı tabanına ulaştı. Bilgisayar teknolojisi kullanıcılarında ciddi ve belirgin bir artış yaşandı. Başlangıçta, bilgisayarlar oldukça pahalıydı ve kısmen profesyonel bilgisayar operatörleri tarafından verimli bir şekilde kullanılmak için bir miktar insan yardımına yani teknik desteğe ihtiyaç vardı. Bilgisayarın geniş kitleler tarafından benimsenmesi ancak bilgisayarların daha geniş ve uygun fiyatlı hale gelmesiyle ve ortak kullanım için daha az insan faktörüne ve teknik desteğe ihtiyaç duyulduğunda mümkün hale geldi. == Katkıları == Bilgisayar bilimi, resmi bir akademik disiplin olarak kısa geçmişine rağmen, bilime ve topluma bir takım önemli katkılar sağlamıştır. -özellikle elektronikle birlikte- Bilgi Çağında kurulan bir bilimdir ve insanlığın ilerlemesinde adeta bir şoför haline gelmiştir. İnsanlığın teknolojik ilerlemesinde büyük sıçrayış olarak görülen bilimsel bilgiye dayalı karar verme ve günümüzün bilgi toplumu ideallerinin temel yapı taşlarından birisi haline gelmiştir. Bu katkılar şunları içerir: Mevcut bilgi çağını ve İnternet'i içeren dijital devrimin başlangıcıdır."Computer Science : Achievements and Challenges circa 2000"(PDF). Archived from the original (PDF) on September 11, 2006. Retrieved January 11, 2007. Hesaplamanın ve hesaplanabilirliğin biçimselleştirilmiş bir tanımıdır. Bilgisayar bilimi; hesaplanamaz, çözülemez ve zor olarak kabul edilmiş problemlerin çözülebileceğinin bir nevi kanıtıdır.Constable, R. L. (March 2000). "Computer Science: Achievements and Challenges circa 2000" (PDF). Çeşitli soyutlama seviyelerinde metodolojik bilgilerin tam olarak ifade edilmesi için araç olan programlama dili kavramı türemiştir.Abelson, H.; G.J. Sussman with J. Sussman (1996). Structure and Interpretation of Computer Programs (2nd ed.). MIT Press. ISBN 0-262-01153-0. The computer revolution is a revolution in the way we think and in the way we express what we think. The essence of this change is the emergence of what might best be called procedural epistemology — the study of the structure of knowledge from an imperative point of view, as opposed to the more declarative point of view taken by classical mathematical subjects. Kriptografi alanında örneğin Enigma kodunu kırmak, İkinci Dünya Savaşı sırasında Müttefiklerin zaferine katkıda bulunan önemli bir faktördü.David Kahn, The Codebreakers, 1967, ISBN 0-684-83130-9. Bilgisayar uygulamaları sayesinde bilimsel hesaplama yöntemleri gelişmiştir. Böylelikle süreçlerin ve durumların pratik olarak değerlendirilmesi ve kısmi de olsa süreçleri kontrol edilebilir bir karmaşıklığa indirgenmesi mümkün hale gelmiştir. Aynı zamanda insan zihni üzerinde ileri düzeyde çalışmayı mümkün kıldı ve "İnsan Genomu Projesi" ile insan genomunun haritalandırılması mümkün oldu. Örneğin Folding@home gibi dağıtık bilgi işlem projeleriyle protein katlanması keşfedildi. Algoritmaya dayalı ticaret alanında yapay zekâ, makine öğrenimi, istatistiksel ve sayısal teknikler vb. bilgisayar bilimleri konuları kullanılarak finansal piyasalardaki verimlilik ve likidite arttı."Black box traders are on the march". The Telegraph. August 26, 2006. Archived from the original on June 21, 2008. Ayrıca yüksek frekanslı algoritmik ticaret de volatiliteyi artırmıştır."The Impact of High Frequency Trading on an Electronic Market" . Papers.ssrn.com. doi:10.2139/ssrn.1686004. Retrieved 2012-05-14. Bilgisayar grafikleri ve bilgisayar tarafından oluşturulmuş görüntüler, özellikle televizyon, sinema, reklam, animasyon ve video oyunlarında kullanılmış ve özetle modern eğlence dünyasında her yerde kullanılır hale gelmiştir. Hatta kullanılan tekniğe göre değişmekle beraber yapaylık içermeyen CGI teknolojili filmler genellikle dijital kameralar üzerinde filme alınmakta, dijital video düzenleyicisi kullanılarak düzenlenip veya post-processing tekniğiyle işlenebilmektedir. Bu sayede günümüz filmlerindeki efektler başarılı şekilde uygulanmaktadır.Matthau, Charles. "How Tech Has Shaped Film Making: The Film vs. Digital Debate Is Put to Rest" . Wired. Retrieved November 24, 2015. Akışkanlar dinamiği hesaplamalarında, fiziksel, elektriksel ve elektronik sistemlerde, devre tasarımlarında, toplumların yaşantısı, sosyal durumlar (özellikle savaş oyunları) ve ortak yaşam alanları gibi çeşitli süreçlerde bilgisayar simülasyonları kullanılmaktadır. Modern bilgisayarlar, uçak gibi özel tasarımların optimizasyonunu mümkün kılmaktadır. Elektrikli ve elektronik devre tasarımında dikkat çeken unsurlar SPICE ve yeni (veya değiştirilmiş) tasarımların fiziksel olarak gerçekleştirilmesi için yazılımlardır. Ayrıca, entegre devreler için gerekli tasarım yazılımının kullanılması da mümkündür. Yapay zekâ daha verimli ve karmaşık bir hal aldığından giderek önem kazanmaktadır. Yapay zekânın birçoğu evde görülebilen formdadır, örneğin robotik elektrikli süpürgeler gibi birçok yapay zekâ uygulaması vardır. Video oyunları, modern savaş teknolojilerinde dronlar ve füze savar sistemleri kullanılmaktadır. Ve ayrıca takım destekli robotlar da yapay zekanın kullanım alanlarına örnek olarak gösterilebilir. == Etimoloji == İlk 1956'da önerilmiş olmasına rağmen "bilgisayar bilimi" terimi 1959'da ACM'nin İletişim Bildirisinde ortaya çıkarLouis Fine (1959). "The Role of the University in Computers, Data Processing, and Related Fields". Communications of the ACM. 2 (9): 7–14., çünkü Louis Fein 1921 yılında Harvard Business School'un yaratılışına benzer şekilde bilgisayar bilimleri için de bir enstitünün kurulmasını savunmaktadır. Yönetim bilimi (management science) gibi bir alanın akademik disipline özgü özelliklere sahip olarak tanınmasına rağmen pek çok konuda uygulanmış ve disiplinler arası bir nitelikte olan bilgisayar biliminin akademik yönlerini savunarak kendini haklı çıkarmıştır."Stanford University Oral History" . Stanford University. Retrieved May 30, 2013. Kendisinin bu yöndeki çabaları ve diğer pek çok sayısal analizci George Forsythe gibi isimlerin çabaları ödüllendirildi: Üniversiteler 1962'de Purdue'den başlayarak üniversitelerinin bünyesinde bu tür programlar açmaya başladı.Donald Knuth (1972). "George Forsythe and the Development of Computer Science" . Comms. ACM. Archived October 20, 2013, at the Wayback Machine. Bu kabule rağmen kayda değer bir kitle de bilgisayar biliminin salt bilgisayardan ibaret olmadığını ve kelimenin yetersiz olduğunu savunmaktaydı. Bu nedenle birkaç alternatif isim önerildi.Matti Tedre (2006). "The Development of Computer Science: A Sociocultural Perspective" (PDF). p. 260. Retrieved December 12, 2014. Büyük üniversitelerin bazı bölümleri, bu farkı tam olarak vurgulamak için bilgisayar bilimi terimini tercih etmektedir. Danimarkalı bilim insanı Peter Naur, bu bilimsel disiplinin yani bugün bilgisayar bilimleri olarak anılan alanın, veri ve veri işleme konuları etrafında şekillenmesi gerektiğini savunmaktaydı ve dataloji (datalogy) Peter Naur (1966). "The science of datalogy". Communications of the ACM. 9 (7): 485. doi:10.1145/365719.366510 terimini önerdi; bu sayede bahsi geçen disiplinin uğraş alanına mutlaka bilgisayarların dahil olmadığı savunuluyordu. Bu terimi kullanan ilk bilimsel kurum, 1969'da kurulan Kopenhag Üniversitesi'nde Dataloji Bölümü'nden ve Peter Naur'un dataloji bölümünün ilk profesörü olmasından kaynaklanmaktadır. Terim ağırlıklı olarak İskandinav ülkelerinde kullanılmaktadır. Naur tarafından da önerilen alternatif bir terim veri bilimidir; ancak bu terim artık istatistik ve veritabanlarının dahil edildiği farklı bir veri analizi alanı disiplini için kullanılmaktadır. Ayrıca, bilgisayarlı hesaplamanın ilk dönemlerinde Communications of the ACM bünyesinde çalışan bazı pratisyenlerin birkaç kelimesi önerildi: turingineer, turologist, flow-charts-man, applied meta- mathematician, ve applied epistemologist.Weiss, E. A.; Corley, Henry P. T. "Communications of the ACM". Communications of the ACM. 1 (4): 6. doi:10.1145/368796.368802. Üç ay sonra aynı dergide comptologist kavramı öne sürüldü ve ertesi sene bunu hypologist kelimesi takip etti.Communications of the ACM 2(1):p.4 Sonraki çalışmalarda computics terimi de önerildi.IEEE Computer 28(12):p.136 Avrupa'da, "automatic information" ifadesinin (örneğin, İtalyanca'daki "informazione automatica") sözleşmeli çevirileri yapılmasından sonra "information and mathematics" gibi kavramlar türetilmiş, örneğin; informatique (Fransızca), Informatik (Almanca), informatica (İtalyanca, Hollanda dili), informática (İspanyolca, Portekizce), informatika (Slav dilleri ve Macarca) veya Yunanca olarak pliroforiki (πληροφορική: bilişim anlamına gelir). Benzer kelime, Birleşik Krallık'ta (as in the School of Informatics of the University of Edinburgh) kabul edilmiştir.P. Mounier-Kuhn, L'Informatique en France, de la seconde guerre mondiale au Plan Calcul. L'émergence d'une science, Paris, PUPS, 2010, ch. 3 & 4. "Bununla birlikte, ABD'de informatics, uygulamalı bilgisayar bilimleriyle ilişkilidir veya bilgisayarlı hesaplama alanında çalışılan başka bir uğraş ile birlikte anılmaktadır." İlk kez Edsger Dijkstra tarafından formüle edilmemiş olmasına rağmen sıklıkla Dijkstra'ya atfedilen bir alıntıda kendisi bilgisayar bilimi için "teleskop ile kozmoloji ne kadar ilintiliyse, bilgisayar ile bilgisayar bilimleri de aynı şekilde ilintilidir." sözlerini belirtmektedir. Bilgisayarların, bilgisayar sistemlerinin tasarımı ve yerleştirilmesi genel olarak bilgisayar bilimleri dışındaki disiplinler olarak düşünülür. Örneğin, ticari bilgisayar sistemlerinin incelenmesi ve konuşlandırılmasına genellikle bilgi teknolojisi veya bilgi sistemleri denirken, bilgisayar donanımının çalışması genellikle bilgisayar mühendisliğinin bir parçası olarak düşünülür. Bununla birlikte, bilgisayar bilimi ile çeşitli disiplinler arasında ciddi bir etkileşim söz konusudur ve akademik çevrelerce göz ardı edilmemesi gerektiği düşünülmektedir. Bu nedenle bilgisayar bilimi araştırmaları; felsefe, bilişsel bilim, dil bilimi, matematik, fizik, biyoloji, istatistik ve mantık gibi diğer disiplinleri de sıklıkla kesiştirir. Bilgisayar bilimleri ve etkileşimde bulunduğu disiplinler hakkında bazı gözlemciler, örneğin hesaplama alanının matematiksel bir bilim olduğunu savunarak, bilgisayar bilimlerinin birçok bilimsel disiplinden ziyade matematikle daha yakın bir ilişki kurduğunu düşünüyordu.Erken bilgisayar bilimi Kurt Gödel ve Alan Turing gibi matematikçilerin çalışmalarından büyük ölçüde etkilenmiştir ve matematiksel mantık, kategori teorisi, alan teorisi ve cebir gibi alanlar göz önünde bulundurulduğunda bilgisayar bilimi ve matematik arasında bilgilerin yararlı bir şekilde değişimi açıkça görülmektedir. Bilgisayar bilimi ve yazılım mühendisliği arasındaki ilişki ise tartışmalı bir konudur. "Yazılım mühendisliği" teriminin ne anlama geldiği ve bilgisayar biliminin nasıl tanımlandığına dair anlaşmazlıklar nedeniyle karışıklığa neden olur.Tedre, M. (2011). "Computing as a Science: A Survey of Competing Viewpoints". Minds and Machines. 21 (3): 361–387. Diğer mühendislik ve bilim disiplinleri arasındaki ilişkiden bir ipucu alarak David Parnas, yazılım mühendisliğinin temel odağının pratik nitelikli amaca ulaşmak için spesifik hesaplamalar dizayn etmek olduğunu, bilgisayar biliminin odak noktasının ise genel olarak hesaplama ve onun özelliklerini incelediğini iddia etti. Bu iki alanların ayrı ama birbirini tamamlayıcı disiplinler oldukları düşünülmekteydi.Parnas, D. L. (1998). "Software engineering programmes are not computer science programmes". Annals of Software Engineering. 6: 19–37. Bilgisayar biliminin akademik, politik ve finansman yönleri, bu bölümün matematiksel bir vurguyla veya bir mühendislik vurgusu ile oluşup oluşmadığına bağlıdır. Matematik ağırlıklı ve sayısal oryantasyona sahip bilgisayar bilimleri bölümleri, sayısal bilimlerle uyum sağlamayı yani entegrasyonu esas almaktadırlar. Mühendislik ya da matematik ağırlıklı bilgisayar bilimleri bölümlerinin her ikisi de kendi alanlarına eğitici nitelik kazandırmak için diğer bilimlerle bağlantı kurmak ve disiplinler arası bir eğitim modeli yaratmak için çaba harcamaktadırlar. == Felsefe == Birtakım bilgisayar bilimcisi, bilgisayar bilimlerini üç ayrı paradigmaya ayırmak için fikir beyan ettiler. Peter Wegner, bu paradigmaların bilim, teknoloji ve matematik olduğunu savundu.Wegner, P. (October 13–15, 1976). Research paradigms in computer science—Proceedings of the 2nd international Conference on Software Engineering. San Francisco, California, United States: IEEE Computer Society Press, Los Alamitos, CA. Peter Denning'in çalışma grubu ise, bu paradigmaların teori, soyutlama (modelleme) ve tasarım olduğunu savundu.Denning, P. J.; Comer, D. E.; Gries, D.; Mulder, M. C.; Tucker, A.; Turner, A. J.; Young, P. R. (Jan 1989). "Computing as a discipline". Communications of the ACM. 32: 9–23. Amnon H. Eden ise "rasyonalist paradigma" (bu yaklaşım teorik bilgisayar bilimlerinde yaygın olarak kullanılan tümdengelim gibi konuların matematik kökenli olmasından dolayı bilgisayar bilimini matematiğin bir branşı olarak kabul etmektedir.) "teknokratik paradigma" (mühendislik yaklaşımlarını, belirgin olarak yazılım mühendisliğini bilgi işlem teknolojilerinde esas alma ve toplumda statülendirme) ve "bilimsel paradigma" (yapay zekânın bazı dallarında tanımlanabilen bilgisayarlarla ilgili çalışmalara doğal bilimin ampirik bakış açısıyla yaklaşmaktadır) ayrımlarından bahsetmiştir. == Bilgisayar biliminin alanları == Bilgisayar bilimi, bir disiplin olarak, algoritmaların teorik çalışmalarından hesaplama ve hesaplama sınırları çalışmalarına, donanım ve yazılım alanlarında bilgisayar sistemlerinin uygulanmasına ilişkin pratik ve teorik olmak üzere bir dizi konuyu kapsar.Computing Sciences Accreditation Board (May 28, 1997). "Computer Science as a Profession". Archived from the original on 2008-06-17. Retrieved 2010-05-23.Committee on the Fundamentals of Computer Science: Challenges and Opportunities, National Research Council (2004). "Computer Science: Reflections on the Field, Reflections from the Field. " National Academies Press. Computing Sciences Accreditation Board (Computing Sciences Akreditasyon Kurulu) olarak adlandırılan ve Computing Machinery Association (ACM) ve IEEE Computer Society (IEEE CS) "CSAB Leading Computer Education" . CSAB. 2011-08-03. Retrieved 2011-11-19. temsilcilerinden oluşan CSAB, bilgisayar disiplininde önemli olduğunu düşündüğü dört alanı şöyle tanımlamaktadır: # Hesaplama teorisi # Algoritmalar ve veri yapıları # Programlama metodolojisi ve dilleri # Bilgisayar elemanları ve mimarisi CSAB ayrıca, bilgisayar bilimlerinin önemli alanları olarak; yazılım mühendisliği, yapay zekâ, bilgisayar ağı ve iletişim, veritabanı sistemleri, paralel hesaplama, dağıtık hesaplama, insan-bilgisayar etkileşimi, bilgisayar grafikleri, işletim sistemleri ve sayısal ve sembolik hesaplama gibi alanları tanımlamaktadır. === Teorik bilgisayar bilimleri === Teorik bilgisayar bilimleri, matematiksel ve soyut olarak özetlenebilir, ancak motivasyonunu pratik ve günlük hesaplamalardan almaktadır. Amacı, hesaplamanın doğasını anlamak ve bu anlayışın bir sonucu olarak daha etkili metodolojiler geliştirmektir. Günümüzde matematiksel, mantıksal, standart kavram ve yöntemleri izah eden tüm makaleler, motivasyonlarının kaynağı olarak bilgisayar bilimi uygulamalarını net bir şekilde belirtip belirtmemesi ölçütünde kabul görmektedirler. ==== Hesaplama teorisi ==== Peter Denning'e göre, bilgisayar bilimi altında yatan temel soru "Ne, verimlilik sağlayacak biçimde otomatikleştirilebilir?" Hesaplama teorisi, nelerin hesaplanabileceği ve bunları gerçekleştirmek için ne kadar kaynak harcanacağı gibi temel sorulara cevap vermeye odaklanmıştır.Birinci soruyu cevaplamak için, hesaplanabilirlik teorisi hesaplamanın çeşitli teorik modellerinde hangi hesaplama problemlerinin çözülebileceğini inceler. İkinci soru, çok sayıdaki hesaplama problemlerini çözmeye yönelik farklı yaklaşımlarla ilişkili zaman ve mekan maliyetlerini inceleyen hesaplama karmaşıklığı teorisi tarafından ele alınmaktadır. "Millennium Prize Problems" problemlerinden biri olan Ünlü P = NP? problemi Clay Mathematics Institute P = NP October 14, 2013, at the Wayback Machine., hesaplama teorisinde hala açık ve çözülememiş bir sorundur. Dosya:NFAexample.svg| Dosya:Complexity classes.svg Dosya:Visual cryptography animation.gif| Dosya:Qubit registry.jpg| Otomata Teorisi Hesaplamalı karmaşıklık teorisi Kriptografi Kuantum hesaplama teorisi ==== Bilgi ve kodlama teorisi ==== Bilgi teorisi, bilginin nicelleştirilmesi ile ilgilidir. Bu teori, veri sıkıştırması,verilerin depolanması ve iletilmesi gibi sinyal işleme operasyonlarının temel sınırlarını bulmak için Claude Shannon tarafından geliştirildi.P. Collins, Graham (October 14, 2002). "Claude E. Shannon: Founder of Information Theory". Scientific American. Retrieved December 12, 2014. Kodlama teorisi, kodların özelliklerinin incelenmesi (bilgileri bir formdan diğerine dönüştürmek için kullanılan sistemler) ve bunların belirli bir uygulama için uygunluğunu inceler. Kodlar veri sıkıştırma, şifreleme, hata algılama ve düzeltme ve daha yakın zamanda ağ kodlaması için de kullanılır. Kodlar, etkin ve güvenilir veri iletim yöntemleri tasarlamak amacıyla incelenir. ==== Algoritmalar ve veri yapıları ==== Algoritmalar ve veri yapıları, yaygın olarak kullanılan hesaplama yöntemlerinin ve bunların hesaplama verimliliğinin incelenmesidir. ==== Programlama dili teorisi ==== Programlama dili teorisi, programlama dillerinin tasarımı, uygulanması, analizi, karakterizasyonu ve sınıflandırılması ile tekil özellikleri ele alan bir bilgisayar bilimi dalıdır. Hem matematiğe, hem yazılım mühendisliğine hem de dil bilimine bağlı olan bu alan bilgisayar biliminin disiplini içine girmektedir. Çok sayıda akademik dergisi bulunan etkin bir araştırma alanıdır. ==== Biçimsel yöntemler ==== Biçimsel yöntemler, yazılım ve donanım sistemlerinin spesifikasyonu, geliştirilmesi ve doğrulanması için matematik temelli bir tekniktir. Yazılım ve donanım tasarımı için biçimsel yöntemlerin kullanılması, diğer mühendislik disiplinlerinde olduğu gibi, uygun matematiksel analizlerin yapılması sayesinde geliştirilmekte olan bir tasarımın sağlamlığına ve güvenilirliğine katkıda bulunabileceği beklentisinden kaynaklanmaktadır. Yazılım mühendisliği için, özellikle emniyet veya güvenlikle ilgili önemli teorik bir temel oluşturmaktadır. Biçimsel yöntemler, hataları önlemeye yardımcı olduklarından ve sınama için bir çerçeve oluşturabildiklerinden, yazılım testi için kullanışlı bir yardımcıdır. Endüstriyel kullanım için ise takım desteği gereklidir. Bununla birlikte, biçimsel yöntemleri endüstride kullanmanın yüksek bedelinden ötürü,kullanım alanı genellikle güvenlik veya güvenliğin çok önemli olduğu, yüksek bütünlük gerektiren kritik yaşam sistemleri vb. alanların geliştirilmesi gibi uygulamalarla sınırlıdır. Biçimsel yöntemler en temel teorik bilgisayar bilimi konularının, özellikle mantık hesapları, biçimsel diller, otomata teorisi ve program semantiği gibi oldukça geniş bir çeşitliliğin uygulanması olarak tanımlanır; aynı zamanda, yazılım ve donanım özelliklerinde sorunların üstesinden gelmek için programlama dillerindeki tip sistemleri,cebirsel veri türleri ve doğrulama vb. alanları kullanmaktadır. === Uygulamalı bilgisayar bilimleri === Uygulamalı bilgisayar bilimi, gerçek dünya problemlerini çözmede doğrudan kullanılabilecek bazı bilgisayar bilimi kavramlarını araştırmayı, tanımlamayı, modellemeyi ve geliştirmeyi amaçlamaktadır. ==== Yapay zekâ ==== Yapay zekâ (Artifical Intelligence), insanlarda ve hayvanlarda bulunan problem çözme, karar verme, çevresel uyarlama, öğrenme ve iletişim gibi hedef odaklı süreçleri sentezlemeyi amaçlamaktadır veya bunları sentezlemek zorundadır. Sibernetik ve Dartmouth Konferansı'ndan (1956) sonra,nitelikli bir yapay zekâ araştırması için; matematik, sembolik mantık, göstergebilim, elektrik mühendisliği, zihin felsefesi, nörofizyoloji ve sosyoloji gibi uzmanlık alanları üzerine muhakkak disiplinler arası bir araştırma yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Yapay zekâ, popüler düşüncede robotik gelişme ile ilişkilidir, ancak pratik uygulamada genelleştirilmesi ya da tanımlanması "hesaplama anlayışı gerektiren yazılım geliştirme alanlarında kullanılan gömülü bir bileşen" olmuştur.Yapay zekânın başlangıç ​​noktası 1940'ların sonunda, Alan Turing'in "Bilgisayarlar düşünebilir mi?" sorusudur ve Turing testi hala insan-istihbarat ölçeğindeki bilgisayar çıktılarını değerlendirmek için kullanılsa da, soru hala etkili bir şekilde cevaplanmamıştır. Ancak, karmaşık formdaki gerçek dünya verilerini içeren bilgisayar uygulaması alanlarında; insan gözlemi ve müdahalesinin yerini alması nedeniyle değerlendirme, tahmini görevler ve otomasyon uygulamalarında gittikçe başarılı olmuştur. Dosya:Nicolas P. Rougier's rendering of the human brain.png| Dosya:Human eye, rendered from Eye.png| Dosya:Albert Einstein and Mathematics with Image processing-5.png| Makine öğrenimi Bilgisayarlı görü Görüntü işleme Dosya:KnnClassification.svg| Dosya:Julia iteration data.png| Dosya:Sky.png| Örüntü tanıma Veri madenciliği Evrimsel algoritma Dosya:Neuron.svg| Dosya:Latin alphabet.svg| Dosya:Robotics at IIT Kharagpur.jpg| Bilgi temsili Doğal dil işleme Robotik ==== Bilgisayar mimarisi ve mühendisliği ==== Bilgisayar mimarisi veya dijital bilgisayar organizasyonu, bir bilgisayar sisteminin kavramsal tasarımı ve temel operasyonel yapısıdır. Büyük ölçüde merkezi işlem birimini. (CPU) dahili olarak nasıl çalıştığına ve hafızadaki adreslere erişim sistemine odaklanmaktadır.A. Thisted, Ronald (April 7, 1997). "Computer Architecture" (PDF). The University of Chicago. Bu çalışma alanı; işlevsellik, performans ve maliyet hedeflerini karşılayan bilgisayarlar oluşturmak için donanım bileşenlerini seçip entegrasyon çalışmaları yürüten bilgisayar mühendisliği ve elektrik mühendisliği disiplinlerini sık sık içerir. ==== Bilgisayar performans analizi ==== Bilgisayar performans analizi; çıktıları iyileştirme, yanıt süresini kontrol etme, kaynakları verimli bir şekilde kullanma, tıkanıklığı ortadan kaldırma ve yoğun yüklenmelerde sistem performansı tahmin etme gibi genel hedefleri olan ve bunları iyileştirme çalışmaları yürütülen alandır. ==== Bilgisayar grafikleri ve görselleştirme ==== Bilgisayar grafikleri, dijital görsel içeriğin incelenmesi ve görüntü verisinin sentezi ve manipülasyonu ile ilgilidir. Bu çalışmalar, bilgisayar bilimi, görüntü işleme ve hesaplama geometrisi de dahil olmak üzere bilgisayar bilimlerindeki diğer alanlarla da bağlantılıdır ve özel efektler ile video oyunları alanlarında yoğun bir şekilde uygulanmaktadır. ==== Bilgisayar güvenliği ve kriptografi ==== Bilgisayar güvenliğinin amacı; sistemin, amaçlanan kullanıcılar için erişilebilirliğini ve kullanılabilirliğini korurken, yetkisiz erişim, bozulma veya harici modifikasyona karşı bilgilerin korunmasını içeren bir bilgisayar teknolojisi dalıdır. Kriptografi gizleme (şifreleme) ve dolayısıyla şifre kırma (ya da şifre çözme) bilgisinin uygulanması ve incelenmesidir. Modern şifreleme, büyük oranda bilgisayar bilimi ile ilgilidir, çünkü birçok şifreleme ve şifre çözme algoritmaları hesaplama karmaşıklığı alanına dayalıdır. ==== Hesaplamalı bilim ==== Hesaplamalı bilim (veya bilimsel hesaplama), matematiksel modellemeler ve niceliğe dayalı analiz teknikleri oluşturmak ve bilimsel problemleri analiz etmek ve çözümlemek için bilgisayarı araç olarak kullanan bir çalışma alanıdır. Pratikte, bilgisayar simülasyonunun ve diğer hesaplama biçimlerinin, çeşitli bilim dallarındaki sorunlara uygulanması anlamına gelmektedir. Dosya:Lorenz attractor yb.svg| Dosya:1u04-argonaute.png| Sayısal analiz Biyoenformatik ==== Bilgisayar ağları ==== Bilgisayar bilimlerinin bu dalı, bilgisayarlar arasındaki ağları dünya çapında yönetmeyi ve problemleri aşmayı amaçlamaktadır. ==== Eşzamanlı, paralel ve dağıtılmış sistemler ==== Eşzamanlılık, birçok hesaplamanın aynı anda ve potansiyel olarak birbiriyle etkileşime girdiği sistemlerin bir özelliğidir. Petri ağları, süreç hesapları ve Paralel Rastgele Erişim Makinesi modeli de dahil olmak üzere genel eşzamanlı hesaplama için bir takım matematiksel modeller geliştirilmiştir. Dağıtılmış bir sistem eşzamanlılık fikrini bir ağ üzerinden bağlanan birden fazla bilgisayara genişletir. Aynı dağıtılan sistem içindeki bilgisayarlar kendi özel belleğine sahiptir ve ortak bir amaç edinmek için bilgi kendi aralarında sıklıkla değiştirilir. ==== Veritabanları ==== Veritabanı, büyük miktardaki veriyi kolayca organize etmek, depolamak ve transfer etmek için tasarlanmıştır. Sayısal veritabanları, veritabanı modelleri ve sorgu dilleri aracılığıyla veri saklamak, oluşturmak, korumak ve aramak için veritabanı yönetim sistemleri sıklıkla kullanılmaktadır. Özellikle finans, emniyet ve kamusal alanlarda kullanımı yaygındır. ==== Yazılım mühendisliği ==== Yazılım mühendisliği, yüksek kalitede, ekonomik, bakıma açık ve hızlı geliştirmeyi sağlamak için yazılım tasarlama, uygulama ve değiştirme çalışmasıdır. Yazılım tasarımına sistematik ve bilimsel yaklaşım, mühendislik çalışmalarının yazılıma uygulanmasıyla mümkün hale gelmektedir. Yazılım mühendisliği, yazılımın organizasyonu ve analizi ile ilgilenmektedir-sadece yeni yazılımların oluşturulması veya üretimi ile değil, dahili bakım ve düzenleme ile de ilgilenmektedir. Her iki bilgisayar uygulamaları yazılım mühendisi ve bilgisayar sistemleri yazılım mühendisi, 2008-2018 yılları arasında en hızlı büyüyen meslekler arasında yer alması bekleniyor. == Bilgisayar bilimlerindeki bazı büyük yaklaşımlar == Hesaplama filozofu Bill Rapaport "Great Insights of Computer Science" adlı eserinde bilgisayar bilimlerinde büyük yaklaşımların üçünü kaydetti:"What Is Computation?" . buffalo.edu. Gottfried Wilhelm Leibniz, George Boole, Alan Turing, Claude Shannon ve Samuel Morse'ın bilgisayar bilimlerine bakış açısı: Bilgisayarın "herhangi bir şeyi" temsil etmek için kullanması gereken iki nesne var. Hesaplanabilir bir problemle ilgili tüm bilgiler sadece 0 ve 1 (veya "açma / kapama", "mıknatıslanmış / mıknatıssız","yüksek gerilim / düşük gerilim" vb.) gibi kolayca ayırt edilebilir iki durum arasında geçiş yapabilen diğer dengeli çiftler kullanılarak temsil edilebilir. Ayrıca bkz: Dijital fizik Alan Turing'in anlayışı: Bir bilgisayarın "herhangi bir şey" yapmak için gerçekleştirmesi gereken yalnızca beş eylem var. Her algoritma, yalnızca beş temel talimattan oluşan bir bilgisayar için bir dilde ifade edilebilir: Bir yerden sola hareket et; Sağa herhangi bir yere git; Geçerli konumda sembolü oku; Geçerli konumda 0 yazdır; Geçerli konumda 1 yazdır. Ayrıca bkz: Turing makinesi Corrado Böhm ve Giuseppe Jacopini'nin yaklaşımı: Bir bilgisayarın "herhangi bir şey" yapabilmesi için gereken bu eylemleri (daha karmaşık olana doğru) birleştirmenin üç yolu vardır. Özetle herhangi bir temel talimat kümesini daha karmaşık olacak biçimde birleştirmek için yalnızca üç kural gereklidir: Sıralama: önce şunu yapın, sonra bunu yapın; Seçim: Böyle bir durumda bunu yapın, daha sonraki durumda bunu yapın, bu durumlardan birisi değilse bunu yapın; Tekrarlama: Şöyle bir durumda şu şartlar sağlanıyor iken durumu tekrarla ve bu esnada şu işlemleri sırasıyla gerçekleştir. == Akademi == Konferanslar bilgisayar bilimi araştırmaları için çok önemli olaylardır. Bu konferanslarda, kamu ve özel sektörde araştırmacılar yeni çalışmalarını sunmakta ve bir araya gelmektedirler. Diğer birçok akademik alanın aksine, bilgisayar bilimlerinde, konferans bildirilerinin prestijleri dergi yayınlarından daha yüksektir.Meyer, Bertrand (April 2009). "Viewpoint: Research evaluation for computer science". Communications of the ACM. 25 (4): 31–34.Patterson, David (August 1999). "Evaluating Computer Scientists and Engineers For Promotion and Tenure ". Computing Research Association. Bunun için önerilen bir açıklamada; bilgisayar bilimleri dalının, diğer dallara nispeten hızlı bir şekilde geliştirilmesini, sonuçların hızlı bir şekilde incelenmesini ve dağılımını gerektirmesidir. Bu nitelikteki çalışmalar ise dergilerden ziyade konferanslar tarafından daha iyi ele alınmaktadır ve bu sayede verimlilik artmakta, kitlelere daha etkin ulaşılabilmekte ve yapılan işlerin performansı artmaktadır. == Eğitim == Bilgisayar bilimi nispeten yeni bir alan olduğundan, okullarda ve üniversitelerde diğer akademik alanlar kadar yaygın şekilde öğretilmemektedir. Örneğin, 2014 yılında Code.org, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki liselerin yalnızca yüzde 10'unun bilgisayar bilimi eğitimi verdiğini tahmin ediyordu."Computer Science: Not Just an Elective Anymore" . Education Week. February 25, 2014. Computing Machinery (ACM) ve Bilgisayar Bilimi Öğretmenleri Derneği (CSTA) tarafından düzenlenen 2010 raporunda, 50 eyaletten sadece 14'ünün lise bilgisayar bilimi için önemli eğitim standartlarını benimsediği ortaya çıktı."Running On Empty" (PDF). October 2010. Bununla birlikte, bilgisayar bilimleri eğitimi her yıl artan bir şekilde büyümektedir."How to Teach Computational Thinking—Stephen Wolfram Blog" . blog.stephenwolfram.com. Retrieved 2016-09-16. İsrail, Yeni Zelanda ve Güney Kore gibi bazı ülkeler halihazırda ulusal orta öğretim müfredatlarında bilgisayar bilimine yer vermektedirler."A is for algorithm" . The Economist. April 26, 2014."Computing at School International comparisons" (PDF). Retrieved 20 July 2015. Birçok ülke de bu gelişmeyi takip ederek müfredatlarını değiştirmektedir.Scott, Michael; Ghinea, Gheorghita (17 April 2013). Educating Programmers: A Reflection on Barriers to Deliberate Practice (pdf). Proceedings of the 2nd HEA Conference on Learning and Teaching in STEM Disciplines. HEA. pp. 85–90."Adding Coding to the Curriculum" . New York Times. March 23, 2014 Türkiye'de de bu yönde yapılan çalışmalar 2015 yılında bakanlık tarafından duyurulmuştur. Çoğu ülkede bilgisayar bilimleri eğitiminde önemli bir cinsiyet farkı vardır. Örneğin, ABD'de 2012'de bilgisayar bilimleri derecelerinin yaklaşık %20'si kadına verildi."IT gender gap: Where are the female programmers?". Retrieved 20 July 2015. Türkiye'de bu oranlar ise %10 ila %30 civarında değişmektedir. Bu cinsiyet arasındaki uçurum diğer Batı ülkelerinde de bulunmaktadır."IT gender gap: Where are the female programmers?". Bununla birlikte, dünyanın bazı yerlerinde, bu cinsiyet dağılımı dengesizliği küçük veya yok denecek kadar azdır. 2011'de, Malezya'daki bilgisayar bilimleri derecelerinin yaklaşık yarısı kadına verildi."what gender is science" (PDF). Retrieved 20 July 2015. 2001 yılında kadınlar, Guyana'daki bilgisayar bilimleri mezunlarının %54.5'ini oluşturuyordu. == Kaynakça ==
1,841
Empati şu anlamlara gelebilir: * Empati * Empati (kitap) * Empathy (yazılım)
966
Türkiye cumhurbaşkanları listesi, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak görev yapmış kişileri içeren liste. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na göre Cumhurbaşkanı devlet ve hükûmet başkanıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkomutanlığını temsil eder. Cumhurbaşkanı, beş yıllığına görev yapar. Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanının hastalık, yurt dışına çıkma, ölüm, çekilme veya başka bir nedenle görevini sürdürememesi durumunda yenisi seçilene kadar en yaşlı cumhurbaşkanı yardımcısı, cumhurbaşkanlığına vekâlet eder. Cumhurbaşkanı; kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından doğrudan halk tarafından seçilir. Bugüne kadar on kişi ant içerek cumhurbaşkanlığı yaparken beş kişi de cumhurbaşkanlığına vekillik etmiştir. Bu kişilerden ikisi görevleri sırasında doğal nedenlerden hayatlarını kaybetti (Mustafa Kemal Atatürk ve Turgut Özal), biri askerî darbe sonucu devrildi (Celâl Bayar) ve biri Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından sağlık sebepleriyle görevden alındı (Cemal Gürsel). İlk Cumhurbaşkanı Atatürk, 1923'te oy birliği ile seçildi. On beş yıl, on iki gün ile bu görevde en çok kalan kişi olan Atatürk, dört dönem cumhurbaşkanlığı yaptı. Özal ise üç yıl, yüz elli dokuz gün Cumhurbaşkanlığı yaparak bu görevde en az kalan kişi oldu. Göreve geldiğinde 42 yaşında olan Atatürk en genç, 69 yaşında olan Fahri Korutürk ise en yaşlı cumhurbaşkanıdır. == Cumhurbaşkanları listesi == Fotoğraf İsim Görev süresi ve yetki Görev süresi ve yetki Görev süresi ve yetki Parti Parti Önceki Görevi 1 100px Mustafa Kemal Atatürk 1923 1938 Cumhuriyet Halk Partisi 1. TBMM Başkanı 1 100px Mustafa Kemal Atatürk 1923 1938 Cumhuriyet Halk Partisi 1. TBMM Başkanı 1 100px Mustafa Kemal Atatürk 1923 1938 Cumhuriyet Halk Partisi 1. TBMM Başkanı 1 100px Mustafa Kemal Atatürk 1923 1938 Cumhuriyet Halk Partisi 1. TBMM Başkanı 1 100px Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet Halk Partisi 1. TBMM Başkanı 2 100px İsmet İnönü 1938 1950 Cumhuriyet Halk Partisi 1. Türkiye Başbakanı 3 100px Celâl Bayar 1950 1960 Demokrat Parti 3. Türkiye Başbakanı 3 100px Celâl Bayar 1950 1960 Demokrat Parti 3. Türkiye Başbakanı 3 100px Celâl Bayar 1950 1960 Demokrat Parti 3. Türkiye Başbakanı 3 100px Celâl Bayar Demokrat Parti 3. Türkiye Başbakanı 4 100px Cemal Gürsel 1961 1966 Bağımsız Milli Birlik Komitesi Başkanı 5 100px Cevdet Sunay 1966 1973 Bağımsız 12. TSK Genelkurmay Başkanı 5 100px Cevdet Sunay Bağımsız 12. TSK Genelkurmay Başkanı 6 100px Fahri Korutürk 1973 1980 Bağımsız Türkiye Moskova Büyükelçisi 7 100px Kenan Evren 1982 1989 Bağımsız Milli Güvenlik Konseyi Başkanı 8 100px Turgut Özal 1989 1993 Bağımsız 19. Türkiye Başbakanı 8 100px Turgut Özal Bağımsız 19. Türkiye Başbakanı 9 100px Süleyman Demirel 1993 2000 Bağımsız 12. Türkiye Başbakanı 10 100px Ahmet Necdet Sezer 2000 2007 Bağımsız 14. Anayasa Mahkemesi Başkanı 10 100px Ahmet Necdet Sezer Bağımsız 14. Anayasa Mahkemesi Başkanı 11 100px Abdullah Gül 2007 2014 Bağımsız 40. Türkiye Dışişleri Bakanı 11 100px Abdullah Gül Bağımsız 40. Türkiye Dışişleri Bakanı 12 100px Recep Tayyip Erdoğan 2014 görevde Bağımsız 25\. Türkiye Başbakanı Adalet ve Kalkınma Partisi === Vekâleten görev yapmış cumhurbaşkanları listesi === == Zaman çizelgesi == ImageSize = width:800 height:auto barincrement:20 PlotArea = top:10 bottom:50 right:130 left:20 AlignBars = late DateFormat = dd/mm/yyyy Period = from:1923 till:2028 TimeAxis = orientation:horizontal ScaleMajor = unit:year increment:10 start:1923 Colors = id:president value:red legend: Parlamenter_Sistem id:acting value:blue legend: Cumhurbaşkanı_Vekili id:military value:green legend: Askerî_Devlet_Başkanı id:executive value:yellow legend: Başkanlık_Sistemi Legend = columns:1 left:100 top:24 columnwidth:100 TextData = pos:(20,27) textcolor:black fontsize:M text:"Legend:" BarData = barset:PM bar:mka bar:mar bar:ii bar:cb bar:cg bar:isa bar:cs bar:ta bar:fk bar:isc bar:ke bar:to bar:hc bar:sd bar:ans bar:ag bar:rte PlotData= align:left fontsize:S shift:(3,-4) anchor:from width:15 barset:PM bar:mka from: 29/10/1923 till: 10/11/1938 color:president text:"Mustafa Kemal Atatürk" bar:mar from: 10/11/1938 till: 11/11/1938 color:acting text:"Abdülhalik Renda" bar:ii from: 11/11/1938 till: 22/05/1950 color:president text:"İsmet İnönü" bar:cb from: 22/05/1950 till: 27/05/1960 color:president text:"Celâl Bayar" bar:cg from: 27/05/1960 till: 10/10/1961 color:military text:"Cemal Gürsel" bar:cg from: 10/10/1961 till: 28/03/1966 color:president bar:cs from: 28/03/1966 till: 28/03/1973 color:president text:"Cevdet Sunay" bar:ta from: 28/03/1973 till: 06/04/1973 color:acting text:"Tekin Arıburun" bar:fk from: 06/04/1973 till: 07/04/1980 color:president text:"Fahri Korutürk" bar:isc from: 07/04/1980 till: 12/09/1980 color:acting text:"İhsan Sabri Çağlayangil" bar:ke from: 12/09/1980 till: 09/11/1982 color:military text:"Kenan Evren" bar:ke from: 09/11/1982 till: 09/11/1989 color:president bar:to from: 09/11/1989 till: 17/04/1993 color:president text:"Turgut Özal" bar:hc from: 17/04/1993 till: 16/05/1993 color:acting text:"Hüsamettin Cindoruk" bar:sd from: 16/05/1993 till: 16/05/2000 color:president text:"Süleyman Demirel" bar:ans from: 16/05/2000 till: 28/08/2007 color:president text:"Ahmet Necdet Sezer" bar:ag from: 28/08/2007 till: 28/08/2014 color:president text:"Abdullah Gül" bar:rte from: 28/08/2014 till: 09/07/2018 color:president text:"Recep Tayyip Erdoğan" bar:rte from: 09/07/2018 till: 14/05/2028 color:executive text:" ==Görev sürelerine göre== Kesintisiz en uzun süre Cumhurbaşkanlığı görevi rekoru Mustafa Kemal Atatürk'e aittir. Çok partili dönemde en uzun süre Cumhurbaşkanlığı görevi rekoru ise Celâl Bayar'a aittir. Cumhurbaşkanı Görev süresi Görev başlangıcı Görev sonu Not 1 Mustafa Kemal Atatürk 29 Ekim 1923 1 Kasım 1927 Görev süresinde yaşamını yitirdi 1 Mustafa Kemal Atatürk 1 Kasım 1927 4 Mayıs 1931 Görev süresinde yaşamını yitirdi 1 Mustafa Kemal Atatürk 4 Mayıs 1931 1 Mart 1935 Görev süresinde yaşamını yitirdi 1 Mustafa Kemal Atatürk 1 Mart 1935 10 Kasım 1938 Görev süresinde yaşamını yitirdi 2 İsmet İnönü 11 Kasım 1938 3 Nisan 1939 2 İsmet İnönü 3 Nisan 1939 8 Mart 1943 2 İsmet İnönü 8 Mart 1943 5 Ağustos 1946 2 İsmet İnönü 5 Ağustos 1946 22 Mayıs 1950 3 Celâl Bayar 22 Mayıs 1950 14 Mayıs 1954 Görevden alındı 3 Celâl Bayar 14 Mayıs 1954 1 Kasım 1957 Görevden alındı 3 Celâl Bayar 1 Kasım 1957 27 Mayıs 1960 Görevden alındı 4 Recep Tayyip Erdoğan 28 Ağustos 2014 9 Temmuz 2018 4 Recep Tayyip Erdoğan 9 Temmuz 2018 2 Haziran 2023 4 Recep Tayyip Erdoğan 2 Haziran 2023 Görevde 5 Ahmet Necdet Sezer 16 Mayıs 2000 28 Ağustos 2007 6 Cevdet Sunay 28 Mart 1966 28 Mart 1973 6 Fahri Korutürk 6 Nisan 1973 6 Nisan 1980 6 Kenan Evren 9 Kasım 1982 9 Kasım 1989 1982 referandum ile Cumhurbaşkanlığı oldu 6 Süleyman Demirel 16 Mayıs 1993 16 Mayıs 2000 6 Abdullah Gül 28 Ağustos 2007 28 Ağustos 2014 11 Cemal Gürsel 26 Ekim 1961 28 Mart 1966 TBMM tarafından görevden alındı 12 Turgut Özal 9 Kasım 1989 17 Nisan 1993 Görev süresinde yaşamını yitirdi == Eğitimlerine göre == Mezun olduğu en üst seviye eğitim kurumuna göre Türkiye cumhurbaşkanlarının listesi aşağıdaki gibidir: Öğrenim Cumhurbaşkanları Doktora İstanbul Üniversitesi Abdullah Gül Yüksek Lisans Ankara Üniversitesi Ahmet Necdet Sezer Harp Akademisi Mustafa Kemal Atatürk İsmet İnönü Cemal Gürsel Cevdet Sunay Fahri Korutürk Kenan Evren LisansAnkara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi 1936 yılına kadar Mülkiye Mektebi adıyla İstanbul'da faaliyet göstermiştir. Bu yüzden Ankara Üniversitesi ve Mülkiye Mektebi bazı isimler için ayrı olarak ele alınmıştır. Recep Tayyip Erdoğan'ın diploması olmadığına dair şaibe ve çeşitli iddialar mevcuttur. Ankara Üniversitesi Ahmet Necdet Sezer Deniz Harp Okulu Fahri Korutürk İstanbul Üniversitesi Abdullah Gül İstanbul Teknik Üniversitesi İsmet İnönü Turgut Özal Süleyman Demirel Kara Harp Okulu Mustafa Kemal Atatürk İsmet İnönü Cemal Gürsel Cevdet Sunay Kenan Evren Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Ortaokul Celâl Bayar ==Yaşlarına göre== küçükresim|300x300px|Cumhuraşkanların göreve başlama yaşı Türk cumhurbaşkanlarının göreve başlama medyan yaşı 63,5'dir. Göreve en genç başlayan Mustafa Kemal Atatürk idi (42 yaşında). En yaşlısı ise Fahri Korutürk (69). Görev sonu en genç cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk (57), en yaşlısı Celâl Bayar (77) idi. 70 yaşında görevinden ayrıldıktan beş ay sonra hayatını kaybeden Cemal Gürsel tüm cumhurbaşkanları arasında en kısa emeklilik süresine sahipti. Gürsel'in görevini yapmasına engel olacak duruma gelmesi üzerine, TBMM kararıyla cumhurbaşkanlığı görevine son verilmişti. Mustafa Kemal Atatürk ve Turgut Özal, görevde bulunduğu sırada hayatını kaybettikleri için cumhurbaşkanlığı sonrası emeklilik yaşamadılar. Celâl Bayar'ın 26 yıl süren cumhurbaşkanlığı sonrası emekliliği, Türkiye cumhurbaşkanlığı tarihinin en uzun emekliliği. 103 yaşındaki Celâl Bayar, aynı zamanda ülkenin en uzun ömürlü cumhurbaşkanıydı. Aynı zamanda Süleyman Demirel ve Kenan Evren ile birlikte, 90'larına kadar yaşamış üç Türk cumhurbaşkanından biridir. Şu anda yaşayan en genç cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (). № Cumhurbaşkanı Doğum Cumhurbaşkanlığı Cumhurbaşkanlığı Başkanlık sonrası zaman aralığı Ömrü Ömrü № Cumhurbaşkanı Doğum Göreve başlangıc yaşı Görev sonu yaşı Başkanlık sonrası zaman aralığı Ölüm Yaşı 1 00,0010 gün 2 3 4 5 6 7 8 00,0010 gün 9 10 \--(Yaşamakta) 11 \--(Yaşamakta) 12 (Görevde) (Görevde) \--(Yaşamakta) ===Grafiksel gösterim=== Bu, Türkiye cumhurbaşkanlarının yaşam süresi grafiksel gösteren bir çizelgedir. Görev sırasına göre sıralandırılmıştır. Aşağıdaki çizelge, cumhurbaşkanlarını yaşlarına göre göstermektedir. Başkanlık yılları mavi renkle gösterilmiştir. Yaşayan cumhurbaşkanlar yeşil renkle gösterilmiştir. == Yaşayan eski cumhurbaşkanları == Dosya:Hüsamettin cindoruk.jpg|Hüsamettin Cindoruk (1993) Vekâleten yaşında Dosya:Ahmet Necdet Sezer.jpg|Ahmet Necdet Sezer (2000-2007) yaşında Dosya:Abdullah Gül 2011-06-07.jpg|Abdullah Gül (2007-2014) yaşında === Ölen son eski cumhurbaşkanı === Süleyman Demirel (1924-2015), 17 Haziran 2015'te 90 yaşında hayatını kaybederek en son ölen eski cumhurbaşkanı olmuştur. == Ayrıca bakınız == *Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimleri *Türkiye cumhurbaşkanı yardımcısı *Türkiye cumhurbaşkanı vekili *Türkiye cumhurbaşkanı eşleri listesi *Türkiye cumhurbaşkanlarının gömüldükleri yerler listesi == Kaynakça == == Dış bağlantılar == Kategori:Cumhurbaşkanları listeleri Kategori:Türk listeleri
1,845
Commodore 64, tüm zamanların en çok satan kişisel bilgisayar (Home Computer) modeli. Ocak 1982'de Commodore Business Machines tarafından ilk olarak tanıtıldı. İsmindeki 64, 64 kilobyte'lık RAM'inden gelmektedir. Genellikle C64 olarak ifade edilir ve bazen Commodore şirket logosuna benzetmek için C=64 olarak yazılır. CBM 64 (Commodore Business Machines Model number 64) ya da VIC-64 (bu isim bazı kullanıcılar, dergi yazarları, 3. parti reklamlar ve İsveç'teki Commodore tarafından kullanılır) olarak da bilinir. Ağustos 1982'de 595$ fiyat ile piyasaya sunuldu. Fiyatı 1983'ün sonlarında 200$'a kadar indirildi. 64 KB RAM belleğiyle, ses ve görüntü performansıyla o zamanların IBM uyumlu bilgisayarlarına göre daha üstün bir sistem sunuyordu. Commodore 64'ün yaşam süresi boyunca (1982'den 1994'e) toplamda yaklaşık olarak 17 milyon cihaz satıldı. Commodore 64 için geliştirme araçları, ofis uygulamaları ve oyunları dahil yaklaşık 10.000 tane ticari yazılım hazırlandı. Ayrıca demoscene'in popüler olmasında önemli rol oynamıştır. C64, bugün hâlâ bazı bilgisayar meraklıları tarafından kullanılıyor; ve emülatörler (fonksiyonelliği ve taklit başarı derecesi değişmekle beraber) sayesinde modern bilgisayarlarda (hatta akıllı telefonlarda) bu uygulamaların çalıştırılması sağlıyor. Genellikle C64, 1980'li yılların bir simgesi olarak görülür. Örneğin Grand Theft Auto: Vice City adlı oyunun tanıtım görüntüsünde C64 ekranı belirir. == Tarihi == 260px|sol|küçükresim|Commodore BASIC V2.0 Ocak 1981'de MOS Technology Inc. (C64'ün çip tasarımı yapan yan kuruluşu) yeni nesil video oyun konsollarında kullanılacak görüntü ve ses çipleri tasarlamak için bir proje başlattı. Görüntü için MOS Technology VIC-II isimli, ses için MOS Technology SID isimli çiplerin tasarım işlemleri Kasım 1981'de tamamlandı. Daha sonra Commodore, Yashi Terakura tarafından tasarlanan yeni çipleri (Ultimax, Commodore Max Machine) kullanan bir oyun konsolu projesi başlattı. Sonunda, Japon piyasası için üretilen birkaç makineden sonra bu proje iptal edildi. O sıralarda Robert Russell (VIC-20'nin sistem programcısı ve mimarı) ve Robert Yannes (SID'in tasarımcısı) bir ürün üzerinde çalışıyorlardı. VIC-20'nin devamı olan bu ürün, Al Charpentier'ın (VIC-II'nin tasarımcısı) ve Charles Winterble'ın (MOS Technology'nin yöneticisi) desteğiyle Commodore CEO'suna (Jack Tramiel) sunuldu. Tramiel, makinenin 64 KB RAM belleğinin olması gerektiği söyledi. Bu büyüklükteki DRAM'in o sıralar 100$ olmasına rağmen, O zamanla bu fiyatın kabul edilebilir bir seviyeye düşüceğini biliyordu. Kasım ayında Tramiel, 1982 elektronik fuarı (Consumer Electronics Show) ile aynı zamana rastlasın diye Ocak'ın ilk haftası için bir teslim tarihi koydu. VIC-40 kod adlı bu ürün VIC-20'nin varisiydi. Bu çipi yapan takımda Robert Russell, Robert Yannes and David A. Ziembicki vardı. Takım, Noel ve Şükran Günü'nde bile bıkmadan çalıştıktan sonra dizayn, prototipler ve örnek yazılımlar fuar için zamanında bitirilmişti. VIC-40 sunulacağı zaman ismi, o zamanki Commodore iş ürünleri ailesinde kullanılan isimlere (P128, B256) uyması için C64 olarak değiştirildi. C64 etkileyici bir başlangıç yaptı. Üretim mühendisi David A. Ziembicki şöyle diyor : " Atari'ciler standımızda ağızları açık vaziyette duruyorlardı ve bunu 595$'a nasıl yapabildiniz diyorlardı". Cevap, Commodore'un MOS Technology'nin çip üretim tesislerine sahip olmasında saklıydı. Her bir C64'ün tahmini üretim maliyeti 135$ idi. Fakat ucuz üretim teknikleri üretim sorunlarıyla sonuçlandı. İlk zamanlardaki ürünlerin çoğunda bulanıklığa sebep olan görüntü sorunları vardı. Bu, alfanümerik karakterlerin okunmasını zorlaştırıyordu. === Pazar savaşını kazanması === Ağustos 1982’de rakiplerinin karşısına çıktı. Düşük ücreti ve gelişmiş donanımıyla kısa sürede birçok rakibini geride bıraktı. ABD'deki en büyük rakipleri Atari 8bit 400/800, IBM PC ve Apple II idi. Atari 400 ve 800 donanım bakımından C64'e bayağı benziyordu ama üretimi pahalıydı. IBM PC ve Apple II ailesinin en yeni ürünleri C64'ten daha yüksek çözünürlük modlarına sahiptiler. Ama renk desteğinin zayıflığından dolayı nadiren kullanılıyorlardı. Sonuçta, uygulamada C64'ün 16 renkli grafik ve ses yetenekleri diğerlerini geride bıraktı. Ama IBM PC ve Apple II, C64'te olmayan dahili genişletme slotlarına sahiptiler. 1982/83 yıllarında 4 makine de benzer hafıza konfigürasyonuna sahiptiler. Apple II+ 48K, IBM PC 64K, Atari 800 48K hafızaya sahipti. IBM PC ve Apple II 1200$'ın üzerinde, Atari 800 ise 900$ civarındaydı. Commodore'un başarısının anahtarlarından biri de pazarlama taktikleridir. Commodore, C64'ü sadece yetkili satıcılar üzerinden değil, büyük mağazalarda, indirimli satış mağazalarında, oyuncakçı dükkânlarında da sattı. Kompozit video çıkışına sahip olduğu için özel bir monitöre gereksinim duymuyordu ve doğrudan televizyona bağlanabiliyordu. Bu özellik, Atari 2600 gibi oyun konsollarıyla da yarışabilmesine imkân sağlıyordu. 1984'te Commodore Commodore Plus/4 adlı modeli piyasaya sürdü. Plus/4 daha fazla rengi destekleyen bir görüntü ve BASIC'in daha yeni sürümünü (sürüm 3.5) sunuyordu. Ama Commodore, Plus/4'ü C64 ile uyumsuz yaparak büyük bir stratejik hata yapmıştı. Birleşik Krallık'ta (UK), C64'ün en büyük rakipleri Sinclair ZX Spectrum ve Amstrad CPC 464 idi. C64'ten birkaç ay önce üretilen Spectrum, düşük ücretiyle kısa sürede pazar lideri oldu. 1983'ün başlarında Spectrum 175£ iken C64 399£ idi. C64'ün Spectrum karşında işi zordu. Ama C64, 1980'lerin ikinci yarısında popülerlikte Spectrum ile rekabet edecekti ve Kasım 1990'da üretimine son verilen Spectrum'dan daha fazla yaşayacaktı. Commodore birkaç kere C64’ün üretimine son vermeyi düşündü. Ama talepler yüzünden sonlandıramadı. 1988’de dünya çapında 1,5 milyon C64 satıyordu. 1990’da ABD’de taleplerin düşmesine rağmen İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde popülerliğini korudu. Mart 1994 CeBIT (Hanover, Almanya) fuarında C64’ün üretiminin 1995'te durdurulacağı duyuruldu. Commodore, C64’ün disket sürücünü üretmenin C64’ün kendisini üretmekten daha pahalıya mal olduğunu söylüyordu. Tarihin 1995 olarak planlanmasına rağmen şirket 1 ay sonra Nisan 1994'te iflas etti. === C64 ailesi === Commodore SX-64 (sağ) ve Commodore Games System (sol).|thumb 1982’de Commodore, Commodore MAX Machine’i Japonya’da üretti. ABD’de buna Ultimax, Almanya’da ise VC-10 dendi. Max, sınırlı hesaplama kapasiteli bir oyun konsolu olarak tasarlanmıştı. Tutulmadığı için piyasaya çıkışından birkaç ay sonra üretimine son verildi. 1984'te C64’ün taşınabilir sürümü SX-64 üretildi. SX-64, ilk tam renkli taşınabilir bilgisayardı. 5 inçlik (127 mm) bir CRT ekrana ve 1541 disket sürücüsüne sahipti. Kaset konnektörü yoktu. küçükresim|sol|Commodore 64C, 1541-II disket sürücü ve 1084S RGB monitör (1986) 1986 : Commodore 64C (C64C) üretildi. İşlevsellik bakımından C64’ün aynısıydı. Ama kasası yeniden tasarlanmıştı. SID, VIC ve I/O çiplerinin çekirdek voltajı 12’den 5’e düşürülmüş yeni sürümleri kullanılmıştı. Daha sonra daha ufak olan 1541-II ve 800KB 3,5” lik 1581 disket sürücüleri üretildi. 1990 : C64, C64 Games System (C64GS) denen oyun konsolu şeklinde üretildi. C64C’nin anakartına yapılan ufak bir modifikasyonla kartuşları yukarıdan takılabilecek hale getirildi. ROM’da da değişiklik yapılmıştı. Böylece cihaz açıldığında BASIC yorumlayıcısı yerine kullanıcının kartuş takmasını söyleyen uyarı geliyordu. C64GS, Commodore için diğer bir ticari başarısızlıktı. Avrupa’nın dışında hiç piyasa sürülmedi. C64’ün gelişmiş varisi Commodore 65 (C64DX) projesi başlatıldı. Ama 1991’de Commodore’un yönetici Irving Gould tarafından proje iptal edildi. C65’in teknik özellikleri 8 bitlik bir bilgisayara göre gayet iyiydi. Örneğin OCS tabanlı Amiga’lar sadece 64 renk gösterebilirken, C65 256 renk gösterebiliyordu. === C64 klonları === C64’ün piyasadan çekilmesinden 10 yıl sonra 2004’ün ortalarında PC üreticisi Tulip Computers BV, C64 Direct-to-TV (C64DTV) isimli cihazı duyurdu. ROM’unda 30 oyun bulunan joystick'li bir C64 idi. Jeri Ellsworth tarafından tasarlandı. ABD’de QVC’de 2004 tatil sezonu için tanıtıldı. Bazı kullanıcılar bu ürüne, 1541 disket sürücü, ikinci bir joystick ve klavye takarak C64’e benzettiler. C64 hayrnaları hâlâ Ethernet kartları, Flash kart arabirimleri gibi yeni donanımlar geliştiriyor. == C64 ve demoscene == C64 üretildiğinde onun grafik ve ses yetenekleriyle boy ölçüşebilecek tek bilgisayar 8 bitlik Atari ailesiydi. O zamanlar IBM bilgisayarlar sadece yazı tabanlı yeşil ekran monitörlere ve biplerden oluşan seslere sahipti. Dönemin ünlü oyun firmaları ardı arkasına Commodore 64 için oyunlar piyasaya sürmekteyken bazı yetenekli gençler bu büyük firmaların yayınladığı oyun ve programları "crack" edip piyasa sürmeyi başarıyordu. Bu gençler zamanla bir araya gelip gruplar oluşturdular. Oluşturdukları gruplar oyun ve programları kopyalamak dışında programcılık yeteneklerini ve yaratıcılıklarını "demo" denilen kendi yazdıkları görsel işitsel öğeler barındıran programlarla insanlarla paylaşmaya başladılar. Günümüzde Fairlight, Crest, TRSI, Triad gibi demo grupları hâlen aktif olarak C64 platformunda demo yapan gruplar arasındadır. Türkiye'de ise Bronx, Clique gibi gruplar Türkiye'de "demoscene" alt kültürünün oluşmasına yardımcı olmuşlardır. Gelişmiş grafik ve sesinden dolayı Demoscene isimli bilgisayar alt kültürünün yaratıcısı olarak görülür. 16 bitlik Atari ST ve Commodore Amiga 1985'te çıktığında, C64, demo programcıları arasında zirvedeki yerini kaybetti. Ama 1990’ların başına kadar popülerliğini sürdürdü. 2000'li yıllarda C64 hâlâ bir demo makinesi olarak kullanılıyor. Özellikle müzik için (ses çipi PC’ler için özel ses kartlarında bile kullanıldı). Ne yazık ki PAL ve NTSC modlu C64'ler arasındaki farklar uyumluluk problemi yarattı. Demo'ların büyük çoğunluğu yalnız PAL makinelerde çalışır. == Donanım == === Grafik ve ses === C64, 8 bitlik 6510 mikroişlemcisini kullanır. Bu işlemci 6502’den temel farkı 6 bitlik dahili I/O portu eklenmiş olmasıydı. 64KB RAM’e sahiptir. Bunun 38 KB’ını Commodore BASIC 2.0 kullanır. Ancak, istenildiğinde Commodore BASIC 2.0 'ın kullandığı RAM alanını da kullanmak mümkündür. Grafik çipi VIC-II 16 renk, 8 sprite desteği (yazılım teknikleriyle arttırmak mümkün) ve 2 bitmap grafik modu sunuyordu. Standart text modunda 40 kolon destekleniyordu. Ses çipi SID, her biri kendi ADSR envelope üreticisine ve çeşitli dalga formları, ring modülasyonu, filtre özelliklerine sahip 3 kanal içeriyordu. Zamanına göre oldukça gelişmiş bir model olan bu çip Bob Yannes tarafından tasarlanmıştı. Yannes diğer bilgisayar ses çiplerini “ilkel...belli ki müzik hakkında hiçbir şey bilmeyenler tarafından tasarlanmış” diyerek eleştiriyordu. SID çipinin 2 sürümü vardır. İlk sürüm tüm orijinal breadbox C64’lerde, C64C’nin ilk sürümlerinde ve Commodore 128’de bulunan 6581 çipidir. Daha sonra 1987’de 8580 çipiyle değiştirildi. 6581’deki ses daha temizdi. Bu yüzden birçok C64 fanı hala onun sesini tercih ediyor. 6581 ve 8580 arasındaki ana fark voltaj beslemesiydi. 6581 12v kullanırken 8580 9v kullanıyordu. SID çipinin meraklıları tarafından unutulamayan kendine has bir sesi vardır. 1999’da İsveçli firma Elektron, 6581 çipini kullanan SidStation isimli synthesizer modülünü üretti. Birkaç grup bu cihazı müziklerinde kullanıyor. === Donanımda değişiklikler === Üretim maliyetinin düşürülmesi Commodore’un sıkı rekabet içinde hayatta kalabilmesi için çok önemliydi. C64’ün orijinal anakartında önemli değişiklikler yapıldı. VIC-II, SID ve PLA çiplerinin yerleri değişti. Diyot, direnç gibi devre elemanlarının sayısı azaltılarak maliyet düşürüldü. Böylece devrenin boyutları da ufaldı. C64 harici bir güç kaynağı kullanıyordu. Bu sayede kasanın ufak olmasını sağlayan güç kaynağı C64’ün güç gereksinimlerini ancak karşılıyordu. Aşırı ısınmadan zarar görebilen bu güç kaynağının yerine bazı kullanıcılar daha güçlü, daha iyi soğutmalı üçüncü parti güç kaynakları satın alıyorlardı. 1541-II ve 1581 disk sürücüleri kendi güç kaynaklarıyla geliyorlardı. Sonraki yıllarda ek RAM üniteleri eklendiğinde üçüncü parti güç kaynakları daha önemli hale geldi. === Teknik özellikler === * Mikroişlemci : ** MOS Technology 6510/8500 ** Saat hızı : 1.023 MHz (NTSC), 0.985 MHz (PAL) * Video : ** MOS Technology VIC-II 6567/8567 (NTSC), 6569/8569 (PAL) ** 16 renk ** Yazı modu : 40 sütun 25 satır. 256 kullanıcı tanımlı karakter (8×8 piksel ya da çoklu renk modunda 4×8 piksel) ** Bitmap modu : 320×200 ve 160×200 (Çok renkli modda yatay çözünürlük yarıya düşer) ** 8 tane 24×21 piksellik sprite desteği (çoklu renk modunda 12×21 piksellik) * Ses : ** MOS Technology 6581/8580 SID ** Programlanabilir ADSR üreticili 3 kanal ses sentezleyici ** 8 oktav ** 4 dalga formu : üçgen, testere dişi, darbe, gürültü. ** Osilatör senkronizasyonu, ring modülasyonu ** Programlanabilir filtreler : Yüksek geçiren, alçak geçiren, ara geçiren, ara durduran * Giriş/Çıkış : ** 2 tane 6526 Kompleks arabirim adaptörü ** 16 bit paralel giriş/çıkış ** 8 bit seri giriş/çıkış * RAM : ** 38 KB’ı gömülü BASIC için kullanılan 64 KB bellek ** 1000 byte renk belleği ** Commodore 1764 256 KB RAM Expansion Unit (REU) ile 320 KB’a kadar genişleme özelliği * ROM: ** 20 KB (8 KB BASIC 2.0; 8 KB KERNAL; 4 KB karakter üretici) * Giriş/Çıkış portları : ** 8 pinli DIN konnektörü : Kompozit video çıkışı, ayrı Y/C çıkışları ve ses giriş/çıkışları içindir. (Bazı eski C64’lerde 5 pinlik DIN konnektörü bulunur. Bunlarda Y/C çıkışları yoktur) ** Tümleşik RF modülatör, RCA konnektörü üzerinden anten çıkışı ** 2 tane DE9M oyun kontrolcü portu. Atari 2600 kontrolcüleriyle uyumludur. Bu port için kullanılan diğer aygıtlar: dijital joystick, analog paddle, light pen, Commodore 1351 mouse. ** Kartuş slotu. ** Teyp ünitesi için PET-type Datassette arabirimi. ** Kullanıcı portu ** CBM yazıcılar ve disket sürücüleri için 6 pinli DIN konnektörü * Güç Kaynağı : ** Makineye 7 pinlik DIN konnektörü ile bağlanan harici 5V DC ve 9V AC güç kaynağı == C64 Yazılımıyla ilgili notlar == küçükresim|200px|sağ|C64 ekran koruyucu C64’e gömülü olarak gelen BASIC V2 bazı durumlarda çökebiliyordu : PRINT””+-x (x herhangi bir tam sayı) komutunun çalıştırılması, başlangıç satır numarası 350720, 353279 sayıları arasında olan BASIC programlarını yaratma denemeleri. C64'te sürpriz yumurta (Easter Egg) ya da ekran koruyucu denebilecek bir durum vardı. RUN/STOP ve RESTORE tuşlarına birlikte bastıktan ve POKE781,96:SYS58251 satırını girdikten sonra aktif oluyor. VIC çipinin ekranın üst,alt ve yanlarında kenarlık göstermesini engellemek donanım register’larında yapılacak değişiklik ile mümkün. == Ayrıca bakınız == * Commodore 64 oyunları listesi == Dış bağlantılar == * C64.COM * Commodore sitesi(Türkçe) * C64 Music * gamebase 64 * Commodore 64 Scene Database * Teleteknik Commodore Dergisi Arşivi *
1,843
Astral seyahat terimi okültizmde ve teozofide kullanılan bir terim olup kişinin uyku gibi hallerde parapsikolojiye inanan kişilerce esîrî beden ya da astral beden (spiritüalizmde duble) ya da süptil maddelerden oluştuğu söylenen "bedeniyle" fiziksel bedeni dışında, yine bu kişiler tarafından iddia edildiğine göre bilinci yerinde olarak başka mekânlarda dolaşmak üzere yaptığı yolculuğa ve bu bedeniyle geçirdiklerini söyledikleri deneyimlere denir. Astral seyahat, herhangi bir insanın fiziksel gövdesi geçici olarak terk edip hayatı başka bir form ve durumda deneyimleme kapasitesidir; burada kişi hayatı beden olmadan deneyimler ve bu deneyim sırasında kişi hala hayatta olan akrabalarını ziyaret edebilir. Yani astral seyahat, herkesin sahip olduğu düzenli, normal, sıradan bir yetenektir, ancak herkes bu tür bir zekayı doğal olarak geliştiren, ancak Projeyoloji’nin berrak, kontrollü veya kontrolsüz kullanan sayısız öğrenci ve araştırmacı vakası vardır. Kişinin astral seyahati yapıp tükettiğinden bağımsız olarak, herkes bilgileri ve kontrollü deneyimler için geliştirebilir ve eğitebilir, Projeksiyon, herkesin uygulayıp deney yapabilmesi için çeşitli projektif teknikler sunar. Spontane veya kontrollü astral seyahati olan bazı insanlar için deneyimler deneyimler: Bedensel uçuş üzerinde uçuşan duyumlar; Evlerini ve yaşamlarını birlikte yaşayan insanları görmek; Uçma hissi; Çekme duyumları; Titreşimler; Zaten vefat etmiş insanlarla konuşmak; Duvarlardan geçmesi hissi. Astral Seyahat Nasıl Yapılır? Astral seyahatten önce daima etrafınızda koruyucu bir hayal çemberi edinin. Çevrenizde beyaz bir ışık hayal edin. İki büyük beyaz elin aşağı indiğini hayal edin ve auranızı baştan sona temizleme hissinin tadını çıkarın. Ardından, rahatsız edilmeyeceğiniz sessiz bir yerde rahat bir pozisyon alın, sonunda bir koltukta dik durun, çünkü yatsanız uyuyabilirsiniz. Meditasyon davuli vuruşları olmadan kullanın. Kafanı garip düşüncelerden arındır. Nefesinize odaklanın – burnunuzdan alın, ağzınızdan verin. Kendinizi huzur içinde nefes alırken ve uyumsuzluk içinde nefeste hayal edin. Ayaklarınızdan bugüne kadar vücudunuzun her bir parçasına odaklanın. Nefes almak ‘Vücudum rahatlıyor’ diye düşünün. Kendinizi çok rahatlamış olduğunuzda, ‘Uçuyorum, süzülüyorum, yükseliyorum’ gibi kendi kendine yerini tekrarlamak için bir cümle veya mantra seçin; veya 10’dan bire kadar geri sayın. Zihniniz sürüklenmeye başlarsa, mantranıza geri gidin. Bedeninizi terk etmeye devam ettiğinizde, sanki hareket halindeki bir araçtaymışsınız gibi hareket hissine kavuşacaksınız. Bu, astral bedeninizin fiziksel bedeninizden ayrılmaya aykırı bir işarettir. Gözünüzün önündeki sayısız ışık ve renk belirir. Astral uçakta hareket etmek için düşüncelerinizi kullanın. Astral seyahat, uyanık olarak LSD gibi saykodelik maddelerin etkisi altında yapılabildiği söylenmektedir. Parapsikolojide bu "beden-dışı deneyim" anlamındaki "" (OBE) olarak metapsişikte ise "şuur projeksiyonu" olarak adlandırılır. İrâdî olarak gerçekleştirilebildiği iddiası ve deneyim sırasında bilinçli olunması sebebiyle diğer bedendışı deneyimler arasında özel bir yeri vardır. Astral beden için duvar gibi fiziksel nesneler ve uzaklık bir engel oluşturmayacağı ileri sürülür. Yani, iddialara göre kişi bu bedeniyle bir anda kıtalararası yolculuk yapabilir ve maddî engellerin içinden geçebilir. Fiziksel bedenden çıkıldığında öte-âlem varlıklarının görülebileceği de ileri sürülmektedir. Uyku sırasında yapılan astral seyahatın fiziksel bedene dönüldüğünde bir rüya tarzında anımsandığı söylenmektedir. Astral seyahatin okült ve teozofik kaynaklarda ve birçok araştırmacının çalışmalarında "irâdî olarak fiziksel bedenden ayrılma" şeklinde tanımlanmasına karşın (Dr. Scott ROGO, , 1983), İngiliz parapsikolog Celia Gren bir ayrım yapmış ve “fiziksel bedendışı deneyimler”den kendiliğinden (iradedışı) oluşanları için ekzomatik deneyim () terimini ortaya atmıştır. Konu hakkında en fazla araştırma yapmış kişilerden biri araştırmalarını "" adlı kitabında aktaran Robert Monroe’dur. Halen Amerika Birleşik Devletleri'nde Monroe Enstitüsü adıyla bilinen bir kurum, bu konuda çalışmalarını sürdürmektedir. Astral seyahat hakkında ayrıntılı bilgi, Ege Meta Yayınları'ndan çıkan Astral Seyahat Teknikleri isimli kitapta bulunabilir. Astral seyahat yaptığını söyleyen kişiler yaşadıkları deneyimi dış dünyadan bağımsız öznel bir bilinç durumu olarak tanımlamanın ötesinde bu olgunun gözlemlenebilir maddî yaşamla etkileşime imkân tanıyan bir niteliğe sahip olduğunu savunurlar. (Örneğin ameliyat esnasında tıbben bilinçsiz bir durumdayken bedenden ayrılıp kendisine yapılan operasyonu yukarıdan gözlemlemek ya da iddia edilen fizikötesi varoluş içerisinde herhangi bir kişinin gerçek yaşamda bulunduğu konuma giderek gerçek durumuna şahit olabilmek.) Sözü edilen durumun hiçbir bilimsel dayanağı olmadığı gibi ispatlanması çok kolay olan bu iddianın gerçekliğine dair ortaya hiçbir kanıt sunulamamıştır. == Kaynakça == == Ayrıca bakınız == * Aura (paranormal) * Esîr * Kirlian fotoğrafçılığı * Sözdebilim Kategori:Şamanizm Kategori:Teozofi Kategori:Okültizm Kategori:Metapsişik Kategori:Parapsikoloji
1,848
thumbnail|sağ|Ut çalmak için kullanılan bir mızrap örneği Mızrap ya da tezene, telli çalgıları çalmaya yarayan, kemik, maden, plastik veya özellikle kiraz ağacından yapılan alettir. Mızrap genelde diğer bir telli enstrüman olan ud çalmada kullanılır. Uzun, elastik olan mızrabın, kartal tüyü gibi, plastikten daha kıymetli olan materyallerden yapılanları da mevcuttur. == Ayrıca bakınız == * Pena Kategori:Telli çalgılar
1,407
Van (, Kürtçe: Wan, Fân), Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık on dokuzuncu şehri. Doğu Anadolu Bölgesi, Yukarı Murat-Van Bölümü'nde yer alır. Van ili nüfus bakımından bu bölgenin en büyük ilidir. 2021 sonu itibarıyla nüfusu 1.141.015 kişidir. Kuzeyden Ağrı, batıdan Bitlis, güneybatıdan Siirt, güneyden Hakkâri illeriyle, doğudan da İran'la sınırlıdır. Anadolu'nun en büyük kapalı havzası olan Van Gölü kıyısında toprakları verimli, akarsuları bol, iklim koşulları oldukça elverişli bir yerleşim merkezidir. Dünya'nın hâlâ yaşanılan en eski kentlerinden biridir. == Etimoloji == Van isminin nereden geldiğine dair belli bir kaynak yoktur ancak kabul edilen iki ayrı görüş bulunmaktadır. Bunlardan birincisi şehir kurulduktan sonra Van adında bir valinin gelip şehri bayındır hale getirmesinden dolayı isminin verildiğidir. İkinci görüş ise Urartular'ın şehir için kullandıkları "Viane" ve "Biane" kelimelerinden türemiş olduğudur. Bölgenin hakim dillerinde yapılan bütün karşılaştırmalarda her iki kelime yakın anlamda görünmektedir. Her iki kelime de şehir ve yerleşime ilişkindir. Dolayısıyla Van yerleşim yeri, şehir, memleket yöre benzeri anlamdadır. Bunlardan en yüksek ihtimal ise şehir görünmektedir. == Tarihçe == Van'da insan yerleşiminin tarihi MÖ 7000 yıllarına kadar uzanır. Van Kalesi'nin 6 km güneyinde bulunan Tilkitepe ve Van Gölü'nün kuzeyindeki Ernis Mezarlıklarında yapılan kazılarda Kalkolitik, Tunç, Demir çağlarına ait yerleşimler bulunmuştur. Van'da 20. yüzyıla kadar Ermeni, Türk, Kürt, Arap, Zaza nüfus yaşamıştır. Gelenekleri Osmanlı ve İran etkisinde gelişmiştir. Van farklı kültürlerin ve toplulukların bir arada yaşayabildiği güzide bir coğrafyadır. === Erken tarih === Hurriler, MÖ 2000'lerden itibaren Van Gölü'nden başlayarak Kızılırmak ve Yeşilırmak'ın Karadeniz'e döküldüğü yerlere kadar uzanan bir bölgeye hâkim olmuştur. MÖ 13. yüzyılda Hurri-Mitanni siyasi teşekkülün merkezi otoritesi zayıflamış ve beyliklere bölünmüştür. Asur Kralları bu küçük beyliklerini hakimiyetleri altına almaya çalışmış ve bu sırada Van Gölü çevresinde Batı İran'a kadar olan bölgede Urartular ile Asurlular arasında mücadeleler başlamıştır. Urartu-Asur mücadelesi MÖ.VI. yüzyılın ortalarına kadar sürmüş, Urartular bu dağlık ve zor arazi şartlarına sahip bölgeyi egemenlik altında tutmuştur Şehri ilk kuran Asur Kraliçesi Semiramis'tir. Urartular zamanında şehir bir imparatorluk merkezi haline gelmiş ve Urartuların başkenti o zaman Van'a verdikleri isim ile Tuşpa olmuştur. Urartular'dan kalma Van Kalesi, 3000 yıldır hâlâ ayaktadır. Van Kalesi'nde Urartular'dan kalan kaya ve oda mezarları, tapınaklar, yazıtlar ve bazı yapılar bulunur. Urartu kralı I. Sarduri'nin kurduğu ve başkent yaptığı Tuşpa, Urartu krallarının mezralarını, uzun yazıtları içinde barındırır. Horhor Yazıtı, kaledeki en uzun yazıttır ve kral Argişti'ye ait mezar odasının girişinde bulunur. Analı kız kutsal alanında büyük bloklara yazılmış yazılar vardır ve burası bir sunak alanıdır. İç Kale'de Urartulara ait bir tapınağın temelleri bulunur. Kalenin batısında Madır Burcu isimli görkemli yapının ne amaçla yapıldığı tam olarak bilinmemektedir, fakat bir liman olduğu tahmin edilmektedir.Kalenin kuzeyinde yer alan Van Kalesi Höyüğü'nde kazılar da yapılmıştır. küçükresim|Van gölü şenlikleri 2011Van'ın medeni tarihi Urartular ile başlar. Van, bugünkü Doğu Anadolu Bölgesi ve Ermenistan ile civarındaki toprakları kapsayan Urartu Devleti'nin merkeziydi. İskit istilasının ardından zayıflayan Urartular, İran'dan gelen Medler tarafından yıkıldı. Daha sonra bölgeye Ahamenişlerler, Büyük İskender, Selevkoslar, Ermeniler, Partlar, Romalılar, Sasaniler ve Doğu Romalılar (Rumlar) hâkim olmuştur. 644 yılında Müslüman Araplar bu bölgeyi fethetmiş, daha sonra bölge yine Rumlara geçmiştir. Yöre, uzun süre Abbasilere veya Rumlara bağlı yerel Ermeni beyleriyle yönetilmiştir. === Selçuklu ve Osmanlı Dönemi === 11\. yüzyıldan itibaren Türkmenlerin yerleşmeye başladığı Van Gölü havzası, önce Selçuklulara, sonra da İlhanlılara, Celayirîlere, Karakoyunlulara ve Akkoyunlulara yurt olmuştur. 1500 yılından itibaren şehir büyük ölçüde Osmanlı-Safevi kapışmasına sahne olmuştur. İlk başta 1534-35 Irak Seferi ile Osmanlı boyunduruğuna girmiştir. Sonrasında Osmanlılar'ın Batıya yönelmesi sonucu tekrar Safevi hükmü yaşamıştır. 1548'de Van bir daha el değişmemek üzere Osmanlı egemenliğine girmiştir. Osmanlı egemenliğinden sonra "eyalet" haline gelmiş ve Van Gölü havzasının merkezi olmuştur. 1500'lü yıllardan itibaren Türkler ve Ermeniler'in sükûnet içinde yaşadığı bir yer olmuştur. Ancak 1850'den sonra şehir içinden tehlike çanları çalar. Van'da barış ortamı bozulmaya başlar ve şehir uzun süreli bir kabus içine girer. Gayrimüslim ahali tarafından İlk isyan 2 Haziran 1896'da başlar. Yaz boyu süren isyan yüzünden iki tarafta yüzlerce kayıp verir. Yaz mevsiminin bitmesiyle isyan bastırılır fakat bu kalıcı çözüm sağlayamaz. Van'a vali olarak atanan Ali Paşa kısa sürede şehirde sükuneti sağlar ve isyana katılmayan kesimin beğenisini kazanır. Ancak Paşa'nın görevden alınması işleri tekrar sarpa sarar. Müslüman ve gayrimüslim ahali arası yaşanan çatışmalar I.Dünya Savaşı ile birlikte şehri bir yıkıma götürür. 2 Nisan 1918'de Ali İhsan Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu, Rusların harabeye çevirdiği Van'ı tekrar alır. Bu dönemden sonra Van şehri Erek Dağı'nın eteğinde yeniden kurulur. Eski Van ise 1-2 cami hariç kullanılamaz hale gelmiştir ve günümüze gelinceye kadar ayakta kalan yapılar dayanamayarak yıkılmıştır. === Cumhuriyet dönemi === Cumhuriyet ilanı ile birlikte Van, Türkiye'nin bir ili olmuştur. Yenişehir Toprakkale eteklerinde yeniden kurulmuştur. Bu dönemden itibaren şehir düşük bir hızda gelişmeye devam etmiştir. 1943 yılında havalimanına kavuşmuştur. 1976 yılında ise Muradiye-Çaldıran'da yaşanan bir depremle sarsılmıştır. 1980 yılından sonra bölgede yaşanan güvenlik olaylarından dolayı bölge halkının ilk adreslerinden biri olmuştur. Bu dönemden itibaren şehir nüfusu ani hızla büyümeye başlamıştır. 2008 yılında nüfusu 1 milyonu geçmiştir. Van'ın merkezinde Ekim ve Kasım 2011'de iki yıkıcı deprem meydana gelmiştir. Bu depremler Van için bir dönüm noktası olmuştur ve şehir büyük ölçüde değişime uğramıştır. Deprem öncesi 353.000 olan merkez nüfus deprem sonrası 500.000'i geçmiştir. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile Van'da sınırları il mülki sınırları olan büyükşehir belediyesi kurulmuş ve 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesi çalışmalarına başlamıştır. == Coğrafya == Van, yüzölçümü açısından Türkiye'nin en büyük beşinci ilidir. Büyük bölümü yüksek, engebeli ve dağlık alanlardan oluşan Van'da yerleşmeye elverişli alanlar sınırlıdır. Van ilini etkisi altında tutan sert iklim, başlıca ekonomik uğraş olan tarımsal üretimin çeşitlenip gelişmesine olanak tanımaz. İl sınırlarının %53'ünü dağlar, %33'ünü yaylalar ve platolar, geri kalan kısmı ise ovalar oluşturur.1727 metrelik-kimi kaynaklarda 1661-rakımıyla Türkiye'nin en yüksek beşinci ilidir. === Dağlar === Dağlar, Van ilinin %53'lük kısmını oluşturur.Kuzey kesimde Aladağ (3.255 metre) ve Tendürek (3.542 metre) Dağları Ağrı ile sınır oluşturur. Şehrin doğusunu Tendürek Dağı'ndan başlayıp Yüksekova'ya kadar devam eden İran sınırına paralel dağlar oluşturur. Bu dağların yükseltisi 2600-2700 metre civarındadır. Şehrin doğusunda ise Erek Dağı (3.204 metre) bulunur. Hoşap yakınlarında ise İspiriz Dağı (3,688 metre) bulunur ki bu dağ Van'ın en yüksek noktasıdır. Dağların en çok yoğunlaştığı alan Gevaş,Çatak, Bahçesaray ilçeleri arası olan kısımdır. Bu dağların yüksekliği yer yer 3.000 metreyi geçmektedir. İhtiyarşahap Dağları ve Artos Dağı (3.500 metre) bu bölgenin kuzeyinde bulunur. Tuşba ve Muradiye ilçeleri arası da yüksekliği fazla olmayan birçok dağa ev sahipliği yapar. === Yaylalar ve Platolar === Yaylalar ve platolar şehrin %33'lük kısmını oluşturur. Doğuda bulunan Norduz yaylaları hayvancılık için önemli bir bölgedir. Manda Dağı'nın etekleri verimli yaylalar barındıran bir diğer bölgedir. Ahda Dağı'ndan Erçek Gölü'ne kadar olan kısım yine birçok yaylaya ev sahipliği yapar. Yoğunlukla Özalp, Saray ve Başkale ilçeleri platolara ev sahipliği yapan konumlardır. Van-Hakkari ve Van-İran kara yolu üzerinde bu platolara rastlamak mümkündür. === Ovalar ve Vadiler === Ovalar Van'da çok az yer tutar.Bilinen ovalar Çaldıran ilçesinin bulunduğu yer olan Van'ın en büyük düzlüğü Çaldıran Ovası, şehir merkezinin kurulduğu yer olan 1.700 metre rakıma sahip Van Ovası ve Erciş ilçesinin kurulu olduğu Erciş Ovasıdır. Van ovası üç ayrı akarsuya ev sahipliği yapmaktadır. Eskiden çok verimli ve yeşil bir ova konumundaydı. Erciş ovası kendi yanında Ağrı sınırına kadar uzanan düzlük alanlar barındırır. Bu iki ovanın dışında Tuşba ilçesinde Van Gölü kıyıları ve Van- Erciş kara yolu arasındaki bölge bir ovalık alana ev sahipliği yapar. Aynı zamanda Hoşap yakınlarında Hoşap Vadisi'ne, Özalp yakınlarında ise Memedik Vadi'sine ev sahipliği yapar. ===Hidrografya=== Van, su kaynakları konusunda göl kısmında iyi iken akarsu bakımından fakirdir. Ülkenin en büyük gölü olan Van Gölü'ne ev sahipliği yapmaktadır. Göl canlı çeşitliliği konusunda zayıftır. Bu göl içinde İncikefali, fitoplankton ve zooplankton barındırır. Ayrıca sert kışlara rağmen donmaz.4 tane ada barındırır. İlin bir diğer gölü Erçek Gölü'dür. Bu göl ise yılın belli zamanlarında flamingolara ev sahipliği yapar. Şehrin önemli akarsuları ise Bend-i Mahi, Ilıca, Deliçay, Engil, Karasu ve Kotur gibi akarsulardır. Birçoğu Van Gölü'ne dökülen bu akarsularda Mayıs ayında İnci kefali göçüne rastlamak mümkündür. Bu balıklar bu akarsularda üreme faaliyetleri için akıntıya ters olarak yüzerler. === Bitki Örtüsü === Şehrin ana bitki örtüsü bozkırdır.%70'lik kısım çayır meralardan,%23'lük kısım ekili ve dikili alanlardan, %2'lik kısım ise ormanlardan ve fundalık alanlardan oluşur. Türkiye'nin en çok orman fakiri illerinden biridir. Sarıçam ve meşe en çok yetişen ağaçlardır Nadir olsa da farklı ağaç türlerine rastlanabilir. Şehrin kuzey ve doğusu antropojen bozkır barındırır. === İklim === Van iklimi karasal iklim olup bitki örtüsü bozkırdır. Van'da kış ayları sert geçer. Kar etkisini yoğun göstermektedir. İlkbahar ayları Van'a en çok yağışın düştüğü aylardır. Van'da yaz ayları genelde kurak ve sıcak olup, Van Gölü'nün etkisiyle biraz serin yaşanmaktadır. Bu aylarda fazla yağış olmaz ama rüzgârlar geniş yer tutar. Bitki örtüsünün bozkır olması küçükbaş hayvancılığı geliştirmiştir. Yıllık sıcaklık ortalaması 9 °C'dir. Yılın en soğuk ayı sıcaklık ortalaması -3.5 °C, en sıcak ayı sıcaklık ortalaması 22 °C'dir. Yağışların %39'u ilkbaharda, %27'si sonbaharda, %26'sı kışta, %7'si ise yaz mevsiminde düşer.Donlu gün sayısı 120'yi bulmaktadır. Yılın yaklaşık 90 günü kar örtüsü yerde kalabilmektedir. Yılın yaklaşık 90 günü yağış düşmektedir.En yüksek kar 5 Aralık 1994 tarihinde 120 cm, 24 saatlik en fazla yağış 27 Şubat 2014 tarihinde 122 mm, en hızlı rüzgâr 12 Mart 2010 tarihinde 165 km/sa olarak ölçülmüştür. Ülkenin en çok güneş gören yerlerinden biridir. Yıllık yaklaşık 400 mm yağış ile Doğu Anadolu'nun en az yağış alan yerlerinden biridir. === Fauna === Van kedisi, iyi bir yüzücü olan, gözleri mavi veya kehribar rengi ya da biri mavi diğeri kehribar olabilen, nadide ve asil bir kedi ırkıdır. Van kedisinin göz rengi üç gruba ayrılır. Her iki gözü mavi (daima turkuaz mavisi), her iki gözü kehribar (Sarı renk ve tonları, çok nadiren kahverengi) ve tek-göz (Heterokromi yani bir gözü mavi diğer gözü kehribar renkte olanlar) diye gruplandırılır. == Nüfus == 2000 yılındaki ani nüfus artışından da fark edileceği üzere kente 1990 yılından itibaren yoğun bir göç yaşanmıştır. Bölgedeki terör olayları nedeniyle boşaltılan köylerin en yakın adresi Van olmuştur. Yüzde 38'lik bir artışla nüfus sıralamasında 32. sıradan 23. sıraya yükselen şehrin demografik yapısı da bir hayli değişmiştir. Güncel Nüfus Değerleri(TÜİK 6 Şubat 2023 verileri ) Van il nüfusu: 1.128.749 (2022 sonu). İlin yüzölçümü 20.921 km2'dir. İlde km2'ye 54 kişi düşmektedir. (Yoğunluğun en fazla olduğu ilçe: 364 kişi ile İpekyolu’dur) İlde yıllık nüfus % 1,08 oranında azalmıştır. Nüfus artış oranı en yüksek ve en düşük ilçeler: İpekyolu (% 2,35)- Başkale (-% 8,21) 06 Şubat 2023 TÜİK verilerine göre 13 İlçe ve belediye, bu belediyelerde toplam 692 mahalle bulunmaktadır. 2022 yılı sonunda Van ili ve ilçelerinin yerleşim yeri ve nüfusla ilgili sayısal bilgileri İlçe Nüfus 2021 Nüfus 2022 Fark Değişim % Mah.Say. Alanı km2 Yoğunluk Bahçesaray 13.936 13.495 -441 -3,22 20 426 32 Başkale 47.947 44.168 -3.779 68 2727 16 Çaldıran 61.625 58.635 -2.990 -4,97 70 1478 40 Çatak 19.376 18.462 -914 -4,83 33 1952 9 Edremit 128.555 127.819 -736 -0,57 30 515 248 Erciş 173.606 171.000 -2.606 -1,51 101 2133 80 Gevaş 27.442 26.918 -524 -1,93 41 1544 17 Gürpınar 33.791 31.865 -1.926 -5,87 79 4028 8 İpekyolu 339.952 348.046 8.094 2,35 50 956 364 Muradiye 47.971 45.718 -2.253 -4,81 48 912 50 Özalp 63.270 59.851 -3.419 -5,56 58 1430 42 Saray 20.224 19.471 -753 -3,79 27 872 22 Tuşba 163.320 163.301 -19 -0,01 67 1948 84 Van 1.141.015 1.128.749 692 20.921 54 == Ekonomi == === Tarım === Van'da tarım alanları yüzölçümünün %20'sini kapsar. Yetiştirilen başlıca ürünler; Arpa, Buğday, Çavdar, Fasulye, Armut, Patates, Şeker Pancarı ve Elma yetiştirilmektedir. Ceviz yetiştiriciliği de bulunmaktadır.Ayrıca Van Gölü kıyılarına yakın yerleşimlerde kavun da yetiştirilebilmektedir. Ürünler Özellikle Eylül Ayında hasat edilir. Tarım en önemli geçim kaynaklarından olsa da çok kullanılmaz. === Hayvancılık === En önemli geçim kaynağı olan hayvancılık her mevsim kullanılabilir. Bitki örtüsünün step olması ve kırsal nüfusun fazla olması hayvancılığı bölgedeki en önemli etkenlerden biri yapmaktadır. Özellikle Küçükbaş Hayvancılığın Yetiştiği Van'da yazda her kırsalda hayvan görmek mümkündür. Yazın yaylara çıkarılan hayvanlar kışın ağıl ya da ahırlara alınır. Türkiye'de en fazla küçükbaş hayvan Van'da bulunur.Van Gölü'nde ise Nisan ve Temmuz ayları arasındaki periyod hariç balıkçılık az da olsa yapılabilmektedir. Ayrıca Çatak ilçesi ve yakın yerleşimlerde küçük de olsa alabalık sektörü bulunur. Bahçesaray ilçesinde de arıcılık yaygındır. === Sanayi === Van sanayi bakımından bölgenin en gelişmiş üç ilinden biridir. Başlıca fabrikalar: Şeker, çimento, et ve et ürünleri, süt kombinaları ve yemdir. Edremit'teki çimento fabrikası 1969'da üretime geçmiştir.1977 yılında Van yün ipliği sanayi, 1980 yılında Van et kombinası, 1981 yılında Van kundura fabrikası hizmete geçen diğer fabrikalardır.Aynı zamanda Erciş ilçesinde şeker fabrikası bulunur. 1998 yılında ise şehirde bir organize sanayi kurulmuştur. Ancak fabrikaların birçoğu depremde ağır hasar görüp yıkılmıştır. == Konum == Konum Bilgileri İlçe Kuruluş Yılıİçişleri Bakanlığı- İller İdaresi Genel Müdürlüğü Alanı km²Milli Savunma Bakanlığı-Harita Genel Komutanlığı Rakım mt. Merkeze kmKarayolları Genel Müdürlüğü Ulaşan Yollar Bahçesaray 1987 426 1.767 110 Başkale Cumh.önce 2.727 2.320 113 Çaldıran 1987 1.478 2.046 109 /-04, Çatak Cumh.önce 1.952 1.500 82 Edremit 1990 515 1.736 15 Erciş Cumh.önce 2.133 1.691 103 /-03, -01, , Gevaş Cumh.önce 1.544 1.694 40 Gürpınar 1936 4.028 1.748 24 İpekyolu 2012 956 1.729 0 Muradiye Cumh.önce 912 1.705 88 /-04 Özalp Cumh.önce 1.430 1.999 65 Saray 1990 872 2.095 79 Tuşba 2012 1.948 1.685 3 VAN Cumh.önce 20.921 1728 *Metropol İlçelerin merkeze uzaklıkları, kaymakamlık ile valilik arasındaki uzaklıktır. == Kültür == Van kültürü; Van kedisi, Van otlu peyniri ve Van kahvaltısına dayanır. Van otlu peyniri yörede önemli bir şekilde yayılmıştır. Dağlardan toplanan otlardan yapılır. Şehrin sahip olduğu kültürel yapılar, turizme katkı sağlamaktadır. Şehre özellikle İran'dan turist gelmektedir. ===Eski Van Şehri=== Eski Van şehri birçok yapıya ev sahipliği yapmaktadır. Bu şehrin kalıntıları günümüze ulaşmıştır. Surlara ait bazı kalıntılar vardır ve sağlam olan tek kapı güneye bakan Orta Kapı'dır. Mimar Sinan'ın eseri olan Hüsrevpaşa Külliyesi han, hamam, türbe, imaret, çeşme ve medreseden oluşmaktadır. Bölgede sağlam kalan tek hamam bu külliyenin bir elemanı olan Çifte Hamam'dır. Eski Van'da günümüzde kullanılan tek eser Kaya Çelebi Cami'dir. Eskiden çok görkemli bir mekân olan Van Ulu Camisi ne yazık ki günümüzde yıkılmıştır ve sadece minaresi sağlam kalabilmiştir. Kızıl Cami'ninde aynı şekilde minaresi günümüze ulaşmış ve diğer bölümleri yıkılmıştır. Kentte ayrıca günümüze ulaşan S. Dsirvanor, S. Stephan, S. Vardan, s. Neshan, şehrin en eski kilisesi olan ve Çifte Kilise olarak da anılan S. Paulos ve S. Petros Kiliseleri bulunur. Ayrıca eskiden İsa'nın çarmıhına ait bir parçanın saklandığı Meryem ana (S. haç, Tiramary) kilisesi ve Madır burcunun üstüne yapılmış Vaftizci Yahya (S. Hovhannes) kiliseleri yıkılmıştır. Hüsrev Paşa hanının temelleri Kaya Çelebi ve Hüsrev Paşa Camileri arasında görülebilmektedir. Şehrin batısında bulunana Horhor bahçeleri şehrin surlar içerisindeki bahçeleri durumundaydı ve İskele Kapı'nın hemen önündeydi. Ayrıca bahçelerin yakınında hâlen kalıntıları olan Horhor Cami ve Medresesi bulunuyor === Tarihî yapılar === * Van Kalesi: Van şehir merkezinin batı kesiminde, Eski Van şehrinin tam yanı başında, yüksek ve geniş bir kaya parçasının üstüne inşa edilmiştir. Urartu kralı I. Sarduri tarafından inşa edilmiştir. Urartular'ın siyasi merkezidir. Yıllar boyu şehrin en önemli simgelerinden biri olmuştur. Kuzey kesiminde bir türbe, batı kesiminde Horhor Bahçeleri, güney kesiminde ise eski Van şehrinin enkazı bulunur. * Hoşap Kalesi: Van-Hâkkari kara yolu üzerinde bulunan, Urartular tarafından inşa edilen bir diğer kaledir. Bulunduğu konum itibarıyla, ticaret yollarının üzerinde bulunması dolayısıyla önem arz etmiştir. Dik bir yamaç üzerinde inşa edilmiştir. Günümüzde kullanım dışı olan kale, içinde birçok yapıya ev sahipliği yapar. * Çavuştepe Kalesi: Van'ın Gürpınar ilçesinde, Urartu kralı II. Sarduri tarafından inşa edilen bir diğer kaledir. Van-Hakkari kara yolu üzerinde bulunur. * Yedi Kilise: Van şehir merkezinin güneydoğu kesiminde, Erek Dağı eteklerinde bulunan bir kilisedir. Eski zamanlarda bölgede yaşayan Ermeniler için manevi değeri çok yüksek olan bir yapıdır. 'Warak Wank' olarak da bilinir. 5 kilise, 1 jamaton, 1 kütüphane ve 1 çan kulesi bulunur. Kilisenin bazı yapılar günümüze ulaşsa da Ermeni Kıyımı'ndan sonra bazı yapıları yıkılmıştır. *Halime Hatun Kümbeti: Gevaş ilçe merkezinde bulunan bir kümbettir. 1335 yılında Melik İzzettin tarafından kızı için yapılmıştır. İki katlı bir yapısı vardır ve usutu külâh bir mimari ile kaplanmıştır. Yanı başında bir Selçuklu mezarlığı bulunur. * Akdamar Kilisesi: 7. yüzyıl zamanlarında, Van'a getirilen önemli bir tarihi parçanın saklanması amacıyla bir kral tarafından inşa ettirilmiş bir Ermeni kilisesidir. Surp Haç Kilisesi olarak da bilinir. Van ilinin özdeşleşmiş simgelerinden biridir. * Ayanıs Kalesi: Urartu kralı Rusa tarafından yapılmıştır. Surlarla çevrili bir haldedir. İçinde tapınak ve benzeri yapılar bulunmaktadır. * Amik Kalesi: Van'ın Tuşba ilçesi sınırlarında, Van Gölü'ne yakın bir mesafede Yeşilsu köyünde bulunan bir kayalık alandır. Van kent merkezinin 20 km kadar kuzey batısında yer alır. 11. yüzyılda Bizans'a bağlı piskoposluk merkezlerinden biri olarak kayıtlara geçmiştir. Ermeni isyanı sırasında bölge halkının sığındığı bir yerdir. Buraya sığınan bölge halkı, Ermenilerin kendilerini kandırması sonucu kaleden çıkmış, Ermeniler tarafından öldürülmüşlerdir. === Doğal ve Kültürel Yapılar === * Muradiye Şelalesi: Muradiye ilçesinde bulunan, Bend-i Mahi çayı üzerinden dökülen şelaledir. İlçe merkezinin kuzeybatı kesiminde bulunur.Coğrafi yapısıyla dikkat çeker.Yüksekliği 18 metredir. * Van Kedi Evi: Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde bulunan bir evdir.Nesilleri tehlikede olan Van Kedileri'ni korumak ve neslin devamını sağlamak için çalışan bir yapıdır. Van Kedilerinin üç ayrı türü burada koruma altındadır. * Van Urartu Müzesi: 2019 yılında tamamlanmıştır. Van Kalesi'nin kuzeyinde bulunur. Geniş ve modern mimarisiyle şehrin tarihi özelliklerini sunan büyük bir müzedir. * Van Hışet kalesi: Van'ın Gevaş ilçesinde bulunan Urartular zamanında yapılan Hişet kalesi zamanın önemli bir tarihi eseri olarak çoğu yıkılmış bugün içinde sadece bir duvarı ve kalıntıları mevcuttur. === Mutfak === Van'ın kültürel zenginliği ve aktivitesi mutfağına da yansımıştır. Keledoş, helise, murtuğa, tırşik, inci kefali, otlu peynir, ayran aşı ve Van kahvaltısı şehrin yöresel yemeklerindendir. Keledoş, hayvansal et, bulgur, nohut, tereyağı, yoğurt gibi gıdalardan yapılmaktadır. Bölge halkının en çok tercih ettiği yemeklerdendir. Ayran aşı, Buğday, yoğurt ve nohutla yapılan bir diğer yemektir. Yöre insanı için vazgeçilmez bir değerdir. İnci kefali, Van Gölü'nde yaşayan tek endemik türdür. Av yasağı zamanları dışında Van halkı tarafından bolca tüketilmektedir. Van otlu peyniri, şehir ile özdeşleşmiş bir gıdadır.Ehli hayvanlardan sağılan ve bölge coğrafyasından toplanan ot ve bitkilerden elde edilir. Şehir merkezinde yaşı 50'yi geçen bir peynir çarşısı bulunur. Bölge halkı tarafından çok tercih edilmektedir. Van kahvaltısı, içinde birçok çeşit gıda barındıran ve şehre gelen insanların dikkatini çeken bir kahvaltıdır. Helise, tavuk eti ve tereyağından yapılan bir yöre yemeğidir. Yapısı biraz Keledoş yemeğini anımsatmaktadır. Murtuğa ise tereyağı ve yumurta ile yapılan bir yöre yemeğidir. == Spor == 2018-2019 Sezonu sonunda, Van’ın futboldaki 2 takımı 3. Ligde Vanspor play-off maçları sonunda 2. Lige yükselmiştir. BAL’da Erciş Gençlik Belediyespor ise küme düşmüştür. Kadın futbol 3. Liginde de 1 takımı vardır. Voleybol kadın-erkek ve hentbol erkek 2. Liglerinde birer takımı, hentbol 2. Liginde de 1. takımı yer almıştır. Basketbol, voleybol ve hentbol bölgesel liginde yer alan takım sayısı ise 5'dir. Ziraat Türkiye Kupası'nda Van BB 5.turda Boluspor'a elenmiştir. Önemli spor tesisleri: Van Atatürk Stadyumu, (10.500), Nur Tatar Spor salonu (5.000), Üniversite Spor Kompleksi (3.500), Van Olimpik Yüzme Havuzu (550) == Yönetim == küçükresim|270px|Van il haritası Van ilinin ilçeleri toplam 13'tür. * Bahçesaray: Van'ın güneydoğusunda,şehrin en küçük ilçesidir.1962 yılına kadar Siirt'in bir parçasıydı. Adını zorlu ulaşım ve iklim koşulları ile duyurmuştur. Van'ın Çatak ilçesi ile birlikte en çok yağış alan bölgesidir. İlçeyi Van'a bağlayan kara yolu rakımı 2900 metreye kadar çıkabilen Karapet Geçidi'nden geçmektedir. Kış aylarında ilçe ile bağlantı sürekli kesilmektedir. * Başkale: Hem Van'ın hem de Türkiye'nin en yüksek rakımlı ilçesidir. İklim koşulları oldukça zordur ve ekonomik faaliyetler kısıtlıdır. Bu faktörlerden ötürü çok gelişmemiştir. Son zamanlarda belli bir nüfus kaybına uğramıştır. * Çaldıran: 2000 rakımlı Çaldıran ovasının kuzeybatı kesiminde bulunan ilçedir. Van'ın en soğuk bölgesidir.1514 yılında yapılan Osmanlılar-Safeviler arasındaki Çaldıran Muharebesi burada yapılmıştır. Tendürek Dağı'nın bir kısmı ilçe sınırları içerisinde bulunur. İlçeyi Doğubeyazıt'a bağlayan kara yolu kışın kardan kapanabilmektedir. * Çatak: Van'ın en az nüfuslu ilçelerindendir. Bölgenin eski yerleşimleri arasında bulunur. Coğrafi koşulları çok çetrefillidir ve ulaşımı zordur. En düşük rakımlı ilçedir ve iklimi şehrin diğer bölgelerine göre daha sıcak seyretmektedir. Üç dağın ve iki akarsuyun kesiştiği dar bir vadide kuruludur. * Edremit:Van'ın üç merkez ilçesinden biridir. Şehir merkezinin güney kesimini oluşturur. Havalimanı ve şehrin en büyük sağlık kuruluşu bu ilçededir.2018 yılında yapılmış bir kordonu vardır. 2011 depreminden sonra hızla yapılaşmış ve nüfusu artmıştır. Bir çimento fabrikasına ev sahipliği yapar. * Erciş:Van'ın en büyük taşra ve en yüksek ikinci nüfuslu ilçesidir. Şehrin eski ve köklü yerleşimlerinden biridir. 2011 yılındaki depremde büyük kayba uğramış,sonrasında yapılan reformlar ile ayağa kalkmıştır. Bir şeker fabrikasına sahiptir ve diğer ilçelere nazaran daha aktif konumdadır. * Gevaş: Van'ın eski yerleşimlerinden bir diğeridir. Akdamar Adası ve Kilisesi bu ilçededir. Van Gölü sahil şeridinin güneydoğu kesimini oluşturur. Artos Dağı'nın eteklerine kurulmuştur. Yeşil bitki örtüsü ile dikkat çekmektedir. * Gürpınar: Van'ın yüzölçümü bakımından en büyük ilçesidir. Ekonomik faaliyetler çok kısıtlıdır. Geniş bir ovada olmasına rağmen yerleşimi küçüktür. Çavuştepe ve Hoşap Kaleleri bu ilçede bulunur. * İpekyolu: Van'ın en büyük ilçesidir. Şehrin kalbi konumundadır.Şehir merkezinin orta kısmını oluşturur. Şehrin idari merkezidir.Van çarşı merkezi burada bulunmaktadır. 2012 yılında kurulmuştur. İlçe sınırları son zamanlarda iyice modern ve yüksek bir şekilde yapılaşmaktadır. * Muradiye: Van'ın bir ilçesidir. Tıpkı diğer birçok ilçe gibi kısıtlı gelişmiştir. Bünyesinde bir şelale barındırmaktadır.Yaz aylarında çevre yerleşimlere göre daha sıcak bir iklime sahiptir. * Özalp:Van'ın Erciş'ten sonra en yüksek nüfuslu ikinci taşra ilçesidir.İklim koşulları serttir ve yüksek rakıma sahiptir.Çok fazla gelişim gösterememiştir.Saray ilçesi ile birlikte ilin en az yağış alan kurak bölgesidir. * Saray: İlin en doğusundaki ilçesidir.İklim ve coğrafi özellikleri Özalp ile neredeyse aynıdır. İlçenin adı pek duyulmamaktadır. Türkiye-İran arası ulaşımı sağlayan Kapıköy Sınır Kapısı bu ilçede bulunur. Küçük bir yerdir ve fazla gelişmemiştir. * Tuşba:Van'ın merkez ilçesinin sonuncusudur. Şehir merkezinin kuzey kesimini oluşturur. Şehrin endüstri ve sanayi merkezidir. Tren garı, Van İskelesi, Organize Sanayi Bölgesi, Van otogarı ve Yüzüncü yıl Üniversitesi bu ilçede bulunur. Türkiye'de denize sınırı olmamasına rağmen mavi bayraklı plaja sahiptir. 2018 yılında TÜİK verilerine göre 13 İlçe ve belediye, bu belediyelerde toplam 685 mahalle bulunmaktadır. === Merkezi yönetim === Büyükşehir illerinde Merkezi yönetim Vali, İl Müdürleri ve İl Danışma Kurulundan oluşur. Van bir 'Büyükşehir’dir. Bu özelliğine göre yönetimi belirlenmiştir. Protokolde ilk sırada yer alan Vali, merkezi yönetimi temsil eder ve Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Büyükşehir yapılan illerde, İl Genel Meclisi, yetki ve görevlerini Büyükşehir Belediye Meclisi’ne devretmiş ve kaldırılmıştır. Van Valisi, 1974-Ardahan doğumlu Ozan BALCI, 12.5.2022/209 sayılı kararla Tokat Valisi iken atanmıştır.https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/05/202205121-1.pdf Vali ve Kaymakamlara ait bilgiler Van'ın ilçeleri sayfasında gösterilmiştir. === Yerel yönetim === Büyükşehir Belediyelerinde yerel yönetim, Büyükşehir Belediye Başkanı, Büyükşehir Belediye Meclisi ve Büyükşehir Belediye Encümeni'nden oluşur. Yerel yönetimi temsil eden Büyükşehir Belediye Başkanı, ildeki tüm seçmenlerin oy çokluğu ile seçilir. Yerel seçimlerde İlçe Belediye Başkanı ve İlçe Belediye Meclisi için de oy kullanılarak ilçelerin belediye meclisleri oluşur. İlçe Belediye meclislerinden alınan üyelerle (başkan kontenjanı, ilçe nüfusu ve parti oy oranına göre) de Büyükşehir Belediye Meclisi oluşur. Bu mecliste ilçe belediye başkanları da yer alır. Meclisin başkanı Büyükşehir Belediye Başkanı'dır. Büyükşehir belediye encümeni, belediye başkanının başkanlığında, belediye meclisinin kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği beş üye ile biri genel sekreter, biri malî hizmetler birim amiri olmak üzere belediye başkanının her yıl birim amirleri arasından seçeceği beş üyeden oluşur. (5216 saylı kanun 16.madde) Büyükşehir yapılan illerde, İl Genel Meclisi, yetki ve görevlerini Büyükşehir Belediye Meclisi’ne devretmiş ve kaldırılmıştır. 2019 Türkiye yerel seçimleri sonunda Van Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanan Bedia Özgökçe Ertan (HDP), 19 Ağustos 2019 tarihinde görevden alınmış, yerine Van Valisi Mehmet Emin Bilmez kayyum olarak atanmıştır. Diğer ilçelerden Başkale, Erciş, Muradiye, Özalp, Saray ve İpekyolu HDP'li belediye başkanları da göreve geldikten sonra İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınmış, yerlerine ilçe kaymakamları kayyum atanmıştır. Son durumda 13 ilçe belediyesinin 6'sını kayyum olarak atanan kaymakamlar, 7'sini de AK Parti'li belediye başkanları yönetmektedir. Mardin Büyükşehir Belediye Meclisi bazı üyelerin görevden uzaklaştırılması nedeniyle belirsizleşmiştir Büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarına ait bilgiler Van'ın ilçeleri sayfasında gösterilmiştir. == Eğitim == Van ilinde 2018 sonu itibarıyla ilk ve ortaokullarda derslik başına düşen öğrenci sayısı 26'dır. 878 adet ilkokul barındırır. Bu ilkokullarda toplam 103.854 öğrenci öğretim görmektedir. İlkokullarda öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 17'dir. 6.708 adet öğretmen ilkokullarda eğitim vermektedir.Şehir 402 adet ortaokul barındırmaktadır. Bu ortaokullarda 113.080 öğrenci, 6.761 öğretmen bulunmaktadır. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 16 dır. 149 adet ortaöğretim kurumu barındırmaktadır. Bu okullarda 90.436 öğrenci eğitim görmekte, 4.905 öğretmen eğitim vermektedir. Şehirde okuma yazma bilenlerin oranı %93.91'dir. Okullaşma oranı ilköğretimde 97,79, ortaöğretimde ise 64,8'dir. Yüzüncü Yıl Üniversitesi de Van'dadır. 1982 yılında kurulan bu üniversite bünyesinde 15 fakülte, 5 enstitü, 4 yüksekokul, 9 meslek yüksekokulu ve 14 tane araştırma merkezi bulundurur. == Altyapı == === Ulaşım === ;Karayolu küçükresim|Van Havaalanı Van şehri, geçmişinden gelen ve günümüzde de devam eden stratejik öneminden dolayı daima işlek olan yollara sahip olmuştur.D 300, D 975 ve D 280 karayolları ile şehre ulaşmak mümkündür. D 300 kara yolu Bitlis ve Tatvan üzerinden gelerek Van Gölü kıyıları boyunca bir hat çizerek Gevaş ilçesinde ulaşır. Bu yol üzerinde Van-Bitlis il sınır bölgesinde ulaşımı rahatlatmak amacıyla Kuskunkıran Tüneli bulunur. Gevaş'a ulaşan kara yolu buradan Van merkeze ulaşır. Van merkezde D 975 kara yolundan ayrılıp doğu yönünde ilerleyip Özalp ve Saray ilçelerine ulaşır. Saray ilçesini de geçtikten sonra kara yolu Kapıköy Sınır Kapısı'nda son bulur. Bu yolun büyük bir kısmı bölünmüş haldedir ve ulaşımı rahattır.Bir diğer kara yolu olan D 975 ise şehri kuzey-güney doğrultusunda boydan boya kaplar. Tendürek Dağı üzerinden gelen bu yol Çaldıran ve Muradiye ilçeleri üzerinden Van'a ulaşır. Buradan Gürpınar'a inen yol, Zernek Barajı ve Hoşap Kalesi'nin yanından geçerek Başkale'ye, oradan da Hakkari'ye ulaşır. Bu yolda yapılan ulaşım, diğer kara yoluna nazaran daha zordur. Yolun Tendürek mevkisi, kışın kardan dolayı kapanabilmektedir. Bu yol üzerinde bulunan 2200 rakımlı Kurubaş Geçidi ve 2700 rakımlı Güzeldere Geçidi yolu zorlu yapan bir diğer faktörlerdir. Ayrıca yolun kenarlarında bulunan dik yamaçlar, çığ ve heyelan riski teşkil etmektedir. Üçüncü kara yolu olan D 280 ise Muradiye yakınlarında D 975'den ayrılarak Erciş ilçe merkezine, oradan da Patnos'a ilçesine ulaşım sağlar. Van'da ulaşımın en zor olduğu yer Çatak ve Bahçesaray ilçeleri arasıdır. Bu bölgenin dağlık olması, ulaşım zorlaştırmaktadır. Kış aylarında bu yollar sürekli kardan kapanır. Van'da şehir içi ulaşım büyükşehir belediye otobüsleri, özel halk otobüsleri ve iki ayrı tip minibüsler tarafından sağlanmaktadır. Şehrin büyükşehir ve yüksek nüfuslu olması toplu ulaşımı canlı tutmaktadır. Belediye otobüsleri, özellikle yüksek ve aktif nüfus barındıran üniversite ile Edremit ilçesine yapılan ulaşımda büyük rol oynamaktadır. 2020 yılında yenilenen özel halk otobüsleri, toplu ulaşıma destek veren ikinci koludur. 'M' tip minibüsler merkezde yakın mesafede kısa ve hızlı taşımalarda etkili olurken, 'V' tip minibüsler, orta ve uzak mesafe taşımalarında etki göstermektedir. Şehre ait olan Belvan Kart adlı akıllı kart sistemi ile toplu ulaşım hizmetleri kullanılabilir. ;Demiryolu. Van'ın kara yolu ulaşımı gibi demiryolu ulaşımı da önem arz eder. TCDD'nin 5. bölgesini oluşturan hat Malatya üzerinden Yolçatı'ya ulaşır. Burada ikiye ayrılan hatlardan biri Elazığ ve Muş üzerinden Tatvan'a ulaşır. Tatvan'da bulunan iskeleden Tatvan- Van tren feribotuyla Van'a ulaşan hat, Özalp üzerinden İran sınırındaki Kapıköy Tren İstasyonu'nda son bulur. Kapıköy ile karşısındaki İran'ın Razi istasyonunda gümrük kontrolü noktaları vardır. Razi'den ayrılan hat Tebriz üzerinden Tahran'a ulaşır. Vangölü Ekspresi, Ankara'dan Tatvan'a haftanın iki günü karşılıklı sefer yapmaktadır. Türkiye ile İran arasındaki demiryolu bağlantısı, Ankara-Tahran-Ankara arasında haftada bir gün çalışan Trans Asya Ekspresi ve Van-Tahran-Van arasında haftada bir gün çalışan trenler ile sağlanmaktadır. Daha önceden İran ile Suriye arasındaki demiryolu bağlantısı, Van üzerinden Türkiye'yi transit geçerek Tahran-Şam arasında haftada bir gün çalışan yolcu treni ile sağlanmaktaydı. Söz konusu tren Şam-Tatvan arasında pulman ve yataklı vagonlarla, Van-Tahran arasında kuşetli vagonlarla teşkil edilmekteydi. Suriye İç Savaşı nedeniyle Tahran-Şam tren seferleri durdurulmuştur. ;Havayolu Van'da bulunan Ferit Melen Havaalanı, bölgesel önemi olan bir havaalanıdır. Van'dan İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya ve Trabzon'a her gün düzenli uçak seferleri yapılmaktadır. === Sağlık === Van ili gerek büyükşehir olmasından gerek bulunduğu konum dolayısıyla sağlık konusunda önemli bir yere sahiptir. Şehir hem kendi nüfusu hem de çevre illerin nüfusunun sağlık ihtiyacını büyük ölçüde karşılayabilmektedir. 2011 yılında inşa edilen Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi şehrin kalbi konumundadır. 2017 yılında hemen yanı başında inşa edilen Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Van Gölü Havzası'nın can suyudur. Şehrin bir diğer önemli sağlık kuruluşu YYÜ'de bulunan tıp merkezidir. Van il sınırları içerisinde 10 tane hastane bulunur. Aynı zamanda bir ağız ve diş sağlığı merkezi,5 tane toplum sağlığı merkezi, 85'e yakın aile sağlığı merkezi ve 8 tane ilçe sağlık müdürlüğü bulunur. == Galeri == Castle Van in Van, Turkey.JPG|Van Kalesi Akdamar Adası (Van, Türkiye).JPG|Akdamar Adası Airport Ferit Mele in Van, Turkey.jpg|Ferit Melen Havaalanı Van train station in Van, Turkey.JPG|Van Tren İstasyonu City of Van (view from Van Kalesi).jpg|Kaleden Van'ın görünümü Van1 20.jpg|Akdamar Adası Van1 20 modified.jpg|Akdamar Adası'ndan göl sahili ve Artos Dağı'nın görünümü Vankahvalti.jpg|Van Kahvaltısı == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * Van Kaymakamlığı * Van Büyükşehir Belediyesi * Van İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
1,852
== Olaylar == * 1453 - Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethederek Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu'nu sona erdirdi. Birçok tarihçi için İstanbul'un Fethi, Orta Çağ'ın sonudur. * 1807 - Kabakçı Mustafa ayaklanmasında, isyancılar Şehzade Mustafa ve Mahmut'un kendilerine teslimini istedi. Sultan III. Selim tahttan indirildi, IV. Mustafa tahta çıktı. * 1848 - Wisconsin, 30. eyalet olarak ABD'ye katıldı. * 1867 - Avusturya-Macaristan İmparatorluğu kuruldu. 100px|İstanbul'un fethi ve Fatih Sultan Mehmet * 1913 - Igor Stravinsky'nin Le Sacre du Printemps (Bahar Ayini) adlı balesi ilk kez Paris'te sahnelendi. * 1914 - Kanada yolcu gemisi "RMS Empress of Ireland", Saint Lawrence Körfezi'nde battı, 1024 yolcu boğularak öldü. * 1927 - Ankara-Kayseri Demiryolu, İsmet Paşa tarafından açıldı. * 1936 - Türk bayrağı hakkında kanun, TBMM'de kabul edildi. * 1937 - Türkiye ile Fransa arasında "Sancak"ın (Hatay) "Tamamiyet-i Mülkiyesini Tekeffül eden Antlaşma" ile "Türkiye - Suriye Hududunun Teminine dair Antlaşma" ve "Müşterek Beyanname ve Beyannameye bağlı Protokol" Cenevre'de imzalandı. * 1939 - CHP 5. Kurultayı Ankara'da toplandı. * 1942 - Adolf Hitler, Propaganda Bakanı Joseph Goebbels'in tavsiyesiyle, işgal altındaki Paris'te yaşayan tüm Yahudilerin sol göğüslerine sarı bir yıldız takmalarını emretti. * 1953 - Yeni Zelandalı dağcı Edmund Hillary ile Nepalli şerpa Tenzing Norgay, Everest'e çıkan ilk insanlar oldu. * 1954 - Bilderberg Toplantıları'nın ilki yapıldı. * 1958 - Sovyetler Birliği'nde Sınır Askeri Günü kutlanmaya başlandı. Günümüzde Rusya, Belarus, Ukrayna, Kırgızistan, Tacikistan gibi ülkelerde hâlen kutlanmaktadır. * 1963 - Pakistan'ın doğusunda çıkan kasırgada 10 bin kişi öldü. * 1968 - Mayıs ayaklanması sürüyor. Genel Emek Konfederasyonu'nun (CGT) çağrısına uyan yüz binlerce işçi Paris sokaklarına döküldü. * 1971 - Prof. Sadun Aren, Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) Genel Başkanı Fakir Baykurt ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Behice Boran tutuklandı. * 1974 - Deniz Kuvvetlerine ait Çandarlı harita gemisi, savaş gemileri eşliğinde Ege Denizi'nde petrol arama araştırması yapmak üzere Beykoz'dan hareket etti. * 1977 - CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, İzmir Çiğli Havaalanı'nda bulunduğu sırada, bir silahtan çıkan mermi, CHP'li Mehmet İsvan'ın yaralanmasına yol açtı. Merminin, bir polis memurunun ateş alan gaz tüfeğinden çıktığı açıklandı. * 1979 - Rodezya'nın ilk siyah Başbakanı Abel Muzorewa göreve başladı. * 1980 - Çorum Olayları: MHP'liler, Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak'ın öldürülmesini Çorum'da protesto ettiler. Olaylar, 2 Temmuz'da sokağa çıkma yasağı konulmasına rağmen, aralıklarla 6 Temmuz'a kadar sürdü. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren, 8 Temmuz'da Çorum'a geldi. Olaylar yatıştıktan sonra kentin değişik yerlerinde 48 ceset bulundu. * 1985 - İstanbul Boğazı'nda ikinci boğaz köprüsünün (Fatih Sultan Mehmet) temeli atıldı. * 1985 - Heysel Faciası: Şampiyon Kulüpler Kupası finali için Liverpool - Juventus maçının yapıldığı Belçika'nın Heysel Stadı'nda çıkan olaylarda 39 kişi öldü, 350 kişi de yaralandı. * 1988 - İstanbul Boğazı, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün yapımı tamamlandı. * 1990 - Sovyetler Birliği'nde, radikal reformcu Boris Yeltsin, Rusya Yüksek Sovyeti Başkanlığı'na seçildi. * 1993 - Solingen Faciası: Almanya'nın Solingen şehrinde Türklerin yaşadığı bir evin kundaklanması sonucu 5 kişi yaşamını yitirdi, 2 kişi de yaralandı. * 2005 - Susurluk davası sırasında açığa alınan eski polis memurlarından Oğuz Yorulmaz, Bursa'da bir barda öldürüldü. * 2010 - 55. Eurovision Şarkı Yarışması finali Norveç'in başkenti Oslo'da yapıldı. Kazanan, 246 puanla Lena Meyer-Landrut'un Satellite şarkısıyla katıldığı Almanya oldu. == Doğumlar == * 1489 - Mimar Sinan, Türk mimar (ö. 1588) * 1794 - Antoine Bussy, Fransız kimyager (ö. 1882) * 1860 - Isaac Albéniz, İspanyol besteci ve piyanist (ö. 1909) * 1868 - Abdülmecid Efendi, son Osmanlı halifesi (ö. 1944) * 1887 - Müfit Ratip, Türk oyun yazarı ve çevirmen (ö. 1920) * 1903 - Bob Hope, Amerikalı komedyen (ö. 2003) * 1904 - Gregg Toland, Amerikalı görüntü yönetmeni (ö. 1948) * 1917 - John F. Kennedy, ABD'nin 35. Başkanı ve Pulitzer Ödülü sahibi (ö. 1963) * 1920 - John Harsanyi, Amerikalı ekonomist ve Nobel Ekonomi Ödülü sahibi (ö. 2000) * 1922 - Iannis Xenakis, Yunan besteci (ö. 2001) * 1926 - Abdoulaye Wade, Senegal’in üçüncü Cumhurbaşkanı * 1929 - Abdullah Baştürk, Türk sendikacı ve DİSK Genel Başkanı (ö. 1991) * 1929 - Korkut Özal, Türk siyasetçi (ö. 2016) * 1938 - Şule Yüksel Şenler, Türk yazar * 1941 - Bob Simon, Amerikalı gazeteci ve haber spikeri (ö. 2015) * 1945 - Aydın Tansel, Türk şarkıcı, besteci ve müzisyen (ö. 2016) * 1946 - Héctor Yazalde, Arjantinli eski millî futbolcu (ö. 1997) * 1948 - Nick Mancuso, İtalyan kökenli Kanadalı oyuncu * 1948 - Marianne Pitzen, Alman sanatçı ve müze yöneticisi * 1949 - Brian Kidd, İngiliz futbolcu, futbol antrenörü ve teknik direktör * 1949 - Francis Rossi, İngiliz müzisyen * 1953 - Danny Elfman, Amerikalı film müziği bestecisi * 1955 - John Hinckley Jr., Amerikalı suçlu * 1956 - La Toya Jackson, Amerikalı şarkıcı, söz yazarı ve oyuncu (Michael Jackson'ın ablası) * 1957 - Ted Levine, Amerikalı dizi ve sinema oyuncusu * 1957 - Muhsin Mahmelbaf, İranlı yönetmen, senarist, film editörü ve film yapımcısı * 1958 - Annette Bening, Amerikalı oyuncu * 1959 - Rupert Everett, İngiliz oyuncu * 1959 - Roland Koch, İsviçreli aktör * 1961 - Melissa Etheridge, Amerikalı şarkıcı ve müzisyen * 1963 - Blaze Bayley, İngiliz şarkıcı * 1963 - Ukyo Katayama, Formula 1'de altı sezon boyunca yarışmasıyla Japon yarışçı * 1965 - Yaya Aubameyang, Gabonlu millî futbolcu * 1967 - Noel Gallagher, İngiliz müzisyen * 1967 - Heidi Mohr, Alman profesyonel futbolcu (ö. 2019) * 1969 - Acun Ilıcalı, Türk yapımcı, sunucu ve medya patronu * 1970 - Roberto Di Matteo, İtalyan teknik direktör ve eski futbolcu * 1970 - Brian Turk, Amerikalı oyuncu * 1973 - Anthony Azizi, Amerikalı dizi oyuncusu * 1973 - Alpay Özalan, Türk futbolcu * 1975 - Melanie Brown, İngiliz televizyon karakteri, şarkıcısı ve aktris * 1975 - David Burtka, Amerikalı oyuncu * 1976 - Gülşen, Türk şarkıcı, besteci ve söz yazarı * 1976 - Hakan Günday, Türk yazar * 1977 - Massimo Ambrosini, İtalyan eski fubtolcu * 1977 - Marco Cassetti, İtalyan millî futbolcu * 1979 - Arne Friedrich, Alman futbolcu * 1980 - Petek Dinçöz, Türk şarkıcı, manken, oyuncu ve sunucu * 1981 - Andrey Arşavin, Rus futbolcu * 1982 - Ana Beatriz Barros, Brezilyalı süper model * 1982 - Elyas M'Barek, Alman oyuncu * 1982 - Nataliya Dobrinska, Ukraynalı heptatlet * 1983 - Alberto Medina, Meksikalı futbolcu * 1984 - Carmelo Anthony, Amerikalı basketbolcu * 1985 - Hernanes, Brezilyalı futbolcu * 1987 - Taner Arı, Avusturyalı Türk futbolcu * 1988 - Daria Kinzer, Hırvat şarkıcı ve söz yazarı * 1988 - Muaz el-Kesasibe, Ürdünlü savaş pilotu (ö. 2015) * 1989 - Riley Keough, Amerikalı oyuncu ve model * 1993 - Richard Carapaz, Ekvadorlu yol bisikleti yarışçısı * 1998 - Markelle Fultz, Amerikalı profesyonel basketbol oyuncusudur * 1998 - Felix Passlack, Alman futbolcu * 1999 - Park Ji-hoon, Güney Koreli şarkıcı ve oyuncu == Ölümler == * 1405 - Philippe de Mézières, Fransız yazar ve Haçlı seferleri konusunda bir ideolog (d. 1327) * 1425 - Hongxi, Çin'in Ming Hanedanı'nın dördüncü imparatoru (d. 1378) * 1453 - Ulubatlı Hasan, Osmanlı asker (İstanbul'un fethi sırasında Bizans surlarına ilk sancağı diken yeniçeri) (d. 1428) * 1453 - XI. Konstantinos, Bizans'ın son İmparatoru (d. 1405) * 1500 - Bartolomeu Dias, Portekizli kâşif ve denizci (d. 1450) * 1586 - Adam Lonicer, Alman botanikçi (d. 1528) * 1814 - Joséphine de Beauharnais, Napoleon Bonaparte'nin eşi (d. 1763) * 1829 - Humphry Davy, İngiliz kimyager, fizikçi ve mucit (d. 1778) * 1847 - Emmanuel de Grouchy, Napoleon Döneminde Fransa generali ve mareşali (d. 1766) * 1892 - Bahaullah, Bahailik dininin kurucusu (d. 1817) * 1914 - Paul Von Mauser, Alman silah tasarımcısı (d. 1838) * 1920 - Müfit Ratip, Türk oyun yazarı ve çevirmen (d. 1887) * 1942 - John Blyth Barrymore, Amerikalı aktör (d. 1882) * 1947 - Franz Böhme, II. Dünya Savaşı sırasında Alman general (d. 1885) * 1951 - Mihail Borodin, Sovyet siyasetçi (d. 1884) * 1951 - Fanny Brice, Amerikalı oyuncu ve model (d. 1891) * 1951 - Géza Maróczy, Macar satranç ustası (d. 1870) * 1958 - Juan Ramón Jiménez, İspanyol şair ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi (d. 1881) * 1970 - Sünuhi Arsan, Türk hukukçu (d. 1899) * 1979 - Mary Pickford, Kanada asıllı Amerikalı aktris (d. 1892) * 1981 - Song Qingling, Çinli devlet başkanı (d. 1893) * 1991 - Coral Browne, Avsutralyalı-Anerikalı kadın sahne, sinema ve dizi oyuncusu (d. 1913) * 1994 - Erich Honecker, Doğu Almanya'nın son Başkanı (d. 1912) * 1997 - Jeff Buckley, Amerikalı müzisyen, besteci ve söz yazarı (d. 1966) * 2003 - Trevor Ford, Galli eski futbolcu (d. 1923) * 2004 - Kani Karaca, Türk musiki ustası (d. 1930) * 2007 - Yıldıray Çınar, Türk halk müziği sanatçısı (d. 1940) * 2008 - Harvey Korman, Amerikalı aktör (d. 1927) * 2009 - Steve Prest, İngiliz profesyonel snooker oyuncusu ve koç (d. 1966) * 2010 - Dennis Hopper, Amerikalı oyuncu ve yönetmen (d. 1936) * 2011 - Bill Roycroft, Avustralyalı Olimpik binici şampiyonu (d. 1915) * 2011 - Ferenc Mádl, Macar profesör ve siyasetçi (d. 1931) * 2011 - Nejat Tümer, Türk asker ve 10. Türk Deniz Kuvvetleri Komutanı (d. 1924) * 2011 - Sergey Bagapsh, Abhazya'nın 2. Cumhurbaşkanı (d.1949) * 2013 - Cliff Meely, Amerikalı eski basketbol oyuncusu (d. 1947) * 2014 - Karlheinz Böhm, Avusturya kökenli Alman oyuncu ve hayırsever (d. 1928) * 2014 - Christine Charbonneau, Kanadalı şarkıcı ve besteci (d. 1943) * 2015 - Doris Hart, Amerikalı tenis oyuncusu (d. 1925) * 2015 - Betsy Palmer, Amerikalı oyuncu (d. 1926) * 2015 - Bruno Pesaola, Arjantinli-İtalyan eski futbolcu ve teknik direktör (d. 1925) * 2016 - André Rousselet, Fransız siyasetçi, bürokrat ve iş insanı (d. 1922) * 2017 - Enitan Bababunmi, Nijeryalı akademisyen ve biyokimya profesörü (d. 1940) * 2017 - Konstandinos Miçotakis, Yunan siyasetçi (d. 1918) * 2017 - Manuel Noriega, Panamalı siyasetçi ve asker, devrik Panama devlet başkanı (d. 1934) * 2018 - Yoseph Imry, İsrailli fizikçi (d. 1939) * 2018 - Ray Podloski, Kanadalı profesyonel buz hokeyi oyuncusu (d. 1966) * 2018 - Madiha Yousri, Mısırlı sinema ve dizi oyuncusu (d. 1921) * 2019 - Tony DeLap, Amerikalı grafik sanatçısı (d. 1927) * 2019 - Dennis Etchison, Amerikalı yazar, romancı ve senarist (d. 1943) * 2019 - Bayram Şit, Eski Türk güreşçi (d. 1930) * 2019 - Peggy Stewart, Amerikalı oyuncu (d. 1923) * 2019 - Jiří Stránský, Çek şair, oyun yazarı, çevirmen ve aktivist (d. 1931) * 2020 - Evaldo Gouveia, Brezilyalı şarkıcı-söz yazarı (d. 1928) * 2020 - Célio Taveira, Brezilyalı millî futbolcu (d. 1940) * 2021 - Maurice Capovila, Brezilyalı film yönetmeni ve senarist (d. 1936) * 2021 - Marcell Jankovics, Macar grafik sanatçısı, film yönetmeni, animatör ve yazar (d. 1941) * 2021 - Gwen Shamblin Lara, Amerikalı yazar (d. 1955) * 2021 - Joseph Lara, Amerikalı aktör (d. 1962) * 2021 - Gavin MacLeod, Amerikalı aktör, yazar ve aktivist (d. 1931) * 2021 - B. J. Thomas, Amerikalı şarkıcı (d. 1942) * 2022 - Tarzan Goto, Japon profesyonel güreşçi (d. 1963) * 2022 - Ausma Kantāne-Ziedone, Leton siyasetçi ve aktris (d. 1941) == Tatiller ve özel günler == *0529 29
1,647
Albert Einstein (; 14 Mart 1879, Ulm18 Nisan 1955, Princeton), Almanya doğumlu teorik fizikçi ve bilim insanı. Tüm zamanların en iyi fizikçilerinden birisi olarak kabul edilen Albert Einstein, en çok görelilik teorisini geliştirmesiyle tanınır. Aynı zamanda kuantum mekaniğinin gelişimine önemli ölçüde katkılarda bulunmuştur. Kendisi tarafından bulunan ve bilim dünyasında yeni bir çığır açan kütle-enerji denkliği formülü E = mc2 dünyanın en ünlü denklemi olarak adlandırılmıştır. Fizik ve matematik alanına sağladığı katkılardan dolayı ve fotoelektrik etki yasasının keşfi sebebiyle 1921 yılında Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldü. 1999 yılında Time dergisi tarafından yüzyılın en önemli kişisi seçilmiştir. ==Yaşamı == Alman İmparatorluğu'nun Ulm kentinde, Aşkenazi Yahudi bir ailede dünyaya gelen Einstein, yaşamının ilk yıllarını Münih'te geçirdi. Lise eğitimini ve yüksek eğitimini İsviçre'de tamamladı; fakat bir üniversitede iş bulmada yaşadığı zorluklar nedeniyle bir patent ofisinde müfettiş olarak çalışmaya başladı. 1905 yılı Einstein için bir mucize yıl oldu ve o dönemde kuramları hemen benimsenmemiş olsa da ileride fizikte devrim yaratacak olan dört makale yayımladı. 1914 yılında Max Planck'ın kişisel ricası ile Almanya'ya geri döndü. 1921 yılında fotoelektrik etki üzerine çalışmaları nedeniyle Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldü. Nazi Partisi'nin iktidara yükselişi nedeniyle 1933'te Almanya'yı terk etti ve Amerika Birleşik Devletleri'ne yerleşti. Ömrünün geri kalanını geçirdiği New Jersey eyaletinin Princeton ilçesinde ölmüştür. Albert Einstein, özel görelilik ve genel görelilik kuramları ile iki yüzyıldır Newton mekaniğinin hakim olduğu uzay anlayışında bir devrim yaratmıştır. Sadece matematik hesaplamalar ve denklemler ile oluşturduğu kuramları sonradan deneysel olarak defalarca doğrulanmıştır. E = mc2 denklemi ile formüle ettiği kütle-enerji eşdeğerliği yıldızların nasıl enerji oluşturduğuna açıklama getirmiş ve nükleer teknolojinin önünü açmıştır. Fotoelektrik etki ve Brown hareketine getirdiği matematiksel açıklamalar, modern fiziğe diğer katkıları arasındadır. Ömrünün büyük bir kısmını bütün kuramları birleştiren bir birleşik alan kuramı yaratmaya çalışarak geçirmiş ama bu çabaları sonuçsuz kalmıştır. Einstein kuantum mekaniğinin bazı sonuçlarına, özellikle belirsizlik ilkesine oldukça şüpheci yaklaşmış fakat bu yaklaşımlar ileride geniş kabul görmüştür. Einstein, Nazilerin nükleer bomba geliştirmesi endişesiyle ABD başkanı Franklin D. Roosevelt'e bir mektup göndermiş, ABD'nin nükleer çalışmalara başlamasını tavsiye etmiştir. Holokost sonrası Yahudilerin kendi ülkelerine sahip olması gerektiği fikrini savunmuş, İsrail'in kuruluşuna destek vermiştir. Çeşitli söyleşilerinde Yahudilik dinine ve diğer kutsal kitaplara inanmadığını belirtmiş, sosyalizme sempati duyan bir makale yayımlamıştır. Bertrand Russell ile birlikte nükleer silahlara karşı bir manifesto da yayımlamıştır. 1999'un sonlarında 100 ileri gelen fizikçiyle gerçekleştirilen milenyum oylamasında Einstein, tüm zamanların en iyi fizikçileri arasında 1. sırayı almıştır."The Scientists:An Epic of Discovery, A. Robinson, Londra, Thames&Hudson; Ltd, 2012. Einstein, hayatı boyunca 300’den fazla bilimsel makale yayımlamıştır, ayrıca 150’den fazla bilim dışı çalışmaları da olmuştur. Başarıları ve eserleri nedeniyle Einstein sözcüğü, “dâhi” ile eş anlamlı olarak kullanılmaya başlanmıştır. === Çocukluğu ve eğitimi === küçükresim|sağ|Einstein üç yaşında, 1882 Albert Einstein 14 Mart 1879’da Almanya’nın Ulm kasabasında dünyaya geldi. 1880 yazında ailesi Münih’e taşındı. Münih’te babası Hermann Einstein ve amcası Jakob bir elektrik şirketi kurdular. Annesi Pauline Einstein yetenekli bir piyanistti. Albert iki buçuk yaşındayken kız kardeşi Maja dünyaya geldi. Okula başlamadan önce konuşma zorlukları yaşıyordu, annesi ve babası kaygılanarak onu doktora götürmüşlerdi. Dört beş yaşlarında hasta bir şekilde yataktayken babası neşelendirmek için ona manyetik bir pusula vermişti. Pusula ibresinin hareketini o yaşta oldukça gizemli bulmuştu ve kendisinde büyük bir merak uyandırmıştı. Hermann ve Pauline Einstein Yahudi kökenli bir çiftti fakat dindar değillerdi. Yapılması gereken dini etkinliklerinden daha çok çocuklarının eğitimini düşünüyorlardı. Einstein beş yaşına geldiğinde onu evlerinin yakınlarında daha iyi eğitim verdiğini düşündükleri bir Katolik Hristiyan ilkokuluna yazdırdılar. Einstein okula başladıktan sonra okuldaki sıkı disiplinden ve ezberci anlayıştan rahatsız olmaya başlamıştı. Ama okul ile hoşnutsuzluğuna rağmen yüksek notlar alıyordu. Birinci sınıfı atlamıştı ve çoğu dönemde sınıfında birinci olmuştu. Einstein'ın annesi Pauline çocuklarının erken yaşta müzik ile tanışmalarını istiyordu. Pauline Albert’ı keman derslerine, kız kardeşi Maja’yı ise piyano derslerine göndermişti. Albert keman derslerine altı yaşında başladı ve on dört yaşına kadar devam etti. Mozart’ın sonatlarını çok beğendi ve onları çalabilmek için tekniğini geliştirmek istedi. Sonunda iyi bir amatör kemancı olmuştu ve Mozart, Beethoven sonatları çalmaktan hoşlanıyordu. Einstein dokuz buçuk yaşındayken Katolik ilkokulundan ayrıldı ve Luitpold Gymnasium’da eğitim görmeye başladı. Gymnasium Antik Yunanca ve Latince’ye büyük önem veriyordu. Müfredatta ayrıca modern diller, coğrafya, edebiyat ve matematik de bulunuyordu. Einstein Latince ve matematikteki keskin mantığı seviyor ve bu derslerde en yüksek notları alıyordu. Gymnasium ilkokuldan çok daha sıkı bir disipline sahipti. Einstein burada otoriter öğretmenler ile sürekli çatışıyordu ve öğretmenleri Einstein’ın bağımsız, isyankar kişiliğinden hiç hoşlanmıyordu. küçükresim|225px|sol|Einstein on üç yaşında, 1893 Einstein’ın ailesi, eski bir Yahudi geleneği olarak yoksul bir öğrenciyi evlerinde yemeğe davet ediyordu. Max Talmud isminde yoksul bir Yahudi üniversite öğrencisi her hafta bir akşam yemeğine katılıyordu. Talmud’un ziyaretleri Einstein on yaşındayken başlamıştı ve beş yıl boyunca sürmüştü. Einstein kendisinden büyük bir üniversite öğrencisi ile konuşmaktan hoşlanıyordu ve Talmud kısa sürede Einstein’ın sıradan bir çocuk olmadığını sezmişti. Birlikte bilim, matematik ve felsefe konuşuyorlardı. Einstein on üç yaşındayken, Talmud Immanuel Kant’ın Saf Aklın Eleştirisi kitabını getirdi. Einstein o yaşta kitabı anlamakta hiç zorlanmamış ve okulunda sürekli Kant hakkında konuşmaya başlamıştı. Talmud, Einstein’a sürekli çeşitli popüler bilim kitapları getiriyordu ve Einstein hepsini büyük bir heves ile inceliyordu. Bir keresinde Talmud, Öklid’in Elemanlar kitabını getirdi. Einstein kitaptaki problemler üzerinde çalışmaya başladı. Yaz bitmeden önce Einstein sadece bütün problemleri çözmek ile kalmamış, ayrıca teoremlere alternatif ispatlar da bulmuştu. Einstein on bir yaşındayken Yahudi geleneği olarak evde din dersleri almaya başlamıştı. Einstein bu dönemde büyük bir dini istek duymaya başladı ve bütün dini gerekleri yerine getirerek dindar olmayan ailesine örnek olmak istiyordu. Şabat günü dinleniyordu, sadece Yahudiler için helal olan gıdaları yiyordu, kendi başına dini şarkılar yazmıştı. Ama Einstein’ın dini isteği uzun sürmedi. Bir yıl içerisinde okuduğu bilimsel kitapların kutsal kitaplar ile çeliştiğini gördü. Sonrasında her çeşit otoriteden kuşku duymaya başladı ve kuşkucu bir tavır geliştirdi. 1891 yazında mühendis amcası Jakob kendisine bir cebir kitabı getirmişti. Einstein o yaz cebir kitabına çalışmaya karar verdi ve amcasından çözmek için problemler istedi. Einstein en zor ve karmaşık problemleri bile çözebiliyordu. O yaz, Einstein Pisagor teoreminin tekrar bir ispatını yaptı. Cebir ve geometriden sonra Einstein kalkülüse yöneldi. On altı yaşına geldiğinde kendi başına diferansiyel ve integral hesaplamaları ile analitik geometriyi öğrenmişti. 1894’te Einstein’ın babası ve amcasının şirketi 14 yılın ardından iflas etti. İki aile birlikte İtalya’ya gitmek ve şanslarını orada denemek istediler. Ailesi Albert’ın Münih’te kalıp okulunu Gymnasium’da bitirmesine karar verdi. Bu sırada Einstein on beş yaşındaydı ve liseyi bitirmesine daha üç yıl vardı. Münih’te tek başına altı ay geçirdikten sonra Einstein bunalıma girdi ve gerginleşmeye başladı. Aile doktorunu ikna ederek sinir sorunları nedeniyle kendisinin ailesinin yanında bulunması gerektiğini belirten bir rapor aldı. Einstein ailesine haber vermeden Gymnasium’dan ayrıldı ve İtalya’daki ailesinin yanına geldi. === İsviçre'deki eğitimi === Einstein, İtalya'ya geldiğinde teknik olarak bir lise terk olsa da, eğitimini yarıda bırakma niyeti yoktu. Ailesine Zürih, İsviçre’deki Federal Politeknik Okulu’na girmek için tek başına ders çalışacağına söz verdi. Politeknik kabul için bir lise diploması istemiyordu. Einstein’ın tek yapması gereken kabul sınavlarını geçmekti. Einstein için İtalya’da yaşam oldukça rahattı. Ders çalışmayı İtalya’yı gezmek ile birleştirdi, pek çok müze ve sanat galerisi gezdi. Einstein, Almanya’nın militarizminden ve sıkı disiplininden hiç hoşlanmıyordu, zorunlu askerlik yapmak da istemiyordu. Babasına Almanya vatandaşlığından çıkmak istediğini ve İsviçre vatandaşı olmak istediğini söyledi. Babası biraz tereddüt ile onayladı ve gerekli kâğıtları imzaladı. 28 Ocak 1896’da Einstein kendisini Almanya vatandaşlığından çıkaran resmi kâğıtları aldı ama 1901 yılına kadar İsviçre vatandaşlığını almadı. Beş yıl boyunca Einstein vatansızdı. Einstein, 1895 Ekiminde Zürih’e gitti ve Politeknik’te kabul sınavına girdi. Sınava girmek için on sekiz yaş üstü olmak gerekiyordu ve on altı yaşında girebilmesi için özel bir izin almıştı. Einstein babasının tavsiyesine uyarak mühendislik bölümüne başvurdu. Kabul sınavında matematik ve fizikte çok üstün dereceler aldı ama diğer bölümlerde başarısız olmuştu. Politeknik’in yöneticisi Einstein’ın potansiyelini görmüştü ve onun bir İsviçre lisesinde diploma alıp tekrar başvurmasını tavsiye etti. Einstein’ın ailesi Politeknik’in önerisini kabul ederek Einstein’ı İsviçre’nin Aarau bölgesinde bir liseye gönderdiler. Bu yıllar belki de Einstein’ın gençliğinin en güzel yıllarıydı. Zürih’ten 30 km uzaklıktaki bir köyde bulunan lise Einstein için idealdi. Saygı duyulan, açık fikirli bir öğretmen olan Jost Winteler tarafından yönetiliyordu. Okulda rahat bir ortam vardı ve öğrencilerin bağımsız düşünmesi teşvik ediliyordu. Bu yaklaşım Einstein’ın kişiliğine uyuyordu. 1896’da Aarau okulunda yüksek notlar ile final sınavlarını geçti. Einstein mezun oldu ve gerekli yaştan altı ay küçük olmasına rağmen Politeknik’e kabul edildi. Einstein ile birlikte yaklaşık bin yeni öğrenci o sene Politeknik’te eğitime başlamıştı. Çoğu öğrenci mühendislik okullarına katılmıştı ama Einstein fiziği tercih etti. Fizik departmanı büyük ve modern bir binadaydı ve çok iyi ekipmana sahipti. Fakülte dünya standartlarındaydı. Adolf Hurwitz ve Hermann Minkowski gibi ünlü matematikçiler, Einstein’ın profesörleri arasındaydı. Einstein’ın o dönemdeki yaşamı tipik bir Avrupalı üniversite öğrencisi hayatıydı. Kafeler ve barlarda uzun saatler harcıyordu. Kahve içerek arkadaşları ile bilim ve felsefe tartışıyordu. Hangi derslere odaklanması gerektiği konusunda seçiciydi. Eğer konuyu ya da profesörü beğenmiyorsa o derslere girmiyordu. Politeknik’te öğrenciler dört sene boyunca sadece iki dönem sonunda sınavlara giriyordu. Bunlar dışında not kaygısı ya da yoklama kaygıları yoktu. Einstein aldığı dersler ile hiçbir alakası olmayan, sadece ilgi duyduğu kitapları çalışıyordu. Politeknik’te profesörlerin her biri araştırmacıydı ve ders kitapları yerine kendi araştırmalarını izliyorlardı. Ders notu hiç tutmayan Einstein, hayat boyu arkadaşı kalacak olan Marcel Grossman’ın titizlik ile tuttuğu ders notları sayesinde sınavları başarılı bir şekilde geçebilmişti. Einstein Politeknik’te ileride eşi olacak olan Mileva Marić ile tanıştı. 1896’da bir dönem eczacılık okuduktan sonra fizik bölümüne geçmişti. Einstein’ın ilk senesinde sınıf arkadaşıydılar ve bu dönemde ikisi arasında romantik bir ilişki başlamıştı. Üniversitedeki son senelerinde evlenmeye karar verdiler. Einstein ve Mileva çoğu zaman birlikte fizik çalışıyor, kitaplar inceliyor ve tartışıyorlardı. Mileva Maric'in Einstein'ın ilerideki makalelerine katkıları olduğu iddia edilmiş olsa da bu iddialara yönelik kanıt bulunamamıştır. Çiftin üçüncü senesinde Einstein, Profesör Heinrich Weber’in elektroteknik laboratuvarı dersini aldı. Derste sadece zorunlu deneyleri değil, kendi tasarladığı deneyleri de yapıyordu. Sadece laboratuvarda kendi çalışmalarını yapmak için başka bazı derslere girmediği oluyordu. Einstein Weber’in fiziğe giriş derslerini beğeniyordu ama daha ileri fizik konularındaki derslerini yetersiz bulmuştu. Weber Maxwell’in elektromanyetik kuramı hakkında hiç konuşmuyordu. Einstein bu dönemde saygısız ve ukala olmaya başlamıştı ve bu tavrının cezasını mezuniyet sonrası çekecekti. Weber Einstein’ın üniversitede akademik bir pozisyona yerleşmesine engel olmuştu. Weber’in elektrik ve manyetizma derslerinden hayal kırıklığına uğrayan Einstein, bu konuları kendi başına çalışmaya karar verdi. Elektromanyetizma konusunda pek çok kitap edindi ve bunları kendi başına çalıştı. Bu dönemde Einstein ayrıca o dönemde oldukça yaygın olan esir fikri hakkında kuşkucu bir şekilde düşünüyordu. 1900 yılında Einstein üniversiteden fizik diploması ile mezun oldu. Üniversitede bir asistanlık pozisyonu bulmak istiyordu, böylece doktorası için araştırma yapabilecekti. Fakat üniversite yıllarında pek çok profesörünü isyankar tavırları ile kızdırmıştı. Profesörleri ayrıca Einstein’ın derslere girmemiş olmasından, kendi istediği konuları çalışmasından hoşlanmamıştı. Profesörler tavsiye mektuplarını yazdıktan sonra Einstein Politeknik’te bir pozisyon bulamadı. Başka üniversitelerde, kendi araştırma makalelerini göndererek pozisyonlar aradı ama hiç olumlu yanıt alamadı. === Bern Patent ofisi === küçükresim|sağ|Soldan sağa: Conrad Habicht, Maurice Solovine ve Einstein birlikte 'Olympia Academy' grubunu kurdular Mezun olduktan sonra Einstein iki yılını sıkıntılı bir şekilde bir öğretmen işi bulmak için harcadı. Eski bir sınıf arkadaşının babası kendisine Bern’de bir patent ofisinde, asistan müfettiş olarak iş buldu. Elektromanyetik cihazlar için patent başvurularını inceledi. Patent ofisinde işinin büyük kısmı elektrik sinyallerinin aktarımı ve elektriksel-mekanik zaman eşgüdümü ile ilgili sorular hakkındaydı. İki teknik soru hakkında yaptığı düşünce deneyleri, Einstein’ın ışığın doğası ile zaman, uzay ve zamanın ilişkisi hakkında kökten sonuçlara varmasını sağlamıştır. Bern’de tanıştığı birkaç arkadaşı ile adını mizahi bir şekilde “The Olympia Academy” koydukları küçük bir tartışma grubu oluşturmuş, bilim ve felsefe hakkında tartışmak için düzenli olarak buluşuyorlardı. Okudukları arasında Henri Poincare, Ernst Mach ve David Hume vardı; bu adlar kendisinin bilimsel ve düşünsel bakış açısını oldukça etkilemişlerdir. 1909'da patent ofisindeki işinden ayrılmış ve Zürih Üniversitesi'nde kuramsal fizik profesörü olmuştur. küçükresim|200px|sağ|Einstein ve eşi Mileva Maric, 1900 === Mileva Maric ile evliliği === Politeknik'ten sınıf arkadaşı Mileva, hamile olduğu için eğitimini yarım bırakmak zorunda kalmış ve 1902’de Novi Sad'a ailesinin yanına giderek bir kız çocuğu dünyaya getirmişti. Lieserl adı verilen kızlarının akıbeti meçhuldür; hastalanarak ölmüş veya evlatlık verilmiş olabilir. Albert Einstein Bern Patent ofisinde çalışmaya başladığı sırada Mileva yanına geldi ve çift evlendi (1903). Bu evlilikten Hans Albert (d. 1905) ve Eduard (d.1909) adlarında iki oğlu dünyaya geldi. Einstein'in 1912’de teyzesinin kızı Elsa Loewenthal ile yaşamaya başladığı ilişki üzerine Mileva ile evliliği bozuldu; 1914’te ayrı yaşamaya başlayan eşinden 1919’da boşandı. === Annus Mirabillis === 1905, Einstein'ın hayatının en verimli yılı olmuştur ve bu yıla "annus mirabillis" (Latince: "mucizevi yıl") denmektedir. Bir yıl içerisinde Annalen der Physik (Fizik Yıllıkları) dergisinde yayımladığı dört makale, modern fizik anlayışında devrim yaratmıştır. Bu makaleler: alt=Upper body shot of man in suit, high white collar and bow tie.|küçükresim|dikey|180px|Einstein Solvay Konferansında, 1911 Yayın Tarihi Almanca Türkçe Konu Önemi 9 Haziran Über Einen die Erzeugung und Verwandlung des Lichtes betreffenden heuristischen Gesichtspunkt Işığın Oluşumu ve Dönüşümü Üzerine Bir Görüş Fotoelektrik etki Planck'ın "Kara Cisim Işıması" çıkmazına çözüm olarak önerdiği, radyasyonun kuantalardan oluştuğu tezinin ışık için de geçerli olduğunu önerdi ve böylece kuantum kuramının temellerinin atılmasına önemli bir katkı sağladı. 17 Temmuz Über die von der molekularkinetichen Theorie der Wärme geoforderte Bewegung von ruhenden Flüssigkeiten suspendierten Teilchen Durağan Bir Sıvı İçindeki Asıltı Parçacıklarının Moleküler Kinetik Kuramı Çerçevesindeki Hareketleri Üzerine Brown hareketi Atomların varlığına bir kanıt sundu ve istatistik fizik alanına destek sağladı. 26 Eylül Zur Elektrodynamik bewegter Körper Hareketli Cisimlerin Elektrodinamiği Özel görelilik Maxwell'in elektromanyetik denklemleri ile mekanik yasalarını bağdaştırdı, ışık hızının her referansa göre sabit olduğunu önerdi, esirin varlığını reddetti. 21 Kasım Ist die Trägheit eines Körpers von seinem Energieinhalt abhängig? Bir Cismin Eylemsizliği Enerji İçeriğine Bağlı mıdır? Kütle-enerji eşitliği Kütle enerji eşitliği adlı ünlü formülünü ortaya koydu. === Akademik kariyeri === 1908’de artık oldukça tanınmış, büyük bir bilim insanı olarak tanınıyordu ve Bern Üniversitesine öğretim üyesi olarak atanmıştı. Sonraki sene patent ofisindeki işinden ve öğretim üyeliğinden ayrıldı ve Zürih Üniversitesinde fizik doçentliğine başladı. 1911 yılında Prag’da Karl-Ferdinand Üniversitesinde (günümüzde Prag Üniversitesi) profesörlük unvanı aldı. 1914 yılında Almanya’ya döndü, Kaiser Willhelm Fizik Enstitüsü'nde yönetici, Berlin Humboldt Üniversitesinde profesör oldu. Bu işlerindeki sözleşmelerinde öğretmenlik görevlerini oldukça azaltan maddeler vardı. Prusya Bilim Akademisinin bir üyesi olmuştur. 1916 yılında Einstein Deutsche Physikalische Gesellschaft (Alman Fizik Derneği)'ın başkanı olmuştur (1916-1918). 1911 yılında, yeni genel görelilik kuramına göre, başka bir yıldızın ışığının güneş tarafından kırılacağını hesaplamıştır. Bu tahmini sonradan Arthur Stanley Eddington’un 1919’daki güneş tutulması gözleminde doğrulanmıştır. Bu olayın uluslararası basında haberleşmesi, Einstein’ı dünyaca ünlü yapmıştır. 1921 yılında Einstein Nobel Fizik Ödülü’ne layık görülmüştür. O dönemde görelilik hala tartışmalı görüldüğü için, ödül fotoelektrik etkisini açıklaması nedeniyle verilmiştir. 1925 yılında da Royal Society tarafından Copley Medal almıştır. 200px|küçükresim|İkinci eşi Elsa Einstein ile === Elsa Einstein ile evliliği === Mileva Maric ile evliliği sırasında kuzeni Elsa ile bir aşk ilişkisi yaşayan Einstein, 1919'da Mileva'dan boşandıktan birkaç ay sonra onunla evlendi. Çiftin çocukları olmadı ama Einstein Elsa'nın önceki evliliğinden olma Ilse ve Margot adlı iki kızını kendi kızları olarak benimsedi. Aile, ABD'ye göçene kadar Berlin'de yaşadı; yazları ise Potsdam yakınındaki yazlıklarında geçirdi. === Amerikan vatandaşlığı ve Princeton, New Jersey === Einstein, Nisan 1933’te Amerikan üniversitelerini ziyaret ederken, Alman hükûmetinin Yahudileri üniversitelerde öğretmenlik dahil bütün resmi konumlardan men ettiğini öğrendi. Bir ay sonra Naziler kitap yakma kampanyalarına başladı ve Einstein’ın eserleri de yakılanlar arasındaydı. Einstein bu gezisinde Almanya'ya bir daha geri dönmeyeceğini söyledi. Mart 1933’te Avrupa’ya döndüğünde birkaç ay Belçika’da kaldı, sonrasında geçici olarak İngiltere’ye geçti. Aynı yıl ABD’ye göç etmeye karar verdi. Princeton, New Jersey’de, Institute for Advanced Study’de görev aldı ve 1955’te ölümüne kadar burada kaldı. Burada kendisi bir birleşik alan kuramı geliştirmeye ve kuantum fiziğinin kabul edilmiş yorumlarını çürütmeye çalıştı. Bu iki girişimi de başarısız oldu. ==== Manhattan Projesi ==== küçükresim|sağ|Einstein Amerikan vatandaşlığını kabul ederken, 1940 1939 yılında, fizikçi Leo Szilard dahil bir grup Macar bilim insanı Nazilerin atom bombası araştırmaları konusunda Washington’u uyardı. Grubun uyarısı ciddiye alınmadı. 1939 yazında, Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı başlamadan birkaç ay önce, Einstein prestijini kullanarak Leo Szilard ile birlikte, Başkan Roosevelt’e, Nazi Almanya’sının atom bombası tehlikesine karşı uyarı mektubu gönderdi. Aynı mektupta Amerikan hükûmetinin uranyum araştırmaları ve zincir reaksiyonları ile ilgili araştırma yapması tavsiye ediliyordu. Einstein ve diğer mülteci arkadaşları “Alman bilim adamlarının atom bombası yarışını kazanabileceği ve Hitler'in bu silahı kullanmak için oldukça istekli olacağı” konusunda uyarıyordu. Mektubun ABD hükûmetinin savaş öncesi nükleer silahlar hakkında yoğun araştırma yapmasının önemli bir tetikleyicisi olduğu düşünülmektedir. Başkan Roosevelt, Hitler'in önce atom bombasına sahip olması riskini üstlenemezdi. Einstein’ın mektubu ve buluşmaları sonucu ABD bombayı geliştirme yarışına girdi. Savaş sırasında ABD bombayı geliştirebilen tek ülke oldu. 1954 yılında, ölümünden bir yıl önce, bu konuda arkadaşı Linus Pauling’e şunları söylemiştir. “Hayatımda tek bir büyük hata yaptım. Başkan Roosevelt’e atom bombası tavsiyesini yapmak. Ama yine de bir nedeni vardı. Almanların daha önce yapması tehlikesi”. === Ölümü ve beyninin çalınması === 18 Nisan 1955’te, Albert Einstein iç kanama geçirdi. İsrail’in kuruluşunun yedinci yıl dönümü nedeniyle bir televizyon konuşmasının taslağını hazırlıyordu ama bu çalışmasını bitiremeden hayatını kaybetti. Einstein ameliyatı şu sözlerle reddetti, “İstediğim zaman gitmek istiyorum. Hayatı yapay bir şekilde uzatmak tatsız. Ben payımı kullandım, şimdi gitme zamanı ve bunu zarif bir şekilde yapmak istiyorum”. 76 yaşında, Princeton Hastanesi’nde gece saat 01.55'te yaşamını yitirdi. Otopsisi sırasında Princeton Hastanesi patolojisti Thomas Stoltz Harvey o gece nöbetteydi ve Einstein'ın ölüm nedenini belirlemesi gerekiyordu. Beyni kafatasından çıkardıktan sonra kendi kendine "Bu dünyamız hakkında her şeyi değiştiren beyindir" demiştir. Einstein öldükten sonra vücudunun putlaştırılarak tapılmasını istemiyordu. Fikirlerine ve bilime olan katkısına odaklanması gerektiğine inanıyordu. Bunun için ailesi tarafından öldükten sonra yakılması fikri ortaya atıldı. Harvey bedeni yakılması için hazırladı. Beyni ise kendi sefer tasına koydu ve evine götürdü. Böylece Einstein'ın beyni çalınmış oldu. Beyni çalınan Einstein'ın ailesi şoktaydı. Hükûmet yetkileri ve Harvey'in meslektaşları ise çileden çıkmıştı. Herkes beynin iade edilmesini istiyordu ancak Harvey bunu kabul etmedi. Bu nedenle de işinden oldu. Ancak Harvey beyni bilimsel araştırmalarda kullanılacağına yemin edince, ailesi bu isteğinden vazgeçti. Daha sonra Einstein’ın kalıntıları ailesi tarafından yaktırıldı ve külleri bilinmeyen bir yere serpildi. Beyni ise Harvey tarafından 1985 yılına kadar hayatının anlamı oldu ve bu yılda beynin bir kısmını o yıllarda beyinle uğraşan bir uzmana gönderdi. Gönderdiği uzman tarafından bulunanlar ise basında bir sansasyona neden oldu. Çalışmalar Einstein'ın beyninde bulunan ve beyin nöronlarını besleyen glial hücrelere odaklanmıştı. Einstein'ın beyninde normal bir insana nazaran daha fazla glial hücre bulunuyordu. Fakat bu konuda bilim adamları farklı fikirler ortaya attılar. Einstein'ın beyni 53 yıl sonunda çalındığı Princeton Hastanesi’ne geri döndü. Harvey bundan 3 yıl sonra hayatını yitirdi. == Bilimsel çalışmaları == === Özel görelilik kuramı === 19\. yüzyılın sonlarında Michelson-Morley deneyi, ses ve başka dalga olaylarının tersine, ışık hızının referans sistemine göreceli olmadığını göstermişti. O dönemde sesin hava aracılığıyla yayıldığı gibi ışığın da esir denen gizemli bir ortamda yayıldığı düşünülüyordu. Einstein, ışık hızının sabit olduğunu ve ışığın yayılması için esir ortamının gerek olmadığını ve mekan zaman ve hareketin izafi olaylar olduğunu düşündü. Çalışmalarının sonucuna varırken iki ilkeyi varsaydı: görelilik ilkesi sabit hızla hareket eden bütün gözlemciler için geçerlidir ve ışığın hızı bütün gözlemciler için c'dir. Einstein'ın kuramı ile sabit hızla hareket eden iki gözlemcinin matematik hesap ile aynı olayın gözlemcilere göre yer ve zamanı belirlenebiliyor. Bu kuram, Newton'un her yerde aynı işleyen, herkes için aynı "mutlak zaman" fikrini yıkıyordu. E=mc² düşüncesinin kökeni bu kuramdır. === Genel görelilik kuramı === Özel görelilik kuramı düzgün, doğrusal ve ivmesiz hareket eden sistemlerle sınırlıydı. Genel görelilik kuramı ise birbirine göre ivmeli hareket eden sistemleri de kapsıyordu. Birinci kuram, kapsamı daha geniş olan ikinci kuramın özel bir hali sayılabilir. Genel görelilik, gravitasyon kavramına yeni bir bakış açısı getirdi. Klasik mekanikte gravitasyon, kütlesel nesneler arasında çekim gücü olarak algılanıyordu. Örneğin dünyayı yörüngede tutan, kütlesi daha büyük Güneş'in çekim gücüydü. Genel görelilik kuramına göre ise gezegenleri yörüngelerinde tutan, yörüngenin yer aldığı uzay kesiminin Güneş'in kütlesel etkisinde kavisli bir yapı oluşturmasıdır. Genel kuram ayrıca gravitasyon ile eylemsizlik ilkesini "gravitasyon alanı" adı altında birleştirdi. === Kütle-enerji eşitliği === Albert Einstein, enerjinin ışık hızının karesiyle maddenin kütlesinin çarpımına eşit olduğunu bularak kendisine kadar süregelen bir yargıyı yıkarak bilim dünyasında yeni bir çığır açmıştır. Ondan öncesinde kütle ile enerji arasında bir bağlantı kurulmamıştır ve ayrı olgular oldukları varsayılmıştır. 19. yüzyılda kimyagerlerin hassas aygıtları olmadığı için kimsenin dönüşüm sonrası kütle kaybından haberleri yoktu. Basit tepkimeler sonrası oluşan kütle kaybı fark edilememişti. Einstein ise bütün bilinenleri yıkarak çağdaş bilimin temel taşlarını atmıştır. Ona göre her şey enerjidir, yani maddeler de çok yoğun enerjilerdir. Kimyasal reaksiyonlar sonrası küçük de olsa kütlenin bir kısmı enerjiye dönüşmektedir. Bu durumu açıklamak için eşitliğin az farklı formülasyonu E=mc² ilk defa Albert Einstein tarafından 1905'te ünlü makalelerinde yayımlanmıştır. Aynı yıl önermiş olduğu özel görelilik kuramının bir sonucu olarak türetmiştir. === Fotoelektrik etki === Einstein öncesinde ışık, kimi bilim adamları tarafından tanecikler akımı, kimileri tarafından da dalga devinimi olarak nitelendirilmişti. 19\. yüzyılın başlarında Young’la başlayan, Fresnel ve daha sonra Faraday ve Maxwell’in çalışmalarıyla pekişen deneyler dalga kuramına belirgin bir üstünlük sağlamıştı. Einstein’ın fotoelektrik çalışması, bu gelişmeyi tersine çevirmiş, hem de Planck’ın 1900’de ortaya sürdüğü kuantum teorisini de çarpıcı bir biçimde doğrulamıştır. Üzerine ışık düşen bazı maddeler elektron salıyorlardı. Parlak ışıklar daha fazla elektron salıyor fakat enerjileri artmıyordu. Sarı ve kırmızı ışıklar pek az elektron salıyorlardı. Klasik fizik bu durumu dalga kuramı ile açıklayamıyordu. Einstein bu soruna Planck kuramını uyguladı. Sonradan foton adı verilen belirli enerjili bir kuanta, maddenin atomu tarafından soğrulmakta, böylece belirli enerjide bir elektron atomdan alınmaktadır. Einstein bu çalışması sayesinde 1921 yılında Fizik Nobel Ödülünü kazanmıştır. === Brown hareketi ve istatistiksel fizik === 1850’lerde İngiliz botanikçisi Robert Brown, mikroskoplarla polenleri incelerken, taneciklerin su içinde rastgele sıçramalarla devinim içinde olduğunu gözlemledi; fakat bu gözlem 1905'e dek açıklamasız kaldı. Molekül kavramı yeni değildi; ancak en güçlü mikroskop altında bile görülemeyecek kadar küçük olan moleküllerin varlığı, ilk kez bu açıklamayla kanıtlanmış oldu. Brown'a göre asıltının içinde bulunduğu su, Maxwell ve Boltzman kinetik kuramı çerçevesinde hareket eden moleküllerden oluşuyorsa asıltı parçacıklar gözlendiği gibi titreşirler. Su içindeki bütün cisimler her yönden ve sürekli olarak moleküllerle itilirler. Einstein hareket ile molekül büyüklüğü arasındaki matematik ilişkiyi saptamış ve böylece molekül ve atomların büyüklüğünü hesaplamak mümkün olmuştu. Bu açıklamadan üç yıl sonra Perrin, Brown hareketi üzerinde deneyler yaparak Einstein’ın hesaplarını doğruladı. === Bose-Einstein istatistiği === Einstein ve Hint fizikçi Nath Bose, 1925'te yoğun bir gaz kütlesinin mutlak sıfır sıcaklığına düşürüldüğünde, atomlar kendi özelliklerini kaybedecek, bir bütün halinde dev bir tek atoma dönüşecekleri sonucuna vardılar. Bose’un fotonlar için kullandığı metotları ayırt edilemez parçacıklar için genelleştiren Einstein, yaptığı çalışmalarda etkileşmeyen parçacıklardan oluşan bozon gazının tek bir kuantum durumuna yoğuşabileceğini göstermiştir. === Kuantum fiziği ve belirsizlik ilkesi === 1930 yılında belirlenemezlik ilkesinin zaman ve enerjinin aynı anda ve doğru olarak saptanamayacağı anlamına geldiğini fakat bunun bir deney ile geçersizliğinin gösterilebileceğini açıklıyordu. Bunu dinleyen Bohr, uykusuz bir geceden sonra Einstein’ın düşünüşündeki hataları bularak “belirlenemezlik ilkesinin” yaygın olarak kabulünü sağlıyordu. ==== Niels Bohr ile tartışmaları ==== Fotoelektrik olayını açıklayan Einstein kuantum kuramının gelişimine büyük katkıda bulunmuştu ama kuramın geliştiği yönden hiç memnun değildi. Heisenberg’in belirlenemezlik ilkesini kabul etmiyor, Tanrı zar atmaz diyordu. Niels Bohr da kuantum kuramının gelişmesinde önemli rol oynamış fizikçilerden birisiydi ve Einstein'ın bu fikirlerine katılmıyordu. Einstein ve Bohr arasında birbirine saygılı bir biçimde, dostça bir tartışma sürdü. Einstein çeşitli düşünce deneyleri ile kuantum kuramının belirlenemezlik ilkesini çürütmeye çalışıyordu fakat Bohr bu eleştirilere tutarlı cevaplar vererek Einstein'ı ve dünyayı ikna ediyordu. Einstein sonradan belirsizlik ilkesini çürütmeye çalışmaktan vazgeçmiş ve kuantum mekaniğinin fiziksel gerçekliği anlatmakta yetersizliği fikrini savunmaya başlamıştır. 1927 yılında Solvay Konferansında Einstein ile Bohr arasında geçen o sıcak tartışmaların özünde temel kuram ve yasalar bulma saplantısı, yani son bilgi saplantısı yatıyordu. Bu çaba mutlak olanı bulma çabasıydı. === Kozmoloji === Einstein evrenin sabit olduğunu düşünüyordu ve parametreler arasındaki çelişkiyi çözmek için kuramına kozmolojik sabit eklemişti. Einstein sonradan belirsizlik ilkesini çürütmeye çalışmaktan vazgeçmiş ve kuantum mekaniğinin fiziksel gerçekliği anlatmakta yetersizliği fikrini savunmaya başlamıştır. Sonrasında evrenin sürekli genişlediği anlaşılınca Einstein bu sabiti "en büyük hatam" olarak nitelemiş ve denklemlerinden çıkarmıştır. === Birleşik alan kuramı === Einstein, Princeton'da fizik çalışmalarını sürdürürken, genel göreliliği elektromanyetik kuramına bağlayan bir birleşik alan kuramı üzerinde çalışmış ama başarılı olamamıştır. == Görüşleri == === Politik görüşleri === Einstein Almanya'da doğmuş bir Yahudi olarak Nazilerin yükselişi, iktidarı ve Holokost döneminde yaşamıştı. Bu nedenle ABD'ye göç etmiş ve büyük bir Nazi karşıtı görüş geliştirmiştir. Bilim adamlarına Nazi baskısının artması üzerine 1933 yılında Atatürk'e mektupAtatürk'e mektup yazarak Türkiye'ye kabul edilmelerini istemiştir; bunun sonucunda gelen yüzlerce Yahudi bilim insanı Türk üniversitelerine büyük katkı sağlamıştır. Yine ABD başkanına mektup yazarak ABD'nin Almanya'dan önce nükleer silah geliştirmesi gerektiği tavsiyesinde bulunmuştur. Yahudilerin kendi ülkelerine sahip olması gerektiğine inanmış ve İsrail'in kuruluşunu desteklemiştir. Ama bu devletin sınırları ve bir ordusu olmasına karşı çıkmış ve Araplar ile birlikte iki uluslu bir ülke olması gerektiğini savunmuştur. Einstein, sosyalizm hakkında övgü dolu sözler söylemiş ve bütün dünyanın tek bir hükûmet altında toplanması fikrini ifade etmiştir. Soğuk Savaş'ın başlaması ile ABD'deki anti-komünist politikalarını ifade özgürlüğünü kısıtlayacak derecede olmaları nedeniyle eleştirmiştir. Kendisi ayrıca Bertrand Russell ile birlikte bir anti-nükleer manifesto yayımlamıştır. Niçin Sosyalizm yazısında kapitalizmi şu şekilde eleştirmiş ve sosyalizmi savunmuştur. === Dini görüşleri === Einstein çeşitli röportajlarında ve mektuplarında hiçbir dine inanmadığını ve bütün dinleri çocukça batıl inançlar olarak gördüğünü söylemiştir.Gilmore, Michael R. (1997). "Einstein's God: Just What Did Einstein Believe About God?" Skeptic 5 (2): 64. Fakat kendisini bir ateist ya da panteist olarak tanımlamayıp değişik zaman dilimlerinde agnostik veya deist görüşler belirtmiştir. Katı bir determinizme inanan Einstein, evrenin yasalarını anlamayı bir tür dini duyguya benzetmiştir. Ancak kendisinin dini fikirleri konusunda tartışmalar hâlen devam etmektedir. Kendisi bir kitabında dini şu şekilde tanımlamıştır: Albert Einstein, kendi Tanrı görüşünü de şu şekilde dile getirmiştir: 50\. yaş gününde, George Sylvester Viereck'e verdiği bir röportajda Tanrı ve din ile ilgili fikirlerini şu şekilde özetlemiştir: == Popüler kültürde Einstein == Albert Einstein, pek çok popüler kültür ürünü için konu veya bir ilham kaynağı olmuştur. Einstein'ın 72. yaş gününde, UPI fotoğrafçısı Arthurr Sasse kendisini kameraya karşı gülümsetmeye çalışıyordu. Einstein o gün defalarca kameralara gülümsedikten sonra bu sefer dilini çıkardı. Bu fotoğraf Einstein'ın en ünlü fotoğraflarından biri olmuştur. 19 Haziran 2009'da orijinal fotoğraf bir açık arttırmada 74,324 dolara satılmış ve Einstein'ın en pahalı fotoğrafı olmuştur. 1999'da, Einstein'ın ileri gelen fizikçiler tarafından tarihin en büyük fizikçisi seçilmesinin de etkisiyle, Einstein kelimesi, dahileri tanımlamak için kullanılan bir kelimeye de dönüşmüştür. Einstein ayrıca kurgu eserlerde çılgın bilim insanı tipleri için de bir model olmuştur. Aşırı ifadeli suratı ve farklı saç modeli çoğunlukla taklit edilmiş ve abartılmıştır. Time Dergisinin yazarı Frederic Golden'a göre Einstein "bir çizgi romancının gerçeğe dönüşmüş hayaliydi". 31 Aralık 1999'daki ayrı bir sayıda Time, Albert Einstein'ı "Yüzyılın Kişisi" olarak seçmiştir. == Eserleri == Bu liste tam bir liste değildir ve göreceli olarak önemli eserlerini içermektedir. === Kitapları === * Görelilik; Özel ve Genel Kuram: Popüler Bir Yorum, 1920. * Görelilik’in Anlamı, 1921. * Tek Atomlu Đdeal Gazların Kuantum Kuramı, 1924. * Brown Hareketi Kuramı Üzerine Araştırmalar, 1926. * Siyonizm Hakkında, 1930. * Niçin Savaş, 1933. * Gördüğüm Kadarıyla Dünya, Denemeler, 1934. * Felsefem, 1934. * Fiziğin Evrimi, Leopold Infield ile birlikte, 1938. * Otobiyografik Notlar, Denemeler, 1949. * Denemeler, 1950. === Makaleleri === * Über Einen die Erzeugung und Verwandlung des Lichtes betreffenden heuristischen Gesichtspunkt (Işığın Oluşumu ve Dönüşümü Üzerine Bir Görüş), 1905. * Über die von der molekularkinetichen Theorie der Wärme geoforderte Bewegung von ruhenden Flüssigkeiten suspendierten Teilchen (Durağan Bir Sıvı İçindeki Asıltı Parçacıklarının Moleküler Kinetik Kuramı Çerçevesindeki Hareketleri Üzerine), 1905. * Zur Elektrodynamik bewegter Körper (Hareketli Cisimlerin Elektrodinamiği), 1905. * Ist die Trägheit eines Körpers von seinem Energieinhalt abhängig? (Bir Cismin Eylemsizliği Enerji içeriğine Bağlı mıdır?), 1905. * Zur Theorie der Brownischen Bewegung (Brown Hareketi Kuramı Üzerine), 1906. * Zur Theorie der Lichterzeugung und Lichtabsorption (Işığın Salınımı ve Soğurumu Kuramı Üzerine), 1906. * Plancksche Theorie der Strahlung und die Theorie der Spezifischen Wärme (Işınımın Planck Kuramı ve Özgül Isı Kuramı), 1907. * Entwurf einer verallegemeinerten Relativitätstheorie und einer Theorie der Gravitation (Bir Kütle Çekimi Kuramı ve Genelleştirilmiş Görelilik Kuramına Bir Gönderme), 1913. * Die Grundlagen der allgemeinen Relativitätstheorie (Genel Görelilik Kuramı'nın Temelleri), 1916. * Quantentheorie der Strahlung. (Kuantum Kuramı), 1917 == Ayrıca bakınız == * Isaac Newton * Niels Bohr * Max Planck * Einstein alan denklemleri * Russell- Einstein Manifestosu * Einstein Evreninde Zaman Yolculuğu: Zamanda Yolculuk Olasılığı * Bohr-Einstein tartışmaları == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * Resimleri Time dergisi * Princeton Üniversitesi Yayınları * Einstein Genius page * Einstein'ın bilimsel ve kişisel yazıları (İngilizce) Kategori:Albert Einstein Kategori:1879 doğumlular Kategori:1955 yılında ölenler Kategori:Alman mucitler Kategori:Alman vejetaryenler Kategori:Alman Nobel Ödülü sahipleri Kategori:Alman kozmologlar Kategori:Alman agnostikler Kategori:Amerikalı agnostikler Kategori:Amerikalı mucitler Kategori:Amerikalı vejetaryenler Kategori:Amerikalı sosyalistler Kategori:Almanya Yahudisi asıllı Amerikalılar Kategori:Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlığına kabul edilenler Kategori:İsviçreli agnostikler Kategori:İsviçreli mucitler Kategori:İsviçreli fizikçiler Kategori:İsviçreli Nobel Ödülü sahipleri Kategori:ETH Zürih'te öğrenim görenler Kategori:ETH Zürih öğretim üyeleri Kategori:Yahudi agnostikler Kategori:Yahudi filozoflar Kategori:Amerikalı Yahudi bilim insanları Kategori:Amerikalı teorik fizikçiler Kategori:Vatansızlar Kategori:Zürih Üniversitesi öğretim üyeleri Kategori:Amerikan Felsefe Topluluğu üyeleri Kategori:Amerikalı Siyonistler Kategori:Amerikalı pasifistler Kategori:Amerikalı bilim yazarları Kategori:Anti-milliyetçiler Kategori:Prag Üniversitesi öğretim üyeleri Kategori:Rusya Bilimler Akademisi'nin muhabir üyeleri (1917-1925) Kategori:Alman sosyalistler Kategori:SSCB Bilimler Akademisi'nin şeref üyeleri Kategori:Institute for Advanced Study öğretim üyeleri Kategori:Yahudi mucitler Kategori:Yahudi fizikçiler Kategori:Yahudi sosyalistler Kategori:Leiden Üniversitesi öğretim üyeleri Kategori:Bilim felsefecileri Kategori:İsviçre Yahudileri Kategori:Anevrizmadan ölenler Kategori:İsviçre'deki Alman göçmenler Kategori:Yahudi mühendisler Kategori:Görelilik teorisyenleri Kategori:Amerika Birleşik Devletleri'ndeki İsviçreli göçmenler Kategori:Max Planck Madalyası sahipleri Kategori:Ulm doğumlular Kategori:Amerikalı Yahudi yazarlar Kategori:Amerikalı Nobel Ödülü sahipleri Kategori:Amerikalı hümanistler Kategori:Alman hümanistler Kategori:Kraliyet Hollanda Bilimler Akademisi üyeleri Kategori:Ulusal Bilimler Akademisi üyeleri Kategori:Avusturya vatandaşlığına kabul edilenler Kategori:İsviçre vatandaşlığına kabul edilenler Kategori:Panteistler Kategori:Amerikalı kuantum fizikçileri Kategori:Zürih Üniversitesinde öğrenim görenler Kategori:19. yüzyıl Alman bilim insanları Kategori:19. yüzyıl Alman fizikçileri Kategori:20. yüzyıl Alman bilim insanları Kategori:20. yüzyıl Alman fizikçileri Kategori:20. yüzyıl Alman yazarları Kategori:19. yüzyıl Amerikalı bilim insanları Kategori:19. yüzyıl Amerikalı filozofları Kategori:19. yüzyıl Amerikalı mühendisleri Kategori:20. yüzyıl Amerikalı bilim insanları Kategori:20. yüzyıl Amerikalı filozofları Kategori:20. yüzyıl Amerikalı mühendisleri Kategori:20. yüzyıl Amerikalı yazarları Kategori:Matteucci Madalyası sahipleri
1,519
Kategori teorisi ya da Ulam kuramı, matematiksel yapılar ve bunlar arasındaki ilişkilerle soyut olarak ilgilenen bir matematik kuramıdır. Yarı mizahi "soyut anlamsızlık" olarak da bilinir. == Tarihi == Bir kategori birbirileriyle ilişkili matematiksel nesneler sınıfının (örneğin grupların) özünü yakalamaya çalışır. Geleneksel olarak yapıldığı gibi tekil nesneler (gruplar) üzerine yoğunlaşmak yerine, bu nesneler arasındaki yapı muhafaza edici gönderimler (yani morfizmler) üzerine yoğunlaşır. Gruplar örneğinde bu gönderimler grup homomorfizmleridir. Bu şekilde farklı kategorileri funktorlar aracılığıyla ilişkilendirmek mümkündür. Funktorlar, bir kategorinin her nesnesini diğer kategorinin bir nesnesiyle ve bir kategorideki morfizmi diğerindeki bir morfizme ilişkilendiren fonksiyonların bir genelleştirmesidir. Sıkça topolojik uzayın temel grubu gibi "doğal yapılar" funktorlar şeklinde ifade edilebilir. Bunun ötesinde, bu tip yapılar "doğal bir bağıntıya" sahiptir ve bir funktoru diğerine ilişkilendirme yolu olan doğal transformasyon konseptine olanak tanır. Kategoriler, funktorlar ve doğal transformasyonlar Samuel Eilenberg ve Saunders MacLane tarafından 1945 yılında ortaya atılmıştır. Başlangıçta bu nosyonlar, topolojide, özellikle cebirsel topolojide, geometrik ve sezgisel bir kavram olan homolojiden aksiyomatik bir yaklaşım olan homoloji teorisine geçişte önemli bir bölümdür. Başkalarının yanı sıra Ulam tarafından (ya da kendisine atfen), benzer düşüncelerin 1930'ların sonunda Polonya okulunda ortaya çıktığı iddia edilmiştir. Eilenberg/MacLane, kendi ifadelerine göre, bu kuramı geliştirirken doğal transformasyonları anlama çabasındaydılar. Bunu yapabilmek için funktorlar tanımlamak, funktorları tanımlamak için ise kategoriler tanımlamak gerekiyordu. Günümüzde bu kuram, matematiğin tüm alanlarında uygulanmaktadır. ==Kategoriler, nesneler, ve morfizmler== ===Kategoriler=== Bir kategori C aşağıdaki üç matematiksel durumu oluşturur: * Bir sınıf ob(C), böyle ögelere nesneler denir; * Bir sınıf hom(C), böyle ögelere biçimler veya göndermeler veya oklar denir. Her biçim f bir kaynak nesne a ve hedef nesne b var. ifadesi, sözlü olarak ifadesi "f a'dan b'ye bir biçimdir". ifadesi — alternatif ifade olarak , , veya — a dan bye tüm biçimlerin hom- sınıf ifadesidir. * Bir ikili işlem ∘, biçimlerin kompozisyonu denir, böylece a, b ve c herhangi üç nesne için, elimizde var. nin kompozisyonu ve veya gf olarak yazılır,Some authors compose in the opposite order, writing fg yazılır veya için .Kategori teorisi kullanılarak bilgisayar bilimcileri çok sık yazmak için aksiyom ile yönetilir: ** Birleşimlilik: Eğer , ve ise , ve ** Özdeşlik: x nesnesi için, burada bir morfizm var. x için özdeş morfizm denir, böylece her morfizm için, elimizde var. ::aksiyomlardan,buna burada her nesne için tam bir özdeş morfizm sağlanabilir. Bazı yazarlar sadece kendi özdeş morfizmalarını tanımlayarak verilen tanımından sapabilir. ===Morfizmler=== morfizmler boyunca ilişkiler ( gibi) değişmeli diyagramlar, ile "noktalar" (köşeler) gösterimsel nesneler ve "oklar" gösterimsel biçimler sık sık kullanılarak gösterilmiştir. Morfizmler için aşağıdaki özelliklerin herhangisi olabilir. Bir morfizm bir: * monomorfizm (veya monik) eğer vurgusu tüm morfizmler için. * epimorfizm (veya epik) eğer vurgusu tüm morfizmler için. * bimorfizm eğer f hem epik ve hem de moniktir. * izomorfizm eğer burada bir morfizm var böylece .Note that a morphism that is both epic and monic is not necessarily an isomorphism! An elementary counterexample: in the category consisting of two objects A ve B, özdeş biçimler, ve from A dan Bye bir tek morfizm f, f is both epic and monic but is not bir isomorphism. * endomorfizm eğer . ise end(a) anın endomorfizminin sınıfını ifade eder. * otomorfizm eğer f hem bir endomorfizm ve hem de bir izomorfizmdir. aut(a) anın otomorfizmlerinin sınıfını ifade eder. * çekilme eğer fnin bir sağ tersi var, yani eğer burada bir morfizm ile varsa. * kesit eğer f in bir sol tersi var, yani eğer burada bir morfizm ile varsa . Her çekilme bir epimorfizmdir ve her kesit bir monomorfizmdir.Dahası, aşağıdaki üç durumun eşdeğeridir: * f bir monomorfizm ve bir çekilmedir; * f bir epimorfizm ve bir kesittir; * f bir izomorfizmdir. == Kaynakça == * William Lawvere and Steve Schanuel: Conceptual Mathematics: A First Introduction to Categories, Cambridge University Press, Cambridge, 1997. * Saunders Mac Lane: Categories for the Working Mathematician, 2nd edition. Graduate Texts in Mathematics 5, Springer 1998 * Francis Borceux: Handbook of Categorical Algebra, volumes 50-52 of Encyclopedia of Mathematics and its Applications. Cambridge University Press, 1994. == Dış bağlantılar == * Alexandre Stefanov'un serbest çevrimiçi matematik kaynakları listesinin Kategori Teorisi bölümü. == Kaynakça == *
1,887
Biçimsel dil kuramı, teorik bilişimin temel dallarından biridir. Bir biçimsel dil, abece denilen belli bir küme Σ üzerinde kurulan dizilerden oluşur. Biçimsel dilleri tanımlamak için ifadeler, gramerler ya da tanımlanan dile ait olan dizileri kabul eden otomatlar kullanılır. Bunun yüzünden otomat kuramı ile ilişkisi çok önemlidir. Biçimsel diller, Chomsky sınıflandırmasına göre 4 sınıfa ayırılır: * Tip 3 Düzenli diller * Tip 2 Bağlamdan bağımsız diller * Tip 1 Bağlama duyarlı diller * Tip 0 Özyinelemeli sayılabilir diller Her sınıf, daha küçük sayılı sınıfların bir alt kümesidir. Tip 0 en genel sınıftır, Turing makine ve bilgisayar programıyla sayılanan her dilli kapsar. Bu sınıflandırma (hiyerarşi), dillerin dizilerini türeten gramer ya da kabul eden makinaların hesaplama gücüne göre yapılmıştır. == Uygulama == Teorik bilişim bilimi bakımından önemli olan bu madde pratikte programlama dilleri kullanarak bilgisayar programları üretilmesini sağlayan derleyici ve yorumlayıcı yazılımlarının hazırlanmasında önemli bir rol oynar. Biçimsel dil kuramı, sıfırdan bir programlama dili geliştirmek isteyen bir bilgisayar programcısının ilk öğrenmesi gereken konulardan biridir. Mesela alttaki Tip 2 grameri Java, C, C++ dillerinde kullanılan kayan nokta (İngilizce: floating point) sayılarından oluşan biçimsel dili tanımlar; bu dil 3.1415 ya da 1.40239846e-45f gibi sayıların yazılış şekillerini gösterir. FloatingPointLiteral: Digits . [Digits] [ExponentPart] [FloatTypeSuffix] . Digits [ExponentPart] [FloatTypeSuffix] Digits ExponentPart [FloatTypeSuffix] Digits [ExponentPart] FloatTypeSuffix Digits: Digit Digits Digit Digit: 0 | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 ExponentPart: ExponentIndicator SignedInteger ExponentIndicator: one of e E Si gnedInteger: [Sign] Digits Sign: one of \+ - FloatTypeSuffix: one of f F d D Kategori:Formal dilleri Kategori:Teorik bilgisayar bilimi
1,896
Dünya Çapında Ağ Konsorsiyumu (World Wide Web Consortium ya da kısaca W3C), Ekim 1994'te Ağ'ın mucidi Tim Berners-Lee tarafından MIT ve CERN bünyesinde kurulmuş olan uluslararası Dünya Çapında Ağ (WWW) standartlarını belirleyen örgüttür. == Birliğin standartlarına uyan ağ tarayıcıları == * Mozilla Firefox * Opera * Internet Explorer * Apple Safari * Google Chrome * Yandex Browser * Microsoft Edge == Birliğin belirlediği standartlar == * HTML * MathML * XHTML * XML * SVG * PNG ==Kaynakça== * W3C
1,900
ABD, Amerika Birleşik Devletleri'nin kısaltmasıdır. ABD ya da Abd şu anlamlara da gelebilir: * Abd, İran * Abd (sözcük)
1,860
John Maynard Keynes (5 Haziran 1883, Cambridge - 21 Nisan 1946, Sussex, İngiltere), radikal düşünceleriyle ekonomide yeni bir akım başlatan Britanyalı iktisatçı. Ekonomik durgunlukla mücadelede müdahaleci para ve maliye politikalarını savunmasıyla tanınır. Bu düşünceleri daha sonra Keynesci ekonomi akımı içinde biçimlenmiştir. Temel politika önermesi talep yönlü makroekonomik politikalardır. Yatırımları faiz ve sermayenin marjinal etkinliği yardımıyla açıklamaktadır. Ekonomi daima tam istihdam denge düzeyinde bulunmamaktadır. Ekonomide eksik istihdam ve atıl kapasite vardır. Ekonomideki işsizlik gayri iradi işsizlik olarak adlandırılmaktadır. Keynes'in en ünlü eseri 1936 yılında yayınlanmış olduğu, İstihdamın, Paranın ve Faizin Genel Teorisi (The General Theory of Employment, Interest and Money) ya da kısa adıyla Genel Teori diye bilinen kitaptır. Bu kitabıyla C.H. Douglas, Karl Marx ve Silvio Gesell'in teorilerini derlemiş, klasik İktisatçıların öne sürdüğü teorileri kabul etmekle beraber, Klasik istihdam teorisine karşı çıkmıştır. Klasikçilerin öne sürdüğü ekonominin kendiliğinden eski haline gelme görüşünü imkânsız bulmaktadır I. Dünya Savaşı sonunda toplanan Paris Barış Konferansı'na İngiltere Hazinesi'ni temsilen katılmıştır. Savaş sonrasında danışmanlık ve gazetecilik yapan Keynes, II. Dünya Savaşı'nın bitmesine az kala,1944 yılında toplanan Bretton Woods Konferansı'nda Britanya Heyeti'ne başkanlık yapmıştır. Keynes, Amerika Birleşik Devletleri tezlerine karşı Britan tezlerinin savunucusu olmuş ve konferansta kendi adı ile anılan, Keynes Planını sunmuştur. Keynes, piyasa kurumunun üretim faktörlerinin sektörler arasında dağılımını yönlendirmeye, yani üretim bileşimini toplumun tercihlerine göre değiştirmeyi başardığını kabul etmektedir. Buna karşılık piyasa ekonomisinde işgücünün tam istihdamını ve üretim kapasitesinin tam kullanımını sağlayacak bir mekanizma olmadığını öne sürmüştür. Ekonomide üretilen tüketim ve yatırım mallarını massedecek tüketim ve yatırım harcaması yapılmadığında firmaların üretimi kısacağını, bunun da iktisadî daralmaya ("resesyona") yol açacağını izah etmiştir. Keynes, bir daralma baş gösterdiğinde firma yöneticilerinin kötümserleşip yatırım yapmaktan çekinmeleri hâlinde (19. yüzyıl sonlarında ve 1930'lu yıllardaki gibi) ortaya çıkan düşük millî gelir - düşük istihdam dengesinin uzun sürebileceğini belirtmiştir. Keynes'e göre böyle bir durgun ekonomide devlet para arzını artırarak faiz haddini düşürmek suretiyle yatırım harcamalarını teşvik edebilir. Bu politika yatırımları artırmakta etkili olmazsa, devlet kendi harcamaları ile (cari harcamaları ve yatırım harcamaları ile) millî geliri artırabilir. Özetle, devlet para politikası ile veya maliye politikası ile harcamaları artırarak millî geliri artırmayı ve yüksek işsizlik oranını azaltmayı başarabilir. 1970'lerde stagflasyon (durgunluk içinde görülen enflasyon) tecrübesi, Keynes'in gözlemediği bir makroiktisadî olay olduğundan, Keynes'in kuramında buna bir açıklama yoktu. 1970'li yıllardan itibaren gelişmiş kapitalist ülkelerde ortaya çıkan yeni görüşler işsizliği toplam harcamalardaki yetmezlikten değil, refah devletinde işçilerin iş disiplinini yitirmesinden kaynaklandığını öne sürünce Keynes'in telkin ettiği tam istihdamı hedefleyen makroiktisat politikalarından vazgeçildi. Ancak Keynes'in millî geliri toplam harcamaların belirlediğine ilişkin teorisi hâlen genel kabul gören bir kuram olarak kalmıştır. Keynes, bir ateistti. == İlk yılları ve eğitimi == John Maynard Keynes Cambridge, Cambridgeshire, İngiltere'de üst orta sınıf bir ailede dünyaya gelmiştir. Babası John Neville Keynes, bir ekonomist ve Cambridge Üniversitesi'nde bir tinsel bilimler öğretim üyesi; annesi Florence Ada Keynes ise bir yerel sosyal reformcuydu. Keynes üç çocuğun ilkidir, kardeşi Margaret Neville Keynes 1885'te, Geoffrey Keynes ise 1887'de doğmuştur. Geoffrey bir cerrah olmuş ve Margaret da, Eglantyne JebbMulley, Claire (2009). The Woman Who Saved the Children: A Biography of Eglantyne Jebb: Founder of Save the Children. Oxford: One World Publications. başta olmak üzere birçok kadınla ilişkisi olmasına rağmen, Nobel ödüllü fizyolog Archibald Hill ile evlenmiştir. Ekonomi tarihçisi ve biyografi yazarı Robert Skidelski'ye göre Keynes'in ebeveynleri müşfik ve özenliydiler. Cemaat kilisesine katılmış ve çocuklarının döndüklerinde daima içtenlikle ağırlandıkları evde ömürleri boyunca yaşamışlardı. Keynes, burs sınavlarını geçmesi için profesyonel mentörlük ve gençliği ile Büyük Buhran'ın başlangıcında malvarlığının neredeyse tamamının tükendiği dönemde finansal destek de dahil olmak üzere babasından hatrı görülür ölçüde destek aldı. Keynes'in annesi çocuklarının çıkarlarını kendine mal etti ve Skidelski'ye göre "çocuklarıyla birlikte büyüyebildiğinden çocukları hiçbir zaman evlerini bırakmadı."Skidelsky, Robert (2003). John Maynard Keynes: 1883–1946: Economist, Philosopher, Statesman. Pan MacMillan Ltd. pp. 14, 43–46, 456, 263, 834. ISBN 0-330-48867-8. Ocak 1889'da beş buçuk yaşındayken haftada beş günlüğüne Perse Kız Okulunda anaokuluna başladı. Kısa sürede aritmetikteki kabiliyeti ortaya çıktı fakat sağlığı uzun süreli devamsızlıklara sebep oluyordu. Evde bir mürebbiye, Beatrice Mackintosh, ve annesinden ders aldı. Ocak 1892'de sekiz buçuk yaşındayken St. Faith's hazırlık okulunda tam gün eğitime başladı. 1894'te Keynes sınıf birincisiydi ve matematikte sivrilmişti. 1896'da St. Faith's'in müdürü, Ralph Goodchild, Keynes'in "okuldaki tüm çocuklardan fersah fersah ileride" olduğunu yazmıştı ve Keynes'in Eton'dan burs kazanabileceğine emindi. 1897'de Keynes başta matematik, klasik çalışmalar ve tarih olmak üzere pek çok derste başarı gösterdiği Eton Koleji'nden Kral Bursu kazandı. 1901'de matematik için Tomline Ödülü'ne layık görüldü. Eton'da Keynes "hayatının ilk aşkını" Dan Macmillan'da, gelecekteki İngiliz başbakanı Harold Macmillan'ın ağabeyi, yaşadıThorpe, D.R. (2010). Supermac: The Life of Harold Macmillan. Chatto & Windus. p. 27.. Orta sınıf geçmişine rağmen üst sınıf öğrencilere karışmakta zorluk çekmedi. 1902'de Keynes matematik okuması için aldığı bir burs ile birlikte King's College, Cambridge'e girmek için Eton'dan ayrıldı. Alfred Marshall, Keynes'in eğilimlerinin onu felsefeye, özellikle de G.E. Moore'un ahlak sistemine, yöneltmesine rağmen Keynes'e ekonomist olması için yalvardı.McGee, Matt (2005). Economics – In terms of The Good, The Bad and The Economist. S.l.: IBID Press. p. 354. ISBN 1-876659-10-6. OCLC 163584293. Keynes Üniversite Pitt Kulübü'ne seçilmişti ve çoğunlukla parlak öğrencilerden oluşan yarı gizli Cambridge Apostles cemiyetinin etkin bir üyesiydi. Birçok öğrenci gibi Keynes de mezun olduktan sonra kulüple bağlarını korudu ve hayatı boyunca ara sıra çeşitli tartışmalara katıldı. Cambridge'ten ayrılmadan önce Cambridge Union Society ve Cambridge University Liberal Club'ın başkanı oldu. Ateist olduğu söylenirdi. Mayıs 1904'te matematikten birinci sınıf lisans derecesi aldı. Tatillerde aile ve arkadaşlarıyla geçen birkaç ayın yanı sıra sonraki iki yılında üniversiteyle meşgul oldu. Tartışmalarda yer aldı, felsefe tahsili gördü ve lisansüstü öğrencisi olarak bir dönem boyunca ekonomi derslerine girdi -bu ekonomi alanında aldığı tek resmi eğitimdi. 1906 yılında memuriyet sınavlarına girdi. == Eserleri == * 1913 Indian Currency and Finance * 1914 Ludwig von Mises' Theorie des Geldes (EJ) * 1915 The Economics of War in Germany (EJ) * 1919 The Economic Consequences of the Peace * 1921 A Treatise on Probability * 1922 The Inflation of Currency as a Method of Taxation (MGCRE) * 1922 Revision of the Treaty * 1923 A Tract on Monetary Reform * 1925 Am I a Liberal? (N&A;) * 1926 The End of Laissez-Faire * 1926 Laissez-Faire and Communism * 1930 Treatise on Money * 1930 Economic Possibilities for our Grandchildren * 1931 The End of the Gold Standard (Sunday Express) * 1931 Essays in Persuasion * 1933 An Open Letter to President Roosevelt (New York Times) * 1936 İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi * 1940 How to Pay for the War: A radical plan for the Chancellor of the Exchequer == Ayrıca bakınız == * Keynesci ekonomi == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * John Maynard Keynes Kategori:1883 doğumlular Kategori:1946 yılında ölenler John Maynard Kategori:19. yüzyılda İngilizler Kategori:20. yüzyılda İngilizler Kategori:Britanyalı ekonomistler Kategori:Birleşik Krallık'ta LGBT kişiler Kategori:Biseksüel erkekler Kategori:LGBT ekonomistler Kategori:Ekonomi tarihi Kategori:Cenazesi yakılarak icra olunan kişiler Kategori:Liberal Parti (Birleşik Krallık) mensubu siyasetçiler Kategori:İngiliz ateistler
1,612
küçükresim|279x279px|Caz Gitar küçükresim|221x221px|Bir Gypsy Gitar Gitar, çoğunluğu 6 telli, farklı türleri ile farklı tel sayısı, oktavı, çalma teknikleri içeren ses perdeli müzik aletidir. Çalanın vücuduna karşı düz tutulur ve baskın el ile telleri tıngırdatarak çalarken aynı anda seçilen telleri ses perdelerine karşı elin parmaklarıyla bastırarak çalınır. Tellere vurmak için pena veya parmak pick'leri kullanılabilir. Gitarın sesi ya enstrümandaki rezonans odası aracılığıyla akustik olarak yansıtılır ya da elektronik bir alıcı ve amplifikatörünce yükseltilir. Gitar telli çalgı olarak sınıflandırılır - yani ses, iki sabit nokta arasında gerilmiş titreşen bir tel tarafından üretilir. Telleri bağırsak kirişi'nden yapılan gitar tarihsel olarak ahşaptan yapılmıştır. Çelik gitar telleri on dokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru Amerika Birleşik Devletleri'nde piyasaya çıktı; naylon teller 1940'larda geldi. Gitarın ataları arasında gittern, vihuela, dört-kurs Rönesans gitarı ve beş sıralı barok gitar bulunur. Bunların hepsi modern altı telli enstrümanın gelişimine katkıda bulundu. Modern gitarın üç ana türü vardır: klasik gitar (İspanyol gitar/naylon telli gitar); çelik telli akustik gitar veya elektrikli gitar; ve Hawaii gitarı (oyuncunun kucağında çalınır). Diğer popüler gitar türlerine archtop gitar, Flamenko gitarı, düz üst gitar, Meksika gitarı, Portekiz gitarı, salon gitarı, Requinto gitar, Rezonatör gitar, romantik gitar, yarı akustik gitar, solo gitar, ritim gitar aittir. Geleneksel akustik gitarlar arasında düz tepeli gitar (genellikle büyük bir ses deliği vardır) veya bazen "caz gitarı" olarak adlandırılan kemer üstü gitar bulunur. Akustik gitarın ses tonu, tellerin titreşimiyle üretilir ve gitarın içi boş gövdesi tarafından güçlendirilir ve rezonans odası görevi görür. Klasik İspanyol gitarı genellikle her teli tıngırdatmak yerine oyuncunun parmakları tarafından ayrı ayrı çekildiği kapsamlı bir parmak stili tekniği kullanılarak solo enstrüman olarak çalınır. "Parmak toplama" terimi, Amerika Birleşik Devletleri'nde belirli bir folk, blues, bluegrass ve country gitar çalma geleneğine de atıfta bulunabilir. İlk olarak 1937'de patenti alınan Elektrikli gitarlar, enstrümanı duyulacak kadar yüksek ses çıkaran, aynı zamanda etkinleştiren bir alıcı ve amplifikatör kullanır ama aynı zamanda rezonans odası gerektirmeyen sağlam ahşap bloklu gitar üretmeyi de mümkün kıldı. Yankı ve distortion (veya "overdrive") dahil olmak üzere geniş bir elektronik efekt birim yelpazesi mümkün hale geldi. Solid body gitarlar 1960'lar ve 1970'lerde gitar piyasasına hakim olmaya başladı; bunlar istenmeyen akustik geri bildirim'e daha az eğilimlidir. Akustik gitarlarda olduğu gibi, içi boş gövdeli gitarlar, kemer üstü gitar'lar (caz gitarı, blues, ve rockabilly'de kullanılan) ve Rock müzik'te yaygın olarak kullanılan solid-body gitar'lar dahil olmak üzere bir dizi elektro gitar türü vardır. Gitar amfisi aracılığıyla çalınan elektro gitarın yüksek, güçlendirilmiş sesi ve sonik gücü, hem eşlik enstrümanı olarak (riff'ler ve gitar akorları çalmada) hem de performans gitar solo'ları çalmada ve birçok rock alt türünde özellikle heavy metal müzik ve punk rock blues ve rock müziği'nin gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Elektro gitarın popüler kültür üzerinde büyük etkisi oldu. Gitar, dünya çapında çok çeşitli müzik türlerinde kullanılır. Blues, bluegrass, country, flamenko, folk, caz, jota, mariachi, metal, punk, reggae, rock, soul ve pop gibi türlerde birincil enstrüman olarak tanınır. Gitarlar farklı çeşitlerdeki ağaç türlerinden yapılabilir. Gitar neredeyse her türlü müzik türünde kullanılan bir müzik aletidir. == Gitar türleri == === Klasik gitar === 170px|küçükresim|sağ|Klasik gitar Klasik gitar, tüm gitar türlerinin atası olarak tanımlanabilir. Gitarın gövdesinin ortasında ses deliği denilen yuvarlak bir boşluk bulunur. Gitarın telleri titreştiğinde gövdenin içinde bulunan hava titreşir ve tek çıkış noktası olan bu yuvarlak boşluktan dışarı ses olarak geri çıkar. Klasik gitarda; kalın 3 tel, ipek üzerine sarılmış çelik, ince 3 tel ise naylondur. Genellikle parmak ile çalınır. Klasik gitarda sağ elin görevi daha fazladır. Sağ eli kullanarak gitarda çok farklı ritim ve harmonikler oluşturulabilir. Genelde klasik ve flamenko tarzı müziklerde kullanılır. === Akustik gitar === Görünüş itibarıyla klasik gitarı andıran akustik gitarın gövdesi, klasik gitardan biraz daha şişman ve basıktır. Daha dar bir sapa ve çelikten yapılmış tellere sahip olması, akustik gitarın klasik gitarla arasındaki en büyük farktır. Tellerin çelikten olması, akustik gitarın klasik gitardan daha basınçlı gergin bir sapa sahip olmasını ve sesinin klasik gitardan daha sert ve temiz çıkmasını sağlar. Genellikle akustik gitarların en kalın 4 teli sarımlı çelik, diğer 2 teli ise sarımsız çeliktir. Akustik gitarlar genellikle penayla çalınır. Rock, blues ve caz müzik türlerinde çok kullanılan bir gitar türüdür. Akustik-elektro gitar, çelik telli akustik gitar, dretnot gitar türleri bulunmaktadır. === Elektro gitar === Elektrogitar çok basit bir tanımla tellerin titreşimini gövdesinde bulunan manyetikler sayesinde elektrik akımına çeviren ve bir amfi yardımıyla akımı yüksek seviyede sese dönüştürebilen gitar türüdür. Diğer gitarlarla elektrogitarın kısımları aynıdır. Ek olarak elektrogitar için birkaç bölüm daha eklenebilir. Bunlar: Tremolo kolu, manyetikler, ses ve ton ayarı, switch... === Bas gitar === Çalışma prensibi elektrogitara benzer. Fakat sesi normal gitarlardan 1 oktav kalındır. Portede basgitar için Fa anahtarı kullanılır. Değişik çeşitlerde basgitarlar da bulunmaktadır: Genelde 4 telli, 12 telli, 6 telli, 7 telli, 5 telli, perdesiz, kafasız. === Perdesiz gitar === Ara sesleri verebilmek için yapılmıştır. Normal gitara çok benzese de oldukça farklı bir ses rengine sahiptir. Perdesiz gitarı 1976 yılında Erkan Oğur, Türk müziği seslerine olan ihtiyacı için üretmiştir. Daha sonraları perdesiz elektrik gitar, 8 telli perdesiz gitar, çift saplı elektrik ve klasik perdesiz/perdeli gibi farklı modelleri üretilmiştir. === Lap steel gitar === Hawaii yöresine ait bir gitardır. Gitar 6, 7 ve 9 telli olarak kullanılmaktadır. Gitar, çalınırken genellikle kucaktadır. Diğer gitarlardan farklı olarak, fretlere basılarak değil, gitaristin sol eline taktığı bir metal yardımıyla tellere dokunularak çalınır. === 7 telli gitar === 7 telli gitar; klasik gitarda bulunan 6 ana telin (yukarıdan aşağı; mi, la, re, sol, si, mi) haricinde bir kalın veya ince tel daha eklenmesiyle oluşan bir gitar çeşididir. === 12 telli gitar === 12 telli gitarlarda genellikle çelik teller kullanılır. Folk, blues ve rock and roll tarzlarında kullanılır. === Weissenborn gitar === Weissenborn ya da diğer deyişle H. Weissenborn bir tür lap slide gitardır ve Los Angeles'ta 1920'ler ve 1930'larda Hermann Weissenborn tarafından üretilmiştir. 5000'den daha az sayıda orijinal enstrüman üretilmiştir ve kaç tanesinin hâlen sağlam kaldığı bilinmemektedir. Marka şu anda reprodüksiyon ürünleri için kullanılmaktadır. === Caz gitar === Göbekli, boş veya yarı dolu gövdeli ve genellikle caz müzikte kullanılan geniş gövdeli gitar türü. == Gitarın kısımları == 220px175px # Headstock # Eşik # Gitar kulakları # Perdeler # Truss rod # Perde işaretleri # Sap # Topuk (Akustik) – Neckjoint (Elektro) # Gövde # Manyetikler # Elektronikler # Köprü # Pickguard # Arka kısım # Sound board # Body sides (ribs) # Ses deliği # Teller # Saddle # Klavye === Sap === Gitarın klavyesinin de bulunduğu kısımdır. Bu klavyede perdeler bulunur. Klasik gitardan hem kalınlık hem de genişlik açısından daha ince olan elektrogitar klavyesi ise genelde 18 ila 24 arasında perde sayısına sahiptir. Genellikle sapın içinden truss rod adı verilen bir metal ayar çubuğu geçer. Zamanla eğilebilen bu sap, bir vida yardımı ile eski hâline geri getirilebilir. Akort burguları en uçta bulunur ve genellikle metal bir aksama sahiptir. === Köprü === Gitarda telleri gövdeye bağlayan kısımdır. Zamanla değişim geçirmiş olmakla beraber, değişik çeşitleri de mevcuttur. Köprü, sabit ya da oynar olabilir. Oynar köprülü gitarlarda köprü bir kol (tremolo kolu) yardımı ile ileri-geri hareket ettirilebilir. Bu ileri veya geri harekette köprüye bağlı olan teller gerilir ya da gevşer. Tellerin gerilip gevşemesi telden çıkan sesi etkileyeceğinden gitardan farklı notalar elde edilebilir. Köprüler genelde metalden yapılır. Köprünün baz ayarlarına dikkat edilmelidir, tellerden birinin kopması hâlinde elektrogitar geri dönüşü olmayan hasar görebilir. === Eşik === Gitarın sapında, telleri akort burgularına gitmeden önce sonlandıran kısımdır. Genelde ucuz gitarlarda plastikten oluşur. Ayrıca kemikten veya farklı malzemelerden yapılanlar da mevcuttur. === Manyetik === Elektrogitarda veya manyetik takılmış klasik ya da akustik gitarda teldeki titreşimlerin algılandığı kısımdır. Manyetik alanda telin titreşiminin içerideki bir sargıda akım oluşturması prensibi ile çalışır. Çift hâlinde (Humbucker) ya da tek (Single) olabilir. Bazı manyetikler amplifikatöre çıkış sağlamadan sinyali yükseltebilirler. ==== Pasif Manyetikler ==== Ses titreşimlerinin, elektrik sinyaline herhangi bir elektronik değişime uğratmadan dönüşmesini sağlayan manyetik türüdür. En sık kullanılan manyetik türü olup, sesin tınısı (frekans cevabı) sadece manyetiğin bazı fiziksel özelliklerine (yüksekliğine, mıknatısına, sargısına) bağlıdır. ==== Aktif Manyetiker ==== Bu manyetikler ses titreşimlerini bazı elektronik devreler ile bozulmaya uğratan manyetiklerdir. Sinyali, içerisindeki güç kaynağını (genelde bu bir pildir) kullanarak pre-amp ile güçlendiren, aktif filtrelerle ve gömülü equalizer'lar ile sinyalin özgününden farklı olarak enstrümandan çıkmasını sağlayan manyetiklerdir. Çalışma prensibine göre 3 tip manyetik vardır: # Manyetik # Piezoelektrik # Çoklu-Bölünmüş Manyetikler (Polifonik) === Kafa (Headstock) === küçükresim|Gitar kafa bölümü Kafa kısmı (headstock) gitar sapının en ucundadır. Tellerin bitiminde akort burgularını içeren kısımdır. Kafa bölümü gitar için çok önemli bir işleve sahiptir. Gitara stabilite sağlar. Gitarın üst kısmındaki güçlü gerilime rağmen sağlam bir temel oluşturur. Farklı amaçlara hizmet eden 3 çeşit gitar kafası vardır. === Tremolo kolu === Tremolo kolu, gitarın eşik bölümünün bitiminde bulunur. Bu kolu öne veya arkaya gevşeterek tellerden farklı ses çıkartılması sağlanır. Klavye yönüne doğru gevşetilerek kalın, eşik yönüne gevşetilerek daha ince seslerle efekt elde edilebilir. == Akort == 6 telli bir gitarın standart akort dizisi: İnceden kalına doğru E(ince mi) B(Si) G(Sol) D(Re) A(La) ve E(Kalın Mi) dir. Gitarda standart akort dizisi dışında kullanılan bütün düzenlere drop-tone denir. Aşağıda, gitarda standart akort dizisi için üstteki sayılar perde numarası olmak üzere notaları verilmiştir. 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 E F F♯ G A♭ A B♭ B C C♯ D E♭ E B C C♯ D E♭ E F F♯ G A♭ A B♭ B G A♭ A B♭ B C C♯ D E♭ E F F♯ G D E♭ E F F♯ G A♭ A B♭ B C C♯ D A B♭ B C C♯ D E♭ E F F♯ G A♭ A E F F♯ G A♭ A B♭ B C C♯ D E♭ E Tel numarası Bilimsel nota düzeyi Helmholtz gösterimi Frekans 1\. tel E4 e' 329,63 Hz 2\. tel B3 b 246,94 Hz 3\. tel G3 g 196,00 Hz 4\. tel D3 d 146,83 Hz 5\. tel A2 A 110 Hz 6\. tel E2 E 82,41 Hz === Daha düşük ayarlar (kalınlaştırma) === Tellerin EADGBE akort dizisinden aynı derecede gevşetilmesiyle oluşan akort dizileri: * D♯/E♭ tuning : D♯-G♯-C♯-F♯-A♯-D♯ / E♭-A♭-D♭-G♭-B♭-E♭ Bütün teller standart diziden yarım perde gevşetilir. Kullanan müzisyenler: Guns N' Roses, Van Halen, Jimi Hendrix, Stevie Ray Vaughan, Yngwie Malmsteen ve Alice in Chains * D tuning : D-G-C-F-A-D Bütün teller bir tam perde gevşetilir. Kullanan müzisyenler: Pantera, Death, Dream Theater ve Kreator. Nirvana'nın "Come As You Are" şarkısında duyulabilir. * C♯/D♭ tuning - C♯-F♯-B-E-G♯-C♯ / D♭-G♭-B-E-A♭-D♭ Teller 1 ve yarım adım gevşetilir. Kullanan müzisyenler: Behemoth * C tuning - C-F-B♭-E♭-G-C / C-F-A♯-D♯-G-C Teller 2 adım gevşetilir. Kullanan müzisyenler: Queens of the Stone Age, Dethklok, In Flames, Kyuss * B tuning - B-E-A-D-G♭-B / B-E-A-D-F♯-B / B-F#-B-E-G#-C# Teller 2 adım ve 1 yarım adım gevşetilir. Kullanan müzisyenler: Entombed, Dismember, Five Finger Death Punch, Amon Amarth, Slipknot * A♯/B♭ tuning - A♯-D♯-G♯-C♯-E♯-A♯ / B♭-E♭-A♭-D♭-F-B♭ Teller 3 adım gevşetilir. Kullanan müzisyenler: Dream Theater, Breaking Benjamin * A tuning - A-D-G-C-E-A Teller 3 adım ve 1 yarım adım gevşetilir. * G♯/A♭ tuning - G♯-C♯-F♯-B♯-D♯-G♯ / A♭-D♭-G♭-B-E♭-A♭ Teller 4 adım gevşetilir. * G tuning - G-C-F-A♯-D-G / G-C-F-B♭-D-G Teller 4 adım ve 1 yarım adım gevşetilir. * F♯/G♭ tuning - F♯-B-E-A-C♯-F♯ / G♭-B-E-A-D♭-G♭ Teller 5 adım gevşetilir. * F tuning - F-A♯-D♯-G♯-C-F / F-B♭-E♭-A♭-C-F Teller 5 adım ve 1 yarım adım gevşetilir. * Oktav Tuning - E-A-D-G-B-E Teller 6 adım (bir oktav) gevşetilir. Bir basgitar ile aynı oktavdır. * Through The Looking Glass - E-B-G-D-A-E Kullanan müzisyenler: Kei Nakano == Ayrıca bakınız == * Chapman Stick * Pena * Amplifikatör * Tab *Acciaccatura *Tremolo * Gitarist == Kaynakça == Kategori:Fransızcadan Türkçeye geçen sözcükler Kategori:Telli çalgılar Kategori:C aletleri Kategori:Ritim bölümü Kategori:Blues enstrümanları Kategori:Halk müziği aletleri Kategori:Orkestra enstrümanları
1,392
küçükresim|250px|Kars kalesinden genel bir görünüm Kars, Doğu Anadolu Bölgesi'nin kuzeydoğusunda yer alır. İl nüfusu: 281.077'dir. Bu nüfusun % 51,5'i şehirlerde yaşamaktadır (2021 sonu). İlin yüzölçümü 10.193 km2'dir. İlde km2'ye 28 kişi düşmektedir. İlde 8 İlçe, 9 belediye, bu belediyelerde 57 mahalle, ayrıca 381 köy bulunmaktadır. İl sınırları içerisinde 1 üniversite bulunmaktadır: Kafkas Üniversitesi. Doğusunda Ermenistan ile sınırı bulunmaktadır. == Tarih == === Paleolitik Dönemden Selçuklulara === Kars ili topraklarının tarihinin, yapılan birçok arkeolojik kazı çalışması sonucunda yaklaşık iki milyon yıl öncesinde yaşanan Yontma Taş Devri'ne uzandığı görünmektedir.Temel Britannica Ansiklopedisi, cilt 10, Kars maddesi. ISBN 975-7760-02-1 Bu devirdeki dönemlerden kalma şölyen-aşölyen tipte işlenmiş el baltalarına Susuz ilçesinde, Cilavuz Deresi düzlüklerinde rastlanmıştır. Ağzıaçık Suyu'nun batısında kalan düzlüklerde ve Ani şehrinde el baltaları ve büyük yongalar bulunmuştur. Özellikle, Yazılıkaya mağaralarında bulunan duvar resimleri insanların yörede avcılık ve toplayıcılıkla uğraştıklarını ortaya koymaktadır. Bu resimlerde dağ keçileri, geyik ve eşek figürleri çizilmiştir. MÖ 9. yüzyılda Urartu Krallığı'nın sınırları dahilinde olan il, MÖ 7. yüzyılda Kimmerler ve İskitler'in istilalarına uğradı. Bu asrın ardından önce Medler'in daha sonra da Persler'in egemenliğine geçen topraklarda, MÖ 1. yüzyılda Ermeni Tigranlar´ın hakimiyeti sürdü. Daha sonra Roma İmparatorluğu´nun yönetimine giren yöre sonra sırasıyla; Partlar, Arakslılar, Sasaniler, Bizanslılar ve Araplar'ın eline geçti. Bu topraklar 11. yüzyılda tekrar Bizanslılar daha sonra Selçuklu Hanedanı ve Gürcüler'in yönetimine geçti. Anadolu Selçukluları ve Gürcüler arasında el değiştiren yöre, 1239'da Moğollar'ın, daha sonra sırayla İlhanlılar, Altın Orda Devleti, Karakoyunlu, Timur ve yine Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Safevi yönetiminde kaldı.http://www.kars.gov.tr/kars_tarihce.html/ Paleolitik Dönemi - Selçuklu Dönemi === Osmanlı Devleti dönemi === Kars toprakları 1534 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından Osmanlı Devleti´ne katıldı. Kars, 19. yüzyıla kadar birçok kez Ruslar ve İranlılar'ın saldırısına uğradı. Bu yüzyılda Ruslar ve Osmanlılar arasında el değiştiren yöre, 1877 yılında Ruslar tarafından alındı. 1917'de Bolşevik İhtilali'nin ardından önce Ermenilerin eline geçen ve 7 Nisan 1918'de kurtarılan Kars, Brest-Litovsk Antlaşması ile Osmanlılara bırakıldı. Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra Güneybatı Kafkas Geçici Hükûmeti'nin merkezi olan Kars'ı İngilizler ele geçirdi. Kars'ı daha sonra Ermeniler'e ve Gürcüler'e bırakan İngilizler buradan çekildi.http://www.kars.gov.tr/kars_tarihce.html/ Osmanlı Yönetimi === Türkiye Millî Mücadelesi esnasında Kars === İngilizlerin çekilmesiyle Ermenistan'ın eline geçen Kars, Türk Kurtuluş Savaşı'yla 30 Ekim 1920'de Türklerin eline geçmiştir. 1921 yılında yapılan Moskova ve Kars Antlaşması ile yeni sınırlarına kavuşan Kars, Cumhuriyet'in ilanından sonra il yapıldı. == Coğrafya == === Coğrafi konumu === Kars ili, Doğu Anadolu Bölgesi'nin, Erzurum - Kars Bölümü'nde yer alır. Kuzeyinde; Ardahan, doğusunda; Ermenistan'la, güneyinde; Iğdır ve Ağrıyla, batısında ise Erzurum'la çevrilidir. === Coğrafi şekilleri === Rakımı ortalama 2000 m'yi bulan Kars ili topraklarının büyük bölümü yaylalardan oluşur. Akarsu vadileriyle yer yer parçalanan ilde yaylalar dalgalı düzlüklerden oluşur. Kars ilinde yer alan önemli yükseltiler; Allahuekber Dağları, Kısır Dağı, Akbaba, Aladağ ve Aşağıdağ'dır. Aras Nehri ve Kura Nehri şehir topraklarından geçerek Hazar Denizi´ne dökülmektedir. === İklimi ve bitki örtüsü === Kars ilinde karasal iklim hakimdir. Yazları kurak, kışları ise yağışlı geçen ilde kışın sıcaklıklar -39 °C'ye kadar düşer. Karla kaplı gün sayısı 120'den fazladır. Bu ildeki iklim tipi diğer doğu illerine göre farklılıklar göstermektedir. Örnek olarak en çok yağışın yaz mevsiminde yağdığı gösterilebilir. Kars ili dahilinde yaz aylarında ilçeden ilçeye sıcaklık farklılıkları gözlemlenmektedir. Örneğin Akyaka, Arpaçay, Digor ve Kağızman ilçeleri, Merkez ilçe başta olmak üzere Sarıkamış, Selim ve Susuz'dan daha sıcak olurhttp://www.kars.gov.tr/kars_cografi_yapi.html/ İklim ve Bitki Örtüsü başlığı. Aylar Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Arl Ort.En Yüksek °C -4.6 -2.6 3.3 11.6 16.5 21.1 25.7 26.3 22.2 15.0 6.4 -1.4 Ort.En Düşük °C -15.9 -14.3 -7.5 -0.1 3.8 6.8 10 9.9 5.4 0.6 -5.0 -11.7 Bu şema merkez ilçe bilgilerini kapsamaktadır. Kaynak:http://www.meteor.gov.tr/2006/tahmin/tahmin-iller.aspx?m=KARS meteor.gov.tr Yaşanan sert iklim koşullarından ötürü il genelinin doğal bitki örtüsü bozkırdır. Ormanlar, dağların yüksek kesimlerine kadar çıkar. 'Sarıkamış Ormanları' buna bir örnektir. İl genelindeki yayla ve platoların çayırlarla kaplanması sayesinde yayla hayvancılığı büyük önem taşımaktadır. Yörede Dünya'nın başka hiçbir yerinde yetişmeyen nadir bitki türleri bulunmaktadır. == Ekonomi == === Tarım ve hayvancılık === Kars ili ekonomisi büyük bir oranda tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Kars ili arazisinin %34,7'si tarım arazisidir. İl genelinde başta hububat (buğday, arpa) üretimi olmak üzere yem bitkileri ve endüstri bitkileri yetiştirilmektedir. En çok üretilen ürün buğdaydır. Yıllık üretim 234.631 tonun üzerindedir. Bunu 170.984 tonla arpa ve 74.400 tonla şeker pancarı izlemektedir. İl genelinde en çok üretilen ürünlerden olan tahıllardır. Bunda ilin iklim yapısı, yer şekilleri ve coğrafi konumunun büyük etkisi vardır. Bu ürünlerin dışında başta Digor ve Kağızman ilçeleri olmak üzere meyve ve sebze üretimi de yapılmaktadır. Meyve üretiminde başı kayısı, elma ve ceviz çekmektedir. İl genelinde en çok yetişen sebzeler ise sırasıyla beyaz lahana, soğan ve taze fasulyedir. Kars ili kırsalındaki en temel ekonomik sektör hayvancılıktır. Çayır ve mera arazileri %39,2 ile tarımsal araziden daha geniştir. Bu oranın büyük oluşu ilde özellikle küçük ve büyükbaş hayvancılığının gelişimine büyük katkı sağlamaktadır. 2005 yılı itibarıyla il genelinde 350.969 koyun, 332.071 sığır, 28.751 keçi, 19.107 tek tırnaklılar ve 202 manda bulunmaktadır. Bunun dışında özellikle arıcılık başta olmak üzere kümes hayvancılığı ve bu hayvanların sayısı ve ürettikleri bal ve yumurta sayıları da il halkının geçimine katkı sağlamaktadır.. Kaşar ve bal haricinde üretilen hayvansal ürünler pazarlanmamaktadır. Bu ürünler sadece aile ihtiyaçlarını karşılamaktadır === Sanayi === Kars ili, yatırım azlığı sebebiyle 1968 tarihinde Birinci Derecede Kalkınmada Öncelikli Yöre olarak ilan edilerek bundan sonraki on yıl içerisinde sanayi tesislerinin açılması gerçekleşmiştir. Bugün il genelinde altı büyük sanayi tesisi mevcuttur. Bu tesisler şunlardır: * Kağızman Kristal Tuz Rafinerisi * Kars Şeker Fabrikası A.Ş. * Kars Yem Fabrikası A.Ş. * Kars Et Kombinası * Kars Çimento Sanayi Ticaret A.Ş. * Üçyıldız Değirmen Taşı Fabrikası Bunun dışında Kars Organize Sanayi Bölgesi'nde ve Küçük Sanayi Sitesi'nde irili-ufaklı işletmeler vardır.http://www.kars.gov.tr/kars_snycumd.htm Elde edilen sütten yapılan süt ürünlerinden en önemlisi olan kaşar ZavodTemel Brittanica Ansiklopedisi, cilt 10, Kars maddesi, sayfa 75 adı verilen mandıralarda işlenir. Kars Kaşarı adı verilen bu ürün İzmir Enternasyonal Fuarı'nda 1937 yılından 1950'ye kadar gravyer ve beyaz peynir ile birlikte Türkiye Birincilik Ödülü'nü almıştır. === Ticaret === Kars halkının büyük bir kısmı geçimini tahıl tarımı ve geleneksel mera hayvancılığı ile sağlamaktadır. Hayvancılık genellikle küçük aile işletmeciliği şeklinde ve aile ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapılmaktadır. Bu üretimden doğan ürünlerin büyük kısmı bu aileler tarafından tüketilmektedir. Kars ili genelinde 2005 yılı itibarı ile yüzbinlerce büyük ve küçükbaş ve binlerce tek tırnaklı hayvan bulunmaktadır. Bunun dışında 44.296 arı kovanı olup yıllık ortalama 1058,63 ton bal üretilmektedir. 3000 ton beyaz peynir, 5000 ton kaşar peyniri ile 112.000 ton süt üretilmektedir. Bitkisel üretimde ise tahıl ürünleri başta gelmektedir. Kars'ta sanayi kesimi Gayri Safi Yurt içi Hasılasından yaklaşık binde 6 pay almaktadır. İl genelindeki sanayi tesisleri ağırlıklı olarak hayvansal ve tarımsal ürünleri işletmektedir. İl geneli mevcut sanayi kuruluşları; şeker, ayakkabı, yem, çimento, et, değirmen taşı, süt ürünleri, mobilya, tuz, bordür ve parke gibi alanlarda faaliyet göstermektedirhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Kars Kars'taki fabrikalar. Son zamanlarda ildeki turizm sektörü de gelişmektedir. == Nüfus == Güncel Nüfus Değerleri (TÜİK 6 Şubat 2023 verileri ) Kars ili nüfusu: 274.829'dur. Bu nüfusun % 52,84'ü şehirlerde yaşamaktadır (2022 sonu). İlin yüzölçümü 10.193km²'dir. İldekm²'ye 27 kişi düşmektedir. (Bu sayı Merkezde 57’dir.) İlin tüm ilçeleriyle birlikte toplam nüfusu %2,22 oranında azalmıştır. Nüfusun en fazla azaldığı ilçe Digor /%- 5,94). 06 Şubat 2023 TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 8 İlçe, 9 belediye, bu belediyelerde 57 mahalle ve ayrıca 381 köy vardır. 2022 yılı sonunda Kars ili ve ilçelerinin yerleşim yeri ve nüfusla ilgili sayısal bilgileri İlçe Nüfus 2021 Nüfus 2022 Nüfus Artışı % Belediye Sayısı Mahalle Sayısı Köy Sayısı Köy Nüfusu Şehir nüfusu Şehirde oturan % Alanı km2''' km2'ye düşen kişi Akyaka 10.353 9.977 -3,70 1 3 27 7.951 2.026 20,31 417 24 Arpaçay 15.922 15.075 -5,47 1 4 48 12.731 2.344 15,55 1165 13 Digor 21.088 19.872 2 2 37 14.474 5.398 27,16 1092 18 Kağızman 45.079 44.178 -2,02 1 9 62 23.048 21.130 47,83 1871 24 Merkez 117.312 117.235 -0,07 1 23 72 25.785 91.450 78,01 2048 57 Sarıkamış 39.486 37.744 -4,51 1 9 55 22.484 15.260 40,43 2038 19 Selim 22.267 21.488 -3,56 1 3 53 15.925 5.563 25,89 982 22 Susuz 9.570 9.260 -3,29 1 4 27 7.216 2.044 22,07 578 16 Kars 281.077 274.829 9 57 381 129.614 145.215 52,84 10.191 27 === İlin yıllara göre nüfusları === == Altyapı == === Eğitim === * Kafkas Üniversitesi === Ulaşım === Kars, Kuzeydoğu Anadolu'da ulaşım ağının kesiştiği noktada yer almaktadır. İle kara, demir ve havayolu ile ulaşmak mümkündür. Kars ilinin merkez ilçesinde uluslararası statüye sahip bir de havaalanı vardır (IATA: KSY). 1988 yılında açılan havalimanı, 2007 yılında büyük onarımdan geçmiştir. Yeniden uçuşlara açılan havalimanına İstanbul'daki Sabiha Gökçen Havalimanı ve Atatürk Havalimanı'ndan günde iki uçuş ve Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan bir uçuş yapılır. Ayrıca Aralık 2007'den itibaren SunExpress'in karşılıklı Kars- İzmir seferleri de başlamıştır. Temmuz 2008'de Kars'tan Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye karşılıklı seferler düzenlenmeye başlandı. 10 Haziran 2009 tarihinden itibaren Çarşamba günleri haftada bir olmak üzere karşılıklı Köln-Kars uçuşları Öger Tours-Hamburg International ortaklığı ile başlatıldı ve bu uçuşlar iki yıl devam etti (Sadece yaz mevsiminde). == Konum == Konum Bilgileri İlçe Kuruluş Yılı İçişleri Bakanlığı- İller İdaresi Genel Müdürlüğü Alanı km² Rakım mt. Merkeze kmKarayolları Genel Müdürlüğü Ulaşan Yollar Kars Merkez 2.048 1.756 /-03, -01, , Akyaka 1987 417 1.492 61 Arpaçay Cumh.önce 1.165 1.695 41 Digor 1953 1.092 1.650 44 Kağızman Cumh.önce 1.871 1.414 71 Sarıkamış Cumh.önce 2.038 2.103 55 /-01, , Selim 1957 982 1.858 31 /-01, , Susuz 1959 578 1.755 27 /-02, -05 KARS Cumh.önce 10.193 == Spor == 2018-2019 Sezonunda, Kars’ın tüm liglerdeki tek takımı Sarıkamış Gençlerbirliği, futbol Bölgesel Amatör Lig (BAL)'da sezon sonunda küme düşmüştür. Ziraat Türkiye Kupası 'nda Sarıkamış Gençlerbirliği, 2.turda Van BŞB Spor 'a elenmiştir. Kars kulüplerinin Türkiye liglerindeki maçları Kafkas Üniversitesi spor tesislerimde yapılmaktadır. İlin en önemli spor tesisi Sarıkamış Cıbıltepe Kayak Merkezi'dir == Medya == Kars ili genelinde sadece Serhat TV adlı bir tane yerel televizyon yayın yapmaktadır. Bunun dışında ulusal bazda hizmet veren bazı haber ajanslarınında -İhlas Haber Ajansı, Cihan Haber Ajansı ve Demirören Haber Ajansı- il temsilcilikleri bulunmaktadır. Ayrıca, il genelinde yayımlanıp basılan birçok gazete ve radyo hizmeti veren istasyonlar bulunmaktadır. === Yerel gazeteler === * Kardelen Haber * Serhat Kars * Hüryurt * Denge * Ölçek * Bora * Önder * Çağdaş Kars * Kars Postası * Siyasal Birikim === Radyo istasyonları === * Serhat FM * Kafkas FM * Radyo Kars * Kralım FM * Kaya FM(Kapandı) * Seviye FM(Kapandı) == Yönetim == İllerde protokolde ilk sırada yer alan Vali, merkezi yönetimi temsil eder ve Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Büyükşehir dışındaki illerde yerel yönetim, şehirler düzeyindedir. Belediye Başkanı, belediye sınırları içinde kalan seçmenin oy çokluğu ile seçilir. Ayni seçmen İlçe Belediye Meclisi için de oy kullanarak ilçelerin belediye meclislerini oluşturur. İldeki bütün seçmenler ayrıca il genel meclisi için de oy kullanarak, İl Genel Meclisinin oluşumunu sağlarlar. İl genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için yapılan seçimlerde, onda birlik baraj uygulamalı nispi temsil sistemi, belediye başkanlığı seçiminde ise çoğunluk sistemi uygulanır İl genel meclisi ve belediye meclisi üye sayıları ilçe nüfusuna göre, kontenjandan kalan sayıların partilere dağılımı ise D'Hondt Sistemine göre belirlenir (Kanun:2972-Madde:23) İl Genel Meclisi, İl Özel İdaresinin karar organıdır, başkanını üyeleri arasından gizli oyla seçer. Ayrıca, İl Genel Meclisi kendi içinden gizli oyla bir yıl görev yapacak 5 kişilik İl Encümenini seçer. Merkezi yönetim, Vali ve İl Müdürlerinden oluşur. İl Özel İdaresi (İl Genel Meclisi ve İl Encümeni) seçilmişlerden oluşur, ancak Vali başkanlığında görev yapar. Yerel yönetim ise belediye başkanları ve belediye meclislerinden oluşur. Kars Valisi, 1970-Elazığ doğumlu Türker Öksüz’dür. 5 Kasım 2018 tarihinde İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri iken atanmıştır. 2019 Türkiye yerel seçimleri sonunda Kars Belediye Başkanlığını kazanan Ayhan Bilgen (HDP), 25 Eylül 2020 tarihinde görevden alınmış, yerine Kars Valisi Türker Öksüz kayyum olarak atanmıştır. 2019 Türkiye yerel seçimleri sonuçlarına göre Kars İl Genel Meclisi üye sayısı, 11 HDP, 3 MHP, 3 CHP ve 3 HDP olmak üzere 21’dir. Kars Belediye meclisi ise 16 AK PARTİ, 7 MHP, 5 CHP ve 2 DSP olmak üzere 25 üyeden oluşur. 2018 Genel seçimleri sonucu, Kars'ı temsilen TBMM'e AKP'den 2 milletvekili (Ahmet Arslan ve Yunus Kılıç), HDP'den 1 milletvekili (Ayhan Bilgen) seçilmiştir. (Belediye başkanı seçilince, milletvekilliği düşmüştür.) == Kültür == === Gelenekler === Kars ili gelenekleri il merkezindeki geleneklerle büyük benzerliğe sahiptir. * Halk oyunları * Aşıklar geleneği * Dengbejler geleneği === Festivaller === İl genelinde düzenlenen bazı festivaller aşağıda listelenmiştir. * Kars Kafkas Kültürleri Festivali http://www.kenthaber.com/Arsiv/Haberler/2006/Eylul/08/Haber_164050.aspx * Uluslararası Altın Kaz Film Festivali * Avrupa Filmleri Festivali-Gezici Festival * Murat Çobanoğlu Aşıklar Bayramı * Kaşar Festivali == Ayrıca bakınız == * Kars'ın ilçeleri * Kars ilindeki yerleşim yerleri listesi == Kaynakça == == Dış bağlantılar == *Kars Valiliği *Kars Belediyesi
1,487
Türk Dil Kurumu (TDK), Türkçeyi incelemek ve Türkçenin gelişmesi için çalışmak amacıyla 12 Temmuz 1932'de Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan kurumdur. Türkiye'nin başkenti Ankara'da yer alan kurum, Türk dili üzerine çalışmaların yapılıp yayımlandığı bir merkezdir. Türk Dil Kurumu 1955'ten başlayarak çeşitli dallarda ödüller verdi. Ödüller her yıl 26 Eylül Dil Bayramı'nda Ankara'da yapılan törenle sahiplerine verilirdi. Ödül verilen dallar farklı yönetmeliklere göre zaman zaman değişirdi. 1983'te Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesine alındıktan sonra Türk Dil Kurumu ödülleri kaldırıldı. == Tarihçe == Kurum "Türk Dili Tetkik Cemiyeti" adı ile 12 Temmuz 1932'de Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla, devletten ayrı bir dernek olarak kurulmuştur. Kurumun kurucuları, hepsi de milletvekili ve dönemin tanınmış edebiyatçıları olan Samih Rifat Bey, Ruşen Eşref, Celâl Sahir ve Yakup Kadri'dir. Kurumun ilk başkanı Samih Rifat Bey, ilk genel sekreteri Ruşen Eşref Ünaydın'dır. Kurumun 1934-1955 yılları arası başuzmanı Abdülkadir İnan, 1938-1979 yılları arası garp dilleri başuzmanı Agop Dilâçar olmuştur. Türk Dili Tetkik Cemiyetinin gereği, "Türk dilinin öz güzelliğini ve varsıllığını ortaya çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek" olarak belirlenmiştir. Atatürk'ün sağlığında 1932, 1934 ve 1936 yıllarında yapılan üç kurultayda hem Kurumun yönetim organları seçilmiş, hem dil siyaseti belirlenmiş, hem de bilimsel bildiriler sunulup tartışılmıştır. 26 Eylül-5 Ekim 1932 tarihleri arasında Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan Birinci Türk Dili Kurultayı için yayımlanan bildiride Kurultay'a yalnız uzmanların, Türkçe-edebiyat öğretmenleri ile yazarların değil, halktan da dileyenlerin katılması öngörüldüğü için, yayımlanan bildiride "Kadın erkek her Türk yurttaş Türk Dili Tetkik Cemiyeti üyesidir. Kendini Kurultay'a çağrılmış saymalıdır" denilmişti.Hatıralar, TDK Yayını, 1943. Kurultay'ın sonunda Kurumun "Lügat- Istılah, Gramer-Sentaks, Derleme, Lenguistik-Filoloji, Etimoloji, Yayın" adları ile altı kol hâlinde çalışmalarını sürdürmesi kabul edilmişti.Tarihçe bölümü TDK resmî internet sitesi Atatürk'ün kendisi de Türk dili üzerindeki yerli ve yabancı araştırmaları inceleyerek, dönemindeki bilginleri Türk dili üzerinde araştırmalar yapmaya yönlendirmiştir. Nitekim Türk dilinin en eski anıtları olan Göktürk yazılı metinlerin ilk iki cildi onun sağlığında yayımlanmış; 1940'larda yayın yaşamına çıkabilen Divânu Lügati't-Türk ve Kutadgu Bilig gibi yapıtlar üzerinde yine onun sağlığında çalışılmaya başlanmıştır. Daha sonra birçok cilt hâlinde ortaya çıkacak olan Tarama ve Derleme Sözlüğü'yle ilgili çalışmalar da Atatürk'ün sağlığında başlamıştır. Tarama Sözlüğü, 13. yüzyılda başlayan Batı Türkçesinin eski eserlerinin taranmasıyla; Derleme Sözlüğü, Anadolu ağızlarında kullanılan kelimelerin derlenmesiyle oluşturulmuş büyük sözlüklerdir. Çağdaş Türkçenin dilbilgisi, sözlüğü, yazımı ve terimleriyle ilgili çalışmalar da Atatürk tarafından ilgiyle izlenmiştir. Türk Dil Kurumunun kuruluşuyla birlikte Çağdaş Türkçede Atatürk'ün öncülüğünde özleştirme akımı başlamıştır. Atatürk'ün ölümünden sonra Öz Türkçe akımı Türk aydınları arasında sürekli tartışılan bir konu olmuştur. Türk Dil Kurumu bu akımın öncülüğünü yapmayı 1983'e dek sürdürmüştür. Atatürk, ölümünden kısa bir süre önce yazdığı vasiyetname ile mal varlığının bir bölümünü Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumuna bırakmıştır. Fakat Atatürk'ün vasiyetnamesine aykırı davranılarak 1983'te Türk Dil Kurumu devletleştirilmiştir. Prof. Dr. Afet İnan, Yayına Hazırlayan: Arı İnan, Remzi Kitabevi, İstanbul 2005, s. 124: "1980 ihtilalinden sonra çıkarılan bir yasayla TTK ve TDK'nin (Atatürk'ün vasiyeti de hiçe sayılarak) özel statüleri değiştirilmiştir." Türk Dil Kurumu, 1940'ta Bakanlar Kurulu kararıyla "kamu yararına çalışan dernekler" statüsü kazandı. 1951'de Demokrat Parti iktidarının bütçe görüşmeleri sırasında kurumun ödeneğinin kesilmesine karar verildi.24 Şubat 1951, TBMM Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı bütçe görüşmeleri, 627. bölüm Bir başka önemli yapı değişikliği 1982-1983 yıllarında gerçekleştirilmiştir. 1982'de kabul edilen ve şu anda da yürürlükte olan Anayasa ile Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, bir Anayasa kuruluşu olan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu çatısı altına alınarak devletleştirilmiş ve dernek tüzel kişiliklerine son verilmiştir. Atatürk, 1 Kasım 1936'da Türkiye Büyük Millet Meclisinin 5. dönem 2. yasama yılının açılış konuşmasında Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun geleceği ile ilgili dileklerini şu sözlerle dile getirmişti: Başlarında değerli Eğitim Bakanımız bulunan Türk Tarih Kurumu ile Türk Dil Kurumunun her gün yeni gerçek ufuklar açan, ciddi ve aralıksız çalışmalarını övgü ile anmak isterim. Bu iki ulusal kurumun, tarihimizin ve dilimizin, karanlıklar içinde unutulmuş derinliklerini, dünya kültüründe başlangıcı temsil ettiklerini, kabul edilebilir bilimsel belgelerle ortaya koydukça, yalnız Türk ulusunun değil, bütün bilim dünyasının ilgisini ve uyanmasını sağlayan, kutsal bir görev yapmakta olduklarını güvenle söyleyebilirim. (Alkışlar) Tarih Kurumunun Alacahöyük'te yaptığı kazılar sonucunda, ortaya çıkardığı beş bin beş yüz yıllık maddi Türk tarih belgeleri, dünya kültür kahraman tarihinin yeni baştan incelenmesini ve derinleştirilmesini gerektirecektir. Birçok Avrupalı bilim adamının katılması ile toplanan son Dil Kurultayının aydınlık sonuçlarını görmekle çok mutluyum. Bu ulusal kurumların az zaman içinde ulusal akademilere dönüşmesini dilerim. Bunun için, çalışkan tarih, dil ve bilim adamlarımızın, bilim dünyasınca tanınacak orijinal eserlerini görmekle mutlu olmanızı dilerim.Atatürk'ün Türkiye Büyük Millet Meclisinin V. Dönem 2. Yasama Yılını Açış Konuşmaları (1 Kasım 1936) TBMM resmî internet sitesi 2018 yılının Haziran ayında Mustafa Sinan Kaçalin görevinden alınarak Gürer Gülsevin başkanlık görevine getirildi. Dosya:Samih Rifat Bey (Yalnızgil).jpg|TDK'nin ilk başkanı ve dört kurucu üyesinden biri olan Samih Rifat Bey. Dosya:Atatürk'ün el yazısı ile Türkçe.png|Atatürk: "Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır." Dosya:Meeting of the Turkish Language Association, 1933, Dolmabahçe Palace.jpg|1933 yılında yapılan bir toplantı == Amaçları == TDK'nin 2003-2007 Stratejik Plan Raporu'na göre amaçları şunlardır: # Türkçeyi bilim, kültür, edebiyat ve öğretim dili olarak geliştirmek ve yaygınlaştırmak. # Türkçenin her alanda doğru, güzel ve etkili kullanılmasına katkıda bulunmak. # Türk dilinin zenginliklerinin korunup işlenerek gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamak. # Akademik altyapıyı ve kurumsal donanımı güçlendirerek Kurumun Türk dili alanındaki bilimsel yetkinliğini ortaya koymak. == Tartışmalı Başlıklar == Kurum, Suriye İç Savaşı sırasında bazı basın kuruluşlarında Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad'ın adının Beşşar Esed şeklinde yazılmasıyla başlayan tartışmada Beşşar Esed adının tercih edilmesini önermiştir.3 Nisan 2012 tarihli TRT haberi 6 Haziran 2013 tarihinde erişilmiştir 2013 Taksim Gezi Parkı Protestoları sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından eylemcilere çapulcu denmesinin ardından2 Haziran 2013 tarihli Anadolu Ajansı haberi 6 Haziran 2013 tarihinde erişilmiştir bu yorum büyük tepki çekmişCem Boyner çapulcuyum dedi Milliyet haberi 6 Haziran 2013 tarihinde erişilmiştirEylemciler: Ne çapulcuyuz ne ayyaş Milliyet haberi 6 Haziran 2013 tarihinde erişilmiştirNoam Chomsky: Ben de çapulcuyum! soL Haber Portalı haberi 6 Haziran 2013 tarihinde erişilmiştir tepkilerden sonra ise Türk Dil Kurumunun, çapulcu kelimesinin tanımını "Başkasının malını alan, yağma, talan eden kimse, talancı, yağmacı, plaçkacı" tanımından "Düzene aykırı davranışlarda bulunan, düzeni bozan, plaçkacı" olarak değiştirdiği iddia edilmiştir.5 Haziran 2013 tarihli soL Haber Portalı haberi 6 Haziran 2013 tarihinde erişilmiştir Ancak, Türk Dil Kurumu Başkanlığı (TDK), sözlüklerindeki "çapulcu" sözcüğünün anlamında herhangi değişiklik yapılmadığını bildirdi. Kurumun hazırladığı ve şu anda satışta olan 11. baskı Türkçe Sözlük'ün 2010'da yayımlandığına işaret edilen açıklamada, "Bu sözlükte 'çapulcu' sözcüğünün tarifi neyse internet sayfamızdaki sözlüğümüzde yer alan tarif de aynıdır. Herhangi bir değişiklik söz konusu değildir" ifadelerinden herhangi bir değişikliğin gerçekleşmediği ortaya konmuştur.http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23445584.asp 21.05.2015 tarihinde erişilmiştir Kurumun, 2012-13 Mısır protestoları sonrasında görevden alınan Muhammed Mursi'nin durumu kamuoyu tarafından irdelenirken sözlükteki darbe tanımının değiştirildiğinin sav edilmesi üzerine7 Temmuz tarihli soL Haber Portalı haberi 7 Temmuz 2013 tarihinde erişilmiştir tepki almış, karar Türkiye P.E.N. Yazarlar Derneği tarafından eleştirilerek TDK Yönetimi istifaya davet edilmiştir.PEN Yönetim Kurulu resmi açıklaması 7 Temmuz 2013 tarihinde erişilmiştir Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin'in 20 Haziran Perşembe günü Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada "Son günlerde günlük hadiseler dolayısıyla halkımızda bazı kelimelere karşı merak ve hassasiyet uyanmıştır. Önce “çapulcu” ardından “darbe” kelimesinin, ülke gündeminin etkisinde kalınarak verilen ani kararlarla değiştirildiği yönündeki asılsız haberler, doğru ile yanlışın birbirine karışmasına sebebiyet vermiş ve Kurumumuz sözlü ve yazılı olarak zaman zaman hakarete varan haksız ithamlarla karşı karşıya kalmıştır. Bütün bu gelişmeler Kurumumuzca bir açıklama yapılmasını zaruri kılmıştır." ifadelerine yer vererek değişiklik yapılmadığını kanıtlarıyla ortaya koymuştur. 10 Mart 2015 tarihinde, "müsait" sözcüğünün karşılığını "flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen (kadın)" olarak vermesi tepki görmüştür. TDK tarafından yapılan açıklama şu şekildedir: TDK’nin üç gün süren toplantısında bir yandan Türkçenin Etimoloji Sözlüğü’nün düzenlenişi üzerine konuşmalar yapılmış, öte yandan da Türkçe Sözlük’ün mevcut maddelerinin tanımı görüşülmüş, Sözlük’teki tanımların baştan sona dikkatle yeniden okunmasına, düzenlenmesine karar verilmiştir. Sözlükçünün görevi bir kelimeye kendi başına, masa başında yeni bir anlam katmak değil, yazı dilinde ve günlük dilde kullanılışlarına bakıp var olanı tespit ederek sözlüğe yansıtmaktır. Kelime ilk defa 1918’de tespit edilmiştir. Teklz. Flörte temayülü olan: Ne müsait kız. Bana tuhaf tuhaf gülüyor. Eliyle manasını anlamadığım işaretler yapıyor. Ömer Seyfeddin. “Nakarat”, Yeni Mecmua, C. 3, S. 63, 3 Teşrinievvel 1918, s. 218. Kelimenin bu anlamı ilk defa Meydan Larousse Ansiklopedisi’nde (1972, 1981, C. 9, s. 155, sol sütun) aşağıdaki şekilde yer almıştır. Belli ki müsait sözünün bugünlerde söz konusu edilen anlamı 1983’te yayımlanan 7. baskıya bu yolla girmiş olmalıdır. Söz konusu anlam tam da bu hâliyle ilk kez 1983’te Türkçe Sözlük’e girmiştir (682. sayfa, sol sütun). O dönem sözlüğü hazırlayanların hangi düşünce ile bu anlamı müsait kelimesine ilave ettiklerini bilemiyoruz. Ancak kesin olan, bu anlam, 1983’ten beri Sözlük’ün her baskısında aynı şekilde devam etmiştir. Yani bir iki günlük bir konu veya iş değildir, 32 yıldan beri bu anlam sözlükte aşağıdaki şekliyle mevcuttur. müsait s. (müsa:it) Ar. musā‘id 1. Uygun, elverişli: Müsait bir gün geleceğim. 2. tkz. Flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen (kadın). Aşağıdaki sözlüklerde ise TDK Sözlük’ünde verilen anlam aynı şekilde yer almıştır. Karacan Büyük Sözlük ve Genel Kültür Ansiklopedisi, [1982], C. 5 (L-R), s. 1521, sol sütun. Milliyet Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedi, 1986, C. 16, 8466, sol sütun. Dil Derneği, Türkçe Sözlük, 2. baskı, 2005, s. 1394, sağ sütun. Ali Püsküllüoğlu, Türkçe Sözlük, Genişletilmiş 5. baskı, 2004, s. 1276, sol sütun. Türkçenin derlemi (corpus) üzerine hazırlanmış en geniş çalışmaya baktığımızda müsait’in 560 kez geçtiğini görürüz. Ancak söz konusu edilen ikinci anlam bu 560 örnek arasında karşımıza çıkmaz. Türkçe Sözlük’te teklifsiz konuşmaya (tkz.) özgü bir kullanım olarak kaydedilen bu anlam belli ki bir tür argo kullanımdır. Büyük bir ihtimalle de 1980'li yıllarda bu anlam, belirli bir çevrede kullanılmış olabilir. Bugün bu anlam herkesçe bilinen bir anlam değildir. Belki de bir döneme özgü, moda sözlerdendir. Bir yönden cinsiyet ayrımcılığı güden, bir yönden de bu anlamıyla kullanılışı neredeyse hiç bilinmeyen bu kelime, Türkçe Sözlük’ün yeni baskısında ve Genel Ağ ortamındaki kullanımlarında gerekli taramalar yapıldıktan sonra yeniden düzenlenecektir. Kamuoyunda tartışmalara sebep olan bu ve benzeri konularla ilgili TDK olarak çalışma yapılacak ve kamuoyuyla paylaşılacaktır. == Çalışmaları == Bugün Türk Dil Kurumu, 20'si Yükseköğretim Kurulu; 20'si Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından seçilen 40 asil üyeye sahiptir. Üyelerin büyük çoğunluğu Türk üniversitelerinde çalışan Türkologlardır. Başbakan'ın önerisi doğrultusunda Cumhurbaşkanı tarafından atanılan TDK Kurum Başkanı ve 40 asîl üye Bilim Kurulunu oluşturur. Kurumun bilimsel çalışmaları bu kurul tarafından planlandığı gibi yönetim işlerini üstlenen Yürütme Kurulu ile bilimsel çalışmaları yürüten Kol ve Komisyonların üyeleri de bu kurul tarafından seçilmiştir. Bilimsel çalışmaları yürüten kollar şunlardır: * Sözlük Bilim ve Uygulama Kolu * Gramer Bilim ve Uygulama Kolu * Dil Bilimi Bilim ve Uygulama Kolu * Terim Bilim ve Uygulama Kolu * Ağız Araştırmaları Bilim ve Uygulama Kolu * Kaynak Eserler Bilim ve Uygulama Kolu Türkiye Türkçesinin çağdaş sözlüğünü sürekli geliştirerek yayımlayan Türk Dil Kurumu, Yazım Kılavuzu 'na da son şeklini vererek 2000 yılında yeniden yayımlamıştır. 1998 yılı içinde 9. baskısı çıkmış olan Türkçe Sözlük'te 75.000 civarında sözcük yer almıştır. Son dönemde, yılda 30-40 bilimsel eseri yayın dünyasına kazandıran Türk Dil Kurumunun üç süreli yayını da bulunmaktadır. Güncel dil konularını ve geniş kitlenin anlayacağı dilde yazılmış araştırmaları içine alan Türk Dili dergisi ayda bir yayımlanmaktadır. Altı ayda bir yayımlanan Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi; Kazak, Kırgız, Tatar vb. Türk topluluklarının dil ve edebiyatlarıyla ilgili araştırmalara yer verir. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten ise tamamen bilimsel araştırmaları içine alır ve yılda bir sayı yayımlanır. Türk Dil Kurumunun yürütmekte olduğu projeler şunlardır: * Karşılaştırmalı Türk Lehçe ve Şiveleri Sözlüğü ve Grameri Saha Araştırması Projesi, * Türkiye Türkçesi Sözlükleri Projesi, * Göktürk (Runik) Yazılı Belge, Yazıt ve Anıtların Albümü Projesi, * Türkiye Türkçesi ve Tarihî Devirler Yazı Dilleri Gramerleri Projesi, * Türk Dünyası Destanlarının Tespiti, Türkiye Türkçesine Aktarılması ve Yayımlanması Projesi. * Yayınlar Türk Dil Kurumu 800'e ulaşan yayını, 40 Bilim Kurulu üyesi, 17 uzmanı, 56 çalışanı ve varsıl bir araştırma kütüphanesiyle çalışmalarını sürdürmektedir. == Süreli yayınlar == * Türk Dili - İlk sayısı Ekim 1951'de yayımlanmış aylık dil ve edebiyat dergisidir. * Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi - Uluslararası hakemli bir dergidir. Altı ayda bir yayımlanır. * Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten - Tamamen bilimsel araştırmaları içine alır. Yılda iki sayı yayımlanır. ==Kurucular== * Mustafa Kemal Atatürk * Samih Rıfat Horozcu * Ruşen Eşref Ünaydın * Celâl Sahir Erozan * Yakup Kadri Karaosmanoğlu == Başkanlar == Adı Görev Başlangıcı Görev Bitişi Mustafa Kemal Atatürk 12 Temmuz 1932 10 Kasım 1938 İsmet İnönü 11 Kasım 1938 25 Aralık 1973 Samih Rıfat Yalnızgil 12 Temmuz 1932 18 Ağustos 1932 Esat Sagay 19 Ağustos 1932 4 Aralık 1932 Dr. Reşit Galip 4 Aralık 1932 19 Ağustos 1933 Dr. Refik Saydam 19 Ağustos 1933 26 Ekim 1933 Yusuf Hikmet Bayur 27 Ekim 1933 8 Temmuz 1934 Zeynel Abidin Özmen 9 Temmuz 1934 9 Haziran 1935 Saffet Arıkan 10 Haziran 1935 28 Aralık 1938 Hasan Âli Yücel 28 Aralık 1938 5 Ağustos 1946 Reşat Şemsettin Sirer 5 Ağustos 1946 9 Haziran 1948 Prof. Dr. Tahsin Banguoğlu 10 Haziran 1948 22 Mayıs 1950 Hüseyin Avni Başman 23 Mayıs 1950 10 Ağustos 1950 Ahmet Tevfik İleri 11 Ağustos 1950 10 Şubat 1951 Hakkı Tarık Us 1951 1954 Prof. Dr. Macit Gökberk 1954 1960 Prof. Dr. Hasan Tahsin Banguoğlu 1960 1963 Prof. Dr. Agâh Sırrı Levend 1963 1966 Prof. Dr. Gündüz Akıncı 1966 1969 Prof. Dr. Macit Gökberk 1969 1976 Prof. Dr. Seha L. Meray 1976 1978 Prof. Dr. Şerafettin Turan 1978 1983 Prof. Dr. Hasan Eren 1983 1993 Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun 1993 2000 Prof. Dr. Hamza Zülfikar 2000 2001 Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın 2001 2012 Prof. Dr. Mustafa Sinan Kaçalın 2012 2018 Prof. Dr. Gürer Gülsevin 2018 2023 Prof. Dr. Osman Mert 2023 Görevde == Başkan Yardımcıları == Adı Görev Başlangıcı Görev Bitişi Prof. Dr. Himmet Umunç 1988 1991 Prof. Dr. Hamza Zülfikar 1993 2001 Prof. Dr. Recep Toparlı 2001 2009 Prof. Dr. Melek Özyetkin 2010 2012 Ali Karaçalı 2012 2016 Doç. Dr. Bilâl Çakıcı 2016 2019 Prof. Dr. Feyzi Ersoy 2019 2022 Dr. Ömer Gök 2022 Görevde == Genel Sekreterler == Adı Görev Başlangıcı Görev Bitişi Ruşen Eşref Ünaydın 1932 1933 Prof. İbrahim Necmi Dilmen 1933 1945 Hasan Reşit Tankut 1945 1951 Agâh Sırrı Levend 1951 1960 Behçet Kemal Çağlar 1960 1960 Sami Nabi Özerdim 1960 1963 Ömer Asım Aksoy 1963 1978 Cahit Külebi 1978 1982 Kemal Demiray 1982 1983 İ. Sefa Pehlivantürk 1983 1988 Halil Selçuk 1988 2001 Cafer Çetin 2001 2002 Ramazan Güney 2002 2004 Burhan Apatay 2004 2005 Ali Karaçalı 2005 2011 2 Kasım 2011 tarih ve 28103 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 664 sayılı Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile genel sekreterlik kadrosu sonlandırıldı. == Kaynakça == == Ayrıca bakınız == * Dil Derneği * TDK Çocuk Yazını Ödülü * TDK Yazım Kılavuzu * Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü * Türk Dili dergisi * Türk Tarih Kurumu * Türkiye Türkçesi == Dış bağlantılar == * *sozluk.gov.tr * TDK Kütüphanesi, Ana sayfa * TDK Güncel Türkçe Sözlük * Sesli Türkçe Sözlük * TDK Kişi Adları Sözlüğü * TDK Batı Kökenli Sözcükler Sözlüğü *Kitaplar Listesi *Süreli Yayınlar Listesi Kategori:Türk Dil Kurumu Kategori:Türk kamu kurumları Kategori:Türkçe Kategori:Atatürk'ün kurduğu kurum ve kuruluşlar Kategori:1932'de Türkiye'de kurulan oluşumlar Kategori:1932'de kurulan kuruluşlar
1,913
Cahit Arf (24 Ekim 1910, Selânik - 26 Aralık 1997, İstanbul), Türk matematikçi ve bilim insanı, eski TÜBİTAK Bilim Kolu başkanıdır. 1948'de İnönü Ödülü'nü, 1974'te TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü kazanmıştır. 1980 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Onur Doktorası, 1981'de de ODTÜ Onur Doktorası'nı almıştır. 1990 yılında Cahit Arf'ın onuruna Sayılar Teorisi üzerine uluslararası bir sempozyum düzenlenmiştir. İleri düzeyde araştırmalar yaptığı Halkalar ve Geometri üzerine ilk konferanslar da 1984'te İstanbul'da yapılmıştır. 2009 yılından itibaren 10 Türk lirası üzerinde Arf'ın sureti yer almaktadır.. Banknote Museum: == Hayatı == Cahit Arf, ilkokulu o yıllarda Sultani adı verilen liselerin ilk kısmında okumuş, daha beşinci sınıftayken tanıştığı genç bir öğretmen onun matematikle ilgilenmesini sağlamıştır. Lisenin orta kısmına geldiğinde artık okul arkadaşlarının çözemediği matematik sorularını çözen Cahit Arf’ın bu yeteneği ailesi ve hocalarının ilgisini çekmiş ve Paris’teki St. Louis Lisesi'nde okumak üzere ailesi tarafından Fransa’ya gönderilmiştir. Üç yıllık lise tahsilini iki yılda bitirip Türkiye’ye geri dönen Cahit Arf o sıralarda Türk hükûmeti tarafından yükseköğrenim görmek üzere sınavla Avrupa’ya gönderilecek aday öğrenciler arasına alınmıştır. === Yükseköğrenimi === Yükseköğrenimini Fransa'da Ecole Normale Superieure'de 1932'de tamamlamıştır. Bir süre Galatasaray Lisesi'nde matematik öğretmenliği yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde doçent adayı olarak çalışmıştır. Doktorasını yapmak için Almanya'ya gitmiştir. 1938 yılında Göttingen Üniversitesi'nde doktorasını bitirmiştir. === Kariyeri === küçükresim| Cahit Arf Türkiye'ye döndüğünde İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde profesör ve ordinaryüs profesörlüğe yükseldi ve 1962 yılına kadar çalıştı. Daha sonra Robert Koleji'nde matematik dersleri vermeye başladı. 1964 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ilk bilim kurulu başkanı oldu. Daha sonra gittiği Amerika Birleşik Devletleri'nde araştırma ve incelemelerde bulundu; Kaliforniya Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olarak görev yaptı. Türkiye'de yaşamak istemesi üzerine kendi isteğiyle 1967 yılında Türkiye'ye döndü. Döndükten kısa bir süre sonra Kanada ve Amerika'daki üniversitelerden konuk öğretim üyesi olarak teklifler aldı. Ancak kendisi bu tekliflere cevap veremeden Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nden gelen telefon bu üniversiteye atandığını ve uçak biletinin yolda olduğunu söylüyordu ve artık Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde göreve başlamıştı. 1980 yılında emekli oldu. Emekliye ayrıldıktan sonra TÜBİTAK'ın kurulmasında çok emeği geçti ve TÜBİTAK'a bağlı Gebze Araştırma Merkezi'nde görev aldı. 1983-1989 yılları arasında Türk Matematik Derneğinin başkanlığını yaptı. Arf, İnönü Armağanı'nı (1943) ve TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü kazandı (1974). Bu ödülü alırken yaptığı konuşmada 'Bilim insanının amacı anlamaktır' hemen ardından 'ama büyük harflerle anlamaktır' sözüyle kendine göre bilim insanını açıklamıştır. Onuruna yapılan cebir ve sayılar teorisi üzerine uluslararası bir sempozyum, 1990'da 3-7 Eylül tarihleri arasında Silivri'de gerçekleştirilmiştir. Halkalar ve geometri üzerine ilk konferanslar da 1984'te İstanbul'da yapılmıştır. Arf, matematikte geometri kavramı üzerine bir makale sunmuştur. Cahit Arf, 26 Aralık 1997 tarihinde ağır bir kalp hastalığı nedeni ile ölmüştür. === Çalışmaları === Cahit Arf, cebir konusundaki çalışmalarıyla dünyaca ün kazanmıştır. Sentetik geometri problemlerinin cetvel ve pergel yardımıyla çözülebilirliği konusunda yaptığı çalışmalar, cisimlerin kuadratik formlarının sınıflandırılmasında ortaya çıkan değişmezlere ilişkin Arf değişmezi ve Arf halkaları gibi literatürde adıyla anılan çalışmaların yanı sıra "Hasse-Arf Teoremi" adı ile anılan teoremi matematik bilimine kazandırmıştır.Cahit Arf'ın çalışmalarının literatüre katkısı konusundaki bir bibliyometrik çalışma için bkz. . Arf Sabiti ve Arf Kapanışları gibi terimleri buldu. Arf(q)=\sum_{i=1}^nq(a;) q(b;)\epsilon Z_2 a;,b; i= 1,2,3.......,n. === Görüşleri === * Cahit Arf, matematiği bir meslek dalı olarak değil, bir yaşam tarzı olarak görmüştür. Öğrencilerine sürekli: "Matematiği ezberlemeyin, kendiniz yapın ve anlayın." demiştir.Cahit Arf'ın Çalışmalarının Kısa Bir Tanıtımı. 4 Ocak 2006. 13 Ekim 2010 tarihinde erişilmiştir. * "Matematik esas olarak sabır olayıdır. Belleyerek (ezberleyerek) değil, keşfederek anlamak gerekir." demiştir. * "Matematik de resim, müzik ve heykel gibi bir sanattır" diyerek matematiğin sanatsal yönünü vurgulamıştır. * "Matematik endüktif (tümevarımsal) bir bilimdir ve bu endüktif bilim sonsuz kümeler için geçerli. Bu sonsuzlukları endüktif bir şekilde kavrıyoruz ve kavradığımız zaman da o sonsuzluğu hissediyoruz. Sınırsızlığı... Ve bu bize mutluluk veriyor çünkü ölümü unutuyoruz... Herkes ölümsüz olduğunu hissettiği alanda çalışmak ister. Ben de matematikte kendimi ölümsüz hissettim." == Hakkında düzenlenen konferanslar == Orta Doğu Teknik Üniversitesi Matematik Bölümü'nde her sene Arf adına ve anısına özel bir konferans düzenlenmektedir. ;ODTÜ'de düzenlenen Arf konferanslarının konuşmacıları ve bağlı olduğu kurumlar * 2009: Gunter Harder - Bonn Üniversitesi Matematik Enstitüsü * 2007: Hendrik Lenstra - Leiden Üniversitesi Matematik Enstitüsü * 2006: Jean-Pierre Serre - Collège de France * 2005: Peter Sarnak - Princeton Üniversitesi ve İleri Araştırma Enstitüsü * 2004: Robert Langlands - İleri Araştırma Enstitüsü * 2003: David Mumford - Brown Üniversitesi Uygulamalı Matematik Bölümü * 2002: Don Zagier - Utrecht Üniversitesi/Collège de France * 2001: Gerhard Frey - Essen Üniversitesi Deneysel Matematik Enstitüsü == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * * * ("MacTutor History of Mathematics"teki biyografisi) * (Cahit Arf'in "Matematikçiler Ağacı"ndaki Yeri) Kategori:20. yüzyıl matematikçileri Kategori:1910 doğumlular Kategori:1997 yılında ölenler Kategori:École Normale Supérieur'de öğrenim görenler Kategori:Göttingen Üniversitesinde öğrenim görenler Kategori:Türk matematikçiler Kategori:TÜBİTAK Bilim Ödülü sahipleri Kategori:Selanik doğumlular Kategori:İstanbul Üniversitesi öğretim üyeleri Kategori:Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilenler Kategori:Türk ordinaryüs profesörler Kategori:Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley öğretim üyeleri Kategori:İstanbul'da ölenler Kategori:TÜBİTAK Başkanları
1,910
Venus, Veneridae familyasına bağlı bir hayvan cinsidir. == Dış bağlantılar == * * == Kaynakça == Kategori:Veneridae
1,925
Laparoskopi genel anestezi altında yapılan ve göbek deliğinden ince bir teleskopun karın içine sokularak karın içi organlarının görüntülenmesi prensibine dayanan bir ameliyattır.Mastery of Endoscopic and Laparoscopic Surgery W. Stephen, M.D. Eubanks; Steve Eubanks (Editor); Lee L., M.D. Swanstrom (Editor); Nathaniel J. Soper (Editor) Lippincott Williams & Wilkins 2nd Edition 2004 == Ne zaman Uygulanır == Laporoskopi hem tanı amaçlı hem de tedavi amaçlı kullanılan bir işlemdir. Tanı koymak için uygulanan laporoskopi ile cerrahi işlem gerçekleştirilemez ve yalnızca inceleme yapılarak hastanın şikâyetleri araştırılır. Tedavi amaçlı olarak kullanılan laporoskopi ile özellikle jinekoloji cerrahiler başarı ile gerçekleştirilir. Günümüzde en sık yapılan laparoskopik ameliyat, laparoskopik kolesistektomi denilen safra kesesinin alınması işlemidir. == Riskleri == * Damar, bağırsak ve mesanede zedelenmeler oluşabilir, * Hastada enfeksiyon, kanama ve hafif ağrı olabilir, * Laporoskopi uygulanırken her an açık ameliyata geçme olasılığı vardır. bu durum oluşum göstermiş komplikasyondan dolayı ya da işlemin laporoskopi ile yapılamayacağından dolayı olabilir. * Cerrahiden sonra genellikle sağ omuzda ağrı gelişebilir. == Kaynakça == Kategori:Cerrahi
1,846
Nirvana, 1987'de Aberdeen, Washington'de kurulmuş Amerikan grunge müzik grubudur. Gitar ve vokalde Kurt Cobain, bas gitarda Krist Novoselic ve bateride Dave Grohl bulunmaktaydı. 1989 yılında çıkardığı ilk albüm Bleach'le sesini pek duyuramayan grup, 1991 yılında çıkardığı Nevermind albümü ile müzik dünyasında tam anlamıyla bir çığır açtı ve X kuşağının ana figürlerinden bir grubu hâline geldi. Billboard 200 number-one album listesinde Michael Jackson'ın milyon dolarlık albümünü tahtından indirdi. Albümün ilk single'ı "Smells Like Teen Spirit" ilk çıktığı yıllarda dev bir hayranlık kitlesi oluşturdu ve kısa zamanlarda dünyanın en popüler şarkılarından biri hâline geldi. Yarattığı etkiyle Amerika'da hair metalin popülaritesini bitirmiştir. 4/4'lük ritim kalıplarıyla, yalın fakat akılda yer tutan melodileriyle ve vurucu sözleriyle kendine özgün bir tarz oluşturan solist Kurt Cobain, aynı zamanda çalkantılı yaşamı ve uyuşturucu bağımlılığı ile de gündeme gelmiştir. 1993 yılında In Utero albümünü çıkaran grup başarısını sürdürmüştür. 1994 yılında Kurt Cobain'in ölümüyle grup dağılmıştır. Nirvana 1990'ların başında Nevermind albümüyle alternatif rock tarzında yeni bir müzik çağı başlatmıştır. 2009 verilerine göre dünya çapında 75 milyondan fazla albüm satışı elde etmiştir. Rolling Stone dergisi grubu tüm zamanların en iyi 100 grup listesine ekledi. 2014'te dünya çapında önemli yer edinmiş Rock/Metal türündeki sanatçı ve grupların dahil olduğu Rock and Roll Hall of Fame kulübüne dahil edildiler. Nirvana her ne kadar üç ana üyesiyle meşhur olsa da Kurt Cobain'in intiharından kısa süre önce grubun çektirdiği bir stüdyo fotoğrafında beş üye olarak görülmektedir. Pat Smear ikinci gitarist olarak gruba 1993'te katılım yaptı. Çellist Lori Goldston da Pat Smear gibi 1993'te gruba katılmıştır. Bu ikili 1993-1994 yılları arasında MTV Unplugged performansı dahil olmak üzere grubun dağılmadan önceki son 70 konserine katkı sağlamıştır. küçükresim|alt=|Nirvana'nın marka logosu == Tarihçe == === Kuruluş ve ilk yıllar (1987-1988) === Şarkıcı ve gitarist Kurt Cobain ve basçı Krist Novoselic, Washington eyaletindeki Aberdeen Lisesi'nde okurken tanıştılar.Azerrad, 1994. p. 209 Çift, Melvins'in çalışma alanını sık sık ziyaret ederken yakın arkadaş oldular.Azerrad, 1994. p. 36 Cobain, Novoselic'e bir grup kurma önerisi verse de, ancak Novoselic uzun süre bu öneriye sıcak bakmadı. Cobain, ona sonra Fecal Matter adını verdiği amatör grubunun bir demo kasetini verdi. Novoselic demoyu dinledikten sonra Cobain'in grup önerisini kabul etti. İkili bir araya geldikten sonra grubun adını Sellouts olarak değiştirdiler. Bu grup bir Creedence Clearwater Revival cover grubuydu. Grup daha sonra davula Bob McFadden'i aldılar, ancak bir ay sonra proje başarısız oldu.Azerrad, 1994. p. 44–5 1987'nin başlarında, Cobain ve Novoselic davulcu Aaron Burckhard'ı gruba aldı.Azerrad, 1994. p. 57 Cobain'in Fecal Matter grubundan kayıt ettiği riffleri tekrar derlediler.Azerrad, 1994. p. 58 Cobain ve Novoselic bir taşra şehri olan Aberdeen'de müzik kariyerlerini ilerletemeyeceklerini anlayınca, 1987'de kız arkadaşları Tracy Marander ve Shelli Hyrkas ile beraber üniversiteli gençlerin yoğunlukta olduğu Aberdeen'in komşu şehri Olympia'ya taşındılar. Olympia'da çeşitli bateristlerle barlarda performans gösterdiler. Aynı zamanda kendi parçalarını da üretmeye devam ediyorlardı. Grup, bu süre zarfında "Skid Row", "Pen Cap Chew" ve "Ted Ed Fred" gibi bir dizi isimden geçti. Ürettikleri parçaları albüme dökmek isteyen ikili bir türlü düzenli çalışacak bir baterist bulamıyordu. Sonunda Aberdeen'den de tanıdıkları Melvins grubunun bateristi Dale Crover'dan albüm kaydı için yardım istediler. Crover yardım teklifini kabul edip grubun 10 Ocak 1988'de ilk demo kayıtlarına yardım etti. ==== Grup adının hikâyesi ==== İkili 1987'de Olympia'ya taşındıklarında sınıfsal zorluklar çektiler. Aberdeen, Olympia'ya nazaran geri kalmış bir taşra şehriydi. Aberdeen'den Olympia'ya yoğun bir göç vardı. Çoğunluğu üniversiteli gençlerden oluşan Olympia, Aberdeen'den gelenlere pek sıcak bakmayıp ve sıklıkla aşağılıyorlardı. Bu sınıfsal tepkiden Cobain ve Novoselic de nasibini alıyordu. Bir üniversite partisi için konser daveti alan grup, baterist Aaron Burckhard'ın giyiminden dolayı partideki gençlerin alayı hâline gelmişlerdi. Bu sınıfsal tepkiler Kurt Cobain'in gruba Nirvana adını verdiği düşünülmektedir. Cobain grup adı için verdiği bir röportajda şunları söyledi; > "Angry Samoans punk grup adları gibi kaba, şehvetli bir serseri adı yerine > biraz güzel, zarif ve hoş bir isim seçmeyi tercih ettim" Azerrad, 1994. p. > 61–2 1988'in başlarında, Crover ikiliye kayıt yardımı yaptıktan sonra San Francisco'ya gitti, ancak davulcu olarak ikiliye Dave Foster'ı önerdi.Azerrad, 1994. p. 73 Lakin Foster'ın Nirvana'daki görev süresi yalnızca birkaç ay sürdü; Foster bir olaydan ötürü hapis cezası alınca, ikili tekrar Burckhard'ı gruba aldı. Burckhard, Cobain'e bir gün antrenman yapamayacak kadar akşamdan kalma olduğunu söyledikten sonra tekrar ayrıldı.Azerrad, 1994. p. 76–7 Cobain ve Novoselic, Seattle müzik yayını olan The Rocket'e davulcu arayan bir ilan verdiler, ancak tatmin edici yanıtlar alamadılar. Bu arada bir arkadaşları onları davulcu Chad Channing ile tanıştırdı. Channing, Cobain ve Novoselic ile birlikte çalmayı kabul etti; ancak Channing'in sonradan yaptığı bir açıklamaya göre, "Aslında hiçbir zaman 'tamam, varsın' demediler." dedi. Channing, Mayıs 1988'de devraldığı bateri görevini, 1991'te kadar Dave Grohl'a devretti. === İlk single ve albüm yayınları: Bleach (1988–1990) === 1988'de demo kayıtlarını bitiren grup bu parçaları artık albüme basmak istedi. Demoları plak şirketlerine göndermelerine rağmen hiçbirinden dönüş alamadılar. Plak şirketleri yeni kurulmuş bu gruba yanaşmıyordu. Grup sonunda, albüm için ekseriyetle yeni gruplarla çalışan Sub-Pop plak şirketinin kapısını çaldı. Sub-Pop grubun demosunu dinledikten sonra grupla bir kontrat imzaladı. Firma 1988 Kasım'da grubun ilk single'ı olan Shocking Blue parçası olan Love Buzz parçasını cover'layıp yayınladı, ancak ilerleyen yıllarda firma vaatlerini yerine getirmedi. Albüm için grubu 1.5 yıl oyaladı. Anlaşamadıkları kısımlar albüm kayıt ücreti ve şarkı seçimleri üzerineydi. ==== İlk Seattle macerası ==== Nirvana, albümü beklerken aynı zamanda konser sıkılığını da arttırıyordu. Olympia'daki çoğu barda konser veren grup, Olympia'nın komşu şehri Seattle'da da konser vermek istediler. Olympia'ya göre müzik kültürü daha sağlam olan Seattle'ın asi gençliğini tatmin etmek kolay olmadı. Nirvana'nın ilk bireysel Seattle macerası facia ile sonuçlandı. Seattle'ın büyük barlarına hakim olamayan Nirvana, ilk bireysel konserlerinde kitlenin negatif tepkisini aldı. Kötü performanstan ötürü konser ortasında Seattle gençliği barı terk etti. Olaydan sonra grup bir süreliğine Seattle'dan uzak durdu. ==== Öncü grunge gruplarıyla ilk etkileşim ==== Nirvana, albüm için tekrar Sub-Pop'a uğradı. Sub-Pop albümü yayınlamada ağır davransa da Nirvana'ya konser jestleri yapmaya karar verdi. 1988'lerde Sub-Pop'ın bünyesinde Seattle'da kendini kanıtlamış olan Soundgarden, Mudhoney, Sonic Youth, Green River, Scratch Acid gibi grunge türünün öncü grupları vardı. Bireysel konserlerde özgüven sorunu yaşayan Nirvana, Sub-Pop'ın aracılığıyla bu büyük grupların konserlerinde ön grup oldular. Yoğunluk Seattle olmak farklı şehirlerde konser elde etme şansı yakaladılar. 1988-1990 arasında birkaç konserde Alice in Chains ile de orta konser verme fırsatı yakaladılar. Sahnede gitar kısımlarında yetersiz olduğunun farkına varan Cobain, gruba ikinci gitarist olarak Jason Everman'ı aldı. ==== Bleach albümünün yayınlanması ==== Maddi nedenlerden ötürü bir türlü yayınlanamayan albüm Nirvana'yı pes ettirdi. Grup sonunda 606.17$ kayıt ücretini cebinden ödemeyi kabul etti. Nihayetinde 1.5 yıllık bekleyişin ardından albüm Haziran 1989'da yayınlandı. Albümün prodüktörü, hem Skin Yard gitaristi hem de Soundgarden ve Mudhoney gibi grupların da prodüktörü olan Jack Endino idi.Azerrad, 1994. p. 110–11 Albümün çıkışının sağlanmasında büyük rol oynayan gitarist Jason Everman, albüm sonrasında grubun ikinci gitaristi olarak gruba katıldı.küçükresim|alt=|Albümün adı, eroin enjektörlerini HIV bulaşmasını önlemeye yönelik iğnelerini temizlemek için çamaşır suyu kullanmaya çağıran 1980'lerden kalma halk sağlığı afişlerine atıfta bulunuyor.Albüm müzikal olarak Melvins'in heavy dirge-rock, Mudhoney'in 80'ler punk ve Black Sabbath'ın 70'ler heavy soundunu taşıyordu. Günümüz müzik perspektifine göre yorumlanırsa, albümün genel aurası Sludge Metal havasındadır. Sözler ise günlük yaşantıdan, film ve dizilere atıfta bulunuyordu. "Floyd the Barber" parçası biri dizi karakterinden esinlemeydi. Albümün hit parçası "About a Girl" ise soyut bir aşk parçası olup Kurt Cobain'in 80'lerde sevgilisi olan Tracy Marander için yazılmıştı. Parça o kadar soyuttu ki Tracy ilk yıllarda parçanın kendisine yazıldığını bilmiyordu. Parçanın kendisi için yazıldığını Kurt'ün intiharından sonra yayınlanan bir kitap aracılığıyla öğrendi. Albüm kapağı ise, Nirvana'nın 80'lerde verdiği bir bar konserinde Cobain'in sevgilisi Tracy Marander tarafından çekilmiş bir renkli fotoğraf siyah beyaz negatif edilerek kullanıldı. Tracy Marander yıllar sonra fotoğrafın orijinal renkli halini gazetecilerle paylaştı. Nirvana; Soundgarden, Mudhoney ve Sonic Youth ile beraber verdiği konserler sayesinde canlı performans tecrübelerini ilerletmişti. Bu başarı dinleyici ve radyo yayıncılarının da dikkatini çekmişti. Albümün tüm kopyaları satılıp radyolarda yayınlanmaya başladı. Sub-Pop albümden 40.000 kopya bastı. Albüm tamamen satılmasına rağmen Nirvana, Sub-Pop'tan bir ödeme alamadı. Albüm adı, 1980'lerde artan AIDS vakalarına azaltmak için ABD Halk Sağlığı Merkezinin bir afişine atıfta bulunmaktadır. ==== Soundgarden ile etkileşim ==== küçükresim|alt=|Sub-Pop plak şirketinin 1980'lerde düzenlediği konser etkinliklerinde, Nirvana ve Soundgarden'ın birlikte konser verdiği bir konser afişi. 88-90 arası konserler sayesinde Nirvana; Soundgarden, Mudhoney ve Sonic Youth üyeleriyle bir yakınlaşma yakaladı. 90 öncesi fotoğraflarda Kurt Cobain'in üzerinde Sonic Youth ve Mudhoney t-shirt'leriyle fotoğraflanırken, Chris Cornell ise Nirvana t-shirt'ü ile fotoğraflanmıştır. Bu yakınlaşma üye değişimine kadar ilerledi. Nirvana, grubun ikinci gitarist Jason Everman'ın artık hevesli olmadığının farkına vardı. Jason Everman sonra kendi isteğiyle Nirvana'dan ayrıldı. Aynı yıllarda Soundgarden, süre gelen bas gitarist sıkıntısı yaşıyordu. Soundgarden üyeleri Jason Everman'ın konserlerdeki performanslarından etkilenip, Everman'ı Soundgarden'a elektro gitar yerine bas gitarist olarak davet etti. Everman teklifi kabul etmesine rağmen, Soundgarden ile bir ritim yakalamayıp Soundgarden'dan ayrıldı. === Popüler olmaya doğru: Diğer grunge gruplarının akıbeti (1990-1991) === Yıllar 1990 olduğunda Nirvana müzikal altyapısını yeni oturtmuşken diğer grunge devlerinden Soundgarden ve Alice in Chains, popülarite olarak Nirvana'nın çok ötesindeydi. Bu iki grup artık ana akım müzik piyasasına girip parçaları tv'lerde rotasyona girmişti. İlk büyük atılımı Alice in Chains yapmıştı, 1990 yılında dünya çapındaki plak şirketlerinden Columbia Records ile kontrat imzaladılar. İlk albümleri Facelift ABD'de 6 ay içinde 400.000 adet sattı. Parçaları MTV'de dönmeye başladı. Soundgarden ise bir başka plak şirketi devlerinden A&M; Records kontrat imzalayıp 1991'de çıkacak olan Badmotorfinger albümünün kayıtları üzerinde çalışıyordu. Bir diğer öncü grunge grubu Mother Love Bone, overdose uyuşturucudan ölen vokali Andrew Wood'tan sonra 1990'da grubu dağıtmışlardı. Daha sonra grubun üyeleri Chris Cornell'in önerdiği Eddie Vedder ile tanışıp Pearl Jam grubunu kurmuşlardı. Bu grup da ünlü Epic Records ile kontrat imzalayıp 1991'de çıkacak olan Ten albümlerinin hazırlığına girişmişti. Nirvana ise 1990'da yeni parçalar üzerinde çalışmaya yeni başlamıştı ana henüz büyük firmayla kontratları yoktu. Nevermind'ta tamamladıkları ilk parça In Bloom oldu. Bu parçayı konserlerde de çalmaya başladılar. Parça dinleyicilerden olumlu tepki alıyordu. Soundgarden'ı elinden kaçıran Sub-Pop firması Nirvana'yı elinden kaçırmak istemedi. Yeni bir kontrat Nirvana'ya önerdiler. Kurt Cobain önlerine verilen kontratın içeriğini pek anlamadı. Büyük bir firma ile kontrat imzalamış olan Chris Cornell ile iletişime geçip tavsiye istedi. ==== Grunge gruplarını popüler eden menajer: Susan Silver ==== Susan Silver, 1983'te müzik menajerliğine amatör giriş yapmış olan bir menajerdi. 1985'te Soundgarden ile tanıştı, 1986'da grubun menajerliğini üstlendi. 2 yıl sonra ise edindiği çevreyle Soundgarden'ı dünya çapındaki A&M; Records ile kontrat imzalamasını sağladı. Amatör olan Soundgarden'ı A&M; Records'a taşıyan Silver menajerler arasında dikkat çekmişti. 1988'de Susan Silver, iki ortak menajer olan Kelly Curtis ve Ken Deans ile tanıştı. Curtis ve Deans menajerleri olduğu grupları Susan Silver'a gösterip büyük firmalara tanıtmasını istediler. Menajeri olduğu gruplardan biri de Seattle'lı amatör grunge grubu Alice in Chains'ti. Alice in Chains'in demosunu dinleyen Silver, gruptaki cevherin farkına varmasına rağmen Curtis ve Deans'e belli ettirmedi. Silver'dan olumlu dönüş alamayan Curtis ve Deans, menajeri olup da popülerlik ışığı taşımayan grupların menajerliğini bırakıyordu. Menajerliğini bıraktıkları gruplardan biri de Alice in Chains'ti. Alice in Chains'in menajer olarak boşa çıktığını gören Silver, Alice in Chains ile bir menajerlik sözleşmesi imzaladı ancak A&M; Records, Soungarden'a nazaran gitar tonları sert olan Alice in Chains ile kontrat imzalamadı. Pes etmeyen Susan Silver, Columbia Records ile bağıntı yakaladı. Alice in Chains'in demosunu Columbia Records'a dinlettirdi. Columbia Records'tan olumlu cevap alan Silver, Alice in Chains'i Columbia Records'a taşıdı. Daha sonra bir MTV bağıntısı yakalayan Silver, grubun video kliplerini MTV'de rotasyona soktu. Alice in Chains 1990'da 6 ayda 400.000 albüm satışı elde etti. 1990'da Nirvana Sub-Pop'tan gelen kontrat önerisi için, popülerlik basamaklarını hızlıca tırmanan Chris Cornell'den tavsiye istedi. Chris Cornell, Nirvana üyelerini Susan Silver ile tanıştırdı. Susan Silver ile tanışan Nirvana üyeleri, kontratı Silver'a gösterdi. O yıllarda Chris Cornell ile sevgili olmasına rağmen Silver, Cornell'in önerdiği bu grubu A&M; Records ve Columbia Records'a önerme zahmetine girmedi. Aynı yıl Pearl Jam'in de menajerliğini üstlendiği için Silver Nirvana'ya sıcak bakmadı. Zamanının çoğunu Alice in Chains, Soundgarden ve Pearl Jam'e ayırıyordu. Nirvana'nın menajerliğini üstlenmeyen Silver yine de Sub-Pop'ın Nirvana'ya önerdiği kontratı inceledi. Kontratı inceledikten sonra Nirvana üyelerini kesinlikle Sub-Pop'tan uzak durmalarını önerdi. Yeni grupların kontratlarında uzmanlaşmış menajer olan Alan Mintz'e yönlendirdi. Silver'ın tavsiyesini dikkate alan Nirvana üyeleri, Sub-Pop ile kontrat imzalamadı, Alan Mintz ile iletişime geçti. Nirvana'nın demolarını alan Alan Mintz, bu demoları plak şirketlerine göndermeye başladı. 1990'da Nirvana yeni plak şirketi ararken o esnada yeni parçalar üretmeye devam ediyordu. Üretimini tamamladıkları parçalardan biri de Smells Like Teen Spirit idi. Bu parçayı albüm yayınlanmadan önce konserlerde çalmaya başlamışlardı. Daha albüm çıkmadan yavaştan Seattle dışında da dikkat çekmeye başladılar. Sürpriz bir şekilde Alan Mintz'e, himayesinde Elton John ve Lynyrd Skynyrd gibi dünya çapında sanatçı ve grupları barındıran MCA Records olumlu dönüş yaptı. MCA Records, Nirvana ile kontrat imzalamaya hazır olduklarını söyledi. Nirvana MCA Records ile kontrata hazırlanırken, amatör dönem konser arkadaşları olan Sonic Youth'tan bir öneri geldi. Sonic Youth da 1990'da Sub-Pop'tan ayrılıp Geffen Records'un bir alt kuruluşu olan DGC Records ile anlaşmıştı. Nirvana'yı da DGC Records'a gelmeleri yönünde öneriler verdiler. Nirvana üyeleri Sonic Youth üyelerinin önerisine uyup DGC Records ile kontrat imzaladı. DGC Records, Nirvana'nın yeni albümü için geçmişinde The Smashing Pumpkins olan prodüktör Butch Vig'i atadı. Nirvana 1991 Nevermind albümüyle popüler olunca Susan Silver Nirvana ile iletişime geçip grubun menajerliğini üstlenmek istedi. Nirvana bu menajerlik teklifini kabul etti. Silver 1991-1992 arasında kısa süreliğine menajerliği üstlendi. Nirvana popüler olurken belli bir zamandan sonra; dergi, tv ve gazeteler Kurt Cobain'in müzik dışı özel yaşamına odaklandı. Kurt Cobain ve Courtney Love'ın uyuşturucu kullanımına yönelik magazin haberleri artık ABD'de ana haber bültenlerine konu oluyordu. Bir dergide Cobain ve Courney Love hakkında çok detaylı haberler çıkınca, Cobain bu haberlerin yakın çevresinden birileri tarafından sızdırıldığının farkına vardı. O dönem Susan Silver konser ayarlamaları nedeniyle sık sık Cobain'in evinde kalıyordu. Cobain ve Love, bu haberlerin Susan Silver tarafından Nirvana'yı diğer üç grunge grubun gölgesine düşürtmek için kasten sızdırıldığının kanısına vardı. Nihayetinde 1992'de Cobain, Susan Silver'ın bu haberlerin kurbanı ilan edip grup ile menajerliğini feshetti. Olaydan sonra Nirvana, diğer üç büyük grunge grubuyla arasında sert bir mesafe koydu. Alice in Chains, Soundgarden ve Pearl Jam 1990-1995 arasında üye değişimleri ve süper gruplar (Temple of the Dog, Mad Season) kurarken, Nirvana bu olaylara çok uzak durdu. Nirvana üyeleri 2014 yılında Rock and Roll Hall of Fame gecesinde Nirvana geçmişinde Nirvana'ya katkıları olan tüm kişilere teşekkür etti. Novoselic ise geçmişteki Cobain ve Susan Silver arasındaki bu tatsızlığa rağmen konuşmasında Susan Silver'a onları müzik endüstrisine düzgün bir şekilde yönlendirip tanıttığı için teşekkür etti. ==== Baterist Chad Channing'in gruptan kovulması, Dave Grohl'un katılışı (1990) ==== küçükresim|alt=|Dave Grohl Nirvana öncesi Scream grubunda 1989'da bateri çalarken. 1990 senesinde prodüktör Butch Vig ile birlikte yeni albüm üzerinde çalışmaya başlayan Nirvana, yapılan ilk kayıtlardan sonra davulcu Channing ile de yollarını ayırma kararı aldı. Melvins aracılığıyla tanıştıkları Scream grubunun davulcusu Dave Grohl'u kadrosuna ekledi. > Yıllar sonra gruptan kovduğu baterist Chad Channing için açıklama yapan Kurt > Cobain; Channing'i gruptan kovduğu an için "Bir adam öldürmüş gibi > hissettim." yorumunu yaptı. Dave Grohl ise gruba ilk katıldığı an için yıllar sonra Q dergisine şu açıklamayı yaptı; > "Onlarla aynı odada olduğum ilk an için şunu düşünmüştüm; 'Ne?! Bu Nirvana > mı? Şaka mı yapıyorsunuz?' diye düşündüğümü hatırlıyorum. Çünkü Bleach > albümlerinin kapaklarında psikopat odunculara benziyorlardı ... 'Ne, Nirvana > bu küçük adam ve bu büyük orospu çocuğundan mı oluşuyor? Şaka bu her halde! > dedim. " 2014 yılında Rock and Roll Hall of Fame gecesi Dave Grohl, Chad Channig için şu açıklamayı yaptı; > Ben gruba katılmadan önce Nevermind'ın hitlerinden biri olan In Bloom'un > bateri partisyonları Chad tarafından tamamlanmıştı. Chad Channing, Nirvana > tarihindeki en iyi bateristtir. Kurt Cobain intiharından birkaç hafta önce yoğun uyuşturucu kullanımından dolayı rehabilitasyona girmişti. Tedaviyi tamamlamadan Cobain tedavi merkezinden kaçmıştı. Dönüş uçağında Guns 'n Roses bas gitaristi Duff Mckagan'a denk geldi. Mckagan o uçuş anısıyla ilgili sonradan bir röportaj vermişti. O açıklamalardan biri de Dave Grohl ile ilgiliydi; > "Tesadüfi bir şekilde Kurt Cobain ile beraber aynı uçağa bindik. Sonra > Cobain ile sohbet etmeye başladık. Sohbet esnasında bir dergideki Nirvana > ile ilgili bir kısmı Cobain'e gösterdim. Baterist Dave Grohl'ün bir > röportajıydı. Kurt Cobain bu röportajı okuyunca çok sinirlendi ve şöyle > dedi; "Bu röportajdan haberim yoktu. Rehabilitasyon dönüşü bu röportajı > verdiği için Dave Grohl'ü gruptan atacağım." Rehabilitasyonu tamamlamadan merkezden kaçan Kurt Cobain hiçbir müzikal faaliyete katılmadan birkaç gün sonra intihar etti. === İkinci albüm Nevermind'ın kaydı ve yayınlanması (1991) === küçükresim|alt=|Gruptan, insanları "Smells Like Teen Spirit" için müzik videosunun yapımına katılmaya teşvik eden duyuru.|solDGC Records ile kontrat imzaladıktan sonra grup ilk büyük plak şirketi ile Nevermind'ı kaydetmeye başladılar. Gruba bir dizi prodüktör teklif edildi, ancak grup Butch Vig için ısrar etti.Azerrad, 1994. p. 164–65 1990'da Vig'in Madison stüdyosunda kayıt yapmak yerine, prodüksiyon Van Nuys, Los Angeles, California'daki Sound City Stüdyolarında kaydı tamamlandı. Grup iki ay boyunca çeşitli şarkılar üzerinde çalıştı. "In Bloom " ve "Breed" gibi bazıları yıllardır Nirvana'nın repertuvarında yer alırken, "On a Plain" ve "Stay Away" gibi diğerleri kayıt sürecinin ortasına kadar bitmiş sözlerden yoksundu.Azerrad, 1994. pp. 176–77 Kayıt seansları tamamlandıktan sonra, Vig ve grup albümünü mixlemek için yola çıktı. Bununla birlikte, kayıt oturumları programın gerisinde kalmıştı ve ortaya çıkan karışımlar tatmin edici sayılmazdı. Slayer'ın albümlerinde de miksleme görevi olan Andy Wallace son miks işlemini oluşturmak için getirildi. Albümün yayınlanmasından sonra Nirvana üyeleri, mikserin Nevermind'a verdiği parlak sesten duydukları memnuniyeti dile getirdi.Azerrad, 1994. pp. 179–80 Başlangıçta, DGC Records, Sonic Youth'tun Goo albümü ile elde ettikleri gibi , Nevermind'ın da 250.000 kopya satmasını umuyordu.Wice, Nathaniel. "How Nirvana Made It". Spin. April 1993. Bununla birlikte, ilk single " Smells Like Teen Spirit'in MTV'de rotasyona girmesiyle beraber albüm büyük çapta hızla ivme kazandı. Grup, 1991 sonlarında Avrupa'yı turlarken, konser biletlerinin tehlikeli bir şekilde aşırı satıldığını, televizyon ekiplerinin sahnede sürekli var olmaya başladığını ve Smells Like Teen Spirit'in radyo ve müzik televizyonunda neredeyse her yerde mevcut olduğunu gördü.Azerrad, 1994. p. 203 1991 Noel'ine gelindiğinde Nevermind, ABD'de haftada 400.000 kopya satıyordu.Lyons, James. Selling Seattle: Representing Contemporary Urban America. Wallflower, 2004. , p. 120 Ocak 1992'de albüm, Michael Jackson'ın Dangerous'unu Billboard albüm listelerinde bir numaradan indirip zirveye çıktı ve diğer birçok ülkede listelerin başında yer aldı.Azerrad, 1994. p. 239 Albüm sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde 7 milyondan fazla sattı Basham, David. "Got Charts? No Doubt's Christmas Gift; Nirvana Ain't No Beatles" . MTV.com. December 20, 2001. Retrieved August 20, 2011. dünya çapında. ise 30 milyondan fazla sattı."Nirvana's 'Nevermind' To Be Re-Released ". Billboard.com. June 27, 2011. Retrieved January 12, 2012. Nirvana'nın ani başarısı, alternatif rock'ı popüler hale gelmesine ve 80'lerin hair metal hakimiyetini sona ermesine neden oldu. ==== Grup üyeleriyle telif problemi ==== Nirvana yorgunluğu neden gösterip Nevermind'ı desteklemek için başka bir Amerika turuna çıkmamaya karar verdi, bunun yerine o yıl içinde sadece birkaç konser vermeyi tercih etti.Azerrad, 1994. p. 256 Mart 1992'de Cobain, eşi Courtney Love'ın kışkırtmalarıyla müziklerin çoğunu kendisinin yazdığını, grubun şarkı telif ücretlerini (bu noktaya kadar eşit olarak bölünmüştü) yeniden düzenlemeye çalıştı. Grohl ve Novoselic itiraz etmediler, ancak Cobain anlaşmanın Nevermind'ın yayınlamasından geri bir tarihe dönük olmasını istediğinde, iki taraf arasındaki anlaşmazlıklar grubu parçalamaya yaklaştırdı. Bir haftalık gerginliğin ardından Cobain, telif ücretlerinden %75 gibi büyük bir payla geriye dönük bir pay aldı. Durumla ilgili kötü duygular daha sonra grup içinde kaldı. ==== MTV ödül gecesinde "Rape Me" şarkısı krizi ==== Grubun Cobain'in sağlığı nedeniyle dağılacağına dair söylentiler artınca, Nirvana bu söylemlere tepki olarak İngiltere'nin 1992 Reading Fesitvali'ne headliner olarak katıldı. Cobain konseri kişisel olarak programladı.Azerrad, 1994. p. 271 Nirvana'nın Reading'deki performansı basın tarafından genellikle grubun kariyerinin en unutulmazlarından biri olarak görülür."Nirvana's Reading Festival gig to be released on DVD" . NME. April 20, 2009. Retrieved August 23, 2010."Nirvana headline Reading Festival" . BBC Online. Retrieved August 23, 2010. Birkaç gün sonra Nirvana, MTV Video Müzik Ödülleri'nde sahne aldı; Ödül gecesi öncesi yeni albümleri için hazırladıkları "Rape Me " şarkısını çalacaklarını söyledi. MTV izin vermemesine rağmen , Cobain "Lithium " a girmeden önce şarkının ilk birkaç barını çaldı ve söyledi. Grup, En İyi Alternatif Video ve En İyi Yeni Sanatçı kategorilerinde ödül aldı. === Derleme albüm: Incesticide (1992) === 1992 yılında DGC Records Nirvana'nın üçüncü stüdyo albümü üzerinde hazırlanıyordu. O esnada Nirvana'nın eski plak şirketi Sub-Pop, Nirvana ünlü olup patlama yapınca arşivlerini karıştırıp Nirvana'ya ait demoları aradılar. Sub-Pop arşivlerinde birkaç yeni parça ve Nirvana'nın daha önce albüme almadıkları konser parçalarını buldu. Bunları derleyip derleme albüm olarak yayınlamak istedi. İzin için Nirvana'nın kapısını çaldıklarında, Nirvana'dan olumlu yanıt geldi. Ancak halihazırda Nirvana DGC Records ile anlaşmalı olduğu için, firmadan onay gelmedi. Tartışmalar sonunda Sub-Pop ve DGC Records albümü ortak olarak yayınladılar. Albümde 15 parça vardı. Albümden Sliver ve Aneurysm çok beğeni topladı. Albüm kapağı bizzat Kurt Cobain tarafından hazırlanan bir kolaj çalışmasıydı. Albüm adı ise kelime oyunlarından oluşuyordu; "böcek öldürücü" anlamına gelen "insecticide" kelimesindeki harflerin yerleri değiştirilerek içinde "ensest öldürücü" anlamı da çıkacak şekilde Incesticide olarak düzenledi. === Üçüncü stüdyo albümü: In Utero (1993) === Üçüncü albüm hazırlıkları devam ederken Şubat 1993'te Nirvana, The Jesus Lizard grubu ile birlikte "Puss" / "Oh, the Guilt" şarkısını çıkardı.Gaar, Gillian G. "Verse Chorus Verse: The Recording History of Nirvana". Goldmine. February 14, 1997. Bu arada grup, üçüncü albümünü kaydetmek için Amerikan indie müzik sahnesinde ilkeli ve fikir sahibi bir kişi olarak ün yapmış Steve Albini'yi seçti. Grubun Albini'yi yer altı kimlik bilgileri(uyuşturucu) nedeniyle seçtiği spekülasyonları varken,DeRogatis, 2003. p. 5–6 Cobain, Albini'nin sesinin Nirvana'nın her zaman sahip olmasını istediği ses olduğu konusunda ısrar etti: stüdyo hilesi katmanları içermeyen "doğal" bir kayıt çıkacağına inanıyordu.Azerrad, 1994. p. 317 Nirvana, o şubat ayında albümü kaydetmek için Minnesota, Cannon Falls'daki Pachyderm Studio'ya gitti.Gaar, 2006. p. 40 Albini ile oturumlar verimli ve hızlıydı ve albüm iki hafta içinde 25.000 $ 'a kaydedildi ve mikslendi. Kayıt seanslarının tamamlanmasından birkaç hafta sonra Chicago Tribune ve Newsweek' dergileri, DGC'nin albümü kayıt açısındna "yayınlanamaz" olarak değerlendirdiğini iddia eden haberler yayınlandı.DeRogatis, 2003. p. 17 Haberler sonrası hayranlar, grubun yaratıcı vizyonunun plak şirketleri tarafından tehlikeye atılabileceğine inanmaya başladı.Azerrad, 1994. p. 332 DGC'nin albümü rafa kaldırmasıyla ilgili hikâyeler doğru olmasa da, grup aslında Albini'nin mix'lerinin bazı yönlerinden memnun değildi; bas seviyelerinin çok düşük olduğunu düşündüler,Fricke, David. "Kurt Cobain: The Rolling Stone Interview". Rolling Stone. January 27, 1994. Cobain " Heart-Shaped Box " ve " All Apologies " in kulağa "mükemmel" gelmediğini hissetti.Azerrad, 1994. p. 336–37 Uzun zamandır REM prodüktörü olan Scott Litt, bu iki şarkıyı tekrar mikslemek için çağırdı. Cobain iki parçaya ek enstrümantasyon ve destek vokalleri ekleyerek öyle albüme ekledi. In Utero, hem Amerikan hem de İngiliz albüm listelerinde zirveye ulaştı. In Utero Amerika Birleşik Devletleri'nde 5 milyondan fazla satış elde etti. O Ekim ayında Nirvana, Half Japanese ve Breeders gruplarıyla beraber iki yıl aradan sonra Amerika Birleşik Devletleri tekrar turneye çıktı. Grup, turneye punk rock grubu Germs'ten Pat Smear'ı ikinci gitarist olarak ekledi. 1993 Kasım ayında Nirvana, MTV Unplugged televizyon programı için bir performans kaydetti. Smear ve viyolonsel sanatçısı Lori Goldston tarafından zenginleştirilen grup, en tanınmış şarkılarını çalmamayı seçerek yine bir sansansiyona imza attı. Popüler parçaları yerine, birkaç cover yaptılar ve Meat Puppets'ten Cris ve Curt Kirkwood'u üç Meat Puppets şarkısının yorumlanması için onlara katılmaya davet ettiler. Gecede en dikkat çeken cover ise anonim parça olan Where Did You Sleep Last Night? parçası oldu. == Kurt Cobain'in intiharına giden süreç ve ölümü == 1994'ün başlarında Avrupa turnesine çıkan grup, katıldığı konserlerde oldukça başarılı performanslar sergiledi. Ancak Kurt Cobain, özellikle turnenin İtalya ayağında şovlardan ve konserlerden sıkıldığının izlenimi veriyordu. Nitekim Mart ayında Cobain’in eşi Courtney Love, kocasını baygın olarak buldu ve hastaneye kaldırdı. Doktorlar Cobain’in alkol zehirlenmesi geçirdiğini ifade ederken, Nirvana turnenin bir sonraki bölümünü iptal etmek zorunda kaldı. Hastanede beş gün kaldıktan sonra, Cobain serbest bırakıldı ve Seattle'a döndü. Love daha sonra olayın Cobain'in ilk intihar girişimi olduğunu belirtti . küçükresim|alt=|Cobain'in Nisan 1994'te ölü bulunduğu Seattle'daki evi. 18 Mart 1994'te eşi Courtney Love, Seattle polisine telefon ederek Cobain'in intihara meyilli olduğunu ve kendisini bir odaya silahla kilitlediğini bildirdi. Polis geldiğinde Cobain'in yanında biraz hap ve silah gördü. Cobain daha sonra polislere "intihara kalkışmadığını, eşi Love'dan uzak durmak için kendini odaya kilitlediğini söyledi. Love, 25 Mart 1994'te Cobain'in uyuşturucu kullanımına ilişkin yakın çevresinden arkadaşlarını çağırarak, Kurt'ün evinde bir toplantı yaptı. İlgili on kişi arasında müzisyen arkadaşları, plak şirketi yöneticileri ve Cobain'in en yakın arkadaşlarından biri olan Dylan Carlson da vardı . Cobain öfkeyle, aşağılayarak ve katılımcıları küçümseyerek tepki verdi ve sonunda kendini üst kattaki yatak odasına kilitledi. Ancak günün sonunda Cobain bir detoks programına girmeyi kabul etti. Cobain, 30 Mart 1994'te Los Angeles'taki Exodus Rehabilitasyon Merkezi'ne geldi. Personel, Cobain'in depresyon geçmişinden ve intihar girişimlerinden habersizdi. Arkadaşları tarafından ziyaret edildiğinde, Cobain'in herhangi bir olumsuz ruh hali içinde olduğuna dair hiçbir gösterge yoktu. Günü, uyuşturucu kullanımı ve kişisel sorunları hakkında danışmanlarla konuşarak, kızı Frances ile mutlu bir şekilde oynayarak geçirdi. Bu etkileşimler, Cobain'in kızını en son gördüğü anlardı. Ertesi gece, Cobain bir sigara içmek için dışarı çıktı ve tesisten çıkmak için altı fit yüksekliğindeki bir çitin üzerinden tırmanıp tedavi merkezinden firar etti. Los Angeles Havaalanına bir taksiye bindi ve Seattle'a geri döndü. Uçuşta Guns N ' Roses'tan Duff McKagan'ın yanına oturdu. Cobain'in Guns N 'Roses'a karşı düşmanlığına rağmen, Cobain, McKagan'ı gördüğüne sevinmişti. McKagan daha sonra "tüm içgüdülerimden bir şeylerin yanlış olduğunu" bildiğini söyledi. Çünkü 92-94 arasında Nirvana ile Gun 'n Roses arasında büyük bir çekememezlik vardı. Bir ortak konser esnasında grup üyeleri arasında tartışma kavgaya dönüştü. Gun 'n Roses'ın iki üyesi Novoselic ve Courtney Love'a saldırmıştı. Love saldırı aldığı zamanlar hamileydi. Cobain'in firarından sonra çoğu arkadaşı ve ailesi onun nerede olduğundan habersizdi. 2 ve 3 Nisan'da Cobain, Seattle çevresinde birçok yerde görüldü. 3 Nisan'da Love, özel dedektif Tom Grant ile temasa geçti ve Cobain'i bulması için onu işe aldı. Cobain ertesi gün de görülmedi. 7 Nisan'da, Nirvana'nın dağıldığına dair söylentiler arasında, grup 1994 Lollapalooza festivalinden çekildi. 8 Nisan'da Cobain'in cesedi, bir güvenlik sistemi kurmak için gelen elektrikçi Gary Smith tarafından Lake Washington Bulvarı'ndaki evinde bulundu. Cobain'in kulağından çıkan az miktarda kan dışında, elektrikçi görünür bir travma belirtisi görmediğini bildirdi ve başlangıçta Cobain'in çenesini işaret eden tüfeği görene kadar uyuduğuna inandı. Cobain'in çocukluk hayalî arkadaşı Boddah'a hitaben bir intihar notu bulundu. Vücudunda yüksek konsantrasyonda eroin ve diazepam izleri de bulundu. Cobain'in cesedi günlerdir oradaydı; Adli tıp raporuna göre 5 Nisan 1994'te 27 yaşında öldü. 10 Nisan 1994'te Seattle Center'daki bir parkta yaklaşık yedi bin kişi toplanıp cenaze merasimi gerçekleşti. Merasimin sonuna doğru Love, kalanlara Cobain'in giysilerinin bir kısmını dağıttı. Grohl, Cobain'in ölüm haberinin "Muhtemelen hayatımda başıma gelen en kötü şey" olduğunu söyledi. Ondan sonraki gün uyandığımı ve gittiği için kalbim kırıldığını hatırlıyorum. Sadece 'Tamam, bu yüzden bugün uyanacağım ve bir gün daha geçireceğim ve o da olmayacak' dedim. " Grohl, Cobain'in erken yaşta öleceğini bildiğine inanıyordu, "bazen birini kendilerinden kurtaramazsın" diyordu. Kısa bir süre için Cobain'in üvey babası olan Dave Reed, "Kendisi olmak için cesareti değil çaresizliği vardı. Kurt için başkalarının onu sevmesi önemli değildi; kendini yeterince sevmedi. " 31 Mayıs 1999'da Cobain için annesi tarafından son bir tören düzenlendi ve hem Love hem de eski sevgilisi Tracy Marander katıldı. Kızı Frances Bean, Cobain'in küllerini "gerçek sanatsal ilham perisini bulduğu" Olympia'daki McLane Creek bölgesinde bir nehre döktü. Seattle Polis Departmanı, 20 yıl boyunca Nirvana hayranlarının "Cobain'in intiharı yeniden incelensin" mektuplarını aldı. Mart 2014'te olay üzerinden 20 yıl geçtiği için Polis Departmanın bazı olay yeri fotoğraflarının yayınlama iznini aldı ve Polis Departmanı Kurt Cobain'in bazı intihar fotoğraflarını ve kan inceleme raporlarını yayınladı. Sivil bir dedektif olan Mike Ciesynski fotoğrafları kan tahlilleri raporunu incelediğinde, olayın bir cinayet değil intihar olduğunu açıkladı. == Kurt Cobain'in intiharından sonraki albüm sürümleri ve grubun miras kavgası == Canlı bir albüm olan Verse Chorus Verse,ölümünden kısa bir sonra yayınlacakken, Novoselic ve Grohl'un Cobain'in ölümünün travmasını hâlen atladamıdıklarının anlayıp projeyi iptal ettiler.Ali, Lorraine. "One Last Blast". Rolling Stone. October 17, 1996. Bunun yerine, Kasım 1994'te DGC , MTV Unplugged in New York adıyla MTV Unplugged performansını yayınladı; Billboard listelerinde bir numaradan giriş yaptı ve Nirvana'ya En İyi Alternatif Müzik Albümü dalında Grammy Ödülü kazandırdı. 1996'da, From the Muddy Banks of the Wishkah adlı canlı albümü , Billboard albüm listesinin zirvesinde yer alan arka arkaya üçüncü Nirvana albümü oldu. 1994'te Grohl yeni bir grup olan Foo Fighters'ı kurdu. Novoselic gruba katılmamaya karar verdi; Novoselic, yeniden birlikte çalışmanın kendileri için "gerçekten doğal" hissedeceğini, ancak diğer grup üyeleri için rahatsız olacağını ve Grohl'a daha fazla baskı uygulayacağını söyledi. Excerpt only; subscription required for full article. Novoselic dikkatini siyasi aktivizme çevirdi. === Kurt Cobain'in ölümünden sonra başlayan miras savaşı (1994-2006) === Kurt Cobain 27 yıllık yaşantısının büyük kısmını yoksullukla geçirdi. Küçük yaşlarda anne babası boşanınca Cobain bir aile travması yaşadı, yemek ve konsantrasyon problemi belirdi. 15 yaşında liseyi bitiremeyip eğitimini yarıda bıraktı.15-17 yaş arasında Novoselic ile beraber köprüaltı ve terk edilmiş evlerde konakladı.1987'de Aberdeen'i terk edip Olympia'ya yerleşti. 1987-1991 arasında Kurt Cobain amatör müzik kariyeri boyunca büyük yoksulluklarla cebelleşti. İyi beslenemedi, turne günlerinde otelde kalacağı parası olmadığı için grubun minibüsünde yatıyordu. 4 yıllık amatör döneminde soğuk ve kötü beslenmeden ötürü intihar mektubunda bile değindiği mide problemleri yaşadı.1992'de Nevermind albümünün Michael Jackson'ı zirveden indirdiği gün Kurt Cobain henüz DGC Records'tan ödeme alamamıştı. Albümün zirveye çıktığı gece Kurt konaklayacak ev bulamayınca geceyi eski dökük arabasında geçirdi. Dünya çapında milyonlarca albüm satışı elde eden Kurt Cobain yüklü miktarda parayı ancak 1992'nin ortalarında alabildi. 1.5 yıl sonra ise intihar etti. İntiharından hemen kısa süre sonra eşi Courtney Love, grup üyeleri Novoselic, Grohl ve Cobain'in anne ve ablasının bulunduğu üçlü blok arasında miras kavgası başladı. Mirasa ilk itiraz Cobain'in annesi ve ablasından geldi. Cobain'in annesi, "Courtney Love'ın bir uyuşturucu bağımlısı ve kızı Frances Cobain'e bakamayacak durumda olduğunu" mahkemeye bildirdi. Mahkemeden torunu Frances Cobain'in velayetinin kendisine verilmesini istedi. Böylelikle Nirvana üzerinde büyük bir hisseye sahip olacaktı. Ancak Courtney Love'ın para sevdası ağır basıp uyuşturucuya uzun bir ara verdi. Sıklıkla mahkemeye kan örneği verip kızı Frances'in velayet davasını kazandı. Tarihler 1997'yi gösterdiğinde Love bu sefer Novoselic ve Dave Grohl ile miras kavgasına tutuştu. Mahkemeye gitmeden uzlaşıya vardılar. Love, Novoselic ve Grohl; Nirvana'yı grup statüsünden çıkarıp şirket yapmaya karar verdiler. Nihayetinde Nirvana LLC adında bir şirket kurdular. Bu şirket adıyla Nirvana'nın popüler eserlerini ve stüdyoda kayıt edip ancak albümlere eklemediği tüm parçalar yayınlanacaktı. Şirket kurulduktan sonra 45 parçadan oluşacak bir box set albüm yayınlama projesine başladılar. Derleme albümde Kurt Cobain'in ölümünden 4 ay önce kayıt ettiği söz müziği Kurt Cobain'e ait olan "You Know You're Right" adında yeni bir parça da vardı. Courtney Love bu parçanın yüksek hit değerinde olduğunu ve derleme albüm yerine The Beatles'ın yaptığı gibi tek bir CD olarak özel yayınlanmasını istedi. Aksi durumda parçanın derleme albüm arasında boşa harcanacağını söyledi. Novoselic ve Grohl fikri saçama bulup karşı çıktı. Bu ufak anlaşmazlık yüzünden Love, Nirvana LLC şirketini fesh edip Grohl ve Novoselic'i mahkemeye verdi. Daha da ileri gidip dava çözülene kadar herhangi bir yeni Nirvana ürününün yayınlamasını engelleyen bir ihtiyati tedbir çıkarıldı.DeRogatis, 2003. p. 33–4 Mahkeme 4 yıl sürüp 2001 yılında sonuçlandı. Mahkeme Grohl ve Novoselic'i haklı gördü ama albüm şirket adıyla değil 2002 yılında grup adıyla yayınlandı. Albümde 45 parça yerine 14 parçaya yer verildi. Tartışmalı You Know You're Right parçası da eklendi. Nirvana ile aynı adı taşıyan albüm dünya çapında 4 milyona yakın sattı.Heath, Chris. "The Nirvana Wars: Who Owns Kurt Cobain?". Rolling Stone. June 6, 2002. 2002 yılı verilerine göre Courtney Love, Nirvana üzerindeki %75'lik hissedarlık ile 150 milyon dolar miras elde etmişti. Love'ın ileriki yıllarda yaptığı maddi hamleleri Nirvana hayranlarını daha da kızdırıyordu. Nisan 2006'da Love, 50 milyon dolar olarak tahmin edilen bir anlaşmayla Nirvana şarkı kataloğundaki hissesinin yüzde 25'ini sattığını duyurdu. Bu hisseler Virgin Records'un eski CEO'su Larry Mestel tarafından kurulan Primary Wave Music tarafından satın alındı.Vineyard, Jennifer. "Courtney Love Sells Substantial Share Of Nirvana Publishing Rights" . MTVNews.com. April 13, 2006. Retrieved September 5, 2007. === Nirvana'nın Rock and Roll Hall of Fame'e daveti-2014 === 2014 yılında Kurt Cobain, Novoselic ve Grohl Rock and Roll Hall of Fame'e müzesi galerisine alındı.Törene Nirvana üyeleri, Courtney Love, kızı Frances Cobain ve Cobain'in annesi ve ablası da katıldı. Eski üyelerden de Jason Everman da katıldı. Giriş töreninde Novoselic, Grohl ve Smear konuk vokalistler Joan Jett, Kim Gordon, St. Vincent ve Lorde ile dört şarkılık bir set seslendirdi. Novoselic, Grohl ve Smear daha sonra Jett, Gordon, St. Vincent, J Mascis ve John McCauley ile Brooklyn'deki St. Vitus Bar'da konuk vokalist olarak tam bir gösteri gerçekleştirdi. Törende Grohl, Nirvana'da geçirdikleri zaman için Burckhard, Crover, Peters ve Channing'e teşekkür etti. Novoselic özel olarak Susan Silver'a teşekkür etti. 2014'ten sonra orijinal Nirvana kadrosu birkaç defa daha bir araya geldi. 2016'da Grammy ödül öncesi partide, 2018'de Cal Festival'de, Ocak 2020'de bir etkinlikte tekrar bir araya geldiler. == Müzikal tarz == Cobain'in müzik tarzları hakkında birbirinden farklı beyanları vardır. Cobain, Nirvana'nın ilk soundunu Gang of Four and Scratch Acid gruplarını birleşimi olarak tanımladı. Nirvana biyografi kitabının yazarı Michael Azerrad'a göre Nirvana soundunu Sub-Pop firmasına borçludur. 1988-1989 yılları arasındaki albüm krizinde Sub-Pop maddi problemlerinin yanında grubun soundunu da problem etmişti. Bir başka röportajda ise şunu açıklamıştır, "Bir şekilde tamamen Led Zeppelin olmak ve sonra tamamen aşırı punk rock olmak ve sonra gerçek cılız pop şarkıları yapmak istedim." Cobain'in power chordlara düşük notalı riffler verip ve gevşek bir sol el tekniğine dayanan ritim gitar stili grubun şarkılarının temel bileşenlerini içeriyordu. Cobain genellikle başlangıçta bir şarkının nakarat riffini temiz bir tonda çalar, ardından parçayı tekrarladığında distortion gitar tonlarını devreye alırdı. Bazı şarkılarda gitar, davulların ve bas gitarın vokalleri desteklemesine izin vermek için nakaratlarda tamamen yer almaz veya sadece "Smells Like Teen Spirit" te kullanılan iki notalı model gibi seyrek melodiler çalar. Cobain nadiren standart gitar soloları çalardı. Şarkının melodisinin varyasyonlarını tek nota satırları olarak çalmayı tercih ederdi. Grubtaki hiçbir üyenin resmi bir müzik eğitimi yoktu. Cobain'in bilinen tek gitar eğitimi; 14 yaşında dayısının bir arkadaşı tarafından aldığı 3 aylık kısa temel gitar eğitimiydi. Gitar bilgisi için Kurt Cobain şu açıklamayı yapmıştır;Nirvana Rare Full Interview 1993 [url=https://www.youtube.com/watch?v=1rhotCKLwcQ&t;=1m57s ] Seattle, August 10, 1993. Retrieved May 13, 2014. > "Nasıl müzisyen olunacağını bilme fikrim yok. Gitar 101'i bile geçemedim. Cobain genellikle şarkı sözlerini kaydetmeden dakikalar önce yazardı.di Perna, Alan. "The Making of Nevermind". Guitar World. Fall 1996. Cobain, "Bir şarkı yazdığımda sözler en az önemli konulardan biridir. Bir şarkıda iki veya üç farklı konuyu inceleyebilirim ve parça adı kesinlikle hiçbir şey ifade etmez ". == Grup üyeleri == * Kurt Cobain – Vokal, gitar (1987–1994) * Krist Novoselic – Bas gitar (1987–1994) * Dave Grohl – Davul,geri vokal (1990–1994) *Pat Smear - Gitar (konser üyesi ) (1993-1994) *Lori Goldston - Çello (konser üyesi) (1993-1994) === Eski grup üyeleri === * Aaron Burckhard – Davul (1987–1988) * Dale Crover – Davul (1988, 1990) * Dave Foster – Davul (1988) * Chad Channing – Davul (1988-1990) * Jason Everman – gitar (1989) * Dan Peters – Davul (1990) === Üye Değişim Çizelgesi === == Diskografi == === Stüdyo albümler === * 1989: Bleach * 1991: Nevermind * 1993: In Utero === Konser albümler === * 1994: MTV Unplugged in New York * 1996: From the Muddy Banks of the Wishkah * 2009: Live at Reading === Toplamalar === * 1992: Incesticide * 2002: Nirvana * 2004: With the Lights Out * 2005: Sliver: The Best of the Box * 2010: Icon === EP'ler === * 1989: Blew * 1992: Hormoaning === Single'lar === * 1988: "Love Buzz" * 1990: "Sliver" * 1991: "Smells Like Teen Spirit" * 1992: "Come as You Are" * 1992: "Lithium" * 1992: "In Bloom" * 1993: "Heart-Shaped Box" * 1993: "All Apologies/Rape Me" * 1994: "Pennyroyal Tea" * 1994: "About a Girl" * 2002: "You Know You're Right" == Kaynakça == Kategori:Amerikalı alternatif rock grupları Kategori:Grunge grupları Kategori:BRIT Ödülü sahipleri Kategori:Grammy Ödülü sahipleri Kategori:MTV Video Müzik Ödülü sahipleri Kategori:1987'de kurulan müzik grupları
1,484
Sinop, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde bir ildir. İl nüfusu 2021 TÜİK verilerine göre 218.408'dir. İlin yüzölçümü 5.718 km2'dir. İlde km2'ye 38 kişi düşmektedir. 2021 verilerine göre 9 İlçe, 9 belediye, bu belediyelerde 50 mahalle, ayrıca 464 köy bulunmaktadır. == Köken bilimi == Antik Çağ'da, Paflagonya bölgesi içinde kalan Sinop'un saptanabilen en eski adı, Sinope'dir. Bir söylenceye göre kent adının kurucusu olarak kabul edilen aynı isimli bir Amazon kraliçesinden almıştır. Bir başka söylenceye göreyse, kenti eski Yunan'da Irmak Tanrısı Asopos'un su perisi kızlarından Sinope kurmuştur. Bahsi geçen Yunan efsaneleri İÖ V. - IV. ve III. Y.Yıllarda tarihlenmektedir ve aynı dönem kent sikkeleri üstünde, Sinope'nin başı görülmektedir. Hangi söylence benimsenirse benimsensin, kentin kurucusunun Sinope olduğu kesindir. Ancak, Sinope bir su perisi ise, kentin Yunan kolonicilerce; Amazon ise; Anadolu'nun yerli halklarınca kurulmuş olması gerekir. Bu ikilem, dilbilim çalışmalarıyla bir ölçüde çözülmemiştir: Gerek etimolojisine yabancı olan Sin ya da Sind sözcüklerine Yunanistan'ın dışında daha çok Pontos,Doğu Anadolu Bölgesi,İran ve Hindistan'da rastlanmaktadır. Bu da, Sinope adının yerli Anadolu dillerinde gelmiş olabileceğini göstermektedir. Strabon ise, kentin kurucusu olarak, Argonotlardan Teselyalı Otolikos'u göstermekte ve onun kenti ele geçirerek bir Yunan kolonisi kurduğu yazmaktadır. "Kentin ele geçirilmesi" kavramı, kolonileştirmeden önce, kent'te yerli bir halkın yaşandığını ortaya koymaktadır. Strabon'un sözünü ettiği gelişmeden sonra, Sinope Kenti İÖ VII. yıllarında bir kez Miletuslular'ca kolonileştirilmistir. Kent'te, sırasıyla Miletuslu Habrindas, Koos ve Krenitas dönemlerinde yerleşilmiştir. Tüm bü söylence ve tarihsel olaylar Sinop'un ilk çağlarda yerli halkça kurulduğunu, bu yerleşimi, söylencesel Argonot seferiyle ilgili olarak bir Yunan kolonisi'nin izlediğini, son olarak da Miletuslular'ın burada bir koloni kurduğunu ortaya koymaktadır. Sinop'u da içeren Karadeniz Bölgesi'nin en eski halkı Hitit kaynakalrında bahsi geçen Kaşkalar olup bu kaynağa göre "Arauanna Ülkesi adlı bir bölge de, Sinop yöresinde bulunuyordu. == Tarihçe == Sinop, tarihî açıdan önemli bir yerdir. Antik çağdan beri parlak ve yoğun bir ticari ve kültürel yaşantıya sahip olan Sinop, bu niteliğini Bizans, Selçuklu, Candaroğlu ve Osmanlı yönetimlerinde de sürdürmüş, ayrıca kale ve tersanesi ile bölgenin en önemli askeri üslerinden biri olmuştur. Bu durumunu Sinop Baskını'ndan sonra kaybetmeye başlayan kent, sur dışına güneydoğu yönde azınlık yerleşmeleri ile batıya doğru ise yönetim ve eğitim gibi kamu hizmetleri yerleşmesiyle çıkmıştır. === Pontus dönemi === 183 MÖ Pharnakes I Sinop'u ele geçirdi ve Pontus Krallığı'nın başkenti yaptı. O dönemlerde, Sinop tarihinde en parlak dönemini yaşadı. Tüm tarihi yapıtlar ve Sinop Kalesi Pontus dönemine dayaniyor. Pontus Kralı Mithridates VI MÖ 64 yılında yapılan savaşı Pompeius Magnus'a kaybedince Romalılar Pontus'u Roma İmparatorluğu'nun egemenliği altına aldılar. Sinop'un önemi Roma döneminde azalmıştır. === Bizans dönemi === Sinop doğal korunaklı bir liman kenti olduğu için, Bizans Dönemi'nde de önemini korudu. Rusya steplerinden ya da Orta Anadolu'dan gelen ürünlerin boşaltma yükleme merkezi burasıydı. Sinop, Bizans egemenliği dönemlerinde Paflagonya Theması içinde yer alıyordu. === Osmanlı dönemi === Osmanlı yönetimi altında Sinop, bir süre barış içinde yaşadı. Ancak patlak veren Celali ve Suhte ayaklanmaları sırasında büyük sıkıntılar çekti. 1558'de Kanuni'nin oğulları Selim ve Beyazıd arasında çıkan saltanat kavgasından sonra Anadolu'da karışıklar giderek arttı. İran'a sığınan Beyazid geri dönmesi kaygısıyla Rumeli askerinin Amasya-Tokat arasında bekletilmesine karşın, yöredeki olaylar azalmadı. Sinop, Bafra ve Ladik'te suhteler halkın can, mal ve namusuna saldırıyorlardı. Devlet görevlilerinden ve halktan bazı kişiler de, suhtelere yardımcı oluyorlardı. Kastamonu Sancakbeyi Süleyman Bey'de İstanbul'a gönderdiği mektupta Boyabat, Sinop, Durağan kadılıklarına zekat, sadaka ve benzer adlarla zorla para toplayan suhtelerden ve rüşvet karşılığı bunlara yardım eden hazine tahsildarlarından yakınıyordu. 1567-1568'de olayların daha da artmış olduğu; Sinop Kadısı'nın İstanbul'a gönderdiği mektupta anlaşılmaktadır. Bolu'da soygunlar düzenleyen iki suhte topluluğu, devlet giriştiği hareket sırasında Sinop'a çekildiler. Sinop'taki eylemleri yakınma konusu olunca devlet, Bursa Sancakbeyine suhteri cezalandırma görevi verdi. 200 kadar sipahi seferden alıkonularak suhteler üzerine gönderildi. Ancak sipahiler suhtelerle çarpışmaya yanaşmadılar. Boyabatlı Söyleme ve Kara Hüseyin adındaki suhtelerin başkanlığında hareket eden gruplar, yöredeki tüm kasabaları haraca bağladığı gibi, Sinop Kadısı'nın yolunu kesip bir adamı öldürdüler. II. Meşrutiyet dönemine gelindiğinde Dr. Rıza Nur Sinop Mebusu olarak meclise girdi. == Yönetim == 2021 yılında TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 9 İlçe, 9 belediye, bu belediyelerde 50 mahalle ve ayrıca 464 köy vardır. İllerde protokolde ilk sırada yer alan Vali, merkezi yönetimi temsil eder ve Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Büyükşehir dışındaki illerde yerel yönetim, şehirler düzeyindedir. Belediye Başkanı, belediye sınırları içinde kalan seçmenin oy çokluğu ile seçilir. Ayni seçmen İlçe Belediye Meclisi için de oy kullanarak ilçelerin belediye meclislerini oluşturur. İldeki bütün seçmenler ayrıca il genel meclisi için de oy kullanarak, İl Genel Meclisinin oluşumunu sağlarlar. İl genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için yapılan seçimlerde, onda birlik baraj uygulamalı nispi temsil sistemi, belediye başkanlığı seçiminde ise çoğunluk sistemi uygulanır İl genel meclisi ve belediye meclisi üye sayıları ilçe nüfusuna göre, kontenjandan kalan sayıların partilere dağılımı ise D'Hondt Sistemine göre belirlenir (Kanun:2972-Madde:23) İl Genel Meclisi, İl Özel İdaresinin karar organıdır, başkanını üyeleri arasından gizli oyla seçer. Ayrıca, İl Genel Meclisi kendi içinden gizli oyla bir yıl görev yapacak 5 kişilik İl Encümenini seçer. Merkezi yönetim, Vali ve İl Müdürlerinden oluşur. İl Özel İdaresi (İl Genel Meclisi ve İl Encümeni) seçilmişlerden oluşur, ancak Vali başkanlığında görev yapar. Yerel yönetim ise belediye başkanları ve belediye meclislerinden oluşur. Sinop Valisi, 1970-Rize doğumlu Erol KARAÖMEROĞLU’dur. 18 Haziran 2020 tarihinde Altındağ Kaymakamı iken atanmıştır. Sinop Belediye Başkanı, 1974 doğumlu Barış Ayhan (CHP), 31 Mart 2019 seçimlerinde %56,63 oy oranıyla seçilmiştir. 2019 Türkiye yerel seçimleri sonuçlarına göre Sinop İl Genel Meclisi üye sayısı, 18 AK PARTİ ve 3 CHP olmak üzere 21’dir. Sinop Belediye Meclisi ise 9 AK Parti ve 16 CHP olmak üzere 25 üyeden oluşur. 2018 Genel seçimleri sonucu, Sinop'u temsilen TBMM'e AKP'den 1 milletvekili (Nazım Maviş), CHP'den 1 milletvekili (Barış Karadeniz) seçilmiştir. == Coğrafya == Anadolu 'nun kuzey yönde uç noktası olan İnceburun'a doğu yönün'de bağlanan Boztepe Burnu berzahında bir kale-şehir olarak kurulmuş ve tarih boyunca doğu yönde gelişmiştir. Tarih boyunca kale dışına pek taşmayan şehir bir liman kenti özelliği taşır. Berzahın kuzey doğusundaki dış liman fırtınalara açık olduğu ve denizcilik bakımından kullanışlı sayılmadığı halde, Antikçağ 'da daha çok bu limanın kullanıldığı bilinir. Zamanla kum dolan ve kullanılamaz hale gelen bu limanı berzanın güney-doğusundaki iç limana aynı dönemde bir kanal bağlardı. Bu kanal, Selçuklular döneminde kapatılmıştır. Yarımadanın güney yönündeki iç liman ise rüzgarlara kapalı konumuyla ve sakin deniziyle güney Karadeniz'in en önemli limanıydı. Bu özellikleri yüzünden "Akdeniz" ismini almıştır. Tarih boyunca işlek bir liman yaşantısı ve tersane faaliyeti bu limanda gerçekleşmiştir. 19. yüzyıl'a kadar tamamen ayakta duran surlardan ise günümüze büyük bir kısmı kalmıştır ve yıkıntılarından rekonstrüksiyonu yapılabilir. Şehrin gelişimi sürekli olarak doğu yönde, Boztepe Burnuna doğru olurken, kuzeydeki Akliman ve Anadolu yönünde birkaç azınlık yerleşmesinden başka bir yerleşim olmamıştır. Doğudaki yarımada ise gittikçe sarplaşmakta, Hıdırlık tepesinde 187 metre yüksekliğe ulaşmakta ve nihayet deniz yönünde dik yarlar ile kuşatılmaktadır. Bu durumda şehrin deniz yönünden ve berzahtan zaptedilmesi imkânsız olmaktadır. === Konum bilgileri tablosu === Konum Bilgileri İlçe Kuruluş Yılı İçişleri Bakanlığı- İller İdaresi Genel Müdürlüğü Alanı km² Rakım mt. Merkeze kmKarayolları Genel Müdürlüğü Ulaşan Yollar Sinop Merkez 442 27 Ayancık Cumh.önce 862 9 56 Boyabat Cumh.önce 1.512 329 84 Dikmen 1990 411 193 73 Durağan 1954 995 213 111 Erfelek 1960 412 185 26 Gerze Cumh.önce 487 31 37 Saraydüzü 1990 334 415 106 Türkeli 1957 263 12 91 SİNOP Cumh.önce 5.717 == Nüfus == Güncel Nüfus Değerleri (TÜİK 6 Şubat 2023 verileri ) Sinop ili nüfusu: 220.799'dür. Bu nüfusun % 63,19'u şehirlerde yaşamaktadır (2021 sonu). İlin yüzölçümü 5.718 km2'dir. İlde km2'ye 39 kişi düşmektedir. (Bu sayı merkezde 156’dır.) İlde yıllık nüfus artış oranı % 1,09 olmuştur. Nüfus artış oranı en yüksek ve en düşük ilçeler: Gerze (% 3,85)- Saraydüzü (% -7,04) 06 Şubat 2023 TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 9 İlçe, 9 belediye, bu belediyelerde 50 mahalle ve ayrıca 464 köy vardır. 2022 yılı sonunda Sinop ili ve ilçelerinin yerleşim yeri ve nüfusla ilgili sayısal bilgileri İlçe Nüfus 2021 Nüfus 2022 Nüfus Artışı % Belediye Sayısı Mahalle Sayısı Köy Sayısı Köy Nüfusu Şehir nüfusu Şehirde oturan % Alanı km2 km2'ye düşen kişi Ayancık 23.739 23.923 0,77 1 5 71 10.646 13.277 55,50 862 28 Boyabat 44.004 44.502 1,13 1 9 107 15.409 29.093 65,37 1512 29 Dikmen 4.753 4.711 -0,89 1 3 28 3.481 1.230 26,11 411 11 Durağan 16.940 16.832 -0,64 1 6 69 9.338 7.494 44,52 995 17 Erfelek 12.003 12.363 2,96 1 3 46 8.322 4.041 32,69 412 30 Gerze 27.027 27.967 3,42 1 7 42 8.823 19.144 68,45 487 57 Merkez 68.012 68.972 1,40 1 13 38 11.568 57.404 83,23 442 156 Saraydüzü 5.926 5.523 1 1 30 4.235 1.288 23,32 334 17 Türkeli 16.004 16.006 0,01 1 3 33 9.446 6.560 40,98 263 61 Sinop 218.408 220.799 1,09 9 50 464 81.268 139.531 63,19 5.718 39 === İlin yıllara göre nüfusları === == Spor == 2018-2019 Sezonu sonunda, Futbol takımı Sinopspor, BAL (Bölgesel Amatör Lig)’de grubunu 9.sırada tamamlamıştır. Hentbol 2.lig kadın ve erkek liglerindeki 2 takımı küme düşmüştür. Voleybol bölgesel liginde 1 takımı liglere katılmıştır. Futbol Türkiye Kupası 'nda Sinopspor, 2.turda elenmiştir. Önemli spor tesisleri: Sinop Dokuzoğlu Stadı (2.500), Atatürk Kapalı Spor Salonu (1.080), Sinop Olimpik Yüzme Havuzu (500)dur. == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * Sinop Valiliği * Sinop Belediyesi * Sinop Üniversitesi * Sinop YerelNET *Sinop İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü *SİNOP - TDV İslâm Ansiklopedisi *Sinop Emniyet Müdürlüğü *Sinop İl Tarım ve Orman Müdürlüğü *Sinop Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi *Sinop - Afad *Sinop Kadastro Müdürlüğü *Sinop İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü
1,898
Ada, çevresi bütünüyle sularla çevrili kara parçasına verilen addır. Yeryüzündeki adaların bütünü on milyon kilometrekarelik bir yer kaplar. Adalar, tek tek olabileceği gibi, gruplar halinde de olabilir. Bu şekildeki adalara “takımada” adı verilir. Yarımada ise suyla çevrili, ancak bir tarafından ana kara parçasına bağlı bulunan coğrafi şekildir. Yer bilimi açısından adalar, kıtasal adalar ve okyanus adaları olmak üzere temelde ikiye ayrılır. Yüzen adalar ise yeni bir yer bilimi konusudur. == Kıtasal Adalar == Kıtasal adalar, komşu kıta kütlelerinin bir uzantısıdırlar. Tektonik hareketler, kara kütlesinin yer değişmesi sonucu komşu kıtadan ayrılarak ya da denizin ya da karanın yer bilim zamanlarındaki alçalması ya da yükselmesiyle oluşurlar. Örneğin Madagaskar adası; birinci zamanda “Avustralya-Hint- Madagaskar” kıtasının bir parçasıdır; kara kütlesinin yer değiştirmesi sonucu oluşmuştur. Denizin ya da karanın alçalması ya da yükselmesiyle oluşan karasal adalara Grönland, Büyük Britanya ve New Foundland örnek verilebilir. Bunlarda, ada ve komşu kıta, birbirlerinden oldukça sığ bir deniz kesimiyle ayrılmışlardır. Tortul birikintilerin göl, ırmak ve denizlerde kıta sahanlığı boyunca oluşturduğu deltalar da karasal adalar sınıfındadır. == Okyanus Adaları == Okyanus adaları, tektonik hareketlere dayalı volkanik kökenlidirler. Volkanik adalar, püskürmeyle biriken maddelerin okyanus yüzeyinde yükselmesiyle oluşurlar. Tipik örneği, Polinezya, Melanezya ve Mikronezya takım adalarının çoğu yüzeyden az çok uzak bir denizaltı tabanının üzerindeki volkanik akıntıların sonucudur. Yeni Zelanda, Yeni Gine ve Melanezya'nın bazı adaları dağlık yüzey şekillerini ve bugünkü biçimlerini toprak hareketleri sonucunda almıştır. Kıvrılmalar ve kırılmalar genellikle çok yenidir ve bu adalarda sık sık deprem olur. Ayrıca aşınan ve çöken yanardağ konilerinin çevresinde mercanlar tarafından oluşturulan sığ kayalıklara da mercan adaları (Atol) denmektedir. Örneğin, Avustralya'nın kuzeydoğusundaki Büyük Set Resifi. Fakat, Yeni Zelanda'da Avustralya'nın güneyinde ve bazı takım adalarda mercan kayalıkları yoktur. Örneğin, Markiz Adaları. Üstelik denizaltı sığlıkları bazı mercan oluşumlarına taban yerine geçmiş ve bazı takımadalar tamamıyla atollerden oluşmuştur. Örneğin, Tuamotu, Gilbert vb. Volkanik kökenli adalar, uzun, dar ve genellikle kıvrılan sıralar biçimi aldıklarında “ada yayı” diye adlandırılırlar. Ada yayları yer kabuğunun tektonik dilimlerinin birbirine yaklaştığı yerde oluşurlar. Bir dilim diğerinin altına kayar; kayan bölge, ada yayına paralel bir bir derin deniz kırığı biçiminde belirir; alta kayan dilim, eriyip, magmayı oluşturur; magma da, yayın yanardağları arasından yeniden yukarı fışkırır. Yay ile kırık arasında kalan bölgede, kayan dilimin parçacıkları ve yayda oluşan aşınma, denizde tortulların birikmesine yol açar. Birçok yay, kayan dilimin bulunduğu bölgeye doğru kabararak kıvrılır. Böylece ada oluşur.http://www.cografya.gen.tr/animasyon/adaolusumu.htm |Bir adanın oluşumu Tipik örnekleri: Aleut Adaları, ve Kuril Adalarıdır. Ama Tonga, Kermadec ve Mariana adaları ise bu oluşumdan farklı olarak iki dilim arasında yer almaktadırlar. Çeşitli birikme aşınma süreçleri sonunda bazı ada yayları kıta kütlesi içerisinde kalabilir. Güney Amerika Andları ve Kuzey Amerika’nın batısındaki Cascade Dağları tipik örneğidir. Avustralya'yı dört tarafı denizlerle çevrili olduğu için ada olarak nitelemek yanlıştır. Çünkü bir kara parçasını ada olarak tanımlamak için o kara parçasının bir anakaraya bağlı olması gerekir. Avustralya bir anakaraya bağlı olmadığı için bir kıta olarak nitelendirilmiştir. Örneğin: Grönland adası Kuzey Amerika anakarasına, Japonya adaları Asya anakarasına bağlı olduğu için ada olarak nitelendirilmiştir. == Yüzen Adalar == Deniz, göl ya da akarsuların üzerinde akıntının ve rüzgarın etkisi ile hareket edebilen ve etrafı su ile çevrili kara parçalarına yüzen ada denilir. Yüzen ada oluşumu ve kullanımları açısından yeni bir yer bilimi konusudur. === Bilinen başlıca yüzen adalar === Meksika’daki Xochimilco Gölü üzerindeki Chinampa denilen yüzen adalar; kuraklık nedeniyle gölün sularının çekilmesi sonucu bu adaların sayısı oldukça azalmıştır. İtalya’da bulunan Roma yakınlarındaki Göl üzerindeki 1 km2 lik yüzen ada koruma altındadır; kuşları ve bitki örtüsüyle dünyanın sayılı ekolojik bölgeleri arasındadır. Peru Bolivya sınırı yakınındaki Peru'nun Puno şehrinde Titikaka Gölü üzerindeki Uros Yüzenadası üzerinde yerleşim de vardır. Ortalama ömrü altı sene olan bu ada zamanla kendini yenileyebilmektedir. Denizin üzerindeki yüzen adalara en tanınmış örnek: Sargassum Yüzen adasıdır. Kuzey Atlantik’in ortasında akıntılar nedeniyle, Sargassum denilen bir cins su yosununun birikmesi sonucu oluşmuştur. Kristof Kolomb tarafından bulunmuştur. Bugün deniz biyologlarınca çok ilginç bulunmakta ve yüzen bir hayvanat bahçesi olarak değerlendirilmektedir. Sargassum'un kolları arasında her cins balık, küçük yengeçler, karidesler ve binlerce çeşit küçük canlı yaşamını sürdürür. Su yosunlarından oluşan bir başka yüzen ada da Pasifik'te Kaliforniya açıklarında bulunmaktadır. Macrocystis adlı dev su yosunundan endüstride çok kullanılan ‘algin’ adlı bir madde çıkarılır. === Türkiye’deki yüzen adalar === Solhan ilçesi Hanzarşah Köyü Aksakal Gölü ortasında, hareket eden üç ada vardır. Adalar göl içinde bağımsızdır. Üstüne binildiği zaman sal gibi her tarafa ağır ağır hareket etmektedir. Adanın üzerinde 4-5 tane bodur ve dış budak ağacı mevcuttur. Çevredeki bitkiler gölün mevcut suyu ile beslenmektedir. Ada üzerinde bulunan ot kökleri sarılıcı olması nedeniyle toprak tamamen bitki kökleri ile kaynamış ve yapışmış durumdadır. Ayrıca Göl'ün ortasında bulunan adanın yapısı incelendiğinde çayır, ayrık ot ve suda yetişen çeşitli bitkilerin ada üzerinde mevcut olduğu görülmektedir. Erzurum - Olur İlçesi Ormanğazı Köyü Sülüklü Göl'de bir tane yüzen ada bulunmaktadır. Adıyaman - Çat Baraj Gölü'nde sular kabarınca yüzenadalar ortaya çıkmaktadır. Kayseri - Sultansazlığı'ndaki gölcüklerde yüzen sazadaları ortaya oluşmuştur. Denizli - Işıklı Gölü'nün değişik kesimlerinde "hopa" denilen adalar, İçel - Gülnar İlçesi Demirözü Köyü Adalıgöl'e ismini veren ada, Afyonkarahisar - Eber Gölü'ndeki, Konya - Akşehir Gölü'ndeki birer ada bilinen yüzen adalardır. Erzincan'a bağlı Ahmetli Köyü'nün güneydoğusunda, Ahmediye Gölü'ndeki, Ahmediye yüzen adasının boyu 48 metre, eni ise 1.5 metre ile 5 metre arasında değişmekte, kalınlığı 30 ile 60 santimetre arasındadır. Yüzenadanın yüzölçümü yaklaşık 105 metrekaredir. Ada tamamen bitkisel kökenli organik artıkların uygun şartlarda birikmesiyle oluşmuştur. Ayrıca Kızılırmak Kanyonu üzerinde de yüzen adalar vardır. == Dünyanın en büyük adaları == Ada adı Bulunduğu yer Yüzölçümü (km²) Grönland Atlas Okyanusu 2.166.086 Yeni Gine Büyük Okyanus 785.780 Borneo Büyük Okyanus 743.330 Madagaskar Hint Okyanusu 587.042 Baffin Atlas Okyanusu 476.068 Sumatra Hint Okyanusu 473.606 Honshū Büyük Okyanus 230.510 Büyük Britanya Atlas Okyanusu 229.898 Victoria Arktik Okyanusu 217.191 Ellesmere Arktik Okyanusu 196.236 Sulawesi Büyük Okyanus 189.035 Yeni Zelanda Büyük Okyanus 150.525 Cava Büyük Okyanus 132.174 Küba Atlas Okyanusu 114.524 == Uluslararası hukukta ada == Uluslararası hukukta adaların durumu bulundukları yere göre değişir: # Karasuları içinde yer alan ada; kıyının bir eki sayılır. # Ada bir akarsu üzerinde iki devlet sınırında bulunuyorsa, akarsuyun orta çizgisi ile iki devlet arasında bölüşülür. # İki devlet arasında bölümsüz bir akarsu üzerindeki ada, iki tarafın da ortak mülkü sayılır. == Etimoloji == Türkçe ada sözcüğünün Eski Türkçe ātaġ sözcüğünden geldiği ve bu sözcüğün Farsçaya da ādāġ şeklinde geçmiş olduğu belirtilir.Kubbealtı Lugati Türkçede ada anlamında aral, cezire () ve simek sözcükleri de çeşitli sözlüklerde kayıtlıdır.Pamukkale Üniversitesi Bunlardan aral sözcüğü bazı sözlüklerde takımada anlamında kayıtlıdır.Şemseddin Sami, Kamusı TürkîTDK Kişi Adları Sözlüğü == Ayrıca bakınız == * Tektonik * Tortul kayaçlar * Volkanik * Mercan adası * Magma * Yüzen ada * Türkiye'deki adalar listesi == Dış bağlantılar == * Bir adanın oluşumu - flash * Definition of island from United Nations Convention on the Law of the Sea * Listing of islands from United Nations Island Directory. == Kaynakça == * Meydan Larousse Ansiklopedisi * Grollier Ansiklopedisi * Ada
1,878
Apache OpenOffice, Apache Yazılım Vakfı önderliğinde özgür yazılım topluluklarınca geliştirilen, özgür ve ücretsiz bir ofis yazılımları ailesidir. Kelime İşlemci, Hesap Tablosu, Sunum, Çizim, Formül ve Veritabanı bileşenlerini içerir. Özgür Apache Lisansı ile lisanslanmış olup herkes tarafından (ticari, devlet kurumları, belediyeler ve eğitim kurumları vb.) kullanılabilir, istenildiği kadar sayıda bilgisayara tamamen ücretsiz olarak kurulabilir. Microsoft Windows, Linux ve Mac OS işletim sistemlerini destekler. Apache OpenOffice'in ilk sürümü OpenOffice.org temel alınarak geliştirilmeye başlanmış, sonraki sürümde IBM Lotus Symphony kodları temel alınarak geliştirilmeye devam etmiştir. Hem OpenOffice.org hem de IBM Lotus Symphony, ilk sürümü 1985'te yayınlanan StarOffice'e dayanır. Apache OpenOffice, ISO onaylı uluslararası tekbiçimlere dayalı belge biçimi olan ODF (Open Document Format) biçiminin yanı sıra, Microsoft Office tarafından öntanımlı kullanılan OOXML biçimindeki dosyaları da kullanabilmektedir. == Tarihçesi == Apache OpenOffice'in ilk sürümü 2012 yılında OpenOffice.org temel alınarak geliştirilmeye başlanmış, sonraki sürümde IBM Lotus Symphony kodları temel alınarak geliştirilmeye devam etmiştir. Hem OpenOffice.org hem de IBM Lotus Symphony, ilk sürümü 1985'te yayınlanan StarOffice'e dayanır. 1999 - 2010 yılları arasında Sun Microsystems tarafından geliştirilen açık kaynaklı ve özgür lisanslı OpenOffice.org, 2010 yılında Sun Microsystems'in Oracle'a satılması ile Oracle'a devredildi. Bu satışın üzerine OpenOffice.org'un kaderi üzerine tartışmalar başladı ve proje bir süre belirsizliğe girdi Hatta bu dönemde OpenOffice.org'un özgürlüğü ve geleceğinden endişe eden katkıcıları tarafından OpenOffice.org çatallaması olarak özgür LibreOffice ofis yazılım seti geliştirilmeye başlandı. Oracle ilk başta OpenOffice.org'u geliştirmeye devam edeceğini açıkladı ve "Oracle OpenOffice" adı ile yazılımın 3.3 nolu sürümünü yayınladı. Ancak OpenOffice.org topluluğunda projenin gidişatı ile ilgili tartışmalar üzerine Oracle 1 Haziran 2011 tarihinde OpenOffice'i Apache Yazılım Vakfı'na devrettiğini açıkladı. == Özellikler == === Desteklenen platformlar === Apache OpenOffice, aralarında Linux, Solaris, BSD, Microsoft Windows, OpenVMS, OS/2 and IRIX gibi ortamlarında bulunduğu çok sayıda platformu desteklemektedir. === Eklentiler === Eklenti sayfası üzerinden çeşitli eklentiler temin edilerek ek özellikler kazandırılabilir. == Bileşenler == 48px Writer Microsoft Word benzeri bir kelime işlemci yazılımı. Ek bir yazılım gerektirmeden PDF dosyası oluşturabilir veya HTML belgelerinizi sunduğu WYSIWYG bir ortamda düzenleyebilirsiniz. 48px Calc Microsoft Excel benzeri bir hesap tablosu yazılımı. 48px Impress Microsoft PowerPoint'e benzer bir sunum yazılımı. 48px Draw Microsoft Visio benzeri bir vektörel grafik düzenleyici. Akış diyagramları, organizasyon şemaları gibi çeşitli çizim ihtiyaçları için kullanılabilir. Ayrıca PDF dosyalarını içe aktarıp içeriğini düzenleme desteğine sahiptir. 48px Math Matematik formülleri oluşturma ve düzenleme aracı. Microsoft Denklem Düzenleyicisi'ne benzer. Formüller diğer Apache OpenOffice bileşenleri içine gömülebilir. 48px Base Microsoft Access benzeri bir veri tabanı yazılımı. == Sürümleri == küçükresim|400px|Apache OpenOffice'in 2012 yılından bu yana haftalık indirilme sayıları Sürümleri Sürüm Çıkış Tarihi Açıklama 3.4 2012-05-08 İlk Apache sürümü 3.4.1 2012-08-23 Hata düzeltmeleri, daha fazla dil desteği 4.0.0 2013-07-23 Yeni kenar çubuğu, IBM Lotus Symphony ile birleştirme 4.0.1 2013-10-01 Hata düzeltmeleri, 9 yeni dil 4.1 2014-04-29 4.1.1 2014-08-21 Bug düzeltmeleri, Catalan desteği 4.1.2 2015-10-28 Daha iyi WebDAV ve dosya kilitleme desteği, PDF dışa aktarma iletişim kutusunun yeniden tasarımı 4.1.3 2016-10-12 Hata düzeltmeleri, sözlük iyileştirmeleri 4.1.4 2017-10-19 Güvenlik geliştirmeleri, sözlük güncellemeleri 4.1.5 2017-12-30 Hata düzeltmeleri, İngilizce sözlük güncellemeleri 4.1.6 2018-11-18 Hata düzeltmeleri, İngilizce sözlük güncellemeleri 4.1.7 2019-09-21 Hata düzeltmeleri, İngilizce sözlük güncellemeleri, AdoptOpenJDK desteği == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * Resmi site * Web günlükleri Kategori:Ofis yazılım paketleri Kategori:2012 yazılımları Kategori:Ücretsiz çapraz platform yazılımları Kategori:C++ ile programlanmış ücretsiz yazılımlar Kategori:Java ile programlanmış ücretsiz yazılımlar Kategori:Taşınabilir yazılım Kategori:Apache lisansı kullanan yazılımlar Kategori:Unix yazılımları Kategori:Özgür PDF yazılımları
1,252
Sivas, Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesinde yer alan bir ilidir. Sivas ili, ticaret yolları üzerinde olduğu için, Selçuklu Hanedanı döneminde tüccarların ziyaret ettiği bir merkez haline gelmiştir. Türkiye'de Konya'dan sonra en çok Selçuklu eserinin bulunduğu il Sivas'tır. 13. yüzyıla ait Gök Medrese, Çifte Minareli Medrese ve Mavi Medreseleri çini sanatı açısından mutlaka görülmeye değer yerlerdir. Ulu Camii ise 1100 yılında inşa edilmiştir. Ayrıca Sivas, Türkiye'nin yüzölçümü açısından en büyük ikinci ilidir. Sivas Kızıldağ'dan doğan Kızılırmak, Köse Dağı'ndan doğan Yeşilırmak ve yine Köse Dağı'ndan doğan Fırat'ın en önemli kollarından biri olan Karasu Nehri, Sivas ili sınırları içinde doğmaktadır. Sivas coğrafi açıdan kıraç, yeşili az, sert iklimli bir yerdir. İkliminin elverdiği ölçüde yetiştirilebilen ancak tahıl ürünleri, şeker pancarı, patates gibi ürünlerdir. Türk Kurtuluş Savaşı'nın temellerinin atıldığı, Selçuklu devrinin dev eserleriyle süslü, yüzölçümü bakımından Konya'dan sonra ikinci sırada yer alan bir ilimiz. Sivas ili topraklarının büyük kısmı İç Anadolu'nun yukarı Kızılırmak bölümünde diğer kısımları ise Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesinde olup, 35° 50’ ve 38° 14’ doğu boylamları ile 38° 32’ ve 40° 16’ kuzey enlemleri arasında yer alır. İç Anadolu Bölgesi, Doğu Karadeniz Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde ilçeleri ve kültür zenginliği, iklim farklılığı bulunan ve sahip olduğu değerleri ile önemli bir coğrafi konuma sahiptir. Kuzeyinde Ordu, kuzeybatısında Tokat doğusunda Erzincan, kuzeydoğusunda Giresun, batısında Yozgat, güneybatısında Kayseri, güneyinde Malatya ve Kahramanmaraş ile çevrilidir. Sivas'ta Batı Anadolu ağzı kullanılmaktadır.Prof. Dr. Leyla Karahan'ın Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması (Türk Dil Kurumu yayınları: 630, Ankara 1996) == Adlandırma == Şehrin adı kentin antik dönemdeki adı olan Sebastia sözcüğünün evrimleşerek Türkçeleşmesiyle bugünkü halini almıştır. Sebastia ismi de Yunancada saygıdeğer, yüce anlamına gelir ki, Latince Augustus'un Yunanca karşılığıdır. Bu da Pontuslar tarafından kurulan kentin Roma İmparatoru Augustus onuruna onun ismiyle adlandırıldığına işaret edebilir. Halk arasındaki rivâyetlere göre ise Sivas kurulmadan önce ulu ağaçlar altında kaynayan üç pınar varmış. Bu pınar Tanrı'ya şükür, ana ve babaya minnet ve küçüklere şefkat duygularını ifâde edermiş. Bu üç pınara “Sipas Suyu” denirmiş. Zamanla mukaddes sayılan bu üç pınarın etrâfında küçük bir yerleşim merkezi kurulmuş ve “Sipas” ismi verilmiştir. Diğer bir rivâyete göre ise Sivas ismi eski kavimlerden “Sibasipler”den gelmektedir. Sivas ilk çağlarda Talavra, Megalapolis, Karana ve Diyapolis isimleriyle anılmıştır. Sivas ismi ile ilgili bir başka rivâyete göre ise, kentin adı Farsçada “üç değirmen” mânâsına gelen “Sebast” kelimesinden gelmektedir; Sebast ismi zamanla halk diline Sivas olarak yerleşmiştir. == Coğrafya == Üç vadi arasındadır. Sivas halkının büyük çoğunluğu çeşitli zamanlarda bölgeye yerleşmiş Türkmenlerdir. İlde Kafkasya göçmenleri de mevcuttur. Kızılırmak Havzası; kenti İç Anadolu iklimine, Yeşilırmak; Karadeniz, Fırat Havzası ise Doğu Anadolu iklimine bağlamaktadır. Bu üç su, üç yol, üç farklı kültür demektir. === İklim ve bitki örtüsü === 35 derece-50 dakika ve 38 derece-14 dakika doğu boylamlarıyla, 38 derece-32 dakika ve 40 derece-16 dakika kuzey enlemleri arasında kalan il, 28,488 km² lik yüzölçümü ile Türkiye'nin toprak bakımından ikinci büyük ili olan Sivas'ın il topraklarının büyük bölümü Kızılırmak, bir bölümü de Yeşilırmak ve Fırat havzalarına girer. Sivas coğrafi olarak İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinin kesiştiği noktadadır. Bu nedenle Karadeniz bölgesindeki Suşehri, Akıncılar, Gölova, Koyulhisar ve kısmen Kuzey Zara ve Doğanşar'ın bitki örtüsü, havanın sertliği ve sıcaklığı, yağış oranı farklıdır. Bu bölgelerde merkez ilçeden farklı olarak Giresun dağları üzerinde yaylalar ve çok endemik orman alanları bulunur. İl alanı kuzeyden Kelkit Vadisi, doğudan Köse Dağları'nın uzantıları, Kuruçay Vadisi ve Yama Dağı, güney­den Kulmaç Dağları, Tahtalı Dağları'nın uzantıları ve Hezanlı Dağı, batıdan Karababa, Akdağlar ve incebel Dağları gibi doğal sınırlarla çevrilidir. Kızılırmak, Kelkit Çayı, Tozanlı Çayı, Yıldız Irmağı, Çallı Çayı ve Tohma Çayı en önemli akarsularıdır. Sarkışla-Gemerek Ovası. Yıldızeli (Bedehdun) Ovası, Suşehri Ovası, Tohma Vadisi, Kızılırmak Vadisi. Çallı Suyu Vadisi ve Kelkit Vadisi ilin belli beşli tarım alanları ve ulaşımı belirleyen önemli alanlarıdır. Sivas ilinde ağırlıklı yeryüzü seklini platolar oluşturmakladır, il oranının % 47,6'sı platolarla, % 46,2'si dağlarla, %6,2'si ise ovalarla kaplıdır. Sivas'ın en büyük platosu Uzunyayla'dır. Ayrıca, Uzunyayla'ya oranla daha zengin otlaklara sahip olan Meraküm Platosu da ilin ender yüksek düzlüklerindendir. Kuzey Anadolu Dağlarıyla Güney Anadolu Dağlarının birbirine yaklaştığı bir yöre olan Sivas il alanında kıvrılma ve yükselmeler sırasında bazı kesimler Çöküntüye uğramıştır. Bu çöküntü alanları ilin önemli su merkezlerinden olan gölleri oluşturmuştur. Hafik Gölü, Tödürge Gölü, Lota Gölleri, Gürün - Gökpınar Gölü bu göllerden bazılarıdır. == Yönetim == İllerde protokolde ilk sırada yer alan Vali, merkezi yönetimi temsil eder ve Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Büyükşehir dışındaki illerde yerel yönetim, şehirler düzeyindedir. Belediye Başkanı, belediye sınırları içinde kalan seçmenin oy çokluğu ile seçilir. Aynı seçmen İlçe Belediye Meclisi için de oy kullanarak ilçelerin beledi ye meclislerini oluşturur. İldeki bütün seçmenler ayrıca il genel meclisi için de oy kullanarak, İl Genel Meclisinin oluşumunu sağlarlar. İl genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için yapılan seçimlerde, onda birlik baraj uygulamalı nispi temsil sistemi, belediye başkanlığı seçiminde ise çoğunluk sistemi uygulanır İl genel meclisi ve belediye meclisi üye sayıları ilçe nüfusuna göre, kontenjandan kalan sayıların partilere dağılımı ise D'Hondt Sistemine göre belirlenir (Kanun:2972-Madde:23) İl Genel Meclisi, İl Özel İdaresinin karar organıdır, başkanını üyeleri arasından gizli oyla seçer. Ayrıca, İl Genel Meclisi kendi içinden gizli oyla bir yıl görev yapacak 5 kişilik İl Encümenini seçer. Merkezi yönetim, Vali ve İl Müdürlerinden oluşur. İl Özel İdaresi (İl Genel Meclisi ve İl Encümeni) seçilmişlerden oluşur, ancak Vali başkanlığında görev yapar. Yerel yönetim ise belediye başkanları ve belediye meclislerinden oluşur. Sivas Valisi, 1971-Gazipaşa doğumlu Yılmaz ŞİMŞEK’dir. 12.5.2022/209 sayılı kararla Niğde Valisi iken atanmıştır.https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/05/202205121-1.pdf Sivas Belediye Başkanı, 1972-Sivas doğumlu Hilmi Bilgin (AK Parti), 31 Mart 2019 seçimlerinde %49,35 oy oranıyla seçilmiştir. 2019 Türkiye yerel seçimleri sonuçlarına göre Sivas İl Genel Meclisi üye sayısı, 27 AK Parti, 7 MHP, 3 CHP, 4 BBP ve 2 BĞSZ olmak üzere 40’dır. Sivas Belediye Meclisi ise 26 AK Parti ve 11 BBP olmak üzere 37 üyeden oluşur. 2018 Genel seçimleri sonucu, Sivas'ı temsilen TBMM'e AK Parti'den 3 milletvekili (İsmet Yılmaz, Mehmet Habib Soluk, Semiha Ekinci), CHP'den 1 milletvekili (Ulaş Karasu) ve MHP'den 1 milletvekili (Ahmet Özyürek)seçilmiştir. ==Kültürel bölgeler== Sivas ili içerisinde resmi idari birim niteliğine sahip olmayan ancak toplum tarafından genel kabul gören üç kültürel bölge daha bulunmaktadır. Halk nezdinde Sivas’ta mevcut olan yöreler şunlardır: İlbeyli yöresi, Emlek yöresi ve Çamşıhı Yöresi.Sivas Toprağının Üç Münbit Kültür Vadisi: Çamşıh - Emlek - İlbeyli, Dr. Doğan Kaya, Makale, Cumhuriyet Üniversitesi, Türk Halk Bilimi Bölümü Halk bilhassa Sivas dışında bulunduğu yerden söz ederken “Elbeyi’nin Esköy’ündenim” veya “Emlek Beyyurdu’ndan” yahut da “Çamşıhı’n Kaygısız'dan” gibi ifadeler kullanarak, önce yöresini, sonra köyünü söyler. İlbeyli yöresi, Sivas ve Şarkışla arasında Koyuncu yokuşundan sonra başlayan alandadır; Emlek yöresi, Şarkışla ve Yıldızeli arasında Turna Dağı'ndan sonra başlayan bölgede bulunur; Çamşıhı ise Divriği ve Kangal arasında yer almaktadır.Sivas İlbeyi Yöresi Türkmenleri Halk Şairleri , Yrd.Doç.Dr. Doğan Kaya, Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 20 Yıl : 2006/1 (81 s.) Bunlara ilave olarak İmranlı ilçesinde geçmişteki aşiret yapılanmasına dayalı olarak ortaya çıkmış bulunan ve yine kendi içerisinde kültürel bir bütünlük arz eden Koçgiri yöresi bulunmaktadır.Zara Koçgiri Sancağı ve İmranlı Çit Yöresi Tarihi, Murat Uğraş, Dorlion Yayınevi, 2021 == Nüfus == Güncel Nüfus Değerleri (TÜİK 6 Şubat 2023 verileri ) Sivas ili nüfusu: 634.924'dir. Bu nüfusun % 78,57'si şehirlerde yaşamaktadır (2022 sonu). İlin yüzölçümü 28.164 km2'dir. İlde km2'ye 23 kişi düşmektedir. (Bu sayı merkez ilçede 112’dir.) İlde yıllık nüfus % 0,19 oranında azalmıştır. Nüfus artış oranı en yüksek ve en düşük ilçeler: Hafik (% 4,42)- İmranlı (-% 4,88) 06 Şubat 2023 TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 17 İlçe, 24 belediye, bu belediyelerde 253 mahalle ve ayrıca 1.233 köy vardır. 2022 yılı sonunda Sivas ili ve ilçelerinin yerleşim yeri ve nüfusla ilgili sayısal bilgileri İlçe Nüfus 2021 Nüfus 2022 Nüfus Artışı % Belediye Sayısı Mahalle Sayısı Köy Sayısı Köy Nüfusu Şehir nüfusu Şehirde oturan % Alanı km2 km2'ye düşen kişi Akıncılar 4.957 4.808 -3,05 1 8 29 2.367 2.441 50,77 432 11 Altınyayla 8.739 8.738 -0,01 2 12 10 2.303 6.435 73,64 654 13 Divriği 16.177 16.082 -0,59 1 28 105 5.282 10.800 67,16 2632 6 Doğanşar 2.686 2.704 0,67 1 6 26 1.502 1.202 44,45 370 7 Gemerek 21.810 21.276 -2,48 3 19 34 6.815 14.461 67,97 1131 19 Gölova 3.168 3.246 2,43 1 4 29 2.251 995 30,65 286 11 Gürün 18.286 18.009 -1,53 1 19 60 7.352 10.657 59,18 2632 7 Hafik 9.155 9.569 4,42 1 6 74 5.975 3.594 37,56 1765 5 İmranlı 7.352 7.002 1 9 100 4.179 2.823 40,32 1292 5 Kangal 20.137 19.667 -2,36 1 8 112 10.719 8.948 45,50 3342 6 Koyulhisar 12.497 12.183 -2,55 1 7 44 8.142 4.041 33,17 891 14 Merkez 388.079 390.318 0,58 2 69 153 23.096 367.222 94,08 3488 112 Suşehri 25.404 25.499 0,37 1 13 71 9.539 15.960 62,59 939 27 Şarkışla 37.708 37.409 -0,80 3 18 95 10.548 26.861 71,80 2073 18 Ulaş 8.005 7.933 -0,90 1 4 38 4.942 2.991 37,70 1092 7 Yıldızeli 30.313 28.972 -4,53 2 14 118 21.205 7.767 26,81 2529 11 Zara 21.648 21.509 -0,64 1 9 135 9.873 11.636 54,10 2616 8 Sivas 636.121 634.924 24 253 1.233 136.090 498.834 78,57 28.164 23 === İlin yıllara göre nüfusları === == Konum == Konum Bilgileri İlçe Kuruluş Yılıİçişleri Bakanlığı- İller İdaresi Genel Müdürlüğü Alanı km²Milli Savunma Bakanlığı- Haritalar Genel Komutanlığı Rakım mt. Merkeze kmKarayolları Genel Müdürlüğü Ulaşan Yollar Sivas Merkez 3.488 1.313 /-20, -05, , Akıncılar 1990 432 1.045 152 /-23=> Altınyayla 1990 654 1.457 79 Divriği Cumh.önce 2.632 1.014 174 Doğanşar 1990 370 1.299 101 Gemerek 1953 1.131 1.211 118 Gölova 1990 286 1.336 170 /-23=> Gürün Cumh.önce 2.632 1.327 134 Hafik Cumh.önce 1.765 1.312 37 /-21, , İmranlı 1948 1.292 1.605 106 /-21, Kangal Cumh.önce 3.342 1.528 88 Koyulhisar Cumh.önce 891 947 169 /-22, -03 Suşehri Cumh.önce 939 1.073 132 /-23, , -04 Şarkışla Cumh.önce 2.073 1.234 81 Ulaş 1990 1.092 1.391 35 Yıldızeli Cumh.önce 2.529 1.370 46 /-20, -04, Zara Cumh.önce 2.616 1.344 72 /-21, -04, , SİVAS Cumh.önce 28.164 == Ekonomi == İl ekonomisinde tarım ve sanayi sektörü ilk sırada yer almaktadır. Bu sektörleri ticaret ulaştırma ve haberleşme sektörleri takip etmektedir. Özellikle demir ve demirciliğe dayalı sanayi lokomotif sektör olarak ön plana çıkmıştır. Türkiye'nin önemli enerji kaynaklarından biri olan Kangal Termik Santralı Sivas'tadır. Ayrıca Gemerek ilçesinde Sızır Hidroelektrik Santrali vardır. Sivas'ta Türkiye'nin en büyük linyit işletmesi bulunmaktadır. === Tarım === Sivas öncelikle bir tarım şehridir. Tarım üretiminde buğday, arpa, çavdar, ay çekirdeği, patates ve şeker pancarı bölge üretiminde en fazla payı alan ürünlerdir. Sivas küçükbaş, büyükbaş hayvan varlığı ve arı kovanı sayısı bakımından önemli bir paya sahiptir. === Sanayi === En büyük ve eski endüstri kompleksi olarak 1939 yılında yılında Sivas Cer Atelyesi olarak kurulan TÜDEMSAŞ, TCDD'ye bağlı Beton Travers Fabrikası, 1938'de temelleri atılan ve 1943 yılında hizmete giren Çimento Fabrikası bulunmaktadır. Küçük sanayi siteleri ve organize sanayi bölgeleri sanayi sektörünün altyapısı olarak değerlendirilebilir. Sivas'ta KSS kapsamında 1606 işyerinde 4353 kişi çalışmaktadır. İlde 10 KSS faaliyet göstermektedir. Kangal KSS, Gürün KSS ve Yıldızeli KSS nin inşaat çalışmaları sürmektedir. Şehirde 5 adet Organize Sanayi Bölgesi bulunmaktadır; Merkez 1.OSB, Merkez Demirağ OSB, Şarkışla OSB, Şarkışla Tarıma Dayalı İhtisas OSB ve Gemerek OSB == Kültür == Karadeniz bölgesinde kalan ilçelerinde Karadeniz şivesi görülürken, merkez ile çevre ilçeler Tokat ve diğer illere daha yakındır. Doğu Karadeniz'deki ilçelerinde kısmen Karadeniz ağzı ve kültürü görülürken, İç Anadolu ilçelerinde bozkır ve Sivas yöresine özgü Sivas folklorü görülür. Yeşilırmak havzasında bulunan Karadeniz ilçeleri olan Suşehri, Akıncılar, Gölova, Koyulhisar bölgesi davul, zurna, horon, mikroklima iklim ve yayla bölgesidir. İç Anadolu da ise gene Türkmen kültürü ile yer yer Balkan muhacirleri ve Kafkasya göçmenlerinin kültürleri ve gelenekleri de görülür. Bu geniş coğrafya alanında pek çok yöresel sanatçılar da yetişmiştir. Karadeniz ilçelerinde kemençe ve tulum üstadları, İç Anadolu ve Doğu Anadolu ilçelerinde saz, aşık geleneği ve üstatları yetişmiştir. Dünyaca ünlü kangal köpeği, Sivas'ın Kangal ilçesinde yetişmektedir. Kangal köpeği genetik olarak en mükemmel kombinasyonlardan birine sahiptir ve yüksek seviyede eğitilebilirlik özelliği taşımaktadır. == Turizm == ===Kaplıcalar=== Sivas yöresinde kaplıcalara "Çermik" adı verilmektedir.Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011 (OTRS: CC BY-SA 3.0) Sivas merkeze bağlı Soğuk Çermik, Yıldızeli'ne bağlı olmakla birlikte Sivas merkezden rahatlıkla ulaşılan Sıcak Çermik bunların en önemlileridir. Kangal'da ise Balıklı Çermik diğer önemli bir kaplıcadır. Ayrıca Şarkışla ilçesinde "Ortaköy Çermiği" ve "Alaman Çermiği" bulunmaktadır. Geçmişte Sivas yöresinde çermik alanlarının yakınlarında çadır kurma geleneği çok yaygın olarak uygulanmaktaydı. ====Sıcak Çermik (Yıldızeli)==== Sivas - Yıldızeli yolu üzerinde Sivas il merkezine yaklaşık 30 km uzaklıktaki bulunmaktadır. Yıldızeli sınırları içerisindedir ve ilçe merkezine 16 km mesafede yer alır. Toplu taşıma araçları ile ulaşmak mümkündür. Kaplıca suyunun kimyasal karakteristiği; florür içeren kalsiyum, magnezyum-sodyum, sülfat, hidrokarbonat ve karbonat klörürlüdür. Sıcaklığı 45-50 °C arasındadır ve romatizma, solunum yolları, böbrek ve idrar yolları, kan dolaşımı hastalıklarının tedavisine iyi geldiği bilinmektedir. Sivas Belediyesi'ne ait otel ve havuzlarla hem süreli hem de günübirlik konaklama imkanı sağlamaktadır. Ayrıca Sivas Cumhuriyet Üniversitesine bağlı Rehabilitasyon Merkezi de bulunmaktadır. Yakın dönemde ise geniş kapsamlı iki adet devremülk otel hizmete girmiştir. ====Soğuk Çermik (Merkez)==== Sivas - Erzincan kara yolu üzerinde şehir merkezine 18 km mesafede, Başıbüyük Köyü'nün girişinde olup, Hafik ilçesi’ne 15 km uzaklıktadır. İl merkezinden kaplıca alanına düzenli olarak toplu taşıma araçları ile ulaşılabilmektedir. Suyun sıcaklığı 28 °C derecedir ve içildiğinde mide, bağırsak ve safrakesesi hastalıklarına iyi gelmektedir. Kaplıca alanının yakınında Ahmed-i Turan türbesi yer alır ve sürekli olarak ziyaret edilir. Konaklama tesislerinin yanı sıra çoğunlukla çadır kurulmaktadır. Kaplıca çevresi ilginç bir topoğrafya ve bitki örtüsüne sahiptir. ====Ortaköy Çermiği (Şarkışla)==== Şarkışla ilçesinde Ortaköy'e bağlı bir kaplıcadır. Kaplıca suyu 246 metre aşağıdan çıkmaktadır. Kaplıcanın suyu sıcaktır yaz kış 37 derecedir ve kükürtlüdür kükürtlü olmasından dolayı birçok cilt ve kemik hastalığına iyi gelmektedir. Kaplıcada 15 adet oda 25'e 10 metre bir adet açık havuz, bayanlar ve erkek için ayrı 2 havuz ve 1 adet özel aile havuzu bulunmaktadır. Ayrıca kaplıca Kızılırmak nehrine çok yakın bulunduğundan dolayı kaplıca çevresi doğanın çok iyi bir şekilde sergilendiği bir mekandır. Kaplıca ilçe merkezine 18 km uzaklıktadır asfalt yolu bulunmaktadır. ====Balıklı Çermik (Kangal)==== Sivas il merkezine 96 km ve Kangal ilçe merkezine 13 km. uzaklıkta olup Sivas'tan her saat başı toplu taşıma araçları ile varmak mümkündür. Kangal Balıklı Kaplıca; Türkiye'deki termal kaplıcaları içerisinde kendine özgü bir yeri vardır. Tedavi özelliği itibarıyla dünyada bir benzerini bulmanın mümkün olmadığı kaplıca, ilmi ve tıbbi bir mucizeyi "Sedef Hastalığını tedavi ederek" sergilemektedir. Suyun sıcaklığı 36 - 37 derece C, havuzların toplam debisi, 130 lt/sn dir. Kimyasal karakteristiği; PH 7.40, radyoaktivite 6 eman, toplam mineralizasyon 590.9 mg/lt. ===Doğal Oluşumlar=== ====Göller==== Dipsiz Göl, Sivas'ın Doğanşar ilçesinde bulunan volkanik bir göldür. Dipsiz Göl, Doğanşar'a 16, Sivas'a 82 km mesafede, Doğanşar-Sivas Karayolu'nun hemen yanında bulunmaktadır ve Çatpınar köyüne çok yakındır. Gölün fazla sularının akmasıyla 200 metre ileride Dipsiz Göl Şelalesi oluşmuştur. Hafik Gölü, Sivas'ın Hafik ilçesinin kuzeyinde bulunan küçük karstik göldür.. Erzincan'ı Sivas'a bağlayan E 88 uluslararası kara yolu 2 km yakından geçer. Hafik'in 3 km kuzeyindedir. Göle 2006'da 80 bin sazan aşılanmıştır. Türkiye'nin 135 sulak alanından biri olan gölde; sakarmeke, turna, angut ve yaban kazı görülmektedir. Tödürge Gölü, Sivas'ın Zara ilçesinde yer alır. Hafik'in 17 km doğusunda, Zara'nın 12 km batısında bulunmaktadır. Yaklaşık bir km güneyinde aynı adı taşıyan Tödürge Köyü vardır. Gökpınar Gölü, Sivas'ın Gürün ilçesi sınırları içerisinde yer alır. Suyu çok temiz ve duru olan Gökpınar Gölü, Gürün’e 10 km uzaklıktadır. Doğal güzellikleri ve alabalıklarıyla ünlü olan göl; dipten gelen kaynaklarla beslenmektedir. Turkuaz ve mavi yeşil renklerinin her tonunu bünyesinde barındıran Gökpınar bir dünyaca ünlü bir doğa harikasıdır. Lota Gölü, Sivas'ın Hafik ilçesinde yer alır ve 3 km doğusundadır. Sivas - Erzurum kara yolunun kuzeyinde kalır. Sivas şehir merkezine 45 km uzaklıktadır. Aslında "Lota Gölleri" daha doğru bir tabirdir. Buradaki göller topluluğu dipten çıkan su kaynaklarıyla beslenseler de ilkbahar yağışlarıyla birlikte kabararak birleşirler. ====Diğer doğal güzellikler==== * Tekeli Dağı (Doğanşar) * Yıldız Dağı (Yıldızeli) * Eğriçimen Yaylası (Koyulhisar) * Karlıyurt Yaylası (Akçakışla) * Sızır Şelalesi (Gemerek) * Kızılçan (Zara - Canova) * Şuğul Kanyonu (Gürün) * Tecer Dağı (Ulaş) ===Tarihi Yapılar=== Divriği Ulu Camii, Divriği ilçesi merkezinde bulunmaktadır. Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası adıyla dünya sanat tarihinde yer alan bu eşsiz eser, Anadolu Selçuklu Devleti Mengücek Oğulları Beyliği döneminde (1228) Mengücek Beyi Ahmet Şah tarafından, Şifahane ise Ahmet Şah'ın eşi Melike Turan tarafından yaptırılmıştır. UNESCO tarafından Dünya'nın 8. Harikası olarak gösterilip koruma altına alınmıştır. Kongre Müzesi, 4 Eylül 1919'da Türkiye Cumhuriyetinin temellerinin oluşturulduğu 4 Eylül Sivas Kongresi'nin gerçekleştirildiği ihtişamlı binadır. Şu an müze olarak kullanılmakta olup müze içerisinde Mustafa Kemal Atatürk'ün birçok şahsi eşyası ve Selçuklu, Osmanlı zamanından birçok tarihi eser sergilenmektedir. Müze, kent meydanındadır. Aşık Veysel Müzesi, Büyük halk ozanı Âşık Veysel’in yaşadığı Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyündeki evi 1982 yılından itibaren Kültür Bakanlığı tarafından müzeye dönüştürülmüştür. Âşık Veysel’in kişisel eşyaları, sazları, fotoğraflar bulunmaktadır. Her yıl 16-21 Mart tarihleri arasında Şarkışla Sivrialan köyünde anma törenleri ve Âşıklar Bayramı düzenlenmektedir. ===Tarihi Harabeler=== ====Kaldırak Kalesi==== Şarkışla ilçesi Emlek Kale köyünün alt tarafında, Kaldırak çayı üzerinde kale kalıntısı bulunmaktadır. Osmanlı dönemi kayıtlarında yer alan "Kaldırok Kalesi" isimli köyün bu bölgede olduğu yönünde emareler vardır. Dolayısıyla bu isim köyün yanından geçen Kaldırak Çayı'nın adı ile de bağlantılıdır. Bahsi geçen köyün ismi bazı kaynaklarda “Kaldurak Kalesi” olarak da geçmektedir.Faruk Sümer, “Bozok Tarihine Dair Araştırmalar-I”, Cumhuriyetin 50. Yıldönümü Anma Kitabı, Ankara 1974, Sayfa: 328 Osmanlı'ya ait bazı kayıtlarda ise "Kaldıravuk Kalası" adıyla anılır.Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü 998 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Diyar-i Bekr ve ‘Arab ve Zü’l-Kadiriyye Defteri (937 / 1530) 2. Cilt Ankara 1999 Sayfa: 144 ==== Türbeler ==== Sivas Merkez'deki Türbeler * Kadı Burhâneddin Türbesi: Sivas merkezde Kadıburhaneddin Mahallesi'nde bir park içerisinde bulunmaktadır. Kesme taştan dört sütun üzerinde tek kubbesi bulunan bir yapıdır. * Ahmed-i Turan Türbesi: Soğuk çermik mevkiinde bir dağın üzerinde bulunur. Bu dağdaki bir kayada yer alan iki oval çukurun evliyanın atının ayak izleri olduğuna inanılır.Sivas'ta Yatırlar, Doğan Kaya, Cumhuriyet Üniversitesi, Türk Halk Bilimi Bölümü Rivayete göre savaşçı evliya düşmanları ile vuruşurken yüksek bir dağda sıkıştırılır, bunun üzerine atı ile daha ileride ama biraz daha aşağıda bulunan bir dağın tepesine atlar. İşte bu izler atın ön ayaklarının kayaya değdiği anda oluşmuştur. İlçe ve Köylerdeki Türbeler * Colü Dede Türbesi: Şarkışla'ya bağlı Alaman köyünün ortasında, yolun sol kısmında bulunmaktadır. Sanduka küçük bir odanın içinde yer alır. Bu oda günümüzde Cemevi içerisinde bulunur. İçeride savaşçı evliyaya ait teber (savaş baltası), kılıç ve kalkan korunmaktadır.Şarkışla Yöresinde Ziyaret Yerleri İle İlgili İnanç ve Uygulamalar, Yrd. Doç. Ahmet GÖKBEL, Cumhuriyet Üniversitesi * Kevgir Baba Türbesi: Yıldızeli'ne bağlı Yolkaya (eski adıyla Çakraz) köyünün güneyinde yaklaşık 8 km uzaklıktaki bir tepenin üzerinde bulunmaktadır. İki odalı bir binanın içerisindeki mezar yaklaşık üç metreye iki metre boyutlarında üzeri toprakla kapatılmış durumdadır. Odalardan birinde mezar vardır, diğerinde ise gelenlerin oturması için minderler serilmiştir.Sivas’ta Yatmakta Olan Horasan Merkezli Anadolu Erenleri, Yrd. Doç. Dr. Doğan KAYA ====Diğer tarihi eserler==== * Buruciye Medresesi * Gök Medrese * Çifte Minare * Şifaiye Medresesi * Valilik Binası * Jandarma Binası * Selçuk Anadolu Lisesi Binası * 4 Eylül Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi * Susamışlar Konağı * Abdi Ağa Konağı * İnönü Konağı * Kangal Ağası Konağı * Ulu Camii * Osman Ağa Konağı * Ali Baba Konağı * Taş Han * Behram Paşa Hanı * Ziya Bey Kütüphanesi * Kale Camii * Kargakalesi Köyü * Eğri Köprü * Kesik Köprü * Güdük Minare * Meydan Hamamı * Meydan Camii * Mihrali Bey Konağı ====İlçelerdeki tarihi yapılar==== * Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Divriği) * Divriği Kalesi ve Kale Camisi (Divriği) * Yıldız köprüsü (Yıldızeli-Sivas kara yolu Yıldız Nehri üzeri) * Tödürge Kaya Mağaraları (Zara) * Doğanşar Kalesi (Doğanşar) ==Spor== 2021-2022 Sezonu sonunda, Sivasspor, süper ligi 54 puanla 10.sırada tamamlamıştır. 2.lig takımı Sivas Belediyespor grubunda 9. olmuştur. BAL’da 2, kadınlar futbol liglerinde 1 takımı daha vardır. Voleybol 2. liginde 1, hentbol 1. ve 2.liglerinde 2 takımı bulunmaktadır. Ziraat Türkiye Kupası'nda Sivasspor 2021 - 2022 sezonunda Kayserispor ile Atatürk Olimpiyat Stadyumunda oynadığı final maçında rakibini 3-2 mağlup ederek Türkiye Kupası'nın sahibi olmuştur. Önemli spor tesisleri: Yeni 4 Eylül Stadyumu (27.532), Cumhuriyet Üniversitesi Taha Akgül Spor Salonu (1.300), 4 Eylül Spor Vadisi'nde bulunan Taha Akgül Spor Salonu (4.000), Olimpik Yüzme Havuzu ve Yıldız Dağı Kayak Merkezi'dir. == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * * Türkiye Kültür Portalı, Sıcak Çermik - Sivas * Türkiye Kültür Portalı, Soğuk Çermik - Sivas * Sivas Mutfağı Yemekleri (Türkiye Kültür Portalı) * Eğriçimen Yaylası * Türkiye Kültür Portalı, Sivas Halısı * SİVAS İLİ TURİZM POTANSİYELİ VE TURİZM ALANI YATIRIM ÖNERİLERİ, 2013 (İndirilebilir PDF) * Sivas İli Yüzey Araştırmaları, Merkez ve İlçeler (Höyükler ve Tarihi Yerleşim Alanları, 1992 - 1993 - 1994 - 1995, İndirilebilir PDF) Kategori:Türkiye'deki şehirler
1,926
Psikoterapi, bireylerin duygusal ve davranışsal sorunlarının çözümünü, ruh sağlıklarının geliştirilmesi ve korunmasını amaçlayan tekniklerin genel adı. Psikoterapi her zaman sadece tek tek bireyleri konu almaz, zaman zaman incelenen tüm bir ailenin etkileşimsel meseleleri zaman zamansa incelenen bir çiftin birbiriyle olan ilişkisindeki bazı sorunların ruh sağlığı temelindeki kökleri olabilir. Ruh-zihin sağlığına dair sorunların psikolojik, sosyolojik veya somatik boyutları olabilir. == Kelime anlamı == Psikoterapi, psiko () ve terapi () sözcüklerinden oluşur. Psukhē, ruh ve zihin; therapeia ise iyileştirme anlamına gelmektedir. == Tedavi ve süreç hakkında == Psikoterapi, daha olgun ve uygun bir ruhsal denge sağlamak amacı doğrultusunda zihinsel ve duygusal bozukluk gösteren hastalarla düşünce ve duygu alışverişi kurularak yürütülen bir tedavi bilim ve sanatıdır. Türkiye'de Psikiyatristler ve Klinik Psikologlar psikoterapi yaparlar. Genel bir başlık altında söylemek gerekirse, duygusal çatışmaları çözümleyen, bu çatışmalardan doğan kaygı ve gerginlikleri, çökkünlükleri azaltan, ruhsal uyum düzeyini artıran, kişilerarası ilişkileri daha olgunlaştıran tüm teknik ve yöntemlere psikoterapi denebilir. Psikoterapi sürecinde terapist ile danışan arasında kurulan ilişki temel alınarak danışanın yaşadığı sorunlar üzerinde çalışılır. Sadece psikolojik rahatsızlık yaşayan kişiler değil, hayatının herhangi bir alanında tıkanıklık yaşadığını hisseden ve yaşamını daha anlamlı bir şekilde sürdürmek isteyen herkes psikoterapi sürecine girebilir. Psikoterapi, terapistin danışan adına neyin doğru olduğuna karar vermesi ya da nasıl değişeceğini söylemesi değildir. Psikoterapist, kendi kuramsal bilgilerini ve uygulama becerilerini kullanarak; danışanın kendisini tanıması, hayatına dair farkındalıklar yaşaması, daha sağlıklı ilişkiler kurması ve yeni çözüm yolları geliştirebilmesi için danışana ışık tutar. == Psikoterapi türleri == === Bütüncül Psikoterapi === Tüm psikoterapi tekniklerinin hangi hastaya ne zaman uygulanacağını ve bütünü izah etmeye yönelik bu terapi yöntemi farklı teknikleri entegre etmeyi sağlar. Esneklik sağlayan bu model evrensel uygulamalar için de uygundur ve pratiktir. === Psikodinamik Psikoterapiler === Psikodinamik psikoterapiler, yapıtaşı olarak Freud’un klasik Dürtü Kuramı ve sonrasında da, Ego Psikolojisi, Nesne İlişkileri Kuramı, Kendilik Psikolojisi, Masterson Yaklaşımı gibi diğer psikodinamik yaklaşımlarla devam etmiştir. Bu yaklaşımlar; psikopatolojilerin temelinde kişinin 0-6 yaş arasındaki dönemde yaşadıklarının olduğunu savunur ve serbest çağrışım ve rüyaların yorumlanması başta olmak üzere bunları irdeler ve temelde hepsi bilinçdışı kavramına uygulamalarının teorik temelinde yer verir. 0-6 yaş döneminde odaklandıkları alt dönem yaklaşımlara ve temel aldıkları psikodinamik teoriye göre değişmektedir. === Bilişsel Psikoterapi === Bilginin işlenmesi sürecinde; temel kabullerdeki hatalardan kaynaklanan işlevi olmayan şematik kavramlar, zamanla olumsuz otomatik düşüncelere dönüşür. Sonuçta ortaya çıkan düşünsel, duygulanım ve davranış bozukluklarının sağıtımı bilişsel psikoterapinin alanına girmektedir. Kognitif terapi olarak da adlandırılmaktadır. Şema terapisi, düşünsel duygulanımcı davranış terapisi de bilişsel terapiden kaynaklanmıştır === Davranışçı Psikoterapi === Davranışta otomatik modelleme gibi öğrenmeler sonucunda ortaya çıkan bozukluklarda; duyarsızlaştırma, ödüllendirme gibi çeşitli teknikler yoluyla davranış değişikliği ya da davranışın frekansında azalma gibi sonuçlar sağlamaya yönelik terapilerdir. === Bilişsel - Davranışçı Psikoterapiler === Klinik uygulamalar ve gözlemler psikoterapi süreci içinde, bilişsel-davranışçı yöntemlerin bir arada kullanılmasının etkin sonuçlar ortaya çıkarttığını görgül olarak göstermektedir. Günümüzde sıklıkla bu iki method bir arada kullanılmaktadır. === Varoluşçu Psikoterapi === Varoluşçu Psikoterapi de önemli olan şimdi ve burada kavramlarıdır. Varoluşçular varolma yolunda kişinin en çok üzerinde durduğu 5 soruyu temel alarak bunlar yoluyla psikoterapiyi yapılandırmışlardır. Yaklaşımın öncüsü Viktor E. Frankldır ve bu yaklaşımın temellerinden yola çıkarak logoterapiyi geliştirmiştir. === Sistemik Psikoterapi === Sistemik Psikoterapi Palo Alto'dan Paul Watzlawick ve arkadaşlarının 1970'lerde geliştirdiği, matematik sistem teorileri, iletişim teorileri ve aile dizin çalışmalarının temelini olşturduğu, 10-15 seans süreli ve bir ekip tarafından uygulanan psikoterapi yöntemidir. === Gestalt Psikoterapi Yaklaşımı === 1940'lı yıllarda Fritz Perls, Laura Perls ve Paul Goodman tarafından geliştirilmiş bir psikoterapi yaklaşımıdır. Geştalt kelimesi Almanca'da kendine özgü bir bütünlüğü olan şekil, örüntü anlamına gelmektedir. Bu yaklaşım, her bireyin, doğuştan var olan potansiyellerini açığa çıkarabilme dürtüsüne sahip olduğu görüşünü benimser. Bireyin kendi özelliklerini ve potansiyelini fark edip, buna sahip çıkabilmesini ve kendisini gerçekleştirmesini amaçlar. === Narrative Terapi === Narrative Terapi Avustralyalı Aile Terapisti Michael White ve Yeni Zelandalı Aile Terapisti David Epson tarafından geliştirilmiş bir post-modern psikoterapi yaklaşımıdır. Odak noktası, bireylerin yapısal özelliklerine değil yaşamlarını nasıl anlamlandırıp, yorumladıklarıdır. === Oyun Terapisi === Oyun Terapisi, çocukların psikolojik ihtiyaçlarına ve psikolojik sorunlarına yönelik bir psikoterapi yöntemidir. Çocukların oyun üzerinden daha güvenli ve daha işlevsel iletişim kurabildikleri ve bu yolla kaygı, okul fobisi, travma, hiperaktivite, dikkat eksikliği, alt ıslatma, kaka tutma, gece terörü gibi birçok sorun için sağaltıcı olduğu hipotezi üzerine kuruludur. === Sanal Gerçeklik Terapisi === Sanal gerçeklik cihazları psikoterapide, başlıca özgül fobiler olmak üzere pek çok rahatsızlığın tedavisinde kullanılmaktadır. Sanal Gerçeklik Terapisi(SGT) ile danışanların uyarıcıya duyarsızlaşması hedeflenir. Bilgisayar ortamında hazırlanan yapay bir ortam aracılığıyla, kontrollü bir yüzleşme sağlayan sanal gerçeklik terapileri, birçok rahatsızlığın ve fobilerin tedavisinde başarı sağlamıştır. SGT, bir terapist eşliğinde sistematik bir şekilde ilerler. == Psikoterapi için önerilen farklı tanımlar == Sigmund Freud ve Joseph Breuer'in hastalarından biri olan Bertha Pappenheim (Anna O. anonim adıyla da anılır), kendisine uygulanan tedaviye "talking cure" yani konuşma terapisi demiştir. Bu tanım daha sonraları Freud tarafından da kullanılmıştır. Avrupa Psikoterapi Derneği ve Dünya Psikoterapi Derneklerinin ortak psikoterapi tanımının Türkçe tercümesi şöyledir: "Psikoterapi uygulaması, davranış bozuklukları ve rahatsızlık durumlarının, ya da psikososyal, ayrıca psikosomatik faktörler ve nedenlerle ilişkili geniş kişilik gelişimi gereksinimlerinin, bilimsel psikoterapik metotlar ile, bir veya daha fazla tedavi olan kişilere, bir ya da daha fazla terapist ile, var olan semptomlarının hafifletilmesi ya da ortadan kaldırılması, bozuk davranış şekilleri ve tutumlarının değiştirilmesi ve tedavi edilen bireyin olgunlaşma, büyüme, aklıselimlik ve iyilik süreçlerinin desteklemek gayesi ile, genel ve özel eğitimlerine dayanarak geniş kapsamlı, maksatlı ve planlı tedavi ya da terepâtik müdahalesidir." == Kaynakça == ==Ayrıca bakınız== * Psikoterapinin tarihi * Psikodrama * Psikanaliz
1,908
küçükresim|Periyodik tablo Periyodik tablo, kimyasal elementlerin sınıflandırılması için geliştirilmiş tablodur. Dilimizde periyodik tablo, periyodik cetvel, periyodik çizelge, elementler tablosu gibi birçok şekilde isimlendirilmiştir. Bu tablo bilinen bütün elementlerin artan atom numaralarına (buna proton sayısı da denir) göre bir sıralanışıdır. Periyodik cetvelden önce de bu yönde çalışmalar yapılmış olmakla birlikte, mucidi genelde Rus kimyager Dmitri Mendeleyev kabul edilir. 1869'da Mendeleyev atomları artan atom ağırlığına göre sıraladığında belli özelliklerin tekrarlandığını fark etti. Özellikleri tekrarlanan elementleri alt alta yerleştirdi ve buna grup adını verdi. == Genel bakış == == Grup, periyot ve bloklar == === Grup === Dış katman elektron dizilimi aynı olan elementlerin oluşturduğu birliğe grup denir. Gruplar periyodik tablodaki sütunlardır. Aynı gruptaki elementlerin kimyasal özellikleri benzerdir. Gruplar iki şekilde adlandırılır. Birincisi IUPAC'ın önerdiği 1'den 18'e kadar olan sayılardır. İkincisi ise daha sık kullanılan harf (A,B) ve rakamlardan oluşan adlandırmadır. Grupların özel isimleri Grup İsmi 1 alkali metal 2 toprak alkali metal 13 bor grubu 14 karbon grubu 15 azot grubu 16 kalkojen 17 halojen 18 soygaz === Periyot === Periyodik tablodaki satırlara periyot denir. Toplam yedi periyot vardır. Altıncı periyot 32 elemente sahip uzun bir periyottur, bu periyodun 14 elementi aşağıya taşınmıştır. Bunlara lantanit denir. Aynı şey yedinci periyot için de geçerlidir. Yedinci periyottan ayrılan bölümlere ise aktinit denir. (Periyodik tablonun altında bulunan 2 periyot şeklinde olan yer.) === Blok === Elementler (hidrojen ve helyum dışında) değerlik orbitallerine göre s,p, d ve f olmak üzere dört ana bloğa ayrılır. s ve p ana grup, d ve f yan grup olarak bilinir. sol|upright=1.35|x90px|f bloğo asıl yerine taşındığında oluşan görünümnone|upright=0.75|f bloğunun altta olduğu bilindik görünüm|244x244px f bloğunun altta olduğu bilindik görünüm (sol) f bloğu asıl yerine taşındığında oluşan görünüm (sağ) f bloğunun altta olduğu bilindik görünüm (sol) f bloğu asıl yerine taşındığında oluşan görünüm (sağ) == Düzenli değişimler == Periyodik tabloda soldan sağa ya da yukarıdan aşağı gidildikçe düzenli değişen birtakım özellikler vardır. === Atom yarıçapı === küçükresim|upright=1.35|sol|Atom yarıçapının atom numarasına göre değşimi Atomların büyüklüğü ölçülürken Van der Waals yarıçapı dikkate alınır. Çekirdekle dış katmanlarda bulunan elektronlar arasındaki çekim kuvveti ne kadar büyük olursa atom yarıçapı da o kadar küçük olur. Örneğin ikinci periyot elementlerinden lityumun son katman elektronu 3 protonla çekilirken, florunki 9 proton tarafından çekilir. Bu yüzden soldan sağa gidildikçe yarıçap azalır. Yukarıdan aşağı gidildikçe dış katman elektronları çekirdekten daha uzakta bulunur. Atom yarıçapı artar. === İyonlaşma enerjisi === küçükresim|upright=1.6|sağ|İyonlaşma enerjilerinin, atom numarası ile değişimini gösteren grafik Gaz halde bulunan bir atomdan bir elektron koparmak için gereken enerjiye iyonlaşma enerjisi denir. Soldan sağa gidildikçe çekirdekle son katman elektronları arasındaki çekim kuvveti artacağından iyonlaştırmak için daha fazla enerjiye gerek vardır. O yüzden soldan sağa gidildikçe düzenli olarak artış beklenir ancak 2A ve 5A elementlerinin küresel simetrik özelliğinden dolayı sıralamada yerleri farklıdır. : 1A<3A<2A<4A<6A<5A<7A<8A Bir elektronu uzaklaştırmak için gereken enerji, elektronun çekirdekten uzaklığına bağlıdır. Bu sebeple yukarıdan aşağı inildikçe atom yarıçapı arttığından iyonlaşma enerjisi azalır. === Elektronegatiflik === küçükresim|sağ|upright=1.35|Yukarıdan aşağı inildikçe azalan elektronegatiflik Elektronegatiflik, bir atomun kimyasal bağdaki elektronları kendine doğru çekme yeteneğinin bir ölçüsüdür. Doğrudan bir ölçümü yoktur, ancak iyonlaşma enerjisi ve elektron ilgisinin aritmetik ortalaması olarak düşünülebilir.Greenwood & Earnshaw, s. 27 Soldan sağa doğru iyonlaşma enerjisi ve elektron ilgisi arttığından elektronegatiflik artar. Yukarıdan aşağı ise azalır. === Diğer özellikler === Bir periyotta soldan sağa doğru gidildikçe; * Proton, nötron sayıları ve kütle numarası artar. * Atom numarası artar. * Değerlik elektron sayısı artar. * Elektron alma isteği (ametallik) artar. * Yörünge sayısı değişmez. * Atom hacmi ve çapı azalır. Bir grupta yukarıdan aşağıya inildikçe; * Proton, nötron sayıları ve kütle numarası artar. * Atom numarası artar. * Değerlik elektron sayısı değişmez (Bu nedenle aynı gruptaki elementlerin kimyasal özellikleri benzerdir). * Elektron verme isteği (metalik karakter) artar. * Yörünge sayısı artar. * Atom hacmi ve çapı artar. == Tarihçe == küçükresim|200px|sağ|Dmitri İvanoviç Mendeleyev Altın, gümüş, kalay, bakır, kurşun, cıva ve demir gibi elementler eski çağlardan beri biliniyordu. Bir elementin ilk bilimsel olarak bulunması 1649 yılında Hennig Brand'ın fosforu bulmasıyla başlamıştır. Bundan sonraki 200 yıl boyunca elementler ve onların bileşikleri hakkında kimyacılar tarafından pek çok bilgi elde edilmiştir. Bununla beraber 1869 yılına kadar toplam 63 element bulunabilmiştir. 1817 yılında Johann Dobereiner benzer kimyasal özelliklere sahip olan stronsiyum, kalsiyum ve baryuma bakarak, stronsiyumun atom ağırlığının kalsiyum ve baryum atom ağırlıklarının ortasında olduğuna dikkat çekmiştir. 1829 yılında klor, brom ve iyot üçlüsünün de benzer özellikler gösterdiği bulunmuştu. Yine benzer davranış lityum, sodyum ve potasyum için de gözleniyordu. 1829 ve 1858 yılları arasında bu konuda pek çok araştırma yapıldı. Bu sırada halojenler grubu katıldı. Oksijen, kükürt, selenyum ve tellür bir grubun üyesi olarak düşünülürken azot, fosfor, arsenik, antimon ve bizmut başka bir grup içine yerleştirildiler. İlk periyodik tabloyu oluşturma şerefi Fransız bilim insanı Alexandre-Émile Béguyer de Chancourtois'e düştü. De Chancourtois, silindirin çevresine 16 kütle birimleri yerleştirerek element ve iyonları buraya oturttu. Benzer özelliklerdeki elementler bu silindir üzerinde düşey satırlarda gruba ayırmıştı. Atom ağırlıkları sekizin katı kadar olan elementlerin özellikleri benzerdi. 1864 yılında yazılan bir yazıda Newlands bunu Oktav kanunu (Law of Octaves) olarak tanımladı. Bu kanuna göre herhangi bir element tablodaki sekizinci elementle benzerlikler gösteriyordu. Genelde periyodik tablonun babası olarak Alman bilim insanı Julius Lothar Meyer ve Rus bilim insanı Dmitri Mendeleyev kabul edilir. Her ikisi de birbirinden habersiz olarak dikkate değer benzer sonuçlar üretmişlerdir. Mendeleyev atomların artan atom ağırlıklarına göre sıralandıklarında belli özelliklerin tekrarlandığını görmüştür. Daha sonra elementleri tekrarlanan özelliklerine göre alt alta sıralayarak ilk iki periyodu yedişer, sonraki üç periyodu ise onyedişer element içeren bir periyodik sistem hazırlamıştır. Mendeleyev'in hazırladığı periyodik sistemde bazı yerleri henüz keşfedilmemiş elementlerin olduğunu düşünerek boş bırakmıştır. Daha sonra bulunan skandiyum, galyum, germanyum elementleri tablodaki boşluklara yerleşmişlerdir. 1895 yılında Lord Rayleigh, yeni bir soygaz (argon) keşfettiğini bildirdi. Bu element periyodik tabloda bilinen hiçbir yere oturtulamadı. 1898 yılında William Ramsay bu elementin klor ile potasyum arasında bir yere konulabileceğini önerdi. Helyum da aynı grubun bir üyesi olarak düşünüldü. Bu grup elementlerinin değerliklerinin sıfır olması nedeniyle sıfır grubu olarak adlandırıldı. küçükresim|Mendeleyev'in An Attempt Towards a Chemical Conception of the Ether kitabındaki periyodik tablo Mendeleyev'in periyodik tablosu her ne kadar elementlerin periyodik özelliklerini gösterse de neden özelliklerin tekrarlandığı konusunda herhangi bir bilgi vermemektedir. === Moseley ve modern periyodik yasa === 1911'de Ernest Rutherford atom çekirdekleri alfa parçacıklarının saçılması deneyiyle çekirdek yükünün belirlenebileceğini gösterdi. Rutherford'un gösterdiği diğer bir şey bir çekirdeğin yükünün atom ağırlığı ile orantılı olduğuydu. Yine 1911'de Antonius van den Broek bir seri çalışmasıyla elementlerin atom ağırlıklarının atom üzerindeki yüke yaklaşık eşit olduğunu gösterdi. Bu yük daha sonra atom numarası olarak tanımlandı ve periyodik tablodaki elementleri yerleştirmede kullanıldı. 1913'te Henry Moseley bir grup elementin X-ışınlar tayf çizgilerin dalga boylarını ölçerek, atom numarası ile elementlerin X-ışınları dalga boylarının ilişkili olduğunu gösterdi. Bu çalışma Mendeleyev, Meyer ve diğerlerinin yaptığı gibi atom ağırlıklarının temel seçmedeki yanlışlıklarını gösteriyordu. Fakat neden periyodik özellikler gözleniyor sorusunun yanıtı ise Niels Bohr'un elementlerdeki elektronik yapıyı incelemesiyle başlar denilebilir. Periyodik tablodaki en son büyük değişiklik, 20. yüzyılın ortalarında Glenn Seaborg'un çalışmasıyla ortaya çıktı. 1940'ta plutonyumu bulmasıyla başlayan araştırması, 94'ten 102'ye kadar olan tüm uranyum ötesi elementleri bulmasıyla sürdü. Periyodik tablodaki lantanit serisinin altına aktinitler serisini yerleştirdi. 1951'de Seaborg bu çalışmaları ile kimyada Nobel Ödülünü kazandı. 106 nolu element seaborgiyum (Sg) olarak adlandırıldı. == Kaynakça == == Dış bağlantılar == * Dinamik Periyodik Tablo * Periyodik Tablo (TÜBİTAK) Kategori:Sınıflandırma sistemleri Kategori:Dmitri Mendeleyev Kategori:Rus icatları
1,933
Kuş gribi (Avian İnfluenza, Tavuk Vebası, Pestis Avium, Bird Flu, Avian Flu). Virüs kaynaklı ölümcül bir hayvan hastalığıdır. Virüsün H5N1 adındaki türevi insanları da öldürebilir. Ateş, öksürük, boğaz ağrısı, kas ağrıları başlangıç belirtileridir. Akciğerde ağrı görülür. Bunun sonucunda zatürre, solunum sıkıntısı ve ölüme kadar giden birtakım tablolar oluşabilir. Belirtiler hastalıkla temastan 2-3 saat ila 3-4 gün içinde kendini gösterir. Ancak 7-10 günlük kontrol daha doğru olur. Hücrelere yeterli oksijen gitmediği için vücut morarmaya başlar. Bundan dolayı Endonezyalılar kuş gribine "mavi ölüm" de derler. Gayri resmi olarak kuş gribi, kuş'lara uyarlanmış virüs'lerin neden olduğu bir grip çeşididir.Chapter Two : Avian Influenza by Timm C. Harder and Ortrud Werner in Influenza Report 2006 CDC has a phylogenetic tree showing the relationship between dozens of highly pathogenic varieties of the Z genotype of avian flu virus H5N1 and ancestral strains. En riskli tür yüksek patojenik kuş gribi (HPAI)'dir. Kuş gribi, domuz gribi, köpek gribi, at gribi ve insan gribi'ne benzer şekilde belirli bir konakçıya musallat olmuş influenza virüslerinin suşlarının neden olduğu bir hastalıktır. Üç tip influenza virüsünden (A, B ve C), influenza A virüsü neredeyse tamamen kuşlarda doğal rezervuarı ile zoonotik bir enfeksiyondur. Kuş gribi denilince çoğunlukla influenza A virüsü ifade edilir. İnfluenza A, kuşlara musallat olmasına rağmen aynı zamanda kişiden kişiye de kararlı bir şekilde bulaşır. İspanyol gribi virüsünün genlerine yapılan son grip araştırması, hem insan hem de kuş türlerinden virüsten uyarlanmış genlere sahip olduğunu gösterir. Domuzlara ayrıca insan, kuş ve domuz gribi virüsleri bulaşabilir bu da gen karışımlarının (yeniden sınıflandırma) yeni virüs türü oluşturmasına imkan tanır, bu da antijenik kayma'dan yeni influenza A virüsü alt tipine neden olabilir ki çoğu insanın buna karşı çok az veya hiç bağışıklık koruması yoktur. Kuş gribi suşları patojen'liklerine göre iki tipe ayrılır: yüksek patojenite (HP) veya düşük patojenite (LP)."Avian Influenza Low Pathogenic H5N1 vs. Highly Pathogenic H5N1". United States Department of Agriculture. 23 July 2015 En iyi bilinen HPAI suşu, H5N1, ilk olarak 1996 yılında Çin'in Guangdong Eyaletinde bir çiftlik kazından yalıtıldı ve ayrıca Kuzey Amerika'da bulunan düşük patojenik suşlara sahiptir. Esaret altındaki yoldaş kuşların virüse bulaşması olası değildir ve 2003'ten beri kuş gribi ile eşlik eden kuşa dair herhangi bir rapor bulunmamaktadır. Güvercinler kuş türlerine bulaşabilir ancak nadiren hastalanırlar ve virüsü insanlara veya diğer hayvanlara etkin şekilde bulaştıramazlar. 2013'ün başı ile 2017'nin başı arasında, Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) laboratuvar tarafından doğrulanmış 916 insan H7N9 vakası bildirildi. 9 Ocak 2017'de Çin Ulusal Sağlık ve Aile Planlaması Komisyonu, 35 ölüm, 2 muhtemelen insandan insana bulaşma vakası ve 106 kişiden 80'inin canlı kümes hayvanı pazarlarını ziyaret ettiğini belirten kasım ayı sonundan aralık ayı sonuna kadar görülen 106 adet H7N9 vakasını WHO'ya raporladı. Vakalar Jiangsu (52), Zhejiang (21), Anhui (14), Guangdong (14), Şangay (2), Fujian (2) ve Hunan (1)'den bildirilmişti. H7N9 insan vakalarının sayısında benzer ani artışlar, önceki yıllarda Aralık ve Ocak aylarında meydana geldi. == Tarihçe == Tarihsel olarak incelendiğinde 20. yüzyılda 9-39 yıl arayla antijenik sapma sonucu ortaya çıkan yeni virüs alt tiplerine bağlı dört ya da beş grip pandemisi olmuştur. 1918-1919 yıllarındaki H1N1 (İspanyol gribi) pandemisinin 40-50 milyon kişinin ölümüne neden olduğu tahmin edilmektedir. Ardından 1957-1958 (H2N2), 1968-1969 (H3N2) ve 1977-1978 (H1N1) pandemileri olmuştur. Hâlen dünya üzerinde H3N1 ve H1N1 virüsleri birlikte dolaşmaktadır. H5N1 virüsü ise ilk 1983 yılında Amerika'da görüldü. 2016 yılında H5N8 kuş gribi virüsü Rusya’nın güneyinde yer alan Tuva Cumhuriyeti’ndeki yabani kuşlarda görüldü. Kanatlı hayvanlar için oldukça bulaşıcı olan virüs, Polonya ve Macaristan’a ulaşarak batıya ve güneye yöneldiği ve şimdiye kadar bu kuş ile enfekte olan bir insana rastlanmadığı bildirilmiştir Bundan sonra da yeni pandemilerin olması kaçınılmaz gibi görünmektedir. Uğradıkları sık ve kalıcı antijen değişmeleri nedeniyle, dünya üzerindeki influenzavirüs aktivitesi sürekli olarak izlenmekte ve grip aşılarının bileşiminde her yıl ayarlamalar yapılması gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu amaçla 1947’de başlattığı Küresel Grip Programı’nı uygulamaktadır. Kuş gribi 2005-2008 yılları arasında da ortaya çıkmıştır. Ocak 2021'de kuş gribinin 8 bölgede görüldüğü Fransa'da 2 milyona yakın ördek hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla öldürüldü. == İhbar mecburiyeti == Tavuk vebası (kuş gribi), ihbarı mecbur olan hastalıklardandır. Resmî Gazete, 3285 Sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununun 4 üncü Maddesine Göre Tespit Edilen İhbarı Mecburi Hastalıklar Hakkında Tebliğ (Tebliğ No: 2007/32) == Tedavi ve korunma == Tedavisi yoktur, H5 ve H7 tipleri başta ABD, Avustralya ve Türkiye'de görülmüştür. Aşılama ile korunma sağlanır. Hastalığa yakalanan hayvanların itlafı gerekir. == Dipnotlar == == Dış bağlantılar == * kusgribi.gov.tr ==Kaynakça== Kategori:İnsan hastalıkları Kategori:Grip Kategori:İhbarı mecburi hastalıklar Kategori:Kümes hayvanlarının hastalıkları Kategori:Kuş gribi salgınları Kategori:21. yüzyıldaki salgınlar